HABER BÜLTENİ 3 Mayıs 2007 Haber Özetleri Irak Irak'ta şiddet olaylarını sona erdirecek ve ülkeye ekonomik refah sağlayacak konuların görüşüleceği uluslararası konferans, bugün Şarm El Şeyh'te başlıyor. İki gün sürecek görüşmelere altmışı aşkın ülkeden hükümet yetkilileri ve diplomatlar katılıyor. İran ve Suriye gibi Irak'ın komşularından temsilcilerin yanı sıra Birleşmiş Milletler, G8 ve Avrupa Birliği üyelerinden diplomatlar da hazır bulunacak. Delegelerin, Irak'ta reformlara karşılık destek sağlamayı amaçlayan beş yıllık bir planı benimsemeleri bekleniyor. Amerikalı yetkililer, demokratik ilerleme kaydedilmesi karşılığında, Irak'a milyarlarca dolar yardım yapmaya ve ülkenin borçlarını silmeye istekli olduklarını belirtti. Bununla birlikte, bazı Arap ülkelerinin Irak hükümetinden giderek derinleşen mezhep ayrılıklarını aşmak için Sünnilerle temasa geçeceği yolunda güvence istedikleri öğrenildi. Yarın da Irak'ın komşularıyla arasındaki güvenlik ilişkileri ele alınacak. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ile İranlı Dışişleri Bakanı Manuçer Muttaki'nin diplomatik temasa geçebilecekleri yolunda haberler bulunuyor. Rice'ın İranlı ve Suriyeli yetkililerle görüşmeyi ihtimal dışı bırakmadığı belirtiliyor. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad da ABD ile içten bir diyalogu memnuniyetle karşılayacaklarını belirtti, ancak ABD'nin bu görüşmeye Tahran'ın nükleer faaliyetlerini karıştırmaması gerektiği konusunda uyarıda bulundu. Böyle bir görüşme, son otuz yıldır iki tarafın ilk kez bir araya gelmesi anlamına gelecek. Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, geçen ay yaptığı açıklamada, bugün ve yarın yapılacak temasların "birbirinden bağımsız ancak paralel" yürütüleceğini söylemişti. (BBC) Irak Başbakanı Nuri El-Maliki dün Şarm El-Şeyh’te ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ile bir araya geldi. Görüşmede Maliki’nin, ABD’yi Irak’la ilgili olarak komşu ülkelerle müzakereler yapmaya davet ettiği bildirildi. (EL-HAYAT GAZETESİ) Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Levent Bilman, Irak Anayasasının 140'ıncı maddesinin uygulanmasıyla ilgili kararların zorlama ve oldu-bittilerle değil, Irak halkının tamamının geleceği ve çıkarları gözetilerek Irak meclisini oluşturan tüm grupların iradesiyle alınması, Irak'ın sorunlarının uzlaşı anlayışına uygun biçimde çözümlenmesi gerektiğini belirterek, Türkiye'nin Irak'la ilgili kaygılarının göz önüne alınmasının beklendiğini kaydetti. Bilman, bir soruya verdiği yazılı yanıtta, Kerkük'ün nihai statüsünün ve diğer ihtilaflı bölgelerin geleceğinin belirlenmesine ilişkin Irak Anayasasının 140'ıncı maddesinin 1 uygulanmasına yönelik olarak, ilgili Irak Bakanlar Kurulu komisyonu tarafından alınan bazı kararların Başbakan Maliki'nin yurt dışında olduğu sırada yürürlüğe konulduğuna ve bu bağlamda, Kerkük'ten ayrılmayı kabul edecek Arap ailelere nakdi tazminat talep formlarının dağıtılmaya başlanacağına dair haberler kendilerinin de dikkatine geldiğini belirterek, Türkiye'nin bu konudaki görüş ve beklentilerini bir kez daha hatırlatmakta yarar görüldüğünü ifade etti. Irak Anayasasının tadilatı, bu kapsamda 140'ıncı maddenin değiştirilmesi, uygulamasının ertelenmesi, uygulama biçiminin kararlaştırılması gibi hususların Irak Ulusal Meclisinin uzlaşı temelinde sonuçlandıracağı konular olduğunu bildiren Bilman, "Bu konular Irak'ın geleceğini yakından ilgilendirdiği cihetle, bunların tüm Iraklı gruplar tarafından üzerinde ittifakla mutabık kalınarak çözümlenmesi sağduyunun ve bölgesel istikrarın korunmasının gereğidir", dedi. Sözcü Bilman, başlatılmaya çalışılan anılan süreçle ilgili olarak Irak Parlamentosundaki tartışmalarda taraflar arasında ortak anlayış ve uzlaşının sağlanamadığının üzüntüyle görüldüğünü kaydetti. Bilman, bu konuların aceleye getirilmesinin, bazı grupların kendi maksimalist dar görüşlü yerel gündemlerini dayatarak, oldu-bittiler yaratmak suretiyle tek yanlı anlayışla çözülmeye kalkışılmasının, Irak'ın toprak bütünlüğü, siyasal birliği ve iç barışı bakımından son derece olumsuz sonuçlar doğuracağının açık olduğunu vurguladı. Dışişleri Sözcüsü, "Her zaman Irak'ın selametini ön planda tutan ülkemizin haklı ve meşru kaygılarının göz önüne alınmasını bekliyoruz", ifadesini kullandı. Son dönemde yayınlanan Uluslararası Kriz Grubu (ICG) Kerkük Raporu, Baker-Hamilton Raporu gibi pek çok belgenin, Türkiye'nin bölgesel istikrara ilişkin kaygılarının uluslararası toplulukça paylaşıldığına işaret ettiğine dikkati çeken Bilman, "Bu çerçevede, Irak'ı ilgilendiren tüm sorunlara tüm Iraklı grupların iştirakiyle uzlaşı temelli çözümler bulunması gerektiği yaklaşımımızı koruyoruz. 