YÜZME VE İLKYARDIM Yüzme ve cankurtarmada göz önünde bulundurulması gereken temel prensipler: 1. Güneşte ısınmış vücutla, birdenbire kesinlikle suya girilmemelidir. 2. Çok aç veya tok karnına kesinlikle yüzülmemelidir. 3. Bulunulan yerden suyun derinliğine ve dibin tehlikeli olup olmadığına her zaman dikkat edilmelidir. 4. Suyun seviyesinin göğsü geçmemesine dikkat edilmelidir. 5. Bilinmeyen suyun her zaman tehlikeli olabileceğini düşünerek, yüzüstü (balıklama) atlayarak suya girilmemelidir. 6. Atlayarak suya girilmesi arzu edilen yerlerde, suyun serbest olmasına dikkat edilmelidir. (Derinliğin emniyetli, su içerisinde ve dışında tehlikeli olabilecek herhangi bir durum olmaması gerekir.) 7. Yüzerken kendimize fazla güvenmemeli, uzaklara gitmemeli, her an zor durumda kalabileceğimizi ve çok iyi yüzme bilenlerin de boğulabileceklerini hatırımızdan çıkarmamalıdır. 8. Bataklık veya bitkilerin yetiştiği sularda yüzmekten veya dalmaktan kaçınılmalıdır. 9. Bilinmeyen kıyılara doğru yüzülmemelidir. Her an kötü sürprizlerle karşılaşılabilir. 10. Deniz taşıt araçlarının işlediği sularda yüzmenin ve dalmanın can emniyeti bakımından çok tehlikeli olduğu unutulmamalıdır. 11. Rıhtımların, köprü temel direklerinin, balık ağlarının bulunduğu yerlerde yüzülmemeli ve dalınmamalıdır. 12. Kramp girdiği zaman yüzme bırakılmalı ve su terk edilmelidir. 13. Tehlike yoksa asla yardım istenmemeli, bu tür şakalar yapılmamalıdır. 14. Üşümeye başlayınca sudan çıkılmalı, suda kalmakta ısrar edilmemelidir. 15. Sudan çıkınca mayo çıkarılmalı ve kurulanılmalıdır. 16. Devamlı güneşte kalınmamalıdır. 17. Suda diğer yüzenlerin ( plaj ve yüzme havuzlarında ) özellikle çocukların olduğu göz önüne alınarak davranışlara dikkat edilmelidir. 18. Taş, cam vb. şeylerle su kirletilmemelidir. 19. Alkollü suya girilmemeli ve yüzülmemeli, şayet dalış düşünülüyorsa, bu daha önceden planlanmalıdır. KURTARMA ESASLARI VE YÖNTEMLERİ 1. DİKKAT : Boğulma ani bir olaydır. Dikkatli ve eğitimli bir kişi zor durumda olanı daha çabuk fark eder. 2. DEĞERLENDİRME : Herhangi bir davranışta bulunmadan önce mutlaka iyice düşünülmelidir. Ani bir hareket veya planlı bir hareket gerekebilir. Düşünmeden kendi imkan ve kabiliyetimizin dışında bir harekete kalkışılmamalıdır. Bu, faciayı sadece arttırmak olur. Bir olayın yapılmadan önce değerlendirilmesi çok önemlidir. 3. DAVRANIŞ : Plan yapıldıktan sonra hareket tarzı, kararlı ve süratli olmalıdır. Harekete geçtikten sonra bile, doğacak yeni durumlara göre değerlendirme yapmaya devam etmek gerekir. 4. METODLAR : Bir kimsenin kurtarma çabaları sırası ile ; * Yakındaysa, * Uzaktaysa, * Daha uzaktaysa. Kazazedeye yaklaşırken çok dikkatli olmalı, paniğe kapılarak boğulma tehlikesi yaratılmamalıdır. Cankurtaran belirli eğitimlerden geçirildikten sonra bilinçli olarak kendisine düşen görevi yapabilir. KURTARMA MALZEMELERİ YÜZME KAZALARINDA YARDIMCI KURTARMA MALZEMELERİNİN KULLANILMASI 1. KURTARMA SİMİDİ : (Can simidi) Can simidi bir kurtarma ipine (yaklaşık 20-30 metre) tespit edilmiştir. Kurtarıcı 15-18 metre ipi, bir metrelik halkalar halinde elinde toplar. Diğer kısımlar küçük halkalar halinde toplanır. Fırlatma olayında simidi tutan kol geriye doğru çekilir ve kuvvetli bir savunma ile öne doğru getirilir. Savurma işlemi omuz hizasına kadar devam eder. Burada simit ve ip bırakılır. Kurtarma simidi kazazedenin biraz ilerisine fırlatılır ve çekme suretiyle kazazedeye ulaşması sağlanır. İpin diğer ucunu, kurtarıcı ayağını basarak sabit kılar. Bu esnada rüzgar ve akıntıya dikkat edilmelidir. 2. KURTARMA TOPU : Sentetik maddeden yapılmış bir toptur. Etrafına ağ donatılmıştır. Ağ emniyetli tutma olanağı sağlamaktadır. Topun çapı yaklaşık 30 cm’dir. Kullanılışı ; Top bir taşıma ipine (25-30 metrelik) tutturulmuştur. Kurtarıcı 15-20 metrelik ipi 1 metrelik halkalar halinde, diğer ucu topa yakın olan 2-3 metrelik ipi ise (40-50 cm’lik halkalar) küçük halkalar halinde elinde toplar. Top kullandığı ele yakın, küçük halkalar kullanılan el içinde, diğer büyük halkalar kullanılmayan el tarafından tutulur. Öndeki ayak da yerdeki serbest ipe basar. Topu tutan kol gergin olarak geriye çekilir. Kuvvetli bir savurma ile omuz hizasından top bırakılır. Diğer el de geri kalan ipi fırlatır. Top kazazedenin biraz ilerisine fırlatılır. Çekmek suretiyle kazazedeye ulaşması sağlanır. 