t : 80 15 Nisan 1326 Ümit ederim ki gelecek sene bu miktar, 700 bin lira olacaktır. 2,5 milyon lira varidatı da ilâve ede­ cek olursak Düyunu Umumiye İdaresinin varidatı 4,5 milyon liraya baliğ olur. Bu 4,5 milyon liraya karşı­ lık Düyunu Umumiye masarif-i umumiyyesi bizden aldığı % 5'ler de dahil olduğu halde geçen seneki esas üzerine - çünkü kafi hesaptır ve hesabı ona göredir 716 bin liraya baliğ oluyor. Zahirde bu 4,5 milyon li­ raya nisbet edecek olursanız, kat'iyyen % 30'u bu­ lamazsınız. Sonra, bu 716 bin liradan da birçok ten­ zilât yapacaksınız. Çünkü tuz masrafı bir masraf de­ ğildir. Bizde olsa, belki daha ziyade olur. İşte Feraci Efendinin söylediği gibi, Reftiye resmi olarak verilen miktar ve şarap ihracatına verilen ikramiyelerin ve Reftiye reddiyatının yekûnu 280 bin liradır. Sonra Ebniye inşaatı var. Bu ebniye, Düyunu Umumiye İdaresi lağvolunduğu vakitte bize kalacaktır. Ebni­ ye inşaat ve iştirakâtı için sarfedilen 16 bin küsur lira da bir kafi masraf diye telâkki edilemez. Sonra Düyunu Umumiye İdaresinin yaptırdığı bi­ na var. Bu bina için her sene bir masraf var. Bu mas­ raf ta bir masraf değildir. Bu bina da bize kalacak­ tır ve 200 bin liralık bir binadır. İSMAİL PAŞA (Tokat) — O zamana kadar eskiyecektir. MEHMET CAVİT BEY (Devamla) — Öyle kavi yapılmıştır ki yüz sene geçse yine eskimez paşam. Bunları da 716 bin lira masraftan indirirseniz geriye 460 bin lira kalacaktır. Düyunu Umumiyenin iki va­ zifesi vardır; taşradaki memurlarının hepsini çıkarı­ yor, onlar cibayetçidir; fakat merkezdeki memurlar cibayetçi değildir, tatbikatçıdır. Cibayet edilen vari­ datı tatbik eden mükelleftir. Merkez masarifini de böyle iki kısma tefrik ettiğimiz vakit, Osmanlı Ko­ miserinin ve delegelerin tahsisatı, masarif-i tatbikiyettir. Delegelerin vazifesi tatbik işidir. Meclis-i idare­ lerin maiyetindeki komisyonlar, kalemler bunların vazifeleri tatbik işidir. Hattâ Defter-i Kebir Kalemi­ ni de ikiye ayırdık. Bir kısmı cibayet masrafı, diğer kısmı tatbik masrafı. Bundan Düyunu Umumiyenin masarif-i umumiyesi çıkıyor. Kalan mebaliği varidat-ı umumiyeye nisbet ettiğiniz halde % 9'dan bile eksik bir miktara baliğ olur. ÖMER FEVZİ EFENDİ (Bursa) — Ayrı nama tanzim olunduğu vakitte, mesarif, cibayet memurları vasıtasıyla yapılmamıştır zannederim. C: 2 MEHMET CAVİT BEY (Devamla) — Ayrı ya­ pılmamış; fakat kararnamede bir nisbet tayin edil­ memiş. Öyle bir kayıt kararnamede yoktur. Öyle bir kayıt olsaydı, Hükümet elinde bir şey olurdu; öyle bir şey yok. % 16 derseniz, aldanırsınız, onları da koyduğunuz halde % 16 nisbetini kat'iyyen tutmaz. Şimdi, esasen Düyunu Umumiyenin mesarifi umumiyesinin fazlalığı denilen şey müfritâne söylenmiş bir şeydir. Düyunu Umumiye İdaresinde bunların ma­ aşları yoktur. Feraci Efendi dedi ki, taşrada hiç yük­ sek maaş yoktur. Nazırların da maaşları 40 liradan ibarettir. Reji memurlarının maaşı daha yüksektir, hattâ bizim birçok memurlarımız vardır ki, bunlar­ dan fazla maaş alıyorlar. Gelelim merkezdeki maaşata. Şu kalemleri açacak olursanız, Düyunu Umumiyenin Muhasebe Kalemi, Defter-i Kebir Kalemi, göreceksiniz ki orada göste­ rilen yekûn veyahut Memurin Kalemi bizim birçok Nezaretlerin yekûnlarından çok yüksek değildir. Hat­ tâ ba'dettensikat hâsıl olan yekûnlardan çok yüksek değildir; fakat nedir? Aradaki farkı teşkil eden nedir? Bizde adam çoktur; maaş azdır, onlarda adam azdır; maaş çoktur. Keşke biz de o mertebeye gelsek de adamlar az, maaşlar çok olsun. Ben zannederim ki bu bir gayedir. Düyunu Umumiyeyi bizim yolumuza çevirmek değil, bizi Düyunu Umumiyenin yoluna çeçirmek lâzımdır. Memleket için o bir terakkidir. Ten­ sikat meselesinde biz iyi mi ettik? Hattâ Encümenin mazbata muharriri sıfatıyla en çok çalışanlardan, uğ­ raşanlardan birli de benim; fakat hatamı itiraf edi­ yorum. İşi altüst ettik. Neticede ne oldu? Tensikzedeleri çıkardık, filhakika hiç istifade etmedik değil, kısmen istifade ettik, birtakım memurların yerine hâ­ lihazırda en iyi olan adamları aldık. («Taşrada böyle mi?» sadaları) Taşradan bahsetmiyorum, İstanbul'dan bahsediyorum ve kendi Nezaretim içinde bütün âle­ me karşı iddia ve ispat ederim ki aldığım adamlar yolladığım adamlardan iyidir. Taşrad'a dahi böyle olmadığı iç/in, kısmen derim, tamamen demem. Dü­ yunu Umumiye İdaresi bizim takip ettiğimiz tarîki takip etmedi. Numune tensikatı yaptı, o tensikat mu­ cibince kalemlerin memurlarını tayin etti, maaşlarını tayin ettli, Düyun-u Umumiyeyi böyle hareket etmeye sevkeden başka bir sebep te vardı. Bizde kalemler dolmuş­ tu, onlarda o kadar dolmamıştı. Onlar da tavsiye ile gelmiş adamlar; bizim derecemizde değildi. Hiç yok değildi; fakat bizim derecemizde değildi. Her halde — 462 — TBMM KÜTÜPHANESİ 1