140'ıncı maddenin uygulanmasıyla ilgili kararların zorlama ve oldu-bittilerle değil, Irak halkının tamamının geleceği ve çıkarları gözetilerek Irak meclisini oluşturan tüm grupların iradesiyle alınması Irak'ın sorunlarının uzlaşı anlayışına uygun biçimde çözümlenmesi gerekmektedir. Irak'ta ortaya çıkacak olumsuzluklar sadece Irak'ı ve Iraklıları değil, komşularını ve bölgemizi de çok yakından ilgilendirmektedir. Türkiye'nin bu konudaki hassasiyeti Irak'ın içişlerine karışmaktan değil, bölge istikrarına ve güvenliğine verdiği önemden kaynaklanmaktadır", diye konuştu. (AA) Birleşik Irak İttifakı üyesi Abdülkerim El-İnizi dün yaptığı açıklamada, Türkiye’nin, terör örgütü PKK’ya yönelik olarak Irak’ın kuzeyine operasyon düzenlemeye hakkı olduğunu savundu. El-İnizi, bu tarz operasyonların bu bölgede ve Irak’ta huzuru sağlayacağını ifade ederek, Birleşik Irak İttifakı’nın, ülkelerin bu gibi terör örgütleriyle savaşmaya hakkı olduğunu savunduğunu da belirtti. (www.iraq-ina.com) (www.radiosawa.com) Irak Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Muvaffak El-Rubai dün ABD Başkanı George W. Bush ile Florida eyaletinde “Irak’ı Destekleme Konferansında” bir araya geldi. Görüşmede Irak’ın siyasi ve güvenlik durumu ile Irak Ordusunun konuşulduğu bildirildi. Ayrıca konferansa 43 ülkenin katıldığı açıklandı. (www.aswataliraq.info) 2 Irak Petrol Bakanı Hüseyin El-Şehristani dün yaptığı açıklamada, Irak hükümetinin Petrol yasasını dün Irak Parlamentosuna sunduğunu ifade ederek, bu yasanın Parlamento tarafından Mayıs ayı sonunda onaylanacağını belirtti ve Kürt listesinin bu yasaya karşı olmadığını vurguladı. (www.nahrain.com) Irak Başbakanı Nuri El-Maliki’nin danışmanlarından Sami El-Askeri, Suudi Arabistan’ın Irak’taki siyasi süreci bozmaya çalıştığını söyledi. Radyo Sawa’ya açıklamalarda bulunan Askeri, Suudi Arabistan yönetiminin Irak’taki siyasi süreci ortadan kaldırmaya çalışan grupları desteklemekle suçladı. “Irak hükümetinin elindeki bilgiler şunu açıkça gösteriyor ki Suudi Arabistan yönetimi Irak’taki siyasi süreci ortadan kaldırmaya çalışan grupları ekonomik ve siyasi açılardan destekliyor” diyen Sami El-Askeri, Suudi Arabistan’ın Irak konusundaki tutumunun da son derece olumsuz olduğunu belirtti. Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdülaziz’in Riyad’da yapılan Arap Birliği Zirvesinde Irak Başbakanı Nuri El-Maliki’yi kabul etmediğine dair Washington Post gazetesinde çıkan haberleri de doğrulayan Askeri, ülkesinin bu meseleyi gündemde tutmayı istemediğini belirtti. Suudi Arabistan’ın El-Kaide örgütünü de maddi açıdan desteklediğini belirten Iraklı yetkili, Suudi Arabistan’ın Nuri ElMaliki hükümetini devirmeye çalıştığını iddia etti. (www.saafonline.com) El-Sadr grubu üyesi Salih El-İgeli dün yaptığı açıklamada, ABD güçlerinin Irak’tan çekilme takvimi belirlemesi için 133 Irak Parlamentosu üyesinin bir anlaşma imzalandıklarını ifade ederek, bu anlaşmanın Şarm El-Şeyh’teki toplantıya ve Irak Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlığına gönderildiği bildirdi. (www.nahrain.com) Irak'ın 2003'te istilası sırasında İngiltere Savunma Bakanı olan Geoff Hoon, Irak konusunda "hatalar yaptıklarını" itiraf etti. İngiliz The Guardian gazetesine demeç veren Hoon, ABD ve İngiltere'nin Irak'ı istila ettikten sonra olup bitecekleri tahmin edemediğini söyledi. "Hatalar yaptık" diyen Hoon, İngiltere'nin Irak ordusunun dağıtılması ve Baasçıların kamu yönetiminden uzaklaştırılması konularında Amerikan yönetimiyle ters düştüğünü belirtti. Savaşın gerçek sonuçlarını öngöremediklerini ifade eden Hoon, fazla iyimser olup halkın kendilerini sokaklarda sevinç gösterileriyle karşılayacağını sandıklarını anlattı. Hoon, Şii ve Sünni gruplar arasındaki çatışmanın ulaşacağı boyutları tahmin etmeleri gerektiğini de söyledi. Eski bakan, ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'nin Washington yönetiminin kararlarında İngilizlerin tahmininden fazla ağırlığa sahip olduğunu gördüklerini de belirtti. (AA)(AFP) ABD'nin Irak'taki