• • • ILMIDERGI Di VANET iŞLERi BAŞKANLIGI Dini Yay1nlar Dairesi Başkanlığı Üç Ayda Bir Yay1mlan1r Cilt: 43 ·Sayı: • 3 ·Temmuz,. Ağustos- Eylül 2007 KUR'AN'DA HZ. PEYGAMBER'E YÖNELİK SAYGI İFADELERİ Selim ÖZARSLAN* Özet: İslam inancının ana ilkelerinden birisi de hiç şüphesiz peygamberlere imandır. Onlar, ilahi buyrukları insanlara iletmek için seçilmiş, üstün ahlaki niteliklere sahip mümtaz şahsiyetlerdir. Hz. Peygamber' e saygılı olmak Kur' an! bir emirdir. Dolayısıyla onların maddi ve manevi şahsi­ yetlerine saygılı olmak imanlı olmanın gereğidir. Müslüman inancına göre, peygamberlere itaat, Allah' a itaat etmekle bir tutulmuştur. O halde onlara itaatsızlık ve saygısızlık da Allah' a itaatsız­ lık ve hürmetsizlik olacaktır. Böyle bir duruma düşmekten bütün bireyler, özellikle inananlar sakınmalıdırlar. Anahtar kelimeler: İman, Peygamber, Saygı, İtaat, Kurtuluş. Respect Expressions to the Prophet·Muha.mmad in the Qur'an Abstract: One of the main principles of Islamic faith is believe in the prophets of God. Prophets whose selected man for to orders of God to the humans. The prophets are sole teachers of divine knowledge and ethics for mankind. Respect to the Prophet Muhammad is a the Quranic order. According to Moslim faith the obeying to the prophet is obeying to God. For that reason disobedience and disrespectfulness for them is disobedience and disrespectfulness to Allah. The believers have to avoid from this case. Key words: Faith, Belief, Prophet, Respect, Obedience, Salvation. 1- Giriş: Son zamanlarda dünya genelinde dinler arası diyalog arayışları yaygınlık kazanmakla birlikte bu düşüneeye paralel olarak ortaya çıkan bir başka gelişme de İslam peygamberi Hz. Muhammed (s.a.s.)'in manevi kimlik ve kişiliğine yönelik küçümseyici ve saygınlığına hale! getirici eylem ve davranış biçimlerinin sistemli bir biçimde ortaya çık- * Doç. Dr.. Fırat Üniversitesi !Jahiyat Fakültesi 125 D1Y ANET 1LM1 DERGl • CİLT: 43 • SA YI: 3 ması olmuştur. Eğitimin, kentleşmenin, sanayileşmenin, lişmenin meydana den daha hızlı bir biçimde uzaklaşmakta rinden Günümüz ibaret getirdiği "bireyleşme" insanını yoğun huzursuzluğa ve sürecindeki günümüz dünyevileşmekte, manevi ve ruhi bunalımiara kullanımıyla olarak sokan etkenler etkisiyle beşeri ve sosyal tatminsizliğe çevre ve ekolojik dengenin ve onların kutsal değerlerini oluşturmaktadır. davranışlar, insanlar ve hatta medeniyetler Bu saldırgan değerlerine değerlere arasındaki bozulması bazılarıdır. kimyasal da insanı Söz konusu olum- olmakta, kendisinden olsaldırıda bilinçsizce lunabilmektedir. Allah ve peygamber inancı, din duygusu, namus, kutsal değerle­ yukarıda sayılanlardan ilişkilerin zayıflaması, mahkum eden faktörlerden insanları ötekileştirmekte sanların her zamankin- morall manevi ve sosyo-kültürel suz faktörlerin de etkisiyle insanlar gittikçe bencil ve mayan insanı, yaşadığı hayatı anlamiandırma zorluğuyla karşılaşmaktadır. ve değildir. Kentleşmenin maddelerin telekomünikasyonun, sosyo-ekonomik ge- şeref bu- ve onur hissi in- yönelik olumsuz tutum ve ahengi zedelemekte, barış ve hu- zuru yok etmekte ve en önemlisi de bütün insanlarm müşterek bir söz (tek kelime) üzerinde birleşmesi çağrısına ı engel teşkil etmektedir. Söz konusu bu açmazdan kurtulmak için başka insanların sallarına saygılı si manevi olmak değerlerine, başta gereği ortadadır. gerektiği çeşitli şekillerde ve farklı rim'de Hz. Peygamber'e yönelik yulması saygı peygamberleri olmak üzere Kur'an'da Hz. Peygamber' e münasebetlerle dile açıklanmasıyla getirilmiştir. Kur' an-ı Ke- ifadelerine geçmeden önce kendisine kavranmasına yardımcı olacağı düşüncesiyle konuya girmeyi uygun kut- saygı gösterilme~ istenen peygamberlerin kimler ve üstlendikleri görevlerin neler linmesi konunun daha iyi onların saygı olduğunun bu dubi- kavramların bulmaktayız. 2- Peygamber Kavramı Bilindiği gibi Allah 'tan aldığı vahyi ve ilahi lah ile insanlar arasında elçilik yapan kişiye mesajları şahsiyetlerdir. ber kelimesinin Arapça Farsça' da "haber karşılığı olarak ulaştıran, yani Al- peygamber ismi verilmektedir. Peygamber- ler, bu yüce görevi yerine getirmek için insanlar arasından lere sahip insanlara taşıyan seçilmiş ve elçi" gönderilmiş üstün ahlaki nitelik- anlamlarına gelen peygam- ve elçi manasma gelen resul ve 1 "(Resulüm!) de ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan baş­ kasına tapmayalım; O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırına­ sm... " (Al-i lrnran, 3/64). 126 KUR'AN'DA HZ. PEYGAMBER'E YÖNELİK SAYGI lFADELERt mürsel kelimesi ku1lanılmaktadır.2 Yeni bir kitap ve yeni bir şeriatla insanlara gönderilen peygambere resul denirken AIIah'ın emir ve yasaklarını insanlara haber veren, yeni bir kitap ve yeni bir şeriatla gönderilmemekle beraber kendisinden önceki peygamberin kitap ve şeriatını Kur'an-ı Kerim'de Hz. Muhammed için 'Resul' ve 'Nebi' ümmetine bildirmekle görevli peygambere de nebi denilmektedir.3 kavramlarının birlikte kuiia- nıldığı görülmektedir. 4 Ona resul denmesi AIIah' a izafeten, Nebi denilmesi ise insanla- ra nispetendir. Yani Hz. Muhammed, ra Allah' ın emir ve AIIah'ın yasaklarını ulaştırıp elçisi olması bakımından bakımından bildirmesi nübüvvet kelimeleri ise masdar olup, peygamberlik anlamına Resul, insanla- da Nebi' dir. Risi'tlet ve gelmektedir. Peygamberlere iman, İslam'ın temel inanç esaslarından biridir ve olmazsa olmaz ilkelerinin başında gelmektedir. İslam'ın temel inanç esaslarını, AIIah'a, peygamberlerine ve ahiret gününe iman olmak üzere üç kategoride özetiernemiz mümkündür. O halde peygamberlere iman, Allah'ın, insanlara dan seçkin bireyler gönderdiğine, bu ve doğru olduğuna doğru kişilerin yolu göstermek için, kendi AIIah'tan getirdiği araların­ bütün bilgilerin gerçek inanmak demektir. Müslümanlar kendi peygamberleri Hz. Muhammed'e iman ettikl~ri gibi ondan ön- ceki peygamberlere de iman etmeleri gerektiği yönündeki Kur'an ifadelerine dayanarak iman etmişler, onların da AIIah tarafından gönderilen elçiler olduğunu gönülden kabul ve tasdik etmişlerdir: "Biz, Allah'a ve bize indirilene; İbrahim, İshak, Ya'kub ve esba- ta indirilene, Musa ve lsa'ya verilenlerle Rableri tarafından diğer peygamberlere verilenlere, onların hiçbiri arasmda fark gözetmeksizin inandık ve biz sadece Allah'a teslim olduk" deyin." 