Paris Baskını Sorumsuz Cinayetler / Sorunlu Fetvalar HABER Paris'te mizah dergisine saldırı: 12 ölü Paris'te bir mizah dergisinin binasına silahlı saldırı düzenlendi, saldırıda 12 kişi öldü, 4 kişi ağır yaralandı. Fransa'nın başkenti Paris'te haftalık karikatür dergisi Charlie Hebdo'nun binasına silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda ilk belirlemelere göre 2'si polis olmak üzere 12 kişi öldü, 4 kişi ağır yaralandı. Savcılar 12 kişinin öldürüldüğünü doğruladı. DÜNYACA ÜNLÜ 2 KARİKATÜRİST ÖLDÜRÜLDÜ Charlie Hebdo'ya düzenlenen saldırıda öldürülenler arasında dünyaca ünlü iki karikatürist de yer alıyor. KAR MASKELİ 3 KİŞİ KAÇTI Saldırıyı gerçekleştiren kalaşinkoflu 3 kişi araçla kaçarken, bir kişi de çatışmada yaralandı. HZ MUHAMMED'İN KARİKATÜRLERİNİ YAYINLAYAN DERGİ Charlie Hebdo dergisi Hz Muhammed'in karikatürlerini yayınlamış, hayatını çizgi roman haline getirmişti… Dergi bu sebeple büyük tepki toplamıştı. Kaynak: Ajanslar YORUM Sorumsuz cinayetler/Sorunlu fetvalar Paris'te haftalık karikatür dergisi Charlie Hebdo'nun binasına yapılan silahlı saldırı sonucu 12 kişinin ölmesi, 4 kişinin de ağır yaralanması gündemi sarstı. Daha da sarsıcı olanı, bunu Müslümanların gerçekleştirdiği kanaatinin giderek pekişmesidir. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemi aşağılayan karikatürlerin bu dergi tarafından yayınlanmasının ardından verilen fetvaların saldırının gerçekleşmesinde etkili olduğu iddia edilmektedir. Allah'ın dinini tanınmaz hale getirenler ise sebep oldukları her üzücü olayın ardından "İslam bu değil" merkezli duygusal açıklamalarla işi geçiştirmektedirler. "İslam bu değil" ise neden hala gelenekteki hatalar terk edilememektedir. Kur'ân'da, Müslüman olmayanlara karşı takınılacak tavır şöyle düzenlenmiştir: “… Sizden önce Kitap verilenlerden ve müşriklerden çok üzücü sözler işiteceksiniz; bunlardan kaçış olmaz. Eğer sabreder, korunursanız (görevinizi yapmış olursunuz.) İşte bu, kararlılık gerektiren işlerdendir.”(Al-i İmran 3/186) Bu durumda nasıl davranılacağını da şu âyetlerden öğreniyoruz: "İyilikle kötülük bir olmaz; sen kötülüğü iyilikle karşıla. O zaman aranda düşmanlık olan kişinin sıcak bir dost gibi olduğunu görürsün. Bu davranışı ancak sabırlı olanlar gösterebilirler. Bu seviyeye ancak hayırda büyük pay sahibi olanlar ulaşabilirler. Eğer seni Şeytan dürtecek olursa hemen Allah’a sığın. Çünkü o, işitir ve bilir."(Fussilet 41/3436) Âyetlerin açık hükmüne rağmen Nebimize hakareti, mezheplerin tamamı, ölüm cezasını gerektiren suç saymıştır. Ölüm fetvalar, işte bu geleneğe göre verilmektedir. Müslüman-gayrimüslim ilişkilerini ayrıntılı olarak anlatan ayetler şunlardır: “Allah, din hususunda sizinle savaşmayan ve sizi yurdunuzdan çıkarmayan kimselere iyilik etmenizi ve değer vermenizi yasaklamaz. Allah değer bilenleri sever. Allah sadece, din hususunda sizinle savaşan, sizi yurdunuzdan çıkaran ve çıkarılmanıza destek verenlere yakınlık göstermenizi yasaklar. Onlara yakınlık gösterenler yanlış yapanlardır.”(Mumtahine 60/8–9) Ayetlere göre gayrimüslimlerle ilişkide dostluğu bozacak üç kırmızı çizgi vardır: 1- Dinimizden dolayı bizimle savaşmaları, 2- Bizi yurdumuzdan çıkarmaları, 3- Yurdumuzdan çıkaranlara destek vermeleri. Bu üç kırmızı çizgi ihlal edilmediği sürece gayrimüslimlerin bize yanlış gelen davranışlarına karşı sabırlı olmak ve ilgili Kur’âni ayetlerini onlara anlatmak gerekir. Sözü edilen dergi ve çalışanları, kırmızı çizgileri aşmadığına göre onlara yaptıklarının yanlış olduğu anlatılmalı ve kendileriyle barışçıl yollarla mücadele edilmelidir. Kırmızı çizgileri aşarlarsa dostluk biter ama savaş şartları oluşmuş sayılmaz. Savaşı emreden âyet şöyledir: “Size savaş açanlarla Allah yolunda savaşın. Haksız saldırı yapmayın. Allah, haksız saldırı yapanları sevmez.” (Bakara 2/190) Bizimle savaşanlar bile haklı olduğumuzu düşünmeli ki savaş bir tebliğe dönüşsün. Savaşta uygulanacak kuralı açıklayan ayet de şudur: “Size kim saldırırsa, siz de ona, size yaptığı saldırıya denk bir saldırı yapın. Allah’tan sakının. Bilin ki, Allah sakınanlarla beraberdir.”(Bakara 2/194) Kur'ânsız ve Hikmetsiz din anlayışı, artık terk edilmeli ve İslam, insanlığın sorunlarının çözüm kaynağı olarak sunulmalıdır. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Hikmetle ve güzel öğütle Rabbinin yoluna çağır. Onlarla en güzel şekilde tartış. Yolundan sapanları Rabbin çok iyi bilir; kendi yoluna girenleri de çok iyi bilir. Eğer ceza vermek isterseniz size ne yapıldıysa onun dengiyle ceza verin. Sabredecek olursanız kuşkusuz bu, sabredenler için daha iyidir. Sen sabret; senin sabrın sadece Allah’ın yardımı ile olur. Onlar için üzülme. Kurdukları oyundan dolayı sıkıntıya girme. Allah kendinden çekinenler ve iyi davrananlarla beraberdir.”(Nahl 26/125-128) ‘Bir musibet, bin nasihattan hayırlıdır’ derler ama musibetlerden ders almayı unutan müslümanların hiç olmazsa bu olaydan ders almasını bekleriz. Abdulaziz BAYINDIR Süleymaniye Vakfı Başkanı