HAFTALIK RAPOR – 14 Ekim 2016 Sayı: 34 Dolar/TL

advertisement
HAFTALIK RAPOR – 14 Ekim 2016 Sayı: 34
Dolar/TL yeni rekora yükselirken, kısa vadede TL’nin
seyrinde TCMB’nin kararı kritik olacak...
 Geçtiğimiz haftaki notta da ifade ettiğimiz gibi, reel
ekonomide yavaşlama işaretleri artıyor. Takvim
etkisinden arındırılmış sanayi üretimi Ağustos’ta yıllık
bazda %2,2 ile beklentilerin altında artarak,
Temmuz’daki sert daralmanın halen telafi
edilemediğine işaret etti. Sektörel bazda bakıldığında
iç talepteki duraksamanın sürdüğü, reel ihracattaki
ılımlı artışlarla sanayi üretiminin arttığı dikkat
çekiyor. İlk yarıdaki %3,9’luk görece güçlü büyümenin
ardından, küresel zorluklar ve 15 Temmuz’daki darbe
girişimi/terör eylemi kaynaklı olarak ikinci yarıda
ekonomik aktivitenin yarı yarıya hız kestiği tahmin
ediliyor. Eylül’de bayram etkisiyle üretim artışının yine
zayıf ama Ağustos’un üzerinde kalacağını
öngörmemize rağmen, Eylül ayından itibaren
toparlanmanın boyutu kritik hale geldi. Öncü veriler
üçüncü çeyrek genelinde milli gelirin yıllık bazda dâhi
daralma riskinin bulunduğuna ve her hâlükârda
ekonominin çeyreklik bazda 2009’dan beri en sert
çeyreklik daralmasını kaydettiğini gösteriyor. Bu
doğrultuda önümüzdeki dönemde büyümeye dair
riskleri sınırlamak amacıyla daha fazla genişlemeci
makroihtiyati ve maliye politikası tedbirleri
alınabileceğini düşünüyoruz. Başta İngiltere olmak
üzere Avrupa’daki yavaşlayan ekonomiler ise,
2017’de de Türkiye ekonomisinde büyümenin baskı
altında kalmasına yol açabilir.
 Petrol fiyatlarındaki normalizasyon ve turizm
sektöründeki kötüleşmenin sürmesi nedeniyle,
Ağustos 2015’te 0,3 milyar dolar fazla veren cari
denge bu yılın aynı ayında 1,8 milyar dolar açık verdi.
Böylece 12 aylık cari işlemler açığı Temmuz’daki 29,0
milyar dolardan beklentimize paralel olarak 31,0
milyar dolara yükseldi. Cari açıktaki kontrol edilebilir
genişlemenin önümüzdeki dönem boyunca da
süreceğini ancak sürdürülebilir seviyelerde kalmaya
devam edeceğini öngörüyoruz. Bu noktada esas kaygı,
cari açığın nasıl finanse edileceğine ve ne ölçüde TL
üzerinde baskıya yol açacağına kaymış durumda.
Ağustos’ta cari açığın esasen 2,0 milyar dolarlık net
hata ve noksan ile finanse edilmesi ve bankaların
nette borç ödeyicisi olmaları dikkat çekiyor. Bununla
birlikte kaynağı tam olarak tasnif edilemese de, TL’de
ilave değer kayıplarını engellediği için net hata ve
noksan girişlerinin yüksek seyrini sürdürmesini
kıymetli buluyoruz. Zira son açıklanan 7 Ekim haftası
verilerine göre, yurtdışı yerleşikler nette 754 milyon
dolar ile Haziran 2015’ten beri en sert haftalık tahvil
satışını gerçekleştirdi ve yabancıların iç borç içindeki
payı %21,6’dan %21,2’ye geriledi. Ayrıca 7 Ekim
itibarıyla dolarizasyon Mart 2015’ten, nominal döviz
mevduatları Mayıs 2015’ten, bilanço dışı yabancı para
pozisyonları (swaplar vb.) ise Mayıs 2009’dan beri en
düşük seviyelerine geriledi. Dolar/TL’nin 3,0’ten
3,06’ya yükseldiği haftada 0,8 milyar doları
hanehalkından kaynaklanmak üzere toplam döviz
mevduatları 1,6 milyar dolar azaldı. Öte yandan döviz
likiditesi açısından geride kalan haftanın önemli bir
diğer olayı ise, Hazine’nin 1,5 milyar dolarlık 10 yıllık
Eurobond ihracını başarılı bir şekilde tamamlamış
olması idi. Hazine tarafından 2016’nın ilk çeyreğinde
de ihraç edilen aynı tahvil, görece destekleyici
küresel faiz ortamından da faydalanılarak 18 baz
puanlık daha düşük bir borçlanma maliyetiyle
yeniden ihraç edildi. Bu ihraç; yatırımcı algısı renove
edilebilse ve potansiyel büyümeyi artırıcı yapısal
reformlar kararlılıkla hayata geçirilebilirse, küresel
koşulların halen Türkiye ekonomisine cazip fırsatlar
sunduğunun bir göstergesi olarak da yorumlanabilir.
