Ensefalit veya beyin iltihabı, merkezi sinir sisteminin virüslerden ileri gelen hastalıklardır. Şiddetli baş ağrısı, ense sertliği ve ateş gibi belirtilerle başlar. Bu hastalığa kabakulak, herpes simplex, enfluenza, enfeksiyoz hepatit ve enfeksiyoz mononükleoz gibi virüsler neden olurlar. Kuduz virüsünün neden olduğu ansefalit ise öldürücüdür. Bu hastalığa, bakteriye rastlanmadığı göz önünde tutularak, cerahatli menenjitten ayırmak için aseptik menenjit adı da verilir. Teşhis için alınan beyin omurilik sıvısında, glikoz, normal hücreler yani lenfositler ve albüminin artmış olduğu görülür. Lenfositler çok arttığı için lenfositik koriomenenjit adı verilen bir viral menenjit tipi daha vardır ki, grip gibi, salgın olarak görülür. Bu gibi vakalarda baş ağrısı, ateş, ense sertliği gibi menenjit belirtileri hafif olarak vardır. Hastalık genellikle 1-2 haftada semptomatik tedavi ile iyileşir. Tedavide antiviral ve ağrı kesici, ateş düşürücü ilaçlar kullanılır. Komada gibi baygın yatan hastalar hastanede bakıma alınır, kas kasılmaları şeklinde görülen konvülsiyonların hastaya zarar vermemesine çalışılır. Hastalık ile ilgili bu madde bir taslaktır. Maddenin içeriğini geliştirerek Vikipedi'ye katkıda bulunabilirsiniz. http://tr.wikipedia.org/wiki/Ensefal ORTA KULAK İLTİHABI (OTİTİS MEDİA) Orta kulak, kulak zarından sonra gelen kısımdır. İçinde sesin iletimini sağlayan çekiç, örs, üzengi kemikleri bulunur. Bu bölümde, geniz boşluğuna açılan bir kanal bulunur. Bu kanala östaki borusu denir. Bu boru, orta kulağa hava geçişini sağlar ve böylece hava basıncı dengelenir. Çocuklarda çok sık karşılaşılan bir hastalık olan orta kulak iltihabına bakteriler neden olur. Akut ve kronik orta kulak iltihabı olmak üzere ikiye ayrılır. Akut iltihap; soğuk algınlığı, boğaz enfeksiyonu gibi rahatsızlıklardan sonra, östaki borusunun şişip kapanması sonucu bakterilerin orta kulakta birikip çoğalmasıyla meydana gelir. Kronik iltihap ise; uzun süren ve zaman zaman tekrarlayan bir rahatsızlıktır. Altı ayda 3 defadan fazla orta kulak iltihabı geçirilmesi hastalığın kronikleştiğini göstermektedir. Diğer hastalıkların (sinüzit, geniz eti, yarık damak gibi) olduğunu düşündüren bir durumdur. Seröz orta kulak iltihabında ise östaki borusu tıkanır ve orta kulakta sıvı toplanır. Basınç artışına neden olur. Çocuklarda sıklıkla görülmesi östaki borusunun yatay bir şekilde ve kısa olmasından kaynaklanmaktadır. Bu yüzden bakterilerin orta kulağa geçişi kolaylaşır. Çocukların büyük bölümü 5 yaşına kadar bu enfeksiyona bir kaç defa yakalanmaktadır. ORTA KULAK İLTİHABININ BELİRTİLERİ Orta kulak iltihabında, çocuklarda daha belirgin olmak üzere, ağrı vardır. Diğer belirtileri işitme kaybı ve ateş yükselmesidir. Basınç artışı olduğundan, kulakta dolgunluk hissi uyanır. Ayrıca bebklerde huzursuz olma, beslenme zorluğu gibi problemler ortaya çıkar. Ağrı hissi, eğilirken ya da otururken değişir. Eğildikçe basınç artışına bağlı olarak ağrı da artar. Dik otururken bu ağrı azalır. Basınç artışı sonucu kulak zarı delinirse, basınç dengelendiğindne ağrı azalır. Bu durumda kanlı ya da yeşilimsi renkte akıntı meydana gelir. NASIL TANI KONUR? Yapılan ilk muayene sonrası tanı konabilir. Otoskop adı verilen bir aletle kulak zarı incelenir. Orta kulak iltihabının tipine göre değişen belirtiler görülür. Bakteri sonucu oluşmuş iltihap varsa kulak zarı kızarmıştır ve şişmiştir. Kulak zarı bazı vakalarda deliktir ve akıntı görülebilir. Gerekirse bu akıntının kültürü