Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi Turkish Journal of Thoracic and Cardiovascular Surgery Kardiyovasküler literatürden seçmeler Suat Nail Ömeroğlu, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Ann Thorac Surg 2008;86:441 Aort kökü ve çıkan aort cerrahisinde aksiller kanülasyonun, çıkan aort ve femoral arteryel kanülasyon ile karşılaştırıldığı çalışmada aksiller kanülasyonun aterosklerotik anevrizmalarda sağkalım ve nörolojik komplikasyonlar açısından üstün olduğu, dejeneratif anevrizmalar ile akut ve kronik tip A diseksiyonlarda fark olmadığı gösterilmiş. New York’taki Mount Sinai School of Medicine tarafından yapılan çalışma çok tartışılan ve günümüzde popüler olan aksiller kanülasyona daha bilimsel bir yaklaşım sunmaktadır. Ann Thorac Surg 2008;86:466 Mitral kapak cerrahisi uygulanmış hastalarda yeniden kapak cerrahisi uygulanırken düşünülmesi gereken alternatif bir yaklaşım olan sol torakotomiyle perfüzyonda atan kalpte mitral kapak müdahalesi hakkında yapılmış çalışma olumlu sonuçlar sunmaktadır. Ann Thorac Surg 2008;86:472 Ülkemizde azalmış olmasına rağmen hala önemli bir yoğunlukta görülen romatizmal mitral kapak hastalığında mitral kapak replasmanı tedavisi sırasında korda korumasının etkisi araştırılmış, hem mitral darlığında hem mitral yetmezliğinde kordal korumanın yararlı olduğu gösterilmiştir. Ann Thorac Surg 2008;86:560 CABG ameliyatında aprotinin kullanımının artmış renal komplikasyonlar ve artmış uzun dönem mortaliteye neden olması günümüzde en çok tartışılan konuların başında gelmektedir. Bu sonuca varan çalışmaların çokmerkezli olması, değişik doz ilaç kullanımı içermesi eleştirilmektedir. Bu çalışma tam da bu eleştirilere cevap verecek tarzda ele alınmış, tek merkezde aprotinin kullanılmış 1507 hasta incelenmiştir. Bu önemli çalışmada da aprotinin kullanan hastalarda renal yetmezlik oranı ve geç dönem mortalitede artış saptanmıştır. Ann Thorac Surg 2008;86:627 J Thorac Cardiovasc Surg 2008;136:267 2008;136:271 Ülkemizde kalp cerrahisi ve damar cerrahisinin ayrılması tartışılırken Journal of Thoracic and Cardiovascular Surgery’nin son sayısında iki editöryel yazı da bu iki cerrahi dalın birbirinden ayrılmış olmasının hatalı olabileceği, iki branşın da tek sistemi ilgilendirdiği, aslında göğüs cerrahisi ile kalp cerrahisinin birbirleriyle çok alakalı olmadıklarını belirtiyor, damar cerrahisinin kalp cerrahisi ile bütünleştirilmesi öneriliyor. Bu yazıların kalp damar cerrahisini yakından ilgilendirdiği için mutlaka dikkatli bir şekilde okunarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. J Thorac Cardiovasc Surg 2008;136:290 Natif pulmoner kapağın korunamadığı Fallot tetralojisi ve eşdeğer sağ ventrikül çıkım yolu hastalıklarında yapay kapakçıkların etkisini karşılaştıran önemli bir çalışma; bu tür hastalıklarda yol gösterici olmaktadır. J Thorac Cardiovasc Surg 2008;136:424 Yaşamı tehdit edici ciddi komplikasyonlarla seyreden akut tip B aort diseksiyonlarında acil endovasküler stent-greftlemenin orta dönem sonuçlarının açıklandığı yazıda, olumlu sonuçlar olmasına rağmen, bu konuda daha hızlı bir müdahale ve teknolojide ilerleme gerekliliği ortaya konmuştur. Eur J Cardiothorac Surg 2008;34:402 Triküspit kapak replasmanı ile tamirinin karşılaştırıldığı çalışmada tamir yapılan hastalarda kısa ve uzun dönem sonuçlar daha olumlu görülmekte, replasman yapılan hastalarda operatif mortalite risk faktörlerinin fazlalığı göze çarpmaktadır. Asian Cardiovasc Thorac Ann 2008;16:313 Aort cerrahisi için geliştirilen küçültülmüş kardiyopulmoner bypass sistemi yenilikler bölümünde tanıtılmakta, bu tür sistemlerin önemli katkılarına rağmen, en çok korkulan sorunu hava embolisi gelişmemesi için alınan önlemler tartışılmaktadır. Hindistan’da yapılan çalışmada, atan kalpte LAD’ye uzun segment arteryel yama rekonstrüksiyonu yapılan hastalar değerlendirilmiş ve ümit verici sonuçlar elde edilmiş, atan kalpte uzun segment arteryel rekonstrüksiyon yapılabileceği sonucuna varılmıştır. J Vasc Surg 2008;48:555 Asian Cardiovasc Thorac Ann 2008;16:329 Torasik endovasküler aortik onarım yapılırken sol subklavyan arterin kapatıldığı hastalar incelenmiş, bu hastalarda sol subklavyan artere revaskülarizasyon yapma gerekliliği ortaya konmuştur. Tüm zon torasik endovasküler aortik onarım yapılan hastalarla karşılaştırıldığında, sadece sol subklavyan arterin kapatıldığı hastalarda inme geçirme riskinin artmış olduğu gözlenmiş. Bentall prosedürü uygulanan hastalarda proksimal anastomozdan kanama olup olmadığını kontrol etmek için tavsiye edilen yöntemde, sol ventrikül doldurularak, elle kontraksiyon sağlanıyor ve kanama olup olmadığı anlaşılıyor. Bu teknik kalp cerrahlarını, Bentall prosedüründe önemli bir komplikasyon olan kanamaya karşı daha donanımlı kılacaktır düşüncesindeyim. 286 Turkish J Thorac Cardiovasc Surg 2008;16(4):286