T.B.M.M. B:32 10.11.1994 0 : 1 Öte yandan, günümüzün ticarî imkân

advertisement
T.B.M.M.
B:32
10.11.1994
0:1
Öte yandan, günümüzün ticarî imkân ve koşulları içerisinde, bugün, babalarının ekonomik ba­
şarılarının üstüne siyasal ihtiraslarını oturtmak isteyenler, "Atatürk düşünce adamı değildir" diye­
bilen zengin çocukları, acaba, Atatürk'ün ekonomik başarılarının ne kadarını biliyor? Yine, o yıl­
larda Avrupa'da kol gezen faşizmden kaçan 142 fikir ve bilim adamımn laik Türkiye Cumhuriye­
tine sığınmalarını, ülkemizi tercih etmelerini nasıl açıklayacaklar acaba?
Atatürk'ün yaşamındaki düşünceyle eylemleri arasındaki bağlantıyı kurabilme yeteneğinden
yoksun olanların Türkiye'yi yönetmeye soyunmaları ne sonuç verir; bu gayet açıktır : Bunlar, ok­
yanus ötesinden verilen puanlarla yıldızları bir anda artan; ama, icraatlarıyla -geçmişte olduğu gi­
bi- saman alevine benzer bir şekilde bir anda sönüp yok olanlardan farksızdır.
Okuyan, araştıran insan, daha iyi düşünür ve demokrasiye, dolayısıyla laik cumhuriyete daha
bağlıdır. İnsanın dili, kimliğidir; bilgi sahibi olmadan, fikir ve düşünce sahibi olunamaz.
Değerli arkadaşlarım, bu duruma gelmemizde, taklitçi solun hiç mi katkısı yoktur? Kemalizmi dışlayan solun ne vahim durumlara düştüğü ortadadır, açıktır, Kemalizmin olmadığı sol, insan­
lara umut vermez, vermiyor da; ama, bundan dersler de çıkarılmıyor, Atatürk'ü açıkça reddeden­
leri kendisine başdanışman olarak alan bir sosyal demokrat bakanın, bu husustaki inandırıcılığı ve
danışacağı konular, kamuoyunda, daima merakla ve endişeyle izlenecektir ve bu, bizim de görevi­
mizdir. Bir bakan, bu kişiyi danışman olarak seçebilme cesareti gösterilebiliyorsa, bizim daha va­
him durumlara düşmemiz de sürpriz sayılmamalıdır.
Bana kalırsa, burada, seçmene de büyük görev düşüyor. Türk siyasetini, yaparmış gibi yapan­
lardan, öyleymiş gibi görünenlerden temizlenmesi gerekiyor. Her şeye rağmen, Atatürk; Türk Hal­
kına, devrimleri ve ilkeleriyle, yine, yol göstermeyi sürdürecektir; çünkü, Türk Ulusu, O'nu, her
şeyiyle özümsemiştir ve ışık olarak görmektedir.
Değerli arkadaşlarım, bu anlamlı günde, Türk Ulusunu, ümmetçilikten ulus bilincine, kulluk
anlayışından yurttaşlık bilincine ulaştıran; kendi okullarımızda özgürce eğitim ve camilerimizde öz­
gürce, serbestçe ibadet yapmamızı sağlayan, bugünkü istiklal ve bağımsızlığımızı kazandıran, başta
Ulu Önder Atatürk olmak üzere, bu uğurda canlarını esirgemeden feda eden tüm silah arkadaşlannı
ve şehitlerimizi minnet ve şükranla anarım; bütün şehitlerimize Yüce Allahtan rahmet dilerim
Ben, bir konuyu, burada sizlere arz etmek istiyorum. Bugün, 10 Kasım günü, Meclisimizde
bulunan bütün arkadaşlarımızı Anıtkabir'de görmeyi arzu ederdim. Ankara'da olan tüm milletve­
killeri, makul mazeretleriniz olmadığı takdirde, lütfen, geliniz, bu anlamlı günlerde ve diğer bay­
ramlarda Anıtkabir'de bulunalım.
Orada meydana gelen, çok üzücü olan ve hiçbir partinin desteğiyle yapıldığına inanmadığım,
hiçbir belediye başkanının desteğiyle olacağını da tahmin dahi etmediğim olay; Cumhurbaşkanı­
mızın Başbakanın, bütün bakanların ve milletvekillerimizin huzurunda kullanılan ifadeler, tehlike­
nin boyutunu göstermektedir.
Ben, burada, şöyle bir uyanda bulunmak istiyorum: Kuvvetle muhtemel ki, bu provokasyon­
dur. Orada, bir eylemli olay, bir linç olayı yaratılmak istenmiştir kanısındayım; ama, laik olanlar,
insan haklarına, kardeşliğe ve fikre hürmet ederler. Anıtkabir'de bulunanları, Atatürk'e dönük, la­
ik cumhuriyetimize dönük, hepimize dönük olan o galiz ve üzücü sözlere karşı tepkilerini, demok­
ratik platformda göstermelerinden ve eyleme dönük herhangi bir linç olayına gitmemelerinden do­
layı kutluyor ve tüm halkımızın bu konudaki duyarlılığı devamlı göstermesini diliyorum.
-81-
Download