T.B.M.M. B :6 14 . 10 . 2003 O:) HASAN MURAT MERCAN (Devamla) - Önümüzdeki haziran ayında Avrupa Konseyinde Türkiye raporu görüşülecek. Bu nedenle, önümüzdeki haziran ayına kadar, eksik kalan bazı yasal düzenlemeleri yapmak, Meclisimizin en büyük görevlen arasında olmalıdır. Ayrıca, uygulamalardan kaynaklanan sorunların giderilmesi için, başta emniyet teşkilatı, yargı ve tüm bürokrasi olmak üzere, herkesin üzerine büyük görevler düşmektedir; çünkü, aslına bakar­ sanız, Avrupa Konseyinin denetim sürecinden çıkmak, Avrupa Birliğinin olumlu rapor vermesi için bir önşarttır. Bu nedenle, Türkiye'deki tüm bürokrasinin bu konuda aşırı özen göstermesi ve uy­ gulama ihlallerine müsaade etmemesi lazım. Denetim raporunda çıkan bazı yasal düzenlemelerin bir an önce bu Meclisten çıkması gerek­ mektedir. Mesele, sadece AK Partinin meselesi değildir; mesele, sadece Cumhuriyet Halk Partisinin meselesi değildir; mesele, Türkiye'nin meselesidir, Türkiye'nin geleceği meselesidir, çocuklarımızın meselesidir. Bu bilgileri sizlere vermeyi, Komisyon Başkanı olarak, bir görev addettim. Hepinize saygılar sunuyorum. Teşekkür ediyorum. (Alkışlar) BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Mercan. Gündemdışı üçüncü söz, hükümetin TÜBİTAK'la ilgili bilim politikaları konusunda söz is­ teyen Ankara Milletvekili Sayın Yakup Kepenek'e aittir. Buyurun Sayın Kepenek. (CHP sıralarından alkışlar) 3. - Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in, Hükümetin bilim politikasına ve son zamanlarda TÜBİTAK'la ilgili gelişmelere ilişkin gündemdışı konuşması ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardım­ cısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı YAKUP KEPENEK (Ankara) - Sayın Başkan, çok değerli arkadaşlarım, değerli izleyenler; hükümetin, TÜBİTAK bağlamında, bilim politikası üzerine söz almış bulunuyorum; hepinizi, say­ gıyla, sevgiyle selamlıyorum. Değerli arkadaşlar, günümüzde bilim ve teknoloji, insanlığın en önde gelen temel sorunu durumuna gelmiştir. Toplumsal ve ekonomik yaşamın her hücresi, bilim ve teknolojik yenilik bağ­ lamında. teknolojik gelişme bağlamında çözüme kavuşmaktadır. Dünya, bu noktaya kolay gelmedi; Rönesans insancılhğıyla geldi, reform hareketleriyle geldi, insan aklının özgürleşmesiyle geldi ve bu süreçte, ünlü bilgin Louis Pasteur. yaklaşık yüzyirmi yıl önce. öğrencilerine şöyle der: "Laboratuvara girerken İncil'i kapıda bırakın." Değerli arkadaşlar, ekonomi bilimi Smith'in "Ulusların Zenginliği" kitabıyla doğdu. Bugün, ulusların zenginliğinin kaynağı, bilim ve teknolojik yeniliktir; dünya, bu yönde gelişiyor. Yabancı sermaye, bilim ve teknolojinin güçlü olduğu yerlere gidiyor. Avrupa Birliği, rekabet gücünü artır­ mak için bilim ve teknolojiye önem verilmesini öneriyor ve ekonomik büyümenin, ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, yüzde 30'dan 70'e kadar bir bölümü, yenilikten, bilimden, teknolojiden geçiyor. Peki. bu sırada Türkiye ne yapıyor? Türkiye'nin bu alanda büyük atılımlar yapması gerekiyor, Tür­ kiye'nin güçlenmesi gerekiyor. Bir rapora göre, Türkiye, dışarıdan aldığı teknoloji için, başka ül­ kelere. her yıl 1 500 000 000 dolar ar-ge yardımı yapıyor. Türkiye, bu nedenle beyin göçü yaşıyor. Şimdi, bu çerçevede olaylara bakalım. Hükümet, bir yıldır, eğitim kurumlarıyla, bilim kurum­ larıyla sanki savaş veriyor. YÖK Yasasının gidip gelmeleri, parça parça Meclisten geçirilmeleri bir yana. şimdi de. TÜBİTAK gündeme geldi. Nasıl geldi: Sayın Başbakan, TÜBİTAK Bilim Kurulunun ve Başkanının yasal olarak seçimiyle ilgili görevlerini yapmadı, bunların atamasını ger­ çekleştirmedi; şimdi de. topluma dönüp, her tarafını bağlayıp sarıp sarmaladığı TÜBİTAK'ın çalışamadığı gerekçesiyle, bir yasa önerisiyle toplumun karşısına çıkıyor ve bu kurumu felç ediyor. yıkıma sürüklüyor. -494-