 Önümüzdeki hafta yurtiçi piyasalarda gözler Merkez
Bankası’nın faiz indirimlerine devam edip
etmeyeceğine odaklanacak. Yeni haftanın ilk günü
açıklanacak işsizlik oranı ve bütçe rakamları ise
ekonomideki yavaşlamayı ve bu nedenle bütçe
açığındaki kontrollü genişlemeyi teyit edecektir.
Geride kalan haftada 3,11 ile yeni rekor kıran
Dolar/TL’nin psikolojik ve teknik açıdan önemli olarak
değerlendirilen 3,10 seviyesinin üzerinde kaldığı
müddetçe TCMB’nin faiz indirimine ara verebileceği
düşünülmekle birlikte, ekonomistler gecelik borç
verme faizinde 25 baz puan daha indirim öngörüyor.
Kredilerdeki zayıf seyir ve mevduat getirilerindeki
stabilizasyon nedeniyle, TCMB’nin olası faiz
indiriminin büyümede ihtiyaç duyulan desteği
vermeyebileceğini, bunun yerine faiz dışı araçlar
aracılığıyla güçlü teşvik tedbirlerinin daha yararlı
olacağını düşünüyoruz. TCMB’nin kararı kadar, TL’nin
son dönemdeki değer kaybını nasıl değerlendireceği
de finansal piyasalar açısından kritik olacak. Küresel
risk iştahındaki zayıflık, jeopolitik gelişmeler ve
TCMB’nin iletişim politikası tercihine bağlı olarak,
yeni hafta TL’de yeni rekorların görülebileceği bir
hafta olabilir.
1
HAFTALIK RAPOR – 14 Ekim 2016 Sayı: 34
Küresel risk iştahı; Fed’den artan faiz artırım beklentisi ve
Çin’den gelen yavaşlama sinyalleri ile azalıyor…
 ABD Merkez Bankası (Fed) piyasalara yakın geçmişe
kıyasla daha şahin mesajlar iletmeye devam ediyor.
Hem Eylül’deki Açık Piyasa Komitesi Toplantısı
tutanakları hem haftanın son günü Fed Başkanı
Yellen’ın açıklamalarına göre, Fed faizleri artırmak
için koşulların güçlense de daha fazla kanıt görmek
istediklerini beyan ediyorlar. Zira geride kalan
haftada açıklanan zayıf reel tüketim harcamalarının
ardından, ABD’de üçüncü çeyreğe dair eşzamanlı
büyüme tahminleri ilk defa %2,0’nin de altına inerek
ABD’de toparlanmanın boyutunun öngörülenden cılız
kaldığını gösterdi. Öte yandan bazı Fed üyelerinin ise,
faiz artırımını geciktirdikçe ABD ekonomisinde
resesyon riskini artırdıklarına dair uyarıları dikkat
çekiyor. Fed’in faiz artırımını erteleyerek
kredibilitesini de kaybettiği yönünde yapılan
değerlendirmeler ve küresel çapta negatif faiz
politikasının artan yan etkileri ışığında, önümüzdeki
toplantılarda Fed’in daha şahin bir duruş
sergileyeceğini düşünüyoruz. Fed faizi artırmasa bile
her toplantıda tartışması, ABD verim eğrisi ve
bankalararası repo piyasası yoluyla finansal koşulların
sıkılaşmasına ve dolayısıyla ABD Doları’nın
değerlenmesine yol açıyor. Dolar endeksi; son bir
ayda %3 artışla 98’e kadar yükselirken, ilave
kazanımların önümüzdeki haftalarda sürererek yakın
zamanda kritik 100 seviyesinin aşılacağı öngörülüyor.
