KADINLAR VE SAVUNMASIZLIK ALANLARI KADINLAR VE EĞİTİM Dünya Bankası (2011) verilerine göre eğitimde cinsiyetler arası farkın kapatılmasında ilk, orta ve yüksek öğretimde istikrarlı ve kesintisiz bir ilerleme olmuştur. Birçok ülkede, özellikle yüksek öğretimde bu farkların artık tersine döndüğü, bugün erkek çocukların ve genç erkeklerin göreli bir dezavantaja sahip olduğu saptanmıştır. Kadınların eğitime dâhil olamamaları ya da düşük eğitim düzeyinde olmaları toplumsal statülerinin düşmesine, erken yaşta evlenmelerine ve dolayısıyla doğurganlık oranlarının artmasına neden olabilmektedir. KADINLAR VE SAĞLIK Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, sağlık, “sadece hastalık ve sakatlığın olmaması değil; fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir.” Kadınlar açısından düşünüldüğünde bu tanımlama büyük bir önem taşımaktadır. Dünya Bankası (2011) verilerine göre erkeklere oranla kadın ve kız çocuklarının ölüm oranı, düşük ve orta gelirli ülkelerde daha yüksektir. Küresel olarak, doğum sonrası fazla kadın ölüm oranı ve doğumda “kaybolan” kız çocuklarının her yıl 60 yaşın altındaki 3,9 milyon kadına karşılık geldiği belirlenmiştir. KADINLAR VE İŞ YAŞAMI Tarihin hemen her döneminde ekonomik ve toplumsal yaşamın bir yanını kadınlar, diğer yanını da erkekler teşkil etmekle birlikte; kadınların, ekonomik yaşama katılımları ile toplumsal ve ekonomik kalkınmadan yararlanma düzeyleri daha düşük oranlarda olmuştur. Dünya Bankası (2011) verilerine göre son çeyrek yüzyılda, gelişmekte olan dünyanın büyük bir kısmında çok sayıda kadın, iş gücüne dâhil olsa da bu artan katılım kadın ve erkekler için eşit istihdam fırsatlarına ya da eşit kazançlara dönüşememiştir. Kadınlar ve erkekler “ekonomik alanın” çok farklı kesimlerinde çalışma eğilimindedir ve yüksek gelirli ülkelerde bile bu durumda zaman içinde kadınlar lehine fazla değişiklik olmamıştır. KADINLAR VE AİLE YAŞAMI Geleneksel kalkınma anlayışında kadınlar; hane içindeki cinsiyet temelli iş bölümü çerçevesinde doğuran, bakan, büyüten ve piyasaya katılmadıkları için üretici kabul edilmeyen kişiler olarak görülürler. Dünya Bankası (2011) verilerine göre kadınların ve erkeklerin bakım ve evle ilgili işlere ayırdığı zamandaki fark, kadınlara karşı ayrımı ve ayrım sonucunda ortaya çıkan gelir farkını tetikleyen faktörlerden biridir. Buna göre birçok ülkede, gelirden bağımsız olarak kadınlar; ev işi ve ailenin bakımı konusunda orantısız bir sorumluluk yüklenirken, erkekler çoğunlukla piyasada çalışmaktan sorumludurlar. Kadınlar her gün ailenin bakımına ve ev işlerine erkek partnerlerinden çok daha fazla zaman ayırmaktadırlar. Ev işlerinde bu fark 1-3 saat, bakım (çocuk, yaşlı ve hasta bakımı) için 2-10 saat ve piyasa faaliyetleri için 1-4 saat arasında değişmektedir. Kadınlar piyasadaki çalışma saatlerini artırsalar bile, ev ve bakım işlerinden sorumlu olmaya büyük oranda devam etmektedirler ve bu kalıplar evlilikten ve çocukların doğumundan sonra daha da keskinleşmektedir. KADINLAR VE SİYASET Kadınların toplumsal alanda genel olarak sesleri erkeklere göre daha az duyulmaktadır. Dünya Bankası (2011)’nın da belirttiği gibi toplumsal düzeyde, gelirin artması bu farklılıkları azaltamamaktadır. KADINLARLA ÇALIŞAN SOSYAL HİZMET UZMANLARININ ROLLERİ Vaka