10Reklâmdan Ötesi Yok / Biga Doğuş Gazetesi 20 Eylül 2017

advertisement
10Reklâmdan Ötesi Yok / Biga Doğuş Gazetesi
20 Eylül 2017 Çarşamba Sayı 8048
YEŞİL ÇAYIN
VARİS BELİRTİLERİ
FAYDALARI NELERDİR?
NELERDİR?
Vücut tarafından kullanılmış, oksijeni az ve metabolizma
atıklarını barındıran kirli karnı kalbe taşıyan toplardamarlar
(venler) genişlediğinde, normalden fazla uzadığında ve kanın
geçişini zorlaştıracak kadar kıvrıldığında “varis” ortaya
çıkar.Genellikle bacaklarda ve kalça bölgesinde cilt yüzeyine
yakın damarlarda oluşan varisin nedeni damar içerisinde
bulunan ve kanın kalbe doğru akmasını sağlayan tek yönlü
kapakçıkların zayıflaması ve görevini tam olarak yerine
getirememesidir.
Kanın yönünü belirleyen kapakçık çalışmadığında bacaklardan kalbe
doğru akması gereken kan sorunlu damar içinde birikmeye başlar. Bu durum
damarın genişlemesine yol açar ve bir süre sonra toplardamar genişlemesi
dışarından görülecek kadar belirgin hale gelir.
Neden bazı insanlarda görüldüğü ve diğerlerinde görülmediği
konusunda net bir bilgi olmamakla birlikte sürekli ayakta durmayı gerektiren bir
iş nedeniyle bacak damarlarının zaman için basınç nedeniyle tahrip olması,
damarları etkileyen bir travma, yaşlanma, hareketsiz bir yaşam tarzı, aşırı kilo
ve gebeliğin varis riskini artırdığı bilinmektedir.
Varis Belirtileri Nelerdir?
 Kıvrılmış, şiş, mavi/mor damarlar gözle görülür hale gelene kadar herhangi
bir belirti görülmeyebilir.
 Varisli damarlar cilt yüzeyinde görülmeye başlamadan önce her zaman
olmamakla birlikte aşağıdaki belirtilerden bazıları ortaya çıkabilir.
 Bu belirtiler sıcak havalarda veya uzun süre ayakta durulduğunda şiddetlenir.
Hareketle, bacağın bir süre yukarıda tutulmasıyla ve dinlenmeyle belirtilerin
şiddeti hafifler.
 Bacaklarda Ağrı: Varisli damarın bulunduğu bölgede sürekli ve donuk bir ağrı
oluşabilir.
 Ağrıya ek olarak yanma hissi yaşanabilir. Ağrı ve yanma hissi gün sonuna
doğru artabilir. Gece saatlerinde varisin bulunduğu bacakta kramplar
görülebilir.
 Bu belirtiler bacakların uzun süre hareketsiz kaldığı zamanlarda daha
belirgin hale gelebilir.
Şişlik: Ayak ve ayak bileğinde hafif şişlikler görülebilir. Varis ileri bir
aşamadaysa bacakta ödem oluşabilir ve bacağın tamamı şişebilir.
Kaşıntı: Varisli damarın bulunduğu bölgede kaşıntı oluşabilir. Yine bu bölgedeki
cilt pullanabilir, aşırı kuru olabilir ve cildin rengi değişebilir.
Varis Tedavisi Nasıl Yapılır?
Varisli damarlar görünümleri dışında herhangi bir şikayete yol
açmıyorsa doktorunuz sadece belirli aralıklarla kontrol isteyebilir. Ancak ağrı ve
şişlik şikayetleri varsa veya komplikasyon şüphesi varsa çeşitli tedavi yöntemleri
kullanılabilir.
Skleroterapi: Genellikle küçük damaları kapatarak damarın daha da
genişlemesini engellemek amacıyla uygulanan “skleroterapi” yönteminde
damara bir kimyasal madde (sklerozan) enjekte edilir. Bu yöntem özellikle küçük
damalardaki genişlemenin durdurulmasında yüksek oranda başarılı bir tedavi
yöntemidir.
Lazer Tedavisi: Lazerle varis tedavisi cilt yüzeyine yakın, “örümcek
damarlar” olarak adlandırılan küçük damarlar için kullanılan bir tedavi
yöntemidir. Cilt yüzeyinden ve içeriden olmak üzere 2 farklı lazerle varis tedavisi
yöntemi bulunmaktadır. Her iki yöntemde varisli damarın kapatılmasına ve
genişlemenin durdurulmasına yöneliktir.
Radyofrekans Tedavisi: Lazerle tedaviye benzeyen ancak lazer yerine radyo
dalgaları kullanılan bu tedavi yöntemi nispeten büyük damarlardaki varisler için
tercih edilmektedir.
Flebektomi: Varisin bulunduğu bölgede açılan küçük kesiklerle varisli
damarın çıkarılması operasyonudur.
Bağlama Yöntemi: Sorunlu damar bağlanır ve çıkartılır. Bu tedavi
yöntemi cerrahi müdahale ile gerçekleştirilir.
Varis tedavisinde kullanılacak yöntem varisli damarın büyüklüğüne göre
değişebilir. Büyük damarlar genellikle bağlama yöntemi, lazer ve radyofrekans
yöntemleriyle tedavi edilir.
Küçük damarlar içinse çoğunlukla lazer ve skleroterapi yöntemleri
kullanılmaktadır.
Bazı durumlarda bu yöntemlerin hepsi veya birkaçı bir arada
kullanılabilir.
