14.4 .1961 0 : 3 261

advertisement
B : 45
14.4 .1961
takririmi takdim ediyorum. Takdir Yüksek Öeyetinizindir.
COŞKUN KIRCA — Muhterem arkadaşla­
rım, madde üzerinde, şahsım adına, kısaca mâ­
ruzâtta bulunmak istiyorum. Burada «herkesin
çalışması esası» ndan maksat, Birleşmiş Millet­
ler Misâkmda yer almış olan, tam istihdam prensipi ve bilhassa bizim gibi az gelişmiş memleket­
lerde ziyadesiyle mevzuubahsolan gizli işsizliğin
ve mevsim işsizliğinin önlenmesi maksadıdır.
Bundan maksat tamamen şudur : Yani burada
yer alan mefhum tamamen iktisadi anlamında
derpiş edilmiştir. Bu gaye, gerek zengin Batı
memleketler, gerek bizim gibi az gelişmiş mem­
leketlerde müşterek olan bir husustur. «İktisadi
ve sosyal hayat adalete dayanacaktır» demek­
ten maksat ise, gerek millî gelir dağıtımında ge­
rek vatandaşın toplum içerisinde mevcut imkân­
lardan mümkün olduğu kadar eşit olarak fay­
dalanacağı bir sistemi hedef olarak gösteren
umumi bir direktif vermekten ibarettir. «İnsan­
lık haysiyetine yaraşır» gibi çok umumi bir tâ­
birin, bir direktifin kesin kıstaslarını tesbit et­
mek imkânsızdır. Bu saydığım hükümler umumi
felsefeye mütaallik mefhumlardır. Bunlar Dev­
lete sadece bir gaye gösterir, bir direktif ve­
rir. Bu gayelere varmak, bu direktifler istika­
metinde hareket etmek için değişik iktisadi ve
sosyal doktrinlere göre değişik tedbirler ve si­
yasetler takibetmek mümkündür. «İktisadi kal­
kınmayı demokratik yollarla gerçekleştirmek,
bu maksatla millî tasarrufu artırmak ve yatı­
rımları topluma yöneltmek» de belli bir tedbir
delildir. Bu gayelere de farklı iktisadi siyaset
tedbirleriyle ulaşılabileceğini söylemek müm­
kündür. Kalkınma, ister şu, ister bu metodla, şu
veya bu tedbirlerle gerçekleştirilebilir. Bu mak­
satla, liberal veya Devletçi yollara başvurulabi­
lir. Ancak, her iki halde de kalkınma, ancak mil­
lî gelirin artmasiyle mümkündür. Bunun için de,
her halde, millî gelir artışında tasarruf payının
artırılması ve bu suretle hâsıl olacak yatırım
kaynaklarının toplumsal önceliklere yöneltilme­
si lâzımdır. Bunlar, bizatihi tedbir değil, gaye­
dir. Tedbirler, siyasi partilerin, iktisatların
programlarında değişik iktisadi görüşlere göre
yer alacaktır. Ancak bugün liberal sayılan, li­
beral sayılmıyan bütün devletler, bu gayelere
varmayı mesuliyet olarak kabul etmişlerdir. Bu­
nun gibi, müdahalecilik bugün en liberal Dev-
0:3
letlerde bile inkâr edilmiyen bir husustur. Her
müdahale ise bir plânı gerektirir. Demek ki,
plânlama da bugün liberal sayılan veya sayıl­
mıyan bütün memleketlerde
mevcudolan bir
mefhumdur. Ama, plânın hangi karakterde ola­
cağını, değişik siyasi partilerin doktrinleri ara­
sında bir tercih yapacak olan seçmen kütlesi
tesbit edecektir. Bizim yaptığımız, bu alemşümul
hususları tesbit etmekten ibarettir.
Burada «Yatırımlar» dendiği zaman, buna
kamusal yatırımlar da, özel teşebbüs yatırımları
da dâhildir.
Yatırımlar, toplum yararının gerektirdiği
önceliklere sevk edilirken demokartik kalkın­
ma metotları tatbik edilecektir. Zora başvur­
ma ve müsadere gibi metotlara başvurmak,
Anayasanın diğer maddeleri muvacehesinde
mümkün değildir. «Yatırımları toplumsal önce­
liklere yöneltmek» de bizatihi bir tedbir değil,
bir gayedir. Bu gayeye varmak, bazılarınca
piyasa mekanizmasına uymakla, bazılarınca tam
rekabeti piyasada gerçekleştirici Devlet müda­
haleleri yapmakla, bazılarınca Devletçi yollar­
dan, bazılarınca da demokratik sosyalizmin te­
lâkkilerini tatbik etmekle mümkündür. Görü­
lüyor ki bu madde de, hiçbir suretle, belli bir
doktrin getirilmemiş, demokratik doktrinler
arasında, her birinin tatbik imkânı açık tutul­
mak suretiyle tamamen tarafsız kalınmıştır.
Yapılan şey, maddeyi, hangi cephesinden tet­
kik edersek edelim, her doktrinin kabullendiği bir­
takım ana gayeleri tekrar etmekten ibarettir,
sanıyorum.
RAUF GÖKÇEN — Efendim, Sayın Kırca
çok tatlı ve yumuşak ifadelerle hakikaten bu
maddeyi plâtonik bir direktif olarak bize gös­
terdi, sözlerine inandım. Yalnız baş tarafında
müşahede ettiğimiz bir türlü gösteremediği, ka­
bul ettiremediği dengemizi bilmedikçe maalesef
bu maddede o tatlı sesi, güzel ifadeleri plâto­
nik direktif olarak bana göstermediğine kaaniim.
Onun için Sayın Kırca'dan özür dilerim.
BAŞKAN — Sayın Ferid Melen.
FERİD MELEN — Muhterem arkadaşlar;
bu madde ile mücadelesini yaptığımız ve özle­
diğimiz bir müessese, Devltimizin hayatına gir­
mektedir. Bunu mesut bir hâdise olarak telâkki
etmekteyim. Yalnız, sayın komisyondan biraz
261
Download