5 Yüce AIIah, Müslümanlara gamberlere 4 5 herhangi bir ayırım gözetmeksizin bütün pey- inanmaları gerektiğini belirtmiş, ber de kendisine Rabbi 2 3 aralarında tarafından onlar da buna iman etmişlerdir: "Peygam- indirilene iman etti, mürninler de. Her biri Allah'a, İbn Manzür, Muhammed b. Mükerrem, Lisfinu'l- Arab, Daru's-Sad, Beyrut, 1414/1994, XI, 284. Pezdevi, yukarıdakinden biraz daha farklı resul ve nebi tarifi yapar ve" Allah'ın kendisine Cebrail'i gönderdiği, kendisine şeriat verilen, kavmini Islam' a çağırıp onlara ilahi hükümleri öğreten kimseye resul, Allah'ın kendisine Cebrail göndermediği, kendisinin şeriatı olmayan, fakat Allah'ın insanları lslam'a davet için ilham verdiği ve bunu rüyada gösterdiği kimseyenebi der. Pezdevi, Ebu Yusr Muhammed, Usulu'd-Din (Ehl-i Sünnet Akaidi), Çev. Şerafettİn Gölcük, Istanbul, 1988, 320. A'raf, 71157. Bakara, 2/136. 127 DİY ANET 1LM1 DER Gl meleklerine, • CİLT: 43 • SA YI: 3 kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. "Allah'm peygamberlerinden hiçbiri arasmda ayırım yapmayız. İşittik:, itaat ettik... "6 Bu ayet gereğince peygamberIerin bir kısmına yahut sadece birine tır: "Allah'ı ayırmak inanıp, diğerlerini kabul etmemek küfür sayılmış­ ve peygamberlerini inkar edenler ve Allah ile peygamberlerini birbirinden isteyip bir kısmına iman ederiz, ama bir kısmına inanmayız diyenler ve bunlar arasında bir yol tutmak isteyenler yok mu? İşte gerçekten kafırler bunlardır .. ,''7 Ancak Yahudi ve Hıristiyanlar, Kur'an'ın ifadesiyle 'Ehl-i Kitap", 8 kendi soyların­ dan gelen peygamberlere iman etmekle birlikte, kendisinden sonra başka peygamberlerin gelmeyeceği inancıyla son elçi 9 Hz. Muhammed 'in peygamberliğini inkar etmiş­ leriO ve etmeye de devam etmektedirler. Ancak Müslümanlar, ilk insan ve ilk peygamber Hz. Adem'den Hz. Muhammed'e kadar gelip geçmiş, sayısı konusunda Kur'an'da herhangi bir bilgi bulunmayan, Hz. Peygamber'in bir hadisinde sayılarının 313 'ü resuller olmak üzere 124.000 olduğu ı ı haber verilen, ı2 içlerinde İsrailoğullarına gönderilen Hz. Musa ile Hz. İsa'nın da bulunduğu bütün peygamberlere inanmaktadırlar. Zira bu imanlarının gereğidir. lar, iman dairesinin Buna göre, peygamberlerden yalnız birisine de olsa inanmayan- dışına çıkmış sayılırlar. Kur'an-ı Kerim'de isimleri geçen yirmi beş peygamberin ı3 sonuncusu İslam pey- gamberi Hz. Muhammed' dir. ı4 O'nun ismi Kur'an'da bir defa Ahmed,ı5 dört defa da Muhammedı6 şeklinde geçmektedir. Kur'an-ı Kerim'de isimleri geçmekle birlikte peygamber veya veli oldukları hususunda kesin hüküm verilemeyen, Hz. Davud ile Hz. Sü- 6 7 8 9 Bakara, 2/285. Nisa, 41150- ı 5 ı. Nisa, 4/ı 53. Ahzab, 33/40 . ı O Pezdevi, Usulu 'd-din (Ehl-i Sünnet Akaidi), ı 36; Gazali, Ebu 1-Iamid, el-lktisiid fi '1-i'tikiid, Daru'ı-Kü­ tübi'ı-Ilmiyye, Beyrut, ı409/1988, ı26. ı ı Ahmed b. Han be~ Müsned, Beyrut, ı405/ı 985, V, 266. ı2 Bağdad!, Ebu Mansur Abduıkahir b. Tahir b. Muhammed, Usul u 'd-Din, Beyrut, ı40llı 981, 157-159; Nesefi, Ebu'ı-Muin, Bahru'l-Kelam fi Akaidi Ehli Islam, Konya, ı328, 52; Taftazani, Saduddin, Şerhu'l­ Akaid, (Kelam İlmi ve İslam Akaidi içindeki orijinal metin, Haz. Süleyman Uludağ,) İstanbul, ı 991, 63. ı3 Adenı, İdris, Nuh, Hud, Salih, lbrahim, Lut, İsmail, İshak, Ya'kub, Yusuf, Eyyub, Zülkifl, Şu'ayb, Musa, Harun, Davud. Süleyman, İlyas, El yasa, Yunus, Zekeriyya, Yahya, İsa, Muhammed (sav). ı4 Bağdadi, UsDJu'd-Din, 157; Taftazani, Şerhu'J-Akaid, 62. 15 Saf, 61/6. 16 Al-i tınran 3/144; Ahzab, 33/40; Muhammed 47/7; Fetih 48/29. ı28 KUR'AN'DA HZ. PEYGAMBER'E YÖNELİK SA YGI lFADELERt leyman devirlerinde yaşamış üç kişi daha vardır ki, bunlar Üzeyr,l7 Lokman18 ve Zülkar~eyn19'dir. Kur'an-ı Kerim'de adı geçen bütün peygamberlerden övgü ve saygı ile söz edilmekte, kimlik ve kişiliklerini lekeleyecek, ilahi ve aynı zamanda kutsal olan görevlerine hale! getirecek herhangi bir noksanlık onlara nispet edilmemektedir. Aksine Bakara suresi 102. ayette ifade edildiği üzere onlar tezkiye edilmektedir.2° Müslüman bireyler, kutsal kitapları Kur' an~ı Kerim' de bildirildiği üzere, peygamberliğin Hz. Muhammed ile sona erdiğine inanırlar. Yüce Allah bu durumu şöyle dile getirir: "Muhammed sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah'ın resulü ve peygamberlerin sonuncusudur... "21 Ondan sonra insanlığı aydınlatmak üzere peygamber gelmeyecektir. Hz. Muhammed'in yüce Allah'tan getirdiği bu ilahi mesaj, kıyamete kadar devam edecektir. Eskiden olduğu gibi günümüzde de zaman zaman gündeme gelen Hz. Muhammed'in son peygamber olmadığı, ondan sonra yeni bir peygamberin yeni bir kitapla geleceği konusunda ortaya atılan iddialar2 2, Hz. Muhammed'in "hiheme'n-nebiyyin"/ peygamberlerin sonuncusu olduğunu ifade eden Kur'an'ın bu açık hükmüyle çelişmektedir. Bu ise, Allah'ı ve onun peygamberi Hz. Muhammed'i yalanlama ve inkardan başka bir şey değildir. İslam öğretisine göre peygamberler vahiyle şereflenmiş, diğer insanlarda bulunma- yan yüksek ahlaki niteliklerle bezenmiş, seçkin kişiler olmalarına rağmen onlar hiçbir zaman ilah mertebesine çıkartılmamış, aksine birer beşer elçi oldukları defaetle belirtilmiştir: "De ki: Ben de ancak sizin gibi bir insanım. (Şu var ki) bana ilaJıınızm bir tek Uaıı olduğu vahyolunuyor... "23 "Ben, sadece beşer bir elçiyiın".24 Kendilerine beslenmesi gereken lere sahip olmalarına birer elçi olduklarına saygı onların Tanrılık özelliklerine benzer nitelik- değil, Allah'ın emir ve yasaklarını insanlara ulaştırmakla görevli dayandırılmıştır. Zira bırakın onların Tanrılık özelliklerine sahip olmalarını,25 Allah'ın izni dışında fayda sağlama ve zararı giderme gücüne bile sahip 17 Tevbe, 9/30. 