TBMM B:60 8.2.2006 0:1 Yine, bu bağlamda, onların bize gördüğü bu kötü muameleden dolayı, vatandaşlarımızın itidal­ li, sabırlı olması gerekiyor, kışkırtmalara gelmemesi gerekiyor. İslamiyet hoşgörülü bir dindir, yüce bir dindir, kötülük yapan kötülük yapanın yanında yerini alacaktır. Bu nedenle, ben, Danimarka'daki olayı kınıyorum; onları, Genel Başkanımızın da deyimiyle, İslam camiasından, İslam dünyasından bir özür dilemesini beklediğimi belirtiyorum. Bu konuşmamı böyle hoşgörülü dinlediğiniz için size de ayrıca teşekkür ediyor, Başkana da verdiği sözden ötürü saygılarımı iletiyorum. Teşekkür ederim. (Alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yerlikaya. Sayın Yerlikaya'nın gündemdışı konuşmasına Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik cevap vereceklerdir. Sayın Bakanım, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar) MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) - Sayın Başkan, değerli milletvekili ar­ kadaşlarım; Tunceli Milletvekilimiz Sayın Sinan Yerlikaya tarafından muharrem günü dolayısıyla yapılan gündemdışı konuşmaya Hükümet adına cevap vermek üzere söz almış bulunuyorum. Kültür Bakanımız yurt dışında olduğu için Kültür Bakanlığına vekâlet etmem hasebiyle, Hükümetimiz adına, bu önemli gün dolayısıyla, değerli milletvekilimizin bunu gündeme taşımış ol­ ması dolayısıyla, buna cevap vermemizin son derece isabetli olacağını düşünüyorum. Değerli arkadaşlarım, bildiğiniz gibi, Kerbela olayı, Hazreti Hüseyin'in Kerbela'da şehit edil­ mesi, İslam tarihi içerisinde, maalesef, acı bir hatıra ve İslam tarihinin bir gerçeği olarak karşımız­ da bulunmaktadır. Bildiğiniz gibi, aslında, Hazreti Hüseyin olayının, belki, dünya demokrasi tarihi açısından da incelenmesi, irdelenmesi gereken bir olay olduğu üzerinde düşünmemiz lazım. Dört halife döneminde, bildiğiniz gibi, adı konmayan cumhurî bir uygulama vardı ve devleti kimin yöneteceği seçimle belirleniyordu. Dört halifeden sonra, maalesef, bu uygulama yerini sal­ tanata bıraktı ve aileler arasında yönetim el değiştirmeye başladı. Aslında, Hazreti Hüseyin, istibdada karşı hürriyet kılıcı çekmiş olan bir büyüktür, bir insandır. Dolayısıyla, aslında, Hazreti Hüseyin bir hürriyet mücadelecisiydi de diyebilirsiniz ve aşure, malumunuz, muharremin 10'unda yapıldığı için, aslında, o da Arapça'daki 10 sayısından kaynak­ lanıyor ve muharrem ayı, bütün, sadece Alevî vatandaşlarımız veya dünyadaki Alevîler için değil, yeryüzündeki bütün Müslümanlar için bir -maalesef- matem ayı şeklinde idrak edilmektedir. Değerli milletvekilleri, Alevîlik, bizim inanç dünyamızın, bizim inanç dünyamız içerisindeki gökkuşağının farklı bir rengidir. Biraz önce Sayın Yerlikaya'nın da isabetle belirttiği gibi, Alevîliği İslam pratiği dışında ve İslamın tarihî gerçekliği dışında düşünmek, aslında, Alevîlere ve Alevîlik meselesine yapılabilecek en büyük haksızlıklardan birisidir. Son zamanlarda, üzülerek ifade edeyim ki, Alisiz Alevîlik şeklinde bir iddiayla ortaya çıkan ve Alevîliği sadece bir inanç meselesi olmaktan çıkarıp bir folklorik unsur haline getirmeye çalışan, iyi niyetli olmayan çabalar vardır ve bunların da, maalesef, her geçen gün arttığını esefle görüyoruz. Bunlar, birleştirici değil; bunlar, ayrıştıncı çabalardır. Bu ülkede, değerli milletvekili arkadaşlarım, Türküyle Kürdüyle, Alevîsiyle Sünnîsiyle, doğulusuyla batılısıyla tarih boyunca birçok acılan beraber yaşadık, birçok sevinci beraber yaşadık, birçok kaderi, kederi, tasayı birlikte yaşadık, bu ülkenin zahmeti varsa birlikte çektik, nimeti varsa bu nimetlerinden de birlikte yararlanmak zorundayız. Bu açıdan, Türkiye'de zaman zaman sunî gün­ demler oluşturulmaya çalışılıyor. Asırlardır aynı Allah'a inanan, aynı peygambere inanan, ancak, İslamı yorumlayış biçimleri farklı olan insanlar, sanki birbirlerinin hasımlanymış gibi değerlendir-501- I