T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ İktisat Bölümü İkiz Açıklar Hipotezi Türkiye 1980-2009 Semih Barış KARAKUŞ İZMİR - 2011 İÇERİK 1)Özet 2)Giriş 3)Literatür 3.1) Teorik Altyapı 3.2) Ampirik Literatür 4) Ampirik Analiz 4.1) Verilerin Tanımlanması 4.2) Ekonometrik Model ve Metodoloji 4.3) Testler 4.3.1) Birim Kök Testi (ADF) 4.3.2) Eş Bütünleşme Testi (Engle-Granger Tabanlı) 4.3.3) Granger Nedensellik Testi 5) Sonuç ve Değerlendirme 6) Ekler Kaynakçalar Veri Seti Test Sonuçları Tabloları 1)Özet Türkiye’de kronik hale geldiğine dair sıkça gündeme gelen cari açıklar ve bütçe açıkları eşliğinde ikiz açıklar hipotezi bu çalışmada 1980-2009 yılları arasında ampirik metodoloji yardımıyla analiz edilmiştir. Uygulanan yöntemler, birim kök, eş bütünleşme ve de Granger nedensellik testleridir. Ampirik bulgulara Türkiye’de bahsi geçen dönemde ikiz açıklar hipotezi geçerlidir, ayrıca çift yönde de nedensellik ilişkisi söz konusudur. Anahtar Sözcükler: İkiz Açıklar Hipotezi, Bütçe Açığı, Cari Açık, Birim Kök, EşBütünleşme, Granger 2) Giriş Bilindiği gibi dünya ölçeğinde 1973 yıllı petrol krizi yaşanmıştı ve bu krizle birlikte sadece ekonomiler değil aynı zamanda da iktisat öğretisinin bir büyük bakış açısı da etkilenmişti. 1970’li yıllar boyunca uzanan ekonomik krizlerde devlet etkinliği ve Keynesyen politikalarla açıklanamayan talep yanlı görüşler sonucu piyasalarda işsizlik ve aynı zamanda da yüksek enflasyon görülmeye başlanmış, Keynesyen iktisat görüşünün stagflâsyondaki başarısızlığı, aslında devletin elinde yapılan üretim ve yatırımların verimsizleştiği ve azaldığı sonucunda da piyasalarda yaşanan krizlerde o devlet müdahaleciliğiyle çözülebilecek istihdam ve mali politikalarla yön verilebilecek fiyatlar genel düzeyi konularında yetersiz kalmış, piyasalarda enflasyon artışı ve eşanlı olarak üretimin azalmasından ötürü işsizlik sorunu ortaya çıkmıştır. Bu süreci takip eden yıllarda da tekrardan devletin piyasalara etkinliğinin azaltılmasını savunan liberal iktisat temelli görüşler gündeme gelmiştir. 1980’li yıllar dış ticaretin serbestleştiği öte yandan da devlet etkinliğinden onun piyasaya müdahaleci ekonomik politikalarından vazgeçildiği liberal iktisat öğretisinin tekrar gündeme geldiği bir dönemdir. Bu dönemde liberal politikalar tek başına değildir onu destekleyebilecek çok büyük bir güç olan küresel akımlar etkisiyle yoğrulmuştur. Bu süreçte uluslarası örgütler, devletlerin önüne geçen kendisine büyük pazar arayan çok uluslu şirketler dış ticaretin serbestleştiği ve sermayenin dolaşım engellerinin kalktığı bu dönemlerin başrol oyuncuları olmuşlardır. Dünya’da biraz önce yukarıda bahsettiğim stagflasyon gibi ekonomik sorunlarla mücadelede talep yanlı politikalar yerini arz yanlı politikalara bırakmıştır. Arz yanlı iktisat görüşü temelinde üretimi arttırışının arza bağlı olduğunu ve bunun için de ekonomide üretim koşulları üzerinde bulunan verginin önemli bir araç olarak kullanılmasını ön görür. ABD ekonomisinin bahsi geçen süreçte stagflasyonla mücadelede yaptığı aslında tam da buna işaret etmektedir. Vergi oranları azaltılmıştır ancak kamu harcamalarının kısılamaması sonucu aynı zamanda da bütçe dengesi bozulmuş ve çok büyük derece de açık vermeye başlamıştır. Öte yandan dış ticaretin serbestleşmesine rağmen (GÖK B, 2006:1) ABD ekonomisi dış ticaretteki ezici üstünlüğünü Japonya, Kore ve Tayvan gibi ülkelerin rekabetçi güçlerinin artmasıyla kaybetmeye başlamıştır. Dolayısıyla, dış ticaret dengesi bozulmuş ve açıklar vermeye başlamıştır, bunun sonucunda da cari açıklar verilmeye başlanmıştır. ABD ekonomisinde meydana gelen bu gelişme sonucu cari açıkların bütçe açıklarıyla olan ilişkisi, ‘’İkiz açıklar hipotezi’’ olarak iktisat yazınında yer almıştır. Türkiye’de 1980 sonrası dönem önemli bir dönüm noktası olarak hem tarihte hem de literatürde kendisine geniş bir yer bulmuştur. Bu dönemde liberal politikaların yükselişi, küreselleşme