YEDİ GÜNAH Günahların Latince adlarının ilk harflerinden oluşan SALIGIA, Yedi Ölümcül Günah 'ın diğer adıdır. Zaman içerisinde yedi günahtan her biri bir şeytanî varlıkla ilişkilendirilmiştir. Superbia (İng. pride): Kibir, kendini beğenmişlik (Lucifer'e atfedilmiştir) Avaritia (İng. greed): Açgözlülük (Mammon'a atfedilmiştir) Luxuria (İng. lust): Şehvet düşkünlüğü (Asmodeus'a atfedilmiştir) Invidia (İng. envy): Kıskançlık, hasetlik (Leviathan'a atfedilmiştir) Gula (İng. gluttony): Oburluk (Beelzebub'a atfedilmiştir) Ira (İng. wrath): Öfke, yıkıcılık, gazap etmek (Behemoth'a atfedilmiştir) Acedia (İng. sloth): Tembellik, miskinlik (Belphegor'a atfedilmiştir) HUKUK FELSEFESİNE GİRİŞ YAPABİLMEK İÇİN Bilim, Felsefe ve Hukuk Felsefesi başlığı altında, Bilim, Bilimin niteliği ve değeri Doğa Bilimleri, sosyal bilimler ayrımı Bilim ve Felsefe ilişkisi öncelikle anlatılarak alan sınırlaması yapılmıştır. Felsefe Ontoloji (Varlık Felsefesi) Epistemoloji (Bilgi Felsefesi) Aksiyoloji (Değer Felsefesi) FELSEFE YAPMANIN KOŞULLARI Psikolojik Koşul Ahlaki Koşul Mantıksal Koşul Felsefenin İçerik Yönünden Bir Ön Koşula Bağlanamayacağı Koşulu 1- PSİKOLOJİK KOŞUL : Bilme eylemi için merak gerekir. Merak, duygu olarak yönelinen şeyin anlaşılabileceği kabulunü de içerir. Merak + hayranlık duygusu Psikolojik zemin Anlama tüm bilgiler içerisinde bir yer açma ve değer yükleme psikolojik tutumlarını da gerektirir. Bilgi, bilim ve felsefe arasında ortak bir kavramdır. Ancak felsefi bilginin alanı bilimsel bilgiden daha geniştir. Bilim analitik akıl yürütme ile iş görür. Felsefe ise anlam sorununun genişliğine bağlı olarak daha çok soru sorma ile ilgilidir. Bilgi + Hakikat Problemi + Fizik + Metafizik = Felsefe 2 - A HL A K İ KOŞ U L : Ahlak üç erdemle çalışır. Sevgi Alçakgönüllülük Kendine egemen olma Sevgi : Tam olmayan varlıkların tamamlanma davranışıdır. Bir yönelimdir, akıştır. Alçakgönüllülük : Benliğin unutulup bütünüyle yönelinen nesneye verilmesidir. Kişisel duygu ve coşkuların heves ve heyecanların ayraca alınması anlamındadır. Kendine egemen olma : Dogmatik düşünce içinde sınır oluşturur. Güvenilirlik açısından vazgeçilmezdir. 3 - M A N TIK S A L KOŞ U L : İnsan bilebilir mi sorusunun iki ana cevabı vardır. İnsan bilemez; bu tutum felsefi bir tutum olarak susmayı gerektirir. İnsan bilebilir, bu tutum ise sınırlar ve olanaklar hakkında konuşarak felsefe yapabilmenin de yolunu açar. «Bilgi olanaklıdır. » Doğa üstü güçler ya da akıl dışı etkilenen bilim ve felsefe alanının dışındadır. Nedensellik ilkesi gerçekler dünyasından bilgi edinmenin ana koşuludur. Felsefi düşünce araştırmaya ve eleştirel bir tavra dayanan bir düşüncedir. Felsefi düşünce; kendisine verili olarak aldığı her türlü malzemeyi, aklın eleştirel süzgecinden geçirir. Her şeyi olduğu gibi kabul eden, merak etmeyen ve kendisine sunulanla yetinen bir insan için felsefe söz konusu olmaz. Felsefi düşünce; şeylerin niçin olduklarını merak eden, yaşamı bütün boyutlarıyla görmeyi, sorgulamayı bilen bir zihnin ürünü olabilir. Felsefi düşünce çözümleyici ve kurucu bir düşüncedir. 4- FELSEFENİN BİR ÖN KOŞULA B A Ğ L A NA M A YA C A Ğ I K O Ş U L U : Felsefenin bir ön koşula bağlanamayacağı koşulu, felsefe yapan kişilerin içinde bulundukları reel koşullardan soyutlanmadan, dini inanç, önceden hazır bir felsefi sistem ve dünya görüşü gibi ön koşullara bağlanmamasının gereğini izah eder. Felsefe sorununun çözümünde dört tipik yaklaşım vardır. 1- Bağlanma Yöntemi Kişi; din, politika, ırk, ekonomi, cinsiyet , aile gibi konularda kişisel ilişkilerine dayanarak felsefi bir tutum belirler. 2- Otorite Yaklaşımı Bağlanmanın bir alt başlığı gibi görülebilir. Psikolojik olarak yansıtma mekanizmasıdır. Kişi veya kuruma gönderme yaparak cevap üretmedir. 3- Sezgisel Yaklaşım Deneyim dışlanır. İçsel kabullerle felsefe üretilir. 4- Bilimsel Yaklaşım Bağlanma yöntemi Otorite yaklaşımı sorgulamayı dışarıda bıraktığı için felsefi genişliğe ulaşamaz. sezgisel yaklaşım Bilimsel yöntem; felsefi sorunların çözümü için; - Hipotez oluşturma - Akıl yürütme - İndirgeme yapma - Sonuçları yeniden denetleme yoluyla elde edilen bilginin objektifliği temin edilmeye çalışılır. Felsefe, mantıksal tutarlılık ve koşulsuz bilgi ile en geniş anlamdaki konu alanını kavramak, yükümlülüğünü yerine getirmek zorundadır. Nesnelleştirilmiş felsefi yaklaşım, felsefi anlamda spekülasyona en açık alanı gösterdiği için gerçek filozofları kaygılandırır.