ŞUBAT 2017 Cilt 1 Sayı 2 Sağlık Bülteni * YAPABİLİRİM ERKEN TANININ HAYAT KURTARDIĞINI ANLAYABİLİRİM… Kandıra Ecz. Kazım Dinç Devlet Hastanesi HAZIRLAYAN: EĞİTİM HEMŞİRESİ Gizem YILMAZ FOTOĞRAFLAR: İLETİŞİM ASİSTANI Muhammet BURUŞ KATKIDA BULUNANLAR: Başhekim/Yönetici V. Dr. Şeref KASIMOĞLU Sağlık Bakım Hiz. Müdürü Hilal AZAKLI Sağlık Bakım Hiz. Sorumlusu Melek ÖZDEMİR İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hacer BALTAOĞLU İdari ve Mali Hizmetler Müdür Yardımcısı Metin ÖZDAMAR Kalite Direktörü Ramazan AKGÜL Çok değerli çalışanlarımız; Kandıra Ecz. Kazım Dinç Devlet Hastanesi olarak Sağlık Bakanlığımızın destekleriyle tüm olanaklarımızı hastalarımızın ve sizlerin daha kaliteli ve konforlu sağlık hizmeti alabilme ve sunabilmesi için kullanmaktayız. Hastanemiz poliklinik ve klinik tedavisinde verimlilik ve kalite standartlarını sağlamak ve siz çalışanlarımızın daha verimli hizmet sunmaları için tüm fiziki koşulları oluşturma gayreti içerisindeyiz. Misyonumuz ; Hastanemize müracaat eden hastalarımızın hiçbir fark gözetmeksizin, hasta ve çalışan güvenliğini sağlayarak en iyi ve doğru sağlık hizmetini sunmaktır. Bu Sayıda: Uzm. Dr. Hacer BALTAOĞLU Röportajı Sayfa 2-3’te Hastanemizde Şubat Ayı Eğitim Programı Sayfa 4’te Şubat Ayı Yemek Listesi Sayfa 5’te 4 Şubat Dünya Kanser Günü Sayfa 6’da Akılcı Antibiyotik Kullanımı Sayfa 7’de Devlet Memurlarına Verilecek Yıllık İzin, Ücretsiz İzin Ve Doğum İzni Sayfa 8’de Hasta/Yakınlarının Görüşlerini Bildirmesi Sayfa 9’da Vizyonumuz; Hasta ve çalışanların memnuniyetinin sağlandığı, fiziki şartların çağdaş ölçülerde olduğu, uluslararası standartlarda sağlık hizmeti veren bir modern kuruluş olmaktır. Kalite Politikamız; Sağlık hizmeti alan ve sunanların, memnuniyetini sağlayarak devamlı gelişen ve iyileşme planlayan kaliteli ve modern sağlık hizmeti sunmaktır. Sizlerin memnuniyetlerinin artması, şevk ve istekle çalışması bu hedeflerimizde bizler için en büyük güç kaynağı olacaktır. Hastalıkta ve sağlıkta her zaman yanınızda olduğumu belirtir, siz değerli çalışanlarımıza sevgi ve saygılarımı sunarım. Dr. Şeref KASIMOĞLU BAŞHEKİM/YÖNETİCİ V. 1111 Hücrelerin Kanserin çevresel nedenleri arasında kuşkusuz en önemli olanı sigara içilmesidir. Sigara içenlerde akciğer kanseri başta olmak üzere çok sayıda kanser meydana gelmektedir. Sigara ile kanser arasındaki ilişki ilk kez geçtiğimiz yüzyılın ortalarına doğru dikkatleri çekmeye başlamıştır. O yıllarda bazı doktorlar akciğer kanserli hastaların çoğunun sigara içen kişiler olduğunu gözlemlemişler, buradan hareketle de akciğer kanserinin meydana gelmesinde sigara içmenin etkisi olabileceğini düşünmüşlerdir. İzleyen yıllarda bu konuyu incelemek amacı ile çok sayıda bilimsel çalışmalar yapılmıştır. Bu kapsamda İç Hastalıkları Uzmanımız Dr. Hacer BALTAOĞLU sigaranın kanser üzerine etkileri hakkında yapılan röportajda sorularımızı yanıtladı. 