savaş bütçesi yasasına, ''bu ülkeden çekilmeye başlanması'' şartının konmasının yol açtığı çıkmazın aşılması için Başkan George W. Bush yönetimi ve Demokrat Parti ağırlığına sahip Kongre arasında uzlaşma görüşmeleri başladı. Kongre'nin, 124 milyar dolarlık bütçe yasasının Bush tarafından veto edilmesi ve vetonun aşılması için gereken üçte iki çoğunluğun Temsilciler Meclisi'nde sağlanamaması nedeniyle, ABD'nin Irak operasyonlarının bütçesiz kalmaması için arayış başlatıldı. Kongre'deki Demokrat ve Cumhuriyetçi liderler dün Bush ile görüştü. Bush görüşmede yaptığı açıklamada, ''dün, farklılıklarımızı ön plana çıkardığımız gündü. Bugün ise birlikte çalışabileceğimiz ve ortak bir zemin bulabileceğimiz bir gün'', dedi. Bush, Kongre ile uzlaşma görüşmelerini, yönetim adına, Beyaz Saray 3 Sekreteri Josh Bolten ve Başkan'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley'in yapacağını ifade etti. Bush, ''anlaşmaya varacağımızdan eminim'', diye konuştu. (AA)(REUTERS) Yaklaşık 4 bin Amerikan askerinin, Irak'ta aşiretler arası şiddeti önlemek amacıyla 11 hafta önce başlatılan operasyonun güçlendirilmesi çerçevesinde başkent Bağdat'a gittiği bildirildi. ABD ordu sözcülüğünden yapılan açıklamada, Irak güvenlik güçlerine yardımcı olacak 5 tugaydan dördüncüsü olan bu askerlerin, bu hafta içinde Irak'a gittiği belirtildi. Açıklamada, Washington'daki Fort Lewis'den gelen askerlerin Bağdat bölgesine ve ülkenin kuzey kesimine konuşlandırılacağı kaydedildi. Sayıları 28 bini bulacak askerlerin takviyesinin Hazirana kadar tamamlanması bekleniyor. (AA)(AP) Irak'ta ABD ordusuna karşı yeni bir direniş hareketinin hazırlığının yapıldığı, bunun merkezinin ise direnişin kalesi durumundaki Felluce olacağı ifade ediliyor. Irak'taki Sünni kaynaklara dayanan bilgilere göre, aralarında Irak İslam Ordusu, Reşidin Askerleri, Mücahitler Ordusu ve Ensar El Sünne gibi örgütlerin de bulunduğu 9 silahlı gruba mensup temsilcilerin, ABD ordusuna karşı yeni bir direniş hareketinin hazırlığını yaptığı ortaya çıktı. Irak'ta "Sünni Üçgen" olarak öne çıkan direnişin kalesi konumundaki Felluce merkezli yeni direniş hareketinin, terör örgütü El Kaide'nin "Irak İslam Devleti" oluşumuna da karşı tavır aldığı, hedeflerinin sivilleri korumak ve eylemlerini askeri hedeflere yöneltmek olacağı ifade ediliyor. 9 ayrı silahlı direniş grubundan oluşacak olan yeni hareketin liderliğini halen ABD kuşatmasında olan Felluce'de önde gelen söz sahibi aşiret liderlerden Abdullah El Cenabi'nin yapacağı, yeni hareketin Şii-Sünni ayrımından uzak duracağı, bu doğrultuda El Kaide'nin ülkenin orta ve batı kesimlerinde ilan ettiği İslam Devleti'nin Irak'ın Şii, Kürt ve Sünni kesimler arasında bölünmesine zemin hazırladığı öne sürülerek örgütün dışlanması isteniyor. (İHA) Irak ordusu, direnişçilerin köprüleri hedef almasının ardından, başkent Bağdat'taki köprülerin çoğundan ağır araçların geçişini yasakladı. Askeri sözcü Tuğgeneral Kasım Musavi, düzenlediği basın toplantısında, "Muthanna ve Dura dışında Bağdat'taki tüm köprülerden 1,5 tondan ağır her çeşit kamyon ve kamyonetin geçişini yasaklamaya karar verdik", dedi. (AA)(REUTERS) Irak hükümeti, El Kaide terör örgütünün Irak'taki uzantısının lideri Ebu Eyyüb El Masri'nin öldürülüp öldürülmediğini belirlemek için araştırmaların devam ettiğini bildirdi. İçişleri Bakanlığı sözcüsü Abdülkerim Halef, "şu ana kadar El Masri'nin cesedini bulamadıklarını, ancak bu konudaki çabalarının devam ettiğini" belirtti. Irak İslam Devleti örgütü, Ebu Eyyüb El Masri'nin öldürüldüğü haberini yalanlamıştı. (AA)(AFP) Irak'ta biri kadın 3 Amerikan askerinin daha öldüğü bildirildi. Amerikan ordusundan yapılan açıklamada, 2 Mayısta başkent Bağdat'ın güneyinde araçlarının geçişinde bomba patlaması sonucu 2 askerin öldüğü, bu olayda 2 askerin de yaralandığı belirtildi. Açıklamada, Bağdat'ın batısında aracının altına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu bir kadın askerin ağır yaralandığı, daha sonra da öldüğü kaydedildi. Bağdat güvenlik planı çerçevesinde, başkentteki Amerikan ve Iraklı asker sayısının 80 binden fazla 4 olduğu belirtiliyor. Savaşın başından beri ölen askerlerinin sayısının ise, son ölümlerle, 3 bin 355'e yükseldiği ifade ediliyor. (AA)(AFP) Ortadoğu ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın, Suriye Dışişleri Bakanı Velid El Muallim ile bugün ya da