İNTERDİSİPLİNER BİR BİLİM OLARAK POLİTİK PSİKOLOJİ VE KULLANIM ALANLARI B. Senem ÇEVİK-ERSAYDI . İnterdisipliner Bir Bilim Olarak Politik Psikoloji ve Kullanım Alanları B. Senem Çevik-ERSAYDI Yrd. Doç. Dr., Ankara Üniversitesi Politik Psikoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (POLPAUM), 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Bilimsel Danışmanı, International Dialogue Initiative (IDI) yardımcı üyesi. Özet: Politik psikoloji insan ve grup politik davranışının kökenlerini, bu davranışların temelindeki zihinsel süreçleri inceleyen yeni bir bilim dalıdır. Politik psikoloji esas itibariyle yeni keşfedilmiş bir alan değilse de terminolojik olarak literatüre kazandırılması son yüz yıl içinde olmuştur. Kişilik çalışmalarından, grup dinamiklerine, oy verme davranışından nöropolitiğe kadar geniş bir yelpazesi olan bu bilim dalı psikoloji, psikiyatri, sosyoloji, tarih, iletişim, antropoloji, teoloji ve hukuk gibi farklı alanlardan beslenmektedir. Disiplinlerararsı bir bilim olan politik psikoloji bu çeşitliliğinden dolayı da farklı şekilde tanımlanmakta ve uygulanmaktadır. İlk kez 1978 yılında kurumsallaşan politik psikoloji Türkiye’de henüz yeterince bilinmemekte, veya farklı konular ile kavram karmaşası yaşamaktadır. Bu çalışma politik psikolojinin bir bilim olarak ortaya çıkmasından günümüze kadar gelen süreci, yapılan çalışmaların bir derlemesini, benzer konular ile farklılığını, politik psikolojide yeni yaklaşımları ve Türkiye’de politik psikolojinin gelişimini inceleyecektir. Anahtar Kelimeler: politik psikoloji, teori, psikanalitik, sosyal psikoloji, bilişsel psikoloji, Türkiye Abstract: Political psychology is a developing scientific field that analyzes the roots of individual and group political attitute as well as the mental processes underlying such attitudes. Although political psychology is not a new field of application it has only been in the literature for a century. Political psychology which draws from psychology, psychiatry, sociology, history, communication, anthropology, theology and law theories studies takes account of personality, group dynamics, voting and neuropolitical studies. As an interdisciplinary field political psychology is described and studied in various different ways. Political psychology which was institutionized in 1978 is a newly emerging field in Turkey which is most of the time mistaken with several other subjects. This paper will review the different approaches and developments in political psychology and will assess the progress of political psychology in Turkey. 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler Sayı: 2 / Aralık-Ocak-Şubat ‘12-13 39 B. Senem ÇEVİK-ERSAYDI Key Words: political psychology, theory, psychoanalytic, social psychology, cognitive psychology, Turkey Politik psikoloji veya bir başka kullanım şekli ile siyaset psikolojisi insan ve grup davranışının siyasal politikalara uygulandığı bilimsel bir alandır.1 Politik psikoloji toplumsal ve siyasal süreçler ile ilgilidir. Siyasi davranış, tutum ve duyguların kökenini inceleyen politik psikoloji ilhamını birey ve gruptan alarak, rasyonel ve irrasyonel davranışları açıklamaya çalışır. Kuklinski politik psikolojiyi siyasi kararlar ve yargıların temelinde yatan zihinsel süreçleri araştıran bir alan olarak tanımlar.2 Jost ve Sidanius ise politik psikolojiyi psikoloji ve siyaset biliminin bir alt alanı olarak görür, insan davranışının ve siyasi kurumların karşılıklı etkileşimi olarak açıklar.3 Iyengar ise politik psikolojiyi siyaset bilimciler, psikologlar, tarihçiler, psikiyatristler, sosyologlar ve hukukçuların katkı sunduğu siyaset bilimi ve psikolojinin birleştirdiği bir kavşak olarak tanımlar.4 Politik psikoloji veya diğer ifadesi ile siyaset psikolojisi fazla bilinmemekle birlikte spekülatif bir alan olmuştur. Politik psikoloji barışçıl amaçlı bir analiz ve proaktif çözüm üretme metodu olarak kullanılabileceği gibi kitleleri maniple edici, kutuplaştırıcı, milli, etnik veya mezhepsel çatışmaları kıvılcımlandıran bir algı yönetimi metodu olarak da kullanılabilir. Muhtemelen politik psikolojinin kimi zaman yanlış amaçlar için kullanılma ihtimali bu spekülasyonların temelini oluşturmaktadır. Yani politik psikoloji araştırmaları siyasilerin elinde ikna etmeye yarayan bir uygulayıcı mekanizma olarak da kullanılabilir. Nitekim siyasetin psikolojik temeli olan grup içi ve grup dışı tehditleri medya maniplasyonu ile inşa ederek “öteki” üzerinden çatışma oluşturmak buna örnek olabilir. Tarih zaten milletlerin veya aynı ülkede yaşayan farklı etnik grupların birbirine karşı geliştirdikleri düşmanca tutumların siyaset arenasına kullanılması5 veya kitlelerin belki de kendilerine ait olmayan bir ülkü, bir amaç uğruna bir başka millet ile savaşmaları6 ile doludur. Politik psikoloji birey ve grup süreçlerini, görünürde gözükmeyen çatışma nedenlerini büyük grupların tarihsel süreçte oluşan çatışmalarını tespit ederek bu nedenleri ortadan kaldırmaya yönelik stratejilerin geliştirilmesinde proaktif bir çözüm yöntemi olarak da görülebilir. Bu çalışmada da politik psikolojinin bir bilim dalı olarak ortaya çıkışından itibaren gelişme süreci bir analiz metodu olarak kullanımı, benzer alanlarla karşılaştırması, yeni yönelimler ve Türkiye’deki yeri incelenecektir. 1 Bu makale boyunca “politik psikoloji” tercih edilecektir. 2 Kuklinski, James H. (2002), Thinking About Political Psychology, Cambridge, s. 2. 3 Jost, John T., Sidanius, Jim. (2004), “Political Psychology: An Introduction”, John T. Jost, Jim Sidanius Political Psychology içinde, New York, Psychology Press, s. 1. 4 Iyengar, Shanto. (1993) “An Overview of the Field of Political Psychology”, Shanto Iyengar, William J. McGuire, Explorations in Political Psychology içinde, Durham, Duke University Press, 1993, s. 3. 5 Bosna savaşı 6 Vietnam savaşı 40 Sayı: 2 /Aralık-Ocak-Şubat ‘12-13 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler İnterdisipliner Bir Bilim Olarak Politik Psikoloji ve Kullanım Alanları Daha önceden uygulanıyor olsa da politik psikolojinin akademik bir disiplin olarak ortaya çıkması ve terminolojiye girmesi Birinci Dünya Savaşı ile İkinci Dünya Savaşı arasındaki döneme denk gelmektedir. Bu alan psikoloji veya siyaset biliminin bir alt dalı olarak yorumlanabileceği gibi kendine has ayrı bir dal olarak da görülmesi mümkündür. Halen siyasetin mi psikolojisi yoksa psikolojinin mi siyasi yorumlanması olduğu hakkında net bir fikir birliği yoktur. Bu durum araştırmacıların her iki alandan bir tanesine yoğunlaşarak diğer alanın birikimini çoğunlukla göz ardı etmesine yol açmaktadır.7 Kimi zaman siyaset bilimi kimi zaman da psikoloji ağırlıklı ele alınsa da iki alanın birlikteliği yanı sıra diğer disiplinlerin entegre edilmesi ile alan ilerlemiştir.8 Ancak çoğunlukla psikoloji (psikanalitik, sosyal ve bilişsel) ve siyaset bilimi arasında bir rekabetten bahsetmek mümkündür. Bu rekabete siyasi tutumlarda iletişimin artan rolü nedeniyle son dönemde iletişim bilimciler, siyasi tutumda genetiğin rolü nedeniye nörobiyologlar ve çözümlenemeyen uluslar arası ihtilaflar nedeniyle uluslararası ilişkiler uzmanları da katılmıştır. Bu nedenle farklı politik psikoloji uygulamalarından ve çalışmalardan bahsedilebilir. Bu çeşitlilik akademik düzeyde de kendini belli etmektedir. Politik psikolojinin lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde okutulduğu A.B.D’de programlar sosyal psikoloji, siyaset bilimi ve psikanalitik psikoloji olmak üzere değişim göstermektedir. Bu yelpazeyi programları yürüten ekibin akademik formasyonuna bağlamak mümkündür. Politik psikolojinin bir bilim dalı olup olmadığı, hangi alana daha yakın olduğu halen tartışılırken belki de bu alandan bir metod bütünü ve düşünce modeli olarak da söz etmek mümkündür. Öyle ki, çok geniş bir yelpazeyi kapsayan politik psikoloji toplumun siyasi davranışa yansıyan her alanını ele almaktadır. Liderler ve takipçileri, oy verme davranışları, toplumsal refleksler, algılar, biliş, sosyalleşme, ayrımcılık, önyargılar, kitlesel katliamlar, tutum ve davranış değişikliği, çatışma, şiddet, terör, aktarım, nöropolitik gibi konular politik psikolojinin ilgi alanındadır. Tüm bu konuların neden sonuç ilişkisi birey ve grupların yani lider ve takipçilerinin dinamiklerini anlamak ile kurulabilir. Belki de bu nedenle yeni bir bilim dalı olarak politik psikoloji özellikle ilk dönemlerde kişilik teorileri bağlamında psikoloji ağırlıklı olarak gelişmiş, psikanalitik kimlik gelişim kuramlarından etkilenmiştir. Bireyleri ve bireylerden oluşan grupların tutum ve davranışlarını yönlendirmek, onları şiddete ve isyana iten nedenleri araştırmak amacı ile geliştirilen psikoloji ve siyaset ikilisinin ürünü olan politik psikoloji sistematik olarak Birinci Dünya Savaşı sırasında ABD’de kullanılmıştır. Bu alanda Birinci Dünya Savaşı yıllarından itibaren farklı yöntemler ve kuramlara ağırlık verilmiş, psikanalitik kuramlardan baş7 Bu konuda psikoloji ve siyaset bilimi ihtilafı için bkz. Krosnik, Jon A. (2002), “Is Political Psychology Sufficiently Psychological? Distinguishing Political Psychology from Psychological Political Science”, James H. Kuklinski, Thinking About Political Psychology, içinde, Cambridge, ss. 187-216. 8 Cottam, Martha, Dietz-Uhler, Beth, Mastors, Elena M., Preston, Thomas. (2004), Introduction to Political Psychology, New Jersey, Lawrence Erlbaum Associates, s. 4. 