M. Meclisi B : 58 üye olmasını ve aynı serbestlikle bir sendikanın üyeliğinden çıkmasını, toplu sözleşme ve grev haklarını serbestçe kullanmasını zaten önlemiş durumdadır. Bu yetmiyormuş gibi önümüz­ deki günlerde bu hakları kökünden ve Anayasa dışı metotlarla yok etme hevesine düşmüş bir­ takım kanun tekliflerini el altından hazırlatmış olarak huzurumuza getirecek veya getirtecektir. Gelecek kanun teklifleri, sendika kurma hürri­ yetini nereden gelirse gelsin, her türlü tasalluta karşı koruyan ve bizim de katıldığımız millet­ lerarası sözleşmelere, bilhassa 87 ve 98 sayılı söz­ leşmeye kesinlikle aykırıdır. Türkiye Cumhu­ riyeti Anayasası 46 ncı maddesinde yazılı «sen­ dika kurma hakkının» özü yok edilerek, Türkiye çapında faaliyet gösterecek sendikaların kuru­ luş şartı iş kolundaki isçilerin üçte birine sahibolma mecburiyetine bağlanmak istenmektedir. Böyle bir şart tıpkı yeni doğan çocuktan doğar doğmaz 5 yaşında olmasını istemeye benzer. Sinsice güdülen maksat, tasarıda yer yer açı­ ğa vurulmuş, Türkiye'deki sendikalar, üyesi olmadıkları bir konfederasyonun mutlak dene­ timine onun zoraki üyeliğine sokulmak ve yasa­ ma haklan ile toplu sözleşme yapma haklan malûm tek konfederasyona karşı gösterecekleri itaat ölçüsüne bağlanılarak ipler tek elde topla­ nılmak istenilmektedir. BAŞKAN — Sayın Rıza Kuas, müddetiniz doldu efendim. RIZA KUAS (Devamla) — Üç dakika rica ediyorum. BAŞKAN — Sayın Rıza Kuas 3 dakika daha rica eder. Yüce Meclisin tasvibine sunuyonım. Kabul edenler... Kabul etmiyenler... Kabul edilmiştir. Devam edin efendim. OSMAN BÖLÜKBAŞI (Ankara) — Nasıl kabul etmeyiz, sıra bize de gelecek. T. t. P. GRUPU ADINA RIZA KUAS (De­ vamla) — Bu hukuk dışı cüret nereden gelmek­ tedir Bütün bunlar niçin yapılmaktadır? Ni­ çin yapılmak istenmektedir? Çalışma Bakanlığı bu derecede Türk işçisine düşman mıdır? Açıklıyoruz: Türk işçisine Çalışma Bakan­ lığı ne gözle bakarsa baksın, Amerikan işveren­ lerinin yabancı ülkelere yatırdıklan sermayeyi Amerikan Hükümetleri korumak için kendi iş­ 21 . 2 . 1969 O :2 verenlerine garanti vermiş bulunmaktadır. Buna göre yabancı ülkedeki Amerikan sermayesi o ül­ kedeki her türlü işçi hareketine karşı gerekirse her vasıtaya başvurularak korunacaktır, önde gelen korunma tedbiri, o ülkedeki sendikalar ve grev toplu sözleşme düzenini itaatkâr, sâdık el­ lerde, Anayasa dışı metotlarla toparlamak, te­ mel haklan, milletlerarası sözleşmeleri çiğniyen kanunlar çıkarmaktır. Politik baskılar Türk sendikacılığını Türk işçisini cebren Amerikan iş adamlannm AID nin Türkiye'deki ajanlarına bağlamak istenmektedir. Hürriyetlerin bu şekilde Anayasa ve hukuk dışı zorbalıklarla boğulmasına Türk işçisi mü­ saade etmiyecektir. Şimdiden açıkhyalım ki, işverenlerle tam bir görüş birliği içinde hazırlan­ dığı gerekçesinde yazılı olan bu kanun teklifleri Türk işçisini, tek işçi konfederasyonuna (Hü­ kümetçe beğenilen, işverenlerce sırtı okşanılan, Amerikan işverenlerinin para yardımı yaptığı isçi konfederasyonuna) zorla bağlamak için ha­ zırlanmıştır, ama kanunlar erkeği kadın, kadını erkek yapmaya muktedir olmadığı gibi, Türk isçisinin Anayasa hürriyetleri de bütün dünya­ nın gözü önünde birkaç açık göze boğurtulamaz ve boğdurtulmıyacaktır. Sayın milletvekilleri, Çalışma Bakanlığı Türk isçileri karşısındaki ve sermaye ile el ele vererek Türk işçisine karşı giriştikleri mücadelesini ve görevlerini çeşitli alanlarda nasıl tersinden yürüttüğünü açıkladık. Bütçe tenkidimizi Çalışma Bakanlığı gerçek gö­ revine döner ümidiyle yapmıyoruz. Zira, öyle bir bakanlık karşısındayız ki, T. O. Anayasası 15 nci maddesi «hâkim karan olmadıkça kamu düzeninin gerektirdiği hallerde de kimsenin üs­ tü aranamaz» dediği halde ve Yargıtaydan buna aykın aramalan önleyici karar aldığımız halde Türk işçisinin üzeri sabah akşam bir hırsız gibi aranır, aratılmaktadır. Yalnız, Türk işçileri ki­ min kendilerine karşı patronlarla el ele verdiğini görmüştür, görevimiz durumu Yüce Meclisin tutanaklarına tarih önünde tescil ettirmektir. İşçi sınıfının her şeyi gördüğünü anhyanlar ve bunu hesaba katanlar ve bir gün Anayasanın özüyle ve sözüyle uygulanmasından korkanlar, emperyalist emellerin öncüsü yabancı sermaye ve onun cananından yalayan kompradorlar ve san sendikalar şöyle demektedir: — 464 —