“GÜLÜ SEVEN DİKENİNE KATLANIRDAN” BİRAZ FAZLA.. Kadın olmak zor hele de bu dünyada! Bu cümle ve benzerleri çok sık karşımıza çıkan ama çoğu zaman önemsemeden duymazdan geldiğimiz cümlecikler olarak hayatımızda vuku buluyor. Duymazdan geliyoruz çünkü gerçeği hepimiz biliyoruz. İş hayatında toplumsal cinsiyetlerimizin bir önemi yok diye bağırsak da davranışlarımız aksini gösteriyor. Ev hanımlığı vasfıyla özdeşleşen kadın, aldığı eğitim ve iş yaşamında yer etmesiyle kazandığı kimlik ile zaman içinde öncelikle ekonomik çalışma hayatında kendine yer edinmeye başlıyor. Kadının iş hayatında rol almasıyla birlikte hayatında belli konularda farklılaşma meydana gelse de asıl sorumluluğu olarak üstüne yapışan ev hanımlığı rolü de devam ediyor. Bir de üretime katılmasının önündeki en önemli engel olarak görünen doğurganlığı ne yazık ki toplumda kadınının kamburu olarak öne çıkıyor. Kadın; ekonomik çalışmasını, ev çalışmasını, anneliğini, komşuluğunu, gelinliğini, evlatlığını ayrı kimliklerde yaşarken bir de kendisine dayatılan ideal güzellik kavramıyla boğuşmak zorunda kalıyor. Üzerinde hissettiği psikolojik baskı kadının iş hayatındaki tutumuna da yansımak zorunda kalıyor. Bu yüzdendir ki kadınlar kariyerlerindeki sıçramayı erkekler kadar hızlı ve kolay yapamıyor. Kadınlar için ekonomik çalışma hayatı da gülü seven dikenine katlanırdan biraz daha zor koşullarda devam ediyor. Kadın yaftalanmamak için giydiği kıyafetten konuşmasına hatta bakışına kadar kendini kontrol ve baskı altında tutmayı bir zorunluluk olarak görüyor. Bunun aksine erkekler dilediği gibi konuşup hatta çetin tartışmalarda ağzına geleni söylemeyi başarı olarak görebiliyor. Çünkü erkeği giydiği bir kıyafet yüzünden ya da ağzından çıkacak bir kelime için “o böyle bir adamdır “diyecek kadınlar ve hatta böyle bir düşünceye sahip toplum yok. Kadının hayatındaki yükleri bu kadar fazlayken bir de iş hayatında argo sözlere, imalı cümlelere, art niyetli bakışlara tahammüllü kalmıyor. Bu arada yazımda bahsettiğim negatif bakış açısının Hisarlar’da yeri olmadığını bilerek yazdığımı belirtmek isterim. Sanırım sizin de yaptığınız gibi kadınlar pozitif ayrımcılığı hak ediyor. Hayatınızdaki tüm kadınlara yaptığınız pozitif ayrımcılık için teşekkür ederiz…