KIZAMIK Kızamık; Measles; Rubeola; Morbili; Kızamık viral, çok bulaşıcı, döküntüler ile seyreden viral bir enfeksiyon hastalığıdır. Kızamık solunum yoluyla havadan bulaşır, tüm vücuda yayılır. İlk kez 7. yüzyılda tanımlanmış. Aşı öncesi dönemde çocukluk çağının en yaygın hastalığı idi. Aşısı 1963 de bulundu. Halen az gelişmiş ülkelerde sık görülür ve ölüm oranı yüksektir. Kızamık virüsü ısı ve ışıkta hemen ölür, insan vücudu dışında uzun süre canlı kalamaz. İnsandan başka canlıda hastalık yapamaz. Sadece insandan insana bulaşır. Kızamık virüsü: Reservoir ( kaynak ) İnsandır. Nezaman görülür: Kış sonu ilkbahar aylarında görülür. Nasıl bulaşır: Solunum yoluyla havadan bulaşır. Kime bulaşır: Bütün insanlara bulaşabilir yaş cins ayrımı yapmaz. Bulaşması: Döküntüler başlamadan 4 gün önce ve döküntüler solduktan 4 gün sonraya kadar bulaşıcıdır. Bağışıklık: 1- Aşı ile 2- hastalığı geçirerek bağışıklık kazanılır. Kızamık kimlerde görülür? Kızamık tüm yaş gurubunda görülebilir, Çocuklar özellikle aşısız çocuklar kızamık tehlikesi altındadır, Öğrenciler Uluslar arası seyahat edenler Sağlık çalışanları kızamık için risk altındadır. Ne zaman kızamıktan şüphelenelim? 3 günden uzun süren generalize döküntü varsa, 38,3 derecenin üstünde ateş varsa ve aşağıdakilerden en az birtanesi Öksürük yada burun akıntısı yada konjoktivit den en az birtanesi var ise kızamıkdan şüphelenmek gerekir. Kızamık virüsü nasıl bulaşır? • Virüs solunum yoluyla havadan bulaşır. • Boğazda çoğalarak lenf bezlerine yerleşir. • Bulaştıktan 2 – 3 gün sonra tüm vicuda yayılır. • Bulaştıktan 5 – 6 gün sonra tüm dokulara yerleşir ve döküntü, ateş başlar. Kızamık belirtileri nelerdir? Kuluçka dönemi 10 – 12 gündür. Hastalık üşüme, tireme ile ateşin 38,3 dereceye çıkması ile başlar, hastada grip şikayetleri vardır, daha sonra döküntü başlar. Kızamıkta genellikle aşağıdakilerden biri vardır: Konjoktivit (gözlerde kızarıklık), Burun akıntısı, Öksürük. Kızamık döküntüsünün özelliği nedir? Döküntü şikayetler başladıktan 2-4 gün sonra başlar ve 14 gün sürer. Kızamık döküntüsü yüz ve boyundan (kulak arkası) başlayarak kollara bacaklara doğru yayılır. Kırmızı, ciltten hafif kabarık ve basmakla solan döküntülerdir. Avuç içi, ayak tabanı ve ağız içinde de döküntü görülmesi önemlidir. Küçük döküntüler daha sonra birleşerek büyür. Döküntüler başladığı yerden başlayarak solar, esmerleşir, pullanır ve kaybolur. Kızamık tehlikeli bir hastalık mıdır? Evet kızamık tehlikelşi bir hastalıktır. Kızamık sonrası hastalarda aşağıdaki komplikasyonlar ortaya çıkabilir: İshal % 8 Orta kulak iltihabı %7 Zatürre %6 Beyin iltihabı %0,1 Hastaneye yatış %18 Ölüm %0,2 Kızamık komplikasyonu 5 yaş altı ve 20 yaş üstünde artar. Kızamık teşhisi nasıl konur? Kızamık teşhisi Boğaz örneği, kan veya idrardan virüs tespiti. Kanda kızamık antikorlarının tespiti. Boğaz, idrar ve örneklerde PCR ile virüs tespiti ile konur. Günümüzde kızamık vakaları nasıl ? Salgınlar görülmüyor. Nadir tek tek vakalar görülüyor. Vakalar genellikle erişkin. Vakalar genellikle yurt dışı ve aşılamanın şüpheli olduğu ülkelerle ilgili. Ülkemizde 2011 Ocak ayında 2 erikin vaka görülmüştür. Atipik kızamık ne demek? Çok hafif seyirli, veya Çok ağır seyirli veya Şok tablosuyla seyreden kızamık veya Kanamalar ile seyreden kızamık tabloları atipik kızamık diye adlandırılır. Kızamık aşısı: Canlı atenüe virüs aşısıdır. % 95 etkilidir. Hayat boyu koruma sağlar. 2 doz yapılır. Kızamık Kızamıkcık Kabakulak ile birlikte yapılır. ( karma aşı = MMR aşısı ) 12 ay üstü ve aşılanmamış erişkinlere yapılır. İlk doz genellikle 18. ayda 2. doz 4- 6 yaş arasında yapılır. Kızamık aşısının yan etkisi var mı? Kızamık aşısı en güvenilir aşılardan birisidir. Çok az yan etkisi vardır: Ateş 5%-15% Döküntü 5% Eklem şikayetleri 25% Thrombocytopenia <1/30,000 doz da bir Parotit nadir Sağırlık nadir Ansefalit <1/1,000,000 doz da bir. Kızamık aşısı kimlere yapılmaz: Kızamık aşısı canlı aşıdır bu nedenle hamilelere ve immün sistemi bozuk olanlara yapılmaz: İlk dozda kızamık aşısına karşı ağır alerjik reaksiyon olmuş ise. Hamilelik varsa. İlaca veya hastalığa bağlı bağışıklık bozukluğu varsa. Akut hastalık hali varsa kızamık aşısı yapılmaz. Kızamık nasıl tedavi edilir? • Kızamığın tedavisi yoktur. • Birçok kızamık vakası yatak istirahatı ve destek tedavisi ile düzelir. o Destek tedavisinde ateş düşürücü ilaçlar, öksürük kesici ve bronş açıcı ilaçlar ile vitamin A takviyesi yapılır. Kızamığa yapılır? bağlı yan etkilerin tedavisi nasıl Hastalığın düzelme döneminde tekrar ateşin çıkması yada ateşin 4. günden itibaren halen yüksek devam etmesi, Kuru öksüsüğün yerine balgam çıkartan dolu öksürük başlaması ve iltihabi balgam, Kulak ağrısı, başağrısı başlaması komplikasyon işaretidir. İmmun sistemi bozuk hastalarda komplikasyon riski de fazladır. Akciğer tutulumu: zatüre, bronşit, Orta kulak iltihabı, Sinüzit, Beyin tutulumu : ansefalit, Kızamık hastalığının komplikasyonlarıdır. Kızamık komplikasyonlarının tedavisinde antibiyotik gerekebilir. Yukarıdaki şikayetlerin varlığında hastanın doktora götürülmesi gerekir. Kızamık aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Referanslar: 1. Centers for Disease Control and Prevention http://www.cdc.gov/ 2. National Foundation for Infectious Disease http://www.nfid.org/ 3. Caring for Kids http://www.caringforkids.cps.ca/ 4. Public Health Agency of Canada http://www.phac-aspc.gc.ca/ 5. Bellini WJ, Rota JS, Lowe LE, et al. Subacute sclerosing panencephalitis: more cases of this fatal disease are prevented by measles immunization than was previously recognized. J Infect Dis . 2005 Nov 15;192(10):1686-93. 6. Berkow R. The Merck Manual of Medical Information . 17th ed. New York, NY: Simon and Schuster, Inc; 2000. 7. Glickman-Simon R. Measles vaccine. EBSCO Health Library website. : http://www.ebscohost.com/thisTopic.php?marketID=15topicID=81 . Updated February 2008. July 22, 2008. 8. Kassianos G. Vaccination for tomorrow: the need to improve immunisation rates. J Fam Health Care . 2010;20(1):13-6. 9. Peter G, Gardner P. Standards for immunization practice for vaccines in children and adults. Infect Dis Clin North Am . 2001;15:9-19. 10. Red Book: 2003 Report of the Committee on Infectious Diseases . 26th ed. Washington, DC: American Academy of Pediatrics; 2003. KAWASAKİ HASTALIĞI Kawasaki Sendromu; Mukokütanöz Lenf Nodu Sendromu; Kawasaki hastalığı sebebi bilinmeyen ateşli çocukluk çağı hastalığıdır. Nadiren ölümcül olur. Hastalık yüksek ateş, boğazda ve dudaklarda şişlik, lenf bezlerinde şişme, el ve ayaklarda soyulmalar ve eklem ağrıları ile seyreder. Hastalığı viral bir enfeksiyonun başlattığı iddia edilmiş ancak gösterilememiştir. Hastalığın gelişiminde genetik yatkınlık olduğu düşünülmektedir. Temel olarak otoimmün bir hastalıktır yani vücut sebebi bilinmeyen bir nedenle kendi dokularına saldırır. Özellikle kan damarları, ağız içi boğaz gibi mukozalara, eklemlere saldırarak iltihaplanmaya neden olur. Lenf bezleri şişer boğaz şişer, eklemler şişer, damarlarda iltihaplar gelişir. Kawasaki hastalığı bulaşıcı değildir. Çocuklar hastalığı birbirlerine bulaştıramazlar. Kawasaki başkasından kapılmaz. Hastalık genellikle kendi kendine geriler ve iz bırakmadan iyileşir. Nadir durumlarda hastalık kalbi ve kalp damarlarını tutar ve damar iltihaplanması, damarlarda balonlaşmaya ( koroner anevrizma ) neden olur. Kalp kasında iltihap ( inflamasyon ) hali vardır. Kalp yetmezliğine neden olabilir. Kawasaki hastalığı kalp damarlarında tıkanma ve daralmaya yol açarsa kalp krizi, enfarktüs, kalp ağrıları ve kalp yetmezliği ile kalıcı kalp şikayetlerine ve çocuğun hayatına mal olabilir. Tedavi edilmeyen Kawasaki hastalarında kalp tutulumu %20 ila 25 arasında değişir bu çocuklardan %1 i hayatını kaybeder. Tedavi ile ölüm oranı %0.01 e kadar düşürülmektedir. Bu nedenle Kawasaki hastalığının erken teşhis ve tedavisi çok önemlidir. Hastalık ilk kez Japon Doktor Tomisaku Kawasaki tarafından 1967 de tanımlandığı için bu adı almıştır. Kawasaki hastalığı kimlerde görülür? Kawasaki hastalığı aşağıdaki durumlarda daha sık görülür: Yaş: Hastalık Beş yaş altı çocuklarda görülür; En sık 2 yaş civarında görülür, 8 yaş üstü çok nadir görülür, erişkinlerde görülmez; Erkeklerde kızlardan daha sık görülür; Asyalılarda daha sık görülür; Kış ve erken ilkbaharda sık görülür. Hastalığın bu özellikleri akla mikrobik ve bulaşıcı hastalıkalr ile ilişkisi olduğunu getirmekte ancak bugüne den Kawasaki hastalığından sorumlu bir mikrop bulunamamıştır. Kawasaki hastalığının belirtileri nelerdir ? Hastalık başlangıçta diğer gribal şikayetlere benzer. En sık görülen şikayetler : Yüksek ateş, ateş ortalama 10 gün sürer, 40 dereceyi bulan yüksek ateş görülür. Döküntü: yama şeklinde daha çok göğüs bölgesine görülür, Eller ve ayaklarda şişme, kızarma ve daha sonra soyulma, Eklemlerde şişme ağrı artrit ( artrit ilerleyebilir), eklemler simetrik olarak tutulur, Gözlerde kızarıklık ( konjoktivit ) , Boyun lenf bezlerinde şişme, Boğaz, ağız ve dudaklarda şişme kızarma, yutma zorluğu, boğaz ağrısı ve boğukluk, Çilek dili sarı beyaz dil üstünde kırmızı noktalar görülür, yada dil kırmızı şiş ve ödemlidir. İshal görülür, Çocukta huzursuzluk vardır. Kawasaki hastalığı nasıl teşhis edilir? Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardım eder. Kawasaki hastalığına özle bir test yoktur. Muayene bulguları teşhis koydurur. Beş gün süren yüksek ateş ve aşağıdakilerden dört tanesi teşhis koydurur: Konjoktivit ( gözlerde kızarma ), Boğaz, dil ve dudaklarda şişme kızarma, El ve ayak derisinde ( döküntü, kızarıklık, ödem yada soyulma ) , Gövdede döküntü, Boyun lenf bezlerinde şişme. Ayrıca kan ve idrar tahlilleri ile inflamasyonun varlığı gösterilir: Tam kan sayımı: Anemi görülebilir İltihap hücreleri artmıştır, Trombositoz görülür, Sedimantasyon yükselir, CRP yükselir, Karaciğer enzimleri yükselir, Albümin düşer. Ayrıca hastalığın kalp ve damarlarda yarattığı komplikasyonları izlemek amacı ile : EKG ( elektrokardiyogram) : kalp elektrosu çekilerek ritim, kalp yetmezliği ve kalp krizi bulguları izlenir. EKO KARDİOGRAFİ : İle koroner arterlerin tutulup tutulmadığına, anevrizma varlığına, yetmezliği olup olmadığına bakılır. kalp Kawasaki hastalığı nasıl tedavi edilir? Tedavinin amacı Kawasaki hastalığına bağlı kalp damarlarının tutulumunu engellemektir. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa komplikasyonları önlemek o derece başarılı olur. Kawasaki tedavisinde birçok ilaç kullanılır. Aspirin: Yüksek doz aspirin verilerek: Kanın pıhtılaşması engellenir, Ateş düşürülür, Artrit ve eklem iltihabı geriler, Döküntüler solar. Ancak viral çocukluk hastalıklarında aspirin kullanımı karaciğere zararlı olduğundan teşhisten emin olmak gerekir. Gamma globülin verilir: Kawasaki hastalığının erken dönemlerinde gama globülin verilmesi koroner arterlerin inflamasyonu nu ve komplikasyonların gelişmesini önler. Plazmaferez yapılır: kanın içindeki sıvı kısmın ve bir kısım proteinlerin alınması dır. Kawasaki hastalığı temelde otoimmün bir hastalıktır. Yani vücut kendi dokularına saldırır. Bu saldırıda kullanılan proteinler plazmaferez ile alınırsa iltihap ta azalır. Tedavi prensibi buna dayanır. Kawasaki hastalığı tehlikeli midir? Kawasaki hastalığı kalp damarlarını tuttuğundan en tehlikeli komplikasyonlar damar tıkanması veya daralması sonucu ortaya çıkar. Kalp krizi, kalp yetmezliği ve kalp ağrıları ortaya çıkabilir. Bu komplikasyonlar sonucu tedavi edilmeyen çocukların % 1i hayatını kaybeder. % 20 – 25 inde koroner hasar kalır. Tedavi ile bu oran %0.01 e kadar geriler. Bu nedenle Kawasaki hastalığının erken teşhisi ve tedavisi çok önemlidir. Kawasaki hastalığından korunma: Kawasaki hastalığı mikrobik bulaşıcı bir hastalık değildir. Hastalıktan bilinen bir korunma yolu yoktur. Erken teşhis çok önemlidir. Hastalığın komplikasyonlarından korunmak erken teşhis ve tedaviye bağlıdır. Referanslar: 1- American Heart Association http://www.americanheart.org/ 2- Kawasaki Disease Foundation http://www.kdfoundation.org/ 3- Health Canada http://www.hc-sc.gc.ca/index_e.html/ 4- Heart and Stroke Foundation of Canada http://ww2.heartandstroke.ca/ 5- American Academy of Family Physicians. Kawasaki diseases. Family Doctor.org website. Available at: http://familydoctor.org/440.xml?printxml . 6- American Heart Association. Ask the pediatric cardiologist—Kawasaki disease. American Heart Association website. Available at: http://www.americanheart.org/presenter.jhtml?identifier=300207 9 . 7- American Heart Association. Kawasaki disease: complications, treatment, and prevention. American Heart Association website. Available at: http://www.americanheart.org/presenter.jhtml?identifier=985 . 8- American Heart Association. What is Kawasaki disease? American Heart Association website. Available at: http://www.americanheart.org/presenter.jhtml?identifier=303199 2 . 9- DynaMed Editorial Team. Kawasaki disease. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated July 13, 2010. 10- Newburger JW, Takahashi M, Gerber MA, et al. AHA scientific statement: diagnosis, treatment, and long-term management of Kawasaki Disease. Circulation . 2004;110:2747-2771. 11- Taubert KA, Shulman ST. Cardiovascular medicine: Kawasaki disease. Am Fam Physician . 1999;59(11 KABAKULAK Mumps; Kabakulak viral bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. Tükürük bezlerinde şişme ağrı ve ateş ile seyreder. Aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Genellikle çocuk çağda geçirilir, buluğ çağında ve erişkin yaşta erkeklerde kısırlığa sebep olabilir. Hastalık damlacıklar ile havadan ya da direk temas ile yayılır. Aile içinde ve çocuklar arasında kolayca yayılır salgınlar yapar. kabakulak kimlerde görülür? Aşı nedeniyle görülme sıklığı çok azalmıştır ancak, Aşısı yapılmamış insanlarda, Aşıya ulaşma imkanının düşük olduğu bölgelerde, 1956 dan sonra doğmuş, kabakulak geçirmemiş ve 1yaşını doldurduktan sonra aşı olmamış kişilerde, 10 – 19 yaş arasında, Kış aylarında, İmmün sistemi bozulmuş hastalarda ( aşı olsalar dahi ) kabakulak geçirme ihtimali yüksektir. Kabakulak şikayetleri nelerdir? Hastalığın kuluçka süresi 2-3 haftadır. Hastaların yarıdan çoğunda hastalığa rağmen hiçbir şikayet ve bulgu olamaz. En sık görülen şikayetler: Tükürük bezlerinin iltihabı sonucu Kulak önü ve yanak bölgesinde ağrılı şişlik, Şişlikler kulağı arkaya doğru iter kaba bir görüntü oluşur ( kabakulak ) Yemek sırasına ağrı, Ateş, Boğaz ağrısı, Baş ağrısı, Ense de sertlik – ağrı, Bulantı, kusma, Seste boğuklaşma dır. Ayrıca dilaltı ve çene altındaki tükürük bezleri de şiş ve ağrılı olabilir, erkeklerde testislerde şişme ve ağrı olabilir, kızlarda over iltihaplanması, karın ağrısı ve hassasiyetine neden olabilir. Kabakulak teşhisi: Kaba kulak klinik görünüm, şikayetler ve muayene bulguları ile teşhis edilir, kesin teşhis kan testleri ile konur. Kabakulak tedavisi: Kabakulak hastalığının özel bir tedavisi yoktur. İstirahat ve ağrı kesici ilaçlar verilir. Kabakulak tedavisinde antibiyotik kullanılmaz. Hastalık 10- 12 günde iyileşir, hasta tüm bu süre içinde bulaştırıcıdır. Şikayetleri azaltmak için Şişlikler üzerine sıcak ve/veya soğuk kompres yapılabilir, Tuzlu su ile gargara boğaz ağrısını hafifletir, İlaçlar ile ateş kontrol edilebilir, çocuklara aspirin verilmez Bol su verilir ( limon suyu, portakal vb, ekşi gıda ve içecekler tükürük salgısını arttırır ve ağrıyı arttırır ), Yumuşak dengeli beslenme önerilir. Kabakulak tehlikeli bir hastalıkmı dır? Birçok çocukta kabakulak komplikasyonsuz büyüdükçe komplikasyonlar artar. En seyreder. Yaş sık görülen komplikasyonlar : Sağırlık ( kalıcı değildir), Beyin, pankreas, kalp ve diğer organ tutulumları ve iltihabı: ciddi olabilir, Testis iltihabı: adolesan erkekler ve erişkin yaşta çıkan kabakulak vakalarının % 20 sinde görülür, kısırlığa neden olabilir. Kabakulaktan korunma: Kabakulak aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Aşı en önemli korunma yoludur. Aşı canlı aşıdır ve immün sistemi bozuk kişilere, hamilelere yapılmaz. Aşı genellikle kombine halde kızamık ve kızamıkçık ile birlikte ( MMR) yapılır. Erişkin çağda yapılabilir. Normal aşı şeması 2 dozdur. İlk doz 12- 15. Aylarda, 2. Doz 4- 6 yaş arasında yapılır. Eğer aşılanmamış iseniz yada kabakulak aşısını olduğunuzdan emin değilseniz kabakulak hastası ile temas etmeyin, aşı imkanını doktorunuza danışın. Refernaslar: 1- American Academy of Family Physicians http://www.aafp.org/ 2- American Academy of Pediatrics http://www.aap.org/ 3- AboutKidsHealth http://www.aboutkidshealth.ca/ 4- Canadian Family Physician http://www.cfpc.ca/cfp/ 5- Braunwald E. Harrisons Principles of Internal Medicine. 