T.B.M.M. B:78 11.4.2000 0:4 Şahsı adına, Erzurum Milletvekili Sayın Aslan Polat; buyurun efendim. Süreniz 5 dakika. ASLAN POLAT (Erzurum) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlı­ yorum. Şimdi, bu maddede de, arsa tahsisleri yapıldıktan sonra, bu tahsisler üzerindeki binalar bitin­ ceye, borçlar ödeninceye kadar devredilemeyeceğinden bahsedilmektedir. Bu, bir para ve kredi bö­ lümü konusu. Esasen, üzerinde duracağım konulardan bir tanesi de şu: Maddede "organize sanayi bölgelerinde yer alacak sanayi kuruluşlarının müşterek yararlarına yönelik hizmet vermek üzere, Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, Sosyal Sigortalar Ku­ rumu, Türk Standartları Enstitüsü, Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü..." gibi sayılmış; bir sürü ka­ mu kuruluşuna, organize sanayi bölgesinden, bedel alınmadan, mülkiyeti organize sanayi bölgele­ rinin üzerinde olmak üzere arsa tahsisi yapılır deniyor. Sayın Başkanım, bu konuda Sayın Bakanıma bir şey söylemek istiyorum. Sayın Bakanım, bil­ hassa doğu ve güneydoğuda birçok sanayicinin -Erzurum'da bilhassa- organize sanayi bölgesinin bir itirazı da buradadır. Sanayi Bakanlığından tam bir kredi alamıyorlar, sadece bir arsa tahsisi ya­ pılıyor; ama, bizim arsalarımızdan alın, işte, Posta İdaresi var, biz de arsa vereceğiz, o arsa vere­ cek, bu arsa verecek; biz arsaların bedellerini veriyoruz. Yani, hiç olmazsa, doğu ve güneydoğu gi­ bi gelişmemiş yerlerde, bugün fert başına millî geliri 3 500 dolara kadar olan illere kredi verildi, bari fert başına millî geliri 1 000 dolar olan, 1 500 dolar olan illerde de, hiç olmazsa bu kamu ku­ ruluşları paralarını ödesin ve bu yörelere gelsinler. Çünkü, bu yöreler, kamu kuruluşlarından daha da zengin değiller. Yani, kamu kuruluşlarının, evet, o mülkiyetlerinden kendileri de faydalanacak­ lar; ama, şunu da kabul edelim ki, zaten o bölgelerin insanları kendi arsalarını almakta bile bir prob­ lem içerisindeler. Kendi arsalarını almak için bile sizden kredi isteyen şahıslara, siz -onlardan kre­ di bekler gibi, arsa bekler gibi- bu idarelere, Posta İdaresine, Türk Standartları Enstitüsüne arsa tah­ sis et dediğiniz zaman, bu bölgelerde bir sıkıntı olduğundan bahsetmek istiyorum. Sayın Başkanım, bir de, bugün, bütün arkadaşlar, herkes burada konuşurken, küçük sanayi si­ telerinde, KOBİ'lerde, organize sanayide kredi konusundan bahsettiler. Bu kredi konularında ben bir başka, farklı konuya dikkat çekmek isteyeceğim vaktim yettiği kadar; o da, bu, projeye verilen kredi; yani, parası olmayan, yalnız bilgisi olan, bir bilgi üreten insanların, parası olmadığı için, bu kredileri, teminat gösteremedikleri için, bankalardan kredi alamadıkları için işletmeye sokamadıkları birtabm projelere, Batı'da risk kredisi denilen, ülkemizde ise teknolojiye verilen kredi denilen kredilerle, bunların üretime geçmesi çalışmalarından bahsedeceğim. Evet, gerçi, biraz sonra bahse­ deceğim, Bakanlığın bu yönde bazı çalışmaları var; ama, bu çalışmalar hiçbir zaman için realiteye, hayata geçecek duruma da pek gelmemiştir. Risk kredisi dediğimiz "bir risk sermayedarı tarafından büyümeye yönelmiş, küçük ya da or­ ta büyüklükteki bir işletmenin hedeflerine ulaşabilmesini sağlamak için ve bu işletmede küçük bir paya veya bunu elde etmek için feshedilemez haklara sahip olarak yapılan bir özkaynak ya da özkaynak benzeri yatırım" olarak da tanımlanmaktadır. Bu krediler daha ziyade 1950'li yıllardan sonra Amerika Birleşik Devletlerinde ortaya çıkmış ise de -esas bu konuda söylemek istiyorum- bu, İslam Dinindeki emek-sermaye ortaklığı biçimiy­ le de örtüşmektedir. Bu model bugünkü İslam bankacılığının da temel finansman modelidir; dola­ yısıyla -ülkemizde hem genç ve dinamik beyinlerin olması hem de bu finans modelinin bizim kül­ tür kaynaklarımızda yerinin olması- ülkemiz açısından gelişmeye son derece açık bir modeldir. Bu­ günlerde Amerika Birleşik Devletlerinde Wall Street Gazetesinin sahibi olan Dow Jones Şirketine -485-