M. Meclisi B : 60 İlâç mevzuu şöyledir: Hekim olmıyan yerde, hekim tâyin edilmiyen sağlık ocaklarında ceza dolabı çalışamayacağı için, burada ilâç sıkıntısı çekilebilir. Tasavvur buyurun eskiden bir ilçe merkezinde olan bir ecza dolabı veya bu eczane­ ye mukabil bir ilçenin beş, altı ,yedi, daha fazla ocağı vardır ve bu ocaktaki bir tabip diğer ocaktaki vazifeyle tavzif edilerek, vazifeyle gö­ revlendirilerek oralara bakmaktadırlar. Bu şekil­ de ilâç telâfisi mümkün olmaktadır. Gittiğimiz yerlerde bazan bir eczane kadar ilâç bulundurul­ ması istenmektedir. Buna imkân ve ihtimal yok­ tur. Sağlık ocaklarında ve diğer ecza dolapların­ da, eczanelerde olduğu gibi, mübrem, mühim ve hayati ilâçlar daima mevcuttur. Hattâ hayati bir ehemmiyeti haiz ilâçlar esasen meccanen, pa­ rasız olarak verilmektedir. Diğer ecza dolapları da ekseriyetle boş bin, altı bin liralık döner ser­ mayeyi haizdir. Buralardan ilâçlar temin edil­ mekte ise de Ankara ve İstanbul ve daha büyük şehirlerde aldıkları ilâçların da mukabilini ara­ maktadırlar ki, hemen hemen buna imkân yok­ tur. Fakat hayati ehemmiyeti haiz olan ilâçlar burada da bulunmaktadır. Malzeme de kâfidir. Her yerde, yerine göre elektrikli veya gazlı buzdolapları mevcuttur. Aşı­ lar burada muhafaza edilmektedir. Şimdi sırasiyle arkadaşlarıma cevap arz et­ mek istiyorum. Sayın Kemal Demir arkadaşımız, «Sıtma vakalarında aşikâr bir artma görülmüş­ tür.» buyurdular. Güney ve Güney - Doğuda sıtma, diğer illere ve mmtakalara nazaran fazladır. Fakat, 1965 yılında hücum safhasında 4 415 vaka, konsültas­ yon safhasında 172 olmak üzere cem'an 4 587 va'ka, buna mukabil, 1966 senesinde hücum ve konsültasyon safhalarında 3 793 vaka azalması olduğu gibi, bu sene aldığımız yeni tertiplerle bu miktarı hakikaten bu illerde, diğerlerinde ol­ duğu gibi, meselâ Karadeniz illerinde kendi ça­ lıştığım bir ilde, hemen ancak amporte, başka yer­ den gelen bir - iki vakaya inhisar etmektedir. Samsun böyledir, birçok yerler de böyledir. Bu yerleri de önümüzdeki bir iki sene içerisinde, bü­ tün çalışmaları buraya teksif etmek suretiyle önliyeccğlmizi kuvvetle ümidetmekteyiz. Frengi için basında da neşriyat yapıldı. Hu­ susiyle Ankara'da, İstanbul'da ben bizzat ince­ lemeler yaptım. Cüzi bir artış hakikaten var­ — 62 21 . 2 ,1967 O : 2 dır. Fakat, eski senelerde olduğu gibi, frengi dalma bir artma, bir eksilme gibi grafik üzerin­ de bâzı değişik çizgiler gösterebiliyor. Bununla beraber, Anadolu'ya ve diğer yerlere de yayılmamasmı temin için oralardaki ilgili makamlarla da görüşüyoruz. Lâzımgelen tedbiri aldık ve bu tedbire devam etmekteyiz. Kolera için arkadaşımın tebriklerine teşekkür ederim. Evvelce de arz ettiğim gibi, bu şekilde­ ki takdirler bizi daha çok heyecana getirecek, da­ ha çok teşvik edecektir/Çalışmaya devam etmek­ teyiz. Koleranın önlenmesi için yine milletler­ arası îş Birliği Konferansı 28 Şubat - 2 Mart arasında Arabistan memleketlerinin Kuzey - Af­ rika, Balkanlar ve Doğu komşularımızın bakan­ lar veya bakanlar seviyesinde, bir kısmı Bakan yardımcıları seviyesinde, üç günlük bir seminer yaparak koleranın önlenmesini ve yayılmamasını temin iç!n bir işbirliği yapılmıştır. Kolera aşısı hakkında da birkaç kelime arz edeyim. Bu sene büyük emek sarf ederek, mesai faz­ lası göstermek suretiyle 30 ton kolera aşısı imal edilmiş ve bunun 15 tonu gerekli sahalara sevk edilmiş ve % 90 dan fazla bir aşı tatbikatı ya­ pılmıştır. Ayrıca bu yerlerde son olarak 35 yeni seyyar ve sabit lâboratuvarlar tesis edilmiştir. Bilhassa her talebimize Yüksek Meclis büyük bir anlayışla muka'bele etmiş ve bize kolera yönün­ den istediğimiz tahsisatı lütfetmiştir. Bilhassa teşekkür ederim. Son zamanlarda, son aylarda Kanser Hastane­ sinin üniversiteye devri meselesi bahis konusu ol­ maktadır. Vaktiyle beş senelik bir anlaşma ya­ pılmıştır, bu beş senelik anlaşma sonunda pro­ tokolü bizimle yenilemek istememişlerdir. Biz bunu nazarı itibara alarak şimdilik kira ile bir bina tutup burada birkaç sene çalışmak ve önümüzdeki sene bir kanser hastanesi yap­ tırmak için teşebbüste bulunmuş oluyoruz. Bu­ günlerde icarla tutulup orada birkaç sene çalı­ şabilecek, kanser hastanesi yapılabilecek bir bina aramaktayız. Yine Sayın Kemal Demir arkadaşım «Full Time daki aksaklıklar şikâyetlere konu teşkil etmektedir1» diye buyurdular. Full - Time vatan­ daşların yararına olmak üzere düşünülmüş ve tertibedilmiş bir kanundur ve hekimler de bunu bilhassa istemiş bulunmaktadırlar. Istemiyen hekimler, evvelce uzun seneler muayenehane açmış ve emekliliklerinden sonra .yine muaye*