Transkatater yöntem ile yerleştirilen atriyal septal defekt cihazının embolizasyonu sonrası acil cerrahi yaklaşım Özet: Atriyal septal defekt(ASD) çocuklarda yaygın görülen bir doğuştan kalp hastalığı iken, yetişkinlerde görülen en sık doğuştan kalp hastalığıdır.40 yaşında bayan hastaya 28 mm amplatzer septal oklüder ile ASD kapama işlemi uygulama esnasında ASD kapama cihazının arcus aortada sol subklavian arter çıkışına embolize olduğu görüldü.Bu yazıda perkütan ASD kapatma işlemi esnasında ASD kapama cihazının arkus aortaya embolizasyonu sonrası gerçekleştirilen başarılı cerrahi tedavisi sunuldu. Erişkinlerde doğuştan kalp hastalıklarında biküspit aort kapağı ve mitral kapak prolapsusundan sonra üçüncü sıklıkta atriyal septal defekt yer alır(1).Ciddi büyük ASD’ler ameliyathanede açık cerrahi ile onarım yapılarak kapatılırken,küçük ve orta çaplı ASD’ler perkütan transvenöz yolla katater odasında skopi altında ve ekokardiyografik görüntüleme eşliğinde kapatma cihazları ile kapatılabilir.Girişimsel kalp kataterizasyonu ile ASD kapatılması sternotomi ve kardiyopulmoner baypas(KPB) gerektirmemesi ,sedasyon altında uygulanabilmesi ve hastane yatış sürelerinin kısa olması nedeni ile defekt anatomisinin uygun olduğu hastalarda tercih edilmektedir.Bununla birlikte perkütan kapatma işleminin,kapama cihazının uygun yerleştirilememesi,embolizasyon ve perforasyon gibi acil cerrahi gerektiren komplikasyonları vardır(2,3).Bu yazıda ASD’si 28 mm septal oklüder cihazı ile kapatılması esnasında rkus aortaya embolize olan ve oklüder cihazı ameliyat ile çıkarıldıktan sonra defekt onarımı yapılan bir olgu sunuldu. OLGU SUNUMU: Atriyal septal defekt tanısı konulan 40 yaşında bayan hastada ASD Amplatzer 28 mm septal oklüder cihazı kullanılarak kapatılırken cihazın arkus aortada sol subklavian arter çıkışına embolize olduğu görüldü.(Resim-1)Hastada bradikardi ve hipotansiyon gelişmesi üzerine hasta acil şartlar altında operasyona alındı. RESİM-1:SOL SUBKLAVİAN ARTER ÇIKIŞINDA KAPAMA CİHAZININ SKOPİ ALTINDAKİ GÖRÜNTÜSÜ Ameliyathaneye alınan hastanın hemodinamik verilerinde sistemik arteriel kan basıncı 80/40 mmHg,kalp hızı 40 atım/dk,SpO2 %95 idi.Hastaya arteriyel kanülasyon sağ aksiller arterden uygulandı.Median sternotomi sonrası bikaval venöz kanülasyon uygulanarak KPB’ye geçildi.(Resim 2)Hasta derin hipotermi sağlanana kadar 18 C dereceye kadar soğutuldu ve membranöz oksijenatör kullanıldı.Krosklemp konularak soğuk antegrad kardiyopleji kullanıldı.Kardiyopleji verilmesini takiben KPB’den çıkılarak total sirkülatuar arreste geçildi ve arkus aortaya 3 cm longitudinal aortotomi uygulandı.ASD kapatmak için yerleştirilen cihaz sol subklavian arter çıkışında görüldü ve penset ile alınarak çıkarıldı ve aortotomi 4/0 prolen dikişlerle onarıldı.Tekrar KPB’ye geçilerek sağ atriyotomi yapıldı.Atriyal septal defekt primer onarıldı.Normotermi sağlanıp yeterli hemodinamik veriler elde edildikten sonra ekstrakorporeal dolaşım sonlandırıldı.Aortik kros klemp süresi 50 dk ,total sirkülatuar arrest 8 dk,total pompa süresi 70 dk olarak ölçüldü.Operasyon süresince hastaya 1 ünite eritrosit süspansiyonu ve 1 ünite taze donmuş plazma kullanıldı.Hasta iki gün yoğun bakımda 4 gün de serviste takip edilerek postoperatif 6. gününde komplikasyonsuz olarak taburcu edildi. RESİM-2:BİKAVAL KANÜLASYON VE KROS KLEMP SONRASI İNTRAOPERATİF GÖRÜNTÜ TARTIŞMA: Geçmişte atriyal septal defekt kapatlımasında temel tedavi cerrahi iken,son yıllarda cerrahi tedaviye alternatif olarak perkütan kapatma yöntemi geliştirilmiştir(4).Perkütan kapatma işleminin cerrahi tedaviye göre;daha az morbidite,daha az komplikasyon oranları,hastanede kalış süresinin daha kısa olması ve daha az invaziv olması gibi önemli avantajları mevcuttur(5).Bunun yanı sıra perkütan kapatma işleminin olgumuzda olduğu gibi embolizasyon ve migrasyon veya mitral ve triküspit kapak fonksiyonlarını engelleyerek ciddi kapak yetmezliğine neden olması gibi erken cerrahi tedavi gerektiren komplikasonları olduğu unutulmamalıdır.Ayrıca erken dönemde hastalarda kardiyak erozyon,perforasyon,artimi,tromboz ve sepsis gelişebilir(6).Geç dönemde perforasyon ve cihazın yer değiştirmesi nadiren bildirilmiştir(6,7).Komplikasyonlar genel olarak cihaz ile defekt arasındaki boyut uyumsuzluklarından kaynaklanmaktadır.Ayrıca daire şeklinde olan defektler cihazın implantasyonunu kolaylaştırırken,oval şekilli defektlerde cihazın emboli riski yüksektir(8). Sonuç olarak perkütan kapama küçük ve orta boylu ASD’lerde oldukça güvenli ve efektif bir yöntem olmasına rağmen olgumuzda olduğu gibi acil cerrahi gerektirebilecek komplikasyonları mevcuttur.Perkütanöz girişim esnasında veya sonrasında ciddi komplikasyon gelişen hastalarda erken ve doğru cerrahi girişim hayat kurtarıcı olabilmektedir. KAYNAKLAR: 1.Webb G,Williams R,Alpert J.32nd Bethesda Conference:Care of the Adult with Congenital Heart Disease.October 2-3,2000 J Am Coll Cardiol 2001;37:1161-98. 2.Deanfield J,Thaulow E,Warnes C,Webb G,Kolbel F,Hoffman A,et al.Management of grown up congenital heart disease.Eur Heart J 2003:1035-84. 3.Chessa M,Carminati M,Butera G,Bini RM,Drago M,Rosti L,et al.Early and late complications associated with transcatheter occlusion of secundum atrial septal defect.J Am Coll Cardiol 2002;39:1061-5. 4.Misra M,Sadiq A,Namboodiri N,Karunakaran J.The ‘Aortic rim’ recount:embolization of interatrial septal occluder into the main pulmonary artery bifurcation after atrial septal defect closure.İnteract Cardiovasc Thorac Surg.2007;6:384-6. 5.Butera G,Carminati M,Chessa M,Youssef R,Drago M,Giamberti A,et al.Percutaneous versus surgical closure of secundum atrial septal defect:comparison of early results and complications.Am Heart J.2006;151:228-34. 6.Fernando RR,Koranne KP,Barker CM,AMPLATZER Septal Occluder failure resulting in paradoxical cerebral embolism.Tex Heart Inst J 2012;39:647-52. 7.Dhaliwal RS,Singh H,Swami N,Srivastava V.Removal of displaced and impacted ASD device after 4 years.Thorac Cardiovasc Surg 2009;57:233-5. 8.Butera G,Biondi-Zoccai G,Sangiorgi G,Abella R,Giamberti A,Bussadori C,et al.Percutaneous versus surgical closure of secundum atrial septal defects:a systematic review and meta-analysis of currently available clinical evidence.EuroIntervention 2011;7:377-85.