Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 11.Hafta ETİK KAVRAMI, ETİĞİN SINIFLANDIRILMASI VE ETİK KURAMLARI (TEORİLERİ) Dr. Osman Orkan Özer ETİK KAVRAMI, ETİĞİN SINIFLANDIRILMASI VE ETİK KURAMLARI (TEORİLERİ) Etik Kavramı:"Etik", Yunanca'da karakter anlamına gelen "ethos" sözcüğünden gelir. Kuramsal bir ilgi alanı olarak etik, "insan eylemini yönetmesi gereken kuralları ve insan yaşamında peşinden gidilmeye değer iyileri bulmak amacıyla, ahlaksal davranışın sistematik bir incelenmesi" olarak tanımlanabilir. Pratik alanına işaret eden ahlaktan ayrı olarak etik, daha çok kuramsal etkinliğe işaret eder. Etikçi, ahlakın temelinde bulunan ya da bulunması gereken ilke ve kavramları araştırır. Ahlakçı ise, pratikle ilgilenir. İnsanların daha iyi olmasına yardım etmeye çalışır. Hangi durumlarda nasıl davranması gerektiğini söyler. Ahlakla ilişkisi içinde etik, "ahlakın kuramsal incelenmesi" olarak tanımlanabilir. Bu anlamda "etik" sözcüğü, "ahlak felsefesi" ya da "ahlak kuramı" deyimleri ile eşanlamlıdır. Etik, basit bir anlatımla doğru ve yanlış ölçütleridir. Ahlak geniş tabanlı ve nasıl davranılması gerektiğine ilişkin yazılı olmayan standartları içerir. Etikte ise açık ve belirgin bir alana ilişkin yazılı kuralları içermesi beklenir. Örneğin siyaset etiği, tıp etiği, hukuk etiği, tarım etiği v.b. alanlar için ortak ilkeler sözkonusu olmakla beraber daha çok kendilerine özgü kurallar içerirler. Yasal düzenlemeler genellikle etik tartışmalardan sonra gerçekleşir. Yasalaşmamış olsa da etik tartışmalarını görmemezlikten gelinmemesi lazımdır. İnsan davranışları, ihtiyaçlarımızın giderilmesi için biçimlenmektedir. Toplumsal davranış ise gereksinmelerimizi karşılamak isterken toplumun iyidoğru-uygun dediği davranışları benimsememizi isteyecektir. İsteklerimizle toplumun değer yargıları çatıştığında vicdan rahatsızlığı, örtüştüğünde ise vicdan huzuru duyulur. Etiğin kökeninde hem kendi isteklerimiz hem de toplumun iyi-doğru-uygun buldukları önem taşır. Toplumsal kurumların değer yargıları, etiğin toplumsal kökenlerini temsil ederken, aile etiği, tıp etiği, çevre etiği, tarım etiği, ticaret etiği, gazetecilik etiği, siyaset etiği, hukuk etiği gibi kategoriler ortaya çıkmaktadır. • Toplumun ortak değerleri: • • • • • • • • • • • • • Dürüstlük Yalan söylememe Başkasının hakkını yememe Emanete sadakat Sırları açıklamamak Karşısındakinin güç durumundan yararlanmamak Acısı olanın acısını paylaşmak Yardımlaşma Dayanışma Sıkıntıların aşılmasında yardımcı olmak Kimseye zarar vermemek Zarara uğrayana yardımcı olmak Başkaları için yararlı olmak gibi davranış özellikleridir. • İnsanlar için gelenekler, örfler, adetler, dinlerde kurallar getirmiş ise de insanlar bu ilkelerin doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, bunları çiğneyebilmektedirler. Etiğin temel sorunu, insanlık tarihi kadar eski olan şu üç soruya cevap aramaktır: İyilik ve kötülük nedir? İyilik ve kötülüğün kaynağı nedir? İyiye