akım etkilerinin artışı, uluslarası piyasalarla eklemlenme hareketleri aynı zamanda piyasa ekonomisi tipinde yeni yapılanmalar, devletin etkinliğinin giderek azalması bu dönemin başlıca özellikleridir. Türkiye’de bu dönemlerde uygulanan politikalar sonucunda, kamu harcamalarının kamu gelirlerinden fazla arttığı, diğer bir ifadeyle bütçe dengesinde sürekli kötüleşme gözlemlenmiştir, bu iddiayı çalışmada kullanılan verilerle de aşağıda ki şekle bakarak destekleyebiliriz. ORANBA 1980 1982 1984 1986 1988 1990 1992 1994 1996 1998 2000 2002 2004 2006 2008 -.14 -.12 -.10 -.08 -.06 -.04 -.02 .00 Yukarıdaki şekilde ülkemizde 1980 sonrası bütçe açıklarının alansal ifadeyle nasıl değiştiğini göstermektedir. 1980’lerin başında bütçe dengesinde çok önemli bir açığı olmayan Türkiye’yi, zamanla veriler eşliğinde nasıl bütçe açığı verdiği resmedilmektedir. Bunun arkasında da ‘’özel sektörü teşvik etmeye yönelik maliye politikaları, KİT ve sosyal güvenlik kuruluşları gibi kamusal birimlerin politize olmasına bağlı olarak aşırı istihdam ve artan finansman gereksinimleri, bütçe dengesinin kötüleşmesinde etkili olmuşlardır. Bütçe açıklarındaki bu artış yüksek miktarda iç ve dış borçlanmayı artırmıştır. Ancak faiz oranlarındaki yüksek artış, yurtiçi yatırım ve büyümeyi baskı altına almıştır. bu durum, vergi gelirlerindeki artışı sınırlayarak bütçe açığını daha fazla artırmıştır. ‘’(Altıntaş veTaban,2008:1705) Türkiye’de bütçe açıklarının artmasına bağlı olarak yurtdışı piyasalara göre reel faiz oranlarının oldukça yüksek olması, kısa vadeli sermaye girişlerini uyararak TL’nin aşırı değerlenmesini sağlamıştır. Faiz arbitrajı, aşırı değerli TL ve kısa vadeli sermaye girişlerindeki artış, ithalat ve tüketimi özendirmiş ve ihracat ve sabit sermaye yatırımları üzerinde caydırıcı etki yaratmıştır. İthalatın ihracat karşısında daha fazla artması, hem cari işlemler ve dış ticaret açığının kriz dönemi sonrasında da sürekli artmasına neden olmuştur (Altıntaş, 2008). Sonuçta artan bütçe ve cari işlemler dengesi açıklarının sürdürülemez boyutlara ulaştığı dönemlerde, kısa vadeli sermaye girişleri yerini sermaye çıkışlarına bırakarak krizlere zemin hazırlamıştır (Orhangazi, 2002:339; Ongun, 2002:54). 1980 sonrası dönemi, ikiz açıklar hipotezi çerçevesinde bütçe açığı ve cari açık verilerinin GSYH oranları aşağıdaki grafikte gösterilmiştir. Şekilden de görüldüğü gibi, cari açıklar ile bütçe açıkları verileri zaman içinde birlikte hareket etmektedirler, ancak bazı istisnalar da vardır, örneğin kriz dönemleri bu genellemelerin dışındadır. İkiz açıklar hipotezinin, yani bütçe açığı ve cari açıkların birlikte hareket ettiğini öne süren hipotezin Türkiye’de 1980-2009 döneminde geçerli olup olmadığı, çalışmanın ilerleyen kısımlarında ampirik metodolojilerle sınanacaktır. 3) Literatür Çalışmanın literatür kısmı iki temel kısımda incelenmiştir, ilk kısımda ikiz açıkar hipotezi söz konusu olunca net bir çizgiyle ayrılan iki ayrı iktisadi görüş yer alırken, ikinci kısımda da bu ilişkilere dair ampirik çalışmalara yer verilmiştir. 3.1) Teorik İlişki Çalışmanın bu kısmında öncelikle ikiz açıklar kavramına kısaca yer verilecek, daha sonra da iktisadi görüşlerden Keynesyen Geleneksel Yaklaşım ve Ricardo’cu Denklik Yaklaşımlarının ikiz açıklar ile olan teorik ilişkisine yer verilecektir. İlk olarak ikiz açıklar hipotezinin arkasındaki teorik ilişkiye değinelim, buna dış ticaret yapan bir ekonomideki basit ilişki aşağıdaki denklemdeki gibi olacaktır . Y=C+I+G+(Ex-Im) Burada, Y ulusal gelir, C tüketim harcamaları, I yatırım ve G kamu harcamalarıdır. Ex, ihracat ve de Im, ithalat bu iki değişken arasındaki fark da dış ticaret dengesini vermektedir. Öte yandan ulusal gelir bir başka bir denklem yardımıyla da ifade edilebilmektedir; C+S+T=C+I+G+(Ex-Im) Yukarıdaki ilişkiyi toparlanırsa; (Im-Ex)= (I-S)+(G-T) Bu eşitliğin ifade ettiği ilişki, dış ticaret açığı, özel tasarruf ve yatırım