T.B.M.M. B:15 18.11.1997 0:1 15'inde, kartını getirip, makineden maaşını çeken ve öteki ayın 15'ine kadar giden arkadaşlarımız­ dır; bunu kabullenmek lazım. "Niye çalıştırmıyorsunuz; bu işçiler var, iş verin, çalışsınlar" diyebilirler... Şimdi, Köy Hiz­ metlerinin mevcut işlerini, mevcut makinelerle, 20 bin işçi götürebiliyor. Diğer 20 bin işçiyi de da­ ireye getirdiğiniz zaman, gidiyor, bahçede ağacın altında oturuyor, iş veremiyorsunuz!.. Burada iş­ çileri suçlamak istemiyorum; çalışmayan 20 bin işçiyi de suçlamak istemiyorum. Zamanında bu in­ sanları işe alan insanlar, bunlara nasıl iş verileceğini hesap etmeden işe almışlar; bu insanların bir kabahati, suçu yok... Bunlar işe alınmış; ama, iş verilememiş. Bazı insanların dediği gibi "atın 20 bin işçiyi; geriye kalan 20 bin işçiyle idare edin!.." Böyle bir zihniyet de yer yer karşımıza geliyor; ama, işe gireli yaklaşık onbeş yirmi yıl olmuş insanları işten atmak, hem kişisel olarak hem de De­ mokratik Sol Partinin işçilere yakınlığı dolayısıyla, vicdanımızla bağdaşmaz. (DSP sıralarından al­ kışlar) Bu mümkün değil, 55 inci Hükümet olarak böyle bir şeyi düşünmemiz mümkün değil. Mevsimlik işçilerin durumu ne olacak?.. Mevsimlik işçilerle ilgili konu şu aşamaya geldi: Biz, dün akşam, bunu, Bakanlar Kurulunda, 55 inci Hükümet olarak enine boyuna tartıştık, birkaç se­ çenek var: 1. Fazla olan bu 20 bin işçiyi -madem oturuyor, çalışmadan, devletin Hazinesinden maaşını alıyor- personele ihtiyacı olan diğer kurumlara, bakanlıklarımıza kaydırarak, oralarda çalıştırma olanağımız olabilir mi; birinci düşünce bu. 2. Bu.arkadaşlarımızın çalışmadıkları sürenin -6 ay çalışıp 6 ay boş geziyorlar- primleri Hü­ kümetimiz tarafından yatırılarak, erken emeklilik imkânı getirilebilir mi? 3. Eğer, başka bakanlıklarda değerlendirme olanağımız yoksa, primlerini yatırarak emekli et­ me olanağımız da yoksa; her yıl, kademeli olarak çalışma sürelerini uzatarak, bu arkadaşlarımızı tıpkı Karayollarında olduğu gibi- sürekli işçi olarak çalıştırma olanağımız var mı? Bu seçenekleri Bakanlar Kurulunda konuştuk. Çok şükür ki, orada bulunan bakanların tama­ mı, mevsimlik işçilerin -bu önerilerle ilgili- tüm sorunlarının çözülmesi için destek verdiler; Sayın Başbakanımız, Başbakan Yardımcımız ve bakanlarımızın tamamı, mevsimlik işçilerin sorunlarının çözülmesi için fikirbirliğine, akılbirliğinc vardılar ve bana bu konuda güven verdiler, destek ver­ diler. Bazı gazetelerimiz de -tabiî, yanlış bilgilenme sonucunda olabilir; ben, gazetelere bir şey de­ miyorum- bizim, orada, Maliye Bakanıyla kavga ettiğimiz şeklinde birkaç cümle yazdılar; tabiî yanlış bilgilenmiş olabilirler. Maliye Bakanları, genelde, Hazineyi çok düşünen insanlar olur ve doğrusu da odur. Devletin parasının kuruş kuruş harcanmasına dikkat etmeleri gerekir; ama, sevi­ nerek söyleyeyim ki, Maliye Bakanımız, benirn önerilerimin üzerine daha başka ilaveler de yapa­ rak, mevsimlik işçilerin sorunlarının çözülmesini söyleyen bir Maliye Bakanıdır. Ben de hayret et­ tim!.. Biz, dışarı çıktığımızda Maliye Bakanıyla tartışmışız!.. Nasıl tartıştık bilmiyorum, ben hatır­ lamıyorum böyle bir şey!.. İnşallah, gazetedeki o arkadaşlar da bu yazıyı düzeltirler. Değerli arkadaşlar, şimdi, mezarda emeklilik olmaz. Kızılay Meydanında, geçmiş hükümetler döneminde, işçilerin bağırmasıyla, çağırmasıyla bu işi 1 ay uzatmanın, 2 ay uzatmanın sonu yok. Bir işçi 6 ay çalışıyorsa, tam çalışıp 25 yılda emekli olan bir işçi karşısında 2X25=50 yılda emek­ li olacak demektir. Askerden gelmiş, 22 yaşında işe girmişse 50+22=72 yaşında emekli olacak de­ mektir. Bir adamın 72 yaşında emekli olma olanağı yok, mevsimlik işçi olarak emekli olma olana­ ğı yok; işte, bunu adı "mezarda emeklilik" Biz, 55 inci Hükümet olarak bunu çözmeye kararlıyız. Gelecek sene, bu zaman, böyle bir so­ ru sorulduğunda veya bir konuşma yapıldığında, inşallah, bu mikrofondan veya başka mikrofonlar­ dan bu konuda çok daha rahat konuşma olanağım olacaktır, ona inanıyorum. Hükümet, bu konuda arkamda tam destektir. Çalış .ıaları başlatıyorum, işçilerimizin sorununu çözeceğiz. (DSP ve CHP sıralarından alkışlar) -249-