"Hücumat-ı Sitte Risalesi"ndeki Dördüncü Desise-i

advertisement
Sorularlarisale.com
"Hücumat-ı Sitte Risalesi"ndeki Dördüncü Desise-i
Şeytaniye´yi Açıklar mısınız?
"Şeytanın telkiniyle ve ehl-i dalâletin ilkaâtıyla, bana karşı
propaganda ile hücum eden ve mühim mevkileri işgal eden bazı
mülhidler, kardeşlerimi aldatmak ve asabiyet-i milliyetlerini tahrik
etmek için diyorlar ki: 'Siz Türksünüz. Maşaallah, Türklerde her nevi
ulema ve ehl-i kemal vardır. Said bir Kürttür. Milliyetinizden
olmayan birisiyle teşrik-i mesai etmek hamiyet-i milliyeye
münâfidir.' "(1)
Yukarıda takdim ettiğimiz sorudan da anlaşılacağı üzere bu desisenin ana konusu,
dinsizler ırkçılık damarını tahrik ederek Türk gençliğini Üstad Hazretlerinden
soğutmaya çalışıyorlar. Üstad Hazretleri de Türk gençliğinin bu hileye kapılmasını
önlemek için güzel ve mukni bir cevap veriyor.
Irkçılık, bir kavmin başka bir kavmi inkar edip düşmanlık etmesidir. Ya da en hafif
tabiri ile bir kavmin diğer kavimden kendisini daha üstün görme hastalığıdır.
Ayetteki tearüf ve teavün yani tanıma ve yardımlaşma vurgusunun muhalif
manası ırkçılığın ana umdelerini bize tarif ediyor. Yani ırkçılık bir kavmi inkar edip
onunla bütün insani ilişkileri kesmek anlamına geliyor ki, bu noktadan ırkçılık ne
İslamidır ne de insanidir. Irkçılık illetini insanlığa bulaştıran unsur ise maddeci ve
inkarcı felsefedir. İnsanlığa hızla bulaşması ve yayılması ise Fransız İhtilalı ile başlar.
Yani ırkçılık hastalığı İslam alemine hariçten gelen bir hastalıktır.
Üstad'ın fikir ve tefekkür yönünü göstermeyip ırk ve kimlik yönünü nazara vermeye
çalışanlar, dinsiz ve zındık ırkçı taifeleridir. Bu dinsiz ırkçılar, Türkler içinde
bulunduğu gibi Kürtler içinde de vardır. Bunların gayesi ırkçılık ve milliyetçilik
perdesi altında İslam düşmanlığı yapmaktır.
İnsanları değerli ve yüksek kılan şey soyu sopu değil, fikirleri ve ahlakıdır. Said
Nursi Hazretleri bir Türk olsa ne yazar, bir Kürt olsa ne yazar. Önemli olan; fikirleri
ve ahlaki değerleridir. Şayet bir Türk Said Nursi’yi sırf Kürt olduğu için reddediyor
ise, bu onun ırkçı ve kafatasçı olduğunun en büyük delilidir. Yine bir Kürt Said
Nursi’yi sırf bir Kürt olmasından dolayı kabulleniyor ve fikir ve ahlakından istifade
etmiyor ise, yine bu kişinin ırkçı ve kafatasçı olduğu ortaya çıkar.
Sonuç olarak; kafatasçı ve ırkçı bir Türk ile Kürt arasında hiçbir fark yoktur, zihniyet
ve kalitesizlik her ikisinde de aynıdır tek fark birinin Türk birinin Kürt olmasıdır. İslam
page 1 / 2
dini böyle şeytanlaşmış dinsiz ırkçıları kabul etmez reddeder. İslam ile ırkçılık
bağdaşmaz, bir arada duramaz, bir insan ya İslam’ı ya da ırkçılığı seçer; ikisi aynı
anda cem olmaz.
İnsanların kendi millet ve dilini ırkçılığa kaçmadan sevmesinde ve muhafaza
etmesinde bir sakınca yoktur. İslam dini hiçbir zaman kimlik ve nesepleri yok
saymaz, sadece aşırılığa gidip ırkçılık yapmayı men eder.
"Türk milleti denilen şu vatan evlâdı altı kısımdır. Birinci kısmı, ehl-i
salâhat ve takvâdır. İkinci kısmı, musibetzede ve hastalar taifesidir.
Üçüncü kısmı, ihtiyarlar sınıfıdır. Dördüncü kısmı, çocuklar
taifesidir. Beşinci kısmı, fakirler ve zayıflar taifesidir. Altıncı kısmı
gençlerdir."(2)
Ayrıca bu menfi düşüncenin toplumsal olarak hiçbir menfaat ve faydası da yoktur.
Toplumu teşkil eden, kadınlar, çocuklar, ihtiyarlar, hastalar, fakirler ve gençlerden
sadece aklı başında olmayan gençler bu menfi fikirden cüzi ve uğursuz bir zevk
alırlar. Onun dışındaki bütün tabakalar bu menfi fikirden bir kemal bir lezzet
alamazlar. Öyle ise akıldan çok, hissiyata hitap eden bu fikriyatı topluma aşılamanın
hiçbir iyi niyeti olamaz diyerek, bu fikre hizmet edenlerin art niyetlerine işaret
ediyor, Üstad Hazretleri.
Dipnotlar:
(1) bk. Mektubat, Yirmi Dokuzuncu Mektup, Altıncı Risale.
(2) bk. a.g.e.
page 2 / 2
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download