dengesiyle bütçe dengesinin eklenmesiyle elde edildiğinin göstergesidir. Ceteris-Paribus, tasarruf-yatırım dengesi olursa, dış ticaret ile bütçe dengesi arasındaki temel ilişki ortaya çıkacaktır. Kısacası, bütçe dengesinin bozukluğu, dış ticaret açığını arttıracaktır. Ödemeler bilançosunu kısaca hatırlarsak dış ticaret kaleminin cari açık hesabına ait olduğunu dolayısıyla bütçe dengesinin bozuluşunun cari açığı tetiklediğine dair bir ilişkiyi denklemler yardımıyla elde etmiş oluruz. Keynesyen görüş (geleneksel görüş) bütçe açığı ile cari açık arasında kuvvetli bir ilişki olduğunu söylemektedir. Bu ilişkiyi iki şekilde ifade eder, (Dibooğlu: 1994, s.3-4).bunlardan birincisi, Keynesyen gelir-harcama yaklaşımıdır, yukarıdaki denklemde de yer alan vergi geliri bozuluşu ve kamu harcamalarındaki artış sonucu cari açıklar artmaktadır. Bu mekanizma Akbostancı ve Tunç’un (2001) , çalışmasında şu şekilde ifade edilmiştir, bütçe dengesinin vergi ve kamu harcamalarıyla bozulması sonucu, ulusal gelir artışı olacak ve bununla beraber de yabancı mallara olan talep artacaktır. Bunun sonucunda da ithalat uyarılacak dış ticaret dengesini bozacak ve sonuç olarak cari işlemler dengesinde açık verilmesine neden olacaktır. Öte yandan diğer ifade, Mundell-Fleming modeliyle oluşturulmaktadır. Bu model temel olarak bütçe açıkları cari işlemler dengesinde açıklar verilmesine neden olmaktadır, kamu harcamalarının artması ya da vergi geliri azalışı sonucu bütçe dengesi bozulmaktadır,’’ bununla birlikte toplam talep artar ve faiz oranları yükselir’’(Yücel, Ata,2003:5), bu yükseliş sermaye hareketliğini uyarır, bunun sonucunda sermaye girişiyle yurt içi para değerlenir, böylece ithalat ucuzlayıp artar, ihracat azalır, çünkü artık yabancı mallar yerli mallara göre daha ucuz hale gelmiştir. Sonuç olarak, dış ticaret dengesinin bozulmasına yol açar ve cari işlem dengesi hesabında açık verilmesine neden olur. Son olarak, bir literatür kısmında da yer verilen ülkemizden bir çalışma ile aslında geleneksel görüşteki aktarım mekanizmasına bakılabilinir; Şekilde de görüldüğü gibi, vergi gelirleri azalışı ya da kamu harcamaları artışı ile, kısacası kamu harcamalarının gelirlerinden fazlalaşması ile bütçe dengesi bozulmaktadır. Bunun mekanizmadaki yansıması ise, faiz oranları artışı yabancı sermaye girişi, ulusal para değer kazanışı ve dış ticaret dengesinin bozularak, cari açıklara neden olmasıdır. Diğer yandan Ricardo’cu Denklik Yaklaşımı ikiz açıklar hipotezine ait diğer bir yaklaşımdır. Buna göre, ikiz açıklarda bahsi geçen, bütçe açığı ve cari açık arasında bir ilişkisinin var olmadığını öne sürmektedir. Bunun arkasında yatan mantık da şu şekilde kurulmaktadır, ‘’tüketiciler rasyonel beklentileri olan ve bugünkü vergi gelirlerindeki azalışları gelecekteki vergi artışlarıyla telafi edebileceklerdir. Dolayısıyla bugünkü bir vergi indiriminden kaynaklanan harcanabilir gelirdeki artış, tüketimdeki bir artış ile sonuçlanmayacaktır. Çünkü rasyonel beklentilere sahip birey, bugünkü harcanabilir gelirdeki artısı gelecekte vergilerde oluşacak artışı telafi etmek için tasarruf edecektir. Böylece vergi gelirindeki azalmadan kaynaklanan bütçe açıkları ile cari açıklar arasında bir bağlantı yoktur. Fakat bu yaklaşım vergi gelirindeki değişmeye karsın kamu harcamalarının değişmediği varsayımı ile geçerli olmaktadır.’’ (Zengin, 2000, s.40) Varsayımdan hareketle, devletin kamu harcamalarını sabit tutup, vergiyi oranlarını düşürmesi (tam tersi durum da geçerlidir) bütçe dengesinde açık verilmesine neden olacaktır. Devlet bu durumu finanse ederken borçlanma ve vergilere başvurur. Devlet finanse için tahvil satar ancak bireyler devletin bu girişimini gelirlerinde bir artış olarak görmezler. ‘’Kamu, borçlanmayı tercih etse dahi bireyler bu sefer de, bugünkü borçlanmanın yarın vergilerde bir artış ile sonuçlanacağını tahmin ederler. Böylece, devlet harcamalarının değişmediği varsayımı altında devlet borçlanmaları yada bütçe açıkları özel tüketim davranışı üzerinde bir etkiye sahip değildir ‘’(Bilgili ve Bilgili: 1998, s.9). 