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler Sayı: 2 / Aralık-Ocak-Şubat ‘12-’13 41 B. Senem ÇEVİK-ERSAYDI layan serüven biyopolitik ile günümüze kadar gelmiştir. Kişilik çalışmaları zamanla yerini siyasi tutum değerlendirmeleri ve siyasi biliş süreçlerine bırakmıştır.9 Ortaya çıktığı dönem ile uyum içinde olan bu farklı akım ve yönelimlerin hiç birinin yalnız başına ideal ve yegane yöntem olduğu söylenemez. Hatta, bu farklı akımlar Kuklinski’nin de ifade ettiği gibi bir bütünlük içinde de olabilir.10 Ancak her alanda olduğu gibi bir takım kuram ve teoriler dönem dönem daha öne çıkarak diğerlerini geçersiz veya indirgemeci ilan edebilir. Politik psikoloji disiplininin zaman içindeki serüveninde de bazı akımlar popülerleşerek bazıları popüleritesini yitirmiştir. Bu durum elbette bu konuda çalışanların ağırlıklı olarak hangi alandan oldukları ile yakından ilişkilidir. Örneğin politik psikoloji 30’lu ve 40’lı yıllarda gerek iki dünya savaşının küresel etkisi, gerekse o dönem sosyal bilimleri derinden etkileyen kuramcılardan ötürü psikodinamik kuramları kullanmıştır. Aynı dönemde politik psikoloji alanında daha çok psikanalistler ve siyaset bilimciler çalışıyor iken daha sonra ibre sosyal psikologlara ve siyaset bilimcilere kaymıştır. Bu değişim de politik psikolojinin kendisini dönüştürmesine yansımış, 20.yüzyılın başında ortaya çıkan geleneğin değişmesi ile sonuçlanmıştır. Ancak, ifade edildiği gibi bu fraksiyonların hiçbirinin bir diğerinden daha iyi, veya daha açıklayıcı olduğunu söylemek mümkün değildir. Tam da bu farklı akımlar sebebi ile birden çok politik psikolojiden bahsetmek mümkündür. Geçmişten günümüze politik psikolojinin bilimsel gelişim süreci incelendiğinde bu süreci çeşitli evrelere ayırmak mümkündür. Bunlar sırasıyla Psikodinamik Teoriler Evresi, Grup Teorileri Evresi, Davranışcı / Öğrenme Teorileri Evresi, Sosyal Biliş Teorileri Evresi, Grup Çatışma Teorileri Evresi ve Biyopolitik Teoriler Evresidir. Bir başka kategorizasyona göre ise alanın gelişimi 1920’lerde kişilik ve siyaset çalışmaları, 1940 ve 50’lerde kamuoyu ve oy verme davranışları, 1960’larda siyasal davranışların uluslar arası ilişkilere uygulanması, 1970’lerden itibaren çatışma çözümleri olarak ifade edilmektedir.11 William McGuire ise politik psikolojinin üç temel dönemi olduğunu, bu dönemlerin 1940 ve 50’lerdeki kişilik ve kültür üzerine yoğunlaşan ilk dönem, 60 ve 80’lerde siyasi tutum ve oy verme davranışı üzerine yoğunlaşan ikinci dönem, 80’ler ve 90’larda siyasi ideolojiler ve karar verme mekanizmaları üzerine yoğunlaşan üçüncü dönem olduğunu ifade etmektedir.12 Bu dönemleri birbirine aykırı görüşler olarak görmemek gerektiği aksine politik psikolojinin zenginleşerek geliştiğinin bir göstergesi olarak kabul edilmesi gerektiği söylenebilir. 9 Sullivan, John, Rahn, Wendy M., Rudolph, Thomas J. (2002), “The Contours of Political Psychology: Situating Research on Political Information Processing”, James Kuklinski, Thinking About Political Psychology içinde, Cambridge, s.27. 10 Kuklinski, James H. (2002), Thinking About Political Psychology, Cambridge, 2002, s. 2. 11 Cottam v.d., a.g.e., ss. 5-6. 12 McGuire, William J. (1993), “The Poly-Psy Relationship: Three Phases of a Long Affair”, Shanto Iyengar ve William J. McGuire, Explorations in Political Psychology içinde, Durham, Duke University Press. 42 Sayı: 2 /Aralık-Ocak-Şubat ‘12-13 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler İnterdisipliner Bir Bilim Olarak Politik Psikoloji ve Kullanım Alanları Tablo 1. Politik Psikoloji 1920’lerden 2000’lere13 Evre Konu Teori 1920ʼler ve 30ʼlar Kişilik ve kültür Psikodinamik kuramlar 1940ʼlar ve 50ʼler Oy verme ve tutumlar Davranışçı kuramlar 1970ʼler ve 90ʼlar İdeolojiler ve çatışmalar Bilişsel kuramlar 1990ʼlar ve 2000ʼli yıllar Biyopolitik, Nöropolitik nörobiyoloji Yukarıda verilen tabloya göre politik psikolojinin ilk evresi kişilik ve kültür çalışmaları ile başlamıştır. Psikanalitik teoriden etkilenen sosyal bilimler bireyin erken gelişim döneminde yaşadıkları ile ilgilenmiştir. Bu bağlamda politik psikoloji ile ilgilenenler için psikanaliz erken çocukluk döneminin lider ve toplumun siyasi kişiliğini, siyasi tutumlarını nasıl şekillendirdiğini anlamaya yarayan bir yöntem olmuştur.14 Politik psikoloji alanında çalışanlar bu dönemde psikobiyografi tekniğinin kullanıldığı psiko-tarih metodunu uygulamıştır. Tarihsel açıklamaların psikanalitik olan veya olmayan psikolojik teoriler ışığında açıklanması olarak ifade edilen psikotarih ilk kez 1910 yılında Leonardo da Vinci’nin psikobiyografisini yazan Freud ile başlamıştır.15 Bu dönem psikanalizden etkilenerek Freudyen kuramlardan yola çıkan Lasswell’in “Psychopathology and Politics” adlı çalışmasını Alexander George ve Juliette George’un (1956) “Woodrow Wilson and Colonel House: A Personality Study” ile Erik H. Erikson’un “Young Man Luther” (1958) adlı çalışması izlemiştir. Allport (1937), Fromm (1941), Reich (1946) daha sonra Adorno (1950) ve arkadaşları otoriter kişilik çalışması ile kişilik çalışmalarını ve kitle psikolojisi çalışmalarını geliştirmiştir. Bu çalışmaları Arendt (1963), Greenstein (1969), Hermann (1977, 1983), Knutson (1973), Staub’un (1989), Alford (1994) ve Altemeyer’in (1996) çalışmaları izlemiştir. Daha sonraki dönemlerde ise Erikson (1950) ve Langer (1972) Hitler; Volkan ve Itzkowitz ise Atatürk (1984), Nixon (1999) ve Post (2003) ise Saddam Hüseyin ile ilgili psikobiyografi çalışmaları yapmıştır. Loewenberg, DeMause ve Runyan psiko-tarih çalışmalarına devam ederken Volkan ve Post da kimlik, terör ve aidiyet konularında psikanalitik yönelimli politik psikoloji çalışmalarını sürdürmektedir. Davranışçı kuramların kullanıldığı 40’lar ve 50’ler döneminde ise Lazersfeld, Berelson ve Gaudet The People’s Choice: How the Voter Makes Up His Mind in Presidential Campaign (1948) adlı çalışmalarında, Rokeach (1960) The Open and Closed Mind adlı çalışmasında, Lipset (1960) “Political Man” siyasi tutum ve oy verme davranışları üzerinde çalışmıştır. Daha sonra Iyengar’ın (1991, 1995) çeşitli çalışmalarında medya ve oy verme davranışı işlenmiştir. Hyman (1959), Merelman (1969), Jennings (1974, 1981) ise politik psikolojiyi doğrudan ilgilendiren siyasal sosyalleşme 13 Tablo-1 William J. McGuire’ın “The Poly-Psy Relationship: Three Phases of a Long Affair” çalışmasında bulunan versiyonun gözden geçirilmiş şeklidir. 14 McGuire, (1993), a.g.e, s. 11. 15 McKinley Runyan, William (1993), “Psychohistory and Political Psychology: A Comparative Analysis”, Shanto Iyengar ve William J. McGuire, Explorations in Political Psychology içinde, Durham, Duke University Press, s. 36. 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler Sayı: 2 / Aralık-Ocak-Şubat ‘12-’13 43 B. Senem ÇEVİK-ERSAYDI üzeride çalışmıştır. Jennings ve Niemi siyasal sosyalleşme konusunda Sears (2000), Sniderman (1997) ve Pettigrew (1979, 1995) ise önyargılar ve ırkçılığın öğrenilmesi konularında ilerleyen dönemlerde çalışmıştır. Daha sonraki bilişsel kuramların kullanıldığı dönemde ise Tetlock (1983) ve Tajfel (1970) sosyal kimlik, tutum ve davranışlar konusunda ise Cottam (1994) ve Krosnik (1989), algı ve uluslar arası ilişkiler konularında ise Jervis, McDermott ve Cottam’ın çalışmaları bulunmaktadır.16 Bu çalışmaların tümü politik psikoloji ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgilidir. Son dönemde ise yeni gelişmeler ışığında Hatemi, McDermott, Alford ve Hibbing’in nöropolitik yönelimli çalışmaları bulunmaktadır. Bu çalışmaların bir kısmı tamamen politik psikoloji çalışması yapma amacıyla yola çıksa da büyük bir kısmı diğer bilimler çerçevesinde yapılmış çalışmalardan oluşmaktadır. Cottam ve arkadaşları siyasi davranışların psikolojik çerçeveden değerlendirilmesinin çok farklı yöntemlerle yapılabileceğini, bu yöntemlerin kimi zaman birbiriyle çatışır görünse de aslında açıklayıcı olguların birçok ortak yönünün bulunduğunu belirtmektedir. Bu açıdan içsel ve bilişsel süreçler ile grup davranışları birbirine zıt değil birbirini tamamlayıcı olarak görülebilir.17 Politik psikolojinin son 20 senede daha çok siyaset bilimi eksenine yöneldiği görülmektedir. Bu yönelim daha çok kantitatif çalışmalar ile toplumsal dinamikleri analiz etmeye çalışmaktadır. Bireysel ve toplumsal sosyo-politik süreçler laboratuar ortamı veya kantitatif araştırma yöntemleri yanı sıra derinlemesine mülakat ve gözlemleme yöntemleri ile de değerlendirilebilmektedir. Her iki yöntemin de entegre edildiği karma bir araştırma yöntemi alanı zenginleştirmek açısından kullanılabilir. Politik psikoloji de bu farklı araştırma yöntemlerini kullanmaktadır. Zira toplumları oluşturan bireylerin yüzeydeki tutum ve davranışları çeşitli ölçeklerle test edilebildiği gibi kimi zaman da bazı davranışların kökenleri göründüğünden çok farklı nedenlerden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle birey ve grupların irrasyonel, bilinçaltındaki duygulardan kaynaklanan davranış, tutumlarının nedenini daha çok psikanalitik kuramlardan etkilenen politik psikoloji araştırmaları uygulamaktadır. Bu ekol S. Freud, A. Freud (1936), Rank (1913, 1941), Klein (1940, 1946), Mahler (1968), Erikson (1950, 1959 ve 1968), Hartmann (1958), Rapaport (1960), Kernberg (1975 ve 1980), Kohut (1971, 1973, 1977), Winnicott’un (1971) geliştirdiği kimlik gelişimi kuramlarından yola çıkarak birey ve grup içi ilişkileri psikanalitik yönden ele almaktadır. Politik psikoloji sözü edilen farklı kuramlar çerçevesinde birey ve grup siyasi davranışını anlamaya, bu davranışların psikolojik kökenini tespit etmeye çalışmaktadır. Bu nedenle grup psikolojisi ve davranışı ile ilgili çalışmalar politik psi16 Detaylı bilgi için bkz.John Sullivan, Wendy M. Rahn, Thomas J. Rudolph (2002), “The Contours of Political Psychology: Situating Research on Political Information Processing”, James H. Kuklinski (Ed.), Thinking About Political Psychology içinde, Cambridge, Cambridge Press, ss.23-47; John Jost, Jim Sidanius (2004), “Political Psychology: An Introduction”, John T. Jost ve Jim Sidanius (Ed.), Political Psychology içinde, New York, Psychology Press, ss. 1-17; McGuire (1993). 