MADDE BAĞIMLILIĞINDA TIBBİ YAKLAŞIMLAR VE TEDAVİLER DİLEK ÖZER BAĞIMLILIK NEDİR? ‘Bağımlılık, kişinin kullandığı maddeyi birçok kez bırakma girişiminde bulunmasına rağmen bırakamaması, giderek madde dozunu artırması, kullanmayı bıraktığında yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması, zararlarını görmesine rağmen madde kullanmayı sürdürmesi, zamanının büyük bölümünü madde arayarak geçirmesi ile tanımlanan bir durumdur’ (Ögel, 2001,s.17). Bağımlılık bir anda gelişmez, bir süreçtir.Kişi madde kullanır kullanmaz bağımlı olmaz.Bağımlılık yavaş yavaş gelişir.Bağımlılığın gelişiminde hep aynı basamaklar vardır. ‘Bilmem ki, denesem mi…’ ‘Yaa, bir kere denemekten bir şey olmaz.’ ‘Bu son olacak ama bir daha asla…’ ‘Yaa ben bağımlı olmam…’ ‘Karar verdim bırakacağım’ vb… !! Bu şekilde adım adım bağımlılık gelişir ve kişinin tüm benliğini ele geçirir.Kişi bağımlı olduğunun farkına vardığında ise artık çok geçtir… İNSANLAR NEDEN BAĞIMLI OLUR? Merak: ‘Denerim, bırakırım’anlayışı… Merakı artıran gizlilik,gizem,bilinmezlik…Her insanın içinde bulunan merak ve özenme duygusu,bulunduğu ortamdaki birinin söz konusu maddeyi tüketimi ile kendini açığa çıkarır ve kişiler çoğu zaman ilk deneyimlerini bu şekilde yaşar. Arkadaş Baskısı: Sigara,alkol ve uyuşturucu gibi bağımlılık yapıcı maddelere en önemli başlama nedenlerinden birisi arkadaşlara uymak ya da bir başka deyişle onların baskısına karşı koyamamaktır.Ayrıca arkadaşları tarafından dışlanmamak,onların özendirmelerinden dolayı bu maddeleri denemek de birçok kişinin bu maddeleri kullanmasına yol açmaktadır. Bir kereden bir şey olmaz: Birçok kişi bir kereden bir şey olmaz diye başlar sigara,alkol ve diğer uyuşturuculara.Ama sonunda bağımlı olur. Kontrol edileceğine inanma: İnsanın teslim olduğu,yenilgiye uğradığı noktadır bağımlılık.Bağımlılığın en önemli ölçüsü,kullanılan maddenin kontrol edilememesi ve kullanımın durdurulamamasıdır. Çaresizlik: Kişi pek çok sıkıntı yaşar ve acı çeker.Bütün bunların da alkol ve uyuşturucu kullanarak çözeceğini zannetmektedir. Farklı olmak: Bazıları farklı gözükmek için sigara,alkol, ya da uyuşturucu kullanır.Sonunda da gerçekten farklı olur!.. Madde bağımlılığı sosyal, ekonomik, genetik,psikolojik ve nörolojik boyutları olan son derece karmaşık bir olgudur. Madde bağımlılığı düzelme (remisyon) ve nüks (relaps) dönemleri ile seyreden kronik bir beyin hastalığıdır. Diğer birçok kronik hastalıkta olduğu gibi madde bağımlılığının tedavisi de semptomatik niteliktedir. Madde kötüye kullanan ve bağımlı olan bir kişi aşırı doz kullanımına bağlı toksik etkiler, yoksunluk döneminde ortaya çıkan belirtiler, kronik madde kullanımına bağlı nörolojik, psikolojik veya diğer tıbbi belirtiler ve bağımlılığın kendisi için tedaviye ihtiyaç duyabilir. Tıpta hastalıkların tedavisi radikal (rasyonel) veya semptomatik olmak üzere iki başlık altında incelenebilir. Radikal tedavide, hastalık etkeni ilaç veya başka bir yöntemle kökten ortadan kaldırılarak kesin bir tedavi gerçekleştirilir. Radikal tedavilerde yeterli süre ilaç kullanıldıktan sonra kesilir ve hastalık belirtileri tekrar ortaya çıkmaz. Buna en güzel örnek bakteriyel enfeksiyonların duyarlı oldukları antibiyotiklerle tedavisidir. Semptomatik tedavilerde ise hastalık belirtilerinin biri, birkaçı veya tamamı ilaç tedavisi ile kontrol altına alınabilir; ancak tedavi kesilirse kontrol altına alınan belirtiler tekrar ortaya çıkar. İlacın kronik olarak çoğunlukla da ömür boyu kullanımı gerekir. Madde bağımlılığının ilaçla kesin tedavi