3.2) Ampirik Literatür Çalışmanın bu kısmında daha önceden yapılan ve iktisat yazınında yer bulan yerli ve yabancı çalışmalara yer verilecektir. Ampirik temelli bu çalışmalar, yılları, yöntemleri ve de sonuçlarıyla aşağıdaki tabloda özetlenmiştir. Ampirik literatürü iki kısımda incelemekte yarar vardır, aşağıdaki tabloda Keynesyen yanlı sonuçlar elde eden çalışmalar yer almaktayken bir sonraki kısım Ricardo’cu denklik yaklaşımına göre sonuç bulan çalışmalara yer verecektir. Söz konusu ikiz açıklar olunca bilindik çalışmalardan biri de Feldstein’ın 1992 yılında ABD ekonomisini inceleyen zaman serileri çalışmasıdır. Çalışmanın sonucuna göre, Feldstein ülkelerin gelişmişlik düzeylerine farklı sonuçlar elde ettiği için, uzun dönemde cari açıkla bütçe açığı bir arada hareket ederken, kısa dönemde bu ilişki saptayamamıştır. Hem ülkemizdeki Keynesyen geleneksel görüşlü çalışmalar hem de yurtdışı çalışmalar aşağıdaki tabloda özetlenmiştir. Çalışma Sahibi ve Yılı (Konum) VAMVOUKAS 1994 (Yunanistan) Zaman Aralığı Kullanılan Yöntem Sonuç 19481994 Eş Bütünleşme Hata Düzeltme Mekanizması, Nedensellik Analizi VYSHNYAK 1994 (Ukrayna) 1995:1 1999:4 Regresyon Analizi Granger Nedensellik Hem uzun dönemli hem de kısa dönemli bütçe açığı dış ticaret açığını etkilemektedir. İkiz açıklar hipotezi geçerlidir.İki açığında artışının arkasında döviz kuru vardır. AKBOSTANCI & TUNÇ 2002 (Türkiye) 1987Eş Bütünleşme 2001 Ve (çeyrekli Hata Düzeltme Mekanizması veri) YÜCEL& ATA 19752002 2002 (Türkiye) Eş Bütünleşme Hata Düzeltme Mekanizması, Nedensellik Analizi Uzun dönemli bütçe açığı ve dış ticaret açığı ilişkisi mevcuttur, kısa dönemde nedenselliliğin yönü bütçe açığından dış ticaret açığına doğrudur. Bütçe ve cari açık arasında uzun dönemli bir ilişki mevcuttur, nedensellik yönü bütçe açığından cari açığa doğrudur. UTKULU 2003 (Türkiye) KESKİN&YILMAZ 2006 (Türkiye) 19502000 Eş Bütünleşme Hata Düzeltme Mekanizması, Nedensellik Analizi Eş Bütünleşme Hata Düzeltme Mekanizması, Granger Nedensellik Analizi 19602004 Cari açık ve bütçe açığı arasında uzun dönemli bir ilişki mevcuttur ve ayrıca çift yönde de nedensellik ilişkisi bulunmaktadır. Uzun dönemde de bütçe açığı ve dış ticaret açıkları arasında ilişki vardır, çift yönlü nedensellik ilişkisi mevcuttur. Ricardo’cu denklik yaklaşımıyla uygun sonuçlar veren çalışmalardan bazıları da şu şekilde özetlenebilir; Çalışma Sahibi ve Yılı (Konum) EVANS 1988 (ABD) Zaman Aralığı Kullanılan Yöntem Sonuç 19851987 Regresyon Analizi İkiz açıklar hipotezi geçerli değildir. DARRAT 1988 (ABD) 1960:11984-4 Nedensellik Sınaması Hem cari açık bütçe açığını, hem de bütçe açığı cari açığı etkilemektedir. ENDERS & LEE 1990 (ABD) DEWALD &MİCHAEL&ULAN 1990 (ABD) KAUFMANN& SCHARLER& WINCLER 1999 (Avusturya) 19471987 VAR (Vektör Otoregresyonu) Bütçe açıkları cari açığı etkilemektedir. 19541987 Granger Nedensellik Testi İkiz açıklar hipotezinde nedensellik ilişkisi yoktur. VAR Etki-Tepki Analizi Bütçe açıkları cari işlemler açıklarını etkilememektedir. BİLGİLİ&BİLGİLİ (1999) (Singapur-Türkiye) AKSU&BAŞAR 2005 (Türkiye) Öte yandan 19761998 Nedensellik ilişkisi yoktur. 19751993 Regresyon Analizi 19892003 VAR keynesyen Bütçe açıkları dış ticaret açıklarını etkilerken, dış ticaret açıkları bütçe açıkları üzerinde gecikmeli olarak etkili olmaktadır. ve Ricardo’cu yaklaşımları desteklemeyen çalışmalardan bazıları da şunlardır;’’ Anoruo ve Ramchander (1998) ve Alkswani (2000) çalışmalarında hem Keynesyen hem de Ricardocu görüşleri reddetmemişlerdir. Diğerlerinden farklı bir sonuca ulaşmış olmalarının nedeni olarak, seçtikleri ülke gruplarının ekonomik karakterlerinin diğerlerinden farklı olmasını göstermişlerdir. Bunlardan başka Baharumshah ve Lau (2007) ikiz aç_klar hipotezini, Endonezya, Kore, Malezya, Filipinler ve Tayland verilerine eş-bütünleşme testleri yaparak incelemi_lerdir. Malezya, Filipinler ve Tayland için Keynesyen görüşün uygun olduğu görülmüş ve çalışmada, ikiz açik olgusunun evrensel olarak kabul edilmediği ve ülkelere özel olduğu sonucuna ulaşılmıştır.’’