17 Cottam v.d.,a.g.e. s. 6. 44 Sayı: 2 /Aralık-Ocak-Şubat ‘12-13 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler İnterdisipliner Bir Bilim Olarak Politik Psikoloji ve Kullanım Alanları kolojinin başlıca çalışma alanlarından bir tanesini oluşturmaktadır. Bireyin kendi başına ve grup içindeki tutum ve davranışları da farklılık göstermektedir. Gruplar siyasetin ve uluslar arası ilişkilerin bazen öznesi bazen de nesnesi olan bireylerin bir araya gelmesi ile oluşur. Elbette her birey farklı olduğu, başka başka kimliklere sahip olduğu gibi her grup da aynı olamaz. Yani her bireyin ve grubun ayrı bir kimliği, özelliği vardır. Örneğin her Fransız veya her Budist birbirinin aynı değildir. Ancak bunun yanında bireylerin ortak bir aidiyetleri, aynı referans grupları da olabilir –aynı ülkede yaşamak, öğrenci olmak, kadın veya erkek olmak, çocuk olmak gibi. Örneğin kendi içinde birbirinden çok farklı özellikler taşıyan İtalyanların bir ortak aidiyeti de Hıristiyan dinidir. Bireyler millet, etnik grup, cinsiyet, din gibi grupların içine doğduğu gibi meslek, siyasi parti gibi bazı gruplara da sonradan kendi tercihi ile dahil olabilir. Fonksiyonel açıdan bakıldığında tüm bireyler kendilerini tanımlayacak, onlara aidiyet verecek gruplara dahil olma ihtiyacı duyarlar. Shutz bunu psikolojik bir ihtiyaç olarak tanımlarken sosyal kimlik teorisyeni Tajfel bireylerin kendilerini dahil ve hariç gördükleri grupları kategorize ederek kendi kimliklerini oluşturduklarını öne sürmektedir.18 Sherif ve arkadaşları ise grup içi süreçleri değerlendirdikleri çalışmalarında bireylerin kendilerini ait hissettikleri grupları kayırdığını gözlemleyerek grup dinamiklerine ilerleyen yıllarda etkisini gösterecek bir katkı sunmuştur.19 Moscovici ise azınlık grupların çoğunluğun düşüncesini etkileyebildiğini ifade etmiştir.20 Daha önce ifade edildiği gibi grup içindeki davranışlar yalnız iken gösterilen davranışlardan daha farklı olabilir. Bu durumu kitle ruhu olarak açıklayan Le Bon kitleyi oluşturan bireylerin kolektif bir ruh kazanarak tek başınayken hissedeceği, düşüneceği ve davranacağından daha farklı olacağını dile getirmektedir. Yine Le Bon bireysel özelliklerin kitle yani grup içinde kaybolduğunu, kitleye uyum sağlayarak eridiğini, kendi iradesini kaybettiğini belirtmektedir.21 “The Group Mind” adlı eserinde ise McDougall bireylerin kitle içinde eriyerek kitle içinde ortaya çıkan duygunun kitlenin diğer bireylerine de bir baskı unsuru oluşturarak bu duyguların ortaya çıkışını hızlandırdığını belirtmektedir. Grup psikolojisini en ilkel insan psikolojisi olarak tanımlayan Freud ise “kitle ayakta kaldıkça ya da kitlenin etkinliği sürdükçe bireyler kendilerini homojen varlıkmış gibi” hissettiklerini belirtmektedir.22 Grup terapileri çerçevesinde küçük grupları inceleyen çalışmasında W.R. Bion ise terapist ve terapi gören bireyler arasındaki grup dinamiklerini ele almış bu grup üyelerinin karşılıklı etkileşim içinde olduklarını ifade etmiştir. Bion’un terapileri sırasında grup kimi zaman terapistin liderliği etrafında toplanmış kimi zaman da grup içinde terapi sürecini sekteye uğratan bir günah keçisi bulunarak o kişiye karşı cephe alınmıştır.23 Lewin 18 Bkz. William J. Schutz (1958), A Three Dimensional Theory of Interpersonal Behavior, Oxford.; bkz. Henri Tajfel (1982), Human Groups and Social Categories, Cambridge, Cambridge University Press. 19 Bkz. Sherif, Muzafer, Harvey, O.J, B. White, Jack, Hood, William R., Sherif, Carolyn W. (1988/1961), The Robbers Cave Experiment: Intergroup Conflict and Cooperation, Connecticut, Wesleyan University Press. 20 Bkz. Moscovici, Serge.(1963). Attitudes and Opinions, Annual Review of Psychology, 14, ss. 231-260. 21 Bkz. Le Bon, Gustave.(1976). Kitleler Psikolojisi, 3.Baskı, Çev: Selahattin Demirkan, İstanbul, Yağmur. 22 Freud, Sigmund.(2006), Kitle Psikolojisi, 3. Baskı, Çev: Kamuran Şipal, İstanbul, Cem Yayınevi, s.50. 23 Bkz. Bion, Wilfred.(2004/1961), Experience in Groups and Other Papers, New York, Brunner Routledge. 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler Sayı: 2 / Aralık-Ocak-Şubat ‘12-’13 45 B. Senem ÇEVİK-ERSAYDI ise grup dinamikleri kavramını ortaya atarak grupların bütünlüğünün yaşamsal olduğunu öne sürmüştür.24 Gruplar bireylerin kimlikleri ile yakından ilişkilidir. Grup aidiyeti ile birey “biz”lik duygusunu hisseder. Ancak gruba ait özelliklerin içselleştirilmesi grup aidiyetinin hayatın ilerleyen dönemlerinden gerçekleşmesi ile zorlaşır.25 Toplumlar bireylerin bir araya gelmesiyle oluştuğu için grupların kendine has nitelikleri olsa bireysel psikolojinin yansımaları görülmektedir. Sosyal psikoloji yanı sıra psikanalitik bakışlı analizler ve teknikler bazı uluslararası sorunları gidererek ve farklı kimlikleri bulunan toplulukları bir arada yaşamaya teşvik edebilmektedir.26 Bu çerçevede Volkan’ın büyük grup tanımına değinmek gerekmektedir. Volkan’a göre büyük grup ortak duygusal davranışlar ile başkalarından ayrılan büyük insan toplulukları, kitleler olarak tanımlanabilir.27 Her ne kadar büyük gruplar içerisinde yaşayan bireyler birbirleriyle hiç tanışmasalar da “aynılık” unsuru ve aynı gruba aidiyet ile birbirlerine bağlanmaktadır.28 Büyük grup kimlikleri çeşitli tutumlar, önyargılar, gelenekler ve değerlere, seçilmiş travma ve zaferlere yatırımlar yaparlar. Bütün bu yatırımlar bireyin ait olduğu grup için olumlu ve değerli görülürken, diğer grupların sahip olduğu özellikler ve değerler daha aşağıda ve olumsuz/değersiz olarak görülmektedir. Bu bağlamda Volkan, büyük grup kimliklerinin yedi temel özelliğini şu şekilde ifade etmektedir: 1- Olumlu duygularla bağlantılı imgelerle özdeşleştirilen paylaşılmış hazneler, 2- Paylaşılmış olumlu özdeşleştirmeler, 3- Ötekilerin olumsuz özelliklerinin kimliğe dahil edilmesi, 4Liderlerin özelliklerinin içselleştirilmesi, 5- Seçilmiş zaferler, 6- Seçilmiş travmalar ve 7- Grubu ifade eden semboller.29 Grup psikolojisinin çok yönlü araştırmalarına rağmen psikolojik/psikanalitik grup dinamikleri tek başına politik süreçleri açıklamaya etkili olmamaktadır. Sosyoloji de politik psikolojinin en temel alanlarından bir tanesidir. Özellikle de grup psikolojisi, grup dinamikleri, gruplar arası etkileşim, çatışma, normlar, değerler, kültür söz konusu olduğunda sosyoloji başvurulacak temel disiplin olarak göze çarpmaktadır. Sosyoloji sadece bireyin grup içindeki yeri ve işleyişini değil grupların (milletler, etnik gruplar, kabileler, dini cemaatler gibi) kendi içinde ve birbirleri arasındaki ilişkileri de inceler. Tam da bu nedenle sosyoloji birey ve grup ile ilişkili psikolojik süreçleri açıklamada önemli bir dayanaktır. Sosyoloji yanı sıra toplum ve kültürlerin özelliklerini inceleyen antropoloji de politik psikolojinin temel bilim dallarındandır. Özellikle kültürlerin ve toplumların gelişimini, yaşayışını inceleyen kültürel antropoloji önemli bir veri tabanını içermektedir. Çünkü her kültürün, her toplumun kendine has özellikleri vardır. 24 Bkz. Lewin, Kurt. (1948), Resolving Social Conflicts: Selected Papers on Group Dynamics, New York, Harper&Brothers. 25 Earl Hopper, Anne Weyman, (2003).“A Sociological View of Large Groups”, Selected Papers by Earl Hopper içinde, s. 57. 26 Volkan, Vamık.(2006), Killing in the Name of Identity: A Study in Bloody Conflicts, Pitchstone, Charlottesville, s. 17. 27 Volkan, (2006), a.g.e. s. 23. 28 Volkan, Vamık D. (2004), Bloodlines, Charlottesville, Pitchstone Publishing, s. 12. 29 Volkan, Vamık. (2004), a.g.e, s. 37 46 Sayı: 2 /Aralık-Ocak-Şubat ‘12-13 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler İnterdisipliner Bir Bilim Olarak Politik Psikoloji ve Kullanım Alanları Bu özellikler kültürel davranışları da şekillendirmektedir. Bu nedenle siyasi davranışın sebeplerini anlamlandırmada kültürel süreçler önemlidir. Ancak ne psikoloji ne de sosyoloji tam olarak şiddetin, çatışmaların, ayrımcılık ve önyargıların, örselenmenin nedenlerini açıklayamayabilir. Tam da bu nedenle tarihin aydınlatıcı perspektifi politik psikoloji için temel bir dayanaktır. Çünkü bireyler doğdukları andan itibaren belleklerinde yer eden anılar, yaşanan acılar, travmalar ve başarılar ile geldikleri son noktada bulunurlar. Kısacası insanın o andaki varlığı geçmişi ile birlikte tüm kazanımlarının bütünü olarak görülebilir. Aynı şekilde büyük gruplar da varlıklarını geçmişleri, tarihleri üzerine inşa ederler. Tarihin zaferleri kadar acıları, travmaları da tarihsel süreç içinde toplumsal bellekte bir nesilden ötekine aktarılır. Tarih yazımı her millet için öznel bir süreç olduğu kadar kimliğin inşasında da temel bir araçtır. Bu nedenle tarih toplumların geçmişteki yaşadıkları ile günümüzdeki tutum ve davranışlarına ışık tutmaya yardımcı olur. Ancak tüm bu alanlar toplumlardaki din olgusunun yerini yeterince açıklayamayabilir. Din sosyolojisi bu ihtiyaca cevap verebilecek toplumların hangi sosyal örgütlenmeler, hangi dini pratikler ile varlığını sürdürdüğünü açıklar. Zaten gerek kültürel antropoloji gerekse tarih ve sosyoloji din ile yakından bağlantılıdır. Toplumlar kültürlerini kısmen din ile şekillendirirken din ile vücut bulan toplumsal kültür o toplumun normlarını, değerlerini, grup içi ve grup dışı algılamalarını şekillendirir. Örneğin Doğu-Batı arasındaki psikolojik ayrışmanın incelenmesi için dinlerin toplumlar nezdindeki yerine bakmak önemli olduğu gibi Türkler ve İranlılar arasındaki ilişkilerin incelenmesinde de mezhepsel farklılıkların kültüre ve toplum psikolojisine yansıması göz önüne alınmalıdır. Toplumların ve milletlerin tarihi süreçte gelişimi, başka gruplar ile yaşadıkları etkileşimler, savaşlar, kazanımlar, kayıplar ve yıkımlar toplumsal bellekte yer