3. KURTARMA SOPASI : Sopanın boyu 3-5 metre, 60 cm çapında bir çember sopanın ucuna tutturulmuştur. 4. EMNİYET KEMERİ 5. KURTARMA TAHTASI 6. YARDIMCI KURTARMA MALZEMELERİ YORGUN YÜZÜCÜYE YARDIM Taşımak; Böyle bir durumda yüzücü korkmuş ve heyecanlı olabilir. Yorgun yüzücü karaya ulaşmada kendisini kurtarmaya çalışan arkadaşına gerek ayak, gerekse uygun pozisyonu koruyarak yardım edebilir. 1. Bir kurtarıcı ile yorgun yüzücüye yardım : * Kurtarıcı kurbağalama stili ile yüzer, kazazede arkadan elleriyle, kurtarıcının omuzlarından tutar. Kollar gergin olmalıdır. Kurtarıcıya yük bindirilmemelidir. Panik durumundaki kazazede, kurtarıcının boynuna sarılabilir. * Kazazede, kurtarıcının önden omuzlarından tutar, ayaklarını aşırarak beline yük yapmayacak şekilde koyar. Kurtarıcı kurbağalama stilinde yüzer, kazazede yüzmeye engel olmaz ve omuzlara fazla yük bindirmez. Panik durumunda önden boyuna sarılma olabilir. 2. İki kurtarıcı ile yapılan yardımlar : * İki kurtarıcı kurbağalama stilinde arka arkaya yüzerler. Kazazede, iki kurtarıcının arasındadır. Kolları gergin olarak öndeki yüzücünün omuzlarına, ayaklarını da arkadaki yüzücünün omuzlarına koyar. Dikkat edilecek önemli husus, kazazedenin durumunu yüzmeye engel olmayacak şekilde ayarlamasıdır. Buna köprü tekniği diyoruz. * İki kurtarıcı yan yana kurbağalama stilinde yüzmektedir. Yorgun yüzücü aralarındadır. Elleri ile omuzlardan tutar, kollar gergindir. Burada dikkat edilecek husus, kurtarıcıların aynı tempoda yüzmeleridir. KURTARMA TUTUŞLARI Boğulmakta olan kişi psikolojik olarak, büyük bir çöküntü içindedir. Yapacağı hareketler şuursuzdur. Bu eğitimle, herhangi bir sarılma tehlikesinden nasıl kurtulacağını, sarılma hareketlerinin nasıl önlenebileceğini, saldırılara karşı reaksiyonumuzun ne olması gerektiği gösterilecektir. Daha önce de belirttiğimiz gibi, kurtarıcı en son çare olarak suya girmeli, öncelikle yardımcı aletler kullanılmalıdır. Su içerisindeki yaklaşmalar arkadan olmalı, kişi sakinleştirici, güven verici sözlerle telkin edilmelidir. Her sarılma, kurtarıcının hayatını tehlikeye atar. Kazazedenin anormal saldırması halinde, kurtarıcının hemen su içerisine dalması gereklidir. Şayet dalamazsa, karşı bir hareketle onu su içerisine bastırmalıdır. (Boğulan kişinin nefes almada çektiği güçlük, onun hareketinin devamlılığına engel olur.) Her kurtarma hareketinin sonunda FLAIG bağlama tutuşu ile sonuçlanır. Yapılan eğitimler başlangıçta su dışında, karşılıklı sertleşmeden, yumuşak olarak yapılmalıdır. YAKLAŞMA YÖNTEMLERİ Cankurtarma eğitimlerinde boğulmakta olan, yardım isteyen bir kimseye yaklaşma çok önemlidir. Kazazedeyi sağlam bir şekilde tutacak duruma getirmeye yaklaşma denir. Yaklaşmalar mecbur kalınmadıkça kesinlikle yüz yüze yapılmamalıdır. Cankurtarıcı su içerisinde her an değişik durumlarla karşılaşabilir. Boğulmakta olan kimse şiddetli ve şuursuz hareketler yapabilir. Bu durum devam ettiği müddetçe yaklaşmak imkansızdır. Kazazedenin yorulmasını beklemek uygun olur. Kazazedeye vurmak, acı vermek suretiyle kurtarmaya çalışmak doğru değildir. Canını kurtarmak için ümitsiz bir şekilde çaba gösteren bir kimseye bu şekilde etki etmek doğru olmaz. Bunun yerine tehlike anlarında kullanmak amacıyla emniyetli şekilde yaklaşma usullerini öğrenmek gerekir. Kurtarıcı boğulmakta olan bir kimseye yakalanmamaya çalışır. “Her Türlü Sarılma Kurtarıcı İçin Ölüm Tehlikesidir.” Kurtarıcı konusunda da anlatıldığı gibi, yüzme bilmeyen bir kimse de kurtarma şansına sahiptir. SUDA YAKLAŞMA YÖNTEMLERİ 1. Arkadan Yaklaşma: Boğulmakta ve panik içerisinde olan bir kişiye en emin yaklaşma yöntemidir. Kazazedeye yaklaşılır, su içerisinde kurtarıcı, dizlerini yukarıya çekerek, kazazedenin vücudunun şeklini değiştirdikten sonra, bacaklar ve gövde kazazedenin altına uzatılır. Geriye doğru yatırılarak kazazedenin durumuna göre çenesinin altından tutulur ve boğaz sıkılmamaya dikkat edilir ve taşıma durumuna geçirilir. 