Türkevi Topluluğu Haber Bülteni 21 Mart Uluslararası Irkçılıkla Mücadele Günü “Avrupa ‘farklı olanla’, ‘ötekiyle’ ilişki yönetimini yeniden düşünmelidir” 21 Mart tarihinin Birleşmiş Milletler tarafından Uluslararası Irkçılıkla Mücadele Günü ilan etmesinin üzerinden 50 yıl geçmesine karşın, günümüzde ırkçılık insanlığı tehdit etmeye devam ediyor. Güney Afrika’da apartheid rejimi tarihe gömüldü ama ırkçılık bugün Avrupa’da islamofobi olarak yükselişe geçti. Ne yazık ki, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı her geçen gün Avrupa’nın en önemli sorunlarından birisi olmaya devam ediyor. Yabancı karşıtı politikalar üreten, varlığını İslam karşıtlığından alan ve ekonomik krizden beslenen siyasi teşekküller oy oranlarını daha da artırmaktalar. Bu gelişme hem Avrupa Birliği projesi ruhuna ters hem de insanlığın ortak değeri demokrasi ve hukuk devleti için tehlike çanlarının çaldığının işaretidir. Avrupa nereye gidiyor? Dünyanın bir çok köşesindeki insanlar için bir model olan, bir ideal olan sosyal Avrupa ırkçı hareketlerin yükselmesine nasıl zemin hazırlıyor? Bu arzu edilen bir Avrupa mıdır? Düşünürler, karar vericiler, sağduyu sahipleri, Avrupa norm ve değerlerine inananlar bu gayri insani gelişme karşısında ne yapmaktadırlar? Hangi tedbirleri almaktadırlar. Büyük ve uzun mücadeleler verilerek elde edilen ve bir dünya projesi olarak sunulan Avrupa projesi bu gidişle yara mı almaktadır? Seçim malzemesi sadece Müslüman karşıtlığı olan ırkçı partinin rağbet görmesi, yadırganmaması akıllara şaşkınlık veriyor. Sadece Hollanda mı? Hayır. Fransa’daki Ulusal Cephe’nin geçen yıl yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerindeki yükselişi, Yunanistan’da Altın Şafak Partisi’nin oylarının artışı devam etti. İngiltere’de Avrupa Birliği karşıtı sağcı UKIP hareketi yükselişte. İki ay sonra yapılacak seçimlerde Hollanda’da olduğu gibi bu hareket de oylarını arttıracak. Ya Almanya’da sokak gösterileriyle ortaya çıkan İslam karşıtı ve yabancı düşmanı PEGİDA hareketine ne demeli? Bütün bu gelişmeler bize, Avrupa’da ırkçılığın, yabancı düşmanlığının, İslam karşıtlığının her geçen gün daha da büyüyerek geliştiğini ortaya koymaktadır. 21 Mart Uluslararası Irkçılıkla Mücadele Günü vesilesiyle, Avrupa’da yaşayan Türkler olarak, Avrupa’nın bu gidişatından rahatsızlık duyduğumuzu belirtmek isteriz. Irkçılık ve yabancı düşmanlığıyla mücadelenin sadece bu ülkelerde yaşayan göçmenlerin işi olmadığının altını çizerek, sağduyulu Avrupalı düşünür, karar verici, siyasetçi, kanaat önderi tüm aktörleri ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve islamofobi ile mücadeleye davet ediyoruz. Avrupa, çok ağır bedeller ödeyerek ortaya koyduğu değerlerden vazgeçmemelidir. Demokrasi, özgürlük ve hukuk devletinden uzaklaşmamalıdır. Avrupa ‘farklı olanla’, ‘ötekiyle’ ilişki yönetimini yeniden düşünmelidir. Veyis GÜNGÖR Türkevi Araştırmalar Merkezi Başkanı