15th ed. New York, NY: McGraw Hill; 2001. 6- Infertility in men. University of Maryland Medical Center website. Available at: http://www.umm.edu/patiented/articles/what_causes_of_male_infe rtility_000067_4.htm. Updated October 2006. Accessed July 28, 2008. 7- Kassianos G. Vaccination for tomorrow: the need to improve immunisation rates. J Fam Health Care. 2010;20(1):13-6. 8- Mumps. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php. Updated July 2008. Accessed July 28, 2008 KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ Kırım Kongo hastalığı 2002 yılından bu yana ülkemizde giderek yayılan viral bir hastalıktır. Keneler aracılığıyla yayılan hastalık tedaviye rağmen % 10 oranında ölümcül seyretmektedir. Bilgilenmek hastalığa karşı en önemli silahtır. KKK nedir? Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Bunyavirus ailesinden Nairoviruslar ile meydana gelen keneler aracılığıyla bulaşan kanamalarla karakterize viral bir hastalıktır. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi zoonoz karakterli bir hastalık olup sporadik vakalar şeklinde veya salgınlarla seyreder, vakaların çoğu asemptomatiktir. Hastalık ilk olarak 1944 de Kırımda 1969 da Kongoda tespit edildiğinden adı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi olarak konmuştur. Hastalık nerelerde bulunur ? Kırım Kongo Kanamalı Ateşi genellikle Doğu Avrupa, Sovtyetler Birliği, Doğu Akdeniz , Orta Doğu, Kuzey Afrika, , Hindistan, Orta Asya Kuzey Çin ülkelerinde bulunur. Ülkemizde özellikle İç Anadolu, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadoluda görülmektedir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi virusu İxodid Hyalomma cinsi sert kenelerle yayılır. Keneler virusun hem rezervuarı hemde vektörüdür. Virüs insanlar dışında doğada tavşan, dağ keçisi, kuşlar, kemirgenler gibi hayvanları, ayrıca inek, koyun, keçi gibi evcil hayvanları da infekte ederek çoğalır ve keneler yoluyla yayılır. Hastalık kuşlarda çok hafif seyreder, çiflik hayvanlarında da çok ölümcül seyirli değildir. Virüs insanlara kene ısırması yada infekte hayvanların kan ve çıkartılarıyla temas sonucu hematojen yolla bulaşır. Virus insandan insana kan ve çıkartılarla temas sonucu bulaşabilir. Hastalık en çok kırsal alanda yaşayanlarda, hayvancılıkla uğraşanlarda ve mezbaha çalışanlarında görülmektedir. Kırım-Kongo kanamalı ateşi belirtileri nelerdir? Virüs, sığır, koyun, keçi, tavşan ve tilki gibi hayvanlardan tespit edilmiştir. KKKA virusu kenelerin konakladığı hayvanlara bulaşmasına rağmen hayvanlarda; bazen hafif ateş çıkabilir, bunun dışında hastalık belirtisi görülmemektedir. Buna karşılık hayvanlar hastalığın yayılmasında aracı rol (portör) oynamaktadır. Kırım-Kongo kanamalı ateşi salgınlarını etkileyen doğa şartları nelerdir? Doğu Avrupa ve Asya’daki Kırım-Kongo hemorajik ateş salgınlarının genellikle insanlar tarafından oluşturan çevresel şartlara bağlı olarak geliştiği düşünülmektedir. Kırım’daki ilk salgının, İkinci Dünya Savaşı yıllarında kene ile enfekte olmuş bölgelerin tarıma açılması nedeniyle oluştuğu sanılmaktadır. Daha sonra eski Sovyetler Birliği ve Bulgaristan’ da olan salgınlarda ise ziraatçılık ve hayvancılıktaki değişmelerin rol oynadığı belirtilmektedir. Hastalık yaklaşık 1-3 günlük bir kuluçka döneminin ardında aniden ortaya çıkan yüksek ateş, başağrısı, sırt ağrısı, kas eklem ağrıları, bulantı kusma karın ağrısı gibi gribal şikayetlerle başlar. Göz aklarında kızarıklık, kırmızı yüz, kızarık boğaz, yumuşak damakta enantemler sık görülür. İlk günlerdeki yüz ve göğüsteki peteşilerle konjoktivalarda kızarıklık dikkat çeker. Ağır vakalarda hepatit ve sarılık, huy değişiklikleri, duyusal algılarda bozukluklar olabilir. Hastalığın dördüncü gününden itibaren yaygın ekimozlar, şiddetli burun kanamaları, melena, hematemez, enjeksiyon yerinden sürekli kanama ve sızıntılar gibi hemorajik diatezler başlar. Hastalığın kanamalı dönemi 2 hafta kadar sürebilir. Patogenezden yaygın karaciğer ve endotel hasarıyla ağır trombositopeni sorumludur. Ağır vakalarda 5. Günden itibaren hepatorenal ve pulmoner yetersizlikler görülür. Ölüm genellikle 2. Haftada ve MSOF nedeniyledir. Laboratuar tahlillerinde lökopeni, trombositopeni, ALT, AST de artış, CK ve bilirubin artışı, ALT, GGT, LDH artişi görülür. INR, PT ve aPTT de uzama vardır. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi vakalarında %9 ila %50 arasında değişen mortalite oranları bildirilmiştir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi nasıl teşhis edilir? Şüpheli vakalarda ilk iki hafta içinde Nairovirus RNA PCR pozitif bulunabilir. Nairovirus IgM 9. Günden sonra pozitif olur. Hastalığa bağlı antikorlar ELİSA yöntemiyle tespit edilebilir. Erken dönemde IgM antikorlarının artması yada IgG antikorlarında 4 kat artış gösterilmesi tanı koydurur. Bu testler spesifik testler olduklarından sadece belli kurumlar tarafından yapılabilmektedir. Kırım kongo kanamalı ateşinini tedavisi varmı? Kırım Kongo Kanamalı Ateşi de ana tedavi destek tedavisidir. Metabolik ve hemodinamik parametreler yerinde tutulmaya çalışılır. Hastalığın spesifik bir tedavisi bulunmamakla birlikte, antiviral ilâçlardan ribavirinin, oral veya parenteral olarak kullanılabileceği bildirilmektedir. Ayrıca hastalığı geçirmiş kişilerden hazırlanan anti serumlar tedavi ve koruma amacıyla kullanılmış fakat istatistiksel anlamlı sonuçlar alınamamıştır. KKK den korunma ve kontrol: Tüm enfeksiyon hastalıklarında olduğu gibi KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ’NDE de korunma ve kontrol önlemlerinin alınması çok önemli ve gereklidir. Doğu Avrupa da üretilmiş fare beyninden elde edilen bir aşının %70 koruma sağladığı bildirilmiştir fakat halihazırda dünya sağlık örgütünün onayladığı bir aşı yoktur. Hasta ve hastanın sekresyonları ile temas sırasında mutlaka üniversel önlemler (eldiven, önlük, gözlük, maske vb.) alınmalıdır. Genellikle hava yolu ile bulaşmadan bahsedilmemektedir. Ancak, kan ve vücut sıvıları ile temastan kaçınılmalıdır. Bu şekilde bir temasın söz konusu olması halinde, temaslının en az 14 gün kadar ateş ve diğer belirtiler yönünden takip edilmesi gerekmektedir. Hayvan kanı, dokusu veya hayvana ait diğer vücut sıvıları ile temas sırasında da gerekli korunma önlemleri alınmalıdır. Kene mücadelesi çok önemli olmakla birlikte oldukça zor görülmektedir. Keneler yumurta dönemleri hariç diğer biyolojik evrelerinde insanlara hücum ederek kan emebilir. Hem mera keneleri hem de mesken keneleri gelişmelerini sürdürebilmek ve nesillerini devam ettirebilmek için konakçılarından kan emmek zorundadırlar; genel olarak da konakçı spesifitesi göstermezler. Coğrafik bölgelere ve türlere göre değişmekle beraber, KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ’yı bulaştıran Hyalomma soyuna ait keneler genel olarak Nisan ve Ekim aylarında aktiftirler; bu dönemlerdeki salgınların sebebi de budur. Bu nedenle öncelikle konakçılar kenelerden uzak tutulmalı ve kenelerin kan emmeleri engellenmelidir. Mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan kaçınılması gerekmektedir. Hayvan barınakları veya kenelerin yaşayabileceği alanlarda bulunulması durumunda, vücut belirli aralıklarla kene yönünden muayene edilmeli; vücuda yapışmamış olanlar dikkatlice toplanıp öldürülmeli, yapışan keneler ise kesinlikle ezilmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan (bir pensle sağa sola oynatarak, çivi çıkarır gibi) alınmalıdır. Diğer önemli hususlardan birisi de piknik amaçlı olarak su kenarları ve otlak şeklindeki yerlerde bulunanlar döndüklerinde, mutlaka üzerlerini kene bakımından kontrol etmeli ve kene varsa usulüne uygun olarak vücuttan uzaklaştırmalıdır. Çalı, çırpı ve gür ot bulunan yerlerden uzak durulmalı, bu gibi yerlere çıplak ayakla veya kısa giysilerle girilmemelidir. Ormanlarda çalışan işçilerin ve ava çıkanların lastik çizme giymeleri veya pantolonlarının paçalarını çorap içine almaları kenelerden koruyucu olabilmektedir. Hayvan sahipleri hayvanlarını kenelere karşı uygun akarisitlerle ilâçlamalı, hayvan barınakları kenelerin yaşamasına imkân vermeyecek şekilde yapılmalı, çatlaklar ve yarıklar tamir edilerek badana yapılmalıdır. Kene bulunan hayvan barınakları uygun akarisitlerle usulüne göre ilâçlanmalıdır. Gerek insanları