yapılır. Bakterinin neden olmadığı, östaki borusunun tıkanması sonucu oluşan iltihapta, zar içe doğru çökmüş bir haldedir. Kronik orta kulak iltihaplarında tanı koymak için bazı tetkikler gerekebilir. Bunun için işitme testleri yapılır ve işitme kaybının derecesi belirlenir. Orta kulaktaki basınç arttığı durumlarda, (seröz orta kulak iltihabı denir) basınç ölçümü yapılır. Bilgisayarlı tomografi, film çekimi hastalığın şiddetini ve ameliyat durumunu belirlemek için kullanılır. ORTA KULAK İLTİHABI TEDAVİSİ Tedavinin şekli orta kulaktaki iltihabın akut, kronik ya da seröz olmasına göre değişmektedir. Akut iltihabın tedavisinde ağrı kesici ve bakterileri yok edecek penisilin türü antibiyotikler kullanılır. Bu tedavi süresi 2 hafta kadardır. Kulak zarı akut iltihapta çizilmez. Çok nadir durumlarda yapılır. Akut iltihap, yeterli tedavi yapıldığında, herhangi bir soruna yol açmaz. Seröz iltihapta da ilaç tedavisi kullanılır. Eğer bu tedaviye yanıt alınamazsa, basıncı azaltmak için yapılacak küçük bir ameliyatla, orta kulaktaki sıvı dışarı çıkarılır. Alerjinin yol açtığı iltihap varsa, doktorunuz bazı besinleri almamanızı önerebilir. Mutlaka tedavi edilmelidir. Çünkü işitme kaybına ya da orta kulaktaki keimlerde erimeye neden olabilir. Kronik orta kulak iltihabının tedavisinde ilaç kullanımının yanında ameliyat gerekir. İltihap diğer dokulara yayılabilir ve kulak kemiklerini eritebilir. İşitme kaybına yol açabilir. Yayılma sonucu beyinde abse ya da beyin zarlarının iltihabı sonucu menenjit oluşabilir. Orta kulak iltihabı ameliyatlarında kulak zarı çizilir ya da tüp takılır. Kulak zarının delinmesiyle içerideki sıvı boşaltılır. Bazı durumlarda sıvının çok yapışkan olmasından dolayı, sıvı boşaltılamaz ve bu durumda kulak zarında delinen yere tüp takılır. Bu tüple orta kulağa hava geçmesi sağlanır. Kronik orta kulak iltihapları için yapılan ameliyatlar genel anestezi altında kulak arkasından kesik açılarak yapılır. Sıvı boşaltılır ve kulak zarındaki delik kapatılır. Ameliyat yapılmazsa işitme kaybı artar ve günlük yaşamaı zorlaştırır. Akıntının fazla olmadığı, işitme kaybının çok azolduğu bazı vakalarda hemen ameliyata gerek yoktur. Fakat tersi bir durumda mutlaka ameliyat gereklidir. Şunu unutmamak gerekir ki, ameliyatın yapılması hastalığın tekrarlamayacağı anlamına gelmez. Hatta iltihap devam edebilir. ORTA KULAK İLTİHABINDAN KORUNMAK İÇİN Bebeklerin anne sütüyle beslendiği andaki pozisyonu, biberonla beslenmeye göre hastalığı önlemede daha etkindir. Yapılan araştımalarda oturarak beslenen bebeklerin, orta kulak iltihabına daha az yakalandığı görülmüştür. Ayrıca anne sütündeki maddeler, bağışıklık sağlar ve hastalığa yakalanma riskini azaltır. Ayrıca bebeğin temizlik koşullarına dikkat edilmelidir. Bulunduğu ortamın hijyenik olmasıan özen gösterilmelidir. Kulak ağrısı çeken çocukların doktora götürülmesi hastalığın ilerlemeden tedavisi için gereklidir. Kulak yolunun tahrip edilmesi, kulak çöpünün yanlış kulanılması, diş çıkarmak kulak ağrısına neden olabilir. Soğuk algınlığını önlemek için yapılan aşılar bakterielrin de üremesini engeller ve hastalığa yakalanma ihtimalini azaltır. Yapılacak düzenli kontrollerle, tedavinin nasıl devam edeceğine karar verilir. Kulaktaki sıvının boşalıp boşalmadığına bakılır. Kulağa sık sık su kaçmasını önlemek, üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunmak orta kulak iltihabından korunmak veya şiddetlenmesini önlemek için gereklidir. http://www.bizimdoktor.com/ortaKulakIltihabi