Ayrıca 14 Ekim itibarıyla hayata geçirilen
regülasyonlar sonrası LIBOR’un seyri de, risk iştahı
açısından oldukça kritik hususlardan biri olarak
yakından takip edilecektir.
 Çin’de dış ticaret verileri ekonomide toparlanmanın
gücü hakkında soru işaretlerini artırırken, enflasyon
verilerinde ise bir süredir işaret ettiğimiz gibi düşük
baz etkisiyle beklenenin ötesinde toparlanma
gözlendi. İhracat Eylül’de yıllık bazda beklentilerin
üzerinde -%10 daralırken, ithalat ise %0,6 artış
beklentilerine karşın -%2’ye yakın geriledi. Böylece
Eylül’de dış ticaret fazlası 53 milyar dolarlık
beklentilerin oldukça altında 42,0 milyar dolar olarak
gerçekleşti. Dış ticaret verilerinde görülen yavaşlama
kısmen Çin’in resmi tatil etkisinden kaynaklansa da,
aynı zamanda küresel ticaret hacminde son
dönemde artan yavaşlamanın da etkili olduğunu
düşünüyoruz. Enflasyon tarafında ise; yıllık tüketici
enflasyonu Ağustos’taki %1,3’ten Eylül’de gıda
fiyatlarındaki hızlı artışın da etkisiyle %1,6’lık
beklentileri aşarak %1,9’a yükselirken, üretici
fiyatları yıllık bazda %0,1 ile 2012’den beri ilk kez
artışa geçti. 2017’de yaklaşık son çeyrek asrın en
düşük büyümesini kaydedecek olması nedeniyle
Yuan’da aşağı yönlü baskılar artarken, Çin para
biriminde önümüzdeki dönemde hızlanabilecek değer
kayıplarının
küresel
risk
iştahını
olumsuz
etkileyeceğini tahmin ediyoruz.
 Euro Bölgesi ekonomileri arasında ayrışma devam
ederken, Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB)
önümüzdeki hafta yapacağı toplantıda verilecek
mesajlar yakından takip edilecek. Euro Bölgesi’nin en
büyük ekonomisi Almanya’da yatırımcı güven
endeksi (ZEW) Ekim ayında 55,1’den beklentilerin
ötesinde 59,5’e yükselerek, ekonominin istikrar
kazanmış olabileceğine işaret etti. Almanya’nın
başını çektiği merkez ülkelerdeki toparlanmaya
rağmen başta İtalya olmak üzere çevre ülkelerde
halen sorunların devam ediyor olması AMB’nin Ekim
ayında yapılacak olan toplantısının oldukça zorlu
geçeceğini gösteriyor. Nitekim varlık alım programını
kademeli bir şekilde azaltabileceğine yönelik çıkan
dedikodular yalanlanmış olsa da özellikle negatif faiz
oranlarının başta mevduat sahipleri ve emeklilik
fonları üzerinde neden olduğu riskler her geçen gün
daha fazla dillendiriliyor. Euro Bölgesi tahvil
faizlerinde küresel çapta düşen risk iştahı ile görülen
yukarı yönlü hareketlerin de, piyasalarda AMB’den
bu aşamada ek genişlemeci önlem beklentisinin
olmamasıyla doğru orantılı olduğunu düşünüyoruz.
Ekonomideki zayıflığa karşın Euro’nun daha da değer
kaybetmesi ile eşgüdümlü olarak negatif faiz
politikasından
çıkışı
destekleyecek
sözle
yönlendirmenin AMB için öncelikli politika tercihi
olacağı yönündeki yorumlar önplana çıkıyor.
 Önümüzdeki hafta finansal piyasalar jeopolitik
gelişmelerin seyrine, düşük baz etkisiyle hızlı
yükselmesi beklenen Euro Bölgesi ve ABD enflasyon
verilerine ve bu koşullar altında temkinli politika
izlemesi beklenen AMB toplantısına odaklanacak.