etmektedir. Özellikle bazı yaşantılar o toplumun üyelerini o denli etkilemiştir ki bu durum toplumsal bellekte berraklığını korur. Bu sürekliliğin sağlanması için edebiyat önemli bir araçtır. Yüzyıllar süren ihtilafları, etnik çatışmaları ve savaşların psikolojini inceleyen politik psikoloji için edebi metinler bu nedenle önemli verilerdir. Sözü edilen bu bellek aktarımı aslında bir iletişim sürecidir. Siyasetin dili, lider ve toplum ilişkisi, siyasi söylemler, ırkçılık ve önyargılar ile bağlantılı toplumsal aktarımlar iletişim sürecinin bütününü oluşturur. Toplumların, milletlerin tutum ve davranışlarını değiştirmesi de iletişim aracılığı ile olur. Aslında tarih de bu açıdan toplumsal belleğin inşa edildiği, yeniden üretildiği, kurgulandığı bir iletişim aracıdır. Bu nedenle siyasi davranışların psikolojik temelini anlamlandırmada iletişim de temel bir bilimdir. Bu açıdan politik psikoloji tarih, sosyoloji, iletişim, antropoloji, uluslar arası 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler Sayı: 2 / Aralık-Ocak-Şubat ‘12-’13 47 B. Senem ÇEVİK-ERSAYDI ilişkiler, teoloji, edebiyat ve hatta hukuğun tümünün psikoloji ile bir arada bulunduğu, birbirleri ile etkileşim halinde olduğu nicel ve nitel araştırma yöntemlerinin bir arada kullanıldığı bir alandır.30 Politik Psikolojiyi Ayırt Etmek Politik psikoloji bir bilim dalı olarak ortaya çıkmasından bugüne kadar net bir tanım, kuramsal çerçeve içermediğinden ve inter disipliner niteliğinden dolayı sosyal bilimlerin çeşitli konuları -ikna teknikleri- ile karıştırılmaktadır. Hatta bu konuların çoğunlukla iç içe geçtiğini de söylemek mümkündür. Bu bağlamda politik psikoloji, propaganda, psikolojik operasyon/psikolojik savaş, stratejik iletişim ve kamu diplomasisi benzer sosyo-psikolojik modelleri kullansa da birbirinden farklı ikna modelleri olarak görülebilir. Aslında politik psikoloji yani toplumların siyasi tutum ve davranışlarının kökenleri psikolojik savaş, stratejik iletişim ve kamu diplomasisi stratejilerinde de kullanılmaktadır. Ancak politik psikoloji uluslar arası, gruplar arası çatışmalar ve sorunların derininde yatan psikolojik motivasyonları araştıran bir bilim olarak sözü edilen konular ile ayrışmaktadır. Bu ayrışma ve yakınlık politik psikoloji disiplinine hangi çerçevede bakıldığı ile de yakından ilgilidir. Çatışmaların, gruplar arası psikolojik süreçlerin, motivasyonların, siyasi tutum ve davranışların nedenlerini araştıran uzman için propaganda, psikolojik operasyon çatışmaları körükleyen manipülasyon araçlarıdır. Çalışmanın bu bölümünde sözü edilen yöntemlerin politik psikoloji ile benzeşen ve ayrılan özellikleri üzerinde durulacaktır. Politik psikolojinin yeni bir alan olarak ortaya çıkmasında büyük katkıları olan politik davranışları psikanalitik teori ile harmanlayan Harold D. Lasswell’in çalışmaları temel çıkış noktasını teşkil etmektedir. Pragmatizm ekolünden gelen Laswell William James, John Dewey, George Herbert Mead ve Charles E. Merriam’ın ekolünü devam ettirmiştir.31 Laswell’in “Propaganda Tehnique in the World War” (1927), Psychopathology and Politics (1930), World Politics and Personal Insecurity (1935), Politics: Who Gets What, When, How (1936) adlı başlıca çalışmaları siyaset bilimi yanı sıra iletişim bilimi için de yol gösterici olmuştur. Çalışmalarında sembollerin ve anlamlarının psikanalitik teoriler doğrultusunda maniple edici özelliğinden bahseden Laswell bu anlamda politik psikolojiyi ilk döneminde daha ziyade propaganda çalışmaları bağlamında kurgulamıştır. Propaganda ilk kez resmi olarak Roma Kilisesi tarafından kullanılmış daha sonra Fransız İhtilali döneminde yaygınlaşarak32 18.yüzyılda “siyasal anlamlar üretmenin, düşünceleri ve algıları yönlendirmenin, toplumsal değer ve sembolleri üret30 Jost, John T. ve Sidanius, Jim. a.g.m., s.1. 31 Ascher, William ve Hirschfelder-Ascher, Barbara. (2005), Revitalizing Political Psychology: The Legacy of Harold D. Lasswell, New Jersey, Lawrence Erlbaum, s. 13. 32 Tokgöz, Oya. (2008), Siyasal İletişimi Anlamak, Ankara, İmge, s. 102. 48 Sayı: 2 /Aralık-Ocak-Şubat ‘12-13 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler İnterdisipliner Bir Bilim Olarak Politik Psikoloji ve Kullanım Alanları menin stratejiler bütünü haline gelmişti”.33 Siyasal propaganda uygulamaları Amerika’nın bağımsızlık mücadelesinde sistematik olarak kullanılmış Birinci Dünya Savaşı ile birlikte literatüre kazandırılmıştır.34 J.A.C Brown propagandayı “propaganda telkin ve ilgili psikolojik teknikler vasıtasıyla fikirleri ve değerleri değiştirmek ve neticede de kararlaştırılmış bir çizgiye paralel olarak davranışları değiştirmek amacıyla sembollerin az ya da çok isteyerek, planlı ve sistematik olarak kullanılması” olarak tanımlamaktadır.35 Uzun soluklu bir süreç olan propaganda bireylerin hayatlarının tüm alanlarını kapsayabilen psikoloji, tutum ve ideolojiler ile yakın ilgisi olan devamlı bir süreçtir.36 Herman ve Chomsky’nin propaganda modeline göre bireyler ve toplumlar medyada üretilen haber aracılığı ile kendi rızaları ile tutum ve davranışlarını değiştirmeye ikna olurlar.37 Sistematik olarak siyasi propagandanın kitlesel şiddete dönüşmesinin başlıca örneği Nazi dönemi propagandasıdır.38 Politik psikoloji ortaya çıkış itibariyle propaganda teorilerinden çok da uzak görülmese de propaganda tek yönlü bir enformasyon akışı sonucunda tutum ve davranışları değiştirmeyi amaçlamaktadır. 19.yy sonlarına kadar silahlı olarak uygulanan savaş yöntemleri 1.Dünya Savaşı’ndan itibaren silahlı savaşın yanı sıra silahsız, maliyetleri düşüren bir yöntem olan psikolojik operasyon/psikolojik savaş da düşman veya dost ülkelerin/halkların tutum ve davranışlarını değiştirmek için kullanılmıştır. Psikolojik operasyon yabancı hedef kitlenin duygularını, hedeflerini, mantıklı düşünme yetisi ile yabancı devletler, organizasyonlar, gruplar ve bireylerin tutumlarını etkilemek üzere seçili mesajlar gönderilerek uygulanan planlanmış operasyonlardır. Psikolojik operasyonların amacı onu uygulayanın çıkarlarına uygun bir şekilde tutum ve davranışların değişmesidir. Psikolojik operasyonlar Amerikan diplomatik, iletişim, askeri ve ekonomik faaliyetlerinin önemli bir parçasıdır. Psikolojik operasyonlar gerek çatışma anlarında gerekse barışta bilgilendirmek ve etkilemek amaçlı kullanılmaktadır.39 Politik psikoloji sıklıkla psikolojik savaş veya psikolojik operasyon ile karıştırılmaktadır. Ancak psikolojik savaş ve/veya psikolojik operasyon genellikle hedef kitleleri uygulayanın istediği yönde ikna etme ile ilgili olduğundan olumsuz bir anlam barındırırken politik psikoloji toplumu, gruplararası ilişkileri, toplumsal 33 Akarcalı,Sezer. (2003), 2. Dünya Savaşı’nda İletişim ve Propaganda, Ankara, İmaj Yayınları, s. 14 34 Cutlip, Scott M. (1995), Public Relations History: From the 17th to the 20th Century. The Antecedents, New Jersey, Lawrence Erlbaum Associates, ss. 18-19; Harold D. Lasswell, Dorothy Blumenstock (1939), World Revolutionary Propaganda, New York, Alfred A. Knopf Borzoi Books, s. 3 35 Brown, J.A.C. (1992), Siyasal Propaganda, Çev: Yusuf Yazar, İstanbul, Ağaç Yayıncılık, s.23. 36 Ellul, Jacques.(2006), “The Characteristics of Propaganda”, Garth S. Jowett ve Victoria O’Donnell, Readings in Propaganda and Persuasion, içinde, Thousand Oaks, Sage, s. 9, 20. 37 Herman, Edwards S., Chomsky, Noam. (2002), Manufacturing Consent: The Political Economy of the Mass Media, New York, Pantheon Books, ss.1-35. 38 Nazi propagandasının psikolojik etkisi için bkz. Staub, Ervin.(2009), The Roots of Evil, 20. Baskı, Cambridge, Cambridge University Press. 39 Doctrine For Joint Psychological Operations, Joint Publication 3-53, 5 September 2003, s. 10, http://www.iwar.org.uk/psyops/resources/doctrine/psyop-jp-3-53.pdf, erişim tarihi: 18 Eylül 2011; detaylı bilgi için bkz. Holt, Robert T., Van de Velde, Robert W., Strategic Psychological Operations and American Foreign Policy, Chicago, University of Chicago Press, 1960. 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler Sayı: 2 / Aralık-Ocak-Şubat ‘12-’13 49 B. Senem ÇEVİK-ERSAYDI dengeyi, bellekte tarihten gelen birikimin gündelik siyasi retoriği nasıl etkilediğini anlamaya çalışan uyum ve çözüme yönelik barışçıl bir alandır. Psikolojik operasyon ile sıklıkla kavram kargaşası yaşamasını sözü edilen bu kitlesel ikna yöntemlerinde psikolojinin fiilen başat araç olarak kullanılmasına bağlamak mümkündür. Stratejik iletişim ise istenilen amaca ulaşmak için eylem, imge ve kelimelerin birlikte kullanımı olarak açıklanmaktadır.40 Nye, stratejik iletişimi kamu diplomasisinin önemli bir aracı olarak ifade ederken stratejik iletişimin bir çeşit siyasi kampanya veya reklam kampanyasına benzediğini belirli politikaların tanıtımı için sistematik bir iletişim kampanyası olduğunu ifade etmektedir.41 Bu noktada kurumsal halkla ilişkilere de benzeyen stratejik iletişim yine psikolojiyi kullanması bakımından politik psikoloji ile kavramsal düzlemde paralel görünmektedir. Stratejik iletişim sonuç almaya, amaca yönelik iletişim sürecinin bütünüdür. Oysa ki politik psikoloji bir iletişim süreci veya kamu diplomasisi aracı olarak adlandırılamaz. Politik psikoloji ile yakın görülen bir başka kavram da algı yönetimidir. Algı yönetimi, Amerikan Savunma Bakanlığı tarafından kavramlaştırılmış ve şu şekilde açıklanmıştır: “Kitlelerin duygu, düşünce, amaç, mantık, istihbarat sistemleri ve liderlerini etkileyerek seçili bilgilerin yayılması ve/veya durdurulması; bunun sonucunda hedef davranış ve düşüncelerinin hedefleyenin istekleri doğrultusunda yönlendirilmesi. Algı yönetimi gerçekler, yansıtma, yanıltma ve psikolojik operasyonların bir bütünüdür”42. Grupların tutum, davranış, mantık ve duyguları algı yönetimi tarafından etkilenmekte ve şekillenmektedir. Bu nedenle de algı yönetimi bir tür psikolojik operasyon olarak da adlandırılabilir. Algı yönetimi aynı zamanda stratejik iletişimin, kamu diplomasisinin43, veya “spin” olarak bilinen halkla ilişkilerin yan dalı olarak sınıflandırılabilir.44 Algı yönetimi psikolojik unsurları kullansa da birey ve grupların psikolojik motivasyonlarını incelemez. Daha ziyade algı yönetimi psikolojik operasyonlar gibi davranış değişikliği oluşturmaya çalışır. Politik psikoloji ile kavramsal bağlantısı olduğu düşünülen bir diğer kavram da kamu diplomasisidir. Nye kamu diplomasisini iki ülkenin toplumları arasında olumlu imaj geliştiren ve siyasi politikaların kabulü ile sonuçlanan uzun vadeli ilişki olarak açıklar. Nye’a göre kamu diplomasisi halkla ilişkiler veya propaganda değildir.45 Kamu diplomasi yumuşak gücün önemli bir aracı olarak yabancı devletler 40 41 Principles of Strategic Communication, Department of Defense, http://www.carlisle.army.mil/DIME/documents/Principles%20of%20SC%20(22%20Aug%2008)%20Signed%20versn. pdf,erişim tarihi: 19 Ekim 2012. Nye, Joseph S. (2004), Soft Power: The Means to Success in World Politics, New York, Public Affairs, s.108. 