Kabakulak Kabakulak Tükrük bezleri ve sinir dokularına yerleşmeyi seven özel bir virüs tarafından çocuk ve erişkinlerde meydana getirilen bulaşıcı bir hastalık. Daha çok çocuklarda görülen bulaşıcı bir hastalıktır. Hastanın ağzından çıkan tükürük damlacıklarıyla bulaşır. Tıp dilinde parotitis epidemica denilen bu hastalık; genellikle kulak altında bulunan tükürük bezlerinin iltihaplanması sonucu ortaya çıkar. Kuluçka devresi, 18 gündür. Hastanın ateşi birdenbire yükselir, genel bir halsizlik görülür. Çok defa kulağın ön ve altında bulunan tükürük bezleri şişer ve acıma hissi duyulur. Yanak ve kulağın altı kabarır, kulak memesi de hafifçe yukarı doğru kalkar. Ağızda kuruluk, dilde pas vardır. İştah da azalmıştır. Bu durum birkaç gün devam ettikten sonra tükürük bezlerindeki şişlik yavaş yavaş kaybolmaya ve hasta iyileşmeye başlar. Hastalığın kendisi çok tehlikeli bir hastalık olmadığı halde; başka hastalıklara zemin hazırlar. Bu hastalıklar arasında; pankreas, gözyaşı keseleri, böbreküstü bezleri, erkeklerde husyeler, kadınlarda yumurtalıkların etkilenmesi önemli sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle en iyi şekilde tedavi edilmesi gerekir. Hastanın sağlıklı kimselerle konuşması, görüşmesi önlenir. Sulu yiyecekler verilir. Kabız olmaması sağlanır. Kabakulak virüsünün yaptığı hastalık, 16-18 günlük bir kuluçka devresinden sonra ortaya çıkar. Hastalığa maruz kalan şahısların yaklaşık % 30-40’ı herhangi bir hastalık belirtisi olmadan hastalığı geçirirler. Geri kalan şahıslarda değişen şiddetlerde hastalık kendisini gösterir. Belirtileri: Vak’aların çoğunda virus, tükrük bezlerini tutar. Hastalık ateş, titreme, kırıklık, kulağın önünde çiğnemeyle artan ağrı ve buradaki tükrük bezinde şişme ile başlar. Nisbeten sık görülen diğer belirtileri arasında, beyin iltihabı ve erişkin erkeklerde yumurtalık iltihabı yapması sayılabilir. Daha az sıklıkta pankreas ve tiroit bezlerini de tutabilir. Kabakulağın bu çeşitli belirtileri birlikte veya ayrı ayrı görülebilir. Tükrük bezine ait belirtiler, hastalığın şiddetine bağlı olarak 1-6 günde geçer. Genellikle her iki yanaktaki tükrük bezlerini birden tutar ve daha ileri durumlara yol açmaz. Erişkin erkeklerde % 20-30 oranında yumurtalık iltihabı (orşiepididimit, orşit) yapabilir. Yaygın kanaatin aksine bu durumun kısırlık ve iktidarsızlığa yol açması sık değildir. % 10 vak’ada menenjite (beyin zarı iltihabı) sebep olur. Menenjit, ateş, baş ağrısı, kusma, ense sertliği ile kendini gösterir; genellikle 5-10 günde kendiliğinden iyileşir. Sağırlık çok nadir olarak görülür. Kabakulak, daha çok 5 ila 10 yaş grubunu tutar. Kabakulak enfeksiyonlarının % 85’i 15 yaşın altında geçirilir; hastalık diğer bütün yaşlarda da görülebilir. Her ikilim ve bölgede hastalığa yakalanabilinir. Kabakulaklı bir hasta, belirtilerin başlamasından birkaç gün öncesinden, tükrük bezindeki şişlik geçene kadar olan sürede (yaklaşık 7-10 gün) hastalığı bulaştırabilir. Kabakulak virüsü tükrük ile atılarak bulaşmayı sağlar. Hastalığın yayılmasını önlemek zordur. Hastanın tecrit edilmesi ve karantina metodları bir derece etkilidir. Hastalık bir defa geçirildikten sonra ömür boyu bağışıklık sağlar. Hastalıktan korunmada en etkili metod aşıdır. Bir yaşını tamamlamış ve kabakulak geçirmemiş herkes aşılanabilir. Aşı tek başına veya kızamık-kızamıkçık aşıları ile birlikte de yapılabilir. Hamilelere yapılmaz. Tedavi: Kabakulak kendi kendisini sınırlayan bir