Sorularlarisale.com "Şefîini ciddi sevmek, yani sünnet-i seniyesine ittiba eylemenin muaccel mükâfatı olarak buluyor." Buradaki "muaccel mükafat" ne olabilir? "Evet, bahtiyar odur ve ona derler ki: Risaletü'n-Nur'a intisap etmiş, bütün mü'minleri kendisine tam hakiki kardeş bilip, bu zulmetli asırda imân-ı tahkikî nuruyla cadde-i kübrâ-yı Ahmediyeyi (a.s.m.) buluyor. Nihayetsiz şekillere, karışıklıklara rağmen Bismillâh ile açılan Risaletü'n-Nur kapısından girince, tıfıl iken 'Ümmetî' diyen Şefîini ciddi sevmek, yani sünnet-i seniyesine ittiba eylemenin muaccel mükâfatı olarak buluyor. Her emri işlerken, bu emri cânib-i Haktan bu ümmete getireni; her nehyi yapmamaya cebrederken, bu nehyi taraf-ı İlâhiden bu ümmete getireni düşüne düşüne, derslerde geçtiği gibi, bütün ömür dakikaları ibadet olabilir."(1) Buradaki "muaccel mükafat" Nur talebesinin Risale-i Nurların tahkiki iman derslerinden kazandığı sünnet ve Peygamber sevgisidir ki, zaten bu muhabbet ve sevgi ahirette direkt ona bir nur bir halaskâr olacak inşallah. Yani Peygamber ve sünnet sevgisi ve bu sevginin hayata aksetmesi, insan için cennete gitmeden küçük bir cenneti yaşaması gibi oluyor. "Huzur İslam'da" sözünün mücessem bir ifadesi gibidir nübüvvet ve sünnet sevgisi. Ehl-i bid'atin karanlık ve kalaklı dünyaları, bu manayı tersinden çok güzel göstermektedir. (1) bk. Sikke-i Tasdik-i Gaybî, Hulusi Bey'in Fıkrasıdır. page 1 / 1 Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)