Ayrıca ABD’de üretim ve konut sektörüne dair veriler
ile Çin’de de Eylül ayı sanayi üretimi ve 3. çeyrek milli
gelir rakamları yakından izlenecek.
2
HAFTALIK RAPOR – 14 Ekim 2016 Sayı: 34
Yıl s onu ve Son Dört Dönem Gerçekl eşmel eri
Büyüme
GSYH (Mi l ya r TL, ca ri fi ya tla rl a )
GSYH (Mi l ya r Dol a r, ca ri fi ya tla rl a )
GSYH (4 Çeyrekl i k Topl a m, Mi l ya r TL)
GSYH (4 Çeyrekl i k Topl a m, Mi l ya r Dol a r)
Yıl l ık Büyüme Ora nı
Defl a tör
Sa na yi Üretimi ve Ka pa s i te Kul l a nımı
Sa na yi Üretimi (Ta kv. Arınmış, Yıl l ık Değ.)
Ka pa s i te Kul l a nım Ora nı (Mevs . Arındırıl mış)
İşs i zl i k Ora nı
İşs i zl i k Ora nı (Mevs i ms el l i kten Arındırıl mış)
Enfl a s yon
Ayl ık Tüketici Enfl a s yonu
Yıl l ık Tüketici Enfl a s yonu
Ayl ık Üretici Enfl a s yonu
Yıl l ık Üretici Enfl a s yonu
Ödemel er Denges i (Mi l yon Dol a r)
Ca ri İşl eml er Denges i (12 Ayl ık)
Ca ri İşl eml er Denges i
İhra ca t
İtha l a t
Turi zm Gel i rl eri (Net)
Serma ye Denges i
Doğruda n Ya ba ncı Ya tırım (Net)
Portföy Ya tırıml a rı (Net)
Ya ba ncıl a rın TL ci ns i Ta hvi l Al ıml a rı
Ba nka l a rın Yurtdışı Borçl a nma s ı
Dış Borç Stoku/GSYH
AB Ta nıml ı Borç Stoku/GSYH
Topl a m Dış Borç Stoku/GSYH
Ka mu Dış Borç Stoku/GSYH
Özel Sektör Dış Borç Stoku/GSYH
Fi na ns Sektörünün Dış Borcu/GSYH
Reel Sektörün Dış Borcu/GSYH
Kıs a Va del i Dış Borç Stoku/GSYH
Fi na ns Sek. KV Dış Borcu/GSYH
Uzun Va del i Dış Borç Stoku/GSYH
2015
1,954
720
1,954
720
4.0%
7.5%
2015
3.1%
74.7%
2015
10.3%
2015
8.8%
5.7%
2015
-32,238
-32,238
143,846
207,236
21,248
22,888
11,805
-15,498
-7,670
4,948
2015
32.9%
55.3%
15.9%
39.4%
21.9%
17.5%
14.3%
7.3%
41.0%
3Ç 15
519
184
1,892
743
3.9%
8.0%
05/2016
5.6%
75.4%
03/2016
9.9%
06/2016
0.5%
7.6%
0.4%
3.4%
05/2016
-27,703
-3,188
12,105
17,195
1,032
1,056
415
947
230
120
3Ç 15
34.6%
54.8%
15.7%
39.1%
22.9%
16.2%
16.0%
9.3%
38.8%
4Ç 15
507
174
1,953
720
5.7%
7.5%
06/2016
1.2%
75.3%
04/2016
9.9%
07/2016
1.2%
8.8%
0.2%
4.0%
06/2016
-29,463
-4,976
12,884
19,474
1,068
6,758
542
962
-68
1,789
4Ç 15
32.9%
55.3%
15.9%
39.3%
21.8%
17.5%
14.2%
7.3%
41.0%
1Ç 16
498
169
2,007
708
4.7%
7.1%
07/2016
-4.9%
74.8%
05/2016
10.3%
08/2016
-0.3%
8.1%
0.1%
3.0%
07/2016
-28,987
-2,649
9,835
14,642
1,456
499
473
1,401
600
-420
1Ç 16
32.4%
58.1%
16.9%
41.2%
22.6%
18.6%