42 US Department of Defense, Department of Defense Dictionary of Military and Associated Terms, Joint Publication, 102, Washington D.C., erişim tarihi: 17 Mart 2010. http://www.dtic.mil/doctrine/jel/doddict/data/p/6118.html 43 Nye, Joseph S., a.g.e., s.107. 44 Andrews, Leighton, (2006).“Spin: From Tactic to Tabloid”, Journal of Public Affairs, Vol. 6, Issue 1, s.31-45. 45 Nye, Joseph S., a.g.e, s. 107. 50 Sayı: 2 /Aralık-Ocak-Şubat ‘12-13 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler İnterdisipliner Bir Bilim Olarak Politik Psikoloji ve Kullanım Alanları ve bu ülkelerin halklarına yönelik gerçekleştirilmektedir.46 Bu bağlamda kamu diplomasisi iletişim müdahaleleri olarak görülebilir.47 Karşılıklı güven ve inanırlığa dayanan kamu diplomasisi orta vade hedefler ile uzun vadeli amaçlar ile paralel olmalıdır.48 Kamu diplomasisinde başarı iletişim kurulan diğer grubu iyi tanımaya ve doğru bir dil geliştirmeye bağlıdır. Bu noktada örneğin bir ülkenin bir başka ülkenin toplumuna yönelik kamu diplomasisi faaliyetlerinin başarıya ulaşabilmesi hedef kitlenin sosyal, kültürel ve psikolojik yapısını iyi tanımaktan, o yapıya hitap edebilecek söylem ve davranışlar ortaya koymaktan geçer. Bu bağlamda politik psikolojiyi bilmek başarılı bir kamu diplomasisi faaliyetini yürütmek için yeterli değil, ancak çok önemlidir. Bir diğer topluluğu belli düşüncelere, politikalara destek vermeye yönelten kamu diplomasisi mutlaka ki psikolojiyi kullanacaktır. Hatta kamu diplomasisinin de politik psikoloji gibi barışçıl motivasyon taşıdığını söylemek mümkündür. Kamu diplomasisi gayri resmi diplomasiye de benzetilebilir. Ancak kamu diplomasisi uluslar arası ilişkiler ve ilerişim bilimleri özelinde kullanılan bir kavram iken politik psikoloji başlı başına gelişmekte olan bir bilim dalıdır. Aralarında ayırt edilmesi zor ince çizgiler bulunan bu yöntemlerin tümü de çeşitli ölçülerde uluslar arası ilişkilerde artık kullanılmaktadır. Küresel dünyada artık stratejik iletişim, algı yönetimi ve kamu diplomasisi ulusların birbirleri ile olan ilişkilerinde olduğu kadar kendi iç barışını, dengesini de korumak açısından önem kazanmıştır. Politik Psikolojide Yeni Yaklaşımlar Politik psikoloji özellikle de “çatışma çözümleri” (conflict resolution) adıyla uluslar arası ilişkilerin psikolojisini anlamlandırmada kullanılmaktadır. Günümüzde daha da önem kazanan uzlaşmazlık çözümü veya arabuluculuk çalışmaları genellikle siyaset bilimci ve uluslar arası ilişkiler uzmanlarının ilgi alanlarına girdiği gözlemlenmektedir. Politik psikoloji ayrıca ülkelerin dış politikaları bağlamında lider ve kitleleri arasındaki etkileşim ile dış politika yapımında kamuoyu eğilimlerini araştırmaktadır. Bu çerçevede yapılan nitel araştırmalar dış politika kararlarına iç politika bağlamında ortaya çıkabilecek tepkileri ortaya koyabilmektedir.49 Ancak dış politika kararları dahil politik süreçler ile ilgili duyguların, psikolojik süreçlerin her zaman yüzeyde görünmeyebileceği de dikkate alınmalıdır. Jervis, uluslar arası ilişkilerde politik psikolojinin kullanılabileceğinden ancak siyaset bilimcilerin ve psikiyatrist/psikologların birbirlerinin alanı ile ilgili temel bilgi sahibi olması gerektiğini ifade etmektedir.50 46 Melissen, Jan. (2007), “The New Public Diplomacy: Between Theory and Practice”, Jan Melissen (Ed.), The New Public Diplomacy: Soft Power in International Relations içinde, London, Palgrave, ss.4-5. 47 Hayden, Craig.(2012), The Rhetoric of Soft Power: Public Diplomacy in Global Contexts, Lanham, Lexington, s. 10. 48 Melissen, a.g.m., s.15. 49 Erişen, Elif.(2012), An Introduction to Political Psychology for International Relations Scholars, Perceptions, Volume XVII, Number 3, s. 18. 50 Jervis, Robert.(1989), “Political Psychology: Some Challanges and Opportunuities”, Political Psychology, Vol. 10, No.3, s. 483. 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler Sayı: 2 / Aralık-Ocak-Şubat ‘12-’13 51 B. Senem ÇEVİK-ERSAYDI Uluslararası ilişkilerde politik psikolojinin özgün katkısı önleyici ve proaktif diplomasi olarak adlandırılabilecek gayri resmi diplomasidir. Devlet dışı sivil toplum örgütleri, uzmanlar gibi grupların bir araya gelerek ihtilaflı gruplar dışında bağımsız moderatörler eşliğinde yapılan buluşmalar olarak özetlenebilecek bu diplomasinin birçok uygulama şekli olabilir. Politik psikolojinin gayri resmi diplomasi yöntemi ile uluslar arası ilişkiler alanında katkı sunmasının temel dönüm noktası 1977 yılında Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat’ın “düşman” toprakları İsrail’deki parlamentoyu (Knesset) ziyaret ederek Araplar ve İsrailliler arasındakı sorunların yüzde 70’inin psikolojik olduğunu söylemesi olmuştur. Sedat’ın bu açıklamasının ardından Amerikan Psikiyatristler Derneği (APA) Uluslar arası İlişkiler Komitesi bu açıklamayı araştırmayı teklif ederek Arap İsrail ihtilafının psikolojik boyutlarının araştırılması ve barışçıl bir çözüm için girişimler başlatmıştır.51 Genellikle psikiyatri kökenli ve/veya psikodinamik yaklaşımlara hakim politik psikoloji uzmanlarının tercih ettiği gayri resmi diplomasi model ile politik psikoloji uluslar arası ilişkilere önemli bir katkı sunmuştur. Bu yöntem Lasswell’in önleyici siyaset (preventive politics) olarak tanımladığı politik psikoloji tanımı ile bağdaşmaktadır. Virginia Üniversitesi’ne bağlı Zihin ve İnsan Araştırmalar Merkezi’nin etnik ve ulusal çatışmaları psikanalitik psikoloji çerçevesindeki (Center for the Study of Mind and Human Interaction) yıllar süren birikimi Volkan’ın “Ağaç Modeli” (Tree Model) olarak adlandırdığı gayri resmi diplomasi modelinde vücut bulmuştur. Merkezin özgün bir kuramsal ürünü olarak ortaya çıkan ağaç modeli tıpkı politik psikoloji gibi interdisipliner bir modeldir. Bu model etnik veya milli gruplar arasındaki ilişkilerin siyasi, ekonomik, sosyal, hukuki veya askeri yönlerinin her birinde grup kimliği ve ritüelleri ile ilgili olgular olduğunu varsaymaktadır. Grupların stres altında oldukları veya uzamış çatışmaların daha fazla görünür olduğu bu olguların hissedildiği dönemde psikolojik meseleler reel dünya gerçekliklerini gölgeleyerek barışçıl çözümlerin geliştirilmesini engelleyebilmektedir. Bu bilinçdışı ve bilinçli psikolojik “zehirlerin” yapıcı bir iletişim ve müzakereler geliştirmek için ortadan kaldırılması gerekmektedir. İşte gayri resmi diplomasinin bir yöntemi olan ağaç modeli de terapötik niteliği ile diğer tekniklerden farklı olarak psikanalizi kullanmaktadır.52 Bu yönü ile Bion’un grup terapi çalışmaların benzer nitelikler sergilediği gözlemlenebilir. Volkan Ağaç Modeli kuramını açıkladığı makalesinde tıpkı bir terapi seansı gibi ilk olarak tanı koyma aşamasının ardından toplanan interdisipliner heyetin sadece yüzeyde kalan psikolojik süreçleri değil bilinçaltındaki yani gizli büyük grup meselelerini tesbit etmeye çalıştığını belirtmektedir. Uzun yıllar devam eden bu toplantılarda ihtilaflı grubun üyeleri bir süre sonra birbirlerini tanımaya başladıkça empati kurmaya başlayarak öne sürülen ağacın sağlıklı, sağlam gövdesini oluşturarak sağlıklı yeni dallar yetiştirebilecektir.53 Terapinin sadece te51 Volkan, Vamık D., “Psychoanalysis in International Relations and International Relations in Psychoanalysis”, http://www.austenriggs.org/images/uploads/PSYCHOANALYSIS%20IN%20INTERNATIONAL%20RELATIONS.pdf, erişim tarihi: 3 Ekim 2012. 52 Volkan, Vamık D. (2000), “The Tree Model: A Comprehensive Psychopolitical Approach to Unofficial Diplomacy and the Reduction of Ethnic Terrorism”, Mind and Human Interaction, Volume 10, Number 3, s. 142. 53 Ağaç Modeli kuramı ve uygulaması hakkında detaylı bilgi için bkz. Volkan, Vamık D.(2000), “The Tree Model: A Comprehensive Psychopolitical Approach to Unofficial Diplomacy and the Reduction of Ethnic Terrorism”, Mind and Human Interaction, Volume 10, Number 3, s. 142. 