(Çelik 2006,:4) 4) Ampirik Analiz 4.1) Verilerin Tanımlanması Çalışmada kullanılan veriler sırasıyla bütçe ve cari işlemler hesabına ait verilerdir. Her biri yıllık olarak elde edilmiştir. Bütçe açığına ilişkin veriler konsolide bütçe verilerinden ve merkezi bütçeden oluşturulmuş ve de Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanlığı’ndan elde edilmiştir. 1980-2005 yılları arasındaki yıllık veriler konsolide bütçe verileri, daha sonraki yılların verileri ise merkezi yönetim bütçesine ait yıllık verilerdir. Cari işlemler hesabında açığın göstergesi 1980-2009 yılları arasındaki veriler yıllık veri olup Türkiye İstatistik Kurumundan alınmıştır. Her iki veri seti de TL cinsinden alınmıştır, değişken fiyatlar olduklarından ötürü TUIK tarafından yayımlanan 1923-2009 İstatistikî Göstergeler raporundan alınan GSYH deflâtörüyle reel hale getirilmişlerdir. Tüm verilere ilişkin erişim adresleri ayrıntılı olarak çalışmanın sonunda yer alan ekler kısmında yer almaktadır. 4.2) Ekonometrik Model ve Metodoloji Çalışmanın bu kısmında ekonometrik analize yer verilecektir. Cari açık ve Bütçe açığı arasındaki ilişkiyi analiz etmek üzere aşağıdaki model kurulmuştur. CA= β1 + β2BA+ ut Yukarıda yer alan ekonometrik model en yalın ifadesiyle bütçe açığının cari açıkla olan ilişkisini analiz edebilmek adına kurulmuştur. CA, olarak GSYH içinde cari açık payı, BA, aynı şekilde olarak GSYH içinde bütçe açığı payıdır. β 1 ,β2 katsayılar, u harfi de hata terimlerini göstermektedir. Çalışmada kullanılan metodoloji analizdeki datalar zaman serileri olunca oldukça yaygın testlerden olan birim kök testleri, eş bütünleşme testleri ve son olarak nedensellik ilişkisini göstermek üzere kullanılan Granger Nedensellik testi yer alacaktır. 4.3) Testler Çalışmanın bu kısmında zaman serileriyle yapılan analiz göz önünde bulundurularak akademik çalışmalarda sık sık başvurulan durağanlık sınamalarına uygulanacaktır. Regresyona katılan serinin durağan olup olmaması en açık diliyle kurulan ilişkinin gerçek olup olmama sınaması olup, bu bağlamda ilk önce genişletilmiş birim kök sınaması yapılacaktır. Eğer seriler aynı derecede durağan hale gelmekteyse ya da kendi hallerinde durağanlarsa, eş bütünleşme testi yardımıyla da bu seriler arasında uzun dönem ilişkisi olup olmadığına bakılmaktadır. Son olarak nedensellik sınamasıyla ilişkinin yönü belirlenebilmektedir. Birim kök testinden önce modelin tahminine yer verilerek niçin bu yöntemlerin kullanıldığını daha net anlaşılabilinir. (Bu testin sonucu ekler kısmında Ek.1’de yer almaktadır) CA=-2.66+0.584BA (0.22) (0.00) Model tahmin sonuçlarına göre parantez içindeki değerler, hesaplanan olasılık değerleridir. Modelin açıklayabilirlik derecesi yüzde 96’tır. Kısaca modele bakarsak, %5 kritik olasılık değerine göre, sabit katsayı Ho: β1=0 hipotezi eşliğinde kabul edilmektedir, çünkü 0.22 değeri> %5’tir. Kısaca, sabit katsayı istatiksel olarak sıfırdan farksızdır ve anlamsızdır. Ancak, Ho: β2=0 hipotezi ile, %5 ile kıyaslarsak, bütçe açığının olasılık değeri kritik değerin altındadır, bu durumda istatiksel olarak anlamlıdır ve Ho hipotezi reddedilir. Katsayısının işareti pozitif oluşu cari açık ile bütçe açığı arasında ki korelasyonun pozitif olduğunu göstermektedir. Buna göre ,bütçe açığındaki 1 birimlik bir artış cari açığı 0.58 oranında arttırmaktadır. Bu modelle elde edilen sonuçların sağlıklı olup olmadığı aşağıdaki yöntemlerle sınanacaktır. 