15.1%
7.5%
43.1%
2Ç 16
526
181
2,050
709
3.1%
5.8%
08/2016
2.2%
74.5%
06/2016
10.9%
09/2016
0.2%
7.3%
0.3%
1.8%
08/2016
-31,019
-1,776
11,867
16,554
2,234
-211
859
495
1,000
-1,222
2Ç 16
32.4%
59.5%
17.3%
42.2%
22.8%
19.4%
15.2%
7.4%
44.3%
3
Pa ra s a l Gös tergel er (Mi l ya r TL)
2015 06/2016 07/2016 08/2016
M1
312.0
345.3
344.8
339.6
M2
1,195.8 1,268.9 1,287.2 1,290.9
M3
1,238.1 1,312.6 1,331.8 1,334.2
Pa ra Ta ba nı
122.3
144.7
148.7
150.7
Açık Pi ya s a İşl eml eri
-95.4 -108.4 -111.0 -118.2
Dövi z Rezervl eri (Mi l yon Dol a r)
2015 06/2016 07/2016 08/2016
Merkez Ba nka s ı Dövi z Rezervl eri
92,922 102,817 99,927 103,648
Topl a m Dövi z Rezervl eri
110,528 122,571 119,717 122,863
Bütçe Gel i şmel eri (Mi l ya r TL)
2015 05/2016 06/2016 07/2016
Gel i rl er
483.4
40.3
44.1
42.5
Ha rca ma l a r
506.0
46.8
52.0
42.4
Fa i z Ödemel eri
53.0
6.7
2.2
4.2
Bütçe Denges i
-22.6
-6.6
-7.9
0.1
Fa i z Dışı Denge
30.4
0.2
-5.7
4.3
Ba nka cıl ık Sektörü Gel i şmel eri (Mi l ya r TL)
2015
3Ç 15
4Ç 15
1Ç 16
Aktifl er
1,994.3 2,395.9 2,357.4 2,407.6
Aktifl er (Yıl l ık Deği şi m)
15.1%
24.2%
18.2%
13.1%
Aktifl er/GSYH
114.0% 126.6% 120.7% 120.0%
Kredi l er
1,240.7 1,482.2 1,485.0 1,511.5
Kredi l er (Yıl l ık Deği şi m)
18.5%
24.8%
19.7%
14.2%
Kredi l er/Mevdua tla r
117.9% 116.8% 119.2% 118.6%
Kredi l er/GSYH
70.9%
78.3%
76.0%
75.3%
Ti ca ri Kredi l er/GSYH
50.7%
58.2%
56.3%
56.0%
Ti ca ri Kredi l er (Yıl l ık Deği şi m)
23.7%
30.9%
24.0%
17.1%
Tüketici Kredi l eri /GSYH
20.2%
20.1%
19.7%
19.3%
Tüketici Kredi l eri (Yıl l ık Deği şi m)
7.0%
10.1%
8.8%
6.8%
Konut
125.4
140.7
143.5
146.9
Ta şıt
6.8
6.8
6.8
6.8
İhtiya ç
149.2
155.9
156.2
157.0
Kredi Ka rtla rı
86.8
92.8
95.0
94.7
Mevdua tla r
1,052.7 1,269.2 1,245.4 1,274.2
Mevdua tla r (Yıl l ık Deği şi m)
11.3%
24.4%
18.3%
14.2%
Dövi z Mevdua tla rı (Mi l ya r Dol a r)
168.9
187.9
182.9
193.7
Mevdua tla r/GSYH
60.2%
67.1%
63.8%
63.5%
Özka yna kl a r
232.0
247.3
262.3
273.0
Özka yna kl a r (Yıl l ık Deği şi m)
19.8%
12.9%
13.0%
15.9%
Özka yna kl a r/GSYH
13.3%
13.1%
13.4%
13.6%
09/2016
347.7
1,304.7
1,348.2
156.7
-110.4
09/2016
99,009
117,846
08/2016
50.9
47.3
4.8
3.6
8.4
2Ç 16
2,477.3
11.4%
120.8%
1,570.4
12.3%
119.7%
76.6%
57.2%
13.4%
19.4%
5.3%
151.4
6.8
159.5
98.4
1,311.7
12.3%
189.3
64.0%
284.5
16.7%
13.9%