ulaşmak ve kötülükten kaçınmak nasıl mümkün olabilir? Etik öğretisinin bir örneği yararcılıktır. Bir eylem, mutluluğu en çoklaştırıyor ise doğru eylemdir. Yani eylemler, sonuçlarının iyi ya da kötü olmalarına göre doğru ya da yanlıştır. Bu yaklaşım 18. yüzyılın sonlarında Bentham tarafından ortaya konmuş, Mill tarafından geliştirilmiştir. İyicilik, ahlaki bir erdemdir ve başka insanlara mutluluk ve haz sağlamakla ve onları acılarından kurtarmakla ilgilidir. Yararcılık, iyiciliği bütün diğer erdemlerin önüne koyar ve herkesin mutluluğunun eşit olarak hesaplanabileceğinde ısrar eder. Etik kuramının varsayılan rollerinden biri, ne tür yargıda bulunmamız gerektiğini söylemektir. Etik kuramı, en iyi durumda, bir karar sürecini formülleştirme aracıdır. Bir eylemin, doğrumu yoksa yanlış mı olduğunu kararlaştırırken, sonuçlar yerine başka faktörleri dikkate alan etik kuramları "deontolojik kuramlar" olarak isimlendirilir. En fazla bilinen etik kuramı, Kant'ın kuramıdır. Kant'a göre insanlar rasyonel olduklarından ahlaki varlıklardır, ancak akıllarının söylediğinden başka duyguları, tutkuları, arzuları gibi diğer faktörlerden etkilendiklerinden, mükemmel değildirler. İnsan, genel ve evrensel kurallara göre rasyonel olarak davrandığında, ahlaklı davranmış olur. Etik, değişim geçiren, toplumların yapılarına ve o yapılardaki değerlere göre anlamlar kazanan ilkelerden oluşmaktadır. Etik kuramının varsayılan rollerinden biri, ne tür yargıda bulunmamız gerektiğini söylemektir. Etik kuramı, en iyi durumda, bir karar sürecini formülleştirme aracıdır. Bir eylemin, doğrumu yoksa yanlış mı olduğunu kararlaştırırken, sonuçlar yerine başka faktörleri dikkate alan etik kuramları "deontolojik kuramlar" olarak isimlendirilir. En fazla bilinen etik kuramı, Kant'ın kuramıdır. Kant'a göre insanlar rasyonel olduklarından ahlaki varlıklardır, ancak akıllarının söylediğinden başka duyguları, tutkuları, arzuları gibi diğer faktörlerden etkilendiklerinden, mükemmel değildirler. İnsan, genel ve evrensel kurallara göre rasyonel olarak davrandığında, ahlaklı davranmış olur. Ahlak, düşünce tarihi boyunca tartışılmıştır. Ahlaklı olmanın temelinde hangi ilkelerin bulunduğu ya da bulunması gerektiği ya da hangi davranışlarını ahlaklı yani iyi, hangilerinin ahlakdışı yani kötü olduğu eski yunandan beri felsefenin konusu olmuştur. Sokrates'e (M.Ö.469-399) göre, erdemlerin tamamı bilgi sahibi olmaya bağlıdır. Bilgi, insanları doğru eyleme, bilgisizlik de yanlış eyleme götürür. Bu nedenle, ahlaki eylemlerin kaynağı bilgidir. Hoş ve yaşamı acısız kılan işler güzeldir. Her güzel olan iş ise iyi ve yararlıdır. İnsanın kötüyü, iyiye üstün tutması, doğasına aykırı olduğundan, kimse kötüyü isteyerek yapmaz. İnsanın iyiyi kötüden ayırabilmesi, onun erdemli ve bilgili olduğunu gösterir. Bilgi, erdemdir. Bilgiyi, bilimin gösterdiği yolu izleyen insan iyi ve mutlu olur. Platon'un (M.