1.Kanser nedir? Kanser bir organdaki kontrolsüz bir şekilde çoğalmaya başlaması ve tedavi edilmediği takdirde vücutta yayılarak hızlı bir şekilde ölümle sonlanmasıdır. Günümüzde dünyada her yıl 1011 milyon kişi bir çeşit kanser hastalığına yakalanmaktadır. Bu hastaların 7 milyon kadarı ise aynı yıl içinde hayatını kaybetmektedir. 2. Sık görülen kanser türleri nelerdir? İnsan vücudundaki en büyük organ deri olduğundan gerçekte en sık görülen kanser deri kanseridir. Deri kanseri dışında akciğer kanseri, mide kanseri, gırtlak kanseri, kalın barsak kanseri ve prostat kanseri erkeklerde en sık görülen kanser türleridir. Kadınlarda en sık görülen kanser türü ise meme kanseridir. 3- Sigaranın başka kanser türleri ile ilişkisi var mıdır? Araştırmalar sigara içenlerde akciğer kanserinden başka daha pek çok kanserin görülme sıklığının arttığını göstermiştir. Bunlar arasında gırtlak kanseri, ağız boşluğu-yutak yemek borusu kanseri, mide ve barsak kanserleri, kan kanseri, pankreas kanseri, mesane kanseri, kadınlarda meme ve rahim kanseri gibi kanserler sayılabilir. Görüldüğü gibi sigara ile kanser arasındaki ilişki yalnızca akciğer kanseri bakımından değildir, vücutta en az 10-12 değişik kanserin meydana gelmesinde sigara içilmesinin etkisi vardır. Bu kanserlerin bazıları sigara dumanının doğrudan temas ettiği ağız-yutakgırtlak-akciğer gibi organlar olurken bazı kanserler de sigara dumanının doğrudan temas etmediği mesane, meme, rahim gibi diğer organ kanserleridir. O halde sigara dumanı içinde bulunan kanser yapan kimyasal maddeler kan yolu ile bu organlara ulaşmak suretiyle çeşitli organlarda kanser meydana gelmesine neden olmaktadır. Akciğer kanseri olma riski 13-22 kat Ağız kanseri olma riski 3-30 kat Dişeti kanseri olma riski 5-14 kat Dil kanseri olma riski 4-33 kat Bademcik kanseri olma riski 7-11 kat Gırtlak kanseri olma riski 16 kat Yemek borusu kanseri olma riski 8-10 kat Mesane kanseri olma riski 3-5 kat Pankreas kanseri olma riski 2 kat Böbrek kanseri olma riski 5 kat Prostat kanseri olma riski 2 kat Rahim ağzı kanseri olma riski 17 kat Kan kanseri olma riski 2-3 kat Sigara içmiyorsanız hiç başlamayınız. Sigara içiyorsanız vakit geçirmeden sigarayı bırakınız. Sigarayı bırakamıyorsanız içtiğiniz sigara miktarını azaltınız, başkalarının yanında sigara içmeyiniz. BU AY KURUMUMUZDA YAPILACAK OLAN HİZMET İÇİ EĞİTİMLER EĞİTİM ADI TARİH-SAAT KİME VERİLECEĞİ YER Anne Sütü Eğitimi 28.02.2017-01.03.201708.00/17.00 Kadın-Doğum Servis Ebe ve Hemşireleri Eğitim Salonu Anne Sütü Eğitimi 27.02.2017-15.30 Tüm Çalışanlar Uzaktan Eğitimler 15.02.2017-15.03.2017 Tüm Çalışanlar Eğitim Salonu --- Uzaktan eğitim şifreleri değiştirilmiştir. Yeni şifreler cep telefonunuza mesaj olarak gönderilecektir. Uzaktan eğitim girişiyle ilgili problem yaşayanlar lütfen Eğitim Birimi ile iletişime geçiniz. Mersin Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi Yoğun Bakım Hemşireliği Sertifikalı Eğitim Programı