HAFTALIK RAPOR – 14 Ekim 2016 Sayı: 34
TÜRKİYE EKONOMİSİ
Tüketici Enflasyonu (Yılsonu)
GSYH Büyüme Oranı
GSYH (Milyar TL)
GSYH (Milyar Dolar)
Deflatör
Kişi Başına Milli Gelir
Gösterge Tahvil Getirisi (Yılsonu)
Gösterge Tahvil Getirisi (Ortalama)
Reel Tahvil Getirisi (Ortalama)
USD/TL (Yılsonu)
USD/TL (Ortalama)
Euro/TL (Yılsonu)
Euro/TL (Ortalama)
Sepet (0.5€+0.5$)/TL (Yılsonu)
Sepet (0.5€+0.5$)/TL (Ortalama)
Euro/US$ (Yılsonu)
Reel Kur (2003=100)
Cari İşlemler Açığı (Mia USD)
Cari İşlemler Açığı/GSYH
İhracat (Milyar USD)
İthalat (Milyar USD)
Dış Ticaret Açığı (Milyar USD)
Dış Ticaret Açığı/GSYH
AB Tanımlı Borç Stoku/GSYH
İşsizlik Oranı
Faiz Dışı Denge/GSYH
Bütçe Dengesi/GSYH
Gerçekleşmeler
05-13 Ort.
2014
8,1%
8,2%
4,4%
3,0%
1.059
1.747
681
799
7,5%
8,3%
9.222
10.395
12,4%
8,2%
15,3%
9,2%
4,4%
1,2%
1,59
2,29
1,53
2,19
2,14
2,82
2,05
2,91
1,86
2,55
1,79
2,55
1,35
1,23
113
106
41,6
43,6
5,9%
5,5%
117,1
157,6
187,1
242,2
70,0
84,6
10,1%
10,6%
42,1%
33,5%
9,8%
9,9%
2,8%
1,6%
-2,1%
-1,3%
2015
8,8%
4,0%
1.954
720
7,5%
9.261
10,8%
9,9%
1,7%
2,92
2,72
3,17
3,02
3,04
2,87
1,09
98
32,1
4,5%
143,9
207,2
63,3
8,8%
32,9%
10,3%
1,6%
-1,2%
Tahminlerimiz
2016
7,9%
3,3%
2.177
734
7,9%
9.346
9,5%
9,5%
3,2%
3,14
2,96
3,46
3,31
3,30
3,14
1,10
98
33,1
4,5%
144,3
204,2
60
8,2%
33,0%
10,5%
0,8%
-1,6%
Hükümet Hedefi
2016
7,5%
3,2%
2.148
726
6,6%
9.243
IMF Tahminleri
2016
8,4%
3,3%
2.197
736
8,9%
9.317
Piyasa Tahminleri
2016
8,1%
3,4%
8,1%
9,4%
3,07
2,96
2,99
3,33
3,16
1,12
31,3
4,3%
143,1
198,0
55
7,6%
32,8%
10,5%
0,8%
-1,6%
32
4,4%
33,1
31,7%
10,2%
0,3%
-1,9%
Burada belirtilen bilgiler, Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. tarafından, güvenilirliğine ve doğruluğuna inanılan kaynaklardan, okuyucuyu bilgilendirmek amacıyla derlenmiştir. Resmi kaynaklardan alınan bilgilere dayalı yapılan yorumlar ve
tahminler, o tarihteki kanımızı yansıtmaktaysa da bu bilgiler, hiçbir şekilde yatırım danışmanlığı faaliyeti olarak değerlendirilemeyecektir. Söz konusu kaynaklardaki hata ve eksikliklerden ve bu bilgilerin kullanılmasından doğabilecek zararlardan
dolayı, Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. hiçbir sorumluluk kabul etmez. İşbu rapor içerisindeki bilgilere ait telif hakkı Bankamıza ait olup, üçüncü kişilerce izinsiz kullanılamaz, çoğaltılamaz veya kopyalanamaz.
4
Download