gerekse hayvanları kene enfestasyonlarından korumak için repellent olarak bilinen böcek kaçıranlar dikkatli bir şekilde kullanılabilir. Repellentler sıvı, losyon, krem, katı yağ veya aerosol şeklinde hazırlanan maddeler olup, cilde sürülerek veya elbiselere emdirilerek uygulanabilmektedir. Aynı maddeler hayvanların baş veya bacaklarına da uygulanabilir; ayrıca, bu maddelerin emdirildiği plâstik şeritler, hayvanların kulaklarına veya boynuzlarına takılabilir. İçinde DEET içeren akarisitler kullanılmalıdır HANTA VİRÜS Hanta Virüs Enfeksiyonu; Hanta virüs nedir? Hanta virus farelerle bulaşan yüksek ateş ve kanamalar ile seyreden bir hastalıktır. Virüs bulaştıktan sonra iki çeşit hastalık yapar: – Hanta virüs kanamalı ateşi: böbrek yetmezliği ve kanamalarla seyreder, – Hanta virüs kalp akciğer sendromu : kalp yetmezliği ve akciğer kanamaları ile seyreden daha ağır bir hastalıktır. Hanta virüs nasıl bulaşır ? Hanta virüsler doğada fare gibi kemiricilerde bulunabilir, fareler hasta olmaz, idrar, dışkı ve salyalarıyla virüsü etrafa yayarlar. Virüs insanlara birkaç yolla bulaşır. – Gıdalar ile ağızdan bulaşabilir, – Toz halinde solunum yoluyla bulaşabilir, – Hastalık taşıyan farelerin ısırması ile bulaşabilir. Hanta virüs en çok gıdalar ve solunumla bulaşır. En sık fareler ile teması olan orman işçileri, çiftçiler, hayvancılıkla uğraşanlarda hastalık görülür. Hantavirüs hastalığının belirtileri nelerdir ? Virüs bulaştıktan sonra 1 ila 3 haftalık kuluçka dönemi vardır. Daha sonra – Yüksek ateş, – Üşüme titreme, – Kas eklem ağrıları, – Başağrısı, bulantı kusma, ishal, – Karın ağrıları, – Nefes almakta zorluk . gibi şikayetler ortaya çıkmaya başlar. Daha sonra böbrek yetmezliği ve kanamalar başlar, kanamalar mide barsak kanamaları, cilt ve mukoza kanamaları, burun ve solunum yolları kanamaları şeklinde ortaya çıkabilir ve daha da ilerleyerek iç organ kanamaları ve ölüme neden olabilir. Hastalık çok hafif şikayetlerle seyredip geçebileceği gibi ağır böbrek yetmezliklerine, iç organ kanamalarına ve ölüme de neden olabilir. Hantavirüs hastalığının tedavisi varmıdır? Hantavirüs hastalığının bilinen kesin bir tedavisi yoktur. Tedavi hastanın yoğun bakım şartlarında destek tedavisini içerir. Hastaların yaklaşık % 15 kadarı tüm destek tedavisine rağmen ölümle sonuçlanmaktadır. Hastalık insandan insana bulaşmaz. Hastalığın teşhisi ileri laboratuvar incelemeleri ile konulabilmektedir. Hanta virüsten nasıl korunurum ? Hastalığa karşı korunmak için etkili bir aşı yoktur. Hanta virus hastalığından korunmanın en önemli yolu fareler ile mücadeledir. Farelerin yiyecek içeceklere ulaşması engellenmelidir. Yiyecek içecekler açıkta bırakılmamalıdır. Fare idar ve dışkısıyla kirlenmiş yerlerde toz kaldırılmamalıdır, hastalık bu tozlar ile kolayca bulaşır. Kiler, depo, kömürlük, garaj, mezra evi, barınak, kulübe vb. gibi fare olması muhtemel alanlarda temizlik yapmadan önce mikroplar öldürülmelidir. Bu amaçla iki litre su içine bir çay bardağı çamaşır suyu atarak spey şeklinde serpmek 10 – 15 dakikada mikropları öldürür. Daha sonra temizlik yapılabilir. Kesinlikle toz kaldırmadan temizlik yapılmalıdır, süpürge ve elektrik süpürgesi kesinlikle kullanılmamalıdır. Fare dışkısı bulunan alanlarda gıda varsa kesinlikle yenmemeli imha edilmelidir. Avcılar, kampçılar, tarla da çalışan çiftçiler, çiftlik çalışanlarının dikkatli olması gerekir. Fareler canlı yakalanmaya çalışılmamalıdır, fare ölüsü derin çukura gömülmeli çöpe atılmamalıdır. Farelere çıplak elle dokunulmamalıdır. Bu gibi yerlerin temizliğinde mutlaka eldiven giyilmeli ve eller sıklıkla yıkanmalıdır. GRİP İnfluenza; Flu; Grip solunum yollarının viral bulaşıcı hastalığıdır. Tüm vücudu etkileyen ağır enfeksiyona ve bazen ölüme yol açar. Gripten korunmanın bilinen en etkili yolu aşı olmaktır. Grip virüsü her yıl sonbahar kış aylarına salgınlara yol açar. Her yıl üzerindeki yapıyı değiştirdiği için vücut tarafından tanınamaz ve hastalık oluşur. 7 ila 10 yılda bir kendisini tamamen değiştirip dünya çapında salgınlara yol açar. Her yıl ortaya çıkan virüs bir öncekinden farklı olduğundan korunmak amacıyla her yıl aşı olmak gerekir. İnsanlarda iki tipi grip hastalığına yol açar İnfluenza tip A ve tip B. Grip olan kişinin hapşırık, öksürük ve nefesi ile etrafa yayılan mikroplar havadan bulaşarak salgınlara yol açar. Ayrıca grip mikroplarının olduğu ortamlara dokunmakla da hastalık bulaşır. Gribin soğuk algınlığından farkı nedir? Grip tüm vücudu etkileyen bir hastalıktır, ağır seyreder ve yatağa düşürür. Soğuk algınlığının ise 300 den fazla virüsü vardır, genellikle burun boğazda sınırlı kalan hastalığa yol açar, şikayetler çok ağır değildir, ateş çok yükselmez. Grip hastalığı kimler için tehlikelidir? Kalabalık ortamlarda yaşamak ( huzur evleri, bakım evleri, kışlalar, okullar, yuvalar, vb.), Fiziksel ve Mental gerilik ( kendini koruyamamak ve kişisel temizlik, hijyen kurallarına uyamamak hastalık kapma riskini arttırır), Bazı kişilerde grip ağır seyreder ve komplikasyonlar daha sık görülür; 5 yaş altı çocuklar, 65 yaş üstü kişiler, Kronik akciğer hastalığı olanlar, Diyabet hastaları, Kalp hastaları, Karaciğer ve böbrek hastalığı olanlar, İmmün sistemi baskı altında olan hastalar; HIV+ ve AİDS hastaları, Kemoterapi radyoterapi görenler, Kortizon kullanalar, Gebeler, 18 yaş altında olup sürekli aspirin kullanan çocuklar, Huzurevi ve bakım evlerinde kalanlar, Obez kişiler, Anoreksiya nevrosa hastalarında grip hastalığı hem normalden çok daha ağır seyreder ve hem de ağır komplikasyonlar ortaya çıkar. Grip belirtileri nelerdir? Hastalar virüsü şikayetler başlamadan bir gün önce etrafa yaymaya başlarlar ve 5- 6 gün boyunca yayarlar. Yani kişiler daha hasta olduklarını fark etmeden hastalığı yaymaya başlarlar. Buda hastalığın neden bu kadar çabuk yayıldığını göstermektedir. Şikayetler hastalık kapıldıktan 1-2 gün sonra başlar. En sık görülen şikayetler: Yüksek ateş, Kas ağrıları, Üşüme, titreme, terleme, Aşırı yorgunluk, Baş ağrısı, İştahsızlık, bulantı, kusma, nadiren ishal, Hapşırık, Burun akıntısı, Öksürük ( öksürük şikayeti hastalık geçtikten sonra 2 -3 hafta sürebilir), Göz yaşarması, Boğaz ağrısı, Boyunda şişmiş lenf bezleri en sık görülen şikayetlerdir. Şikayetler 7 – 10 gün içinde azalarak kaybolur. Öksürük ve halsizlik şikayetleri ise birkaç hafta daha sürer. Gribin yan etkisi nedir? Zatüre ( hem grip virüsüne hemde diğer mikroplara bağlı zatüre sık görülür), Sinüzit, Orta kulak iltihabı, Var olan hastalıkların kontrolden çıkması; Kalp yetmezliğinin artması, Böbrek, karaciğer yetmezliği, KOAH, Diyabet in kontrolden çıkması en sık görülen komplikasyonlardır. Grip teşhisi nasıl konur? Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardım eder. Grip şikayetleri bir çok hastalıkla kolayca karıştırılır. Kesin teşhis kan, tükürük yada burun salgısından yapılan laboratuar testleri ile konur. Grip şüphelenilen hastada aşağıdaki testler yapılmalıdır: • Tam kan sayımı, • CRP, • Sedimantasyon, • Burun – boğaz salgısında İnfluenza A+ B testi, Gribin tedavisi var mı ? Gribin tedavisi var ancak ilaçlar hastalığın ilk 48 saati içinde başlanırsa etkili olur. İlaçlar grip şikayetlerini ve süresini kısaltır, komplikasyonları büyük oranda azaltır. Erken tedavi özellikle risk gurubundaki hastalar için hayat kurtarıcıdır. Ayrıca istirahat hem hastalığın hafif seyretmesi, hem komplikasyonların az olması ve hem de diğer kişileri korumak amacıyla istirahat grip tedavisinin aslını oluşturur. Tedavi sırasında bol sıvı tüketilmelidir. Ağrı kesici ve ateş düşürücüler şikayetlerin kontrol edilmesini kolaylaştırır. Dekonjestan burun açıcılar 3 günden fazla kullanılmamalıdır. Öksürük kesici ilaçlar şiddetli öksürükleri hafifletir. Gripten korunmak mümkün mü? Gripten korunmanın en güvenilir yolu her yıl aşı olmaktır. Grip aşısı grip mevsimi başlamadan Eylül – Ekim aylarında hazır olur. Korunmak için mümkün olan en erken dönemde aşı olmak gerekir. Aşının etkili olabilmesi için iki hafta geçmesi gerekir.Grip mevsimi sonbahardan ilkbahara dek sürer. Grip aşısı kimlere yapılmaz? Aşı aşağıdaki kişilere yapılmamalıdır: 6 aydan küçük çocuklar, Aşırı anafilaktik yumurta alerjisi olanlara, Daha önceki grip aşısında ağır alerjik reaksiyon gelişenlere, Guillain –Barre Sendromu hastalarına, Ateşi olan hastalara aşı yapılmaz. Gripten korunmak için genel önlemler: Hasta iseniz işe okula gitmeyin, Hasta kişileri, çocukları işe, okula göndermeyin, Ellerinizi sıkça yıkayın, Kişisel temizlik ve hijyen kurallarına uyun, Şikayeti olan kişiler ile temas etmeyin, Hapşırır ve öksürürken ağzınızı kapatın, Kağıt mendili bir kez kullanıp atın, Ellerinizi yüzünüze sürmeyin, Aşı olamayan yada olmamış kişilerin grip salgını sırasında anti viral ilaçlar ile korunması mümkündür. Bu koruma ilaç alındığı sürece etkili olur. Kısa sürelidir. İlaçla koruma: Grip ile karşılaşmış ve hasta olması büyük ihtimal dahilinde olan, Komplikasyon verilir. gelişme riski yüksek olan kişilere İlaçla koruma aşının yerini tutmaz. Referanslar: 1. American Lung Association http://www.lungusa.org/ 2. Centers for Disease Control and Prevention http://www.cdc.gov/flu 3. Flu.gov http://www.flu.gov/ 4. Health Canada http://www.hc-sc.gc.ca/ 5. Public Health Agency of Canada http://www.phac-aspc.gc.ca/chn-rcs/index-eng.php/ 6. 