yarın Mısır'da görüşeceği belirtildi. Üst düzey Iraklı bir yetkili ve bir Arap diplomatın verdiği bilgiye göre, Rice, 2005 yılında Dışişleri Bakanlığı görevine geldiğinden bu yana ilk kez Suriye Dışişleri Bakanı ile bir araya gelecek. Rice ve Suriye'nin eski Washington büyükelçisi Muallim arasındaki görüşmede Irak ve Lübnan konularının ele alınacağı kaydedildi. Iraklı yetkili, görüşmenin Lübnan konusunda bir ilerleme sağlayabileceğini belirtti; ancak ayrıntılı bilgi vermedi. Bu arada ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Nicholas Burns, İran ile doğrudan görüşmeler yapmak istediklerini, iki ülkenin 30 yıldır doğrudan görüşmeler yapmamasından ötürü, konuşacak çok şeylerinin olduğunu söyledi. İngiltere'deki düşünce kuruluşu Chatham House'da bugün bir konuşma yapan Burns, Mısır'daki Şarm el Şeyh'te düzenlenecek olan Irak toplantısı sırasında ABD ve İran dışişleri bakanları arasında bir görüşme yapılacağı umudunda olduğunu belirtti. Öte yandan İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad da konferans sırasında ABD ile "samimi görüşmeler" yapmaktan memnun olacaklarını söyledi. İran resmi haber ajansı IRNA'nın haberine göre, Ahmedinecad Kerman eyaletinin Sircan kentinde yaptığı konuşmada ABD ile "samimi diyaloğu İran ulusunun memnunlukla karşılayacağını" belirtti. Ahmedinecad, buna rağmen "ABD'nin diyalog yoluyla İran'ın nükleer programını durdurma amacını gerçekleştirebileceğini" düşünürse, hata yapacağını kaydetti. İran Cumhurbaşkanı "ama samimi bir biçimde davranırlarsa, İran ulusu da samimi davranırız", dedi. (AA)(AP)(REUTERS) İran'ın nükleer faaliyetlerini görüşmek üzere dün İngiltere'nin başkenti Londra'da bir araya gelen BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri ile Almanya'nın temsilcileri, nükleer faaliyetlerine devam etmesi halinde İran'a yönelik ek önlemler alınmasından yana tavır belirledi. İngiltere Dışişleri Bakanlığından dün gece geç saatlerde yapılan açıklamada, daimi üyeler Rusya, ABD, Çin, Fransa ve İngiltere ile Almanya'nın temsilcilerinin İran'ın nükleer faaliyetleriyle ilgili taleplere yanıt vermemesi halinde BM Güvenlik Konseyi'nin ek önlemler alması gerektiği konusunda görüş birliğine vardığı belirtildi. AB Yüksek Temsilcisi Javier Solana'nın İranlı Başmüzakereci Ali Laricani ile diyaloğunu sürdürmesinin desteklendiği belirtilen açıklamada, bunun da bu konuda müzakere edilmiş bir çözümden yana tercih yapıldığının açık bir göstergesi olduğu ifade edildi. Açıklamada, "Bununla birlikte, İran uluslararası taleplere karşılık vermezse BM Güvenlik Konseyi ek önlemler almalıdır", denildi. Bu arada İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'in Dış Politika Danışmanı Ali Ekber Velayeti, uranyum zenginleştirme için çok sayıda santrifüj üretim teknolojisini elde ettiklerini söyledi. (AA)(AFP) Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Binyamin Netanyahu dâhil, İsrail halkının seçeceği her Başbakan ile çalışacaklarını söyledi. Abbas, İsrail Parlamentosunun sol kanat partilerinden Meretz'in Başkanı Yossi Beilin ile Batı Şeria'daki Ramallah'ta görüştü. Filistin Kurtuluş Örgütü Genel Sekreteri 5 Yaser Abid Rabbo'nun da katıldığı toplantının "olumlu" bir havada geçtiği bildirildi. Abbas ve Beilin'in toplantıda, Arap barış inisiyatifi de dâhil, Filistin ile İsrail arasındaki barış sürecini, bu konudaki engellerin aşılmasına yönelik çözümleri tartıştıkları kaydedildi. Abbas, toplantıdan sonra gazetecilere, İsrail'deki siyasi gelişmeleri büyük bir ilgi ile izlediklerini ve krizin sona ermesini beklediklerini söyledi. Bunun İsrail'in bir iç sorunu olduğunu belirten Abbas, şimdilik beklemekten başka şey olmadığını belirtti. Abbas, bir soru üzerine önümüzdeki hafta Batı Şeria'nın Eriha kentinde İsrail Başbakanı Ehud Olmert'le yapılması planlanan toplantının da İsrail'deki gelişmeler nedeniyle ertelenebileceğini ifade etti. Abbas, "Henüz, kimse bize toplantının erteleneceğini veya iptal edileceğini söylemedi. İsraillilerden gelecek cevabı bekliyoruz", dedi. (AA) Lübnan Hizbullah'ının lideri Şeyh Hasan Nasrallah, İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in Lübnan savaşı ile ilgili komisyon kurmasını ve komisyonun raporunda başbakanı sert bir dille eleştirmesini övdü. Nasrallah, yaptığı bir konuşmada, "düşman başbakanının ikinci (Lübnan) savaşını araştıracak bir komisyon kurması takdire