edilebilir bir problem olduğunu iddia etmek veya bu iddiayı desteklemek sadece yeni bağımlılar oluşumuna yardımcı olur ve bilimsel olarak da gerçeği yansıtmaz. Henüz madde bağımlılığını kökten tedavi eden etkili bir ilaca sahip değiliz.Tedavinin, bağımlı olduktan sonra, irade gücü veya ilaçlar yardımı ile tekrar kişilerin eski haline dönebileceği şeklinde ifade edilmesi hatalı ve yeni bağımlılar oluşmasını teşvik edicidir. BAĞIMLILIK TANISI NASIL KONUR? Tolerans gelişmesi: Maddenin etkisinin ortaya çıkabilmesi için kullanılan madde miktarının artırılması ihtiyacıdır. Madde kullanımına ilk başlandığı zaman kullanılan miktar bir süre sonra aynı etkiyi ortaya çıkarmamaktadır. Örneğin ortalama günde 20 tane sigara kullanan bir bağımlı, sigara kullanmaya ilk başladığından bundan çok daha az sayıda sigara içmektedir. Opiyat (eroin) ve uyarıcıları (kokain) yoğun bir biçimde kullananlarda önemli ölçüde tolerans gelişebilir. Yoksunluk belirtileri: Uzun süre yoğun bir biçimde kullanılan maddenin, kullanımı kesildiğinde veya azaltıldığında, kanda ve dokulardaki madde düzeyi düşmeye başladığında, ortaya çıkan fizyolojik ve bilişsel belirtiler ve bunlara eşlik eden uyumu bozan davranışsal değişikliklerdir. Bu hoş olmayan yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması ile kişi tekrar madde kullanarak bu belirtilerden kaçmayı veya hafifletmeyi sağlamaya çalışır. Kullanılan maddenin cinsine göre ortaya çıkan yoksunluk belirtileri farklılık gösterir. Alkol gibi bazı maddelerin vücuttan çekilmesi sırasında ortaya çıkan bu yoksunluk belirtileri yaşamı tehdit eder nitelikte olabilir. Tasarlandığından daha uzun süre ve yüksek miktarlarda alınması: Kişinin madde kullanımını kontrol etme çabaları başarısızlıkla sonuçlanır. Kullanım miktar ve süresi kontrol dışı bir hal alır. Sık ve başarısız bırakma girişimleri: Madde kullanımını kontrol etmek için girişilen bir diğer çaba bırakma girişimleridir. Bağımlılık düzeyine gelmeden önceki kontrollü kullanım dönemine dönme umudu ile bırakma girişimleri olur, ancak bu girişimler başarısızlıkla sonuçlanır. Maddeyi sağlamak, kullanmak ya da bırakmak için büyük zaman harcama: Tüm yaşam maddenin etkisinin yeniden tesis edilmesi ve bunun son kez olmasına karar verme çabası üzerine kurulu bir hal alır. Madde kullanımı nedeni ile sosyal, mesleki ve kişisel etkinliklerin azalması ya da tamamen bırakılması: Madde kullanımını sürdürmek ve madde kullanan arkadaşları ile daha çok zaman geçirmek için ailesi ile ilgili etkinliklerden ve özel zevklerinden uzak durur. İşine karşı ilgisi, işe odaklanması bozulur ve çalışma hayatında sorunlar yaşanmasına neden olur. tüm yaşam madde temini ve kullanımı etrafında döndüğü için kişinin kendisini sosyal, kişisel ve mesleki etkinliklerden kaçınma ve giderek daha büyük oranlarda kayıp yaşanmasına yol açar. Zarar görmesine rağmen madde kullanımını sürdürme: Madde kullanımı giderek diğer tüm önemli etkinliklerinin yerini alır. Bunun sonucunda psikolojik, fiziksel ya da sosyal sorunlara yol açtığını bildiği halde madde kullanımı sürdürülür. BAĞIMLILIĞIN ÖLÇÜTLERİ Tolerans gelişmesi (kullanılan madde miktarının aynı etkiyi sağlamak amacıyla giderek artırılması) Madde kesildiğinde ya da azaltıldığında fiziksel veya ruhsal yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması. Madde kullanımını denetlemek ya da bırakmak için yapılan ama boşa çıkan sürekli çabalar. Maddeyi sağlamak, kullanmak ya da bırakmak için büyük zaman harcama. Madde kullanımı nedeni ile sosyal, mesleki ve kişisel etkinliklerin