Sertifikalı Eğitim Programı 27 Şubat-06 Nisan2017 tarihleri arasında yapılacak olup, başvuru tarihleri 06-13 Şubat 2017'dır. 3 SABAH ÖĞLE AKŞAM SABAH ÖĞLE AKŞAM ÇAY, YUMURTA, REÇEL, SİYAH ZEYTİN İZMİR KÖFTE, SOSLU MAKARNA, PORTAKAL ETLİ MEVSİM TÜRLÜ, BULGUR PİLAVI, AYRAN 15.2.2017 ÇAY KAŞAR PEYNİRİ, REÇEL, SİYAH ZEYTİN, ETLİ KURU FASULYE, BAHAR PİLAVI, YOĞURT/TURŞU KIYMALI ISPANAK(YOĞ), PEYN. MİLFÖY, ELMA ŞEH. T.SUYU ÇORBA TAVUK PİRZOLA (ELMA DİLİM.) PAT. KIZ) BİSKÜVİLİ SUPANGLE SEBZE ÇORBA, ÇOBANKAVURM A(PİLAV ÜSTÜ), YOĞURT 16.2.2017 SÜT, KREM PEYNİR, PATATESLİ TEPSİ BÖREĞİ, FINDIK KREAMASI KIY. KARNABAHAR, DOMATES SOSLU MAKARNA, FINDIKLI KEŞKÜL FIRIN TAVUK(SEB.)GA RN, PİRİNÇ PİLAVI, YOĞURT 3.2.2017 ÇAY,TEPSİ BÖREĞİ,YEŞİL ZEYTİN ,TAHİN HELVA ETLİ NOHUT, BULGUR PİLAVI, MEVSİMSALATA/T URŞU YAYLA ÇORBA,FIRIN TAVUK, PEYNİR TATLISI 17.2.2017 ÇAY,BEYAZ PEYNİR,TEREYA Ğ REÇEL,YEŞİL ZEYTİN ET DÖNER(PİLAV ÜSTÜ), MERCİMEK ÇORBA, AYRAN 4.2.2017 ÇAY,KAŞAR PEYNİRİ,SİYAH ZEYTİN,REÇEL BAHÇIVAN KEBABI, PİRİNÇ PİLAVI, CACIK FIRIN KÖFTE (PİYAZ GRN), SOSLU MAKARMA, PORTAKAL 18.2.2017 ÇAY, YUMURTA ,SİYAH ZEYTİN,FINDIK KREMASI, ETLİ TAZE FASULYE,ŞEH.PİR İNÇ PİLAVI, YOĞURT 5.2.2017 ÇAY,BEYAZ PEYNİR,SADE POĞAÇA,BAL MANTARLI TAVUK SOTE, SOSLU MAKARNA, ELMA ETLİ KURU FASULYE, ŞEH. PİRİNÇ PİLAVI, TURŞU/YOĞURT 19.2.2017 ÇAY,BEYAZ PEYNİR,TAHİN HELVA,YEŞİLZE YTİN İZMİR KÖFTE, PEYNİRLİ MAKARNA, PORTAKAL ETLİ KURU FASULYE, PİRİNÇ PİLAVI, CACIK 6.2.2017 ÇAY, YUMURTA, REÇEL, SİYAH ZEYTİN ÇİFTLİK KEBABI, SEB.BULGURPİLA VI, VİŞNE KOMPOSTO KAŞARLI DOMATES ÇORBA, TAVUK DÖNER(PİLAV ÜSTÜ), AYRAN 20.2.2017 SÜT-KREM P.SİYAH ZEYTİNFINDIK KREMASI- TOYGA ÇORBA, FIRIN TAVUK (SEB. GARN), MEVSİM SALATA EZOGELİN ÇORBA, ŞEHRİYELİ GÜVEÇ, HAVUÇ TARATOR 7.2.2017 SÜT, BEYAZ PEYNİR, BAL,YEŞİL ZEYTİN EZOGELİN ÇORBA, KIYMALI ISPANAK(YOĞ),RE VANİ KAĞIT KEBABI, BULGUR PİLAVI, YOĞURT 21.2.2017 ÇAY,BEYAZ PEYNİR,TEREYA Ğ REÇEL,YEŞİL ZEYTİN KIYMALI KARNABAHAR, PEY. KOL BÖREĞİ, PORTAKAL/KARIŞ IK KOMPOSTO TAVUK ŞİNİTZEL(PAT.KI Z.), PİRİNÇ PİLAVI, YOĞURT 8.2.2017 ÇAY,TEPSİ BÖREĞİ,YEŞİL ZEYTİN ,TAHİN HELVA TAVUK PİRZOLA(SEB.GA RN),NOH. PİRİNÇ PİLAVI, YOĞURT PATATES OTURTMA, KAŞ.SPAGETTİ, PORTAKAL 22.2.2017 ÇAY, YUMURTA ,SİYAH ZEYTİN,FINDIK KREMASI, ET KAVURMA(PİLAV ÜSTÜ), MERCİMEK ÇORBA, AYRAN KIY. ISPANAK(YOĞ), SOSLU SPAGETTİ, CEVİZLİ KABAK TATLI 9.2.2017 ÇAY,KAŞAR PEYNİRİ,SİYAH ZEYTİN,REÇEL EZOGELİN ÇORBA, PÜR.KADINBUDU KÖFTE, SUPANGLE ETLİ FIRIN GÜVEÇ,PİRİNÇ PİLAVI,CACIK 23.2.2017 ÇAY,BEYAZ PEYNİR,TAHİNPEKMEZ,YEŞİLZ EYTİN, KURU FASULYE, BULGUR PİLAVI, YOĞURT/TURŞU FIRIN KÖFTE(PİYAZ GAR),PİRİNÇPİL AVI, AYRAN 10.2.2017 ÇAY,BEYAZ PEYNİR,SADE POĞAÇA,BAL ETLİ NOHUT, PİRİNÇ PİLAVI, AYRAN/TURŞU ÇİFTLİK KÖFTE, BULGUR PİLAVI, YOĞURT 24.2.2017 ÇAY,YUMURTA, SİYAH ZEYTİN,FINDIK KREMASI BALIK, MERCİMEK ÇORBASI, (SALATA GRN)/İRMİK HELVA ORMAN KEBABI,BULGU R PİLAVI,MEVSİM SALATA 11.2.2017 ÇAY,YUMURTA, SİYAH ZEYTİN,FINDIK KREMASI DOMATES