Ö.427347) etiği de mutlulukçudur. Ona göre en yüksek iyi, mutluluktur. Platon mutluluğu ve iyiyi incelerken bireyi değil toplumu gözönünde bulundurmuştur. En yüksek iyi, bilgi ve hazzın, ölçü, güzellik ve doğruluğa göre birleşmiş bir karışımıdır. İnsan erdemli olduğu ölçüde özgür olup böyle bir insanın ruhunu, aklı yönetir. Akla egemen olan kişi mutlu, dengeli ve huzurludur. Platon'a göre doğruluk, en yüksek erdemdir. Platon'un ahlakı toplumsal ahlaktır. Etik, belli bir dönemde belli bir toplumun bireysel ve toplumsal davranış kurallarının saptayan ve inceleyen bilim olarak da ifade edilebilmektedir. Zaman içinde toplumsal değerlerde değişebilir. Bu değişim değişik hızda olabilir. Önemli olan bu değişmelerin, toplumların gelişimi süreçlerinde beklenebilecek şeyler olmasıdır. Bazı değişmeler ise ahlaki yozlaşma işaretidir. İnsanlar ve toplumlar değerler ile yaşayıp, varolurlar. Temel değerler, uygarlık değerleri kuşaktan kuşağa aktarılır. Toplumların değişiminde önce değer yargılarının değiştiği görülür. Bunu insana bakış, hedefler, davranışlar, umutlar, sıkıntılar, mutsuzluk nedenlerinin değişimi izler. Sonuçta birilerini kullanmak, ezmek pahasına insanlar kısa zamanda maddi çıkarlar elde etmeyi düşünen, yıkıcı bir hedefi kendilerine seçebilirler. Oysa tutarlı bir yaşam için insanlığını evrensel değerleri; yaşayan her şeye değer vermek, eşitlikçi davranış, hayatın paylaşımı, duyguların geliştirilmesi, akıl ve mantıkla bilinçlenme, bencillikten kurtulma, kendisiyle barışık olmak gibi kavramlardır. Bunların unutulması sonucunda toplumda güvensizlik, sevgisizlik, yalancılık, birbirini ezme, üstün olmak hırsı, insan kullanmak, aşırı tüketicilik, iki yüzlülük, göstermecilik, paraya ve mala aşırı değer vermek gibi insanlığı unutturan davranışlar hakim olmaya başlar. Her meslek az ya da çok belirgin olan kendi meslek ahlakını ya da ait olduğu zümrenin ahlakını üretir. Normları, bu mesleği seçen ve meslek olarak yürüteni bağlar. Örneğin, Hipokrat yemini, doktoru, genel ahlaki talep çerçevesinde insanlara gerektiğinde yardım etmekle, hekime güvenen hastaların kendilerini bedensel olarak iyi hissetmelerini ve sağlıklı olmalarını mesleki olarak iyi donatılmış bilgi ve sorumluluk temelinde sağlamakla yükümlü kılar. Öğretmen, belirli bilgi içeriklerini, öğrencilerine aktararak, onları aydın birer insan olarak eğitmekle yükümlüdür. Ticari araç şöförü, taşıdığı yolcuları ulaşmak istedikleri hedefe sağ-salim götürmekle yükümlüdür. Ziraat Mühendisi, genelde mühendislerin, özelde ziraat mühendislerinin uymakla yükümlü oldukları meslek ilkeleri çerçevesinde, çiftçilere tarımsal üretim ile ilgili teknikleri, sürdürülebilirliği dikkate alarak öğretip, onların verim ve gelirlerini artırıcı katkı yapmakla yükümlüdürler. Bütün meslek gruplarında, meslek ahlakı, genel ahlaki ilkeye, mesleğinde olabildiğince iyi olma ilkesine dayanır. Etik, bir ahlaki eylem kuramıdır. Bu kuramı bilgi adına değil, eylem adına geliştirir. Etik, insan pratiğinin ahlaki boyutunu yansıtır.