18 Lokman, 31/13. 19 Kehf, I 8/83, 86, 94 20 "Süleyman'ın hükümranlığı hakkında onlar, şeytanların uydurup söylediklerine tabi oldular. Halbuki Süleyman büyü yapıp kMir olmadı. Lakin şeytanlar kMir oldular." Bakara, 2/102. 21 Ahzab, 33/40. 22 Abdulhamid, Muhsin, Islam'a Yönelen Yıkıcı Hareketler (Biibflik ve Babiiiliğin lçyüzü), Çev. S.Yeprem-H. Güleç, Ankara, 1986, 81, 131 vd. 23 Kehf, 18/1 10; Fussılet, 41/6. 24 lsdi, 17/93. 25 Maide, 5/72-73, 75; Tevbe, 9/30. 129 değildirler. 26 Yine Allah'In bildifdikleri dışında gaybı da biİemezler.27 biri şu me- ~H~~~I9fM'~q~~f!,~~~~Jı:P:~J:li te~~~ et; ~ğ~r bunu yapmazsan O'nun el- -- :· .. _. ~ -:J ,o~-_ .,_ -.,_ -- ·_·· _,,.:;;_ .:- -- --- • ·< ·: :· -----': ·/, '""'~-- -_ -:-~~-.-:... '-~::--~, ~: __,._. _ -_::~)~_-,:-:i~~:_·.~,_ -, :. · _~:~:" \~: -_·--·~:-:'··:: --~-- · ,~;_:,-~, _"r:· :_-· . . 26 ·~ki: "Beifı, Allılh'ın d:i1edi~~iı başklfkeiı~ hemangi biıifuf& veyatarar verecek güce sahip de§lim. ... " A'riif, 71188. 27 "Ben size: "Allah'ın hazineleri benim yanımdadır" demiyorum, gaybı da bilmem. ''Ben bir mele~" de demiyorum. .." Hud, 1113 ı. 28 Cum'a, 62/4. · 29 En'am, 61102;·1\'tf'd, 13'1'1'0; Zütl'rel\'39/&2~Mü'min, 40/62. 30 F:~tır, 35/24. 3 i Nanl,'16/63: , 32 Yunus, 10/47. ·'Lo. · . ·, 33 "(Elçiler) dediler ki: ''Rabbimiz biliyor; biz gerçekten size göııdcrilıııiş elçileriz. Bizim vazifem.iz, açık . . .· bir ~ldk!&..:\.Uah'.ıfll buşın.ılwımuiu telmt«meidım ~ir~~~ dediler" (Yasin. 36/ 16-17). 130 çiliğini yapmamış olursun. Allah seni~ ler topluluğuna rehberlik e~."34 k()f'Qyaeaktır; DojruuAIWı,·ki.fir- Peygam®rin tebliğle göı·eyle;m!ti~•ldfj~~i,l\i~-""ıBx•~zJ\Ii~~~~)i~~~;~~:~;:''<:-~i< · ,.K'\11" ~De ki), tafzıyla gelen aye~tl~f\~c~~~~~·~~~~~~~~·~~~1!tlit~c'"b''·y· · ~tedir: ''Peyg~'e ~:eu,•sac•t41--~B-Itl•liıll, •.::,~;.~;-~:·\~-T)~~~~ r-~~_Y1_ . ıia_ ,nıM_;ıtl·:~~~,~ •"''".' 'etiıir \ie yasaklari toplum~· f\-&ı'.:.tı~·v.:>''l' Y'lrak yp;şama. g~.rı:nç çok eziyet, s1kıntı ve boykotlara41 katla~m~, ~nııu ~ mal~v;e,: ~ """'""''""'H 34 35 36 37 38 Maide, 5/67. Nur, 24/54; Ankebut, 29'118. Nahl, 16/44. İbrahim, 14/4; Aynca bkz. AI-i İmran, 3/187. Ebu Zehra, Muhammed, Islam Hukuku Metodolojisi (Fıkıh Usulü), Çev. Abdulkadir Şener, Fecr yay., Ankara, 1986, 100-1 O1; Hallaf Abdulvahhab, Islam Hukuk Felsefesi,(!Jm-i UsOli '1-Fıkh), Çev. Hüseyiı:ı Atay, Ankara, 1985,218-219. . 39 Bakara, 2/151; Benzer ayetler için bkz. Bakara, 21129, 174; Al-i lmran. 31164; culn;a, 6212: .. 40 ·· A'rftf, 7/62, 93. r··ı ·,~··) 4ı Bkz. İbn İshak, Muhammed b.İshak b. Yesar, es-Sfre, thR. Muh'ammedllamidinlah, Kony~. 1<)'Sı, J39C 140; İbn Hişam, Ebu Muhammed Abdülmelik; 15s-Sfretü'n-Nebeviyye, tlık. Mustafa es.:Saka, Kahire;~ 1955, I, 350- 354. Watt, W. Montgomery, Hz. Muhammed Mekke'de, Çev. R, Ayas, A. Yüksel, Anka-... ra, ı .?86, ı 27- ı 31. .. .o,, .,. , _ , -, ,..,., >. : Jj '"' : 131 D[Y ANET [LM[ DERGİ • C!LT: 43 • SA YI: 3 .. larını feda etmekten Peygamberlerden rını çekinmemݧtir. bazıları bile vermekten geri da yü;dendikleri bu ulvi görevi ifa etme hususunda canla- durmamı§lardır. Hz. Şuayb, Hz. Zekeriyya ve Hz. Yahya din inkarcıları tarafından katledilmişlerdir. 42 4- Hz. Peygamber' e Yönelik Saygı lfadeleri Bu tür zorluklar içerisinde üstlendikleri ilahi görevi yer;ne getiren peygamberlerin hatıralarına saygıduymak, Kur'an'da belirtildiği üzere onları selam, minnet ve şükran­ la yad etmek43, bıraktıkları kutlu mirasa sahip çıkmak, di nce kutsal sayılan değer ve sembollere saygılı olmak, her inanan bireyin görevi olduğu gibi, inancının da gereğidir. Çünkü Yüce Allah birçok Kur'an-ı Kerim ayetiyle Hz. Peygamber' e hürmet ve saygı gösterilmesini inananlara gerekli kılmı§tır. "(Ey Peygamber!) Şüphesiz biz seni, şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Ta ki (ey Müminler) Allah'a ve Resulüne iman edesiniz, Resulüne yardım edesiniz, O'na saygı gösteresiniz ve sabah akşamAllah'ı tesbih edesiniz"44 Yüce Allah, bu ve benzeri emirleriyle Hz. Peygamber' e ikram edilip, her konuda onun emir ve tavsiyelerine ranışla uyulmasını yani her ne surette olursa olsun gerekli Resülullah'ın kıldığı gibi, sözle veya dav- önüne geçilmesini ve ona karşı edebe aykırı harekette bulunulmasını da yasaklamıştır.45 Hiç şüphesiz ki bütün Müslümanlar, peygamberleri Hz. Muhammed'e karşı içten ve engin sevgi ve hürmet duygularına sahiptirler.46 Çünkü bu, yani Peygamberleriııe hürmet duygusuyla dolu ları Kur'an-ı olmaları ve onun yüce şahsına karşı saygılı olmaları Kerim'in kesin emirlerinden bir tanesidir. Kur'an'ın kutsal kitap- bu yöndeki tavrı yal- nızca bütün alemiere rahmet olarak gönderilmi§ olan Hz. Muhammed'e47 yönelik olmayıp, İslamiyet'ten önceki semavi din mensuplarınca da kabul edilen bütün peygam- berler için de geçerlidir.48 Müslümanlar da Kur' an' ın bu emri ve tavsiyesi doğrultusun­ da hareket ederek diğer peygamberlere de kendi peygamberleri gibi 42 43 44 45 46 47 48 132 saygı göstermişler, Bakara, 2/60-6 ı. "Veselamün alel-mürselin"/ Gönderilen bütün peygamberlere selam olsun!" (Saffi\t, Fetih, 48/8-9; Aynca bkz. Ahzab, 33/45-46. Bu yöndeki ayetler için bkz. Hucurat, 49/1, 2. ''Peygamber, müminlere kendi canlarından daha yakındır." Ahzab, 33/6. Enbiya, 2l/107. Bu yöndeki ayet için bkz. Bakara, 2/285. 