ÇORBA, TEPSİ KÖFTE(KISIR GARN), CEV.KABAK TATLISI TAS KEBABI, PİRİNÇ PİLAVI, MEVSİM SALATA 25.2.2017 ÇAY,KAŞAR PEYNİR,REÇEL, YEŞİL ZEYTİN TARHANA ÇORBA, ŞEHRİYELİ GÜVEÇ,ELMA ETLİ TAZE FASULYE, FIRIN MAKARNA, PORTAKAL 12.2.2017 ÇAY,KAŞAR PEYNİR,TEREYA Ğ,BAL TAVUKLU BEZELYE-SOSLU MAKARNAYOĞURT YAYLA ÇORBA, BAHÇEVAN KEBABI, BİSKÜVİ TATLISI 26.2.2017 SÜT, YUMURTA,TERE YAĞ,BAL ŞEHRİYE ÇORBA, ELBASAN TAVA, MEVSİM SALATA YAYLA ÇORBA, DALYAN KÖFTE(PÜRE), FIRIN SÜTLAÇ 13.2.2017 SÜT, YUMURTA,TAHİ N HELVA,SİYAH ZEYTİN BROKOLİ ÇORBA, PÜRELİ DALYAN KÖFTE, BAKLAVA ETLİ NOHUT,BULGUR PİLAVI, YOĞURT 27.2.2017 ÇAY,KREMPEYN İR,YEŞİLZEYTİN, TAHİN HELVA TAVUK PİRZOLA (SEB.GARN+PİLA V),MERCİMEK ÇORBA, YOĞURT BODRUM KÖFTE, SOSLU MAKARNA, MEVSİM SALATA 14.2.2017 ÇAY,KREM PEYNİR,REÇEL, TEREYAĞ MERCİMEK ÇORBA, LAV.ÜST.TAVUK DÖNER(PAT), AYRAN İZMİR KÖFTE, PEY.MAKARNA, PORTAKAL 28.2.2017 ÇAY-YUMURTASİYAH ZEYTİN EKŞİLİ KÖFTECEVİZLİ ERİŞTEM.DÜNYA EZOGELİN ÇORBA, ELBASAN TAVA, ELMA 1.2.2017 2.2.2017 SÜT, BEYAZ PEYNİR, TEREYAĞI, BAL PATATES OTURTMA, PEYNİRLİ MAKARNA, PORTAKAL BAHÇEVAN KEBABI, MERCİM.BULGU R PİLAVI, MEVSİM SALATA , YAPABİLİRİM ERKEN TANININ HAYAT KURTARDIĞINI ANLAYABİLİRİM… AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI Enfeksiyon hastalıkları, halk sağlığı açısından önemli ve uygun anti mikrobik tedaviyle başarının sağlandığı bir alandır. Bununla birlikte gerek toplumda gerekse hastanede kazanılan enfeksiyon hastalıkları akılcı olmayan antimikrobiyal tedavilerin kullanılması sonucu tedavi edilememekte ve belki de hasta kaybedilmektedir. Uygun antimikrobiyal tedavi; sağ kalım, komplikasyon ve kronikleşmenin önlenmesi, hastalık şiddet ve süresinin kısaltılması açısından önemlidir. Hekimlerin elektronik ortamda reçeteleme davranışlarının analiz edilmesine imkân sağlayan “Reçete Bilgi Sitemi (RBS)”nden yararlanılarak, birinci basamakta 2011 yılında düzenlenmiş reçeteler değerlendirildiğinde; toplam 439.539.673 kutu ilacın reçete edildiği ve bunun %12,71 oranıyla 55.878.010 kutusun antibiyotiklerden oluştuğu tespit edilmiştir. Düzenlenmiş reçetelerin maliyet analizleri yapıldığında ise genel maliyetin % 14,14’ünü antibiyotikler oluşturmaktadır. Bu durum ülkemizdeki ilaç tüketiminde önemli bir yeri olan antibiyotiklerin akılcı kullanımının önemini göstermektedir. Antibiyotiklerin yanlış nedenlerle veya doğru olmayan biçimde kullanılması, bakterilerin sonraki tedavilere karşı direnç göstermesine neden olabilir. Antimikrobiyal direnç, bu mikroorganizmanın neden olduğu enfeksiyonu tedavi etmek veya önlemek amacıyla antimikrobiyal ajanın etkisinin azalmasına veya yok olmasına neden olur. Bakteriler için antibiyotik direnci, bakterilerin herhangi bir antibiyotiğin varlığına rağmen üreyebilmesi ve enfeksiyon yapabilmesidir. Bunun sonucunda ise, daha sonra antibiyotiğe ihtiyaç duyulduğunda işe yaramazlar. Bu yalnızca antibiyotiği uygun olmayan biçimde kullanan kişi