2. Suya Dalmadan Önden Yaklaşmak: Arkadan yaklaşmanın mümkün olmadığı ve ancak mecbur kalındığı zamanlar kullanılır. Yaklaşmada kazazedeye devamlı sakin ve rahat olması telkin edilir. Bu durumlarda kazazedenin elinden tutulur. Kazazede de kurtarıcıya doğru tutulan bileğinden kuvvetli çekilirken, kurtarıcı da ondan kaçarcasına ileriye doğru kuvvetle yüzer. Bu sırada kazazede yatış durumuna geçer. Taşıma durumu uygulanır. 3. Suya Dalarak Önden Yaklaşma: Kazazedenin yanına yaklaşmanın mümkün olmadığı, kurtarıcının kendisini güvensiz hissettiği durumlarda yapılan bir uygulamadır. Kazazedenin 2-3 metre önünden dalınır ve ayaklarından tutularak kaldırılır. İleriye doğru iterek, savurarak kazazede taşınır. Mecbur kalmadıkça tavsiye edilmez, çok yorucudur. Batmış durumda olan kazazedeye yaklaşma, kazazedenin suya battığı yerde oluşan kabarcıklar, yerinin bulunmasına yardımcı olur. Kurtarıcı derin bir nefes alarak dalar, kazazedenin çene ve koltuk altından tutar, zemin sert ise ayakları zeminden kuvvet alarak, su yüzeyine çıkar ve kazazedeyi taşıma durumundaki bir yöntemle taşır. Çamurlu zeminlerden kurtarma daha değişiktir. Kurtarıcı kesinlikle ayağını yere değdirmez, hareketler su içerisinde güçlü fakat emin olarak yapılmalıdır. Kazazedenin tutuluşu, kol, saç, çene ve koltuk altı olabilir. Bitki içerisinden kurtarmada hareketlerde sakinlik esastır. Telaşlı hareketlerden kaçınmalıdır. Hareketler hafif olmalı, yosun ve bitkilerin vücuda dolanmamasına dikkat edilmelidir. Kurtarıcı tehlike anında, bacaklarını göğüslerine doğru çekmeli, kollarını arkadan öne doğru hareket ettirerek tehlikeli yerden uzaklaşmalıdır. KURTULMA VE BOĞUŞMA TEKNİKLERİ 1. Arkadan Boynu Tutmak: Kurtarıcı kendini korumak için (gırtlak ve boyun atardamarını) içgüdüsel olarak omuzlarını yukarı kaldırır, eliyle kazazedenin hangi elinin üst kısımda olduğunu kontrol eder. Üst kısımda bulunan elin, karşı eliyle (solsa sağ, sağsa sol elle) kazazedenin üst elini yakalar, baş parmağı ile kazazedenin elinin baş parmağıyla, işaret parmağının ortasına basınç yapar, kolu vücuttan açar, diğer eliyle de kazazedenin tuttuğu elinin dirseğini alttan kavrar ve arkaya doğru iter, kaldırır ve başının üzerinden geçirir. Kolu çevirir, kürek kemiği hizasına çeker, diğer eliyle de kazazedenin çenesini kavrar. Çalışmalar devamlı olarak değişik kişiler üzerinde yapılmalıdır. 2. Önden Bele Sarılma (kollar serbest) : Kazazedenin başı sol elle arkadan, yüz ve çene alta yakın olacak şekilde sağ elle kavranır. Her iki elle çevirme hareketine başlanır. Başın boyunla birlikte çevrilmesiyle, kazazedenin vücudu da onunla birlikte döner, (eğer direnirse tamamlandığı an istenilen taşıma şekline geçilir. 3. Önden Boyundan Tutmak : 4. Arkadan Boyuna Sarılmak : 5. Arkadan Bele Sarılmak, Kolları Tutmak : 6. Önden Boyuna Sarılmak : 7. Önden Ayaklara Sarılmak : 8. Önden Bileklerden Tutmak : boynu kırılabilir.) dönüş TAŞIMA YÖNTEMLERİ İyi bir taşıma yöntemiyle, kazazedenin yüzü her zaman su dışında tutulmalıdır. Kurtarıcı da kazazedeye sahip pozisyonda olmalı, emniyette olmalıdır. Bütün taşıma tutuşlarında kazazedenin burnu ve ağzı su üstünde olmalıdır. 1. Baygın ve Sakin Kazazedeleri Taşıma: * Baştan Tutarak; Kazazede sırt üstü duruma getirilir. Kurtarıcı her iki eliyle,baş parmaklar şakak üzerinde eller çene altında bulunmak üzere başı tutar. Kulaklar serbesttir. Böylelikle baş kolaylıkla geriye gelir. Solunum engellenmez. Taşıma kolay ve hızlıdır. * Alın Ense Tutuşu; Alın bir elle kavranır, diğer el ensede destek sağlar. Kazazede sakindir. * Saçtan ve Elbiseden Tutuş; Saçtan ve elbiseden tutulur ve yüzüşe geçilir. Başın ağız ve burunun su yüzeyinin üstünde olmasına dikkat edilir. Çekişte kol diktir. Ayaklar makas hareketi yapar. * Koltuk Altından Tutarak; Kazazede sırt üstü durumuna getirilir. Kurtarıcı her iki eliyle, alttan, koltuk altı çukurlarından kavrar. 