52 Sayı: 2 /Aralık-Ocak-Şubat ‘12-13 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler İnterdisipliner Bir Bilim Olarak Politik Psikoloji ve Kullanım Alanları davi edici değil aynı zamanda da önleyici niteliği dikkate alındığında politik psikolojinin uluslar arası çatışmalarda özellikle etnik çatışmaları önlemekte ne kadar değerli açılımlar sunabileceği görülebilir.54 Politik psikoloji temalı gayri resmi diplomasi ilk ortaya çıkış noktası olan terapötik yöntemden zaman içinde sosyal bilimlerin diğer alanları doğrultusunda farklılaşmaya başlamıştır.55 Bunda politik psikoloji kapsamında gayri resmi diplomasi ile ilgilenen uzmanların uluslararası ilişkiler veya siyaset bilimci olmalarının önemli payı vardır. Bu değişim alanın gelişmesine ve çatışma çözümlerinde birbirinden farklı yöntemlerin denenmesine olanak tanımaktadır. İhtilaflı gruplar psikanalitik eğilimli yöntemlerle bir araya getirilerek analiz edilebildiği gibi doğrudan ekonomik, kültürel işbirliğine yönelik sivil toplum diyaloğu şeklinde de bir araya getirilebilmektedir. Bunlar daha çok barış görüşmeleri (peacebuilding) adı altında toplanmaktadır. Örneğin Türkler ve Ermeniler arasında başlatılan ve dört yıl kadar devam eden Türk-Ermeni Barış Komisyonu (TARC) analitik yönelimlerin de dahil edildiği farklı disiplinlerden kanaat önderlerini buluşturmuştur.56 Diğer taraftan sivil toplum girişimleri ile gayri resmi diplomasi yöntemleri denenmektedir. Bu girişimler de toplumsal çatışmaların çözümünün gruplararası ilişki boyutları ve ihtilaflı grubun sosyal kimlik ihtiyaçlarından geçtiğini kabul ederek hareket etmektedir.57 Hangi yöntem uygulanırsa uygulansın politik psikoloji barışçıl bir yol izleyerek ihtilaflı gruplar arasındaki görünür veya altta yatan psikolojik direnç noktalarını tesbit ederek ortak bir dil geliştirilmesine yardımcı olabilmektedir. Elbette politik psikolojinin çatışmaların çözümünde önemli katkıları olması gruplararası tüm çatışmaların psikolojik nedenlerden kaynaklandığı anlamına gelmez. Zira birçok ihtilaf ülkelerin doğal kaynakları paylaşamamasından ötürü ortaya çıkabilmekte zamanla psikolojik bir hal alabilmektedir. Politik psikolojinin önleyici bir disiplin olarak öne çıkması alandaki yeni gelişmeler ile sürekliliğini korumaktadır. Şiddetin, terörün ve katliamların nasıl olduğu yanı sıra neden olduğunu bulmaya çalışan önleyici politik psikoloji son yıllarda nörobiyolojiden etkilenmiştir. Aslında politik karakteristik özelliklerin biyolojik aktarımının ne denli etkili olup olmadığı tartışmasını Merriam 1924 yılındaki makalesinde ele almıştır. Ancak o dönemde yaygın gelenek sosyalleşme ve çevrenin etkisinin biyolojik etkilerden daha fazla olduğu yönündeydi.58 Politik psikolojinin nörobilim ve genetik ile bu denli yakından ilgilenmeye başlamasını 54 Bu yöntem kuramsallaşmadan önce yazılan ilgili bir makale için bkz. Davidson, William D., Montville, Jopseph V. (1981), “Foreign Policy According to Freud”, Foreign Affairs, No 45, ss.145-157. 55 Terapötik model için bkz. Kelman, Robert C. (1991), “Interactive Problem Solving: The Uses and Limits of a Therapeutic Model fort he Resolution of International Conflicts”, Vamık D. Volkan, Joseph V. Montville, Demtrios A. Julius (Eds.), The Psychodynamics of International Relationships Vol II, Lexington, Lexington Books, ss145-160. 56 Bkz. Phillips, David L. (2005), Unsilencing the Past: Track Two Diplomacy and Turkish-Armenian Reconciliation, Oxford, Berghahn. 57 Çatışma çözümleri ve Türk-Ermeni gayri resmi diplomasi süreçleri hakkında bkz. Çuhadar, Esra, Gültekin Punsmann, Burcu. (2012), Reflecting on the Two Decades of Bridging the Divide: Taking Stock of Turkish-Armenian Civil Society Activities, Ankara, Tepav, No: 62. 58 Merriam, Charles E. (1924), “The Significance of Psychology for the Study of Politics”, The Amerikcan Political Science Review, Vol 18, No 3, s. 477. 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler Sayı: 2 / Aralık-Ocak-Şubat ‘12-’13 53 B. Senem ÇEVİK-ERSAYDI 11 Eylül ile birlikte ortaya çıkan küresel terör hareketlerine dayandırmak mümkündür. Küresel ölçekte etkisi olan 11 Eylül İkiz Kuleler saldırıları politik psikolojinin psikiyatri, sosyal psikoloji, siyaset bilimi alanlarının tam olarak açıklayamadığı soruları tetiklemiştir. Şiddete eğilimin bilişsel ve nörobiyolojik korelatları 70’li yıllardan beri araştırılmış bir konudur. Buna karşın, antisosyal bireylerde dikkat ve benzeri bilişsel işlevlerde genellikle belirgin bir bozulma gözlenmez. Cleckley (1976) dışarıdan ve psikometrik incelemelerle normal gibi gözüken bu bireyleri ‘makullük maskesi takmış’ olarak betimlemiştir. Bazı genetik bozukluklar ile şiddet eğilimi arasında sporadik ilişkiler saptansa da genellikle genetik ve nörobiyoloji alanındaki çalışmalar gerek bireysel gerekse toplumsal şiddet eğiliminin genetik olarak belirlendiği yönünde bir açılım getirmemiştir. Öte yandan nörobiyolojinin politik psikolojiyle ilişkisi yalnız şiddet ve şiddet eğilimiyle sınırlı değildir. Diğerlerine karşı tutumlar, sosyal ağ oluşumu, sosyal sermaye, sosyal uyum, sosyal yenilgi, işbirliği kurma gibi pek çok sosyal davranışın nörobiyolojik korelatları da nöropolitiğin ilgi alanına girer.59 Bu alanda siyaset ve nörobilim konularında çalışan interdisipliner gruplar ve kuruluşlar bu soruların cevabını aramaktadır.60 Önleyici bir yöntem olarak nörobiyoloji hangi insanların şiddete, teröre, ırkçılığa, belirli siyasi fikirlere daha fazla eğilimli olduğunu belirleyip bu doğrultuda proaktif stratejiler geliştirmeyi ve/veya kamuoyu eğilimini öngörebilmeyi amaçlamaktadır. Örneğin bireyin siyasi eğiliminin, siyasi tutumlarının, önyargılarının genetik bir miras olup olmadığı nöropolitik çalışmalar ile tanımlanabilmektedir. Muhafazakar veya liberal partilere oy verme pratiğinin biyolojik kökenleri, ideolojilerin, politik tutumların genetik aktarımı yine bu çalışmalar ile ortaya çıkmaktadır.61 McDermott’a göre duygular siyasi kararları etkileyebilmektedir. Duyguların araştırılması hem davranış kalıpları ile ilgili hem de karar verme süreçleri ile ilgili soruları yanıtlayabilir.62 Yeni araştırma teknikleri bu bağlamda nöro görüntüleme, psiko fizyoloji, hormon seviyeleri analizi ve genetik analizler olarak sıralanabilir. Hatemi ve McDermott politik psikolojinin bu yeni yönelimi için epidemiyolojik bir yöntem yani anormalliklerin, hastalıkların görülme sıklığını tesbit etmeyi önermektedir. Bu açıdan yazarlar insan hayatının tüm evrelerindeki sosyal, kişisel ve fizyolojik özellikleri analiz eden epidemiyolojik yöntemin magnetik rezonans (Fmrı), EEG ve TMS (transcranial magnetic stimulation) gibi nöro görüntüleme teknikleri ile yapılabileceğini öne sürmektedir.63 Yine aynı araştırmalar için beynin dışarıdan gelen uyarıcılara verdiği 59 Nöropolitiğin kapsamı ve kullanımı ile ilgili Uz. Dr. Bora Baskak ile gerçekleştirilen kişisel söyleşi, 1 Kasım 2012. 60 Bkz. Potomac Institute Center for Neurotechnology Studies, http://www.potomacinstitute.org/index.php?option=com_content&view=category&layout=blog&id=49&Itemid=198 61 Bkz. Smith, Kevin, Oxley, Douglas R., Hibbing, Matthew V., Alford, John R., Hibbing, John R. (2011), “Linking Genetics and Political Attitudes: Reconceptualizing Political Ideology”, Political Psychology, Vol 20, No 20, ss. 1-29. 62 McDermott, Rose. (2007), “Cognitive Neuroscience and Politics: Next Steps”, W. Russell Neuman, George E. Marcus, Ann N. Crigler, Michael Mackuen (Eds), The Affect Effect içinde, Chicago, University of Chicago Press, s. 375-397. 63 Hatemi, Peter K., McDermott, Rose. (2012), “Broadening Political Psychology”, Political Psychology, Volume 33, Number 1, 2012, ss. 13-15. 54 Sayı: 2 /Aralık-Ocak-Şubat ‘12-13 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler İnterdisipliner Bir Bilim Olarak Politik Psikoloji ve Kullanım Alanları tepki sonucu belli bölgelerindeki kan akışının artması ile beyin görüntülemesi yapan near infrared spectroscopy (NIRS) yöntemi kullanılabilir.64 İnsan doğasının temelini anlamaya yönelik bu yeni yaklaşımın geliştirilmesi için genetik bilimi, biyoloji, nöroloji ve psikiyatriye daha fazla ihtiyaç olduğu görülmektedir. Siyaset biliminin biyolojiye yeterince önem vermeyerek çevreye odaklandığını belirten Alford ve Hibbing biyopolitik konusunu ele aldıkları makalelerinde genlerin insan karakterine büyük etkisi olduğunu belirtmektedir.65 Bu noktada politik psikolojinin yeni bir geleceğe doğru giderken tekrar geçmişe yönelik bir açılım yaparak genetik bilim, nöroloji, nörobiyoloji ve psikiyatri ile entegratif bir yol izlemesi kaçınılmaz gözükmektedir. Politik Psikolojinin Türkiye’deki Gelişimi Politik psikoloji ilk kez 1970’li yıllarda yeni bir interdisipliner bilim dalı olarak kendisini kanıtlamaya başlamış bu anlamda 1978 yılında psikiyatri profesörü Jeanne N. Knutson tarafından kurulan Uluslar arası Politik Psikoloji Derneği (International Society for Political Psychology –ISPP) alanın resmi bir nitelik kazanmasını sağlamıştır.66 Politik psikoloji 1980’li yılların başında yeni bir bilim dalı, araştırma alanı olarak Türkiye’de sınırlı bir çevre tarafından tanınmaktaydı. 1992’de Süleyman Demirel, Erdal İnönü hükümet ortaklığı döneminde başbakanın onayı ile Devlet Bakanı Ekrem Ceyhun’a bağlı olarak Politik Psikoloji Merkezi kurulmuştur. Merkezin çalışmaları Prof. Dr. Abdülkadir Çevik ve Prof. Dr. Birsen Ceyhun koordinatörlüğünde yürütülmüştür. İnterdisipliner bir danışma kurulu ile psikanalitik yöntembilimini benimseyen Başbakanlık Politik Psikoloji Merkezi terör, göç, kimlik, toplumsal yas, toplumsal ihtilafların çözümü gibi konularda çalışarak çeşitli raporlar, seminer ve toplantılar hazırlayarak faaliyetlerini 1997 yılına kadar sürdürmüştür. 1993 yılında Vamık D. Volkan’ın “Etnik Terörizmin Psikolojisi”, 1995 yılında ise Abdülkadir Çevik ve Birsen Ceyhun’un “Psikopolitik Yönden Kimlik Gelişimi ve Etnik Terörizm” adlı kitapları bu merkez tarafından yayınlanmıştır. Merkez Türkiye’de ilk kez Türk ve Kürt kökenli kanaat önderlerini bir araya getirerek gayri-resmi diplomasi yöntemi ile 1993 yılında psikopolitik bir çalıştay düzenlemiş ancak çeşitli nedenlerle çalıştay devam ettirilememiştir. Ağaç modeli ile yürütülmesi planlanan çalıştaya farklı üniversitelerin öğretim üyeleri, mecliste temsil edilen partilerden birer milletvekili, Milli İstihbarat Teşkilatı, Jandarma, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Genelkurmay Başkanlığı’ndan birer gözlemci olmak üzere elli kişi katılmıştır. Üç gün kapalı oturum şeklinde Ankara Üniversitesi Rektörlüğü’nde düzenlenen toplantıda terör, toplumsal değerler, karşılıklı algılar ve kimlik konuları tartışılmıştır. Çalıştay başkanlığını Vamık Volkan’ın 64 NIRS görüntüleme cihazı Ankara Üniversitesi Beyin Araştırmaları Merkezi’nce kullanılmaktadır. 