açısından değil, sonradan İdeal antibiyotik kullanımı için; doğru tanı sonrası dirençli bakteriye yakalanma riski olan herkes için tehlike doğru antibiyotik; en uygun yoldan, etkin dozda, oluşturmaktadır. optimum aralıklarla, uygun süreyle verilmelidir. Doğru Antibiyotik direnci tüm dünyada önemli bir sağlık sorunu antibiyotik kullanımı için, mikrobiyolojik olarak haline gelmiştir. Antibiyotik-dirençli bakterilerin yol açtığı kanıtlanmış bakteriyel bir enfeksiyonun varlığı enfeksiyonlar, hastalığın ve ölüm oranlarının artması ve mutlaka sorgulanmalıdır. Tanı açısından gerekli hastanede geçirilen sürenin uzaması ile sonuçlanmakta değerlendirme yapılmadan ve enfeksiyon olmaksızın ayrıca tedavi maliyetlerinde de artışa neden olmaktadır. antibiyotik kullanılması, seçilen antibiyotiğin yanlış Antibiyotik kullanımı, insanlardaki normal bakteriyel floranın olması, antibiyotik dozunun yetersiz veya aşırı olması, değişmesine bu da çoğu kez antibiyotik dirençli bakterilerin doz aralıklarının uygunsuz olması durumlarında ortaya çıkmasına ve ishal gibi yan etkilerin görülmesine antibiyotikler uygun kullanılmamış olur. Etkinliği neden olabilmektedir. bilinen bir antibiyotik yerine maliyeti daha yüksek ve yeni olan bir antibiyotiğin seçilmesi, gerekli olmadığı halde aynı anda birden fazla antibiyotiğin kullanılması, kültür sonucuna uygun olmayan antibiyotik kullanımı da antibiyotiğin uygunsuz kullanımına örneklerdir. Birinci basamak tedavi hizmetlerinde tüm antibiyotik reçetelerinin çoğunlukla solunum yolu enfeksiyonları için düzenlendiğini gösterilmiştir. Birçok solunum yolu enfeksiyonu vakasında antibiyotiklerin gerekli olmadığına ve hastanın bağışıklık sisteminin basit enfeksiyonlarla mücadele edebilecek yeterlilikte olduğuna ilişkin kanıtlar mevcuttur. Sadece bakteriyel enfeksiyonlara karşı etkili olan antibiyotikler; yaygın olarak yanlış kullanımın gözlendiği soğuk algınlığı veya grip gibi virüslerin neden olduğu enfeksiyonlar için çözüm değildirler ve virüsün diğer insanlara bulaşmasını önlemezler. Antibiyotik kullanımı gerektirmeyen durumlarda, enfeksiyon taşıyan hastalardan diğer kişilere bulaşmasını önlemek amacıyla enfeksiyon kontrol tedbirlerinin alınması yeterlidir. Unutmayalım ki antibiyotikler; ateş düşürmez, ağrı dindirmez, virüslere bağlı enfeksiyonları tedavi edemez. Yaygın ve yanlış kullanıldığında ise hızla direnç gelişen antibiyotik, esas etki beklediğimiz bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde de etkisiz hale gelir. Hekim reçete etmedikçe antibiyotik kullanılmamalıdır. Hastaların, daha önceki bir hastalığında kullandığı antibiyotiğin, tekrar benzer hastalığa yakalansa bile hekime danışmadan kullanmaması gerektiği konusunda bilinçli olması gerekmektedir. Özellikle grip ya da nezle gibi virüslere bağlı solunum yolu enfeksiyonlarında antibiyotiklerin tedavide yeri olmadığını unutulmamalıdır. Hekim önerisi sonrası reçete ile alınan