2011-12 influenza vaccine and vaccination information. Centers for Disease Control and Prevention website. Available at: http://www.cdc.gov/flu/flu_vaccine_updates.htm . Updated August 15, 2011. 7. Centers for Disease Control and Prevention. Asthma information for patients and parents of patients. Centers for Disease Control and Prevention website. Available at: http://www.cdc.gov/H1N1flu/asthma.htm . Updated September 15, 2009. 8. Centers for Disease Control and Prevention. Home care guidance: physician directions to patient/parent. Centers for Disease Control and Prevention website. Available at: http://www.cdc.gov/h1n1flu/guidance_homecare_directions.htm . Updated August 5, 2009. 9. Diseases—I: Influenza fact sheet. American Lung Association website. Available at: http://www.lungusa.org . Published September 2007. 10. Flu (influenza). National Institute of Allergy and Infectious Disease website. Available at: http://www3.niaid.nih.gov/topics/Flu/default.htm . 11. Influenza (flu). Mayo Clinic website. Available at: http://www.mayoclinic.com/health/influenza/DS00081 . Updated June 2009. 12. DynaMed Editors. Influenza. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed/ . Updated October 28, 2009. 13. Inactivated influenza vaccine 2011-12. Centers for Disease Control and Prevention website. Available at: http://www.cdc.gov/vaccines/pubs/vis/downloads/vis-flu.pdf . Updated July 26, 2011. 14. Key facts about seasonal influenza (flu). United States Centers for Disease Control and Prevention website. Available at: http://www.cdc.gov/flu/keyfacts.htm . Updated March 12, 2009. 15. Live, intranasal influenza 2011-12. Centers for Disease Control and Prevention website. Available at: http://www.cdc.gov/vaccines/pubs/vis/downloads/vis-flulive.pdf . Updated July 26, 2011. 16. MMWR Weekly: Recommended immunization schedules for 0-18 years-United States, 2008. Center for Disease Control website. http://www.cdc.gov/mmwr/preview/mmwrhtml/mm5701a8.htm . Updated January 11, 2008. Accessed July 7, 2009. 17. Pandemic (H1N1) 2009. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.flu.gov/individualfamily/prevention/index.html . 18. Prevention and control of influenza with vaccines: recommendations of the Advisory Committee on Immunization Practices (ACIP), 2011. Centers for Disease Control and Prevention website. Available at: http://www.cdc.gov/mmwr/preview/mmwrhtml/mm60e0818a1.htm?s_cid =mm60e0818a1_e . Updated August 18, 2011. 19. Prevention and treatment. Flu.gov website. Available at: http://www.flu.gov/individualfamily/prevention/index.html . Accessed April 16, 2010. 20. What you should know about flu antiviral drugs. Centers for Disease Control and Prevention website. Available at: http://www.cdc.gov/flu/antivirals/whatyoushould.htm . Updated February 9, 2011. 21. 1/30/2008 DynaMed Systematic Literature Surveillance DynaMed’s Systematic Literature Surveillance : Public health advisory: Nonprescription cough and cold medicine use in children—FDA recommends that over-the-counter (OTC) cough and cold products not be used for infants and children under 2 years of age. US Food and Drug Administration website. Available at: http://www.fda.gov/cder/drug/advisory/cough_cold_2008.htm . Accessed January 30, 3008. 22. 3/12/2008 DynaMed Systematic Literature Surveillance DynaMed’s Systematic Literature Surveillance : 2008 safety alerts for drugs, biologics, medical devices, and dietary supplements: tamiflu (oseltamivir phosphate). US Food and Drug Administration website. Available at: http://www.fda.gov/medwatch/safety/2008/safety08.htm#Tamiflu . Accessed March 12, 200 EPİLEPSİ Sara; Epilepsi herhangi bir nedenle beyinde ortaya çıkan anormal elektrik aktivitesidir. Epilepsi krizi sırasında: Şuur kaybı, Düşme, Anormal istemsiz kasılmalar, Duygu ve hislerde anormallikler olabilir. Eğer hayatınız boyunca bilinen bir hastalığa yada sebebe bağlı olmadan ikiden fazla buna benzer kriz geçirmiş iseniz buna epilepsi denir. Epilepsiler beynin hangi kısmının etkilendiğine ve ortaya çıkan şikayetlere göre sınıflandırılırlar. Temel olarak Generalize epilepsi ( Grand Mal) : tüm beyinden kaynaklanan belli bir odağı olmayan sara nöbetleridir, Parsiyel (fokal ) epilepsi ( petite mal ) : beynin bir bölgesinden kaynaklanan epilepsiler dir. Epilepsi sebepleri nelerdir? Epilepsiler anormal beyin fonksiyonlarıdır, herhangi bir yaşta başlayabilir, birçok epilepsinin nedeni bulunamaz. Epilepsilerin çok küçük bir kısmının nedeni bilinmektedir. Bilinen epilepsi nedenleri şunlardır: Yenidoğan döneminde ( ilk bir ay ): Doğumsal beyin anormallikleri, Beynin oksijensiz kalmasına neden olan doğum travmaları, Metabolik hastalıklar, Gebelikte annenin ilaç kullanması, Enfeksiyon hastalıkları, Bebek ve çocukluk döneminde: Ateş ve havale geçirmek, Beyin tümörleri, Enfeksiyon hastalıkları ( ansefalit, menenjit, serebrit, beyin abseleri), Çocuk, genç ve erişkinlerde: Doğumsal hasarların ortaya çıkması, Genetik hastalıklar, Kafa travmaları ve beyin hasarı (kontüzyon, kafa kırıkları, kanamalar, boğulmalar, oksijensiz kalma vb.), Enfeksiyonlar ( ansefalit, menenjit, serebrit, beyin apsesi vb. ), Beyin kanamaları, Beyin emboli ve felçleri, Beyin tümörleri. İleri yaşlarda ortaya çıka epilepsilerin sebepleri: Kanama ve tıkanmalar, Kafa travmaları, Beyin tümörleri, Beyin dejenerasyonuna bağlı sebepler ( Alzheimer vb. ), Epilepsi riskini arttıran sebepler nelerdir? Aşağıdaki durumlar epilepsi nedeni olabilir: Kafa travması, kanama, tıkanma vb. sebeple ortaya çıkan bir beyin hasarı var ise: ( sara nöbetleri genellikle beyin hasarını takiben bir yıl içinde başlar ), Enfeksiyon hastalıkları, Kızamık, Sifiliz, HİV enfeksiyonu, Suçiçeği, Menenjit sekeli, Tüberküloz, Brusella, Herpes, Jacob Cruetzfeldt ( deli dana ), Parazit hastalıkları ( Sistiserkoz vb. ), İnfluenza vb. Beyinde anormal kan dolaşımı, anormal damar yumağı, Beyin tümörleri, Tıkanma ve kanamalara bağlı inme, Ateş ve havale geçirmiş olmak, İlaç kullanımı, İlaç kesilmesi özellikle bağımlılık yapıcı ilaçlar ve alkolün kesilmesi epilepsi başlatabilir, Zehirlenme ( arsenik, kurşun, karbon monoksit zehirlenmesi vb. ), Ailede epilepsi hastalarının olması, Alzheimer hastalığı, Gebelik zehirlenmesi, Metabolik kimyasal bozukluklar ( sodyum, kan şekeri, kalsiyum miktarının çok düşük yada yüksek olması vb. ), Karaciğer yetmezliği, böbrek yetmezliği, Yüksek tansiyon, Kronik hastalıklar: Lupus, Poli arteritis nodosa, Porfiri, Whipple hastalığı, vb., epilepsi riskini arttıran sebeplerdir. Bu hastalıkların seyri sırasında yada sonrasında sara krizleri ortaya çıkabilir. Epilepsi krizlerini başlatan sebepler nelerdir? Uykusuzluk, Alkol kullanımı, Hormonsal değişiklikler: Adet dönemleri, Menopoz dönemi, Gebelik dönemi, Fiziksel yada ruhsal stres halleri, Flaş patlaması yada yanıp sönen ışıklar ( reklam ışıkları, disko ışıkları, hızla değişen ekranlar vb. ), Bazı ilaçlar, Epilepsi ilaçlarının alınmaması. Epilepsi krizlerini başlamasına neden olur. Epilepsi belirtileri nelerdir? Epilepsi şikayetleri çok çeşitli olabilir. Generalize epilepsiler hiçbir bulgu vermeden aniden şiddetli kasılmalar ve bilinç kaybıyla başlayabilirler. En sık görülen epilepsi şikayetleri şunlardır: Başlangıç dönemi : Aura epilepsi krizinin geleceğini işaret eden başlangıç dönemidir. Kişiden kişiye çok farklı