65 Alford, John R., Hibbing, John R.(2008), “The New Empirical Biopolitics”, Annual Review of Political Science, Vol 11, ss. 183-203. 66 International Society of Political Psychology, www.ispp.org/about , erişim tarihi:10 Ekim 2012. 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler Sayı: 2 / Aralık-Ocak-Şubat ‘12-’13 55 B. Senem ÇEVİK-ERSAYDI yürüttüğü oturumlarda aralarında psikanalist Joseph Montville ve tarihçi Norman Itzkowitz’in de bulunduğu ekip psikolojik çatışma noktalarını tespit etmeye çalışmıştır. Çalıştay sonrası hazırlanan rapor daha sonra Başbakanlığa iletilmiştir.67 Başbakanlık Politik Psikoloji Merkezi’nin kuruluşu ile eşzamanlı olarak alana kamu ve akademik camiadan ilgi artmış bu ilginin sonucunda Merkez koordinatörü Çevik Emniyet Genel Müdürlüğü, Dışişleri Bakanlığı Akademisi, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Milli İstihbarat Teşkilatı Eğitim Müdürlüğü ve Kara Harp Okulu’nda politik psikoloji dersleri vermeye başlamıştır. Halen Kara Harp Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsü’nde psikanalitik yönelimli teorik politik psikoloji eğitimi vermeye devam etmektedir. Alan ile ilgilenen uzmanların bireysel çalışmaları devam etmekle birlikte ikinci kurumsal çaba 2002 yılında Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ başkanlığındaki Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde (ASAM) siyaset psikolojisi masası kurulması ile devam etmiştir. Psikiyatrist Erol Göka ve klinik psikolog F. Sevinç Göral’ın çalıştığı siyaset psikolojisi masası Avrasya Analiz, Stratejik Bakış gibi yayınlarda fiilen katkı sunmuş, bu alanın geniş kitlelerce tanınması ASAM’ın 2004-2006 arası başkanlığını yapan Büyükelçi Gündüz Aktan’ın yönetiminde de devam etmiştir. Özdağ ve Aktan’ın yayınları ve çalışmalarının da politik psikoloji ile yakından ilgili olması bu interdisipliner alanın kamuoyunca tanınmasına yardımcı olmuştur.68 Ayrıca Aktan Kanal A’da yayınlanan haftalık Gündem Ankara programında psiko-politik analizlere sıklıkla yer vermiştir. Türkiye’de özel olarak politik psikoloji üzerine çalışan bir ekip olmaması ve bu alanda yeterli sayıda uzman bulunmaması sebebiyle 2006 yılında Prof. Dr. Abdülkadir Çevik başkanlığında Büyükelçi Gündüz Aktan’ın desteği ve Prof. Volkan’ın onursal başkanlığında Politik Psikoloji Derneği kurulmuştur. İnterdisipliner niteliğini koruyan dernek 2006 yılından beri faaliyetlerini sürdürmekte olup terör, kimik, stratejik iletişim, algı yönetimi gibi konularda geniş katılımlı eğitim programları hazırlamış din sosyolojisi, göçmen psikolojisi, liderlik, Türkiye-AB ilişkileri gibi konularda konferanslar düzenlemiştir. Politik Psikoloji Derneği bu çalışmaların yanı sıra Bahçeşehir Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi, Ankara Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi ile birlikte ortaklaşa sertifikalı eğitim programları düzenlemiştir. Bülten ve analizler hazırlayarak kamuoyunda ve akademik çevrelerde politik psikoloji alanını duyurmaya çalışan Politik Psikoloji Derneği Ankara’da faaliyet göstermeye devam etmektedir. Politik Psikoloji Derneği’nin davetlisi olarak üç ay süre ile Ankara Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda eğitim veren Prof. Volkan bu süre içinde politik psi67 1992-1997 yılları arasında Başbakanlık Politik Psikoloji Merkezi koordinatörü Prof. Çevik ile yapılan kişisel görüşme: 28 Ekim 2012. 68 Bkz. Büyükelçi Aktan, Gündüz S. (2006), Açık Kriptolar,Ankara, Aşina Kitap; Aktan, Gündüz S.(2006), Safarad Jews, Neo Racism in Europe and Remembering Freud, ASAM Papers No.1, Ankara, ASAM. 56 Sayı: 2 /Aralık-Ocak-Şubat ‘12-13 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler İnterdisipliner Bir Bilim Olarak Politik Psikoloji ve Kullanım Alanları koloji ile ilgili çeşitli seminerler, eğitim günleri ve televizyon programlarına katılarak bu alanın ve yapılan çalışmaların Türkiye’de daha geniş kitlelerce duyulmasında önemli katkılar sunmuştur. 2006 yılında Bahçeşehir Üniversitesi alanda 1970’li yıllardan itibaren çalışan Uluslar arası Politik Psikoloji Derneği’nin bir dönem başkanlığını yapmış ve politik psikoloji disiplinine geliştirdiği yeni kuramlar ile çok önemli katkılar sunan Prof. Dr. Vamık Volkan’ı konuk etmiştir. Volkan Bahçeşehir Üniversitesi’nde “Politik Psikoloji Günleri” adı altında bir seminer dizisi vererek politik psikolojiyi daha geniş bir kitle ile buluşturmuştur. 2008 yılında İstanbul’da A. Tarık Çelenk başkanlığında kurulan Ekopolitik Derneği kuruluşunun ardından Prof. Dr Vamık Volkan’ın 2011’e kadar koordinatörlüğünü yaptığı “Türkiye’nin Büyük Çatısı” başlıklı halen devam eden çalıştay serisini başlatmıştır.69 Kimlik temalı bu çalıştay serisi Türkiye’de kimlik üzerinden yaşanan anlaşmazlıkların temelindeki psikolojik sebepleri tanımlayarak ortak yaşama ait çeşitli çözüm reçeteleri geliştirmeyi amaçlamaktadır. Çeşitli illerde ufak yuvarlak masa toplantıları şeklinde gerçekleşen çalıştay serisi farklı siyasi eğilimlere mensup kanaat önderi olarak görülen Kürtler ve Türklerin aynı masada birbirleri ile konuşmasını, karşılıklı duygu ve düşüncelerini, kırgınlıklarını paylaşmasını sağlamıştır. Volkan’ın “ağaç modeli” adını verdiği çalışma yönteminin uygulanmaya çalışıldığı Türkiye’nin Büyük Çatısı projesi ilerleyen yıllarda Türkiye’nin temel sosyopsikolojik meselelerine aklıselim çözümler üretebilme kapasitesine sahip bir proje olarak görülebilir. Ayrıca 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü kurum içi eğitim ve staj programlarında politik psikoloji derslerine düzenli olarak yer verilirken, ORSAM yaz okulu programı da bu dersi ilk kez 2012 yılında programa dahil etmiştir. 2008 yılında kuruluş adımları atılan uluslar arası ihtilaflara, meselelere psikolojik bir pencereden bakan International Dialogue Intitiative (IDI) çalışma grubunun ilk toplantısı Politik Psikoloji Derneği ev sahipliğinde düzenlenmiş, ardından iki çalıştay Bahçeşehir Üniversitesi’nde, 2010 ve 2011 yıllarında tekrar Ankara’da düzenlenmiştir.70 Türkiye’de 1980-2011 arasında politik psikoloji konulu çok az sayıda kitap yayınlanmış bunların büyük bir kısmı teorik altyapıdan ziyade daha çok yorumsal düzeyde olmuştur. Yine bu dönemde çeşitli üniversitelerde politik psikoloji lisans ve/veya yüksek lisans dersi olarak ders programına alınmış, ders içerikleri dersi 69 Türkiye’nin Büyük Çatısı çalıştayları İstanbul, Mersin, Siirt, Malatya, Van, Hakkari, Diyarbakır gibi iller yanı sıra Erbil, Almanya’da da düzenlenmiştir. Prof. Volkan Türkiye’de düzenlenen çalıştayların koordinatörlüğünü üstlense de yalnızca İstanbul ve Mersin çalıştaylarına bizzat katılmıştır. Ekopolitik kurucusu A.Tarık Çelenk ile yapılan kişisel görüşme, 31 Ekim 2012. 70 International Dialogue Initiative ve toplantıları hakkında detaylı bilgi için bkz. http://www.internationaldialogueinitiative.com/ 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler Sayı: 2 / Aralık-Ocak-Şubat ‘12-’13 57 B. Senem ÇEVİK-ERSAYDI veren öğretim üyesinin akademik temeline (psikiyatri, psikoloji, siyaset bilimi, uluslar arası ilişkiler) göre şekillenmiştir. Tüm bu girişimlere rağmen politik psikoloji üniversite düzeyinde yeterince kurumsallaşmamıştır. Bu kurumsal kimliği sağlama adına 2011 yılında Prof. Dr. Abdülkadir Çevik müdürlüğünde Ankara Üniversitesi Politik Psikoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (POLPAUM) interdisipliner bir ekiple kurulmuştur.71 Merkez 2011-2012 eğitim öğretim yılında “Yeni Dünya Düzeni, Arap Baharı ve Türkiye”, “Stratejik İletişim ve Algı Yönetimi” kitapları ile Türkiye-Suriye ilişkilerini konu alan Psiko-Politik Rapor hazırlamıştır. Merkez Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) ile birlikte “Ortadoğu’yu Anlamak” adında bir disiplinlerarası çalıştay düzenlemiş ve raporlanmıştır. Türkiye’de tüm bu çabalara rağmen politik psikoloji halen yeterince bilinmemekte ve özellikle psikolojik operasyon uygulamaları olduğuna dair kuşku ile karşılanmaktadır. Ancak alan ile ilgili devam edecek olan bilimsel çalışmalar ve kamuoyunu bilgilendirici faaliyetler politik psikoloji ile ilgili bilgi kirliliğini gidererek konuya olan ilgiyi arttıracaktır. Sonuç Politik psikoloji halen net bir tanımı üzerinde karar kılınamamış çok genç bir bilimdir. Disiplinlerararası niteliği alanın başlıca özelliği olarak kimi zaman ortak bir noktada buluşmakta yaşanan zorlukların da temelinde yatan sebeplerden biridir. Politik psikolojinin ilgilendiği alanların uyum içinde birlikte hareket etmesi bu alanı var olduğu noktadan çok daha ileriye taşıyabilir. Nitekim alan ile ilgili güncel eğilimler disiplinlerarası çalışma pratiğinin önemi arttırmaktadır. Politik psikoloji kişilik çalışmaları ile başlayıp nöro-politik çalışmalara doğru dönüşen bilimsel serüveninde gelişime ne kadar açık bir alan olduğunu kanıtlamıştır. Bu süreçte farklı disiplinlerden birçok sosyal teori politik psikoloji çalışmalarına uyarlanmıştır. Belki de bu nedenle tek bir politik psikolojiden söz etmek mümkün değildir. Her farklı disiplinden politik psikoloji ile ilgilenenler bu alanı kendi perspektiflerine göre yorumlamaktadır. Politik psikoloji ile yeni tanışanlar için bu alan tam da bu özelliği dolayısıyla çok verimli, gelişime ve değişime açık yönü ile ilgi odağı olabilir. İnsan zihni ve işleyişi elbette kötü ellerde maniplatif amaçlar için kullanılabilir. Zira insanlık tarihi cadı avlarından, Yahudi soykırımına kadar ötekileştirmenin