37/181). KUR'AN'DA HZ. PEYGAMBER'E YÖNELİK SAYGI lFADELERt onların aziz mışlardır. hatıralarına hale! getirecek hiçbir eylem ve Bu durum dün böyleydi, bugün de tanıklık ettiği gibi bütün insanlık tarihi de davranışın yanında değişmemiştir. bulunma- Buna peygamberler tarihi şahittir. Bu bağlamda ilahi dinlerin son halkası İslam ve onun kutsal kitabı Kur'an-ı Kerim, Peygamber' e biati Allah'a biat,49 Peygamber' e itaat edilmesini Allah'a itaat gibi kabul ederek5°, onların dindeki yer ve konumlarının ne denli önemli olduğunu vurgulamaya çalışmaktadır. Yine birçok ayette Allah ile elçi (resul veya nebi) beraber zikredilmiş, bi- ri için gerekli görülen haklar öteki için de gerekli görülmüştür.51 Kur'an'da peygamberlere itaatin Allah' a itaat gibi değerlendirilmesinin ve peygamberlere itaatinfarz kılınmasının nedeni şöyle açıklanabilir: Bir toplumun ya da başka bir deyişle bir ümmetin doğru yolda olması, ancak Yüce Allah'a itaat ve ibadet (kulluk) etmeleriyle mümkün olabilir. Ancak onlar, hak ve hakikat bilgisini Allah'tan doğrudan alabilecek kabiliyede donatılmamışlardır. Bu nedenle birey ya da toplumların doğru yolda ve iyi hal sahibi olmaları ancak bir peygambere tabi olma yoluyla gerçekleşebi­ lecektir. İşte bu durumu bilen Yüce Allah, peygamberlere itaati ve saygıyı emretmiş, onlara itaati Allah'a itaat olarak değerlendirmiştir.52 Bugün içinde yaşanılan ve aynı zamanda yaşamaya da bir nevi mahkum ve mecbur olunan küreselleşen dünyada, Hz. Peygamber'in bıraktığı dini mirasa, onun örnekliğine ihtiyaç her zamankinden daha fazla önemli hale gelmiştir. Dinintemel kaynağı Kur'an, insanları Allah'a saygıya davet ettiği gibi peygamberine de saygı gösterilmesi gerektiğini sıklıkla vurgulamış, bütün insanlığı ona karşı saygı­ da kusur etmemeye davet etmiştir: ''Ey iman edenler! Allah'ın ve Resiliünün önüne geçmeyin. Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah işitendir, bilendir."53 Ayette belirtilen önüne geçmeme hususu, söylenen söz, yapılan iş ve çıkarılan hükümlerde, Hz. Peygamber' e aykırı davranmama, edebi koruma, ona uyma ve ona karşı saygılı olma şeklinde yorum- 49 50 Fetih, 48/1 O. Nisa, 4/80; Allah'a ve Peygambere itaat edilmesini bildiren ayetler ise şunlardır: Al-i lmran, 3/32, 132; N isa, 4/59, 69; Enffil, 8/1, 20, 46; el-Mücadele, 58/13; Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. Eş-Şafii, Muhammed b. ldris, er-Risfile, Çev. Abdulkadir Şener- Ihrahim Çalışkan, Diyanet Yak. Yay., Ankara, 1996, 53-54. 51 Al-i lınran, 3/ 31; N isa, 4/80 vb. 52 Dihlevi, Şah Veliyyullah lbn Abdurrahim, rut, 1413/1992, I, 249. 53 Hucuril.t, 49/l. Huccetüllahi'J-Bfiliğa, Thk. Muhammed Şerif Sukker, Bey- 133 DlY ANET İLMİ DER Gl • CİLT: 43 •·SAYI: 3 lanmıştır. Yine bu ayet gereğince Hz. Muhammed'e saygı duymak ve onun emirlerini yerine getirmek farz olarak değerlendirilmiştir. 54 Öyle düşünüyoruz ki, Peygamber'e saygı gösterme önemini onun yüklenmiş olduğu ilahi görevden almaktadır. Peygamber Allah' ın dininin tebliğcisidir. Yalnızca kendisinin ilişki kurabildiği Tanrı katından ilahi mesajları alarak insanlığa aktarır. Bu sebeple insanlar nezdinde saygın bir yere sahiptir. Beygambed~rin saygmlıjmın korunması büyük önem arz etmektedir. Yine burada Hz. Peygamber4n ismtn~n Allalı'la birlikte anılması, onun Allah'ın yanındaki değerinin yükseldiğini ve fazlaca özel bir yeri bulunduğunu bildirmek içindir. 55 Allah katmda değerli ql~ın 1 ~~~ ~g.ı v~hüı-ınetine ~z ,o,lma~ı düşünülemez fiz. ~)l·~~r'iı;t:NJ.~lil,;~tındtlk:i re;tler9en bifiiii ·;Q~ yükselc mevki ve bir olgudur. saygınlığını ortaya koyan işa­ Y~'' AUah1ın ·Kur' arı.~ K-erim' deki hitap şeklidir. Cemıbı Hak, ~ur'an'da ~ğe.rpey~r~ ;ıdiarıyl'6 hi~p ederken- Ya Adem, Ya Nuh, Ya Zekeriyya, YaY anya, Ya Musa, Yıılsa- Hz. Peygamber' e ''Ya Eyyuher-Rasul 1 Ey Elçi, Ya Eyyühe'n-Nebi,Ya I;:yyq_he'l:Müzzerpmil,56 ya Eyyühe'l-Müddessir"57 gibi onurunu yüceıti~ı -~~~e~~~~~ij;~c~_ş,:,;.z .< t: . ö .> . .. · ·. . ,öte y~·böttniiıı4ıün.aıtakaYfia~t·Kur'an, Allah ve Resı11ü'ne iman ile peygambere ~aygı ~steri~~si ~~İ~i.ı;li O,irlikte ,ıikretmiş, böylelikle Peygamber' e iman ile saygı arasıOOa. .bir w§ki kutmu$tw. 'Ta:~ (ey :mıımialetl) Allah'a ve Restilüne iman .-~:,w.e ~edesiıriz;O'.«a~,ı.~vesabah akşam Allah'ı tes- ·. bih edesiniz''59 Bu ilişki geçi§H b-ir ili:şkirlir." Yani Allah' a ve Peygamber' ine İnananlar, Allah' ı tesbih etmeli '(her tiirm eksikniteliklerden arınmış olarak anmalı), Peygamber' i savunup destektemeli ve onu en içten saygıyla yüceltmelidirler.60 Bu inanmanın, teslim olmanın, bilinçle kabul etmenin tabii soflt.lcudur. 54 Zemahşeri, Muhammed b. Ömer, Tefsiru '1-Keşşfif an Hakfiiki Gavfimidi't -Tenzfli ve Uyun u '1-Ekfivili tr Vucuhi'c- Te'vil, thk. Abdurrazzak el-Mehdi, Daru't-Türasi'l-Arabi, Beyrut. 141711997, IV, 351-352; Razi. Fahreddin, et-Tefsirü'/-Kebfr, (Meffitfhu'l-Gayb), Daru'l-Fikr, Beyrut, 1415/1995, XXVIII, 111-112; [bn Kesir, Ebi'I-Fida, Tefsiru"l-Kur'ani'l-Azim, Mektebetü'l-Kayyime, Kahire, 1414/1993. IV, 198. 55 Elmalılı, Muhammed Harndi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, Çelik- Şura, istanbul, trs., VI, 517. 56 Müzzemmil, 73/l "Ey örtünüp büıiinen (Resftlüm)!" 57 Müddessir, 74/l. ''Ey bürünüp sanmııı {RestUtım)! 58 Kastalani, Ebü'I-Abbas Ahmed b. Muhammed. Mevfihibü'l-Ledünniye. (!Iahi Rahmet Hz. Muhammed), tre., Şair Abdülbaki, Sadeleştiren: LTurgut Ulusoy, Istanbul, 1984, I, 493. 59 Fetih, 48/9. 60 Taberi, Ebu Cafer Muhammed b. Cerir b. Yezid. Camiu'l-Beyiin An Te'vfli Ayi'I-Kur'fin, Daru'I-Fikr, Beyrut, 14151!995, XXVI, 97-98; Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, VI, 488-489. 134 KUR'AN'DAHU.PE:YGAMBERcE YÖNELİK SAYGI tFADELERl; , Yüce Allah, Peygamber' e saygı gösterilmesine o kadar önem atfetmiştir ki, müminlerin ses tonlarını Peygamber'in ses tonunun üzerine çıkarmamaları gerektiği konusuna vurgu yapmıştır: "Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamber'in sesinin üzerine yükseltmeyin, Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber'e yüksek sesle bağırmayın yoksa siz farkına varmadan arnelleriniz boşa gidebilir."6i Hz. Peygamber'in arkadaşları (Sahabei Kiram) özellikle tb. Ebu Bekir ve Rı. Ömer ~~u aye~"i11me~ic~e~ s9,nr~t~la.;k,Q~" nuşurken seslerinin tonuna çok dikkat etmi~, ne~ is.e;·koRu~lanan1l!l,ş.J!am.;;ty~,., ... :;'"'i cak düzeyde seslerini kısmışlardı. Sesi sert ye yüksek olan Sab~t \;\; Ka,ys, tw .ay<Uin in- . mesinden sonra Resulijll$' ~ll :)'anı.~ ,ıı€;ra~.\J. ~...!t...ıiA...~.r.u4.t.;ıl.~~·'W.i!fıt~·fM~ M/.~~.;,.~~~u:,ı.,ıp. bini sorduğunda, ,Kays; All~;;ltl ~isi, ~. ~rtvy .ytJ.ilÇS~4\::§~1~i yim. Bu seixtpte~ ameli4nUı.s.i,iÜ}~jp~n iço~ktu'~;, d~j. ~·M~WJl.~ "Ey. "·c - . ·.' •' ber onu teselli etmiş, @Plin ı;)wn~et~lin4~ı;ı,olt;Juğun~ Ull9:lf~§Mı·~l?~ ~'~~~tM:ll dan bu kesitler, onların Allah'.m emirlerine ııe denli sadık, li saygılı ve hürmetkar olduklannı göstermektedir. Yine bu olg~ ~?:~ambed.~r~ gÖstevil~s~ ~e~ek,en ~y~ noktaları da kapsadı~ı~ı gÖst~rmesi .açısırı:~' büy:ijk ,, ~ ' - ·c.• ' sının yanında sesini yükselten kimse, kepdisi~e bir kıymetve, beple yüce Allah' i~tıanİa{~"seSferi~i''~{çisiilln,js~siri'~n · öğüt!eyerek, onun d~receslnin Yüksekliğini ve.· .. • ... · . . . . . ...... mış olmaktadır. o h~lde inanan bireylere dtişeQ.işe m*am vememte tün olan peygamberlerine karşı her türlü !ia'Vranışlattnda terbi.yeli v~ ·~;rgı{t (ih'ttal·~~· Yüce Allah bu ayetlerkmümiıdere peygamberleriyle ııntinasebetierihde ~~WtıFlt•.~~*' takip edeceklerini öğretmiş olmaktadır. Bu yöntem ise yalrtızmtsayg..ı~ bürıne.tcve ı~-f~ içermektedir. 63 Ayette vurgulanan bir başka konu da, seslerini yükseltmek suretiyl<f~y.. ;r•· gamber'e gösterilecek saygısızlığın insanın arnellerini boşa çıkarabilece~i husasuçlur. ,. Öyle ki Peygamber' e hürmetsizliğe ve eziyete sebep olabilert şeyler, küfre varabilir. Kil· · für ise arnelleri boşa çıkarır.64 Dikkat edilirse bu, büyük bir yaptınmdır. Bu yüzden Hz. Peygamber özelinde bütün peygamberlere saygısızlık ifade edecek her türlü söz, eylem ve davranışlardan uzak durmak hayati ve imani bir önem taşımaktadır. 61 Hucurat, 49/2. 62 Kastalanl, Mevfihibü'l-Ledünniye, ı. 494. 63 Razi, et-Tefsirü '1-Kebir, (Meffitfhu 'J-Gayb), XXVlll, 1 13; İbn Kes ir. Tefçiru '1-Kur'ani '1-Aziın, IV. 198. 64 Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, VI, 518. 135 DİYANET 1LM1 DER Gl • CİLT: 43 • SA YI: 3 Yine Kur'an, Hz. Peygamber'e yüksek sesle bağıran kişileri65. aklı ermez kimseler olarak nitelemiş, bu tür davranışların uygunsuz ve Hz. Peygamber' e saygısızlık olduğu­ nu belirtmiştir: "(Resftlüm) Sana odaların arka tarafından bağıranların çoğu aklı ermez kimselerdir."66 Evinde dinlenıneye çekilmiş olan Hz. Peygamber' e bu tarzda bağırmak, onu rahatsız etmek olacağından edep ve görgü kurallarına aykırıdır ve ona karşı saygı­ sızlıktır.67 Yüce Allah, peygamberine karşı bu tür davranışlarda bulunanları düşüncesiz olmakla niteleyerek, Hz. Peygamber' e hürmet ve saygı gösterilmesi gerektiğini ve onun yüceliğini bir kez daha vurgulamış olmaktadır.68 Buna karşılık, Peygamber' e saygılarından ötürü O'nun huzurunda seslerini kısanla­ ra büyük mükafatlar verileceği bildirilmiştir: "Allah'ın elçisinin huzurunda seslerini kı­ sanlar, şüphesiz Allah'ın kalplerini takva ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlara mağfıret ve büyük bir mükafat vardır." 69 Kur'an, inananlardan Peygamber (s.a.s.)'e saygılarının bir ifadesi olarak onunla birlikte ortak bir iş yapadarken ayrılmaları gerektiğinde O'ndan izin almaları gerektiğini bildirmektedir. Aksi davranışlarının yani ondan izin almaksızın yanından ayrılmaları­ nın onun emirlerine aykırılık olacağı, bu şekilde davrananların başlarına bela ve elem verici bir azap isabet etmesinden sakınmaları gerektiği bildirilmektedir. 70 "(Ey lman edenler!) Peygamber'i kendi aranızda birbirinizi çağınr gibi çağırmayın. İçinizden, birini siper edinerek sıvışıp gidenleri muhakkak ki Allah bilmektedir. Bu sebeple onun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir bela gelmesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar."71 Yüce Allah, inananları peygamberleriyle konuşurken yanlış anlamlara çekilebilecek 65 Akra b. Hiibis ile Uyeyne b. Hısn, Temim oğullarından yetmiş kişilik bir heyetle bir öğle vakti Rasulullah'a gelmişler, onunla görüşmek istiyorlardı. Allah elçisi ise o esnada uyuyordu. Taberi, Camiu'J-Be- 154-155, 158; Nesefi, Ebu'I-Berekat Abdullah b. Ahmed b. Mahmud, Tefsirü'n-Nesefi, Istanbul, trs., IV, 167; Kuı·tubi, Muhammed b. Ahmed b. Ebu Bekir, el-Cami' liAhkfiıni'l-Kur'iln, Kahire, 1372, XVI, 304-305; Elmalılı, Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an yiln An Te'vili Ayi'J-Kur'iln, XXVI, Dili, Sad. Komisyon, İstanbul, trs. VII, !91. /o 66 67 68 69 70 71 136 Hucuriit, 49/4. Razi, et-Tefsirü'l-Kebfr, (Meffitihu'l-Gayb), XXVIII, Bkz. Kastaliini, Mevfihibü '1-Ledünniye, I, 495. Hucuri\t, 49/3. Nur, 24/62. Nur, 24/63. 117. KUR'AN'DA HZ. PEYGAMBER'E YÖNELIK SAYGI lFADELERt kelimeleri kullanmamaları hususunda uyarmış, bu tür kelimelerden sakınınanın saygı ve genel görgü ilkelerine uygun olacağına işarette bulunmuştur: "Ey inananlar, Peygamber'e hitap ederken yanlış manaları çağrıştırabilecek "ra.ina" kelimesini kullanmayın, ona karşı "unzurna" (bizi gözet) ifadesini kullanın ve onu dikkatle dinleyin. !yi bilin ki inkar edenler için acıldı bir azap vardır." 72 Hz. Peygamber, ashabına dini konularda nasihat ederken, onlar, iyice anlamaları için bizi biraz bekle, acele etme manasma "Raina" derlerdi. Yahudiler bu ifadeyi İbranice'de hakaret ve sövme ifade eden bir anlamda kullanıyorlardı. Yahudiler, Müslümanların bu sözünü işitince, Hz. Peygamber' e kötü maksatla bu şekilde hitap etmeye başladılar.73 Bunun üzerine yüce Allah inananlardan, "raina" yerine, "Bize de bak", "Bizi de gözet'' anlamındaki "unzurna" ifadesini kullanmalarını istemiş, böyle hitap etmelerinin ona karşı daha saygılı ve edepli bir tutum olacağını vurgulamak istemiştir. onun emirlerini ve buyruklarını yerine getirmeyi, verdiği kararları ve hükümleri gönül hoşluğuyla benimseyip uygulamayı74 gerekli kıldığı gibi onu üzen ve sıkıntıya sokan davranışları da terk etmeyi gerekli kılar.7 5 Kur'an'da bu durum şöyle dile getirilmektedir: "Allah ve ResUlü bir işe hüküm verdiği zaman, O halde Peygamber' e saygı, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve ResUlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur."76 Burada şu hakikati de belirtıneden geçemeyeceğiz. Çünkü bu hakikatİn bilinmesinde büyük faydalar bulunmaktadır. Peygamber' e hayatta iken gösterilmesi gereken saygı ile ölümünden sonra onun manevi kimliğine gösterilecek saygı arasında herhangi bir farklılık söz konusu değildir. Nitekim İmam-ı Malik de Mescid-i Ne be vi' de kesinlikle ve Peygamber (s.a.s.)'e saygı hayatta ve vefatından sonra aynıdır buyurmuşlardır. İmam Suyu tl (1445-1505)' nin el-Hasfıisü '1-Kübra isimli eserinde sesini hiç yükseltmemiş İbn-i Humeyd'den rivayet ettiğine göre, Abbasi Halifesi Ebu Ca'fer el-Mansur ile İmam Malik Mescid-i Nebevi'de yani Allah Resfilü (s.a.s.)'nün mescidinde yüksek sesle tartıştılar. İmam Malik ona: "Ey ınü'minlerin emiri, bu mescidde sesini yükseltme! Çün- kü Allah "Sesinizi yükseltmeyin!" buyurarak bir 72 Bakara, 2/104. 73 İbn Kesir, Tefsiru '1-Kur'ani'l-Azim, I, 74 Nisa, 4/65; el-Ahzab, 33/36. 75 Ahzab, 33/53. 76 Ahzab, 33/36. takım insanları terbiye etmiştir. Al- 142; Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, I, 366. !37 ,DfY ANET İLMİ DER Gl • CİLT: 43 • SA YI: 3 lah' ın "Peygamberi yanında seslerini kı san kimseler" ayetinde de bazı insanları övmüş, medhetmiştir. kınamıştır. "Seni odaların ötesinden Allah Resfilü (s.a.s.)'ne çağıran vefatından kimseler" buyurarak sonra hürmet etmek, bazı insanları hayatında da kendisi- ne hürmet etmek gibidir" demiş, halife de onun sözlerini hürmet! e kabul etmişti. 77 Bu ceği bağlamda Hz. Peygamber'e vefatından sonra nasıl saygı ve hürmet beslenebile- sorusu soruiabilir. Peygamber'in kendisi, ismi, hadisi, sünneti, aile bireylerine kar- şı davranışı, ikram ve ihsanı, onlara yönelik sevgisi ve sahabeye olan sevgi ve ınuhab­ beti işitildiği zaman saygı ve hürmetle onu anmak gereklidir. Öte taraftan Hz. Peygam- ~r'·fı}oohi beytine/ev halkına, Kur'an'ı- Kerim'e göre inananların anneleri hükmünde ~4tn temiı eşlerine/ zevcelerine78 hürmet ve saygılı olmak, Allah elçisine saygılı olmakla eş değerdedir. beslemek ve Yine Hz. Peygamber' in dost ve onları hayırla arkadaşlarına/ ashabına anmak, Resulüllah'a hürmet ve saygılı olmakla hürmet eş değerde görülıtıüştür.79 Yjı:m~zi+ Kur' an, Allah ve Resfilü'ne saygıyı emrettiği gibi Allah'ı sevenlerin Pey- ;;";jc!5of"'"~r\~~ uyması ve ona itaat etmesi gerektiğini vurgulamış, böyle davrananları AI- iah'rn: seveceğini ve günahlarını ~~·. · ki~~ All.aiı'ı seviyorsanız bağışlayıp, affedeceğini belirtmiştir: "(Restllüm!) De bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlannızı ba- mJasll!-~ Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir."80 İs\~m dini peygamberlere saygıyı emredip, saygısızlığı kati surette yasaklamıştır. Allah!.ın el.çisi Hz. Muhammed, Yüce Allah'ın katındal nezdinde o kadar değerli ve mu- azzezj:ıir yere sahiptir ki, Yüce Allah, kendisinin ve meleklerinin ona salih (salavat) et- tiklerini, mananların da ona salih ve selam etmekle emir olunduklarını belirtir: "lnnel~ wmdiiketehil yusallilne ale'n- nebi, ya eyyühe'l-lezine amentl sallll aleyhi ve sel- limu teslimi" 1 "Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber'e salat ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salat ve selam edin."81 Peygamberler içerisinde kendisine salat ve selam getirilmesi istenen Allah'ın elçisi Hz. Muhammed olmuştur. Salat ve selam geti- 77 SuyGti, Cemaluddin b. Kemaliddin, el-Hasiiisü'I-Kübrii,(Oiağanüstü Yönleriyle Peygaınberimiz), Çev. Naim Erd@ğan, !stanbul, 2003, 1080; Ayrıca bkz. Kadılyaz, Ebi'I-Fadl !yaz b. Musa b.lyaz el- Yahsubl, Eş-Şifa bi Tarifi Hukuki'I-Mustafa, Thk. Hüseyin Abdulhamid N!!, Dersaadet, !stanbul, trs., II, 44-45. 78 ''Peygamber, müminlere kendi canlarmdan daha yakındır. Eşleri, onların analarıdır." 79 Kadı !yaz, eş-Şifa, Il, 44-45, 50, 55. 80 Al-i lmran, 3/3 ı. 81 Ahzilb, 33/56. 138 Ahzab, 33/6. KUR' AN' DA HZ. PEYGAMBER'E YÖNELİK SA YGIIFADELERİ· · rilmesi Hz. Peygamber' e özgü kılınmıştır. 82 Bu da onun değer ve saygınlığına işaret etmektedir. İsHim bilginleri, Hz. Peygamber ile birlikte aline ve ashabına saliit-ü selam getirilebileceğini kabul etmekle birlikte yalnız başına ev halkına/aline, eşierine ve asha- bına salat ve selam getirilmesini doğru bulmamışlardır. 83 Bir yoruma göre ev halkın­ dan/ Ehl-i Beyt olan Abdullah b. Abbas da bu salat ve selam ile görüşte olup, Peygamber'den anılmasının doğru olmadığını belirtmiştir. başkasının Çünkü yukanda bel.irtt1~i­ miz gibi salat ve selam salt Hz. Muhammed'e özgü kılınmıştır. Müminier sad"ece offtı ;< salavat getirmekle sorumlu tutulmuşlardır. Dil bilginlerinin çağuna göre saliit kelimesi, dua, tei;Hklkutıama ve ·öv~ minüıfnt~-. na gelmektedir.84 Selam'ın kökü olan "Sılm" ve "selame" ise, görünenizahirve görurt~ me yen/ batın noksanlıklardan uzaklaşmak demektir. 85 Sa.Iiıt ke1i1nesi ıenel o'hı:rak fnsa~ nın Allah'a dua etmesi anlamına gelirken Allah'ın insanları dolayts'ıyta peygarriberi bağışlaması, kurtuluşa erdirmesi anlamına gelmektedir. Buna göte Peygamber' e Allah'ın saliit etmesi, rahmet etmesi, bağaşlayıp, kurtuluşa eroirmesi; melekl(H'insalat etmesi, şa­ nının yüceltilmesini dilemeleri; milminierin salih!tnte'Siise, tloo ve~'8tiğf~·etrntrim•an;.. larnma gelmektedir.SG Yüce Allah bütün inanarilara, peygambePlerine saliit ~iıebm'ğetirmelerini emretmek suretiyle ona saygı gösterınelerini ·isteınektedir,$\i'~':AH.abttmme salli aHi Muhammedin" demek salat, "Esselamu aleyk'e eyyUhe'h~ıiebiyy:U".deni~kjs~ selamdır. Milminierin peygamberlerine salat ve selam getirmeleri, Allah'ın bu yöndeki buyruğunu yerine getirme ve ona 82 83 84 85 86 87 88 kendisine nasıl hürmet ve saygınlfi .' ~ -~ - ifadesidiL SGrulunca da o ·§U şekilde, deyin buyurmuşlardır: "Allah 'ım, Muhammed ve aline saJat et. Tıpkı lbrahim ve ./iline salat ettiğin gibi. Doğrusu Sen, övülmeye layıksın ve yücesin. Allah 'ım, Muhammed ve alini mübarek kıl, Tıpkı lbrahim ve alini mübarek kıldığın gibi. Doğrusu Sen, övülmeye layıksın ve şanı yüce aJansın. "88 Hz. Peygamber' in ür.ımetine tavsiye ettiği bu salavat Hz. Ptıygamber'e, duydukları salat ve seHhn edileceği Suyfit!. el-Hasiiisü'l-Kübrfi, !092. Kadı !yaz, eş-Şifa, ll, 86. lsfehani, Ebu Kasım Hüseyin b. Muhammed Rağıb, el-Mufrediit fi Garibi'J-Kur'fin, istat1bul, 1986,421. İsfeh:mi, el-Müfredfit, 350. Zemahşeıi, Tefsiru'l-Keşşfif, III, 566-567. Razi, et-Tefsirü'l-Kebfr, (Meffitfhu'J-Gayb), XXV, 228. Buhaıi, Sahih, "Tefsiru Sfire", 33/1 O; "De' av at", 3!-32; Müslim, Sahih, "Salat'', 65-69; Ebu Davfid, es-Sünen, "Salat", 179. 139 'A DlY ANET İLMl DERGI • CİLT: 43 • SA YI: 3 getirme biçimindeki duayı, meleklerin, Hz. İbrahim'in ev halkına yaptıkları şu duadan esinlenerek önermiş olması kuvvetle muhtemeldir: "Ey ev halkı! Allah'ın rahıneti ve be- reketleri sizin üzerinize olsun. Şüphesiz ki O, övülmeye layıktır, iyiliği boldur."89 Hz. Peygamber'in ismi her işitildiğinde veya rilmeyeceği anılsın hususunda; bazı anıldığında saliit ve selam getirilip geti- bilginler, bir yerde, Hz. Peygamber' in bir defa salat edilmesi yeterlidir derken, alimierin adı çoğunluğu ne kadar anılırsa ise, Allah elçisinin adı her anıldığında saliit ve selam getirilmesi gereklidir demiştir. İmam Şafii gibi ikinci görüşü benimseyen bilginler, Kutlu Nebi'nin ismi ne zaman ve selamla O' na senada su ayet gereğince bulunulmasını mürnin ve gerekli Müslümanların anılırsa anılsın görmüşlerdir. Diğer bazıları hemen salat da söz konu- ömürlerinde bir defa Hz. Peygamber' e salat ve selam etmelerinin yani salavat getirmelerinin vacip olduğunu belirtmişlerdir.90 Hz. Peygamber de bu konuyla ilgili edenlerin ne en Allah'ın yakın af ve olanlardan çeşitli hadislerinde kendisine salat ve selam mağfiretine uğrayacaklarını olacaklarını bildirmiştir: ve yine kıyamet gününde kendisi- "Kim bana, bir salavfit okursa, Yüce Allah ona on kez mağfiret eder." 91 "Kıyamet gününde bana en yakın olacaklar, bana en çok salavfit getirenlerdir. "92 Bilindiği gibi Hz. Peygamber' i saygıyla anmak, onun için Allah'tan larından hayır ve iyilik talebinde bulunmak, Allah'a yönelebilmenin en güzel yol- bir tanesidir. Salavat getirmek başka lah'tan peygambere rahmet etmesini dilemek bir deyişle olduğundan salat-ü selam okumak, Al- peygamberi tanrılaştırma gi- bi bir takım sapkın yolları da kapatmaktadır. 93 Hz. Peygamber' e sal at ve selam getirmek Kur' an! bir emir olduğu için onun terki lah elçisinin şu sözüyle hoş görülmemiş, yerilmiştir: "Yanında ismim anılıp terk eden birey bizzat Al- da bana salfit-ü selam getir- meyen kişinin burnu yerde sürünsün. "94 89 90 91 92 93 94 140 Hud, t l/33. Bkz. Zemahşerl, Tefsiru'J-Keşşfif, III. 567; Razi, et-Tefsirü'l-Kebfr, (Meffitfhu'l-Gayb), XXV, 228; Kadı !yaz, eş-Şifa, II, 64 vd. Müslim, Sahih, "Saliit", 70. Tirmizi, es-Sünen, ''Vitr", 61. Dihlevi, Huccetüllahi'J-Bfiliğa, Il, 204. Hadisin devamı da şöyledir: Ramazan girip de günahlarını affettinııeden Ramazan çıkıp giderse o bireyin de burnu yerde sürünsün. Yanında ana babası ihtiyarlayıp da, cennete girerneyen bireyin de burnu yerde sürünsün. "Tirmizi, es-Sünen, "De'aviit", I lO. Başka bir hadiste de Hz. Peygamber, yanında ismi anılıp da kendisine saliit ve selam getirmeyen bireyi cimriterin en cimrisi olarak nitelemiştir. Bkz. Tirmizi, es-Sünen, "De'avat," 110, 3540 No.lu hadis. KUR'AN'DA HZ. PEYGAMBER 'E YÖNELIK SA YGI lFADELERt Buraya kadar andığımız ayetlerden anlaşılmaktadır ki, lslam'a göre Allah'tan sonra en üstün ve en saygı değer varlık -buna melekler de dahildir- Allah'ın resUlü Hz. Muhammed'dir.95 Allah'tan başka hiçbir varlığa tanrılık nispet etmemek ve sadece O'na kulluk etmek İslam'ın temel ilkesidir.96 Bunların dışında kalan her türlü tazim, saygı, sevgi ve güzel davranışları Hz. Muhammed'e ve onun şahsında diğer peygamberlere göstermek imanlı ve Müslüman olmanın olmazsa olmazlarındandır. Allah'ın saygı duyulmasını istediği Hz. Muhammed, öyle bir peygamber ki, Allah ta- rafından şanı/ünü yüceltilmiş,97 alemiere rahmet olarak gönderilmiş98, rahmet etmeyi kendisine ilke edinmiş99, Allah'ın babibi (sevgilisi) olmuş, önceki şeriatları tamamlayıp düzeltmiş, miraca nail olarak en yüce makamlara kadar yükselmiş, ins (insanlar) ve cinne (cinler) peygamber olmuş, ganimet kendisine ve ümmetine meşru kılınmış, bütün yeryüzü kendisi için mescit kılınmış, şefaati makbul olmuş, ıoo teşehhüdde, ezanda ve Kur' an' ın birçok yerinde Allah ile birlikte anılmışiOI, ona itaat Allah'a itaat sayılmıştır.l 02 Yine Allah'ın saygı duyulmasını istediği peygamberler zincirinin son halkası olan Hz. Peygamber, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok ananlar için güzel bir örnekl03 olma şerefine nail olmuştur. İnsanlardan olan peygamberlerin meleklerden olan elçilere üstünlüğü ile peygamber olmayan insanların elçi olmayan meleklere üstünlüğü konusundaki kelamcıların görüşleri genelde meleklerin yaratılıştan günahsız olmaları, onların devamlı suretle Allah'a ibadetvetaat için yaratıldıkları, dolayısıyla Allah'a ibadette zorlanmayacakları, insanların ise çeşitli ihtiyaçlada muallel oldukları için, bu tür ihtiyaçların onları Allah'a ibadet vetaattan uzaklaştırabileceği, ancak insanların bu tür arzularınamani olarak Allah'ın istediği biçimde O'na ibadet ve kulluk ettiklerine yani iradi olarak Allah'aboyun eğdiklerine dayanır. Bu yöndeki başka deliller ve ayrıntısı için bkz. Ömer en-Nesefi, Akaid Metni, (S. Uludağ, Kelam llmi ve İslam Akaidi içinde Orijinal metin), İstanbul, 1991, 4; Taftazanl, Sa'duddin Mesud b. Ömer, Şerh u '1-Akaid (S. Uludağ, Kelam llmi ve İslam Akaidi içinde Orijinal metin), İstanbul, 199 ı, 80-8 ı; Bilmen, Ömer Nasuhi, Muvazzah !Imi Kelam, Istanbul, trs., 290. 