M. Meclisi B : 61 örgütünün kurulmasını, Cumhuriyet Halk Par­ tisi Grubu olarak hararetle destekliyoruz. Çün­ kü, Cumhuriyet Halk Partisi, gerek programın­ da, gerek seçim bildirilerinde işçi sorununa özel bir yer vermiş ve işçiyi, toplumun temel unsur­ larından biri saymıştır. Yurt dışı işçi sorununu yürütecek örgüt ku­ rulurken, 4 temel unsur dikkate alınmalıdır. Birincisi; sözleşmeli personel unsuru, örne­ ğin: Yurt dışındaki işçilerimizin mahkeme işle­ rini ancak, o ülkenin dilini ve mevzuatını bilen avukatlar savunabilirler. Bu, hem o ülkenin mev­ zuatı, hem de dil ve hukuk bilgisi ve aynı za­ manda psikolojik yönden lüzumlu ve ehemmiyet­ lidir. ispanyollar buna bir misaldir; Fransa 'da­ iri işçileri için sözleşmeli avukatları vardır. İşçilerimizin lisan bilmemesi, o ülkenin mev­ zuat ve hukuk usullerine vâkıf olmamaları yü­ zünden genellikle hakları kaybolmaktadır. Sendikalara girmiş işçiler için, her ne kadar sendika avukatları varsa da, işçilerimizin ancak % 20'si sendikalara kayıtlı olduğu için, bu, ye­ terli görülmemektedir. Yani, yurt dışında bulu­ nan işçilerimizin % 80'i henüz sendikalara kay­ dedilmiş değildir. İkinci örnek, sekreterliktir. Yazışma ve di­ ğer muhaberat de genellikle yabancı makamlar­ la cereyan ettiğine göre, dil bilen, yabancı dille yazı yazan Türk elemanlarını sözleşmeli olarak tayin etmek mümkün olabilmelidir. Keza işçile­ rimizin sağlık konularını yürütecek doktor ve diğer sağlık personelini de dil bilen kişilerden seçmek ve sözleşmeli olarak bunları istihdam et­ mek lüzumu vardır. Bir de henüz bizim örgütümüzde yer alma­ mış olan bir sosyal işler uzmanı vardır. Avru­ pa'nın diğer ülkelerinde önemle yer alan bu uz­ manların da bizim sistemimizde artık kabul edil­ mesinde zorunluk vardır. ŞöyleM; bu sosyal işler uzmanı, işçi seviye­ sinde çalışan elemanlardır. İşçiye yakın, ona yö­ nelmiş, sosyal ve psikolojik yönlerden işçiyle kaynaşmış, onun konularını ilgili merciler nezdinde takibeden bu uzmanlar - biraz evvel ifa­ de ettiğim gibi - henüz bizde yoktur. Meselâ Al­ manya'da Türk işçileriyle meşgul olan 83 kadar sosyal işler uzmanı vardır. Bunlar genellikle Türktür ve Almanya hesabına çalışırlar. Altla­ rında arabaları, devamlı olarak işçilerin arasın­ 27 . 3 . 1972 O : 1 da dolaşırlar. İşveren ile, mahallî idare, polis gibi makamlarla işçinin ilişkilerini tanzim eder­ ler. Bu mekanizma Hollanda'da da vardır ve bi­ zim işçilerimiz için Hollanda'da 22 sosyal işler uzmanı vardır. Yani Hollanda'da 1 200 işçimi­ ze 1 sosyal işler uzmanı düşmektedir, Almanya'­ da ise 6 bin Türk işçisine 1 sosyal işler uzmanı isabet etmektedir. İkinci temel unsur; yurt dışına tayin edilen yüksek seviyeli müşavir, ataşe ve yardımcısiyle daha alt seviyedeki memurların mutlaka dil im­ tihanına tabi tutulmalarıdır. Üst kademe, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesinde imtihana ta­ bi tutulmalı, alt kademe ise Bakanlıkta pratik dil imtihanından geçirildikten sonra bilgi ve gör­ güleri imtihan ve mülakatlarla tespit olunmalı­ dır. Üçüncü temel unsur; şimdiye kadar yurt dışı­ na tayin edilen kadrolu personelin Bakanlıkta ve teşkilâtta 3 yıl çalışma şartı vardı. Şimdi bu 3 yıl şartı yerine dil ve kültür imtihanını ka­ zanarak üst kademelere kadrolu, devamlı tayin usulü kabul edilmektedir. Bilgili, tecrübeli ve sürekli unsurlara yer veren bu husus da, hizme­ tin iyi yürümesi bakımından, isabetli karşılan­ mıştır. Dördüncü temel unsur; bu kadar büyük ve hayatî mahiyet arz eden işçi problemini yürüte­ cek bir genel müdürlüğün kurulmasıdır. Biraz önce de arz ettiğimiz gibi, 864 sayılı Kanun bu görevi, Araştırma Kuruluna ek bir görev olarak vermiştir. Şüphesiz ki, Kurul, aslî görevinden va­ kit ve fırsat bulabildiği nispette bu işlerle meş­ gul olabilmektedir. Bakanlık bünyesinde böyle bir teşkilâtın kurulması her yönden zorunludur. Sayın arkadaşlarım, bugün aileleriyle birlik­ te yurt dışında işçi sıfatiyle 750 bin vatandaşı­ mız mevcuttur. Yani, her aileden birisi dışarıda yaşamaktadır. Bunların dışında 1 milyondan fazla kişi de yurt dışına gitmek için sıra bekle­ mektedir. G-önül ister ki, bu genç Anadolu in­ sanlarına vatanımızda iş imkânları yaratılsın ve onların genç enerjileri ulusumuzun kalkınmasın­ da harcansın. Uygulanan bozuk ve adaletsiz dü­ zen sonucu, Anadolu insanı, yoksulluğun pençe­ sinden kurtulmak için kendini yadellere atmak­ tadır. Bununla övünmek değil, işsizlik sorunu­ na çare bulmak lâzımdır. Bunun için de bilgili ve planlı bir istihdam politikası gerekmektedir.