ve dışlaştırmanın en uç örneklerini yaşamış, katliamlara bizzat iştirak etmiştir. Siyasi amaçlar için kullanılabilecek insan zihninin işleyişi ve psikolojisi pekala barışçıl amaçlar için de kullanılabilir. Genel anlamda çerçevesi çizilen politik psikoloji de toplumların kendi içinde ve birbirleri arasındaki ihtilafların psikolojik kökenlerini 71 58 POLPAUM web sitesi, http://polpaum.ankara.edu.tr/ Sayı: 2 /Aralık-Ocak-Şubat ‘12-13 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler İnterdisipliner Bir Bilim Olarak Politik Psikoloji ve Kullanım Alanları anlayarak bu meseleleri en az zararla çözüme ulaştırmayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda insan zihni ve psikolojisi çatışma çıkarmak için değil, çatışmaların derininde yatan motivasyonları ve bu motivasyonların tetikleyeceği çözümleri ortaya çıkarma arayışı içinde incelenebilir. Smith’in de tanımladığı gibi hibrid bir disiplin olan politik psikoloji72 bir açıdan toplumların ihtilafların derininde yatan psikolojik motivasyonları anlayarak “öteki”ler ile empati yapabilme kapasitesini geliştirmektedir. Elbette tüm ihtilafların veya politik süreçlerin nedeni psikolojik değildir. Ancak çoğu zaman bireysel ve toplumsal psikoloji önemli etmenler olarak siyasi davranışları etkilemektedir. Çoğunlukla göz ardı edilen bu psikolojik motivasyonların belirlenerek yatıştırıcı stratejilerin geliştirilmesi daha barışçıl bir dünya ve daha makul bir siyasi söylem geliştirilmesine katkı sunabilir. KAYNAKÇA Akarcalı, Sezer, (2003). 2. Dünya Savaşı’nda İletişim ve Propaganda, Ankara, İmaj Yayınları. Aktan, Gündüz S.(2007). Açık Kriptolar, Ankara, Aşina Kitap. Alford, John R., Hıbbıng, John R., (2008). “The New Empirical Biopolitics”, Annual Review of Political Science, Vol 11, ss. 183-203. Andrews, Leighton, (2006). “Spin: From Tactic to Tabloid”, Journal of Public Affairs, Vol. 6, Issue 1, s.31-45. Ascher, William, Hırschfelder-Ascher, Barbara, (2005). Revitalizing Political Psychology: The Legacy of Harold D. Lasswell, New Jersey, Lawrence Erlbaum. Bion, Wilfred, (2004). Experience in Groups and Other Papers, New York, Brunner Routledge. (İlk baskı 1961) Brown, J.A.C., (1992). Siyasal Propaganda, Çev: Yusuf Yazar, İstanbul, Ağaç Yayıncılık, Cottam, Martha, Dıetz-Uhler, Beth, Mastors, Elena M., Preston, Thomas, (2004). Introduction to Political Psychology, New Jersey, Lawrence Erlbaum Associates. Cutlip, Scott M., (1995). Public Relations History: From the 17th to the 20th Century. The Antecedents, New Jersey, Lawrence Erlbaum Associates. 72 Bkz. Smith, David Horton. (1979), “Political Psychology and the Proliferation of Interdisciplinary Fields in the Social Behavioral Sciences: Part 1”, Political Psychology, Vol. 1, No.2, ss. 106-112. 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler Sayı: 2 / Aralık-Ocak-Şubat ‘12-’13 59 B. Senem ÇEVİK-ERSAYDI Çuhadar, Esra, Gültekin Punsmann Burcu, (2012).Reflecting on the Two Decades of Bridging the Divide: Taking Stock of Turkish-Armenian Civil Society Activities, Ankara, Tepav, No: 62. Davidson, William D., Montvılle, Jopseph V., (1981).“Foreign Policy According to Freud”, Foreign Affairs, No 45, ss.145-157. Doctrine For Joint Psychological Operations, Joint Publication 3-53, 5 September 2003, s. 10, http://www.iwar.org.uk/psyops/resources/doctrine/psyop-jp-353.pdf, erişim tarihi: 18 Eylül Ellul, Jacques, (2006). “The Characteristics of Propaganda”, Garth S. Jowett ve Victoria O’Donnell, Readings in Propaganda and Persuasion, içinde, Thousand Oaks, Sage, ss.1-50. Erişen, Elif, (2012). An Introduction to Political Psychology for International Relations Scholars, Perceptions, Volume XVII, Number 3, ss.9-28. Freud, Sigmund, (2006). Kitle Psikolojisi, 3. Baskı, Çev: Kamuran Şipal, İstanbul, Cem Yayınevi. Hatemı, Peter K., Mcdermott, Rose, (2012). “Broadening Political Psychology”, Political Psychology, Volume 33, Number 1, ss.11-25. Hayden, Craig, (2912). The Rhetoric of Soft Power: Public Diplomacy in Global Contexts, Lanham, Lexington. Herman, Edward S., Chomsky, Noam, (2002). Manufacturing Consent: The Political Economy of the Mass Media, New York, Pantheon Books. Holt, Robert T., Van De Velde, Robert W., (1960). Strategic Psychological Operations and American Foreign Policy, Chicago, University of Chicago Pres. Hopper, Earl, Anne Weyman, (2003). “A Sociological View Of Large Groups”, Selected Papers By Earl Hopper İçinde, ss.41-71. Iyengar, Shanto, (1993). “An Overview Of The Field Of Political Psychology”, Shanto Iyengar, William J. Mcguire, Explorations İn Political Psychology İçinde, Durham, Duke University Pres. Jervıs, Robert, (1989). “Political Psychology: Some Challanges And Opportunuities”, Political Psychology, Vol. 10, No.3, ss. 481-493. Jost, John T., Sınadıus, Jim, (2004). “Political Psychology: An Introduction”, John T. Jost, Jim Sidanius, Political Psychology İçinde, New York, Psychology Press, ss. 1-17. 60 Sayı: 2 /Aralık-Ocak-Şubat ‘12-13 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler İnterdisipliner Bir Bilim Olarak Politik Psikoloji ve Kullanım Alanları Kelman, Robert C., (1991). “Interactive Problem Solving: The Uses and Limits of a Therapeutic Model fort he Resolution of International Conflicts”, Vamık D. Volkan, Joseph V. Montville, Demtrios A. Julius (Eds.), The Psychodynamics of International Relationships Vol II, Lexington, Lexington Books, ss.145-160. Krosnik, Jon A., (2002). “Is Political Psychology Sufficiently Psychological? Distinguishing Political Psychology from Psychological Political Science”, James H. Kuklinski, Thinking About Political Psychology, içinde, Cambridge, ss. 187216. Kuklinski, James H., (2002). Thinking About Political Psychology, Cambridge. Lasswell, Harold D., Blumenstock, Dorothy, (1939). World Revolutionary Propaganda, New York, Alfred A. Knopf Borzoi Books. Lewin, Kurt, (1948). Resolving Social Conflicts: Selected Papers on Group Dynamics, New York, Harper&Brothers. Merriam, Charles E.,(1924). “The Significance of Psychology fort he Study of Politics”, The Amerikcan Political Science Review, Vol 18, No 3, ss. 469-488. Mcdermott, Rose, (2007). “Cognitive Neuroscience and Politics: Next Steps”, W. Russell Neuman, George E. Marcus, Ann N. Crigler, Michael Mackuen (Eds), The Affect Effect içinde, Chicago, University of Chicago Press, ss. 375-397. Mcguire, William J., (1993). “The Poly-Psy Relationship: Three Phases of a Long Affair”, Shanto Iyengar ve William J. McGuire, Explorations in Political Psychology içinde, Durham, Duke University Pres. Melissen, Jan, (2007). “The New Public Diplomacy: Between Theory and Practice”, Jan Melissen (Ed.), The New Public Diplomacy: Soft Power in International Relations içinde, London, Palgrave, ss.3-27. Moscovıcı, Serge, (1963). Attitudes and Opinions, Annual Review of Psychology, 14, ss. 231-260. NYE, Joseph S., (2004). Soft Power: The Means to Success in World Politics, New York, Public Affairs. Principles of Strategic Communication, Department of Defense, http://www.carlisle.army.mil/DIME/documents/Principles%20of%20SC%20 (22%20Aug%2008)%20Signed%20versn.pdf, erişim tarihi: 19 Ekim 2012. Phillips, David L.,(2005). Unsilencing the Past: Track Two Diplomacy and TurkishArmenian Reconciliation, Oxford, Berghahn. Runyan, William McKinley, (1993). “Psychohistory and Political Psychology: A 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler Sayı: 2 / Aralık-Ocak-Şubat ‘12-’13 61 B. Senem ÇEVİK-ERSAYDI Comparative Analysis”, Shanto Iyengar ve William J. McGuire, Explorations in Political Psychology içinde, Durham, Duke University Press, ss. 36-63. Schutz, William J., (1958), A Three Dimensional Theory of Interpersonal Behavior, Oxford. Sherif, Muzafer, O.J.Harvey, B. Jack White, William R. Hood, Carolyn W. Sherif, (1988/1961).The Robbers Cave Experiment: Intergroup Conflict and Cooperation, Connecticut, Wesleyan University Pres. Smith, David Horton, (1979).“Political Psychology and the Proliferation of Interdisciplinary Fields in the Social Behavioral Sciences: Part 1”, Political Psychology, Vol. 1, No.2, ss. 106-112. Smith, Kevin, Oxley, Douglas R., Hıbbıng, Matthew V., Alford, John R., Hıbbıng, John R., (2011). “Linking Genetics and Political Attitudes: Reconceptualizing Political Ideology”, Political Psychology, Vol 20, No 20, ss. 1-29. Staub, Ervin, The Roots of Evil, (2009). 20. Baskı, Cambridge, Cambridge University Pres. Sullivan, John, Rahn, Wendy M., Rudolph, Thomas J., (2002).“The Contours of Political Psychology: Situating Research on Political Information Processing”, James Kuklinski, Thinking About Political Psychology içinde, Cambridge, ss.23-47. Tajfel, Henri,(1982). Human Groups and Social Categories, Cambridge, Cambridge University Pres. Tokgöz, Oya, (2008). Siyasal İletişimi Anlamak, Ankara, İmge. US Department of Defense, Department of Defense Dictionary of Military and Associated Terms, Joint Publication, 1-02, Washington D.C., erişim tarihi: 17 Mart 2010. http://www.dtic.mil/doctrine/jel/doddict/data/p/6118.html Volkan, Vamık D., “Psychoanalysis in International Relations and International Relations in Psychoanalysis”, http://www.austenriggs.org/images/uploads/PSYCHOANALYSIS%20IN%20INTERNATIONAL%20RELATIONS.pdf. Volkan, Vamık D.(2000). “The Tree Model: A Comprehensive Psychopolitical Approach To Unofficial Diplomacy And The Reduction Of Ethnic Terrorism”, Mind And Human Interaction, Volume 10, Number 3, ss.142-210. Volkan, Vamık D.(2004). Bloodlines, Charlottesville, Pitchstone Publishing. Volkan, Vamık, (2006). Killing in the Name of Identity: A Study in Bloody Conflicts, Pitchstone, Charlottesville. 62 Sayı: 2 /Aralık-Ocak-Şubat ‘12-13 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler