3. Hafta

advertisement
2.1.2016
İÇİNDEKİLER
*KİŞİLİK GELİŞİMİ: Temel kavramlar (karakter, mizaç, benlik,
farkındalık ve öz-farkındalık, saygı ve öz-saygı… vb.),
Sigmund Freud, Kimlik ve türleri… vb.

*TOPLUMSAL VE DUYGUSAL GELİŞİM: E. Erikson’un
Kuramı ve duygusal bağlama kuramları, toplumsal gelişim,
duygusal gelişim (roller, etmenler, aşamalar…vb.)

*CİNSEL GELİŞİM ve EĞİTİM: Temel kavramlar, cinsel
gelişim, aşamalar…
EĞİTİM PSİKOLOJİSİ
1
2.1.2016
2.1.2016

2
3.Hafta
2.1.2016
2.1.2016
KİŞİLİK GELİŞİMİ VE CİNSEL GELİŞİM
3
4


Bireyi başkalarından ayıran; bireyin doğuştan getirdiği ve
sonradan kazandığı özelliklerin bir bütünüdür.

5
2.1.2016
Kişilik, bireyi diğer bireylerden ayırt eden, tutarlı olarak
sergilenen bireye özgü özellikler bütünüdür.
2.1.2016

SİGMUND FREUD
PSİKANALİTİK KURAM
Kendi deneyimledikleri ve
hastalarının klinik
incelemelerine dayanarak kişilik
kuramı ve akıl hastalıkları
üzerine yoğun çalışmalarda
bulunan Freud, 4 ana unsurun
altını çiziyordu:
Bilinç seviyeleri, kişilik yapısı,
kaygı ve psikolojik savunma
mekanizmaları ve gelişimde
psikoseksüel evreler.
6
1
2.1.2016
TOPOGRAFİK KİŞİLİK KURAMI
FREUD’UN KURAMSAL YAKLAŞIMLARI

Yapısal kişilik kuramı

Psikoseksüel gelişim kuramı
•
Bireyin bilişsel etkinlikleriyle ilişkili olup,
insan davranışlarının bilinçten öte, bilinçaltı
materyallerle ilişkili olduğunu vurgular.
İnsan aklını, duyusal eşiklerle açıklamaya
çalışır.
•
Freud bireyin bilişsel etkinliklerinin bilince
uzaklıklarını saptamayı amaçlamış ve
bilişsel içeriklerin belirli biliş bölgesinde
bulunduğunu ileri sürmüştür.
7
8
TOPOGRAFİK KİŞİLİK KURAMI

Topografinin sözcük olarak yer
betimi anlamına geldiğini göz
önünde bulunduracak olursak
buzdağı ve bilinç arasındaki
benzeşimi kurmak çok da zor
olmaz.

Freud, bilinci bir buzdağına benzeterek farklı bilinç
aşamalarını bu buzdağının suyun altında ve üstünde kalan
kısımlarıyla, yerlerini su seviyesine göre betimleyerek
bağdaştırıyor. Dolayısıyla su seviyesini bilinç eşiği olarak
düşünürsek, bu eşiğin altında bilincin en büyük alanını
oluşturan bilinçaltının yattığına inanıyor.

Bilinç ve bilinçaltı arasında bulunan ön bilinç aşamasında ise
o anda farkında olmadığımız ancak her an bilince
taşıyabileceğimiz anılarımız ve dünya bilgileri yer alıyor.
9
2.1.2016
Freud'un bilincin çeşitli
katmanlarından bahsettiği
kuramı "topografik zihin
modeli" olarak da adlandırılıyor.
TOPOGRAFİK KİŞİLİK KURAMI
2.1.2016

2.1.2016
Topografik kişilik kuramı
2.1.2016

10
TOPOGRAFİK KİŞİLİK KURAMI
Buzdağı Benzetmesi
•
•
•
11
Freud’ a göre insanın bilinçlilik yönü üç bölümden oluşur. Bunlar
bilinç, bilinçaltı ve bilinçdışıdır.
Bilinç; Farkında olduğumuz yaşantıların bulunduğu yerdir.
Bilinç öncesi/Bilinçaltı; bilincinde yani farkında olmadığımız,
ama biraz düşününce hatırladığımız, bilince çıkarabildiğimiz
yaşantıların bulunduğu yerdir.
Bilinçdışı; Bireyin farkında olmadığı, dikkatini zorlasa bile bilince
çıkaramadığı, hatırlayamadığı olayların barındığı bölgedir.
Bilincin dışında olan ve ancak özel bir takım tekniklerle bilince
çıkan yani hatırlanabilen yaşantıların bulunduğu yerdir.
2.1.2016
2.1.2016
•
12
2
2.1.2016
TOPOGRAFİK KİŞİLİK KURAMI



Freud ruh hastalıklarını tedavi
etmek için psikanaliz adı verilen
bir terapi yöntemi geliştirmiştir.
13
14
TOPOGRAFİK KİŞİLİK KURAMI
Bu şekilde hasta çocukluğundaki travmatik deneyimleri hakkında
bir iç görü kazanıp onları bastırma nedenlerini bulacak, bu
keşifse hâlihazırda yaşadığı psikolojik sorunlarını ortadan
kaldıracaktı. Daha açık bir deyişle, ilk 6 yaşta yaşanılan kötü
deneyimler, bireyin geri kalan hayatına da olumsuz yansıyarak
akıl hastalıklarına neden oluyordu. Tedavi olma süreciyse bu
bastırılmışlıkların farkına varmaktan geçiyordu.
Freud, kişiliği oluşturan üç temel yapıdan söz ediyordu: İd,
ego ve süper ego. Bu üç yapıyı arzu, mantık ve vicdan olarak
da düşünebiliriz.

Kişiliğin bu üç sistemi sürekli bir biçimde birbiriyle etkileşerek
bireyin davranışlarını yönlendirmektedir.
16
İD
Tıpkı ilkel insanlar gibi;

17
Kişiliğin ilkel yönüdür. Haz ilkesine göre hareket eder. Gerçek dışı ve
mantık dışı istek ve arzuları vardır. Ne pahasına olursa olsun kişinin
isteklerinin giderilmesine dayanır.
2.1.2016


2.1.2016

İd, kişiliğin temel taşıdır. Doğuştan getirilir ve ruhsal enerjinin ve
iç güdülerin kaynağıdır. İlkel ve doğuştan getirdiğimiz
dürtülerimizi kapsar. Bedensel ihtiyaçlarımızın, cinsel
arzularımızın ve saldırgan tepkilerimizin id’den kaynaklandığını
söyleyebiliriz.
Freud'a göre idin arzu ve istekleri tamamen bilinç dışı ve “zevk
prensibi” ile işlemektedir.
İd’in temel güdülerimizi kapsadığını düşününce, zevk prensibiyle
işlemesi doğaldır. Çünkü ilkel güdüler, arzulara bir an önce
doyum arayıp, bireyin davranışlarını bu yönde
şekillendirebilmektedir.
Eğer ki kimi zamanlarda farklı bir kişiymişçesine hareket
ettiğinizi düşünüyorsanız bu dalgalanmalar Freud'a göre
farklı kişilik yapılarınızın savaşımından kaynaklanıyor olmalı.
15
YAPISAL KİŞİLİK KURAMI


2.1.2016

Freud'a göre psikolojik rahatsızlıkları
tedavi etmenin en iyi yolu bilinçaltına
bastırılmış ne varsa bilinç yüzeyine
çıkarmaktı.
YAPISAL KİŞİLİK KURAMI
2.1.2016

2.1.2016

Her bir aşamadan birbirine geçiş için, belirli bir bilinç eşiği
gerektiğini görürüz.
Freud, çoğu korku ve dürtülerimizin bilinç altında olduğu için
farkına varmadığımızı söylese de, bilinçaltındaki çoğu
düşünce aslında bir zamanlar bilinç eşiğinin üstündeydi.
Ancak kaygı seviyemizi arttırıp bizleri rahatsız ettiklerinden,
bilinçaltının dehlizlerine bastırıldı ve davranışlarımızı biz
farkında olmadan yönlendirmeye başladı.
Bu nedenle ki çoğu akıl hastalıklarının temelinde bilinçaltına
atılmış bu korku ve arzular yatıyor. Bu noktaysa bizleri
psikalanalist terapinin amacına götürüyor.
2.1.2016

18
3
2.1.2016
YAPISAL KİŞİLİK KURAMI
YEŞİLÇAMDAN, İD’E BİR ÖRNEK
Ne yazık ki dünya, tüm arzu ve dürtülerimizi o anda tatmin
etmemize olanak sağlamaz. Eğer haz tatmini odaklı yaşamaya
devam edersek, pek çok sorunla yüz yüze kalabiliyoruz.

Yaşamın bu şartlarıyla başa edebilmekse ikinci kişilik yapımız
olan ego’ya düşüyor.
19
YAPISAL KİŞİLİK KURAMI
•
Kişiliğin yürütme organıdır. İd’in istekleriyle dış dünyanın (ve
süperegonun) eşleştirilmesi, bütünleştirilmesi ile uğraşır.
•
Ego, idin isteklerini gerektiğinde ertelemeye, hoş yaşantıları
seçmeye hoş olmayanlardan uzak durmaya çalışır.
•
Ego akılcı, mantıklı bir kişilik bölümüdür ve bir anlamda
kişiliğin karar organıdır.
YAPISAL KİŞİLİK KURAMI
2.1.2016
Ruhsal enerji doyurulma istemiyle içgüdü şeklinde ortaya
çıkınca, Ego devreye girer.
20
2.1.2016
•
21
YAPISAL KİŞİLİK KURAMI




Kişiliğimizin son öğesini, süper ego oluşturur.
Süper ego da tıpkı ego gibi, id’in arzu ve isteklerini baskı
altında tutmaya çalışır.
Ancak ego, id’in tatminleri için uygun zamanlar kollarken
süper ego ahlak kurallarını devreye sokmaktadır.
Daha açık bir deyişle, id’in bu yönde tatmininin doğru olup
olmadığını sorgular. Süper ego için tatminde, yalnızca doğru
zamanın kollanması değil, ahlaki kurallara uygunluk da önem
kazanır.
2.1.2016

Ego, idin tatmin edilebileceği elverişli
şartlar oluşana kadar onu kontrol
altında tutar. Ego, "gerçeklik prensibi"yle
işler. Çevresel şartları değerlendirerek,
pek çok davranışın olası sonuçlarını
tartar. Bu şekilde, uygun zamanı
kollayarak bireyin anlık dürtüleri
sonrasında acı çekmesini engellemiş
olur.
22
YAPISAL KİŞİLİK KURAMI
2.1.2016

2.1.2016
2.1.2016

Egonun kimi işlevleri, bilinçliyken
kimileri bilinç dışı gerçekleşir.
23
24
4
2.1.2016
YAPISAL KİŞİLİK KURAMI

Süperego’da, id gibi gerçeklik ilkesine göre hareket etmez,
tüm kararlarında ahlak ilkelerinden hareket ederek özellikle
id’in cinsellik ve saldırganlıkla ilgili isteklerini ahlaki uygunluk
açısından denetler.



Ailemizden edindiğimiz eğitim, yaşadığımız toplumun normları
ve kendi deneyimlerimiz süper egonun oluşumunda en önemli
etkenleri oluşturur.
Süper ego geliştikçe, ilkel güdülerimizin tatmini daha da fazla
engellenmiş olur. Bu nedenle de ego, id ile süper ego arasında
bir anlamda köprü görevi üstlenmiş olur.
Bunu bir şekilde bir savaşım ve çatışma olarak da düşünebiliriz.
Sürekli olarak kişiliğimizi oluşturan bu yapılar birbirleriyle
çekişmek zorunda kalır. İşte, bu savaşım, Freud'a göre kişiliğin
ve çoğu psikolojik rahatsızlığın temelini oluşturur.
25
YAPISAL KİŞİLİK KURAMI
•
YAPISAL KİŞİLİK KURAMI
2.1.2016
•
Freud’un görüşlerine bağlı kalarak, sağlıklı bir kişilik yapısı için,
kişiliğin bu üç boyutu arasındaki ilişkide denetimin, egoda
olması gerekir.
Gerek id’in gerekse süperego’nun gerçeklik ilkesi dışında
hareket ettiği düşünülürse, kişilik gelişiminde bu iki sistemden
birinin baskın olma hali, bireylerin düşünsel, duyuşsal ve
davranışsal eylemlerinin de gerçeklikten uzak olması anlamına
gelecektir.
Sağlıklı bir kişilik gelişimi için bu üç boyutun olabildiğince
uzlaşabilmesi ve denge içinde olması esastır.
26
2.1.2016
•
27
28
PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI
29
•
Freud, kişilik gelişimini çeşitli dönemlerle açıklamıştır.
•
Özellikle ilk üç dönemin kişilik üzerindeki etkileri daha fazla
olmaktadır.
2.1.2016
•
Freud; kişilik gelişimi bakımından ilk çocukluk yıllarındaki
yaşantıların önemini vurgular. Bu kurama göre, normal gelişimin
sağlanması için, gelişimin her döneminde bireyin temel
ihtiyaçlarının doyurulması gerekmektedir. Temel ihtiyaçlar
karşılanmazsa kişilik gelişimini engeller. Özellikle ilk 6 yılda
geçirilen yaşantıların önemi vurgulanır.
Çocukların anne, baba ve öğretmenleriyle etkileşimlerinin
niteliği, onların ihtiyaçlarını karşılamalarına ve gelişim
dönemlerini sağlıklı olarak atlatmalarına yardım eder. Eğer
dönemler sağlıklı geçirilemezse birey döneme saplanıp kalır yani
fiksasyon gerçekleşir.
PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI
2.1.2016
•
2.1.2016
Süperego, kişinin anne babası tarafından aktarılan toplumsal
ahlak kurallarını içerir. Bu anlamda vicdan demektir.
2.1.2016

YAPISAL KİŞİLİK KURAMI
30
5
2.1.2016
PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI
PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI
Anal Dönem (1,5-3 yaş)
Haz bölgesi, dışkılama organı
anüstür.
• Bu dönemde çocuk dışkı bırakma
ve tutma
davranışlarını sık kullanır. Bundan
zevk alır.
•
31
2.1.2016
2.1.2016
Oral Dönem (0-1,5 yaş)
Oral dönemde ilk zevk merkezi
ağız bölgesidir. Zira çocuğun ağız
çevresinde gerçekleşen emme,
çiğneme, ısırma gibi eylemleri,
onun için başlıca zevk
kaynaklarıdır.
• Bu dönem uygun geçirilmediğinde
ağızla ve içe almayla ilgili bir takım
davranışlar sıklıkla görülür.
Örneğin; sigara, içki içme, obezite
gibi.
•
32
PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI
PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI
Fallik Dönem (3-6 yaş)
Haz bölgesi cinsel organlardır ve
çocuk cinsel organıyla oynamayı
eğlenceli bulur.
• Cinsel ve saldırgan duygular
önem kazanır.
• Yetişkinler model alınarak cinsiyet rolleri kazanılır.
•
33
PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI
•
Bu dönemde cinsiyetini keşfeden
çocuk, bir yandan babasına hayranlık
duyar, öte yandan ondan annesine
karşı hissettiği duyguları anlarsa diye
korkar.


35
Sophocles’in “Oedipus Döngüleri” içerisinde yer alan tragedyaları
Kral Oedipus, Colonus’taki Oedipus ve Antigone pek ünlüdür.
Oedipus bilmeden babasıyla savaşıp onu öldürür ve karısıyla, yâni
öz annesiyle evlenir ve hazin hakikati öğrenince gözlerini oyarak
çıldırır. Lânet gerçekleşmiştir!
Freud bu temayı 4 ilâ 6 yaş arasında annesine çocuksu bir aşkla
bağlanarak babasına kızan erkek çocuklarını tasvir etmek için
kullanır ve buna da Oedipal Dönem adını verir. Bu dönemdeki
çocuk babasının bu aşkını fark ederek kendisini iğdiş etmek
sûretiyle cezalandıracağından korkar, buna Oedipus Karmaşası
denir. Zamanla çocuk bu fikri aşıp babasıyla özdeşleşip onu
benimser.
2.1.2016
Bu dönemde erkekler Oedipus
Karmaşasını yaşar. Erkek çocuğun
annesine karşı cinsel bir yakınlık
duyması ve babasını rakip olarak
algılamasıdır.
34
OEDİPUS KARMAŞASI
2.1.2016
•
2.1.2016
2.1.2016
Anal Dönem (1,5-3 yaş)
• Tuvalet eğitiminin ağır bastığı dönemdir.
• Freud annenin tuvalet eğitimi sırasındaki tutumunun çocuğun
ilerdeki karakter yapısına tesir ettiğini belirtmektedir.
• Eğer anne katı ve baskıcı bir tuvalet eğitimi uygularsa çocuk
dışkısını tutmakta ve kabız olmaktadır. Bu tutum çocuğun ilerde
bağnaz, cimri ve inatçı olmasına yol açmaktadır. Annenin katı
tutumu ise çocuğun kızmasına ve uygunsuz zaman ve mekanda
dışkısını boşaltmasına yol açabilir. Bu tarz tutum çocuğun ileriki
yaşamında dik kafalı, dağınık ve kayıtsız olmasına neden olur.
• Tuvalet eğitimini teşvik edici annelerin çocukları ise cömert,
yaratıcı ve üretici olabilir.
36
6
2.1.2016
PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI



Sophocles’in diğer bir meşhur oyunu olan Agamemnon’la
Clytemnestra’nın kızı Electra hakkındaki eserden ilhamla
şekillendirir.
Buna göre, erkek kardeşinin anneleri Clytemnestra’yı öldürerek
babası Agamemnon’un ölümünün intikamını almak isteyen
Electra’nın hikâyesi tam “cuk oturacaktır”.
Electra Karmaşası adını verdiği bu dönemde 4 ilâ 6 yaş arasındaki
kız çocuk bir penise sâhip olamamasının sebebinin, babasına karşı
duyduğu aşk sebebiyle çok önceden annesi tarafından iğdiş
edildiğini olduğunu düşünür. İstemeye istemeye annesiyle
özdeşleşip onu benimser ama bu eksiklik, hasret ve haset de ömür
boy sürer.
37
Bu dönemde fizyolojik yapıda görülen değişmeler, örtülü
dönemde sakin kalan dürtülerin yeniden canlanmasına
neden olur. Bu nedenle özellikle cinsel dürtülerden
kaynaklanan çatışmalar tekrar ortaya çıkar.
41

Ergen hızlı değişmelere ayak uydurabilme sürecinde bir
takım çatışmalar yaşar. Ebeveynlerin ve öğretmenlerin
ergenlerin ilgi, ihtiyaç, ve gelişim özelliklerini bilerek
yaklaşmalarını onların bu dönemi sağlıklı atlatmalarına
yardımcı olur.
2.1.2016
•
2.1.2016
•
40
PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI
PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI
Genital Dönem (12-18)
Çocuk cinselliği üreme amacına
yönelik bir cinsellik değildir, daha çok
haz almaya yöneliktir. Ergenlikle
birlikte kişinin cinselliği üreme amacına yöneliktir. Bu
dönemde kişi yetişkin cinsel davranışlarını edinir.
2.1.2016
39
•
Latent/ Gizil Dönem
(6-12 yaş)
• Bu dönemde daha
önceki dönemlerde
kazanılan özelliklerin
pekiştirildiği evredir.
• Cinsellik örtülür.
• Oyuna önem verilir.
Enerji oyun, merak, araştırma ve insanlarla iyi ilişkiler kurmada
kullanılır.
• Çocuk cinsiyetle ilgili konular yerine kendini daha çok oyuna
verir. Kız çocuklar kız arkadaşlarıyla, erkek çocuklar ise, daha
çok erkek arkadaşlarıyla birlikte zaman geçirirler.
•
2.1.2016

Çocuk bu dönemde ahlaki
standartları kazanmaya da
başlamaktadır. Bu dönemde
çocuğun cinsellikle ilgili
duygularının ahlakdışı, kötü,
günahkar olduğuna ve cinselliğin kabul edilemez bir durum
olduğuna ilişkin katı bir tutum takınılırsa çocuk bu karmaşalarla
başa çıkma da güçlük yaşayabilir.
O nedene anne-babaların bu dönemde cinsellikle ilgili
duygularının çocuğun doğasında var olan normal bir durum
olduğunu kabul etmeleri gerekir. Çocukların cinsellikle ilgili
sorularına geçiştirmeden, anlayabilecekleri bir söylem içinde
mantıklı yanıtlar verilmelidir.
38
PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI
PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMI

2.1.2016
Kızlarda babalarına karşı bir
eğilim duyar ve annelerini rakip
olarak görür. Bu karmaşaya ise
Elektra Karmaşası denir.
2.1.2016
•
ELECTRA KARMAŞASI
42
7
2.1.2016
PSİKOSEKSÜEL GELİŞİM KURAMININ
EĞİTİM AÇISINDAN SONUÇLARI
44
FREUD’UN KURAMINA GÖRE BAZI
BİREYSEL DURUMLAR
Ör: Ağır bir hasta yakınınıza yetişmek için, uçakla başka şehre
gitmek istiyorsunuz ama hava şartlarının bozulması yüzünden
uçaklar hareket etmiyor; gidemiyorsunuz. Böyle bir hal öfke,
çaresizlik duygusuna yol açar.
Bu türlü engellemelerin sınırlı bir şekli, insanı daha çok çalışıp
başarı yollarını araştırmaya sevk etmesi bakımından bazen faydalı
olabilir ama bazen de bu engellemelerin uyardığı öfke, kaygı ve
aşırı gerginlik halini yenemeyen insanlarda bir takım kompleksler
gelişebilir.

2.1.2016
2.1.2016

Engelleme:
Organizmanın amacına ulaşmasının engellenmesi durumudur.
Birey engellendiğinde yeni bir uyum aramaya ve amacına başka
yollardan ulaşmaya çalışır. Çocuk engellendiğinde gösterdiği en
büyük tepki saldırganlıktır. Bununla birlikte engellenme
durumunda ortaya çıkan diğer tepkiler şunlardır.
-öfke ve kızgınlık -aşırı bağımlılık
-çevreden kaçınma -bencil tutum
-aşırı duyarlılık -kompleksler
İhtiyaçlar, güdüler, organizma yada çevreden gelen türlü
nedenlerle bazen tatminsiz kalır ve amacına ulaşamaz.
43
FREUD’UN KURAMINA GÖRE BAZI
BİREYSEL DURUMLAR


2.1.2016
2.1.2016
Erken çocukluk yıllarında ana baba ile
ilişkilerin kalitesi çocuğun kişilik gelişimi
üzerinde belirleyicidir.
İlk beş yıl içinde ana baba ve öğretmenler
çocuklara karşı sıcak ve sevecen bir yaklaşım
içinde olmalıdır. Otoriter ve baskıya dayalı
eğitim uygulamalarından kaçınmalı, psikolojik
açıdan sağlıklı bir gelişim için hoşgörülü, izin
verici bir yaklaşımla, demokratik tutumlar
içinde çocuk yetiştirmenin önemini
kavramaya çalışmalıdır.
Çocuğun cinsel merakı doğal kabul edilmeli,
sorularını anlayışla karşılamalıyız.
FREUD’UN KURAMINA GÖRE BAZI
BİREYSEL DURUMLAR
Çatışma:
Güdülerin tatminsiz kalmasının bir başka nedeni de, içimizde
birbirine ters düşen iki güdünün rekabetidir. Her insanda bulunan
çok çeşitli güdüler arasında birbiriyle bağdaşmayanlar bireyi aynı
zamanda bir birine zıt davranışlara güdeleyebilir. İnsan bunlardan
hangisine karar vereceğini kestiremez ve sıkıntılı bir duruma girer.
Ör: Gelişme ihtiyacı & Eğlenme ihtiyacı Sinemaya mı? yoksa
kütüphaneye mi?
45
46
FREUD’UN KURAMINA GÖRE BAZI
BİREYSEL DURUMLAR
FREUD’UN KURAMINA GÖRE BAZI
BİREYSEL DURUMLAR
Kaçınma-Kaçınma:
Birey iki hoş olmayan durum arasındadır. Bu durumda bireyde alanı
terk etme, kaçma eğilimi görülebilir.

2.1.2016
2.1.2016
Yanaşma-Yanaşma:
 Birey bazen kendisi için aynı derecede iki amacın etkisinde kalabilir.
Birbirine zıt iki çekici amaca da aynı zamanda ulaşmak isteğindedir.
Ör: Hem dişimiz ağrıyor hem de dişçiden pek çok korkuyorsak, bir
kaçınma-kaçınma çatışması meydana gelir. Bir memur hiç
sevmediği işinde çalışmak veya bunun sağladığı sağladığı geliri
kaybetmek tehlikesi arasında bulunabilir.
Ör: Bir ayakkabıcı dükkanında çok beğendiğimiz iki ayakkabını
ayakkabıdan birini seçmek zorunda kaldığımız zaman bu türlü bir
çatışmaya girebiliriz.
47
48
8
2.1.2016
FREUD’UN KURAMINA GÖRE BAZI
BİREYSEL DURUMLAR

Ör: Tombul birisi, rejim yapıp zayıflamak istiyor ama bir yandan da
pastayı çok seviyor. Böyle bir durumda pasta karşısında yanaşmakaçınma çatışmasına düşer .




49
SAVUNMA MEKANİZMALARI
50
SAVUNMA MEKANİZMALARI
Bahane Bulma ( Mantığa Bürüme)
Kişinin yapmış olduğu kabul edilemeyecek bir davranışı
çeşitli bahaneler bularak haklı göstermeye çalışmasıdır.
•
2.1.2016
2.1.2016
Bastırma
Uygun olmayan istek ve düşüncelerin bilinçten
uzaklaştırılmasıdır.
Örneğin; erkeklerin evlilik yıldönümlerini unutması.
•
Savunma mekanizmalarının ortak özellikleri:
Savunma mekanizması kullanan birey, davranışın gerçek işlevinin
farkında değildir. Savunma mekanizmalarına, bu anlamda, bilinçsiz
davranışlar olarak bakılır.
Savunma mekanizmalarının etkisi altında, gerçeği olduğundan biraz
daha farklı algılarız.
Savunma mekanizmaları kaygımızı azaltmada gerçekten etkindir ve
yaşamımızda ortaya çıkan zor durumları kendimizi yıpratmadan
atlatmamıza yardımcı olur.
Savunma mekanizmaları herkes tarafından kullanılır ve normal bir
davranış biçimi olarak kabul edilir.
Savunma mekanizmaları egoyu korur, bu nedenle ego savunma
mekanizmaları olarak da adlandırılabilir.
2.1.2016
Savunma mekanizması, farkında olmadan bilinçsiz olarak kaygıdan
kurtulma çabasına verilen isimdir. Belirli ortamlar bireyde kaygıya yol
açıyorsa, bu tür ortamlarda birey bilmeden savunma mekanizmalarını
kullanmaya başlar.
2.1.2016
Yanaşma-Kaçınma:
 Birey aynı zamanda hem çekici hem de itici bir durum
karşısındadır. İnsan aynı nesneye karşı hem sevgi hem de nefret
duyabilir.
SAVUNMA MEKANİZMALARI
Örneğin; Matematik dersine yeterince çalışmayan bir
öğrencinin sayısal yeteneğim az gelişmiş bu nedenle
matematikte başarılı olamıyorum demesi ya da sınavda
kopya çekerken yakalanan öğrenci, bu yüz kızartıcı davranışı
örtbas etmek için, “Herkes öğrenciyken kopya çeker.” gibi bir
genelleme yaparak, kendi davranışını makul göstermeye
çalışır.
51
SAVUNMA MEKANİZMALARI
SAVUNMA MEKANİZMALARI
Gerileme
Kişinin ilgi çekmek için içinde bulunduğu gelişim aşamasından
daha önceki bir gelişim aşamasına dönmesidir.
2.1.2016
2.1.2016
Yansıtma
Kişinin kendisinde bulunan kusurları başkasına yükleyerek
suçluluk duygusundan kurtulmasıdır.
52
Örneğin; zayıf not alan öğrencinin öğretmen iyi anlatamadı demesi.
Ör: Başkalarına hiç yardım etmeyen ve sürekli kendi çıkarını
gözleyen bencil biri, “Herkes kendi çaresine bakıyor, kimse bir
diğerine yardım eli uzatmıyor,” diyerek, etrafındaki kimseleri
suçlar. Kendisinde bulunan kötü özellikleri başkalarında görerek
birey kendini,olumsuz özellikler açısından başkalarından farklı
görmez. Birey yansıtma davranışında bulunarak, “Ne yapayım,
herkes böyle,bende böyle olmak zorundayım; böyle davranmam
yaşamın zorunlu bir sonucu, benim elimde olan bir şey yok”
mesajını verir.
Örneğin; kardeş kıskançlığı yaşayan 14 yaşındaki bir çocuğun altını
ıslatması, çocuksu konuşması.
53
54
9
2.1.2016
SAVUNMA MEKANİZMALARI
SAVUNMA MEKANİZMALARI
2.1.2016
Örneğin;
- Arkadaşından dayak yiyen bir çocuğun babam gelirse seni döver
demesi, futbol fanatikleri.
- Çirkin bir genç kız, kendini beğendiği bir film artistiyle
özdeşleştirerek, o artist gibi giyinip, süslenerek kendisinin güzel
olduğunu hisseder.
- Genç bir erkek, mahallenin kabadayısıyla kendini özdeşleştirerek
bedeninin zayıflığının doğurduğu kaygının üstüne çıkar.
2.1.2016
Özdeşim Kurma
 Bireyin kendi özelliklerini beğenmediği durumlarda, istediği
özelliklere sahip olan başka biriyle ya da bir grupla özdeşleşmesidir.
 Birey kendinde bulunan özellikleri özenilir bulmadığı zaman, kendisi
olmaktan çıkıp, istediği özelliklere sahip başka biriymiş gibi kendini
algılamaya ve davranmaya başlar.
Ödünleme
Bireyin kendisini zayıf gördüğü bir alandaki eksikliğini başka
bir alandaki başarısıyla telafi etmeye çalışmasıdır.
Örneğin; bedensel engelli bir öğrencinin beden eğitimi
dersindeki yetersizliğine karşın diğer derslerde çok başarılı
olması, iyi şiir yazması.
55
SAVUNMA MEKANİZMALARI
56
SAVUNMA MEKANİZMALARI
2.1.2016
2.1.2016
Yüceltme
İlkel nitelikteki istek ve eğilimlerin doğal amaçlarından çevrilerek
toplumun istediği davranışlara yönlendirilmesidir.
Cinsellik ve saldırganlıkla ilgili ihtiyaçların toplum tarafından kabul
gören etkinliklerle karşılanması, telafi edilmesidir.
Yer- Yön Değiştirme
Bir kimsenin kızgınlığını gücünün yettiği bir kimseye ya da
nesneye yöneltmesidir.
Örneğin; okulda müdüre kızan öğretmenin sınıfta öğrencilerini
azarlaması, müdürün kapısını tekmelemesi..
Ör: Saldırganlık dürtüsü yoğun olan bir çocuğun boksa eğilim duyarak
herkesin olumladığı, alkışladığı büyük bir boksör olması gibi.
Ör: İş yerindeki müdüre kızan memur, öfkesini evdeki karısına
boşaltır. Memurun karısı, kocasına ifade edemediği kızgınlığı
denetimi altında olan, gücünün yettiği çocuklarını azarlayarak
ifade eder; çocukta evdeki kediyi yada köpeği tekmeler.
57
SAVUNMA MEKANİZMALARI
Hayal Kurma / Düş Kurma
Kişinin gerçek hayatta doyum sağlayamadığı istek düşüncelerini
düşler kurarak doyurmaya çalışmasıdır.
2.1.2016
Örneğin;
Sevdiğiniz ablanızın, kocası kazada ölür. İki çocuğu ile birlikte
yaşamak üzere yanınıza gelir. Zamanla ablanız sizin yaşamınıza
karışmaya başlar ve çocukları sürekli gürültü yaparak sizin
çalışmanızı olumsuz yönde etkiler. İçinizde ablanıza ve çocuklarına
karşı bir kızgınlık belirmeye başlar, ne var ki içinizdeki öfkenin
farkına varınca, suçluluk hissedersiniz. Çünkü, kocasının ölümünden
sonra ablanıza ve çocuklarına yardımcı olacak tek kişi sizsiniz.
Gerçekte hissettiğiniz kızgınlığı göstermek uygun olmadığı için,
kızgınlık duygusunun yerine onlara şefkat ve sevgi duygusu
göstermeye çalışıyorsunuz. Bu davranışınız, karşıt tepki geliştirmeye
bir örnektir; şefkat gösterisi yaparak, kızgınlık duygusunun ortaya
çıkaracağı kaygıdan kurtulmuş oluyorsunuz.
SAVUNMA MEKANİZMALARI
2.1.2016
Karşıt Tepki Oluşturma
Kişinin hissettiği duygunun tam tersi biçimde davranmasıdır.
58
Örneğin;
- Tayini çıkmayan bir öğretmenin kendisini öğretmen olarak hayal
etmesi, fakir birinin kendini zengin olarak hayal etmesi.
-Çok borcu olan birinin piyangodan para kazandığını hayal etmesi.
- Tembel bir öğrencinin kendini sınıfın en çalışkanı olarak
düşünmesi.
59
60
10
2.1.2016
SAVUNMA MEKANİZMALARI
2.1.2016
2.1.2016
Yadsıma (İnkar)
Kişinin yaşamındaki acı gerçeklerin, üzücü olayların yaşanmamış
gibi kabul edilmesidir.

Örneğin; çocuğunun ölümünü kabullenemeyen bir annenin
çocuğunun odasını boşaltmaması, onun yurtdışına gittiğini, geri
döneceğini söylemesi.

PSİKOSOSYAL GELİŞİM KURAMI
Birey önce yapmış olduğu bir davranışı kabul etmeyip, inkâr ederek
de bir savunma mekanizması gösterebilir.
Örneğin; Çirkin bir davranışta bulunan kimse,“Hayır ben hiçbir zaman
o kişiye kaba davranmadım, sürekli saygılı davrandım.” diyerek
daha önceki davranışını inkâr eder.
62
61
ERİKSON’UN PSİKOSOSYAL GELİŞİM
KURAMI
PSİKOSOSYAL GELİŞİM KURAMI

Kişilik gelişimi dönemler halinde
yaşam boyu devam eder.

Her dönemde birey baş etmesi
gereken bir karmaşa ile karşılaşır.

Freud’un aksine Erikson, insan davranışlarını etkileyen temel
güçlerin, biyolojik kökenli dürtüler olmadığını söylemiştir.

Erikson, davranışın şekillenmesinde bireyin içinde yaşadığı
kültüre büyük önem atfetmiş, bununla birlikte davranışların
biyolojik temelli olan epigenetik ilkeye bağlı olarak oluştuğunu
ileri sürmüştür.
63
ERİKSON’UN PSİKOSOSYAL GELİŞİM
KURAMI

Bu ilkeye göre tıpkı doğum öncesi dönemde bebeğin belli
organlarının belirli bir sıra izleyerek belli zaman dilimleri
içinde oluşması gibi, belli kişilik özellikleri de biyolojik temelli
kurallara uygun olarak, belli zaman dilimlerinde ortaya
çıkabilmektedir.
65

Erikson, insanın yaşamı boyunca sekiz gelişim döneminden
geçtiğini ve her bir gelişim döneminde bireyin başa çıkması
gereken yeni bir karmaşa ile yüz yüze geldiğini ileri sürmüştür.

Her dönem de atlatılması gereken bir kriz, bir çatışma
bulunmaktadır. İnsanların sağlıklı bir kişilik kazanmalarında bu
krizlerin ya da çatışmaların başarılı olarak atlatılması önem
taşımaktadır.

Bireyin yaşadığı karmaşayı atlatması ise, temel gelişim görevidir.
Kriz tam olarak çözümlenemezse, yaşamın daha sonraki
dönemlerinde bu kriz çözümleninceye kadar devam eder.
2.1.2016
Epigenetik ilke, çeşitli gelişim dönemlerinde belli gelişimsel
özelliklerin ardışık biçimde ortaya çıkabilmesinin, önceden
kurgulanmış biyolojik temellere dayalı olduğunu ifade eder.
64
PSİKOSOSYAL GELİŞİM DÖNEMLERİ
2.1.2016

2.1.2016

Erik Erikson (1902-1994)
Kişilik gelişiminde sosyal ilişkiler
önemlidir.
2.1.2016

66
11
2.1.2016
PSİKOSOSYAL GELİŞİM DÖNEMLERİ
1. Bebeklik (0-1 yaş)
Güven & Güvensizlik
2. İlk Çocukluk (1-3 yaş)
Özerklik & Kuşku ve Utanç
3. Okul Öncesi Dönem (3-6 yaş)
Girişkenlik & Suçluluk
4. İlk Öğretim Dönemi (6-12 yaş)
Başarılı olma & Yetersizlik
5. Ergenlik (12-18 yaş)
Kimlik Edinme & Kimlik Karmaşası
6. Genç Yetişkinlik (20-40 yaş)
Yakınlık & Yalıtılmışlık
7. Yetişkinlik (40-65 yaş)
Üretkenlik & Durgunluk
8. Yaşlılık (65 yaş ve üstü)
Bütünlük & Umutsuzluk
PSİKOSOSYAL GELİŞİM DÖNEMLERİ
Güvene Karşı-Güvensizlik (0-1 yaş)

Bebek, diğer insanlardan ve çevresinden ayrı bir varlık
olduğunu fark etmeye başlar. Bu nedenle kendini güvende
hissetme ihtiyacı duyar. Bunu ise temel gereksinimleri
karşılandığında hisseder.

Eğer ihtiyaçları düzenli bir biçimde karşılanmazsa insanların
(ana-baba ya da onların yerine geçen kişiler) güvenilir ya da
güvenilmez olduğu çıkarımında bulunur.
67
68
PSİKOSOSYAL GELİŞİM DÖNEMLERİ
PSİKOSOSYAL GELİŞİM DÖNEMLERİ
Özerkliğe Karşı-Kuşku ve Utanç (1-3 yaş)
Girişimciliğe Karşı-Suçluluk (3-6 yaş)

Yapmak istediklerine izin verilen ve kısıtlanmayan çocuk kendi
yeterliliğini öğrenir ve özerk davranabilme yeteneğini geliştirir.

Yapmak istediklerine izin verilmeyen, anan babasınca
cezalandırılan çocuklar, büyüklerin beğenmeyeceği endişesi
yaşar ve kendi duygularından kuşku duyarak, utanç duyguları
geliştirir.

Kendi yeteneklerinin üstündeki sorunlarla başa çıkabilmek için
giderek daha bağımsız davranabilmekte, kimi durumlarda
başkalarının haklarına bile tecavüz edebilmektedir.

Ailenin ve öğretmenin, çocuğun başkalarının sınırlarını
zorlamadan girişimlerde bulunabilmesini öğrenmesine yardımcı
olmaları yararlıdır. Çocuğun sorularına yanıt verilmelidir.

Anlamlı seçimler yapabilmesinde ve kendi kararlarını
uygulayabilmesinde yardım yerine engelleyici bir tutum izlemek
çocuğun suçluluk duyguları hissetmesine neden olur.
69
PSİKOSOSYAL GELİŞİM DÖNEMLERİ
2.1.2016
Yürüme ve konuşmayı öğrenme ile çocuk bağımsız hareket
etmeye çabalar. Bunu denerken yardım almak istemez.
2.1.2016

2.1.2016
Karmaşalar
2.1.2016
Dönemler
70
PSİKOSOSYAL GELİŞİM DÖNEMLERİ
Başarılı Olmaya Karşı-Yetersizlik (6-12 yaş)

Çocuk beğenilmek ve takdir edilmek ihtiyacındadır. Kendini
başarılı bir birey olarak görmek ister. Ana-babalar ve
öğretmenler, çocuğun başarılı olma gereksinimini karşılamalıdır.

Yaptıkları beğenilmeyen, kendilerinden aşırı ölçüde başarı
beklenen ya da sürekli bir biçimde çevresindeki başarılı
çocuklarla kıyaslanan çocuklar, aşağılık ve yetersizlik duygusu
yaşar.
71
Kimlik Kazanmaya Karşı-Kimlik Krizi (12-18 yaş)

Kimlik kazanma, bir bireyin kendine ilişkin olumlu bir benduygusu geliştirmesi demektir.

Kendi ilgi ve yetenekleri ile uyumlu bir kimlik duygusu geliştiren
birey, geleceği ile ilgili kararlar verir, kendine özgü bir değerler
sistemi oluşturur, kişisel ve mesleki planlar yapar.

Kimlik krizi ise, bireyin bu türden kararlar alamamış olması,
gelecekle ilgili bir plan yapamamış olmasıdır.
2.1.2016
Çocuğun ilgisi akademik ve sosyal konular üzerine odaklanmıştır.
Çocuk kendi durumunu arkadaşları ile kıyaslayarak doyum
sağlamak ister.
2.1.2016

72
12
2.1.2016
PSİKOSOSYAL GELİŞİM DÖNEMLERİ

Bireyin aynı cinsiyetten olan ve olmayan diğer insanlarla dostluk
ve yakın ilişkiler kurabilmesiyle ilişkilidir.
2.1.2016

Üretkenliğe Karşı-Durgunluk (40-65 Yaş) –Yetişkinlik
2.1.2016
Yakınlığa Karşı-Yalıtılmışlık (20-40 Yaş) –Genç Yetişkinlik
PSİKOSOSYAL GELİŞİM DÖNEMLERİ

Bireyin genç kuşakların yetiştirilmesiyle ilişkili sorumluluklarıdır.

Bireyin kendisinin üretken olması önemlidir aksi halde içine
kapanır ve yaşamında durgunluğun egemenliğine izin verir.
Erikson’a göre yakınlık, bireyin kendi bütünlüğünü koruyarak bir
başkasının kişiliği içinde kendini bulmaktır.
73
PSİKOSOSYAL GELİŞİM DÖNEMLERİ
74
ERİKSON’UN DÖRT KİMLİK STATÜSÜ
Benlik Bütünlüğüne Karşı-Umutsuzluk (65 ve +)
Yaşamını anlamsız bulan bireyler, hayal kırıklığı ve umutsuzluk
duygularına kapılırlar. Bu ise ölümü kabullenememeye neden
olur.
Başarılı Kimlik Statüsü:

Bireyler herhangi bir kararsızlık durumunda (bunalım durumunda)
etkin karar alarak tercih yaparlar.

Verdikleri kararın doğru olduğunu kabul etmektedirler ve
kararlarından memnundurlar. Diğer insanların kendisini kabul
ettiğine inanır.
75
2.1.2016

Geçmişin muhasebesini yaptığında bireyin kendini iyi hissetmesi,
içinde bir ukde kalmamış olduğu duygusunu yaşamasıdır. Ölümü
yaşamın doğal bir gereği kabul eder.
2.1.2016

76
ERİKSON’UN DÖRT KİMLİK STATÜSÜ
ERİKSON’UN DÖRT KİMLİK STATÜSÜ
Moratoryum kimlik statüsü:
Kimlikle ilgili tüm kararlar anne-baba ya da otorite olarak kabul
edilen diğer kişiler tarafından alınmıştır.

Ergenler kendileri ile ilgili kimliği diğer insanların vermelerini
kabul etmiştir. Birey benlik arayışına hiç girmez. Anne-babanın
ya da diğer yetişkinlerin kendisi için belirlediği kimliğe girer.
77

Kimlik bunalımı yaşayan ve çözüm yolu bulamayan bireylerin
durumudur. Kararsız ve boş vermiş kişiliğe ve böyle gelmiş, böyle gider
anlayışına sahiptirler. Ergenlik döneminde görülen vurdumduymazlık
ve amaçsızlık, morotaryumun başlıca belirtisidir.

Yaşamları boyunca hiçbir kişi veya düşünceye bağlanmazlar. Kim
oldukları ve ne yapmak istedikleri, nelere önem verdikleri belirsiz ve
karışıktır. Dengesiz aile ilişkilerin yaşandığı ortamlarda daha çok
ortaya çıkar.

Kimlik bunalımı yaşayan ve çözüm yolu bulamayan bireylerin
durumudur. Özellikle bazı ergenler kimlik arama çabalarında bunalıma
düşünce bu çabalarından vazgeçerler. Genç kızların erken yaşta
evlenmek istemeleri, erkeklerin askere gitmek istemeleri ya da okulu
bırakıp işe girmek istemeleri moratoryum kişilik durumunda kaçınma
olarak düşünülebilir.
2.1.2016

2.1.2016
Erken (ipotekli) Bağlanmış Kimlik Statüsü:
78
13
2.1.2016
ERİKSON’UN DÖRT KİMLİK STATÜSÜ
ERİKSON’UN KİMLİK STATÜLERİ
Kasırgalı (dağınık) kimlik statüsü:

Kargaşalı kimlik statüsündeki ergenler ise bir kriz yaşamazlar ve
mesleki rol seçimiyle ilgili olarak da bir güdüleri yoktur. Bunlar
bir kimliğe bağlanmaktan tamamen kaçınmaktadırlar. Kimlik
konusunda bir girişimleri yoktur ve bu durum onları rahatsız
etmemektedir. Bu tarz kişiler yönlendirmenin ve etkileşimin çok
yoğun olmadığı ailelerden yetişmiştir.
2.1.2016
Bunalımın yaşanmadığı, bağlanmanın da olmadığı durumdur. Bir
kimliğe bağlanmaktan tamamen kaçınırlar. Durumdan memnun
değillerdir, kendileri için benimseyeceği yeni bir kimlik
geliştirmekten kaçınırlar. En az etkileşim ve yönlendirme.
Ergenlerin kendileriyle en ilgili oldukları statüdür.
2.1.2016

79
80
BAĞLANMA KURAMI

2.1.2016

Bağlanma Kuramı, insanların kendileri için önemli olan
başkalarıyla güçlü duygusal bağlar kurma eğilimlerinin
nedenlerini açıklayan ve çocuk ile ebeveynleri arasındaki bağın,
çocuğun güvenlik hissi ve psikolojik gelişimi üzerindeki önemini
tanımlayan bir yaklaşımdır.
Bağlanma, genelde çocuk ile yetişkin bir birey -çoğu zaman annearasındaki olumlu bağı ifade etmek için kullanılan bir terimdir.
Bağlanma kuramı hayvan gözlemleri ve deneyleri sonucunda
gelişmiş bir kuramdır.
Bağlanma ile ilgili ilk araştırmaları John Bowlby ve arkadaşları
yapmışlardır.
2.1.2016

HÜMANİST (İNSANCIL) YAKLAŞIM
Carl Rogers (1902-1987)
İnsan doğasına iyimser bakış
açısıyla bakar.
 Çocukluk döneminde bireyin
başkaları tarafından
değerlendirilme tarzının kişilik
üzerindeki etkisine yoğunlaşmıştır.


81
82
BENLİK KAVRAMI

Benliğin gelişmesinde kişiler arası ilişkilerin büyük bir önemi
vardır. Çevremizdeki insanların bize karsı tepkileri benliğin
içeriğini oluşturmada önemli bir rol oynar.
Rogers benliğin benlik kavramı ve ideal benlik olmak üzere
iki alt sistemi olduğunu belirtmiştir:
 Benlik-kavramı; kisinin kendi kimligi, degeri, yetenekleri,
sınırları, değer yargıları, amaçları, vb. gibi kendisi hakkında
algılayabildiği görüşlerinin, duygularının ve tutumlarının
tamamıdır.

83
2.1.2016
Rogers, kişilik gelişimi benliğin gelişimiyle açıklamaktadır.
Rogers’a göre, bireylerin benlik kavramının gelişimi, yaşamın ilk
günlerinden başlayarak çevreyle etkileşim içerisinde, dinamik
bir süreç sonucunda gerçekleşmektedir.
2.1.2016

BENLİK KAVRAMI
İdeal benlik ise kişinin kendisini nasıl görmek istediğidir; bireyin
ulaşmak istediği ve sahip olduğunda kendini değerli hissedeceği
benliktir.
84
14
2.1.2016
İHTİYAÇLAR HİYERARŞİSİ
HÜMANİST (İNSANCIL) YAKLAŞIM


2.1.2016
2.1.2016

Abraham Maslow (1908-1970)
İnsan doğasına iyimser bakış açısıyla
bakar.
İnsanlar doğuştan gelen ve belirli
davranışlarına yön veren birtakım
gereksinimlere sahiptirler.
85
KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN İNSANIN ÖZELLİKLERİ








Özerk bir yapıları vardır; çevrelerinden bağımsızdırlar. Düşünce
ve davranışlarında özgürdürler. Neyin doğru neyin yanlış
olduğuna kendi özerk değerler sistemine uygun olarak karar
verirler.
Demokratik bir kişilik yapısına sahiptirler. Herkesten bir şeyler
öğrenebileceklerine inanırlar.
Doğal, içlerinden geldiği gibi davranırlar; yapmacık davranma
gereği hissetmezler.
Amaçlar ve araçlar arasında uygun ayırımı yapabilirler.
Yalnız kalabilme gücüne sahiptirler.
Güçlü bir mizah anlayışına sahiptirler. Ancak, yaptıkları espriler
başkalarını küçültücü değildir.
87
2.1.2016

KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN İNSANIN ÖZELLİKLERİ
2.1.2016

Kendilerini, başkalarını ve doğayı olduğu gibi kabul ederler.
Kuvvetli ve zayıf yönleriyle kendilerini ve başka insanların farklı
duygu ve düşüncelerini hoşgörü ile karşılayıp oldukları gibi kabul
ederler.
Gerçeği olduğu gibi algılayıp içinde bulundukları ortama kolay
uyum sağlarlar. Eksik ve hatalardan aşırı düzeyde rahatsız
olmazlar.
Daha derin ilişki kurabilirler. Kendilerine güveni tam olan bu
insanlar herkese karşı sevgi ve saygı duyarlar.
Yaşamdan büyük zevk alırlar. Yapılacak işler onlar için birer
"oyun" gibidir.
86
88
KPSS 2001
89
2.1.2016
2.1.2016
Konu Değerlendirme
Soruları
İki yaşındaki bir çocuk kaydıraktan kaymak istemekte, kendisini
tutmaya çalışan annesinin ellerini itmektedir.
Çocuğun bu davranışı hangi gelişimsel özellikle açıklanabilir?
A) Merak
B) Özerklik
C) Başarı
D) Yakınlık
E) Üretkenlik
90
15
2.1.2016
KPSS 2002
KPSS 2002

Babası gibi doktor olmak isteyen altı yaşındaki Can, oynadığı
oyunlarda babasının stetoskobunu, önlüğünü ve bazı aletlerini
kullanarak doktor rolü yapmaktadır. Bu durum aşağıdakilerden
hangisine bir örnek olabilir?
A) Yansıtma
B) Özdeşim kurma
C) Transfer
D) Pekiştirme
E) Yüceltme
91
2.1.2016
Çocuğun yeni bir kardeşi doğduktan sonra tekrar altını
ıslatmaya başlaması, aşağıdakilerin hangisiyle açıklanır?
A) Gerileme
B) Ketleme
C) Yüceltme
D) Yön değiştirme
E) Yaklaşma
2.1.2016

92
KPSS 2002
KPSS 2002
Erikson`un gelişim kuramına göre ergenlik döneminde
köyden kente göç edenler üzerinde, göçle ortaya çıkan
toplumsal sorunların öncelikle nasıl bir etki yapması beklenir?
A) Zihinsel gelişimi yavaşlatması
B) Soyut İşlemler döneminden çok hızlı geçmelerine yol
açması
C) Toplum içindeki rolleri konusunda karmaşa yaşamalarına
yol açması
D) Temel güven duygusunu kazanmalarını önlemesi
E) Olumlu bir benlik kavramı geliştirmelerini engellemesi
93
2.1.2016
Psikososyal gelişim kuramına göre, psikososyal gelişim
aşağıdakilerden özellikle hangisine bağlı olarak ortaya
çıkmaktadır?
A) Doğuştan getirilen bazı özelliklere
B) Kişiler arası ilişkilere
C) Biyolojik özelliklere
D) Ahlak gelişimine
E) Tesadüfi olaylara
2.1.2016

94
KPSS 2004
95
KPSS 2004
Yirmi yaşındaki Gülşen, kimsenin samimiyetinden emin
olmadığı için karşı cinsle yakın ilişki kurmakta zorlandığını
söylemektedir.
Erikson`un gelişim kuramına göre, Gülşen'in bu sorunu,
içinde bulunduğu aşağıdaki gelişim dönemlerinden hangisinin
olumsuzlukla sonuçlanmasına yol açacaktır?
A) Özerklik - Kuşku ve utanç
B) Güven - Güvensizlik
C) Girişimcilik - Suçluluk
D) Yakınlık - Uzaklık
E) Kimlik kazanma - Bocalama
2.1.2016
2.1.2016
Freud'a göre, okul müdüründen azar işittikten sonra evde
karısını ve çocuklarını azarlayan bir öğretmenin bu davranışını
aşağıdakilerden hangisine örnektir?
A) Yer değiştirme
B) Yansıtma
C) Reddetme
D) Bastırma
E) Yüceltme
96
16
2.1.2016
KPSS 2006
KPSS 2006
97
KPSS 2006
98
KPSS 2007
99
KPSS 2007
Bir sınıf öğretmeni, öğrencilerin görsel sanatlar dersinde bazı
araç ve gereçleri kullanarak bir şeyler oluşturma girişimlerini
desteklemektedir.
Erikson`un psikososyal gelişim kuramına göre, öğretmenin
bu desteği aşağıdaki gelişimsel çatışmalardan hangisinin olumlu
sonuçlanmasına yardımcı olur?
A) Girişkenliğe karşı suçluluk
B) Özerkliğe karşı utanç ve kuşku
C) Temel güvene karşı güvensizlik
D) Başarıya karşı aşağılık duygusu
E) Kimliğe karşı rol karmaşası
2.1.2016
2.1.2016
Maslow`a göre, gelişim süreci boyunca bir üst düzeydeki
ihtiyacın ortaya çıkabilmesi, bir alt düzeydeki ihtiyacın giderebilme
derecesine bağlıdır.
Buna göre, aşağıdaki ihtiyaçlardan hangisinin diğerlerinin
hepsinden sonra ortaya çıkması beklenir?
A) Güvenlik
B) Uyuma
C) Yeteneklerini Geliştirme
D) Kabul Edilme
E) İlgi Görme
Emekli olduktan sonra yaşamını değerlendiren ve o güne
kadar yaptıklarını anlamlı, hedeflerine ulaşmış bularak kendini
mutlu hisseden 65 yaşlarındaki bir yetişkin, Erikson`un
psikososyal gelişim kuramına göre olgunluk yıllarına özgü
aşağıdaki gelişim özelliklerinden hangisini göstermektedir?
A) Özerklik ve bağımsızlık
B) Üretkenlik
C) Kimlik kazanma
D) Temel güven duygusu
E) Benlik bütünlüğü
2.1.2016
2.1.2016
Üniversite sınavlarına hazırlanmaya başlaması gerektiğini
düşünen, ancak seçeceği bölüm konusunda karar vermede zorluk
çeken bir lise 2. sınıf öğrencisi bir süre bu konu üzerinde durmamaya
karar verir.
Bu öğrencinin bölüm seçimi konusunda düşünmeyi erteleme
kararı Erikson`un kuramında yer alan aşağıdaki kavramlardan
hangisine örnek olabilir?
A) Olumsuz kimlik
B) Aşağılık duygusu
C) Durgunluk dönemi
D) Psikososyal moratoryum
E) Umutsuzluk dönemi
100
KPSS 2007
Yaşamın son dönemlerinde, geçmişine dönüp baktığında
'keşke' sözcüğünü çok kullanan ve yapmış olduğu seçimlerden
memnuniyet duymayan bir birey, Erikson`un psikososyal gelişim
kuramına göre aşağıdaki gelişim krizlerinden hangisini
yaşamaktadır?
A) Kimliğe karşı rol karmaşası
B) Üretkenliğe karşı durgunluk
C) Özerkliğe karşı utanç ve kuşku
D) Temel güvene karşı güvensizlik
E) Benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk
2.1.2016
2.1.2016
Lise son sınıfta okuyan Ayşe, küçük yaştan beri mühendis
olmayı istemekte ve üniversite planlarını buna göre yapmaktadır.
Ancak, babası mühendisliğin kadınlara uygun bir meslek olmadığını
öne sürerek Ayşe'yi, kadınlara daha uygun olduğunu düşündüğü
öğretmenlik gibi bir meslek seçmeye teşvik etmektedir. Mühendis
olma isteğini babasının desteklememesi nedeniyle, Ayşe ne tür bir
meslek seçeceği konusunda kararsızlığa düşer.
Erikson'un psikososyal gelişim kuramına göre, Ayşe'nin
meslek seçimi konusunda kararsızlığa düşmesi aşağıdakilerden
hangisine örnek olabilir?
A) Güvensizlik
B) Psikososyal moratoryum
C) Ego bütünlüğü
D) Rol karmaşası
101
E) Durgunluk
102
17
2.1.2016
CİNSELLİK
103

Cinsellik her ne kadar farklı tanımlamalar ve farklı algılamalar
içerse de insanlığın varoluşundan bu yana önemli bir olgu
olarak karşımıza çıkmaktadır.

Cinsellik açlık ve korunma içgüdülerine benzeyen önemli bir
dürtü olarak tanımlanabilir.

Bu dürtünün insan soyunun devamı anlamında hayatımızda
çok önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir.
2.1.2016
2.1.2016
CİNSEL GELİŞİM VE EĞİTİM
104
TEMEL KAVRAMLAR
Cinsiyet
Bir kişiyi dişi ya da erkek olarak
belirleyen-cinsel organların türü
(penis, testisler, vajina, uterus,
memeler), vücut içindeki baskın
hormonların
türü
(östrojen,
testosteron), sperm ya da ovum
(yumurta)
üretebilme,
doğum
yapma ve emzirebilme yetisi gibifizyolojik özellikleri içerir.
105
TEMEL KAVRAMLAR
106
TEMEL KAVRAMLAR
107
Cinsel Gelişim
Cinsel
gelişim,
bireyin
cinsel
büyümesine karşı sağlıklı tutum
takınması,
cinsel
sorunlarını
yenebilmesi ve olumsuz cinsel
dürtülerini
denetim
altına
alabilmesinde bilgili ve becerikli
olabilmesidir
2.1.2016
2.1.2016
Toplumsal Cinsiyet
Toplumsal cinsiyet biyolojik farklılığın
yanı sıra, kadın ve erkek olarak
toplumun bizi nasıl gördüğü, nasıl
algıladığı, nasıl düşündüğü ve nasıl
davranmamızı beklediği ile ilgili bir
kavramdır.
2.1.2016
2.1.2016
Cinsellik
Doğum öncesi başlayıp ömür boyu
devam eden, insanların değerleri,
inanışları, duyguları, kişilikleri,
sevdikleri ve sevmedikleri şeyler,
tutumları, davranışları, fiziksel
görünümleri ve içinde yaşadıkları
toplumlara göre şekillenen bir
kavramdır.

TEMEL KAVRAMLAR
108
18
2.1.2016
TEMEL KAVRAMLAR
TEMEL KAVRAMLAR
Cinsel Yönelim
Bireyin ait olduğu cinsi kabul
etmesi, kendi bedenini ve benliğini
bu cinsellik algılayışı, duygu ve
davranışlarında buna uygun biçimde
davranmasıdır. Cinsel kimlik bireyin
kendi bedenini ve benliğini belli bir
eşeylik içinde algılayışı, kabullenişi,
duygu ve davranışlarının buna
uygun biçimde yönelişidir.
Cinsel yönelim, kişinin düşünce, duygu ve davranışsal anlamda cinsel
açıdan çekim duyduğu, arzuladığı cinsiyete göre, heteroseksüel,
homoseksüel, biseksüel, travesti ve transseksüel gibi tanılandırıldığı bir
özelliktir.

Heteroseksüel: Kişinin karşı cinsiyete cinsel ilgi duymasıdır.

Homoseksüel (eşcinsel): Kişinin kendi cinsiyetine cinsel ilgi duymasıdır.

Biseksüel olma: Kişinin her iki cinse de cinsel ilgi duymasıdır.

Travesti olma: Karşı cinsiyete özgü davranış ve giyimi sürdürmekten
zevk almaktır.

Transseksüel olma: Kişinin cinsiyetini değiştirmesi gerektiğine, ruhsal
ve bedensel açıdan diğer cinsiyette olması gerektiğine inanmaktır.
109
110
GELİŞİM DÖNEMLERİ AÇISINDAN CİNSEL
GELİŞİM
TEMEL KAVRAMLAR
•
İnsanda cinsiyet doğum öncesi dönemde döllenme esnasında
belirlenir. Doğacak bebeğin cinsiyetini kadının cinsiyet
kromozomu (XX) ile erkeğin cinsiyet kromozomunun (XY)
eşleşmesi belirler.
•
Eğer döllenme sırasında erkeğin X kromozomu ile kadının X
kromozomunun eşleşmesi (XX) gerçekleşir ise doğacak bebeğin
cinsiyeti kız olacaktır.
•
Ancak, döllenme sırasında erkeğin Y kromozomu ile kadının X
kromozomu birleşirse (XY) doğacak çocuğun cinsiyeti erkek
olacaktır.
111
2.1.2016
Erkeğin ve kadının tutumlarında
ve davranışlarında hem dişil hem
eril
olma
yeteneği
olarak
tanımlanır. Bir başka ifadeyle;
kadın ve erkeğin, her iki cinsinde
olumlu yönlerini geliştirmeye
yönelik kişilik durumudur.
Doğum Öncesi Dönemde Cinsel Gelişim
2.1.2016
Androjeni
2.1.2016
2.1.2016
Cinsel Kimlik
112
GELİŞİM DÖNEMLERİ AÇISINDAN CİNSEL
GELİŞİM
•
Çocuklar cinsellikle ilgili temel davranışları doğumdan başlayarak
ilk yıllarda geliştirirler. Tutarken veya dokunurken onunla iletişim
kurarsınız, çocuğunuza sevginizi ve özel olduğunu gösterirsiniz.
•
2-3 yaşlarında erkek veya kız olduklarının farkına varırlar ve bu
cinsel kimliği aynı cinsiyetteki ebeveyni taklit ederek ortaya
koyarlar. Bebekteki doğuştan varolan emme zevki, cinsel
içgüdünün ilk aşamasıdır.
•
Güçlü ağız ve tensel temas ilişkisi, bebeğe sıcaklık ve güven
duygusu aşılar. Çevresindeki insanlara inanmaya başlar ve böyle
yaşaması için gerekli olan cesareti gelişir.
2.1.2016
2.1.2016
113
Bebeklik Döneminde Cinsel Gelişim (0 – 2 Yaş)
114
19
2.1.2016
GELİŞİM DÖNEMLERİ AÇISINDAN CİNSEL
GELİŞİM
GELİŞİM DÖNEMLERİ AÇISINDAN CİNSEL
GELİŞİM
Bu dönemde çocuk dokunma yoluyla kendisini ve cinsel organlarını
tanımaya başlar. Dokunma yoluyla cinsel organını keşfeden çocuk
zamanla tesadüfen zevk almaya başlar ve bunun sonucunda
mastürbasyon yaptığı görülebilir
•
Üç yaşına doğru, çocuklar kız-erkek ayrılığını sezip incelemeye
koyulurlar. Kız çocuk, erkek çocuğun cinsel organı ile daha erken
ilgilenmeye başlar.
•
Çocuklar, cinselliklerinin farkına vardıkları 3 yaşından itibaren, zaman
zaman "Ben nasıl dünyaya geldim", "Benim vücudum neden erkek
kardeşimden farklı" gibi ana babalarını şaşırtıp, zor duruma düşürecek
sorular sorarlar.
115
Çocukluk Döneminde Cinsel Gelişim (6 – 12 Yaş)
Çocukta cinsel ilgi okul öncesi çağda en
yoğundur, okula başlamayla birlikte ilgi ve
merakta bir azalma gözlenir.
• Bu dönemde çocuk, önceki yılların cinsel dürtü ve
fantezilerini unutur; düşüncelerini okuldaki
etkinliklere çevirir ve aynı cinsten çocuklarla
oynar.
• Çocuksu hayal kurmalar, fantezi oyunlar bırakılır,
çocuk daha gerçekçi, gözlemci, merakla öğrenici
olur.
• Çocuğun yaşıtlarıyla cinsel oyunlar oynayabildiği
ve çıplaklığına ilişkin daha çekingen olduğu bir
dönemdir.
•
GELİŞİM DÖNEMLERİ AÇISINDAN CİNSEL
GELİŞİM
•
Ergenlik Döneminde Cinsel Gelişim (12 – 18 Yaş)
•
•
•
Ergenliğin ilerleyen döneminde ise gencin, cinsel
yapısı ve yeterliliği konusunda birtakım soruları ve
kuşkuları olabilir.
Kendi cinsel yapısının ve yeterliliğinin gerçekçi
kabullenişi ile “cinsel kimlik duygusu” olgunlaşır.
Beden gelişiminin tamamlanmasıyla birlikte her
iki cinste kendilerini kız veya erkek olarak
tanımlamaya ve buna uygun sosyal davranışlar
edinmeye başlar. Ek cinsiyet özellikleri
gelişmelerini tamamlamış, esas cinsiyet organları
birkaç yıl daha gelişmeye devam edecektir.
117
118
CİNSEL GELİŞİMİ ETKİLEYEN
FAKTÖRLER
CİNSEL GELİŞİMİ ETKİLEYEN
FAKTÖRLER
Bireyin öğrenilmiş davranışlarının
temel kaynağı olarak aile, cinsel
gelişim konusunda da en temel
etkenlerden biri olarak karşımıza
çıkar. Aileyi bireyin birçok
davranışında olduğu gibi cinsel
kimlik ediniminde ve cinsel
davranışlarında en temel rol model
olarak tanımlamak mümkündür.
AİLE

2.1.2016
2.1.2016
AİLE

2.1.2016
•
İlkokul döneminde cinsellik uykuya yatar ancak
ergenlik döneminin başlamasıyla birlikte gençlerde
cinsel konulara ilgi yeniden artar.
Ön ergenlik dönemi çok hızlı bir değişim
dönemidir. İkincil cinsel özellikler (kıllanma, üreme
organlarının büyümesi vb.) ortaya çıkar.
ilgi okul öncesi çağda en yoğundur, okula
başlamayla birlikte ilgi ve merakta bir azalma
gözlenir.
116
GELİŞİM DÖNEMLERİ AÇISINDAN CİNSEL
GELİŞİM
2.1.2016
Ergenlik Döneminde Cinsel Gelişim (12 – 18Yaş)
•
2.1.2016
•
2.1.2016
Erken Çocukluk Döneminde Cinsel Gelişim (2 – 6 Yaş)
Ailenin temel yapısı, ebeveynlerin çalışma durumu, tutumları,
sosyo-kültürel ve eğitim düzeyi gibi pek çok özelliğin cinsel
gelişime de yansımalarının olabileceğini söyleyebiliriz.
Bu yansımalar;
Anne-baba birlikteliği:
 Anne-babanın çalışması:
 Ana-baba tutumları:
 Cinsel Gelişimi Etkileyen
Olumsuz Ana - Baba Davranışları

119
120
20
2.1.2016
CİNSEL GELİŞİMİ ETKİLEYEN
FAKTÖRLER
CİNSEL GELİŞİMİ ETKİLEYEN
FAKTÖRLER
Kültür bireyin cinsellikle ilgili
görüşleri ve davranışlarını da
belirleyen biçimlendiren temel
etkenlerden birisidir. Kültürün
içeriğindeki cinsellik algısı, tanımı,
kuralları ve tabuları o kültüre tabi
olanların
cinsel
görüş
ve
davranışlarına yansımaktadır.
KÜLTÜR

Kültürler arasındaki cinsellikle ilgili bu algı, tanım, kural ve tabu
farklılığı adeta toplumların cinselliğe bakışındaki farklılığa
karşılık gelmektedir. İşte bu farklılıktan ötürü farklı toplumlarda
farklı cinsel düşünce ve davranışlara rastlanmaktadır.

Değişik kültürlerde, zaman içinde değişiklikler olsa da cinselliğe
bakış başlıca dört kalıptadır.
Cinselliği bastıran kültürler;
Cinselliği kısıtlayan kültürlerde;
Cinselliğe izin veren kültürler;
Cinselliği destekleyen kültürler



121

CİNSEL GELİŞİMİ ETKİLEYEN
FAKTÖRLER


123
124
CİNSEL DAVRANIM PROBLEMİ OLAN
ÇOCUKLAR






125
Çocuğun sosyal ve ya bilişsel gelişimine engel teşkil
ediyorsa
Zorlama, tehdit ve ya korkutarak meydana geliyorsa
Yüksek bir sıklıkla meydana geliyorsa
Duygusal başka problemlerin bir yansıması olarak
oluşuyorsa
Aralarında yaş ve gelişimsel düzey açısından belirgin
farklar olan çocuklar arasında oluyorsa
Yetişkinlerin uyarı ve müdahalelerine rağmen gizli bir
şekilde ve sıklıkla meydana geliyorsa.
2.1.2016
Cinsel davranım problemi darken kullanılan “cinsel” sözcüğü
yanıltıcı olabilir. Çünkü bu tür davranışlar her zaman cinsel hazzı
hedef almayabilir. Çocuklar arasında cinsel davranış şu
koşullarda
ÇOCUKLAR ARASINDA CİNSEL DAVRANIŞ ŞU
KOŞULLARDA PROBLEMDİR
2.1.2016

Genellikle cinsel davranım problemi olan çocuktan söz ederken,
12 yaş altı agresif ve ya uygun olmayan cinsel davranışta bulunan
çocuk kastedilir.
Bu davranışlar aşırı mastürbasyon ve/ya da diğer çocukları cinsel
davranışa katılmaya zorlayan edimleri içerir.
2.1.2016

Medyanın ve tüketim kültürünün
derinleşen etkisi altında cinsellik,
geleneksel evlilik ve aile yaşamının
tabularından sıyrılmakta, ticari tüketim
için halka açık bir gösteri haline
dönüşmektedir.
Üremeye odaklanmaktan ayrılarak
zevk ve keyifle bağdaştırılmış haliyle
şehrin
caddelerindeki
reklam
panolarında, aile ortamındaki ticari
televizyon
kanallarında,
günlük
gazetelerin arka sayfalarında ve dergi
kapaklarında teshir edilmektedir
122
CİNSEL DAVRANIM PROBLEMİ OLAN
ÇOCUKLAR
2.1.2016
MEDYA

2.1.2016
2.1.2016
KÜLTÜR

126
21
2.1.2016
CİNSEL DAVRANIM PROBLEMİ OLAN
ÇOCUKLAR



Cinsel istismara uğrayan çocukların böyle bir yaşantısı
olmayanlara kıyasla daha çok cinsel davranım problemleri
gösterdikleri doğru olmakla beraber bu çocukların bir kısmının bu
tür davranışlarda bulunmadıkları göz önünde
bulundurulduğunda, bu çocukların hepsinin bu tür problem
davranışta bulunduklarına dair yaygın kanının doğru olmadığı
söylenebilir.
Çocuklarda cinsel davranım problemlerinin çeşitli nedenleri
olabilir.
127
128
CİNSEL DAVRANIM PROBLEMİ OLAN
ÇOCUKLAR


Cinsel davranım problemi olan çocuklar ile ergenlikte cinsel
suçlar işleyenler karıştırılmamalı.
Araştırmalar çocukluk cinsel istismarının her zaman ergen ve
ya yetişkin seks suçları işlemeyi belirgin bir şekilde tahmin edici
bir değişken olmadığını gösterir.
129
130
CİNSEL DAVRANIM PROBLEMİ OLAN
ÇOCUKLAR


131
Mesela, ergenliğinde pedofiliye ilgileri olanlar bunu yetişkinlikte
de sürdürme eğilimindedir.
Buna karşın ergenliğinde kimi psikososyal gerilikleri olan
gençlerin (düşük düzeyde sosyal beceriler, depresif belirtiler gibi)
yetişkinken daha az olasılıkla cinsel sapkınlık türünden davranışta
bulunma olasılıkları olacaktır.
2.1.2016

Chaffin ve Friedrich’in çalışmaları göstermiştir ki çocuklukta
cinsel davranım problemleri gösteren çocuklarda sadece %
20’sinin ergenlikte ve %5-15’inin yetişkinlikte cinsellikle ilgili
suçlar işlediklerini göstermiştir.
Çocukların ergenlikte ya da yetişkinlikte bu tür davranışlar
sergilemelerinin daha çok kimi kişilik değişkenleriyle ilintili
olduğu düşünülür
CİNSEL DAVRANIM PROBLEMİ OLAN
ÇOCUKLAR
2.1.2016

2.1.2016

Cinsel nitelik taşıyan malzemeye, aile içi cinselliğe, aile içi şiddete
ve fiziksel şiddete maruz olmak bu nedenlerden birkaçıdır.
Cinsel tacize maruz çocukların bu tür davranışlar göstermesi çoğu
kez söz konusu istismarın tekrar eden bir süreklilikte
gerçekleşmiş olması ve ya saldırgan-sadist bir şekilde uygulanmış
olmasının sonucudur.
CİNSEL DAVRANIM PROBLEMİ OLAN
ÇOCUKLAR
2.1.2016

2.1.2016

Çocuklar arasında cinsel oyunlar normal ve zararsız da
olabilir.
Mesela evcilik oynayıp birbirlerine eşler gibi davranmak,
doktorculuk oynamak ya da birbirlerine cinsel organlarını
göstermek gibi.
Ancak aynı davranışlar kırıcı, zorlayıcı ve agresif bir şekilde
yapılıyorsa, bu durumda bir problemden söz edilebilir.
2.1.2016

CİNSEL DAVRANIM PROBLEMİ OLAN
ÇOCUKLAR
132
22
2.1.2016
CİNSEL DAVRANIM PROBLEMİ OLAN
ÇOCUKLAR


Klinik olarak bu davranışların değerlendirilmesinde de davranışın
sıklılığı, şiddeti, süresi (ne sürede tekrarlandığı), ve davranışın
meydana geldiği bağlamın ne olduğu dikkate alınır.
Aşağıda eğitimci ve ebeveynler ışık tutması için cinsel oyun ve
sorun teşkil eden davranışlar arasındaki kimi belirgin farklar
listelenmiştir:
133
134
CİNSEL DAVRANIM PROBLEMİ OLAN ÇOCUKLAR










Problem Teşkil Eden Cinsel
Davranış
Sıklıkla tekrar eder ve tekrar
eden kontrol edilemez bir
alışkanlık şeklinde meydana
gelir
Birbirlerini iyi tanımayan
çocuklar arasında olur
Vücut büyüklüğü, yaş ve
gelişimsel düzey olarak farklı
çocuklar arasında meydana
gelir
Agresiflik içerir ve genellikle
taraflardan en az birinin
zorlanmasını içerir
Sebebiyet verdiği olumsuz
sonuçlar ya da yetişkinlerin
uyarılarıyla sonlandırılmaz


135
136
CİNSEL EĞİTİM




137
Çağdaş eğitimin amacı öğrencilerin potansiyellerine işlerlik
kazandırmaları ve kendilerini gerçekleştirmeleri yönünde
ortam hazırlamak ve yaşantı kazandırmaktır.
Bu nedenle, çağdaş eğitimin insanın önemli bir yanı olan
cinselliği ihmal etmesi beklenemez.
Çocuklara cinsel eğitim hem aile çevrelerindeki yetişkinlerce,
hem de örgün eğitimce verilmelidir
2.1.2016

Yaşadığımız çağda da cinsellik dünyanın büyük bir kesiminde
tabudur.
Çağdaş dünyada da cinsel eğitim konusu onyıllardır tartışılan bir
konudur.
Öte yandan, birçok uzman örgün eğitimde cinsel eğitime yer
verilmeli mi-verilmemeli mi tartışmasından çok, bu eğitimin ne
zaman olması gerektiği ve içeriğinin ne olması gerektiğini
sorgularlar.
CİNSEL EĞİTİM
2.1.2016

Davranışı kompulsif (istemsiz tekrar eden) bir doğa sahip
olmayan bir çocuğun bulunduğu davranışın sonucunda
uyarılması, kınanması, cezalandırılması ve ya ayıplanması bu
davranışı sonlandırmasına neden olabilirken.
Cinsel davranım problemi olan çocukların profesyonel almaları
gerekmektedir.
2.1.2016

Cinsel Oyun
Keşif amaçlı ve bir
kendiliğindenlik ve
doğallıkla ve karşılıklı fikir
birliğiyle gelişir
Yaşları gelişimsel düzeyleri,
büyüklükleri benzer
çocuklar arasında olur
Korku, kaygı (anksiyete) ve
ya kızgınlıkla ilintili değildir
Bir yetişkinin
yönlendirmesiyle azalabilir
Yetişkinlerin varlığı ya da
çabasıyla kontrol altına
alınabilir
CİNSEL DAVRANIM PROBLEMİ OLAN
ÇOCUKLAR
2.1.2016

2.1.2016

Çocukların davranışlarının cinsel deneyleme amacı taşıyan
oyunlar mı yoksa cinsel davranım sorunları mı oldukları
ebeveynlerin ve eğitimcilerin farkında olması gereken bir
unsurdur.
Çocukların meraktan mı yoksa agresif bir şekilde mi cinsel
davranışta bulunduğu; oyun olarak mı yoksa bir compulsif
davranış olarak mı ve ne derecede gizlilikle davranışta
bulundukları söz konusu davranışların sorun teşkil edip
etmediklerini değerlendirmede göz önünde bulundurulması
gereken faktörlerdir
2.1.2016

CİNSEL DAVRANIM PROBLEMİ OLAN
ÇOCUKLAR
138
23
2.1.2016
CİNSEL EĞİTİM


139
Cinselliği okulda ve ya evde ayrıca bir konuşma konusu yapmak
bu konuda sergilenen dürüst ve samimi bir tutumu yansıtır.
Dünya üzerinde nice ergen hamilelikleri varken, cinsellik en çok
utanç duymaya neden olan bir konu iken, çocuk yaşta evden
kaçma evlenme vs. yaşanmaktayken, çocukların maruz
kaldıkları tacizler gizli kalmaktayken cinsel eğitimin gereği
tartışılmaz önem arz eder.
2.1.2016

Bu eğitim çocukların ihtiyaç duyduğu zamanlarda, konu ile ilgili
doğru bilgileri olan bireylerce, basit, anlaşılır bir dille ve
çocukların mahremiyetine saygılı bir tutumla verilmelidir.
Unutmamalıdır ki, biz yetişkinler cinsel eğitim amacıyla
özellikle bir şeyler yapmadan da tavrımızla (yapmadıklarımız,
söylemediklerimizle de) çocuğa cinsellikle ilgili nice mesajlar
veririz
2.1.2016

CİNSEL EĞİTİM
140
2.1.2016
Teşekkür Ederim…
141
24
Download