antibiyotiğe, enfeksiyonu en etkili biçimde tedavi etmek ve direncin ortaya çıkma riskini azaltmak için antibiyotikler doğru dozda, doğru şekilde ve reçeteye uygun zaman aralıklarında alınarak uygun biçimde kullanılmalıdır. Hasta kendisini iyi hissetse bile tedaviyi hekimin belirttiği süreden önce sonlandırmamalıdır. Aksi takdirde faydadan çok zarar getirecektir. Artmış veya reçetesiz alınmış antibiyotikler yerine her zaman tıbbi reçeteli antibiyotikler kullanılmalıdır. Bakteriyel enfeksiyonlara karşı en önemli silahımız olan antibiyotiklere direnç gelişimini önlemek için antibiyotikleri doğru kullanma konusunda toplum olarak farkındalığımızı artırmamız gerekmektedir. DEVLET MEMURLARINA VERİLECEK YILLIK İZİN, ÜCRETSİZ İZİN VE DOĞUM İZNİ 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun değişik 102 nci maddesinde; "Devlet memurlarının yıllık izin süresi, hizmeti l yıldan on yıla kadar (on yıl dâhil) olanlar için 20 gün, hizmeti on yıldan fazla olanlar için 30 gündür. Zorunlu hallerde bu sürelere gidiş ve dönüş için en çok 2’şer gün eklenebilir" denilmektedir. 1) Kanun maddesinde, yıllık izinlerin kullanımı konusunda amirlere yetki tanınmıştır. Ayrıca, yıllık izinlerin ait olduğu yıl içinde kullanılmasının asıl, o yıla ait kullanılamayan iznin ise müteakip yılda kullanılmasının istisnai bir durum olması nedeniyle, kurumlar Devlet memurlarının yıllık izinlerini cari yıl içinde, Devlet hizmetlerinin aksamamasına dikkat etmek kaydıyla bir program dâhilinde kullanmaları hususunda gerekli hassasiyeti göstereceklerdir. 2) Yıllık izinlerin tamamının veya bir kısmının ait olduğu yıl içinde kullanılamaması durumunda kullanılamayan yıllık izin, bir sonraki yılın izni ile birlikte toptan veya kısım kısım, kullanılabilecektir. 3) Devlet memurlarınca kullanılamayan izinlerin müteakip yılda kullanılabilmesi için memur tarafından, dilekçe verilmesine veya kurum tarafından onay alınmasına gerek bulunmamaktadır. 4) Bir önceki yıldan devreden izin ile cari yıl izni toplamının kısmen veya tamamen kullanılamaması haline, sadece cari yıl iznine tekabül eden kısmının bir sonraki yılda kullanılması mümkün bulunmaktadır. Bu şekilde yıl içinde kullanılan izinler öncelikle bir önceki yıldan devreden izin sürelerinden mahsup edilecektir. ÖRNEK 1- 10 yıldan fazla hizmeti olan bir memur, 1994 yılında kullanamadığı 15 gün, 1995 yılına ilişkin 30 gün olmak üzere toplam 45 gün olan 1994-1995 yılları izninin 20 gününü kullanmış ancak 25 gününü kullanamamış ise kullanamadığı izin 1995 yılına ait olduğundan kalan 25 günlük izni, 1996 yılı içinde kullanabilecektir. Bununla beraber, 45 gün olan 1994-1995 yılları izninin, 10 gününü kullanıp, 35 gününü kullanamaması halinde, 1995 yılına ait izin süresi 30 gün, 1994 yılına ait izin süresi ise 5 gün olduğundan 1994 yılına ait 5 günlük izin 1996 yılına devretmeyecek 1996 yılına sadece 1995 yılına ait 30 günlük izin devredecek ve ilgili 1996 yılında toplam 60 gün izin kullanabilecektir. 