4.3.1) ADF Birim Kök Testleri Bilindiği gibi birim kök sınaması Dickey ve Fuller tarafından (1979) geliştirilen ve zaman serilerine uygulanan serilerin durağanlık sınamasıdır, testin sınadığı aslında yıllık verilerle elde edilen sonuçların sağlıklı olup olmamasıdır. Zaman serileriyle yapılan bu çalışmada da bu sınama kullanılacaktır. Bu kısımdaki tüm testler için öncelikle bir hipotez belirmekte fayda vardır: Ho: İlgili Seride Birim Kök Vardır Ha: İlgili Seride Birim Kök Yoktur Hipotez diliyle ifade ettiğimizde Ho hipotezinin geçerli olduğu durumda, seride birim kök sorunu geçerlidir ve seri durağan bir seri değildir şeklinde basitçe ifade edilebilir. Hipoteze karar vermede kullanılan yöntem ise, Tau İstatistiği ile MacKinnon kritik değerini karşılaştırmaktır. Buna göre en sade ifadesiyle, eğer Tau istatistiği, MacKinnon kritik değerinden yukardaysa, yani daha büyükse bu durumda seri de birim kök sorunu olmamaktadır. Yani Ho hipotezi reddedilir, seri durağan bir seridir. Öte yandan kritik değer Tau değerinden büyükse, seride birim kök sorunu olup Ho hipotezi kabul edilmektedir. Aşağıdaki tabloda modele konu olan değişkenlere ait birim kök testleri yer almaktadır. Yukarıdaki tablo sonuçlarına göre, değişkenlerin hesaplanan tao değerleri kendi düzey hallerinde MacKinnon %5 kritik değerlerinin hem sabit, hem de sabit ve trendli halleriyle mutlak değerce bakıldıklarında aşmaktadır. Bu durumda düzey hallerinde cari açık ve bütçe açığı serisinde de birim kök sorunu bulunmamaktadır ve seriler durağandırlar. 4.3.2) Eş Bütünleşme Testi Çalışmanın bu kısmında ise aynı dereceden durağan olan serilerle kurulan ilişkide uzun dönemli ilişki olup olmadığını anlayabilmek için Eş Bütünleşme sınaması, bahsi geçen serilerle oluşturulacak regresyonun hata terimleri alarak yapılabilmektedir. Bu hata terimleri bize işte bu ilişkinin varlığından uzun dönemde bahsedip bahsedemeyeceğimizi söylemektedir. Buna ulaşmak için de hata terimlerinden oluşturulan seride birim köke sahip olup olmadığını ADF testiyle test edilir ve de birim köke sahip olmayan hata terimi serisi var ise bu bize uzun dönemde bir ilişkinin varlığını göstermektedir. Ancak burada vurgulamamız gereken nokta bunu yaparken kullanılacak değerlerin MacKinnon eşik değerlerinden ziyade Engle- Granger tarafından hesaplanan eşik değerleri olmasıdır. Aslında daha açık bir dille söylemek gerekirse, ‘’kendi başlarına birinci farkı alındığında durağan hale gelen seriler ya da aynı derecede zaten durağan olan seriler, regresyona alınsaydı ve de bu seriden hata terimleri ayıklanıp tekrar birim kök sınamasına tabi tutulsaydı, ve bunu yaparken Engle-Granger tarafından hesaplanan % 5 eşik 3.34 değeri ile tau istatistiğine bakılsaydı sonuç ne olurdu; eğer sonuçta çıkan seri durağan ve de birim köke sahip değilse bu seri eş bütünleşik bir seridir denilmektedir. ‘’(Gujarati ,2009: 726-727) Kısaca bu seride uzun dönemli bir ilişkiden bahsedilebilinmektedir. Hipotez Ho: Ayıklanan hata terimi serisinde birim kök vardır ifadesini savunur, buna karar vermek için %5 Engle-Granger kritik değeri 3.34’e göre hesaplanan tau istatistiğini karşılaştırılması gerekmektedir. Bu testin sonucuna göre, hesaplanan istatistik -5.04’tür. Mutlak değerce 3.34 değerinin üzerindedir, bu durumda Ho hipotezi reddedilir. Bu seride birim kök sorunu bulunmamaktadır ve ayrıca seriler eş bütünleşiktir. Bu durumda, cari açık ve bütçe açığı arasında uzun dönemli bir ilişki mevcuttur şeklinde yorumlanmaktadır.( EK.3) 4.3.4) Granger Nedensellik Sınaması Birim kök ve eş bütünleşme analizlerinden sonraki sınama, Granger tarafından geliştirilen nedensellik testidir. Bu test uygulanırken gecikme sayıların belirlenmesi gerekmektedir, buna göre Akaike değerleri kullanılarak her iki seri için de bu değer 3 olarak öngörülmüştür. Granger serilere ilişkin nedensellik ararken, aslında gecikmeli değerlerin ne kadar diğer değişkeni etkilediğini göstermektedir, bu ilişki aşağıdaki denklemlerle betimlenebilinir. Yukarıdaki denklem ilişkisine göre basitçe hipotez kurulursa, ilk denklem için nedensellik ilişkisinin olmaması koşulu Ho: bj=0’ın kabul edilmesine bağlıdır, yani cari açıktan bütçe açığına doğru