2. Korkmuş ve Paniğe Kapılmış Kazazedeleri Taşıma Yöntemleri: Kazazede ile mesafe bulundurulmalı, devamlı sakinleştirici şekilde konuşulmalıdır. Çok kuvvet harcamak gerektiğinden, uygulama mesafesi kısa olmalıdır. * Denizci Bağlama Tutuşu; Kazazede sırt üstü durumdadır. Kurtarıcı sağ elini, kazazedenin sağ pazısından geçirip, sırtının arkasından sol kolunun pazısını kavrar. Dirseği ile sırta baskı yapar, hareket ve sözle ona güven vermeye çalışır, kendine çeker. Bacaklar makas yaparken, diğer kol da yüzmeye yardımcı olur. * Göğüs Omuz Taşıma Yöntemi; Kazazede sırt üstü yatar durumdadır. Bir kol kazazedenin göğsü üzerinden geçirilerek koltuk altından tutulur. Tutuşta kalça, kazazedenin göğsü üzerinden geçirilerek koltuk altından tutulur. Tutuşta kalça, kazazedenin sırtının alt kısmına gelecek şekilde olmalıdır. Yan yüzme tercih edilir. Diğer kol yardım eder. Kol çekişi su yüzeyine yakın olmalıdır. * Flaig-Bağlama, Taşıma Tutuşu; Bu bağlama tutuşu, her kurtulma hareketinden sonra ortaya çıkar. Kurtarıcı kazazedenin arkasında bulunur. Bir eliyle kazazedenin sol elini kavrar, kolunu sırta doğru çeker, eli kürek kemiği üzerine getirilir. Diğer eliyle kazazedenin çenesini kavrar, kazazedeyi sırt üstü şekilde tutar. KARAYA ÇIKARMA TEKNİKLERİ Sığ ve Düz Kıyıda Rantex Tutuşu; Sığ kıyıda, kumlu deniz veya ırmak kıyısında kurtarıcı kazazedeyi rantex tutuşu ile (kazazede baygındır, kurtarıcı sağ elini, kazazedenin sağ koltuk altından geçirir, kolu dirsek altından tutar, diğer elini yine kazazedenin sol koltuk altından geçirir, sağ bileğinden tutar). karaya sürükleyerek çıkarır. En zayıf kurtarıcı bile bu tekniği rahatlıkla uygulayabilir. Merdivenli, Dik Duvarlı Kıyılar İçin Omuzda Taşıma; Merdivenli havuzlarda, limanda, herhangi bir kanalda çıkarma zorunluluğunda kullanılabilir. Kurtarıcı herhangi bir kurtarma tutuşu ile kazazede merdivene getirilir. Sırtı merdivene gelecek şekilde çevrilir. Her iki elle kazazede koltuk altından kavranarak, merdivene basılır. Kendini aşağıya bırakırken, baş hafifçe yana çevrilir. Kazazede omuza konulur. Merdivenden kontrollü çıkılır. Çıkışta kazazede, merdiven yüzeyinde, kalça üzerine oturtulur. Tek elle merdiven tutulur, diğer elle de kazazedenin ensesinden tutularak, yere bırakılır. Emniyetli bir yere taşınılır. Sığ ve Düz Olmayan Kıyıda Omuza Alma, Omuzda Taşıma (İtfaiyeci Taşıması) ; Kurtarıcı, sığ suda kazazedeyi omzuna alır.(Ense, karın üzerine getirilir, bir elle bacak, bir elle bilek kavranır) Düz bir yere gelindiğinde, dizler hafifçe bükülür,bacaktan tutan el, bacağı serbest bırakır, sırttan tutulur, yavaşça yüz çevrilir. Kurtarıcı kazazedenin tamamen arkasına geçer, bir ayağının diziyle sırta destek yaparak, kazazedeyi istenilen zemine yatırır. DERİN SULARDAN BOTA ALMA VE HAVUZDAN DIŞARI ÇIKARMA TEKNİĞİ Yüzme Havuzlarından, Yangın Söndürme Havuzlarından, Kanallardan Çıkarma ve Bota Alma Tekniği; * İki Kurtarıcı İle: İki kurtarıcı bulunduğu zaman birinci kurtarıcı kazazedeyi emin bir yere getirir. Kazazedenin kolunu, ikinci kurtarıcıya uzatır. Kazazedenin sırtı, onu kurtaracak olan kurtarıcıya dönüktür. Kurtarıcı da suda kazazedenin sırtına, kendi sırtını vererek su içinde kaygan bir yüzey meydana getirir. Tutuş rantex tutuşu ya da herhangi bir tutuş olabilir. Kazanılan hızla kazazede kolayca yukarı kaldırılabilir. * Tek kurtarıcı İle: Tek bir kurtarıcı varsa, herhangi bir tutuşla kazazedeyi havuz kenarına getirir. Kurtarıcı, kazazedenin sol elini, havuz kenarına koyar. Kendi sol elini de kazazedenin sol elinin üzerine koyar, iki eliyle birlikte kendisini emin bir yere çeker. Kazazedenin iki elinden tutarak, sırtı kurtarıcıya dönük olduğu halde, havuz kıyısına çeker ve emniyetli bir yere herhangi bir yöntemle taşır. DERİN SUDA BOTA ALMA ÇIKARMA YÖNTEMİ Yukarıdaki yöntemlerden herhangi birisiyle, aynı teknikler kullanılarak kazazede bota alınır. Şok Dolaşım yetmezliği sonucu, beyine ve diğer dokulara yeterli miktarda kanın gitmediği durumlarda ortaya çıkar. Şokta organizma kanı kalp, beyin, ciğerler, böbrekler ve dalak gibi hayati önemi olan organlara göndermeye çalışır. Biz de buna yardımcı olmalıyız. Yetersiz kan dolaşımı sebebiyle hücreler normal faaliyetlerini yapamaz ve bunu takip eden dönemlerde hücre ölümü başlar. Şok ölüm sebebi olabilir. Şokta basit uygulamalarla hayat kurtarabiliriz. Şok Sebepleri: 1-Ağır kanamalar, su ve tuz kayıpları (Kan miktarı azalmıştır.) 