şayandır. Hatta bu, Olmert tarafından görevlendirilen komisyonun onun savaş sırasındaki tutum ve davranışlarını tanımlarken sert ifadeler kullandığı dikkate alınırsa, daha da takdire şayandır", dedi. Nasrallah konuşmasında komisyon raporunun savaşı kimin kazandığı tartışmalarına herhangi bir çözüm getirmediğini belirterek, "Siyonist oluşumda (İsrail) bugün hâkim olan atmosfer, bu savaşın bir başarısızlık olduğu şeklinde", dedi. (AA)(REUTERS) Winograd raporu, İsrail Başbakanı Ehud Olmert ile Dışişleri Bakanı Tzipi Livni'nin arasına girdi. Dışişleri Bakanı Tzipi Livni'nin, Başbakan Ehud Olmert'in istifa etmesi gerektiğini söylemesinden sonra, Kanal 10 Televizyonu, Olmert'in bir yardımcısına atfen, "Livni'nin, istifa çağrısı nedeniyle görevinden alınacağını" bildirdi. Olmert'e karşı kapalı kapılar ardında liderlik arayışlarını sürdürdüğü söylentileri yayılan Livni, raporun yayınından sonra ilk kez bir araya geldiği Başbakan'a "istifa etmesinin yapacağı en doğru şey olduğunu söylediğini" belirtmişti. İkilinin baş başa görüşmesinde Başbakan Olmert'in de Livni'ye "kendisine karşı bir kampanya yürüterek ve otoritesini sarsarak iki numara olarak kalamayacağı" uyarısında bulunduğu kaydediliyor. Ynet internet sitesine göre Olmert, Livni'ye "adımlarını atarken düşünmesi ve ne yapmak istediğine karar vermesi" gerektiğini söyledi. Böylece, İsrail hükümetinde, Devlet Bakanı Eitan Cabel'in istifasından sonra, Dışişleri Bakanı Livni ile de Olmert'in ilişkileri kritik bir noktaya geldi. Öte yandan, Winograd raporunun ağır eleştirilerinin hedefindeki diğer isim olan Savunma Bakanı Amir Peretz'in de partisinin ağır baskısı altında olduğu ve istifasını sunmayı düşündüğü bildirildi. Bu arada İstifa baskısı altındaki İsrail Başbakanı Ehud Olmert yaptığı açıklamada, "ülkeyi yönetmeye devam edeceğimden eminim", dedi. Olmert, Dışişleri Bakanı Tzipi Livni ile görüşmesinden sonra, Kudüs'te kendi partisi Kadima'nın milletvekilleri ile bir araya geldi. Olmert, basına kapalı toplantının başında, savaşın ardından siyasete odaklanmak gerektiğini söyledi. Ayrıca İsrail Koalisyon Grubunun Başkanı, Kadimalı Avigdor Yitzaki de Olmert'e karşı bayrak açtı. Kadimalı milletvekillerini, Olmert'e karşı Dışişleri Bakanı Tzipi Livni'nin başbakanlığına ikna etmeye çalıştığı belirtilen Yitzaki, "Olmert istifa etmezse Kadima biter", diye konuştu. Yitzaki ayrıca, Olmert'in 6 istifa etmemesi halinde, koalisyon başkanlığından ayrılacağını da bildirdi. (AA) Japonya Başbakanı Şinzo Abe, Ortadoğu barış süreci kapsamında bölgede ekonomik ve siyasi olmak üzere aktif rol oynayacaklarını söyledi. Abe, çıktığı Ortadoğu turu kapsamında geldiği Mısır'ın başkenti Kahire'de düzenlenen basın toplantısında, Ortadoğu'da barışın ve istikranın, dünya barışı ve refahı için gerekli olduğunu ifade etti. "Bölgede aktif rol oynayacaklarını" söyleyen Abe, hem Japonya hem de Ortadoğu için geniş kapsamlı ilişki kurmak ve yeni bir dönem açmak istediklerini söyledi. Abe'nin Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek ile görüşmesinde, ikilinin Arap-İsrail anlaşmazlığına "adil ve kapsamlı" çözüm bulunması ve barış sürecinin bir an önce yeniden başlatılması gerektiği konusunda görüş birliğine vardığı belirtildi. (AA)(REUTERS) Kafkasya ve Orta Asya Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov, Brüksel'deki NATO merkezinde, İkili İşbirliği Uygulama Planının (IPAP) hayata geçirilme süreciyle ilgili görüşmelerde bulundu. NATO yetkilileriyle yapılan görüşmeye Azerbaycan tarafından Ulusal Güvenlik, Olağanüstü Haller Bakanlıkları ve Sınır Koruma Komutanlığı gibi kurumlardan temsilciler de katıldı. Görüşmeler sırasında, Azerbaycan-NATO ilişkilerinin yanı sıra Ermeni işgali altındaki Yukarı Karabağ ile ilgili sorunun çözüm süreci de ele alınırken, Memmedyarov bu sorunun ülkesinin toprak bütünlüğü kapsamında çözülmesi gerektiğini vurguladı. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre Memmedyarov, temasları sırasında Avrupa Komisyonu Dış İlişkiler ve Komşuluk İlişkileri Komiserliği yetkilileriyle de bir araya geldi. (AA) Azerbaycan ile Belarus arasında çeşitli alanlarda iş birliğini öngören 10 protokol ve anlaşma imzalandı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile ülkesine resmi ziyarette bulunan Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko, ikili ve heyetler arası görüşmelerden sonra, dostluk ve işbirliğinin geliştirilmesine ilişkin protokole imza attılar. İki ülke arasında veterinerlik, bitki karantinası ve korunması, gizli bilgilerin korunması, iki ülke vatandaşlarının karşılıklı olarak çalışma ve sosyal güvenlik alanlarında haklarının korunması anlaşmaları da ilgili bakanlar tarafından imzalandı. İmzalanan belgeler arasında, merkez bankaları, devlet emlak komiteleri, standartlaştırma ve meteoroloji ajansları ve bilim akademileri gibi kurumlar arasında iş birliği protokolleri de yer alıyor. Anlaşma ve protokollerin imzalanmasından sonra düzenlenen basın toplantısında konuşan Aliyev, iki ülke arasındaki ilişkilerin dinamik bir şekilde geliştiğini ve çok önemli ekonomik projelerin gerçekleştirildiğini söyledi. Aliyev, Lukaşenko'nun ziyaretinin ülkeleri arasında ilişkilerin gelecekte daha da derinleşmesine katkı sağlayacağı umudunu dile getirdi. Konuşmasında, Azerbaycan olarak Odessa-Brodi petrol ihraç hattına siyasi destek verdiklerini belirten Aliyev, ''Halen uzmanlarımız bu konuyla ilgili ekonomik ve ticari açılardan değerlendirme çalışmaları yapıyor. Yararlı bulunursa bu konuda çalışmalar başlatılabilir'', diye konuştu. Lukaşenko da, Azerbaycan ile Belarus arasındaki ilişkilerin bugün daha etkin bir gelişme içinde olduğunu ifade ederek, ''İki ülke arasında ilişkilerin gelişmesini istemeyen bazı ülkeler var. Fakat bizim amacımız ülkelerimizin refahı dışında bir şey değil'', dedi. Azerbaycan ile ilişkilerinde ''herhangi bir yasaklı konu'' 7 bulunmadığını anlatan Lukaşenko, ''Azerbaycan Cumhurbaşkanının arkadan iş çeviren ve ihanet eden biri olmadığını biliyorum. Birbirimize güvenimiz tamdır'', ifadelerini kullandı. Lukaşenko, Azerbaycan petrollerinin ihracında Odessa-Brodi hattının da kullanımından yana olduklarını kaydetti. Bakü'deki ''Belarus Fuarı''nın açılışına katılacak olan Lukaşenko ve beraberindeki heyetin bugün temaslarını tamamlayarak ülkesine dönmesi bekleniyor. (AA) General David Mc Kiernan başkanlığındaki Amerikan askeri heyeti, temaslarda bulunmak üzere Gürcistan'ın başkenti Tiflis'e gitti. Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, 14 kişiden oluşan heyetin, bakanlık bünyesindeki kamu ilişkileri bürosu yetkilileriyle görüşmelerde bulunacağı kaydedildi. Heyetin ayrıca, Kırtsanisi Ulusal Eğitim Merkezinde Gürcü askerlerine verilen temel eğitim programına katılacağı ifade edildi. ABD'nin verdiği temel askerlik eğitimi programına katılan Gürcü askerleri, Irak'ta görevlendiriliyor. Gürcistan, Irak'ın başkenti Bağdat'ta 850 asker bulunduruyor; ancak bölgedeki Gürcü askeri sayısının, yakın dönemde 2000'e çıkartılması planlanıyor. (AA) Kazakistan Başbakanı Karim Masimov, çalışma ziyaretinde bulunmak üzere Türkmenistan'a gitti. Devlet Başkanı Gurbangulu Berdimuhammedov ve Başbakan Yardımcısı Taçberdi Tağıev ile görüşecek olan Masimov, Kıpçak köyünde, eski Devlet Başkanı Saparmurat Türkmenbaşı'nın kabrini ziyaret edecek. Masimov ile birlikte Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Baktıkoja İzmuhambetov, Sanayi ve Ticaret Bakanı Galım Orazbakov, Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Serik Ahmetov, ulusal kalkınma fonu Kazkına'nın Yönetim Kurulu Başkanı Kayrat Kelimbetov ve ulusal petrol şirketi Kazmunaygaz'ın Başkanı Uzakbay Karabalin de Türkmenistan'a gitti. Ziyaretin ağırlıklı konusunu enerji alanında iş birliği oluşturuyor. (AA) Avrupa Birliği İtalya Başbakanı Romano Prodi, Türkiye'nin AB üyeliğinin tarihi bir hadise olacağına inandığını belirterek, "Ama temkinli olmak lazım", dedi. İtalyan haber ajansı ANSA'nın haberine göre Prodi, resmi ziyaret için bulunduğu Lizbon'da Portekiz Meclisinde Avrupa'nın geleceği konusunda yaptığı konuşmada, son günlerdeki gelişmelerin de Ankara'nın AB üyeliği konusunun ihtiyatlı davranma gereğini ortaya koyduğunu savundu. Prodi, Türkiye'nin üyeliğinin, ancak uzun vadede olabileceğini öne sürerek, "Bunun tarihi bir olay olacağını düşünüyorum. Ama bu tarihi hadise, gerek Avrupa kamuoyunun gerekse Türk kamuoyunun ileriye yönelik bu büyük adımı atmaya hazır olduklarında gerçekleşecektir. Şu günlerde yaşananlar da, konuya temkinli ve ciddi yaklaşılma gereğini haklı çıkarır gibi görünmektedir", ifadesinde bulundu. İtalya Başbakanı Romano Prodi, AB Komisyonu Başkanı olarak görev yaptığı dönemlerde de Türkiye'nin üyeliğini desteklemiş olduğunu anımsatarak, "Ben