nedensellik ilişkisi olmadığını ifade eder aynı şekilde ikinci denklemdeki Ho:aj=0 hipotezinin kabulü ile de bütçe açığından cari açığa nedensellik olmadığını gösterir. Ek.4 kısmında yer alan hipotezler sırasıyla, cari açıktan bütçe açığına nedensellik ilişkisi yoktur, ikinci hipotez ise bütçe açığından cari açığa nedensellik ilişkisi bulunmamaktadır’ı savunur. Testin sonuca göre, 1980-2009 yılları arasında cari açıkla ile bütçe açığı arasında çift yönlü nedensellik mevcuttur. Çünkü hesaplanan p değerleri %5’ten düşüktür. Bu durumda hipotezler reddedilir ve iki yönde de nedensellik ilişkisi mevcuttur şeklinde yorumlanmaktadır. 5)Sonuç ve Değerlendirme Türkiye’de 1980-2009 dönemi arasında, ikiz açıklar hipotezi yani bütçe dengesi açıkları ve cari işlemler hesabındaki açıklar ampirik yollarla analiz edilmiştir. Ampirik bulguları kısaca hatırlarsak, model kısmında yer alan tahmin sonucu bütçe açığından cari açığa olan ilişkiyi göstermektedir. Ayrıca, ADF birim kök testleri sonucunda seriler kendi hallerinde (düzey) durağan çıkmışlardır, daha sonra Engle-Granger eş bütünleşme testiyle de uzun dönemli ilişki aranmış ve sonucunda da bütçe açığı ve cari açık arasında uzun dönemli ilişki kabul edilmiştir. Nedenselliğin yönünü belirlemek amacıyla da, Granger nedensellik testi uygulanmıştır, bunun sonucunda da iki yönlü nedensellik bulunmuştur, bu durumda hem cari açık bütçe açığına neden olurken, hem de bütçe açığı cari açıkların artışına neden olmaktadır şeklinde yorumlanmaktadır. İkiz açıklar hipotezi, ampirik bulgular sonucu Türkiye’de bahsi geçen dönemde geçerlidir. Bu durumda literatür kısmındaki teorik ilişkilerden Keynesyen yani geleneksel görüş bu çalışmanın sonucuyla örtüşmektedir. Geleneksel yaklaşım bütçe açığı ve cari açık arasında güçlü bir ilişkiden bahseder, ülkemizde sınanan periyotta bu ilişki geçerlidir. Ancak ilişkinin kuvveti, daha başka yöntemlerle daha net bir şekilde sınanabilir. Öte yandan, bu çalışmanın sonucuyla aynı sonuçları elde eden çoğunda da aynı metotların kullanıldığı ampirik çalışmalar da mevcuttur. Bunlardan bazıları, Akbostancı ve Tunç(2002), uzun dönemli bir ikiz açık hipotezi saptamış ve çift yönlü nedensellik sonucuna ulaşmıştır. Yücel ve Ata (2002) tarafından Türkiye ‘de yapılan çalışmada ikiz açıklar hipotezi geçerlidir ve uzun dönemli ilişki mevcuttur ancak nedenselliğin yönü bütçe açığından cari açığa doğrudur. Utkulu (2003) Türkiye de 1950-2000 zaman aralığında aynı sonucu bulmuştur. Ukrayna ekonomisini kapsayan çalışmasında Vyshnyak , ikiz açıklar hipotezini incelerken çalışmasına reel döviz kurunu da eklemiştir, sonucunda da reel döviz kurundan çift yönlü nedensellik ilişkisi bulmuştur. Sonuç olarak, bu çalışma uzun dönemli bir ilişki bulsa da, literatürde bu sonuçların netliğine ilişkin kesin ve ortak sonuçlar yoktur. KAYNAKÇALAR ANORUO, E ve RAMCHANDER, S (1998); “Current Account and Fiscal Deficits: Evidence from developing Economies of Asia”, Journal of Asian Economics, S.9, n.3, s.487-501. AKBOSTANCI,E VE TUNÇ,G.I(2002). Turkish Twin Deficits:An Error Correction Model of Trade Balance, Economic Research Center Working Papers in Economics, 01/06.1-18 ALTINTAŞ H, SABAN S (2009) ‘’Türkiye’de İkiz Açık Sorunu Ve FeldsteinHorioka Hipotezi: ARDL Yaklaşımı Ve Nedensellik Araştırması (1974-2007)‘’ AKSU H, BAŞAR S, (2009)’’Türkiye’de İkiz Açıklar Hipotezi’nin Tahmini: Bir Sınır Testi Yaklaşımı ‘’, Adnan Menderes Üniversitesi, Nazilli İİBF İktisat Bölümü BİLGİLİ,F VE BİLGİLİ,E.