M. Meclisi B : 48 İt. Û . 1963» ye'nin temelini sağlam zemine istînadettirirken çok dikkatli ve uyanık olmamız icabeder, ka­ naatindeyiz. Bugün T. B. M. Meclisi, bütün nazarları ve ümitleri üstünde toplıyan mukaddes Parlâmento hüviyetini iktisabetmiş durumdadır. Millet için vücut bulmuş bu ümit kaynağının teşekkülünde, 27 Mayıs İhtilâlini mütaakıp aradan bir buçuk sene geçmiş olmasiyle birlikte verdikleri sözle, et­ tikleri yemine sadakat gösteren M. B. K. ve Türk Silâhlı Kuvvetlerinin vatanperver tutum­ ları ve yaptıkları 15 Ekim dürüst seçimlerinin birinci derecede rolü olmuştur. Muhterem arkadaşlar : iç politika hayatımızda ehemmiyetli hâdise­ lerin cereyan ettiği bir yılı geride bıraktık. Birinci Koalisyonun kuruluş öncesinden bugü­ ne kadar Parlâmentoda mevcut siyasi partile­ rin bâzı hakikatleri zamanında anlamak is­ tememeleri, realiteler için kullandıkları kıymet ölçüsünün kifayetsiz olması, rejimin bekası ba­ kımından birtakım endişelerin doğmasına ve vatandaş vicdanında haklı olarak huzursuzlu­ ğun vücut bulmasına sebebolmuştur. Kıymetli arkadaşlarım; İhtilâl idarelerinin dünyanın her tarafında olduğu gibi bizde de bâzı aksak ve hatalı tu­ tumları olmuştur. Bununla beraber ihtilâl ida­ resi tarafından en geniş bir hürriyet anlayışı içerisinde hazırlanan yeni Anayasamız Türk milleti tarafından 9 Temmuz 1961 yılında ka­ bul edilmiştir. Bu bakımdan, biz Millet Par­ tisi olarak : 27 Mayısın asla bîr intikamcı ve bir ihtilâlci arzu ve istismar vasıtası olarak düşünülmemesi lâzımgeldiğine inanıyoruz. Şu anda meşru nizama sadık kuvvetlerin mevcu­ diyeti, siyasi partilerin zaman zaman birbir­ leriyle olan iç çekişmelerinden sıyrılarak reji­ min korunması ana prensibine olan sadakatlari, yeni badirelere karşı vatandaş kütlesinin çok geniş bir çoğunluğunun reaksiyonu gibi fak­ törler; millî bütünlük ve bekamızı yıkmaya matuf davranışlara ve dikta heveslilerine kar­ şı çok kuvvetli bir cephe teşkil etmektedir. Arkadaşlar, şu hususu açık olarak ifade edelim ki : Bir taraftan 27 Mayısın meşruiye­ tine inanmak ve onu kabul eder görünmek, diğer taraftan gizlice onu reddetmek veya ken­ di siyasi emellerine ve dikta heveslerine onu vasıta kılmak için çaba göstermek, politikada 0:1 mevcudiyetine inandığımız siyasi ahlâkla kati­ yen bağdaşmaz kanaatindeyiz. Hakkı rehber tanıyan ve kuvvetini de asil Türk milletinden alan bir siyasi teşekkül olarak biz, uhdemize düşen görevi ifa ediyoruz; ama, ne yazık ki biz bu gayretlerimizin yanında bilhassa ikjtidarların, muhalefette iken savundukları fikir­ lere, iktidarlarında mutlak riayeti görmek şe­ refine bir türlü nail olamadık. Kıymetli arkadaşlarım; şurasıda bir haki­ kattir ki; Meclise geldiğimiz günden bugüne kadar iktidar ve muhalefet olarak bâzı gay­ retlerimiz milletin nef'ine devam edçrken, di­ ğer taraftan Türk milletini ve onun meşru ni­ zamını yıkmak istiyen gayretler hızını artır­ mış, rejim için, memleket için felâketli neti­ celer doğuracak gelişmeler göstermiş, Türki­ ye'de demokratik rejimin yaşayıp yaşamıyacağı içte ve dışta münakaşa mevzuu olmuştur. Bu davranışların yanı sıra, bilhassa varlığı­ mızı imha için fırsat bekliyen şer kuvvetler, aşırı sol cereyanlar, maalesef birtakım mat­ buat çevrelerince de desteklenerek Parlâmento­ muza her fırsattan hücuma geçmişlerdir. Yine üzülerek ifade edelim ki, hükümetler, hâdiseler karşısında zaıfla dolu bir idarei maslahat ve tâviz politikası takibetmişler ve el'ân da Jher türlü tahriklerin dışında tutulması lâzımgelen parlâmentonun itibarını sarsıcı cereyanlara kar­ şı cesur ve kuvvetli bir politika takibetmemektedirler. Biz, dün de bu kürsüden belirttiğimiz gibi Türkiye'de mevcut demokratik nizamı ken­ di çıkarlarına engel sayan ve onu istismar eden hiçbir partinin, hiçbir kuvvetin ve hiçbir şahsın varlığına inanmıyoruz. Biz, 22 Şubat maceracı­ larının ve M. D. O. gibi tedhiş teşekküllerinin hareketlerini; parlâmentoya müteveccih ve meş­ ru nizama kasdetmek şeklinde bir davranış ol­ duğuna inanıyor ve onu şiddetle ve nefretle red­ dediyoruz. Sevgili arkadaşlarım; artık şu muazzez va­ tanda ve Türk milleti bünyesinde huzurun te­ mini ve iktisadi refahın doğmasını samimiyetle arzu ediyorsak, ki ona bütün kalbimle inanıyo­ rum, 27 Mayısın meşruiyetine karşı girişilmek istidadını gösteren tecavüzler karşısında dur­ malıyız. Diğer tarafta da bir atıfet duygusunun da esirgenmiyerek, geçmiş devrin yaralarının sa­ rılmasında siyasi partiler, meşru kuvvetler ve bütün bir millet olarak samimiyet ve vatanper- — 413 —