Haber Merkezi
Yeşil çay özellikle Çin ve Hindistan'da yıllardır tüketilen
ve faydaları bilinen bir çay türüdür. Çay dünya genelinde
sudan sonra en çok içilen içecektir. Tüketilen çayın %78'i
siyah çay iken %20'si yeşil çaydır. Bu çayın kullanımı yaklaşık
5000 yıl öncesine kadar dayanmakta, yani M.Ö. 3000 yılına
kadar gitmektedir. Rivayete göre bu yıllarda Çin imparatoru
tarafından bulunmuş bir çay olduğundan bahsedilmektedir.
Beyni korumasından, diş çürüklerini önlemesine kadar birçok faydası
bulunan yeşil çay, zayıflamak için de kullanılmaktadır. Kilo vermeye etkisinin
yanı sıra, son zamanlarda çağımızın hastalığı kansere karşı da etkili olduğu
ortaya çıkmıştır. Birçok kanser türüne karşı koruma sağlaması yeşil çayın
faydaları arasındadır.
YEŞİL ÇAYIN FAYDALARI NELERDİR?
 Oldukça güçlü bir antioksidandır.
 Yeşil çayın içerdiği maddeler diş sağlığına fayda sağlar, çürük
oluşumuna neden olan bakterilere etki ederek çürümeleri engeller. Aynı
zamanda ağız kokusunun azalmasını da sağlar.
 Japonya'da yapılan bir çalışmada, yeşil çay içen kişilerin şeker
hastalığına yakalanma oranının % 42 daha düşük olduğu belirtilmiştir.
 Kalp hastalığı ve felç gibi kardiyovasküler hastalıklar dünyadaki en
büyük ölüm nedenleri arasındadır. Bu şifalı çay, kalp hastalıklarına
yakalanma riskini de düşürmektedir.
 Karaciğere fayda sağlaması da yeşil çayın faydaların arasında yer
almaktadır.
 Amerikan Kalp Derneği Dergisinde yapılan bir araştırmaya göre düzenli
yeşil çay tüketiminin felç geçirme riskini azalttığı da ortaya çıkmıştır.
 Düzenli tüketilmesiyle deride oluşan rahatsızlıklara karşı da fayda
sağlar. Özellikle ciltte kepek oluşumu ve sedef hastalığına iyi gelir.
ÇEŞİTLİ KANSER TÜRLERİNE KARŞI KORUMA SAĞLAR!
Kanser rahatsızlığı günümüzde dünyada önde gelen ölüm nedenleri
arasındadır. Yeşil çay mükemmel bir antioksidan kaynağı olması sebebiyle
kansere karşı koruma sağlar. Ulusal Kanser Enstitüsü araştırmalarına göre,
yeşil çayın kanserin etkilerini azaltmada etkili olduğu ortaya çıkmıştır. Yapılan
araştırmalar sonucunda, yeşil çayın kadınlarda meme kanseri riskini % 22
oranında azalttığı, erkeklerde ise prostat kanseri riskini % 48 oranında azalttığı
ortaya çıkmıştır. Meme kanseri ve prostat kanseri yanı sıra, mide kanseri,
mesane kanseri, deri, yumurtalık ve akciğer kanseri gibi diğer birçok kanser
türüne karşı da koruma sağlar. Özofagus yani yemek borusu kanserine karşı da
etkilidir.
YEŞİL ÇAY BEYNİ KORUR!
Beyin fonksiyonlarını geliştirmeye yardım etmesi de yeşil çayın
faydaları arasındadır. Beyin fonksiyonlarını çeşitli rahatsızlıklara karşı
korumasının yanı sıra yaşlanınca da beyni korur. Özellikle yaşlanınca ortaya
çıkan alzheimer ve parkinson gibi beyin rahatsızlıklarına karşı iyi gelir.
Bunamaya karşı koruma sağlar.
YEŞİL ÇAY İLE DİŞ VE AĞIZ SAĞLIĞINIZI KORUYUN!
Diş çürümesine dişlerde biriken plaka ve tabakalar neden olabilir.
Çünkü biriken plaka ve tabakalar ile dişlerdeki bakteri oluşumu artar. Bu
bakteriler de çürümeye sebep olur. Yapılan bir araştırmaya göre düzenli yeşil
çay tüketimiyle dişlerde bakteri birikiminin azaldığı ortaya çıkmıştır. Diş
çürüklerini azaltmasının yanı sıra boğaz enfeksiyonlarına da yeşil çay iyi gelir.
Yeşil çay fiziksel performansı arttırır. Yapılan araştırmalara göre,
metabolizmayı hızlandırır. Bunun sonucunda da vücuttaki yağ yakımını arttırır.
12 hafta boyunca toplam 240 kadın ve erkek üzerinde yapılan bir çalışmada
yeşil çay içen kişilerin içmeyenlere göre karın bölgesinde ve bel çevresinde
oluşan yağlanmada azalma görünmüştür. Bu şekilde yeşil çay ile zayıflamak
mümkündür. Obezite riskine karşı koruması da yeşil çay faydaları arasındadır.
Günlük hayatta yaşanan stres ve gerginlikler sonucu zaman zaman
depresyona girilebilir. Bir nevi ruhsal çöküntü olan depresyondan çıkmak kolay
değildir. Yeşil çay yapraklarında doğal olarak theanine adı verilen bir aminoasit
bulunur. Bu aminoasit kişiler üzerinde sakinleştirici ve rahatlatıcı bir etkiye
sahiptir. Bu sayede depresyona girme olasılığı da azalmış olur.
Yeşil çay içeriğinde antioksidan ve anti inflamatuar maddeler
bulundurmaktadır. Bunun sonucunda da ciltte yaşlanma ve kırışıklık belirtilerini
en aza indirir. Ayrıca yapılan çalışmalarda ciltteki güneş ışınlarının hasarını da
en aza indirdiği gözlemlenmiştir. Hücreleri yeniler ve göz altı şişliklerinin
oluşmasını engeller.
Haber Merkezi
Download