1) Kanun maddesinde, yıllık izinlerin kullanımı konusunda amirlere yetki tanınmıştır. Ayrıca, yıllık izinlerin ait olduğu yıl içinde kullanılmasının asıl, o yıla ait kullanılamayan iznin ise müteakip yılda kullanılmasının istisnai bir durum olması nedeniyle, kurumlar Devlet memurlarının yıllık izinlerini cari yıl içinde, Devlet hizmetlerinin aksamamasına dikkat etmek kaydıyla bir program dâhilinde kullanmaları hususunda gerekli hassasiyeti göstereceklerdir. 2) Yıllık izinlerin tamamının veya bir kısmının ait olduğu yıl içinde kullanılamaması durumunda kullanılama yan yıllık izin, bir sonraki yılın izni ile birlikte toptan veya kısım kısım, kullanılabilecektir. 3) Devlet memurlarınca kullanılamayan izinlerin müteakip yılda kullanılabilmesi için memur tarafından, dilekçe verilmesine veya kurum tarafından onay alınmasına gerek bulunmamaktadır. 4) Bir önceki yıldan devreden izin ile cari yıl izni toplamının kısmen veya tamamen kullanılamaması haline, sadece cari yıl iznine tekabül eden kısmının bir sonraki yılda kullanılması mümkün bulunmaktadır. Bu şekilde yıl içinde kullanılan izinler öncelikle bir önceki yıldan devreden izin sürelerinden mahsup edilecektir. D- 657 sayılı Kanunun 562 sayılı KHK ile değişik 108 inci maddesinde, Devlet memurlarına hangi hallerde aylıksız izin verilebileceği hükme bağlanmıştır. Bu-maddeye-göre; 10 hizmet yılını tamamlamış Devlet memurlarına istekleri halinde memuriyet süreleri boyunca ve bir defada kullanılmak üzere 6 aya kadar aylıksız izin verilebilecektir. Bu iznin verilebilmesi için memurun, 10 hizmet yılını tamamlamış olması yeterli olup, ayrıca bir mazeret belirtmesine gerek bulunmamaktadır. Ancak, sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan edilen bölgelere veya kalkınmada öncelikli yörelere 72nci madde gereğince belli bir süre görev yapmak üzere mecburi olarak sürekli görevle atananlar, atandıkları tarihten itibaren bu bölgelerdeki zorunlu görev süreleri içinde bu haktan yararlanamayacaklardır. ÖRNEK 1- 10 hizmet yılını tamamlamış bir memur, isteği üzerine 4 ay 10 gün aylıksız izin kullanmış ise ilgili bu haktan bütün memuriyeti boyunca yalnız bir defa yararlanabileceğinden 6 aydan arta kalan 1 ay 20 günlük süre için hiçbir şekilde aylıksız izin verilmeyecektir. 2- Doğum yapan Devlet memurlarına istekleri halinde en çok oniki aya kadar aylıksız izin verilebilecektir. Bu sürenin başlangıç tarihi olarak da, doğum sonrası verilen 6 haftalık izin süresinin bitiş tarihini izleyen gün esas alınacaktır. Ayrıca, anılan maddenin yürürlük tarihinden önce doğum yapmış olmakla birlikte 6 haftalık izin süresinin bitiminden itibaren oniki ayı doldurmamış olanlar da bu haktan yararlanabileceklerdir. ÖRNEK 1- 20.3.1995 tarihinde doğum yapan ve 6 haftalık doğum izninin bitiminden itibaren (1.5.1995 tarihinde) 6 ay aylıksız izin alan bir memur, anılan maddenin yürürlük tarihi olan 