2- Ağır kalp hastalıkları (Kan kalpten pompalanamaz) 3-Ağır alerjik olaylar ve ağır mikrobik hastalıklar (Kan göllenmiştir. Belirtileri farklıdır.) Şok Belirtileri:(Ani kan veya sıvı kaybına bağlı) Derinin soğuk ve soluk olması; soğuk terleme, susuzluk Baş dönmesi, göz kararması. üşüme, titreme, Çarpıntı ve sık sık soluma, nabzın hızlı ve hafif atması Halsizlik, huzursuzluk, ölüm korkusu ve panik. Şoklarda İlkyardım: Hasta sırtüstü yatırılır, ayakları 25-30 cm. yükseltilir, bu şekilde vücudun alt yarısındaki kanın daha çok hayati organlara gitmesi sağlanır. Buna şok pozisyonu denir. Hava yolu açık tutulur. Dış kanamalar durdurulmaya çalışılır. Kırıklar atellenir. Hastanın giysileri gevşetilir. Üşümemesi için üstü örtülür. Kusup kendini boğma riski veya herhangi bir sebepten ameliyata girme olasılığı olduğu için hastaya yiyecek ve içecek verilmez. Diğer sebeplerine yönelik tedbir alınır. ISI DEĞİŞİKLİKLERİ GÜNEŞ ÇARPMASI Güneş altında çok uzun süre kalan kişilerde görülür. Ayrıca alkol alınması etkilerini daha da arttırır. Aşağıdaki belirtiler görülür: * Baş ağrısı, halsizlik, * Bulantı, kusma, * Ateşin yükselmesi, * Şuur bulanıklığı veya kaybolması İlkyardım olarak: 1- Hasta gölge ve serin bir yere alınır, 2- Soğuk, ıslak bezlerle hastanın ateşi düşürülür. SICAK ÇARPMASI Çok sıcak ortamlarda kalan kişilerde meydana gelir. Kişi bol miktarda terlediğinden, çok fazla su ve tuz kaybeder, sonunda şoka girebilir. İlkyardım olarak: 1- Hasta serin bir yere alınır, 2- Kaybettiği su ve tuz yerine konmalıdır. (Tuzlu ayran verilebilir) 3- Şoka karşı tedbir alınır. SOĞUKTA KALMA Uzun bir süre soğukta kalan kişilerde görülür, Yanıklar gibi soğuk vurmaları da derecelere ayrılır. Bül denilen su toplanmaları görülür. İlkyardım olarak: 1- Hasta öncelikle ılık bir yere alınır, etkilenen bölge 40-45 santigrat derece suya batırılarak yavaş yavaş ısıtılır. 2- Nemli elbiseler kesilerek çıkarılır. Kişi battaniyeye sarılır. 3- Sıcak içecekler içirilir. 4- Büller patlatılmaz. 5- Üstündeki tüm metal eşya ve takılar mutlaka çıkarılmalıdır. (Çünkü metaller soğuğu daha çok iletir). DONMALAR Uzun süre soğukta kalanlarda vücut ısısı gittikçe düşmeye başlar. Vücut ısısındaki bu düşme 3 grupta incelenebilir; Hafif ( 32 - 35 derece) Orta ( 30 - 32 derece) Ağır ( 30 derece ve aşağısı) Vücut ısısı nemli ortamlarda daha hızlı düşer. İlkyardım olarak: 1- Hasta ılık bir yere alınır, yavaşça ısıtılır. Donma yavaş gelişen bir olaydır. Isıtılma da yavaş olmak zorundadır. Sıcağa direkt sokulmaz. 2- Nemli elbiseleri kesilerek çıkarılır ve kişi sıcak tutulur. 3- Ilık içecekler içirilir, alkol verilmez. 4- Çok hafif masaj yapılabilir. Sıcak su ile ıslatılmış bezler sıkılarak donan yere tatbik edilir. 5- Kesinlikle uyutulmaz. Kar ile ovuşturulmaz. 6- Üstündeki tüm metal eşya ve takılar mutlaka çıkarılır. Su'da Bogulma Su altında havasız kalmaya bağlı olarak kişiler ölürler. Su altında kalan kişilerde vücut ısısı da düşebilir. Boğulmalarda su altında kalma süresi, travma, alkol veya uyuşturucu kullanımı ve varsa hastalıklar önem kazanabilir. Su altında 6 dakikadan fazla kalma genellikle beyni geriye dönüşümsüz etkiler. Boyun travması yönünden dikkatli olmalıdır. Suni solunuma mümkün ise henüz sudayken başlanmalıdır. * Sudan çıkarılan şahsı sırt üstü yatırıp varsa üzerindeki giysilerin yakasını açın. * Ağız içi ve çevresindeki yabancı cisimleri temizleyin * Hava yolunu açtıktan sonra hastaya yeterli solunumu yaptırmak ve suyun boşalmasını sağlamak için 5-6 kez suni solunum yaptırın. * Bundan sonra hastayı yüzüstü yatırın ve ellerinizi karnının altında kavuşturarak hastayı yukarı kaldırın. Böylece göğüs yükseltilmiş olacağından hava yollarındaki suyun boşalması sağlanacaktır. Ancak su boşaltma işlemi ile fazla uğraşmamak gerekir. * Eğer solunumla birlikte kalpte durmuşsa suni solunum ile birlikte kalp masajı da uygulanmalıdır. Hasta kendi nefes almaya başlayıncaya veya tıbbi yardım gelinceye kadar suni solunum ve kalp masajına devam edilir. * Hasta kendi nefes almaya başlamışsa onu sabit yan yatış pozisyonuna alın * Vücut ısısını yükseltmek için battaniyeye sarılmalı ve ısıtılmalıdır. ILKYARDIM TEKNİKLERİ Yaralanmış veya aniden hastalanmış kişiye yetkili ekip ve araç gelinceye kadar olay