M. Meclisi B : 80 bulunması zaten bahis mevzuu değil. Diyor ki, «Ne sözleri Meclisin şahsiyeti mâneviyesine, ne Heyeti Umumiyesine müteveccihtir, ne de bu sözler söylenmiş olsa, suçtur, Anayasanın kati hükmü budur.» Aılkaıdaşlar, buna rağmen zulüm makinası işledi.. Adaleti vasıta yaparak zulüm yoluna sapanlar için tarihte söylenmiş bir söz var, onu (hatırlarım. Yıldız'da muhakeme edilirken Mit­ hat Paşa merhumun Abdülhamide yazdığı bir tezkere vardır» «Efendimizin ecdadı izamından bâzıları yaşadıkları asrın icabına uygun olarak istedikleri başı uçururlardı. Bunların çoğu zul­ mü sarih olmakla beraber onların şerefine, na­ musuna halel getirmezdi. Keşke efendimiz dile­ diği başları uçursa da adaleti alet edip namusu devleti hetıkctınese..» Olmuştur, bunlar bu memlekette, olmuştur arkadaşlar. Şimdi arkadaşlar bakınız, o karardan bir ta­ ne de getirdim. Geçenlerde Komisyonumuzun Muhterem Başkanına bu karardan bir tane tak­ dim edeceğimi söylemiştim. Aşağı inince Meh­ met Bey nereye gönderelim dedim, istemem dedi. Riyasete takdim ediyorum, belki lâzım olur, ko­ misyon istemedi. Bakınız arkadaşlar, iki kişinin dediği doğru, mahkeme başkanının dediğinin ehemmiyeti yok­ tur diyen, Anayasanın 17 nci maddesindeki bedahate isyan eden sayın sözcünün ibretle dinle­ mesi için bâzı şeyler okuyacağım. Mahkeme rei­ sinin muhalefet şerhinden bir parça: «Her ne ka­ dar Büyük Millet Meclisinden gönderilen cevabi tezekrede muhtelif encümen reisliğinde kırmızı kalemle yazılmış telden ibareli bir yazı müsved­ desinin ve diktafon şeridinin mevcut bulunmadı­ ğı yazılı ise de, dinlenen şahitlerden eski Devlet Bakanı Muammer Alakant - galiba şimdi Adalet Partisinden - ve eski Kırşehir Milletvekili Ahmet Bilgin şahadetlerinde Osman Bölükbaşı'nm teşriî masuniyetinin kaldırıldığı gün mumaileyh ile bir­ likte Muhtelit Encümen Reisliğine gittiklerini ve bir dosyada baş tarafına kırmızı kalemle yazıl­ mış «telden» ibareli bir yazı müsveddesi ile dik­ tafon telini gördüklerini ve yazı müsveddesi mündericatmın Osman Bölükbaşı'nm Riyasete haka­ ret ettiğinden dolayı kendisine inzibati ceza tâ­ yin olunduğuna mütedair bulunduğunu ve Os­ 5 . 4 .1967 0:1 man Bölükbaşı'nm bunların muhafazası için Muh­ telit Encümen Reisliğinden rica ettiğini ve Rei­ sin «Merak etmeyin birş ey olmaz» diye teminat verdiğini beyan etmelerine ve bilhassa şahit Bü­ yük Millet Meclisinde Zabıt Kalemi Müdürü Ah­ met Varol - o zaman muavindi, - stenograf Sü­ leyman Teymüroğiu, Mustafa Ünver ve Necati Zahal'ın şahadetleri muhteviyatına binaen maz­ nun Osman Bölükbaşı'nm hâdise günü Büyük Millet Meclisindeki konuşmalarının aynı zaman­ da kontrol maksadijde diktafonla tele alındığı anlaşılmaktadır.» Meclisten yazı geliyor, diktafonla tele alın­ madı. İşte Kâbei millet. O Kâbei milletin altın­ da bulunmaya lâyık olmryan birtakım insanlar o Kâbei millete kendi şahıslarının çamurunu sıçra­ tabiliyorlar. «Maznun vekili Muammer Aksoy tarafından fotokopisi çıkarılarak mahkemeye tevdi kılman daktilo ile yazılmış ve fakat bâzı satırlar arasına kurşun kalemle bâzı cümleler ilâve edilmiş bulu­ nan yazı müsveddesi alâkası bulunması sebebiyle şahitlerden Ahmet Varol'a gösterilmiş ve bu şahit yazı müsveddesindeki daktilo yazılarının dikta­ fon şeridinden alındığını ve bunlar arasına kur­ şun kalemle kaydolunan yazıların kendisi tara­ fından yazıldığını ve her ne kadar Osman Bölük­ başı'nm Meclis içinde, «tekrar ediyorum, haysi­ yetiniz olsa böyle kanun çıkarmazdınız,» dediği­ ni işitmemiş ve diktafon şeridinde de böyle bir cümle bulunmamış ise de zabıtta böyle bir cüm­ lenin bulunmasından dolayı bunu daktilo yazıları arasına kaydetmiş olduğunu ve esasen maznunun hu hakareti mutazammm sözü kürsüden inmiş bu­ lunduğu bir sırada söylemesine binaen diktafon teline geçmemiş bulunacağını beyan etmiştir. Dos­ ya meyanmda mevcut yazı müsveddesi fotokopi­ sinin tetkikinden görüleceği üzere maznun Osman Bölükbaşı kürsüden inip, oturmakta olduğu yer­ den eşyalarını aldıktan sonra dışarıya çıkacağı sırada Meclis Reisvekil inin suali üzerine «Bana sorma bana tecavüz eden Dahiliye Vekiline es­ vap verme hakkı tanı» sözünün daktilo yazıları meyanmda bulunmasına ve binnetice şahidin şa­ hadetine göre bunun diktafon telinden alınmış elmasına, bu hal şahit Ahmet Varol'un hakareti mutazammın cümlenin maznunun Meclis kürsü­ sünden indikten sonra söylemesi sebebiyle dikta­ fon tonuna geçmemiş bulunabileceğine mütedair — 551 —