Türkiye'nin üyeliğini destekledim. Ama Türkiye'deki hükümet yetkililerine, özellikle de Fransa'daki anayasa reformu sonrasında, zaman konusunda aceleci davranırlarsa çözümün daha da zorlaşacağını söylemiştim", diye konuştu. (AA) 8 Kıbrıs Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni, "Kıbrıs'ta yeni nesillerin yetişmesiyle birlik çözüm olanaklarının azaldığını" söyledi. Atina'da bir toplantıda yaptığı konuşmada Yunanistan'ın Kıbrıs'ta adil ve işleyebilir bir çözüm için çaba gösterdiğini belirten Bakoyanni, "Ancak, bu konuda gelecekle ilgili endişelerim var", dedi. Bakoyanni, "Kıbrıs'ın, 2012'nin ikinci yarısında AB'nin yönetimini üstlendiğinde, tüm Ada sakinlerinin, Rumların ve Türklerin Avrupa ailesinin nimetlerinden yararlanabilecek durumda olacaklarını hayal ediyoruz. Ancak, yıllar geçtikçe çözüm olasılığı uzaklaşıyor. Yeni nesillerin, Kıbrıslı Rumların ve Türklerin birlikte yaşamlarından anıları yok. Yunan hükümeti, bu nedenle Kıbrıs (Rum) hükümetinin çabalarını tüm gücüyle destekliyor", diye konuştu. (AA) Diğer Haberler Sırbistan Dışişleri Bakanı Vuk Draskoviç, BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesinden Rusya'nın, Kosova'nın nihai statüsüne ilişkin BM planını reddedeceğinden emin olduğunu söyledi. Sırbistan'ın kıdemli siyaset adamı Draskoviç, bağımsız B92 radyosuna verdiği demeçte, Rusya'nın, Kosova'nın nihai statüsü için eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Martti Ahtissaari'nin hazırladığı planı ''uluslararası denetimli bağımsızlık öngördüğü için'' daimi üyelerin oylamasında veto edeceği kanaatinde olduğunu bildirdi. Draskoviç, Kosova'nın nihai statüsünün mayıs ayı sonuna veya haziran ortasına kadar BM Güvenlik Konseyi'nde oylanacağını belirtti. Londra'da bugün Kosova temas grubunun toplantı yapacağını hatırlatan Draskoviç, tam bağımsız Kosova'ya Sırbistan devletinin kesinlikle karşı olduğunu, uzlaşmada, ancak ve ancak eski Yugoslavya devletinde olduğu gibi Kosova'ya özerklik tanınabileceğini, bunun düzeyinin denetimli geniş özerklik olabileceğini yineledi. (AA) Dünya Basını İngiltere gazetelerinin tümünde bu sabah da Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'nin cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin oylamayı iptal kararı sonrası erken seçim tartışmaları ve yorumlar göze çarpıyor. Financial Times gazetesinde Vincent Boland imzalı ve "Atatürk'ün Gölgesinde" başlığını taşıyan analizde, "Cumhurbaşkanlığı tartışması, ülkenin Kemalist kuruluş ilkelerini, yükselen siyasi İslamla uzlaştırma çabasının son göstergesi" deniyor. "Tarih boyunca askeri liderler, büyük savaşlar öncesinde Tanrı'dan yardım dilemiştir. Modern Türkiye'de ise Ordu Mustafa Kemal Atatürk'ün adını anıyor. Geçen Cuma günü yaptıkları girişimde de yardıma çağırdıkları Büyük Önder oldu. "Türkiye, son günlerde Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı adaylığına uygun olup olmadığı tartışmasıyla bölündü ve bu durum, Türkiye'nin laik kuruluş ilkelerini ve Kemalist ideolojiyi, demokratik uygulamalar ve giderek daha belirgin gözlenen Müslüman kimliğiyle aynı potada eritip eritemeyeceğine ya da bunu nasıl yapabileceğine ilişkin soru işaretleri uyandırdı. "Batıda birbirini tamamlar görünen demokrasi ve 9 sekülerlik, Türkiye'de giderek artan ölçüde uyuşmazlık içinde. Bu son kriz de bu anlaşmazlığın son örneği. Vincent Boland, sekülerizmin bir din olarak algılanması fikrinin, bir çelişki gibi göründüğünü; ancak Türkiye'deki laiklik anlayışının kavranmasında açıklayıcı olabileceğini belirtiyor. "Demokratikleşme sürecini tamamlamış toplumlarda, sekülerlik, din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması anlamına gelir, ama tam bir din özgürlüğü sağlanmıştır. Türkiye'de sekülerlik anlayışı ise Fransızların laicism, yani laiklik kavramına dayanıyor. Türklerin din özgürlüğü var, ama Cuma namazına giden milyonlarca Türk, devlete bağlı Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hazırladığı vaazları dinliyor. "Türkiye'nin sorunu, modern sekülerlikle devrimci laiklik kavramlarının çatışması. Fransa'da sekülerlik demokrasiyle eşdeğer. Türkiye'de ise Batılılaşma ve modernlikle tanımlanıyor. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektörü Ural Akbulut, bu durumu "Bizim için laiklik olmasaydı, demokrasi de olmazdı. Türkler için önce ulus, sonra laiklik sonra da demokrasi gelir", diyerek açıklıyor. Yazar Boland, AKP'nin nasıl bir tehdit oluşturduğunun en hararetli tartışmaların konusu olduğunu belirtirken, AKP'nin gizli İslami gündemi olup olmadığına ilişkin yorumları aktarıyor, Türkiye'de bazı çevrelerin ülkenin demokrasiyi laikliğin önüne koymaya henüz hazır olmadığı görüşüne yer veriyor. Vincent Boland, yazısını Profesör Akbulut'un görüşleriyle tamamlıyor: "İran'a bakın. Laik bir ülke olduğu zamanı hatırlıyorum. Bir ülkenin ömrü için seksen yıl, çok kısa bir süre." İskoçya, Galler ve İngiltere'de bugün milyonlarca seçmen, yerel yönetim seçimleri için sandık başına gidiyor. Seçimle, İskoçya'da parlamento ve belediyeler, Galler'de Meclis, İngiltere'de ise başkent Londra dışındaki çoğu yerel yönetim belirlenecek. Sabah yerel saatle 7’de açılacak olan seçim merkezleri akşam 22'de kapanacak. Seçim sonuçlarının en erken Cuma öğle saatlerinde alınabilmesi bekleniyor. Bunun sebebi ise seçmenlerin bir bölümünün postayla oy kullanmış olmaları ve yeni kurallar gereği postayla gönderilen oyların en az yüzde 20'sinin iki kez sayılacak olması. Seçimlere geniş yer ayıran Guardian, Tony Blair'in on yıllık iktidarının sona ermesine haftalar kala, İşçi Partisi'nin yarım yüzyıldır ilk kez parlamentodaki çoğunluğu kaybetme endişesini taşımış sayfalarına. Zira son yapılan anketlerde seçimlerden en büyük parti olarak bağımsızlık yanlısı İskoçya Ulusal Partisi'nin çıkacağı eğilimi gözleniyor. "İskoçya, Galler ve İngiltere'de bugün 29 milyon seçmen, Tony Blair hükümeti ve ardından yönetimi devralması beklenen Gordon Brown hakkında son sözü söyleme fırsatı buluyor. "İşçi Partisi, 1997'den bu yana bir ara seçimin sonuçlarının nasıl çıkacağını ilk kez bu kadar büyük bir endişe içinde bekliyor. "Kamuoyu yoklamaları, İşçi Partisi'nin İskoçya Ulusal Partisi'yle başa baş gittiğini gösteriyor. Parti, Galler meclisindeki gücünü de kaybedebilir, ayrıca İngiltere'deki belediyelerde de 300 ila 600 sandalye kaybetmesi ihtimali var. "Tony Blair kampanya başladığından bu yana tam beş kez İskoçya'yı ziyaret etti. "İskoçya Ulusal Partisi lideri Alex Salmon ise neşesini koruyor ve ekliyor: "İskoçya seçim tarihinde ilk kez olmak üzere partimiz bir seçim arifesinde İşçi Partisi'ne üstünlük sağlıyor." Daily Telegraph ise seçim öncesi yaptırdığı kamuoyu anketinin sonuçlarına göre, İskoçya Ulusal Partisi'ni tarihi bir zafere doğru yaklaştığını, Blair'in ise 10 seçmenlerden ağır bir darbe alacağı görüşünü aktarıyor. "YouGov araştıma şirketinin İskoçya'da dün akşam saat 17'ye dek yaptığı ankete göre, İskoçya Ulusal Partisi altı puan farkla İşçi Partisi'nin önünde." Independent gazetesinde Patrick Cockburn ve Anne Penketh'in Bağdat'tan gönderdikleri haberde, Amerika Birleşik Devletleri'nin İran'la görüşmeler konusunda ilerleme kaydetmeyi umduğuna dikkat çekiliyor ve "Amerikalılarla İranlılar arasında, Başkan Bush'un 2001'de iktidara gelmesinden bu yana en önemli görüşme, bugün yapılabilir", deniyor. "Amerikan Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice da İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Muttaki de Mısır'ın Şarm El Şeyh kentinde düzenlenen zirvenin katılımcıları arasında. "Zirvede Irak'ın komşuları, ülkenin güvenlik ve istikrara kavuşturulmasının yollarını ele almaya hazırlanıyor. "Bush yönetiminin, Irak'taki şiddet olaylarını körüklemekle suçladığı İran'la kapsamlı müzakerelere karşı çıkması beklenmiyor. "Gerçi Başkan Bush, Şubat ayında Irak Çalışma Grubu'nun tavsiyesini reddetmiş, İran ve Suriye'yle diyaloğun ihtimal dışı olduğunu söylemişti. "İran da benzer şüpheler dile getirmiş, Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, Amerikalı ve diğer yabancı birliklerin Irak'tan çekilmesini istemişti. "Ancak dün Amerikalıların, İran'la yeniden temasa geçmenin yolunu aradıklarına dair bazı işaretler alındı. "ABD Dışişleri Bakan yardımcısı Nicholas Burns, Londra'da yaptığı açıklamada, Rice'in İranlı muadiliyle görüşmesini umduklarını ve Amerikalıların, Irak'ta mezhep çatışmalarını azaltma konusunda iyi bir tartışma ortamından yana olduklarını belirtti." Hatırlanacağı üzere, ABD ile İran arasında 1979'daki İslam Devrimi sonrasında Tahran'daki Amerikan büyükelçiliğinde yaşanan rehine krizinden bu yana diplomatik ilişki bulunmuyor. Ancak Mart ayında yine Irak'la ilgili bir diğer toplantıda iki ülke heyetleri arasında bir görüşme yapılmıştı. 11