Uzmanlar ne diyor? Prof. Dr. Müh. Andreas Wittmann, Wuppertal Üniversitesi İğne batma yaralanması riskleri nelerdir? Sağlık çalışanları görev kapsamları içerisinde çok sayıda riske maruz kalırlar, özellikle de kontamine olmuş kesici-delici aletleri de içine alan iğne batma yaralanmalarının neden olduğu enfeksiyon risklerine. Bu gibi kana maruz kalma neredeyse bilinen tüm patojenlerin bulaşmasına yol açabilir, hepatit B veya C virüsü (HBV, HCV) ve insan bağışıklık yetmezliği virüsü (HIV) en ciddi ve öldürücü olanlar arasındadır. Hepatit B virüsüne yakalanma riski aşılama yoluyla en aza indirgenebilir ve HBV ve/veya HIV enfeksiyonu durumunda maruz kalma sonrası oldukça etkili bir profilaksi de mevcuttur. Bunun tersine, halihazırda hepatit C virüsü için olası tek profilaksi maruz kalmanın engellenmesidir. Hepatit B virüsü 100'lük bir bulaşma oranına yol açabilirse de farklı literatürlere göre kanla taşınan patojenlere maruz kalındıktan sonraki serokonversiyon riski iyi bilinen "30-3-0,3 kuralı" ile değerlendirilir. Ancak HBV'ye karşı etkili bir aşılama fırsatı mevcuttur. Kendi araştırmamız her çalışanın takriben her iki yılda bir iğne batma yaralanması riski ile karşı karşıya olmasına karşın sadece çok azının ilgili kurumlara bildirildiğini göstermiştir. Bu yaralanmaların büyük çoğunluğu ya kontamine olmuş iğnelerin bertaraf edilmesi sırasında ya da yanlış bertaraf etme sonucu meydana gelmektedir. Gene uzun süre önce yasaklanmış olan iğnelerin kapaklarının iki elle tekrar kapatılması uygulaması da günümüzde bile hâlâ çok sayıda iğne batma yaralanmasına neden olmaktadır. Doğru bir risk değerlendirmesi nasıl elde edilir? 2010/32/EU sayılı direktifin de öngördüğü üzere tıbbi kesici-delici cihazların dahil olduğu tüm aktiviteler için resmi risk değerlendirmeleri yapılmalıdır. Doğru bir risk değerlendirmesi her kesici-delici alet tipi için kana maruz kalma oranını ve iğne batması yaralanması sıklığını hesaba katar. Küçük kabul edilebilir risklerin büyük risklerden ayrılması bu risklerin etkin bir şekilde tedavisi için gerekli verileri ve nihayet farklı aygıt tiplerine göre uygun önlemlerin tanımlanmasını sağlar. Başlıca araştırma sonuçları nelerdir? Enfeksiyon riski esasen hastanın kanının enfeksiyöz olması ve iğne batması yoluyla yeterli miktarda patojenin bulaşması olasılıklarının bir işlevidir. Kanla dolu lümenli iğneleri, örn. kanatlı IV iğneler veya IV kateterler gibi, içine alan önlemler tipik bir iğne batma yaralanması takriben 1 µl kanın nakline neden olurken yaranın derinliğinin kanın hacmini kesinlikle etkilediğini göstermiştir. Dahası araştırmamız iğnenin büyüklüğünün de Home > transfer edilen kanın hacmini etkilediğini göstermiştir. Buna göre, geniş lümen iğneler daha yüksek hacimde kanın nakline yol açmaktadır.1 Aşağıdaki tabloda gösterildiği üzere enfeksiyon riski değişik tipte kesici-delici aletler arasında veya daha çok uygulamanın kapsamına göre değişiklik göstermektedir. Periferal ve santral venöz kateterler, kan almakta kullanılan kelebek iğneler veya bistüri bıçakları gibi cerrahi aletler benzeri kesici-delici aletler kana maruz kalma oranı anlamında ciddi veya hatta ölümcül risk sergilemektedir. Yaralanma veya enfeksiyon riski güvenli projelendirilmiş kesici-delici aletlerin uygulamaya girmesi, iş uygulamalarının iyileştirilmesi ve uygun eğitimin sağlanması ile ortadan kaldırılmalı veya en azından azaltılmalıdır ki bu 2010/32/EU sayılı direktifle de uyumu sağlayacaktır. En iyi uygulama risk değerlendirmesi Hangi önleyici önlemler alınmalıdır? Araştırmamızda risk analizi matrisinde derlenerek toplanan veriler sağlık tesislerinin sonunda sağlık çalışanlarını iğne batma yaralanmalarından koruyacak ve riski azaltacak uygun önleyici önlemleri almalarını ve davranış kurallarını belirlemelerini sağladı. Yaralanmaları ve mesleki hastalıkları kontrol etmek için etkin stratejiler aşağıdaki önlemler üzerine odaklanmalıdır (tercih sırasına göre listelenmiştir): 1. Büyük tehlikelerin yerini daha az tehlikeli materyal veya süreçlerin alması 2. Riskleri en aza indirgemek için teknik çözümler 3. Çalışanları kalan tehlikelerden uzak tutmak için mühendislik kontrollerinin uygulanması 4. Mühendislik yolu ile kontrol edilemeyen teması azaltmak için idari kontroller 5. Kişisel Koruyucu Donanım kullanılması (savunmanın son hattı) Prof. Dr. Müh. Wuppertal Üniversitesi Güvenlik Mühendisliği, Mesleki Tıp, Mesleki Fizyoloji ve Enfeksiyon Kontrol Fakültesi Home > Referans: 1Wittmann, A., Kralj, N., Hofmann, F. (2004): Übertragene Blutvolumina nach Kanülenstichverletzungen – Ein Beitrag zur Risikoabschätzung nach Kanülenstichverletzungen in: Hofmann F., Reschauer G., Stößel U. (Hrsg.): Arbeitsmedizin im Gesundheitsdienst XVII. 188-191. edition FFAS, Freiburg i. Br, 2004 Not all products are registered and approved for sale in all countries or regions. Ind Home >