bulucu Arabulucu Savunucu Değerlendirici Harekete geçirici Öğretici Yönetici ve Davranış değiştirici Danışman Planlayıcı Araştırmacı Klinik hizmet veren olmak üzere pek çok rolleri üstlenirler. Vaka Bulucu rolleri üstlenen sosyal hizmet uzmanları uğrayan ya da risk altında bulunan kadınları ya da kadın gruplarını belirlemeye çalışır. Sosyal hizmet uzmanları kadın hakları konusunda ihlale uğrayan ya da risk altındaki kadınların toplumda var olan hizmetlerden (kadın misafirhaneleri, sığınma evleri gibi) yararlanmalarına yardımcı olmak için üstlenirler. arabulucu rolleri Kadınlara yönelik uygulamalardan ve düzenlemelerden kadınların yararlanmalarını, kaynakları kullanmalarını ve yardım almalarını engelleyebilecek durumları ortadan kaldırmak; tek bir kadın adına mücadele etmek biçiminde olabileceği gibi kadınların tümü için yasalarda, politikalarda değişiklik yapmak, nü gerçekleştirmesi ile mümkün sosyal hizmet uzmanının savunuculuk rolü olabilmektedir. Değerlendirici rolü üstlenen sosyal hizmet uzmanları konusunda, bireysel ya da toplumsal sorunlara ilişkin bilgi toplamaya, bunları değerlendirmeye, alternatif ve öncelikleri ortaya koymaya ve eylem için karar vermeye çalışırlar. var olan grupları, Harekete geçirici rolünde sosyal hizmet uzmanları kaynakları, örgütleri, yapıları bir araya getirmek; onlara enerji vermek ya da yeni gruplar, organizasyonlar ve kaynaklar oluşturmak için çalışırlar. Kadın hakları konusunda ihlale uğrayan ya da risk altında olan kadınlara yeni beceriler kazandırmak kapsamında yer sosyal hizmet uzmanlarının öğretici rolleri almaktadır. Danışman (konsültasyon anlamında) rolünü gerçekleştiren sosyal hizmet kadın hakları konusunda çalışan diğer uzmanlarla ya da kurumlarla iş uzmanları, birliğine girmek, onların becerilerini artırmak ve kadın müracaatçıların sorunlarını çözmek için yardımcı olmaya çalışırlar. Kadınların sosyal hizmet gereksinimlerini karşılamak, toplumun bu konuya duyarlı olmasını sağlamak amacıyla diğer gruplar ve kurumlarla iş birliğine girmek ve yeni yapıların planlamasını sağlamak için sosyal hizmet uzmanları planlayıcı roller üstlenirler. kadın hakları konusunda Araştırmacı rolü üstlenen sosyal hizmet uzmanları veri toplamak, sınıflamak, analiz etmek ve elde ettiği sonuçları yayınlamakla görevlidir. Kadınlarla ilgili yapılan bir çalışmanın, programın, hizmet ünitesinin ve organizasyonun yönetilmesi için nü sosyal hizmet uzmanları yönetici rolü üstlenirler. ise kadın hakları konusunda Klinik hizmeti veren sosyal hizmet uzmanları ihlale uğrayan ve risk altındaki kadınlara destek sağlama yönünde çalışmalar gerçekleştirmektedirler. KADINLAR VE İNSAN HAKLARI Kadınların haklarının korunması ve ayrımcılığın sona erdirilmesi açısından önemli bir temel sözleşme ve protokol bulunmaktadır: * Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (18 Aralık 1979) ve * Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesine Ek Seçmeli Protokol (10 Aralık 1999). Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi Bu sözleşme Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 18 Aralık 1979 tarihinde kabul edilmiş ve 01.03.1980 tarihinde New York’ta Birleşmiş Milletler üyesi olan devletlerin imza, onay ve katılımına açılmıştır. 03.09.1981 tarihinde ise sözleşme yürürlüğe girmiştir.