hastalıktır. Destekleyici ve belirtilere yönelik tedavi yapılır. Hastalar mutlak yatak istirahatine alınır ve en az iki hafta diğer şahıslardan ayrı tutulmalıdır. Hastalığın başlangıcında gammaglobulin yapılırsa hafif geçmesi sağlanabilir. Antibiyotik verilmez. Şişmiş tükrük bezlerine sıcak tatbiki ve aspirin kullanma ağrıyı kontrol eder. Bu hastalar, ağrı sebebiyle katı gıdalar alamazlar, sıvı gıdalarla beslenmelidirler. http://www.saglikbilgisi.com/makale/Kabakulak Beyin apsesi, beyin dokusunun irinli iltihaplanmasıdır. Başlıca sorumluları stafilokoklar, streptokoklar ve pnömokoklardır. Olay, değişik biçimlerde başlayabilir : Süreğen bir kulak ya da sinir iltihabı, beyin zarlarına ve damarlara yayılarak, apseye (özellikle alın ya da şakak bölgesinde) neden olabilir. Bir septisemi sırasında, kan yoluyla mikroplar, beyne ve öteki organlara gidebilirler. Ayrıca, açık bir kafa travması, yerel bir enfeksiyona neden olabilir. TEDAVİ Beyin apselerinin gelecekleri, antibiyotikler sayesinde büyük ölçüde düzeltilebilmektedir. Antibiyotikler, hastaya damar içi yoldan ve kas içine iğneyle verilirler. Ama antibiyotikler, apse oluşumunu tam olarak durduramadıklarından, çoğunlukla cerrahi girişim uygulamak gerekir. http://www.genelsaglikmerkezi.com/beyin-apseleri/ İrin Organizmanın herhangi bir yerinde yangılanma sonunda ölmüş göze artıklarından ve bozulmuş akyuvarlardan oluşan, mikroplu ya da mikropsuz, genellikle sarımtırak renkte koyuca sıvı, cerahat. Yangılanma=İltihaplanma http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0rin BEYİN APSELERİ BEYİN APSESİ NEDİR? Bir enfeksiyon olup çıban veya apse gibi bir enfeksiyonun beyinde olması halidir. Beyin yumuşak olduğu için diğer enfeksiyonlardan farklı olarak büyür ve burada antibiyotiklerin nüfuz etmesi zor olduğundan tedavi edilmesi de zordur. NASIL OLUR? Normalde damar içinde bulunan bakteri (mikrop) vücudun kendi savunmaları ile temizlenir. Eğer temizlenemezse bu bakteri damar duvarında iltihap yapar oda daha sonra beyi içine yayılır Beyin apsesi kimlerde olabilir? Hasta ve zayıf kişilerde olma olasılığı daha yüksektir. Eğer bağışıklık sistemini düşürecek ilaçlar alıyorsa. Kronik akciğer hastalığı varsa. TANI NASIL KONULUR? Doktorunuz tanıdan şüphelendiğinde tanıyı doğrulamak için bazı testler isteyecektir. KAN TESTLERİ Bu testlerde kandaki enfeksiyonu ortaya koymak için kan kültürü yapılabilir ve kanda bazı hücrelerin artması mikroskop ile bakıldığında bize enfeksiyonu düşündürebilir. BEYİN TOMOGRAFİSİ Sıradaki testtir. X ışını kullanarak beyinin görüntüsünü ortaya koyan bir sistemdir ödem CT de siyah olarak görülür özellikle apsede şüpheleniliyorsa kontrast madde (boya) damardan yapılarak eğer apsenin duvarı varsa parlak bir hale şeklinde görülür. MRI Eğer CT de tanı şüpheli ise yapılabilir.CT deki görüntülere benzer fakat burada X ışını kullanılmaz onun yerine manyetik alan kullanılır. LOMBER PONKSİYON Belden girilerek beyin omurilik sıvısı alınma işlemidir. Bu özellikle yaygın enfeksiyon varsa (menenjit gibi) anlamlı olabilir. Özellikle büyük kafa içi basıncını artıran apse varsa kesinlikle yapılmamalıdır. APSENİN VAKUM İLE ÇEKİLMESİ Bu işlem en iyi tanı yoludur açık ameliyat ile yapılabildiği gibi iğne biyopsisi ile de yapılabilir (stereotaksik biyopsi) NASIL TEDAVİ EDİLİR? Aşağıdaki bulgulara bağlıdır Şikâyetlerin ne kadar kötü olduğuna, Enfeksiyonun süresine, Apsenin büyüklüğüne, Apsenin yerine, http://www.beyincerrahisi.org/BEYiN%20APSELERi.html