yerinde ve mevcut imkanlarla yapılması gereken hayat kurtarmaya yönelik geçici müdahaledir. İlkyardım: · Olay yerinde yapılır. · Olay yerinde bulunanlarca yapılır. · Olay yerinde bulunan araç ve gereçlerle yapılır. İLKYARDIMIN AMAÇLARI İlkyardımın temel amacı yaşamı tehdit eden esas nedenleri ortadan kaldırmaktır. Zaman çok önemlidir, özellikle yaralanmalı trafik kazalarında ölümlerin %10 unun ilk 5 dakikada, %50'sinin ise ilk 30 dakikada meydana geldiği değişik çalışmalarla saptanmıştır. Bundan anlaşılacağı gibi geçen her zaman dilimi ölüm oranını artırmaktadır. Bu nedenle en etkili yardım ilk 30 dakikada yapılmalıdır. Beyin dokusunun da oksijensizliğe azami 4 - 6 dakika dayanabileceği düşünüldüğünde bu sürenin önemi tartışılmazdır. İlkyardım gerektiren durumlar bir hastalık sonucu ortaya çıkan acil haller, trafik kazaları, doğal afetler ve yangınlar gibi çok çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. İlkyardımda öncelikle, hayati önem taşıyan, ilkyardımın adlandırabileceğimiz: Airway (Hava yolu) Breathing (Solunum) Circulation (Dolaşım) üzerine odaklanmalıdır. Bunun yanı sıra: Kanamanın kontrol edilmesi ve Kırık tespiti (Atelleme) sağlanmalıdır. ABC'si olarak HAVA YOLUNUN AÇILMASI Ağız boşluğu erişkinlerde işaret, bebeklerde ise serçe parmağı kullanılarak temizlenir, yabancı cisimler varsa çıkartılır, (Takma diş, kırık diş, toprak vs.) Dilin arkaya sarkarak hava yolunu kapatmaması için: Bir elle çeneden tutulur çene yukarı ve öne alınır, diğer elle alnından hafifçe itilerek yaralının başı geriye doğru alınır. Boyun zedelenmesi düşünülen yaralılarda, baş geriye doğru itilmez, alt çene yukarı doğru çekilir. HAVA YOLUNDAKİ YABANCI CİSİMLERİN ÇIKARILMASI: Yaralıya suni solunum yaparken, her hava üfleyişte yaralının göğsünün yükselip, yükselmediğine bakmamız gerekir. Suni solunuma rağmen yaralının göğsü yükselmiyorsa hava yolu tıkalıdır ve verilen hava akciğerlere gitmiyordur. Bu durumda tıkalı hava yolu en kısa zamanda açılmalıdır. Bunun için bilinci açık bir kişide; Yaralı erişkin ise yüzüstü başı biraz aşağıda olacak şekilde yatırılır, kürek kemiklerinin arasına yumrukla vurulur Yaralı bebekse yüzü aşağı gelecek, karnı kolumuzun üstüne denk gelecek şekilde kolumuza yatırılır ve sırtına vurulur. Bunların dışında bazen günlük hayatta hava yoluna yabancı cisimler kaçabilir. Hava yolu kısmen tıkalı olabilir; Hasta öksürebiliyorsa ve rengi iyi ise müdahale edilmemelidir. Bununla beraber hasta zayıf bir şekilde öksürüyor ve soluk almakta zorlanıyorsa acil yardım gereklidir. Nedenleri: * Yiyecekler (Hava yolu tıkanıklıkları, genellikle yemek yeme sırasında görülür) * Takma dişler * Yabancı cisim (Oyuncaklar, küçük cisimler vb.) Belirti ve bulgular: 1-Kısmi tıkanmada: Eğer hava Güçlü bir geçişi şekilde iyi öksürür, vardır. Konuşabilir veya ses çıkarabilir. ise öğürür, kişinin nefes bilinci almada yerindedir. zorluğu Eğer hava geçişi yetersiz ise, zayıf bir şekilde öksürür, gürültülü nefes alır, şiddetli bir solunum sıkıntısı mevcuttur. 2-Tam tıkanmada: Nefes alamaz, konuşamaz, öksüremez, boynunu baş parmakları ve diğer parmakları ile tutar (boğulma işareti) ve daha sonra bilincini yitirir. Ne yapılmalı: Hava geçişi iyi olan kısmi hava yolu tıkanmalarında herhangi bir müdahale yapılmaz. Sadece kişi öksürmesi için yönlendirilir. Eğer öksürmesi yetmiyorsa, nefes alma zorluğu artıyorsa ve kişi bilincini kaybetmeye başlıyorsa müdahale edilmelidir. Yabancı cisim ağız içinde görünür durumda ve kolay alınabilir konumda ise kişinin boğazına parmak sokarak müdahale etmek ve takılan nesneyi daha derine kaçırmamaya dikkat ederek çıkarmaya çalışılmalıdır. Eğer nesne yerinden çıkartılamıyorsa Hemlich Manevrası uygulanmalıdır. HEIMLICH MANEVRASI Yetişkinde: Hastanın arkasına geçin ve kollarınızı hastanın beline dolayın. Bir yumruğunuzu, başparmağınız avuç içinde olacak şekilde hastanın göbeğinin üst bölgesine koyup, kaburgaların ve göğüs kemiğinin altına yerleştirin. Diğer elinizle yumruğunuzu sıkıca kavrayın ve hızla içeri ve yukarı doğru bastırıp çekin. Bu işlem tıkanıklık giderilinceye kadar 6-10 kez tekrarlanmalıdır. Eğer hasta bilincini yitirir ise ve tıkanıklık hala