(1998). Bütçe Açıgının Cari Islemler Üzerindeki Etkileri: Teori ve Uygulama, Iktisat, Isletme ve Finans Dergisi,Y.13, S.146, 416. ÇELİK S,DENİZ P,EKEN S,(2008), Eşbütünleşme Analizi İle Altı Gelişmekte Olan Ülke İçin İkiz Açıklar Hipotezi, 2. Ulusal İktisat Kongresi / 20-22 Şubat 2008 / DEÜ İİBF İktisat Bölümü / İzmir –Türkiye DARRAT, ALİ F (1988). Have Large Budget Deficits Caused Rising Trade Deficits?, Southern Economic Journal, Vol.54,No.4, 879-887. DEWALD,WİLLİAM.G VE ULAN, MİCHAEL(1990). The Twin Deficit Illusion,CatoJournal,Vol.9.,No:3,689-707, Erişim Adresi:(http://www.cato.org/pubs/journal/cj9n3/cj9n3-9.pdf ) ERDİNÇ Z, (2008) ‘’İkiz Açıklar Hipotezinin Türkiye’de 1950-2005 Yılları Arasında Eşbütünleşme Analizi Ve Granger Nedensellik Testi İle İncelenmesi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi’’, Cilt/Vol.:8- Sayı/No: 1 : 209– 222 (2008) FELDSTEIN, M. ve P. BACCHETTA; (1989), “National Savings and International Investment”, NBER Working Paper, No:3164 GÖK B, (2006), İkili Açık Hipotezini ve Türkiye Uygulaması, Ege Üniversitesi İktisat Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi KAUFMANN S, SCHARLER J, ve WİNCKLER G.(1999). The Austrian Current Account Deficit: Driven by Twin Deficits or by Intertemporal Expenditure Allocation?, Emprical Economics, Vol.27, No:3,529-542 KARATAY P,(Mayıs 2008) ,İkiz Açıklar Hipotezi Ve Türkiye Uygulaması (1990-2006), Yüksek Lisans Tezi, İktisat Ana Bilim Dalı KESKİN,N. ,YILMAZ,T (2006). İkiz Açıklar Hipotezi: Koentegrasyon ve Nedensellik Analizi Bağlamında Türkiye Örneği, Muğla Üniversitesi I.I.B.F. Tartışma Tebliğleri No:III-2006/02,1-25 ONGUN, T.; (2002), “Türkiye‟ de Cari Açıklar ve Ekonomik Krizler”, Kriz ve IMF Politikaları, Ed., Ö. F. ÇOLAK, Aklim Yayınevi, ss. 39-93. ORHANGAZİ, Ö.; (2002), “Turkey: Bankrupcy of Neoliberal Policies and the Possibility of Alternatives”, Reviev of Radical Political Economics, 34(3), pp.335-341. PEKER O, HOTUNLUOĞLU H (2009), Türkiye’de Cari Açığın Nedenlerinin Ekonometrik Analiz, Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt: 23, Sayı: 3, 2009 UTKULU, U (2003), Türkiye’de Bütçe Açıkları ve Dıs Ticaret Açıkları Gerçekten Ikiz mi? Koentegrasyon ve Nedensellik Bulguları, Dokuz Eylül Üniversitesi, IIBF Dergisi. C.18,S.1,47 ŞEN E (2007), İKİZ AÇIKLAR İLİŞKİSİ (TÜRKİYE ANALİZİ: 1983-2005 DÖNEMİ), Yüksek Lisans Tezi, İktisat Ana Bilim Dalı Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli Üniversitesi TARI, R.(2005) Ekonometri. Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş 3. Baskı. Avcı Ofset. İstanbul VAMVOUKAS, G. A.(1999) ‘’ The Twin Deficits Phonemon: Evidence From Greece ‘’. Applied Economics. Vol. 31 VYSHNYAK, O. (2000) ‘’ Twin Deficit Hypothesis: The Case Of Ukraine ‘’National University.‘’Kyiv-Mohyla Academy’’ 2000. Erişim:http://eerc.org/research/matheses/2000/Vyshnyak_Olga/body.pdf YANIK Y,(December 2006)The Twin Deficits Hypothesis:An Empırical Investıgation, A Thesıs Submitted To The Graduate School Of Socıal Sciences Of Mıddle East Technical University YÜCEL F, ATA Y A, (2003) Eş-Bütünleşme ve Nedensellik Testleri Altında İkiz Açıklar Hipotezi: Türkiye Uygulaması, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, cilt:12 Sayı:12 ZENGİN A, (2000) ,İkiz Açıklar Hipotezi (Türkiye Uygulaması), Ekonomik Yaklaşım, Gazi Üniversitesi, C.2.S.35. VERİ ERİŞİM ADRESLERİ T.C Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü i)Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya İlişkin İnternet Erişim Adresi (GSYH) Ekonomik Göstergeler (1950-2011) http://www.bumko.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849 816B2EFB856E08843ECBADB ii) Bütçe Açığına İlişkin Veriler 1) http://www.bumko.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFA79D 6F5E6C1B43FF6CB60B44B4D43F98 2) http://www.bumko.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6 AA849816B2EF270AD3B9EFAB8C39 Not: 2005 yılına kadar konsolide bütçe verileri, yukarıdaki 1.linkte yer alan Cumhuriyetten Günümüze Konsolide Bütçe verilerinde alınmıştır, 2005 yılı sonrası ise 2.linkte yer alan Merkezi Yönetim Bütçe Dengesi (Dönüşüm Tablosu 2000-2011) ‘den derlenmiştir. iii) Deflatör Verilerine İlişkin Kaynak ve İnternet Adresi Türkiye İstatistik Kurumu’nca yayımlanan 1923-2009 İstatistiki Göstergeler Raporundan Alınmıştır. http://www.tuik.gov.tr/yillik/Ist_gostergeler.pdf