M. Meclisi B : 20 G. P. GRUPU ADINA İRFAN SOLMAZER (Devamla) — Evet. BAŞKAN — C. H. P. Grupu adına Sayın Niyazi özgüç, buyurun. C. H. P. GRUPU ADINA NİYAZİ ÖZGÜÇ (Sinop) — Sayın Başkan, sayın .milletvekil­ leri; Cumhuriyet Halk Partisinin kanaat ve düşüncelerini grup adına arz etmek istiyorum. 20 - 21 Mayıs 1963 olayları sebebiyle Yük­ sek Disiplin Kurulu kararı ile Harb. Okulundan ihracedilen öğrencilerin askerlik durumlarına dair yapılan kanun teklifi hakkında Cumhuri­ yet Senatosunun kabul ettiği metin şudur: «20 21 Mayıs 1963 olayları sebebiyle Harb Okulu ile ilişiği kesilen öğrenciler muvazzaf askerliklerini er olarak yapmış sayıbrlar. Bunlar 1076 sayılı Kanun hükümlerinden faydalanamazlar.» Millet Meclisinin kabul etmiş olduğu metin: «20 - 21 Mayıs 1963 olayları sebebiyle Harb Okulu ile ilişiği kesilen öğrenciler muvazzaf askerlik hizmetini yapmış sayılırlar. Bu öğren­ ciler arasında yüksek tahsile devam edenler­ den 1076 sayılı Kanunun şümulüne girenler is­ temde bulundukları takdirde yedek subay oku­ luna sevk edilirler. Okulu bitirenler 6 aylık asteğmenlik süresini tamamladıktan sonra ter­ his edilirler.» C. H. P. grupunun kanaati Millet Meclisi­ nin evvelce kabul ettiği metnin tekrar kanun­ laşması şeklinde olacaktır. Şöyle ki: Sayın ar­ kadaşlarım takdir buyururlar, hepimiz zaman zaman gençlik ve talebelik haleti ruhiyesi için­ de uzun seneler okul hayatı geçirdik, öğretmen ve talebe münasebetlerini çok iyi takdir buyu­ rurlar. öğretmenlerimizi ekseriya münasebetle­ rini çok iyi takdir buyururlar, öğretmenlerimi­ zi ekseriya mümtaz ve doğru düşünen bir büyü­ ğümüz olarak tanımışızdır. Hele askerî okul hayatında bu etki daha da fazladır. O günün psikolojik durumu içinde bulunan, devamlı su­ rette yapılan muhtelif telkin ve tesirlerle masu­ mane hisleri istismar edilmiş ve maalesef hayata atılacakları genç yaşta heyecan ve ümitle dolu istikbal düşünceleri bir anda mahvolmuş ve bu ıstıraplı durum aile efradını da perişan etmiş­ tir. Bu gayri kanuni hareketler karşısında, suç­ luları derece derece cezalarını elbette çektiler. Yalnız Yüksek Disiplin Kurulu kararı ile Harb Okulundan ihracedilen öğrencilerin askerlik du­ 22 . 12 . 1967 O :1 rumları elbette ki, yeni bir durum ortaya çı­ karmıştır. Şöyle ki: Yüksek tahsile devanı edip başarı sağlıyanlarm 1076 sayılı Yedeksubay Ka­ nununun şümulüne girmesi ve yedeksubay olma­ ları gerekir. Esasen 1076 sayılı ihtiyat Zabıtları ve İhtiyat Askerî Memurları Kanununun 23 ncü maddesine göre de yedeksubay olmalarını engelliyen bir hüküm de yoktur. Bu kanuna göre yedeksubay ve askerî memurluktan çıkarılmayı ve yaşlarına göre haklarında askerlik kanunu­ nun uygulanmasını gerektiren sebepler şun­ lardır : a) Ordu dışında şeref ve haysiyet bozucu halleri aded edindiği bir askerî kurulca yaptı­ rılacak inceleme ile Millî Savunma Bakanlığın­ ca anlaşılanlar. b) Ordu içinde veya dışında tardı veya ihracı gerektirecek kadar her hangi bir mahke­ me tarafından hüküm giyiniş olanlar. c) Ordu dışındaki memuriyetten müebbeden mahrumiyet cezasına hükümlü olanlar. d) Hileli müflis oldukları ilân edilenler. (Tekrar itibarı iade edildiği takdirde rütbesi geri veriliyor). e) Yabancı kızla veya kadınla evli olanlar veya nikahsız yaşıyanlar. Bu maddenin fıkralarında yazılı hususlardan her hangi birisine de şümulü olmadığına göre, hissî bâzı sebeplerle ileride belki de memleketi­ mize en değerli hizmet ve vazifeleri verecek olan bu gençleri şimdiden hayatları boyunca mağdur ve bedbin etmiş oluruz. Gayemiz olumlu tutu­ mumuzla geliştirici ve ıslah edici bir hale ge­ tirmek olmalıdır. Yine kanuni engeller içerisine girmiyen bu gençleri hissî sebepler ile yedek,-jiıbay olma gibi şerefli bir vatan hizmetinden mahrum kılmak demokratik düzen içinde hatalı bir yol olur. Bu gençler hayatları boyunca ceza­ landırılmış da olacaklardır. Bu tutum hem in­ sanî duygulara ve hem de cemiyet içinde fert­ lerin ıslahı yolundaki düşünce ve çabalara da aykırı düşecektir. Anayasamızın 11 nci madlesi, «temel hakların özü» başlığı altında şöyle diyor : «Temel hak ve hürriyetler, Anayasanın sö­ küne vıı ruhuna uygun olarak ancak kanunla sınırlanabilir. Kanun, kamu yararı, genel ahlâk, kamu düzeni, sosyal adalet ve millî güvenlik gibi sebeplerle de olsa bir haklan ve hürriye­ tin özüne dokunamaz.» — 707 —