C. Senatosu B : 29 Bu Ihal ihraç (güçlüklerine ve döviz gelir­ lerinin azalmasına giderek ithalât daralması­ na,, bu da daiha çok dış yardıma muhtacolmaya, gereği kadar yardım alınmazsa yatırım­ ların azalmasına ve kalkınma hızının düşme­ sine müncer olmaktadır. ihraiç güçlükleri doğunca ve ithalât da kı­ sılmayınca develüasyon sadece iç ekonomik nedenlerin baskısıyla yapılmıyor. Duş ödemelerin zamanında yapılmaması ve yavaşlaması sonucu dış alacaklıların baskısı ile yapılmış bir ameliye olarak meydana çıkı­ yor. Devalüasyon konusuna girmeden önce arz edelim ki, 1971 'bütçesinde tahmin edilen ge­ lir yekûnu yukarıda arz olunan ve senelerin tecrübesiyle öğrenilen nedenlerle tahakkuk etmiyecektir. Bu bütçe de değirleri gibi büyük açıklarla kapanacaktır. Bu konularda ayrıntılara girmek bâzı öğüt­ lerde bulunmak A. P. iktidarı döneminde fayda sağlamaz olmuştur. Söylenen sözler gösterilen kanıtlar kös din­ lemişlere davul sesi gibi gelmektedir. Bu itilbarla bütçenin sayısal ilişkileri üze­ rinde bu kadarla yetineceğiz ve bu 'bütçenin (bütçe açığından) öte (bütçe çıkmazı illetiyle miâlûî hantal bünyeli kalkınma sağlamıyan) tüketici bir Ikamu maliyesi belgesi olduğunu söylemekle yetineceğiz. iSaym senatörler, şimdi devalüasyon ve dış ticaret Sorunlarına değinme zamanı geldi­ ğime kaani oluyorum. Yukarıda da belirttiğimiz gibi 1970 Ağus­ tosunda yapılan son develüasyon dış ticarette müspet sonuçlar elde etmek maksadiyle ve iç etkenler yüzünden başvurulan bir ameliye olmaktan çok - dış alacaklıların ve yardım veren ülke ve kurumların (baskısı) sonucu (katlanılmak durumunda kalman ağır bir bo­ yun eğmedir. 1970 develüasyonu, yakın geçmişte A. P. iktidardarınca uygulanan politikalar yüzün­ den iktisadi durumumuzun özellikle, fiyatlar ve ihracat problemimizin nasıl dar jboğazlara ve çıkmazlara sokulduğunu resmen tescil eden 'bir ameliye ve A. P. iktidarının ülke ekonomi­ ne ödettiği ve ödeteceği yüksek bedelli bir fa­ turadır. — 27 27 . 1 . 1971 0:1 A. P. iktidarının, kendi elleriyle şekerden gasa, basmadan benzine, çimentoya kadar sayı­ sız emtia fiyatları artışları getiren politikalarda ısrar etmeleri, bu fiyat artışlarının zorunlu yansımaları, açık finansman yoliyle malî güç kazanmak huyuna bunca yeni vergilere rağ­ men devam edilmesi, açık bütçe, dış yardı­ ma dayalı dış ticaret rejimi, teşvik tedbir­ leri adı altında çarçur edilen ic ve dış kay­ naklar kısır dengesi develüasyonu, palyatif bir tedbir olmaktan öteye hiçibir önemli etki yapmıyacak soyut parasal bir işlem olarak kalmaya daha şimdiden mahkûm etmiş gibidir. Bir taraftan fiyat artışlarından ve bunu doğuran talep yüksekliğinden bahsedeceksiniz öte yandan getirdiğiniz boyda bir bütçe, tü­ ketim ve masrafçılıkta eşine raslanmıyan 1971 in hantal bütçesi ile bizzat talebi artırdığı­ nızın farkında olmıyacaiksınız.. Bunu anlamak mümkün değildir. Nerde kaldı ki, bu kanıta bizzat develüasyonıtnun ithal malalrmda husule getireceği yükselmelerin zincirleme sirayet yoliyle bü­ tün emtia fiyatlarını etkilemesi1 ve binnefis devalüasyonun ihraoaatı zorlaştıracak bir et­ ken olması kaçınılmazlığı eklenmek gerekir. Develüasyonu yüzeysel olmaya mahkûm eden bu nedenlerden daha önemli bir sorun şudur; bu ülkenin temel meseleleri talep yük­ sekliği değil arz yetmezliği, üretim eksikli­ ğidir. Bu soruna bundan önceki bölümde de değinmiş ve ülke ekonomisinin içine düştüğü (enflasyonlu durgunluğu) belirtmiştirk. Fakat develüasyonu başka bir açıdan de­ ğerlendirdiğimiz takdirde de varılacak sonuç yine menfi olacaktır. Diyelim iki, bütün talepleri yok ettiniz, ilhracedeceğiniz ürünler neler olacaktır? Sanayi mamulleri mi? Var mı böyle bir potansiyeli­ niz? Varsa bunlar dünya piyasalarında hara­ retle aranan mallar mıdır? Bu takdirde cins­ lerini ve miktarlarını lütfeder misiniz? özel­ likte bu mamullerin fiyatları uluslararası pi­ yasada benzerleri malların fiyatlarından deve­ lüasyon oranı kadar yüksek midir? Muhtemel cevaplarınızla zihinleri karıştırır­ sınız diye hemen belirtelim ki, bugünkü ihracat bileşiğinizde sanayi ürünlerinin oranı % 14 - %