devam ediyorsa hastanın sırt üstü yere uzanmasını sağlayın. Hastanın dizleri üzerine oturup aynı bölgeye göğüse doğru bastırıp çekerek aynı manevrayı yerde uygulayın. Bunda da başarılı olamadıysanız yüzüstü başı biraz aşağıda olacak şekilde yatırılır, kürek kemiklerinin arasına yumrukla vurulur. Burada solunum ve dolaşım kontrol edilir. Gerekirse takviye yapılır. Hala başarılı olunamadı ise, sırtüstü pozisyonunda manevraya devam edilir. Solunum ve dolaşım durmuş ise suni solunum ve kalp masajı da yapılır.Aşırı şişmanlarda ve ilerlemiş gebeliği olanlarda HEIMLICH MANEVRASI biraz daha yukarı bölgeden göğüs hamlesi biçiminde uygulanmalıdır. 8 - 9 yaşına kadar olan çocuklarda batından itme tek elle yapılır. Küçük çocuklarda ve Bebeklerde; Ağız içini kontrol edin, eğer görebiliyorsanız yabancı cismi çıkartmaya çalışın. Eğer çıkartamıyorsanız, bir elinizle göğsünden tutarak bebeği yüzü yere bakacak şekilde dizinizin üstüne yatırın. Kürek kemikleri arasına diğer elinizin ayasıyla 5 kez çok sert olmayacak şekilde vurun. 5 kez göğüs hamlesi uygulayın (işaret ve orta parmakla). Gerekiyorsa suni solunum yaptırmaya başlayın. Başarılı oluncaya veya tıbbi yardım gelinceye kadar bu işlemlere sırasıyla devam edin. SOLUNUM Genel Bilgiler: Atmosferde %20 oranında bulunan oksijen bütün doku ve hücrelerin yaşaması için şarttır. Eğer oksijen kesilirse kalpte saniyeler içinde düzensiz atımlar gelişir. Oksijen eksikliğinde beyinde 4-6 dakika içinde geri dönüşümsüz, hasarlar ortaya çıkar. Oksijenin atmosferden alınıp hücrelere iletilmesi temelde iki sisteme bağlıdır: Solunum ve dolaşım. Solunum atmosferdeki havanın akciğerlere alınıp verilmesidir. Bununla birlikte oksijen akciğerlerdeki hava keseciklerinden kana geçer. Hücrelerde normalde oluşan karbondioksit kandan keseciklere geçer ve nefes verirken dışarı atılır. Dolaşımda oksijenden zengin kan kalbin pompalaması ile vücuda dağılırken oksijenden fakir kan kalbe geri döner. Erişkin bir insan dakikada 12-18 defa solunum yapar, bu sayı çocuklarda 20-26 defadır. Herhangi bir kazada önce yaralının şuuruna, hava yolunun açıklığına ve solunumuna bakılır. Bir kişinin nefes alıp verdiği 3 şekilde anlaşılır; BAK: Göğüs hareketlerine bakılır, göğüs her nefes alışta şişer ve nefes verirken iner DİNLE: Kulağımızı hastanın ağız ve burnuna yaklaştırıp solunum sesini dinleriz. HİSSET: Yanağımızı hastanın ağız ve burnuna yaklaştırıp hava hareketlerini hissederiz Eğer göğüs hareketi yoksa ve solunum sesini duyamıyorsak, acilen hastaya müdahale etmek için önce hastanın solunum yolunu açmamız gerekir. Karşılaşılan ilk problem hava yolunun tıkanması olabilir ve bu tıkanma açılırsa başka bir şeye gerek kalmadan hasta rahatlayabilir. SOLUNUMUN SAĞLANMASI: Hava yolu açılmasına rağmen yaralı nefes alıp vermiyorsa acilen suni solunum uygulamasına başlanır. İlkyardımcı, Suni solunumu beş şekilde yapabilir: 1-Ağızdan ağıza 2-Ağızdan buruna (ağızda ciddi yaralanma olanlar ya da çenesi kilitlenenlerde) 3-Ağızdan ağızla buruna birlikte (bebeklerde) 4-Holger - Nielsen metodu 5-Silvester metodu Ağızdan - ağıza suni solunum metodu: En sık kullanılan ve hasta/yaralıya en faydalı yöntemdir. Hasta sırtüstü yatırılıp başı geriye doğru hafifçe itilir. İlkyardımcı hastanın yan tarafına geçer. Başı alından tutan elin baş ve işaret parmakları hastanın burun deliklerini kapatır. İlkyardımcı derin bir nefes alır ve ağzını hastanın açık olan ağzına direkt dayayarak nefesini hastaya verir. Sonra ağzını çekip hastanın nefes vermesine fırsat tanır. Erişkin bir insana dakikada 12 defa olmak üzere her 5 saniyede bir suni solunum yapılır. Bebeklere ise dakikada 20 defa, her 3 saniyede bir yapılmalıdır. Bebeğe nefes verirken göğüs hareketleri izlenmelidir. Ağızdan - buruna suni solunum uygulama: Hastanın dişleri kilitlenmiş açılamıyorsa, veya kazadan dolayı ağız çevresinde yaralanma varsa, kısacası ağızdan-ağıza metodu uygulanamıyorsa bu metod seçilmelidir. Bu metodda hasta yine aynı pozisyondadır, ilkyardımcı bu defa hastanın çenesinden tutup ağzını kapatır ve burnundan hava verir. Suni solunum sırasında mideye hava dolabilir, bu gibi hallerde hastayı yana çevirerek göbek ile