olabilir. Bu dönemde görülen en sık şikayetler : Koku duyma, ses işitme şeklinde başlayan şikayetlerdir. Bazen göz önünde karaltı şeklinde uçuşmalar başlar. Nadiren bulantı, kusma, karın ağrısı şeklinde başlayabilir. Bu aura dönemini takiben epilepsi krizi başlar. Kriz dönemi: Epilepsi krizi Grand mal epilepsilerde tüm vücudu kapsayan istemsiz kasılmalar, şuur kaybı, idrar ve dışkı kaçırma, şeklinde olabilir. Fokal epilepsilerde ise kriz sırasında: Gözde uçuşmalar, Dalgınlık, Bilinç kaybı, İstemsiz el kol bacak hareketleri, El hareketleri ( para sayma şeklinde, el şaklatma şeklinde tekrarlayan el hareketleri olabilir), Dudak yalama, Elbiseleri çekiştirme, toplama, büzme, Koku, tat, ses duyma, İdrar, dışkı kaçırma şeklinde olabilir. Absans epilepsiler: gözde uçuşmalar, göz kırpma, gözlerin sürekli hareket etmesi şeklinde olabilir, Post iktal dönem ise kriz sonrası dönemdir dakikalar yada saatler sürebilir. Bu dönemde: Baş dönmesi, Uyku hali, Algı bozuklukları, Konfüzyon ( sersemlik hali) görülür. Beynin bir bölgesinden kaynaklanan epilepsiler de ise kriz sırasında farklı şikayetler görülür özellikle beynin parietal ve temporal bölgelerinden kaynaklanan epilepsi nöbetlerinde aşağıdaki şikayetler görülebilir: Gerçeklikle bağın kopması: Amaçlı hareketlerin durması, amaçsız ve tekrarlayan hareketlerde bulunmak ( dudak emmek, elde para sayar gibi tekrarlayan parmak hareketleri, sürekli kıyafeti çekiştirmek vb. ), Kısa süreli derin dalgınlık hali, şuur bulanıklığı, dikkat ve ilgi kaybı, Koku, ses ve tat duyma şeklinde olabilir. Basit parsiyel epilepsilerde ise Şuur kaybı olmaz, gerçekle bağı kopmaz, Vücudun bir bölgesi kol yada bacak kontrolsüz olarak kasılır, Koku, ses, tat yada beklenmedik duygular hissetmek şeklinde görülebilir. Epilepsi teşhisi nasıl konur? Detaylı fizik muayene ve detaylı bir öykü teşhis için şarttır. Şikayetlerin nasıl başladığı, şikayetleri başlatan sebepler, kriz anı, kriz sonrası belirtiler teşhis koymaya yardımcı olur. Epilepsilerin büyük çoğunluğu çocuk yaşlarda başlar ve altında herhangi bir neden bulunamaz. Epilepsi teşhisinde aşağıdaki incelemeler yapılmalıdır: Laboratuar testleri: Metabolizma taraması, Enfeksiyon hastalıkları araştırmaları, Genetik hastalıklar taraması, Elektrolitler, Elektroensefalogram ( EEG). Beynin elektriksel aktivitesini gösterir ve epilepsi teşhisinde çok değerli bilgiler verir, MRI; Manyetik Rezonans Görüntüleme: Beyin tümörleri ve dokusuna ait hastalıklar ile beyin damarlarına ait bozuklukların tespitinde kullanılan çok değerli bilgiler sunar, CT: Kompüterize Tomografi: Beyin ve dokularının görüntülenmesinde çok değerli bilgiler sunar, Lomber Ponksiyon: Beyin omurilik sıvısının alınmasıdır. Beyin omurilik sıvısı özellikle enfeksiyon hastalıklarında çok değerli bilgiler verir, PET: Pozitron Emisyon tomografisi: özellikle tümör ve beyin metastazlarının tespitinde kullanılan çok değerli bir testtir, Epilepsi tedavisi: Epilepsi tedavisinde amaç tekrarlarının önlenmesidir. krizlerin durdurulması ve Altta yatan sebebin tedavi edilmesi, Atakların önlenmesi İlaç, Cerrahi, Diğer yöntemler ile, Epilepsi ataklarını başlatan nedenlerden kaçılması tedavinin ana basamaklarıdır. İlaç tedavisi: Epilepsi tedavisinde kullanılan birçok ilaç mevcuttur. Bu ilaçlar ya tek yada kombine halde kullanılabilirler. Her bir ilacın kendine has yan etkileri mevcuttur. Anti epileptik ilaçların özellikleri kullanıldıkları sürece epilepsi ataklarını bastırmaları dır, bu ilaçların kesilmesi yada dozları ile oynanması epilepsi ataklarını tetikler. Cerrahi tedavi: ilaçların etki etmediği yada yan etkileri nedeni ile kullanılamadığı durumlarda başvurulur. Cerrahi girişim ile beyindeki anormal elektrik odağı çıkarılmaya yada uzaklaştırılmaya çalışılır. Cerrahi sadece çok sınırlı ve belirli alanlardaki epilepsi odaklarına uygulanabilen bir yöntemdir. Vagus Sinir Uyarısı: göğse yerleştirilen bir cihaz ile vagus sinirinin uyarılmasıdır. Epilepsi ataklarının sayısını azaltır. Katojenik diyet: yağdan zengin karbonhidrat ve proteinden fakir çok zor bir diyettir. Vücudu sürekli ketoz halinde tutar. Ketoz epilepsi nöbetlerinin sayısını azaltır. Ketoz diyeti çocuk epilepsilerinde çok başarılı bir tedavi modalitesidir. Epilepsi hastalarının uyması gereken yaşam kuralları: Uykusuz kalmayın, Aşırı alkol almayın, alkol epilepsiyi tetikler, Aşırı nefes almayın aşırı nefes almak ( balon şişirmek yada korku, endişe halinde aşırı nefes alıp vermek) epilepsiyi başlatır, Flaş ışıkları yada disko ışıkları gibi yanıp sönen güçlü ışıkların bulunduğu yerlerden uzak durun, Üzerinizde epilepsi hastası olduğunuzu belirten bir uyarı taşıyın ( bilezik, Kolye, vb.), Epilepsi hastalığınıza dair bir günlük tutun. Krizleri başlatan sebebpleri not edin, İlaçlarınızı düzenli kullanın, dozları ile oynamayın, Epilepsi den korunma: Epilepsiden korunmanın bilinen bir yolu yoktur. Epilepsiye neden olabilecek kafa travmaları ve metabolik sebeplerden korunmaya çalışmak en önemli yoldur. Düzenli Check Up yaptırmak, Çocuk ve erişkin aşılarını olmak, Menenjit aşısı yaptırmak, Zatüre aşısı ( pnemokok aşısı ) yaptırmak, Diyabet, Hipertansiyon ve Kardiyo vasküler hastalıklardan korunmak, tedavilerini aksatmamak, Düzenli egzersiz yapmak, Bisiklet, roller skate, kaykay, vb. yaparken çocuklara kask giydirmek, Suya, denize, havuza atlamamak, Otomobil ve araçlarda daima emniyet kemeri kullanmak, Bilmediğiniz ilaçları kullanmamak, Bebek ve küçük çocuklarda ateş takibi ve gerekli müdahaleyi düzgün ve zamanında yapmak, havaleye neden olmamak, Havale geçiren bebeklerde erken müdahale yapmak, Gebelik döneminde ilaç kullanmamak, gebelik testlerini yaptırmak, TORCH testlerini zamanında yaptırmak, Gebelik sırasında tansiyon ve idrar takiplerini düzenli yaptırmak, enfeksiyondan korunmak, gebelik zehirlenmesinde zamanında ve uygun ekilde tedavi olmak, Ağır generalize gerekenler. epilepsi hastalarının dikkat etmesi Araba kullanmayın, Tek başınıza banyo yapmayın, Yüzmeyin, Merdiven yada iş makinelerinde tek başınıza çalışmayın, Atletik aktivitelere katılmayın, bisiklete, motosiklete binmeyin. Epilepsi krizi geçiren yapmanız gerekir? birini görürseniz ne Epilepsi krizleri çok ağır ve tehlikeli olabilir. Kriz sırada hasta boş bir alana çekilmeli yada etrafına yastık ceket vb. yumuşak şeyler konarak başını vurması engellenmelidir. Kriz öncesi ağzına yumuşak bez parçası konabilir. Dişlerini kırmaması ve dilini ısırarak koparmaması için battaniye ceket vb. ucu ağıza dişler arasına konabilir. Sert cisimler ve parmaklar ağıza sokulmamalıdır. Kriz başladıktan sonra hastanın ağzı açılmaya çalışılmamalı, bir şey yedirip içirilmemelidir. Bu çok tehlikeli durumlara solunum yolunun tıkanmasına ve hastanın boğularak ölmesine yol açabilir. Hastanın kasılmaları güç kullanarak düzeltilmeye kalkılmamalıdır bu kas yırtılmalarına kırıklara ve çıkıklara yol açarak hastanın daha da ağır problemlerle yüzleşmesine ve sakatlıklara yol açar. Referanslar: 1. Epilepsy Foundation http://www.efa.org/ 2. National Institute of Neurological Disorders and Stroke http://www.ninds.nih.gov/ 3. Center for Epilepsy and Seizure Education http://epilepsy.cc/ 4. Epilepsy Ontario http://www.epilepsyontario.org/ 5. Cecil RL, Goldman L, Ausiello DA. Cecil Textbook of Medicine. 22nd ed. Philadelphia, PA: WB Saunders Company; 2004. 6. DynaMed Editorial Team. Antiepileptic drugs (AEDs) overview. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed/http://www.ebscohost.com/dyna med/what.php . Updated December 13, 2010. Accessed December 17, 2010. 7. DynaMed Editorial Team. Epilepsy. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed/ . Updated July 2009. Accessed July 8, 2009. 8. FDA approves new drug to treat severe form of epilepsy. US Food and Drug Administration website. Available at: http://www.fda.gov/NewsEvents/Newsroom/PressAnnouncements/2008 /ucm116980.htm . Accessed August 6, 2011. 9. FDA approves Potiga to treat seizures in adults. US Food and Drug Administration website. Available at: http://www.fda.gov/NewsEvents/Newsroom/PressAnnouncements/ucm2 58834.htm . Accessed August 6, 2011. 10. Ferri FF. Ferri’s Clinical Advisor: Instant Diagnosis and Treatment. Philadelphia, PA: Mosby Elsevier; 2004. 