Aralık 1989 ZAMANIN DEĞERLENDİRİLMESİ Muslihiddin Kartal ْل ْن َسا ِن اِ اَّل َما َس ٰعىۙ َواَ ان َس ْعيَهُ سَوْ فَ ي ُٰرى َ َواَ ْن لَي ِ ْ ِْس ل Muhterem Müslümanlar, İslam dininin insanoğluna imandan sonra vermiş olduğu kıymetli şeylerden biri de şüphesiz ömür servetidir. Her canlı gibi insan da doğar, yaşar ve hayatının değişik dönemlerini, ömür denilen zaman dilimi içinde geride bırakarak ölür. Bilindiği gibi insanın en büyük sermayesi ve kıymetli serveti, ömürüdür. Yüce Rabbimiz insana bu dünya hayatını bir imtihan olarak vermiş, olumlu ve olumsuz bakımdan sonuçlarını da bildirmiştir. Eğer müslüman, güzel ve faydalı ameller işler ve dünya hayatının aldatıcılığına kendini kaptırmaz, zamanını iyi değerlendirirse imtihanda başarılı olup, saadete erenlerden olur. İslam Dini, ahiret saadetini, dünya hayatındaki tutum ve davranışlarımıza bağlamıştır. Sevgili Peygamberimiz (S.A.S.) "Dünya, ahiretin tarlasıdır" (1) buyuyarak, dünyayı ahiretin bir ekin yeri saymış, burada ne ekersek ahirette ancak onu biçeceğimizi bildirmiştir. Yüce Rabbimiz de bir ayetinde mealen, "İnsan çalıştığının karşılığını alır. Onun çalışması şüphesiz görülecektir" (2) buyurmaktadır. Sağlam olduğu halde dilenenlerin, gücü yettiği ve imkanı bulunduğu halde bir iş tutmayanların, zamanlarını boşa geçirip tembellik edenlerin dünyada itibarları ve ahirette de yerleri yoktur. Aziz Cemaat, Sayılı günlerden ibaret ömrümüzün her saniyesine değer vermek, hiçbir nefesi boşa harcamamak kulluk görevimizin bir gereğidir. Bu dünyaya ayak basan herkes, ömrü tükeninceye kadar zamanını iyi bir şekilde değerlendirmeye mecburdur. Çünkü iyi veya kötü hayatta her şey ömür denilen zaman dilimi içerisinde meydana gelmektedir. Dünya da, ahiret de bu süre içinde kazanılmakta veya kaybedilmektedir. İslam dini, uyuşukluğu, tembelliiği, miskinliği, ataleti ve başkasına yük olmayı kesinlikle reddeder. Allah elçisi yüce Peygamberimiz (S.A.S.), "Sizin hayırlınız dünyası için ahiretini, ahireti için dünyasını terk etmeyip, (her ikisi için de çalışanınız) ve başkasına yük olmayanınızdır" (3) buyurmuşlardır. Zaman ömür sermayesinin en önemli metaıdır. Onu har vurup harman savurmamalıdır. Bununla çok kıymetli şeyler alınabilir. Fakat zaman, hiçbir dünya metaı ile alınamayacak kadar büyük bir önem ve değeri haizdir. Muhterem Cemaat! Bir müslümanın dinimize göre her günü bir evvelkinden daha ileri olacaktır. Hatemu'l Enbiya sevgili peygamberimiz (S.A.S.), "İki günü birbirine eşit olan kimse aldanmıştır" buyurmuşlardır. (4) Müslüman, çalışkan, doğru, dürüst, dünya ve ahireti için hayırlı işler yapan insan olacak, hareketliliği, canlılığı, uyanıklığı elden bırakmayacak, asla tembel, uyuşuk, pısırık, aciz olmayacaktır. Üzülerek belirtelim ki etrafımıza şöyle bir baktığımız zaman dinimizin değerlendirilmesini emrettiği boş vakitlerin ve ömür servetinin gereği gibi değerlendirilmediğini görüyoruz. Halbuki Allah'ın sevgili kulu yüce Peygamberimiz (S.A.S.) "İki nimet vardır ki insanların çoğu bundan gaflet ediyorlar da, o nimetlerin kadrini bilemiyorlar. Bunlar sağlık ve boş vakitlerdir" (5) buyurmuştur. Zamanlarım boşa harcayıp kumar ve içki masalarında, koy odalarında, lüzumsuz ve kötü alışkanlıklar aşılayan eğlence mahallerinde, kahve köşelerinde ve benzeri yerlerde ömür çürütenlerin durumları ne kadar hazindir. Değerli Müminler, Ömrümüzden eksilen koskoca bir yılı daha geride bıraktık. Geçirdiğimiz bu bir yıl içerisinde neler yaptık? diye kendi kendimize hesap soralım. Bilindiği gibi hayatın gayesi Allah'ın rızasını kazanmaktır. Bize verilen ömür müddeti içinde Allah'ın rızası kazanılmazsa bu yaşamanın hiçbir anlamı yoktur. Bu dünyada yaptıklarımızdan mesul olacağımızı, Allah (c.c.) katında bunlardan hesaba çekileceğimizi unutmayalım. Ölümün ne zaman kapımızı çalacağı meçhulumuz olduğu gibi her an mukadderdir. Öyle ise dünya ve ahiret hayatı için mutlaka çalışalım. Bir hadisi şerifte İbni Ömer şöyle diyor, "Allah'ın Rasülü (S.A.S.) iki omuzumu tuttu ve buyurdu ki, Dünyada garip veya bir yolcu imiş gibi yaşa, akşama ulaştığında sabahı bekleme. Sabaha ulaştığında akşamı bekleme. Hastalığın için sıhhatinden ve ölümün için hayatından istifade et. Vaktini boş geçirme". (6) Aziz Cemaat! Özet olarak, insanın tekrar bu dünyaya gelemiyeceği gözönünde bulundurulacak olursa, gününü gün edip boş yere vakit geçirerek ömür boşa harcamamak, zira akıl sahibi bir insan için, vakit kılıç gibidir. Sen onu kesmezsen o seni keser" sözünden alınacak pek çok ders vardır. Vakit nakitten daha değerlidir. Çünkü kaybedilen bir nakit tekrar kazanılabilir. Fakat heder edilen bir vaktin tekrar ele geçirilmesi mümkün değildir. Bu itibarladır ki iki cihan güneşi yüce Peygamberimiz (S.A.S.) bir diğer hadislerinde, "Meşguliyet gelip çatmadan evvel boş zamanınızı ganimet bilerek değerlendirin" (7) diye biz Müminieri uyarmışlardır. Kalpleri durarak ebediyete göçen insanların en fazla pişman olacakları şey hayatta iken boş yere geçirdikleri vakit olacaktır. Ancak o zaman pişmanlık fayda vermiyecektir. *** 1) Keşful-hafa. 1 412 No: 1320 2) Necm. âyet: 39-40 3) Keşful-hafa. c.l.. s. 393. No: 1253 4) Keşful-hafa. 2 233 No: 2406 5)1 Rıyazü's-sâlıhm c.l.. s. 134 6) Tirmizi. es-Sünen (kez. Zühd. 25) 7) Camiu's-sağir. el.s.40