KONUŞMACILAR Sempozyumda ilk konuşmayı yapan emekli Büyükelçi Kamuran Gürün, bazı kaynaklara göre Osmanlı Devleti­ nin 700 bin kişiyi tehcir uygulamasına tabi tuttuğunu, bun­ ların arasındaki bini aşkın Ermeni'nin kurallara uymama­ sı nedeniyle hapis ve idama varan cezalara çarptırıldığı­ nı söyledi. Tehcir öncesi 1 milyon 300 bin civarında olan Ermeni nüfusun tehcirden sonra 1 milyon 25 bine indiğinin kayıtlarda yer aldığını ifade eden Gürün, ancak aynı süreçte hayatını kaybeden müslüman sayısının ise 2.5 milyon olduğuna dikkat çekti. Birinci Dünya Savaşından sonra dünyanın TürkErmeni ilişkilerini Ermeni yorumuyla gördüğünü anlatan Prof. Dr. Türkkaya Ataöv, Türkiye Cumhuriyeti'nin ise "Geriye değil ileriye baktığını" söyledi. Ermeni meselesinin Batı kamuoyunu meşgul etme nedenleri üzerinde duran Prof. Dr. İlber Ortaylı ise, sorunun nedeninin temelinde "uyuşturucu trafiği nedeniyle Türkiye'ye karşı tepki yaratılması" ve "Yahudi-Çingene soykırımından sorumlu Almanya, İtalya ve Fransa gibi ülkelerin vicdani rahatlama çabası olduğunu" bildirdi. Prof. Dr. Taner Timur da "muktale"nin Müslüman ve Ermeni köyleri arasında çıktığını, ancak tehcir sırasın­ daki olayların kırıma dönüştüğünü belirterek "Bu bizim me­ selemizdir, sanık sandalyesinde değiliz" dedi, Sempozyumun ikinci gününde, Türk-Ermeni ilişki­ leri arşiv ve belgeler yönüyle ele alındı. H.Ü. Antropoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin Özbek, Van'da 1988 yılında yapılan bir temel kazısı sırasında ortaya çıkan toplu mezarlarda, Ermenilerin saldırısı sonucu ölen 300 Müslüman aileye ait bulgular elde edildiğini anlattı ve buluntuları dialarla göstererek, "Türkler ve Ermeniler yıl­ larca barış içinde yaşamışlar, ama gün gelmiş, savaş orta­ mında birbirlerine düşman olmuşlar" dedi. Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, soykırım iddialarının bilimsel değil, siyasi temellere dayandırıldığını, soykırım iddialarına yol açan olayların, Rusya'nın Osmanlı İmparatorluğu üzerindeki emellerindenkaynaklandığını belirtti. Döneminolaylarınıdaanlatan Halaçoğlu, sözde soykırım tarihi olarak 24 Nisan 1915 tarihinin kabul edilmesine karşılık tehcir kararının 27 Mayıs 1915'te alındığını söyledi. Devlet Arşivleri Genel Müdürü Yusuf Sarınay, Os­ manlı arşivlerinin araştırmacılara açık, ancak bu konuda­ ki yabancı araştırmacının az olduğunu, arşivlerdeki 150 milyon belgeden 60 milyonunun tasnif edildiğini, bugüne ka-dar 74 ülkeden 3 bin 100 araştırmacının yararlandığı­ nı, 1880-1921 dönemine ait tüm arşivlerin açılarak yaban­ cı dile çevrildiğini, anlattı ve "Arşivler gösteriyor ki soykırı­ ma uğrayanlar Ermeniler değil Türklerdir" dedi. Türkiye'nin Ermeni meselesi konusunda bir politi­ kaya sahip olmadığını kaydeden araştırmacı-yazar Aytunç Altındal da, "Konuyu tarihçilere bırakalım" görüşü­ nün doğru olmadığını savundu. Van Milletvekili Hüseyin Ç e l i k d e , Van'da Ermem lerile Türklerin yıllar boyunca barış içinde yaşadığını, hatta bölge insanlarının birErmeni'yi belediye başkanı seçtiğini belirterek şöyle konuştu: "Ermeni soykırımı iddiaları gündeme geldiğinde 'biz yapmadık, kimseyi öldürmedik' diyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde silah çeken insanlara çiçekle karşılık veril­ mez. Evet, Ermeniler öldürüldü ama Ermeni oldukları için değil, asi, saldırgan ve bölücü oldukları için öldürüldü. Bugün PKK militanları ile güvenlik güçleri dağlarda çatışı­ yor. PKK'lılar, Kürt oldukları için değil asi, saldırgan ve bölücü oldukları için öldürülüyor. Yine de olan bitene soykırım denemez. 40-50 bin insan yollarda telef olmuş, çoğu da çeteciler tarafından öldürülmüştür" işçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perlnçek ise, Ermeni soykırımı iddialarının ardında, A B D ve Türkiye'­ nin diğer müttefiklerinin bulunduğunu savundu. Sökmenoğlu: Tarihimizde soykırım yoktur Azerbaycan Kültür Derneği tarafından Ankara'da düzen­ lenen "Ermeni Sorunu" konulu panelde konuşan TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu, "Gerçek tarihçilerin ortaya koydukları gibi, Türk tarihinin hiçbir döneminde utanç duyulacak bir katliam, mezalim ya da soykırım gibi bir insanlık suçu yoktur" dedi. Türkiye'nin stratejik konumu itibariyle tarihin her döne­ minde cazibe alanı oluşturduğunu, çeşitli oyun ve entrikalara sahne olduğunu.yıllarca Türklerle birlikte dostça yaşayan Ermenilerin çeşitli tahrik ve vaatlerle siyasi ve ekonomik çıkarların aracı olarak kullanıldığını ifade eden Sökmenoğlu, yine aynı çıkar oyunları v e entrikaların sahneye konmak istendiğini belirtti. Sökmenoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türk tarihinin hiç bir döneminde utanç duyulacak bir katliam, ya da soykırım gibi insanlık suçu yoktur. Türkler, birlikte yaşadıkları bütün gayrimüslimleri ve dünyanın bazı yerlerinde soykırıma tabi tutulan ya da eziyet çeken insanları ülkesine konuk etmiş, onları himaye altına almıştır. Asıl utanmaları ve hesap verme­ leri gerekenler, Sudan'da, Transvaal'de, İrlanda'da, Hin­ distan'da, Rusya'da, Anadolu'da, Kuzey Afrika'da, Cezayir ve Tunus'ta, Bosna'da, Ruanda'da, Nahcıvan'da, Karabağ'da binlerce masum insanı acımasızca katleden, eziyet ve işkence eden, yakan, yıkan, açlığa mahkum ederek ölümlerine neden olanlardır. Bütün bu insanlık suçları, resmi belgelerle kanıtlanmış tarihi gerçeklerdir. Yakın tarihimizde PKK denilen eşkiya çete­ sini başımıza musallat ederek, Türk vatanını ve milletini bölmek, parçalamak gibi emellerini sürdürenler bunda başarısız olunca, bu defa tarihin eski kin ve husumet duygularını yeniden tahrik ederek soykırım iddialarını, siyasi çıkar sağlama oyunları ile bazı ülkelerin parla­ mentolarına kadar taşımaya muvaffak olmuşlardır." TBMM BÜLTENİ O 11