11. Fisher RS, Van Emde Boas W, Blume W, et al. Epileptic seizures and epilepsy: Definition proposed by the International League Against Epilepsy (ILAE) and the International Bureau for Epilepsy (IBE). Epilepsia. 2005;46:470–472. 12. Goetz CG. Textbook of Clinical Neurology. 2nd ed. Philadelphia, PA: WB Saunders Company; 2006. 13. Kasper DL. Harrison’s Principles of Internal Medicine. 16th ed. New York, NY: McGraw-Hill; 2005. 14. Magnetoencephalogram (MEG). About Kids Health website. Available at: http://www.aboutkidshealth.ca/ . Updated February 2006. Accessed October 21, 2009. 15. 12/20/2007 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance DynaMed’s Systematic Literature Surveillance : 2007 safety alerts for drugs, biologics, medical devices, and dietary supplements: Carbamazepine (marketed as Carbatrol, Equetro, Tegretol and generics). Medwatch. US Food and Drug Administration website. Available at: http://www.fda.gov/medwatch/safety/2007/safety07.htm#carbamaze pine . 16. 5/14/2008 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance DynaMed’s Systematic Literature Surveillance : Neal EG, Chaffe H, Schwartz RH, et al. The ketogenic diet for the treatment of childhood epilepsy: a randomised controlled trial. Lancet Neurol. 2008 May 2. [Epub ahead of print] 17. 11/10/2009 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance DynaMed’s Systematic Literature Surveillance : Sabril approved by FDA to treat spasms in infants and epileptic seizures. US Food and Drug Administration website. Available at: http://www.fda.gov/NewsEvents/Newsroom/PressAnnouncements/ucm1 79855.htm . Updated August 21, 2009. Accessed October 8, 2009. 18. 5/6/2011 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance DynaMed’s Systematic Literature Surveillance : Quet F, Guerchet M, Pion SD, Ngoungou EB, Nicoletti A, Preux PM. Metaanalysis of the association between cysticercosis and epilepsy in Africa. Epilepsia. 2010 ;51(5):830-837 DİFTERİ Difteri; Diphteria; Kuşpalazı; Difteri solunum yolu ile bulaşan çok bulaşıcı bakteriyel bir enfeksiyon hastalığıdır. Hastalık solunum yolu ile bulaşır,hapşırık, öksürük ile havaya karışan mikroplar diğer insanlara bulaşarak hastalık yapar. Hastalığa corynebacterium diphteriae adında bir bakteri sebep olur. Solunum yoluyla bulaşan difteri mikropları en çok boğaz ve burunda yerleşerek difteri yaparlar. Boğazda solunum yollarını kaplayan sarı gri bir zar görülür. Bu zar solunum yollarını daraltıp tıkayabilir. Burunda da burun içini kaplayan sarı gri zarlar görülür ve solunum yollarını tıkar. Difteri sadece burun ve boğazda olmaz. Mikroplar deriye bulaşırsa ciltte iltihabi yaralara neden olabilirler. Aşılama ile difteri çok azalmıştır. Ülkemizde 2004 yılından buyana görülmemektedir ancak 2011 yılında yeni hastalar tespit edilmiştir. Aşılamanın kötü olduğu ülkelere seyahat, kalabalık ortamlar, kötü temizlik şartları, aşılanmamış olmak difteri için risk teşkil eder. Difteri belirtileri nelerdir? Difteri hastalığının kuluçka süresi 2-5 gündür. Hastalık Deride maviye çalan renk değişimi Burunda kanlı akıntı Nefes almakta sıkıntı, hırıltılı soluma, Seste kabalaşma, boğukluk, Hızlı soluma Titreme, üşüme, Havlar tarzda öksürük, Boğaz ağrısı, Tükürüğünü yutamama, ağızdan salya akması, Ateş, Yutkunurken ağrı, Nadiren cilt lezyonları ile seyreder. Hastanın boyun lenf bezleri şişer ve boyun kabalaşır. Difteri teşhisi nasıl konur: Difteri teşhisi hastanın şikayetleri, klinik görünüm ve muayene bulgularına ilaveten Boğaz kültürü ile konur. Difteri tehlikeli bir hastalık mıdır? Difteri çok tehlikeli ve ölümcül sonuçları olabilen bir hastalıktır. Hastalık çocuk erişkin tüm yaştaki insanları tutabilir. Hastalık hafif boğaz ağrısı ile seyredebileceği gibi çok ağır tablolar ile de seyredebilir bu vakaların % 10 u ölümle sonuçlanır. Difteri mikrobu yaptığı toksin nedeniyle iltihaplanmasına yol açar ve çalışmasını ciddi bozabilir. kalbin şekilde Difteri nin en önemli ve tehlikeli komplikasyonu kalp kasının iltihaplanmasıdır ( miyokardit ). Nadiren sinir sisteminin de iltihaplanması ve buna bağlı felç ( paralizi ) görülür. Nadiren difteriye bağlı böbrek tutulumu ( nefrit ) olur. Difteri nasıl tedavi edilir? Difteri şüphesi başladığı anda test sonuçları beklenmeden tedaviye başlanmalıdır. Difteri tedavisinde hem antibiyotik hem de difteri anti serumu verilmelidir. Tedavide antibiyotik olarak Penisilin yada Eritromisin kullanılır. Hastalar düzelme görülene dek hastanede yatırılarak tedavi edilmelidir. Difteri ile teması olan herkese aşı yapılarak koruma altına alınmalıdır. Difteri aşısı 10 yıl boyunca koruma sağlar. Erişkinlerin her 10 yılda bir difteri aşısı yaptırması önerilir. Nezaman difteriden şüphelenelim : Yakın zamanda difteri geçirmiş biri ile temasınız oldu ise, Bölgenizde difteri var ve hastanızda Boğaz ağrısı, Ateş, Boğuk ses, Havlar tarzda öksürük, Kanlı burun akıntısı, Yutma güçlüğü, Üşüme titreme, Nefes alma zorluğu veya hırıltılı solunum Boğaz ağrısı şikayetleri var ise mutlaka doktorunuza danışınız. Difteri aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Difteri aşısı ancak 10 yıl korur. Aşının 10 yılda bir tekrarlanması gerekir. Referanslar: 1Common Misconceptions about Vaccination http://www.cdc.gov/vaccines/vac-gen/6mishome.htm 2- Beers MH, Fletcher AJ, Jones TV, et al. The Merck Manual of Medical Information: Second Home Edition . Whitehouse Station, NJ: Merck Research Laboratories; 2003. 3- Epidemiology and Prevention of Vaccine-Preventable Diseases . 8th ed (2005). Published by the National Immunization Program, Centers for Disease Control and Prevention, US Department of Health and Human Services. Available at: http://www.cdc.gov/nip/publications/pink/dip.pdf. 4- Recommended adult immunization schedule—United States, 2010. Centers for Disease Control and Prevention, MMWR website. Available at: http://www.cdc.gov/mmwr/PDF/wk/mm5901-Immunization.pdf . Published January 15, 2010. Accessed January 24, 2011. 5- Recommended immunization schedule for persons aged 0 through 6 years—United States 2010. Centers for Disease Control and Prevention website. Available at: http://www.cdc.gov/vaccines/recs/schedules/downloads/child/201 0/10_0-6yrs-schedule-pr.pdf . Accessed January 24, 2011. 6- Recommended immunization schedule for persons aged 7 through 18 years—United States 2010. Centers for Disease Control and Prevention website. Available at: http://www.cdc.gov/vaccines/recs/schedules/downloads/child/201 0/10_7-18yrs-schedule-pr.pdf . Accessed January 24, 2011. 7- Tetanus, diphtheria (Td) or tetanus, diphtheria, pertussis (Tdap) vaccine: what you need to know. Centers for Disease Control and Prevention website. Available at: http://www.cdc.gov/vaccines/recs/schedules/downloads/child/201 0/10_0-6yrs-schedule-pr.pdf . Published November 18, 2008. Accessed January 24, 2011. 8- 1/24/2011 DynaMeds Systematic Literature Surveillance DynaMeds Systematic Literature Surveillance : Centers for Disease Control and Prevention (CDC). Updated recommendations for use of tetanus toxoid, reduced diphtheria toxoid and acellular pertussis (tdap) vaccine from the advisory committee on immunization practices, 2010. MMWR Morb Mortal Wkly Rep. 2011;60(1):13-15. BEŞİNCİ HASTALIK Eritema İnfeksiyosum; Fifth Disease; Parvovirus B19; Parvo virüs B 19 adli virüs ile meydana gelen bulaşıcı enfeksiyon hastalığıdır. Eritema İnfeksiyozum yada 5. Hastalık denir. Yüz göğüs ve kollarda kızarıklık ve ateş ile seyreder, sağlıklı insanlarda kendi kendine geçer. Hamilelerde, immün sistemi zayıflamış kişilerde, kansız kişilerde ve kan hastalığı olanlarda ağır seyreder komplikasyonlara yol açar. Beşinci hastalığın etkeni nedir? Hastalığın etkeni Parvovirüs B19 dur. Sadece insanlarda hastalık yapar. insanların yarısı bu hastalığı geçirmiştir. Hastalık öksürük, hapşırıkla, havadan solunumla bulaşır. Genellikle çocuklarda görülür, hastalar ile temas sonucu bulaşır, okul, kreş, yuva gibi yerlerde salgınlar yapar. Beşinci hastalık belirtileri nelerdir? Virüs bulaştıktan 4 -14 gün sonra şikayetler ortaya çıkmaya başlar. en sık görülen şikayetler • Hafif ateş, • Başağrısı, • Burun akıntısı dır. Bu şikayetler birçok hastalıkla karışabilir. Bu şikayetleri takiben birkaç gün sonra yüzde şamar yemiş gibi kızarıklık başlar. Birkaç gün içinde bu kızarıklık gövde ve ekstremitelere yayılır. Fiske şeklinde kızarıklıklar görülür. Kızarıklıklar kaşıntılı olabilir, 7 – 10 gün içinde kendi kendine geçer. Hastalık büyüklere de bulaşabilir. Büyüklerde döküntü ile seyretmez, eklem ağrıları ve şişliği görülür. Beşinci hastalığın teşhisi nasıl konur? Hastanın şikayetleri ve görüntü teşhise yardımcıdır. Özellikle birkaç gün süren ateş ve gripal şikayetlerin ardından şamar yemiş gibi döküntünün çıkması 5. Hastalığı düşündürür. Kesin teşhis kan testleri ve laboratuvar incelemeleri ile konur. 