25.7.1995 tarihine kadar 2 ay 24 gün aylıksız izin kullanmış olacaktır. Bu tarihten sonra ilgili, idarenin de uygun bulması halinde aylıksız iznini oniki aya (1.5.1996 tarihine) kadar uzatabilecektir. ÖRNEK 2- 16.1.1995 tarihinde doğum yapan ve 6 haftalık doğum izninden sonra (27.2.1995 tarihinde) göreve başlayan bir memur, isteği ve idarenin de uygun bulması halinde, 6 haftalık izin süresinin bitiminden itibaren hesaplanacak oniki ayı (27.2.1996 tarihini) geçmemek üzere aylıksız izin kullanabilecektir. ÖRNEK 3- 13.4.1994 tarihinde, doğum yapan bir memurun 24.5.1994 tarihinde 6 haftalık doğum izni, 24.5.1995 tarihinde de oniki aylık aylıksız izin hakkı dolduğundan ilgili bu tarihten sonra aylıksız izin kullanamayacaktır. ÖRNEK 4- 10.11.1994 tarihinde doğum yapan ve 6 haftalık doğum izninden sonra 22.12.1994 tarihinden itibaren 6 ay aylıksız izin kullanarak 22.6.1995 tarihinde göreve başlayan bir memura isteği üzerine, 21.12.1995 tarihini geçmeyecek şekilde aylıksız izin verilebilecektir. Yetiştirilmek üzere (burslu gidenler dahil) devlet tarafından yurt dışına gönderilen öğrenci ve memurlarla, yurt içine ve dışına sürekli görevle atanan memurların memur olan, eşlerine, her defasında bir yıldan az olmamak ve eşlerinin öğrenim süresini geçmemek üzere en çok dört yıla kadar aylıksız izin verilebilecektir. Ancak, yetiştirilmek üzere yurt dışına gönderilen öğrenci ve memurların öğrenim süresinin bir yıldan az olması halinde, bunların eşlerine verilecek aylıksız izin süresinde "bir yıldan az olmama" şartı aranmayacak ve öğrenim süresini geçmemek üzere aylıksız izin verilebilecektir. Daha önce bu fıkra hükmüne göre eşinden dolayı aylıksız izin kullanan memurlara 4 yıldan arta kalan süre için aylıksız izin verilebilecektir. Bununla beraber bu fıkra hükmüne göre verilen izin ilgililerin memuriyetleri boyunca hiçbir şekilde 4 yılı aşamayacaktır. HASTA/HASTA YAKINLARININ GÖRÜŞLERİNİ BİLDİRMESİ Sağlıklı olmak, en temel insan haklarından biridir. Hastalık halinde ise bireyin tüm yaşamı bundan az veya çok etkilenmektedir. Sağlık alımı hizmeti sırasında mahremiyet vb. konularında ihlallerin olması istenilen bir durum değildir. Hastanemizde de bu tür ihlallerin olmaması yönünde yönetim ve çalışanlar iş birliği içinde koordineli olarak çalışmakta, çalışanlarımıza gerekli eğitimler/toplantılar plan dâhilinde verilmektedir. Hastanemizin muhtelif yerlerinde hasta ve hasta yakınlarının dilek/ şikâyet ve görüşlerini bildirmesine yönelik kutular bulunmaktadır.Ayrıca hastanemiz web sitesi https://kandiradh.saglik.gov.tr/OneriSikayetKutu su.aspx adresinden hastanemize bildirim yapabilmektedir. Yapılan bildirimler hastane yönetimince değerlendirilerek gerekli çalışmalar planlanmaktadır. Orhan Mah. Kabaağaç Cad. No:54 41600 Kandıra/KOCAELİ Telefon:( 0 262) 551 30 38 Faks( 0 262) 551 42 21 E-posta: bilgi@kandiradh.gov.tr Elektronik Ağ: www.kandiradh.gov.tr Evde Sağlık Birimi: 444 38 33