kaburgalar arasına hafifçe bastırılarak hava boşaltılabilir. Ağızdan-ağız ve buruna birlikte-suni solunum uygulama: Özellikle küçük çocuklar ve bebeklerde uygulanması mümkün olan bir metottur. Bebeklerin solunum sayısı daha fazla, ağız, burun ve akciğerleri daha küçük olduğundan bebeklere yapılacak suni solunum ağız ve burundan birlikte sık aralıklı, daha az güçte nefes verilerek yapılır. Verilecek hava miktarı göğsün kalkmasına yetecek kadardır. Holger-Nielsen metodu: Sırttan bastırma, dirseklerden kaldırma metodu (HolgerNielsen metodu) Ağız ve burun yaralanmalarında bu metot uygulanır. Bu metot da hasta yüzükoyun yatırılıp, elleri başı hizasında birleştirilir, başı yana çevrilir ve ellerinin üzerine yatırılır. İlkyardımcı yaralının baş tarafına geçer, yaralının dirseklerinden tutup 25-30 cm kaldırır, bu şekilde yaralı nefes almış olur, sonra yavaşça yerine bırakıp sırtından bastırır, bu şekilde de yaralı nefes vermiş olur. Silvester metodu: Bu metodda hasta sırtüstü yatırılır, ilkyardımcı yaralının baş tarafına geçer, ellerinden tutup her iki yana ve yukarıya doğru açar, bu şekilde yaralı nefes almış olur, sonra yaralının ellerini bırakmadan göğsünden bastırır, bu şekilde yaralı nefes vermiş olur. Bu metotlar dışında sağlık personelinin uyguladığı ve bir ağızlık ya da bir kese yardımı ile yaptığı suni solunum tipleri de vardır. Ancak bu uygulamalar profesyonel ekiplerce yapılır. DOLAŞIMIN SAĞLANMASI: Kalp, kanı tüm organlara ritmik olarak pompalar ve kendi elektrik aktivitesini oluşturur. Erişkin bir insanın kalbi dakikada 60-80 arasında atar. Bebeklerde dakikada 160 kalp atımı, çocuklar için de 120 atım normaldir. Bir insanın kalbinin çalışıp çalışmadığını anlamak için; nabız atışlarına bakılır. Nabız en iyi boyunda bulunan şah damarından anlaşılır, kalbe yakındır ve tansiyon 50 mm/Hg basıncına düşse bile bu damardan nabız hissedilir. Halbuki bu kadar düşük bir tansiyonda el bileğinden nabız alınmayabilir. Kalbin durduğu sanılarak yanlışlıkla kalp masajına başlanabilir. Bebeklerde nabza koltukaltına yakın kolun iç kısmından daha rahat bakılır. Doğru kriterlerle kalbin çalışmadığı tespit edilirse, acilen kalp masajı uygulamasına başlamak gerekir. DİKKAT! KALP MASAJI; KALBİ DURMUŞ KİŞİLERE BU KONUDA EĞİTİM ALMIŞ VE EHLİYETİ OLAN KİŞİLERCE YAPILIR, ÇALIŞAN KALBE KALP MASAJI YAPILMAZ, KALBİ DURDURABİLİR. İlkyardım eğitimi: Maketler üzerinde uygulanmalıdır, canlılar üzerinde yapılmaz. KALP MASAJININ YAPILMA ŞEKLİ: Hasta sırtüstü sert bir zemine yatırılır, göğsü açılır ve göğüs kemiği (halkımızın "İman Tahtası" dediği yer) bulunduktan sonra göz kararı ile hayali olarak ikiye bölünür ve alt kısmın ortasına yapılır. Başka bir tespitte hastanın göğüs kemiğinin alt ucundan itibaren üç parmak üstünden kalp masajı yapılır. Hasta ya da yaralıya kalp masajının yapılacağı yere iki el üst üste konur, dirsekler gergin durumda iken omuzlardan bastırarak yapılır. Her kalp masajında erişkinin göğüs kemiği 4 - 5 cm çökmelidir. Erişkin bir insana dakikada ortalama 75 defa kalp masajı yapılır. İlk dakikada iki defa ardından her dakikada bir kez kalbin ve solunumun geri dönüp dönmediği kontrol edilir. Kalp masajı 2-8 yaş arası çocuklarda tek elle göğüs kemiği ortalama 2-3 cm, 2 yaşına kadar olan çocuklarda iki parmak ile 1-2 cm çökecek kadar ve dakikada ortalama 100 defa yapılır. Bebeklerde kalp masajı baş parmaklarla her iki meme hattının ortasının bir parmak altına yapılır. Solunumla alınan havanın oksijeni kan yolu ile beyine ulaşır. Beyin oksijensizliğe en fazla 6 dakika dayanabilir. Bu süreden sonra beyinde çok ciddi hasar ya da ölüm olur. Bu nedenle gerek suni solunuma, gerekse kalp masajına en kısa sürede başlamak gerekir Bir yaralıya hem suni solunum, hem de kalp masajı birlikte yapılacaksa: Sadece bir ilkyardımcı varsa önce 2 defa suni solunum yapar, sonra 15 kalp masajı yapar ve bu şekilde devam eder. İki ilkyardımcı varsa biri 5 kalp masajı yapar, diğeri 1 defa suni solunum yapar. Bir erişkinde dakikada 75 kalp masajı 15 suni solunum yapılmalıdır. Bebekte kalp masajıyla suni solunum tek veya iki kişiyle 5/1 oranında bir dakikada 20 suni solunum 100 kalp masajı şeklindedir.