96 Fatiha, -ı/5. 97 "Senin ününülşiinım Biz yücelttik:" (ei-İnşirah, 94/4). 98 Enbiya, 211107. 99 En'am, 6112. 100 Bkz, Buhari, Sahilı, Teyemın üm, ı; Sal at, 56; Müslim, Salıih, Mcsacid, 3; Nesa!, es-Sünen, Gusl, 26; Diiriml, Ebu Muhammed Abdullah b. Abdurrahman b. Fazi, es-Sünen, Si yer, 28, Salat, ı ı ı, Istanbul, 141311992. 101 Nisa, 4113, 14, 69, 80; Maide 5/92; Enfal 8/20, 24; Nur 24/52, 54; Ahzab 33/36, 7 ı; Muhammed 47/33; Fetih 48117; Hucurat 4911, ı4; Haşr, 59/4; Teğabün, 64112. ı 02 Nisa, 4/80. 103 "Andolsun ki, Resulullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok ananlar için güzel bir örnektir" (Ahzab, 33/2ı) 95 ı4ı ,_ ·'· .C''~Ve· ma·eP8elniNtefJHirahmeten li'l-aleminl Restllüm! Biz seni ancak aremlere rab- o~g)t:gı~~ıa:,r·"'~a.:vei~t.Jlı.!lll.tı~iHü'n:e verilen öneme ve onun yeryüzünde oy- ~\.~~~~~~ı;g~~~~tieftl\}U. ' ,-ay~t,. A(fuli\~~P' t~plgTlliar arasın~~l . 'r -- -. _.- -. 'o - ·- . • --'~ ~- ~ı'~~-~3~r#Ic~ lıatı,da~!{ı·Q~l~tıı' Y~ d,~lat:.dil t~~~ ·. İlyas, Zekeriya, Yahya, lsa ~-~~tiııs• d'littın~· Miisıüıffl:iı bire'~ ve tb'f)ıJmraiİn vuuv•u emrıne ~ , ...•.. Ö)le!JJ.,Jl!~.t;:tıpe~tedir, . ne kadar bağlı olduklarını göstermesi k:uiSar ki--~· .. açısından farklı bir ., ·. P~ygamber'•e..saygt:koousunda vurgulanması gereken·bir diğer husus da ona inanan ve onu destekleyerek saygı gösteren bireylerin bu davranışlarının sonucunda elde ede•··.~l~i ~~~tınaın, ~ ~~~!~f;- Yü~ Allah, elçisine yardım edip saygı gösterenierin ' mükafatını şöyle açıkla~aktad~r: "O Peygamber' e inanıp ona saygı gösteren, ona yardım - r·, eden ve onunla birlikte gönderilen nur'a (Kur'an'a) uyanlar var ya, erenler onlardır." 106 işte kurtuluşa "·~.,---;·::: ,-_;ı-. 142 KUR'AN'DA HZ. PEYGAMBER'E YÖNELİK SAYGI İ•FhOOUi.;h;vc''•··Ji Sonuç ve Değerlendirme .. . Peygamberlere inanmak, dinintemel inançlarından birisidir. Peygambeniz h~r~iıışr:~' insanlan doğruya ulaştırması ve onları kurtuluşa götürmesi düşünülef$z;~;P(l}}f~-t~.;oc'ı#;&JJ' ·,·. . -- _:'·. ->··- -:~.)<"··:: ::~~:.~:-ı_ ~":>, ler Allah'tıın aldıkları ilahi mesajları insanlığa uhıştırtnada son derec~~.ı,H~.il>~~~5ilıi;;'l$~: - - :"'.:-:_' :-- _· - ·:. ,.. __. ·- ..,:V:}:"f .sahiptirl-er. Bu yüzden. bütün insanların özellikle de inanan bireyierin.~1~Y~~4'1:,;~j:; manevi kimliklş,ı;ine s~y,gıh v~ Jıiirmetkaı: ol{llalan kaçınılmaz bir g.erekl~··· '"'.?'•:,'~1?:' . !#(·~:· .: . _._,._. . . .• _:-:-=:. >-,_. _ .· .-~,- -~ ~- -~~ .:':-~.'- •oo- ;,ii~~;',~ 1\l*r?,an'dadiğer· insanl~r4anJ1lrkh olarak Hz, Peygamher'e saygr~~t~~~~i·\ı-'tC'~ ... tenihn~si onun.' ;\Uah'ın. . el~isi~plmaS'I~da~ ~~)iılftklaıuiıaktadıt.·.~. -~~. . .~~ ~~·~ı)';:;, yüklendiği şerefli hizmeti; hi~bir matidi karşl;hk, k~şisel çık<l,r.beklııı~ ·· · · ·· .:miş, bötüu SQykı:n y.e ey:lem,1eı:.iylı;ı irt$anlrgtn kurtlıluşunudüşÜn~e'K oı'l~f ··<lıti'a;Çağırmıştır. B~yle iisH birgörevi fıer tüdü zorluğa katJamir~sifi; . . . tün saygıduytnak~·l"ı1:ecr zam:ıtıonanbdrini yüceltip onurehber ve önde:t ed~~'"'' ·<..~ı\ . R;ir. t~ıımd~y~da hmzudu; gitv$lf;·anlakh,,cfaailetli tJir hay;ıtt 9f~~~~fJ·}~· ·;~,.c;;,· s<Jnsuz rniıtluruğa liyıK"bitdilzeye'uhtşnımak iÇin her mıılii imkan ve yeteneğini kulla- . · .•· .· .·. nan M~.·Muhamffied,A'Uah't'tt~·soııra·fıer,tmü~trurmet ve .·,· · · ·.·.· .•. ~"··~~~'itr~~~-:~&t~~~~t~~~~·~~~~·~~~~.gt·~ı~t '·' '"" ,,., lar ve s~t~irt gbHriiril~sinfeM'retrtreıetedir: $ay~trPeygarnhif'i'ri ·ma;d\fl ·······~<~,'>'vek~filiğttı:'e·.g-~~'~*~~.g~~~Y~0o~$'aifmıutMiMl•·~• dili~~m · :~a~n·<if{}~yf sahi'P'"Oki'H~ yiik~·ki~iUği bir .akıtltcyaianve yaı~•nl!.~ıi~~~:~-~~~i~f • '{;;,,·~b~· ~sa· f!i:dil;-9~tHtı g:eweiHiği v.e ev~ , lhğrtıdeıt· ~~fkQ, ·~~·~ .. - ·. . Peşiadeu peygıımliıerin sunduğtı' ih~hı mesaj top- m k:atınanıatı ara.sıfı.daJ~t·(~ıKıiu, yitirmeye başlar. Böyle bir durum insanlığın büyük sınavı (ilünyadaki denenme süreciiii)kaybetmesi anlaniı~a gelir. Bu sebeple Hz}Peygamber'in maddi ve mMı'e'Vi"Sü~~;:~.,~~ lığının korunması insanlığın kurtuluşu için bÜyük öneme haizdir. - '' ' ;., · ''' "" Öte taraftan bütün dinlerin peygamberlerine ve diğer kutsallarına sayğ'lfirilm~;'nft:!#it:<:,,·t"];'' deniyeder savaşının konuşulduğu günümüzde dünya barı~ına ve kard€şli-ğme önemli oranda katkı sağlayacaktır. Bu cümleden olarak insanlığın barış ve huzuru için alemiere rahmet olarak gtmde.ri~ ·, le n Hz. Peygamber' e ve onun şahsında diğer peygamberlere saygı ve hürmet beslenmesi, onların yüce batıralarına saygı duyulması da inanan- inanmayan bütün insanların insanlık borcudur. Son söz, İslam sevgi ve barış dinidir; onun peygamberi Hz. Muhammed ise kaos için değil, dünyada barış ve huzuru egemen kılmak için gönderilmiştir. Bu neden~e ba~~ş, 143 DlY ANET lLMl DER Gl • CİLT: 43 • SA YI: 3 huzur ve esenlik elçisine saygılı olmak, onun manevi kimlik ve kişiliğine hürmet beslı rnek, bütün evrenin yaratıcısı Allah'la ve onun var ettiği bütün varlık mertebeleriyle b; rışık olmak demektir. Yüce Yaratıcı'nın insanlık aleminden beklentisi de bu amacı gerçekleştirilmesidir. 144