5. Hastalık şüphesinde hastadan aşağıdaki testler istenir: Hemogram, CRP, Sedimentasyon, Prokalsitonin, Parvovirüs B19 IgG ve IgM ( akut ve geçirilmiş enfeksiyonun tespiti için ) Parvovirüs B19 DNA PCR ( immün sistemi baskılanmış hastada aktif enfeksiyonu göstermek için ) istenir. Beşinci hastalığın tedavisi Beşinci hastalık viral bir hastalıktır, tedavide antibiyotiklerin yeri yoktur. Hastalığın tedavisinde etkili bir anti viral ilaç da yoktur. Hastalığın tedavisinde istirahat ve destek tedavisi en önemlisidir. Ateş, eklem ağrıları ve gripal şikayetler için basit ağrı kesiciler kullanılır. Kızarıklıklar kaşıntılı ise tedaviye kaşıntı önleyici ilaçlar eklenebilir. Kronik kansızlığı ve kan hastalığı olanlarda beşinci hastalık tedavisi: Beşinci hastalık kronik kansızlığı olanlar ve kan hastalarında çok ağır seyreder. Hastalık sırasında şiddetli ve derin kansızlık gelişebilir, hastaneye yatırmak ve kan nakli gerekebilir. İmmün sistemi hastalık: baskılanmış hastada beşinci İmmün sistemi baskılanmış hastalarda beşinci hastalık çok ağır seyreder, hastanın hastaneye yatırılması ve immün globülin verilerek desteklenmesi gerekebilir. Hamilelerde beşinci hastalık: Gebelerde beşinci hatalık bebekte ani kansızlığa ve düşüğe yol açabilir. Bu durum nadir görülse de sonuçları tehlikelidir. Beşinci hastalıktan korunma: Beşinci hastalık hasta kişilerin öksürük, aksırıkları ile havadan bulaşır. Hasta döküntülerden çok önce hastalığı bulaştırmaya başladığından hastalıktan korunmak güçtür. Hijyen ve sanitasyon kurallarına dikkat etmek bulaşmayı en aza indirir. Referanslar: 1. American Academy of Family Physicians http://familydoctor.org 2. Nemours Foundation http://www.kidshealth.org 3. US Centers for Disease Control and Prevention http://www.cdc.gov 4. AboutKidsHealth http://www.aboutkidshealth.ca 5. BC Health Guide http://www.bchealthguide.org 6. Fifth disease. Nemours Foundation website. at: http://kidshealth.org/parent/infections/bacterial_viral/fifth. html . July 14, 2005. 7. Fifth disease in the child-care setting. Medem website. at: http://www.medem.com/search/article_display.cfm?path=TANQUERAY M_ContentItem&mstr=/M_ContentItem /ZZZRHOZUHCC.html&soc=CDC&srch_typ=NAV_SERCH . July 14, 2005. 8. Parvovirus B19 (fifth disease). US Centers for Disease Control and Prevention website. at: http://www.cdc.gov/ncidod/dvrd/revb/respiratory/parvo_b19.htm . July 14, 2005. 9. Parvovirus B19 infection and pregnancy. US Centers for Disease Control and Prevention website. at: http://www.cdc.gov/ncidod/dvrd/revb/respiratory/B19&preg.htm . July 14, 2005. 10. Parvovirus B19 infection and pregnancy. US Centers for Disease Control and Prevention website. at: http://www.cdc.gov/ncidod/dvrd/revb/respiratory/B19&preg.htm . December 1, 2006 AİLEVİ AKDENİZ ATEŞİ FMF; Paroksismal Poliserözit; Periyodik Peritonit; Periyodik Hastalık; Periyodik Ateş. Ailevi Akdeniz ateşi aralıklı ateş, karın ağrısı, göğüs ağrısı ve eklem ağrıları ile seyreden genetik hastalıktır. Hastalık karın, göğüs ve eklem zarlarında iltihaplanma, ağrı, şişme ve ateşe neden olur. Genetik bir hastalıktır, aileden geçer, sonradan olmaz. Genetik bozukluk MEFV geninde ortaya çıkar bu gen iltihaplardan sorumlu olan proteinin kodlayan gendir. Hastalık kimlerde görülür? FMF hastalığı genetik bir hastalıktır, daha çok Akdeniz kökenli insanlarda görülür. Özellikle Askenaz olmayan Musevilerde, Ermenilerde, Yunanlılarda ve Türklerde görülür. FMF ne şikayete sebep olur? Hastalık genellikle 5 ila 15 yaş arasında belirti vermeye başlar. Karın içini, göğüs iç duvarını ve eklemleri kaplayan zarlarda iltihaplanma (serözit ) ve ateş ortaya çıkar. Ataklar 2-3 saat içinde başlar ve 4 gün içinde azalarak kaybolur. Atakların her biri aynı olmaz, kimi zaman karın ağrılı kimi zaman eklem ağrılı vb. olabilir. En sık görülen şikayetler: Karın ağrısı, hastaların %95 inde karın ağrılı ataklar görülür, çok şiddetli karın ağrısı görülür ve apandisit ile karışır. Birçok hasta bu nedenle gereksiz ameliyat olmuştur. Göğüs ağrısı, çok şiddetli keskin bir ağrı olur ve nefes alınca artar, hasta yatağından kalkamaz, Ateş, üşüme, titreme, ateş atakları olur, özellikle çocuklarda başlangıçta ateş dışında belirti olmaz, Eklem ağrısı, şişme ve kızarıklık olabilir, kalça diz eklemi gibi büyük eklemlerde olur. Bir eklemde başlar. Nadiren testisleri kaplayan zarların iltihabı olur. Testislerde kızarıklık ateş ve şişme olur. Testis torsiyonu ve iltihapları şile karışır. Deri lezyonları: 5 ila 20 cm çapında kırmızı kabarık lezyonlar görülür. Hastalar ataklar arasında gayet iyidir. Çocuklarda ataklar sırasında sadece ateş olabilir, 2- 3 yıl içinde ateşler klasik FMF krizleri haline döner. Ataklar sırasında bol miktarda amiloid protein üretilir ve bu birikerek amiloidoz’a neden olur. FMF nasıl teşhis edilir? Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhis e yardımcı olur. Teşhis laboratuar incelemeleri ile konur. FMF düşünülen hastaya aşağıdaki testler yapılır: Tam kan sayımı, C-Reaktif Protein, Eritrosit Sedimantasyon Hızı, Lökosit sayımı, İdrar tahlili ( idrarda kan ve protein görülür), Fibrinojen yüksek bulunur. Ailevi Akdeniz Ateşi krizleri sırasında iltihabi reaksiyonları gösteren bu testler yüksek bulunur. Bu şikayetlere neden olabilecek diğer hastalıklar elenmeye çalışılır. Şikayetler ve klinik görünüm Ailevi Akdeniz Ateşi ne uyuyor ise genetik mutasyon analizi yapılır. FMF genetik mutasyon analizi testi: büyük doğrulukla Ailevi Akdeniz Ateşi teşhisi koyduran en önemli genetik testtir. FMF Tedavisi: Ailevi Akdeniz Ateşi tedavisinde amaç atakları bastırmak ve şikayetleri kontrol altına almaktır. Kolsişin adlı ilaç hem zarlardaki iltihaplanmayı azaltarak akut atakları bastırır hem de sürekli alınır ise atak sayısını anlamlı derecede azaltır. FMF hastalığının en büyük tehlikesi ataklar sırasında bol miktarda üretilen Amiloid proteini’ nin birkmesi sonucu ortaya çıkan amiloidoz dur. Kolsişin atakları azaltarak amiloid birikmesini ve amiloidozu da önlemektedir. Hastalığın tedavisinde kalıcı bir reçete yoktur. Önemli olan atakların sayısını ve şiddetini azaltmaya çalışmaktır. Referanslar: 1. Gershoni-Baruch R, Brik R, Shinawi M, Livneh A. The differential contribution of MEFV mutant alleles to the clinical profile of familial Mediterranean fever. Eur J Hum Genet. Feb 2002;10(2):145-9. [Medline]. [Full Text]. 2. Tomiyama N, Higashiuesato Y, Oda T, et al. MEFV mutation analysis of familial Mediterranean fever in Japan. Clin Exp Rheumatol. Jan-Feb 2008;26(1):13-7. [Medline]. 3. Kim S, Ikusaka M, Mikasa G, et al. Clinical study of 7 cases of familial Mediterranean fever with MEFV gene mutation. Intern Med. 2007;46(5):221-5. [Medline]. [Full Text]. 4. Lidar M, Livneh A. Familial Mediterranean fever: clinical, molecular and management advancements. Neth J Med. Oct 2007;65(9):318-24. [Medline]. [Full Text]. 5. Lidar M, Kedem R, Langevitz P, et al. Intravenous colchicine for treatment of patients with familial Mediterranean fever unresponsive to oral colchicine. J Rheumatol. Dec 2003;30(12):2620-3. [Medline]. 6. Mor A, Pillinger MH, Kishimoto M, et al. Familial Mediterranean fever successfully treated with etanercept. J Clin Rheumatol. Feb 2007;13(1):38-40. [Medline]. 7. Roldan R, Ruiz AM, Miranda MD, et al. Anakinra: new therapeutic approach in children with Familial Mediterranean Fever resistant to colchicine. Joint Bone Spine. Jul 2008;75(4):504-5. [Medline]. 8. Tunca M, Akar S, Soyturk M, et al. The effect of interferon alpha administration on acute attacks of familial Mediterranean fever: A double-blind, placebo-controlled trial. Clin Exp Rheumatol. Jul-Aug 2004;22(4 Suppl 34):S37-40. [Medline]. 9. Tweezer-Zaks N, Rabinovich E, Lidar M, et al. Interferonalpha as a treatment modality for colchicine- resistant familial Mediterranean fever. J Rheumatol. Jul 2008;35(7):1362-5.