01/11/2013 RAHMET`İN HİCRETİ Değerli Kardeşlerim!

advertisement
İLİ
: GENEL
TARİH : 01/11/2013
Hicret, İslam davası uğruna anadan, babadan,
evlattan hatta candan vazgeçişin, ibretli ve
meşakkatli kıssasıdır. Hicret, yârını, diyârını, malınımülkünü Allah için, göz kırpmadan terk eden
Muhacir ve onları bağırlarına basan 3 Ensârın
destanıdır. Bu destanda fedakârlık, kardeşlik, ahde
vefa, birlik ve beraberlik, sevgi, saygı, paylaşma ve
kucaklaşma vardır.
Ölümü göze alarak Kutlu Peygamber’in
emanetlerini üstlenen Hz. Ali; can yoldaşı, sadık
dost Hz. Ebu Bekir; müşriklere meydan okuyarak
Mekke’ye veda eden Hz. Ömer ve İslam uğruna tüm
varlığını ortaya koyan Hz. Osman bu hicretin
sembol isimleridir.
RAHMET’İN HİCRETİ
Değerli Kardeşlerim!
Peygamber Efendimiz (s.a.s.), vahye ilk
muhatap olduğunda, Varaka b. Nevfel, kavminin
O’nu Mekke’den çıkaracağını söylüyor ve bütün
peygamberlerin Hakk’a davet yolunda evlerinden ve
yurtlarından vazgeçmeye mecbur bırakıldıklarını
haber veriyordu. 1
O kutlu peygamberler, dünya hayatında Yüce
Allah’a kavuşmayı amaçlayan bir muhacir
konumundaydılar. Onlar, terk etmeden kavuşma
olmayacağı bilinciyle doğdukları topraklardan
vazgeçebiliyorlardı. Sevgili Peygamberimiz ve O’na
inananlar da, önceki peygamberler ve ümmetler gibi
uzak diyarlara göçe mecbur bırakılmıştı.
Muhterem Kardeşlerim!
Âlemlere
rahmet
olarak
gönderilen
2
Efendimiz (s.a.s.)’i, insanî erdemlerden ve kulluk
bilincinden
uzaklaşmış
cahiliye
toplumu
hazmedemedi. Mekkeli müşrikler, kendilerine bir
şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilen
Merhamet Peygamberi’ne akla hayale gelmedik
baskı ve zulmü reva gördüler. O’na kucak açmak,
O’nunla yeniden kendilerine gelmek yerine O’nu
dışladılar, O’nun hayatına kastettiler. Bu baskı ve
şiddet ortamında İslam’ı yayma ve yaşama imkanı
kalmadığını gören Efendimiz önce sahabeden
bazılarını gönderdi, daha sonra da kendisi gitti
fedakar insanların şehri Medine’ye. İşte bu göçün
adı hicrettir.
Kardeşlerim!
Peygamber Efendimizin bu hicreti sıradan bir
göç değildir. Hicret, Müslümanlar için birçok dersler
içermektedir. Her şeyden önce bu hicret, bir kaçış
değil, ilâhi mesajlara gönül verenlerle Kutlu Elçi’nin
kavuşmasıdır. Hicret, yüce değerlerin yeryüzünde
neşv-ü nemâ bulması için girişilen kutlu bir
yolculuktur.
Kardeşlerim!
Hicret, Allah’a ibadete, insanî erdemlere,
rahmet ve medeniyete gönlünü açanların azmi ve
kararlılığı, bu değerlere kapılarını kapatanların ise
hüsranıdır. Peygamberimizin hicreti, nurun hayat
buluşu, karanlığın aydınlığa dönüşüdür.
Bu
fedakârlık ve meşakkat dolu yolculuğun Allah
katında elbette bir mükâfatı vardır. Yüce Rabbimiz,
Kur’an-ı Kerim’de bu hususa şöyle işaret
etmektedir; “İman edip hicret eden ve Allah
yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad eden
kimselerin mertebeleri,
Allah katında daha
üstündür. İşte onlar, başarıya erenlerin tâ
kendileridir.”4
Kıymetli Kardeşlerim!
Ayrıca
hicret,
Gönüller
Sultanı’nın
ifadesiyle, haram ve günahları terk ederek Yüce
Allah’a teslimiyettir. Hicret, insanlık onurunu
zedeleyen her türlü süflî duygu ve emellere sırt
çevirip ulvî değerler uğruna mücadele etmektir. “İyi
Müslüman, dilinden ve elinden Müslümanların
emin olduğu kişidir. Asıl hicret eden de Allah'ın
yasakladıklarını terk edendir.” 5 buyuran Efendiler
Efendisi bu hususa ne de güzel dikkat çekmiştir.
O halde kardeşlerim geliniz; 4 Kasım
Pazartesi günü yeniden idrak edeceğimiz hicri
yılbaşı münasebetiyle hicretin anlamını ve
mesajlarını daha iyi kavramaya çalışalım.
Efendimizin öğrettiği şekilde, Allah’ın emrettiklerini
yapıp yasaklarından uzak kalalım ve böylece bizler
de hicret sevabına nâil olalım.
Müslim, İman, 252.
Enbiya, 21/107.
3
Haşr, 59/9.
4
Tevbe, 9/20.
5
Buhârî, Îmân 4.
1
2
Hazırlayan: Dr. Yaşar YİĞİT
Din Hizmetleri Genel Müdürü
Download