azalır ya da tamamen bırakılması. Maddenin tasarlandığından daha uzun ve yüksek miktarlarda alınması. Fiziksel ya da ruhsal sorunların ortaya çıkmasına ya da artmasına rağmen madde kullanımının sürdürülmesi. MADDE BAĞIMLILIĞI TEDAVİSİNDEN NE ANLAMALIYIZ? Tedaviden anlaşılan, özel merkezlerde gerçekleştirilebilen ve deneyimli bir uzman kadrosu gerektiren pahalı ve uzun süreli bir çaba olmalıdır. Bu çalışmalar sonucu tedavi edilen ve tekrar topluma dönen vakalarda da nüks oranı oldukça yüksektir. TEDAVİNİN HEDEFLERİ Alkol ya da madde kullanan kişinin kullandığı maddeyi tamamen bırakmasını ya da azaltmasını sağlamak Alkol ya da madde kullanan kişinin ruhsal ve fiziksel yönden düzelmesini sağlamak Kişinin sosyal yönden düzelmesini, ekonomik yönden avantajlı duruma gelmesini sağlamak Herhangi bir madde kullanmadan yaşamanın tadını hissetmesini sağlamak Alkol ya da madde kullanımı ile ortaya çıkan yasal olmayan etkinliklerden uzaklaşmasını sağlamak Kendisine ve topluma zarar veren davranışların azalmasını sağlamak Yasa dışı yollardan sağlanan maddeler için, her kullanıcının olası bir satıcı sayılabileceği düşüncesinden hareketle, madde pazarını ve sunumunu azaltmak TEDAVİNİN AŞAMALARI Madde kullanım bozukluklarının tedavisinde uygulama belirli aşamalar göz önüne alınarak yapılmalıdır. Aslında tedavi iki temel yaklaşımdan oluşur. Tıbbi tedavi Psikososyal tedavi Kişinin tedavisine tıbbi tedaviyle başlanmalıdır. Ancak kişi eğer uzun süreli olarak madde kullanmıyorsa, o zaman tıbbi tedaviye gerek olmayabilir. Tıbbi tedavi çoğu zaman tek başına yeterli değildir. Bu durumda psikososyal tedaviler eklenmelidir. Tıbbi tedavi öncesinde kişinin motivasyonunu artırmak ya da hazırlık amacıyla da psikososyal tedavilere geçilebilir. Tedavinin üç aşaması vardır: 1. Hastanın toplumdan izole edilmesi dönemi: Hasta bağımlılığının tedavi edilebileceği özel bir kliniğe yatırılır. 2. Detoksifikasyon (temizlenme) dönemi: Kullanılan madde tamamen kesilir ve yerine daha düşük fiziksel bağımlılık oluşturan bir madde verilir veya yoksunluk sendromunun hafif geçmesini temin edecek bazı sakinleştirici ilaçlar verilerek vücudun maddeden arınması sağlanır. 3. Rehabilitasyon dönemi: Madde kullanımına neden olan ve/veya zemin hazırlayan psikolojik ve sosyal problemlerin çözülmesine çalışılır. Bu dönem yıllarca sürebilir. MADDE BAĞIMLILIĞININ TEDAVİSİNDE İKİ KRİTİK NOKTA VARDIR! Bunlardan birincisi yoksunluk krizinin kontrol edilmesi, ikincisi ise iyileşmiş hastada tekrar denemenin (nüks, relaps) önlenmesidir. Yoksunluk krizi madde bağımlılığının sürdürülmesinde kritik bir etkendir. Başlangıçta keyif almak amacıyla kötüye kullanılan maddelerin etkilerine kısa sürede tolerans gelişir. Gelişen tolerans daha çok madde alımı ile hızla fiziksel bağımlılığın yerleşmesine katkı sağlar. Başlangıçta keyif amaçlı olan madde arayışı davranışı ilerleyen süreçte tamamen yoksunluk krizinden sakınmak amaçlıdır. Yoksunluk krizinin kontrolü madde ihtiyacını ortadan kaldırmak açısından son derece önemlidir.Birçokları yoksunluk krizinin kontrolünü madde bağımlılığının tedavi edilmesi olarak algılarsa da bu iki bakımdan doğru değildir. Birincisi yoksunluk krizini geçirmek veya kontrol etmekle madde bağımlılığı sona ermez. Kişinin madde arayışı davranışının tamamen ortadan kaldırılması gerekir ki tek başına yoksunluk krizinin kontrolü bunu sağlamaz. İkincisi de yoksunluk krizinin kontrolünde kullanılan en etkili ilaçların da aslında bağımlılık yapıcı maddelerle aynı özelliklere sahip aralarında çapraz bağımlılık olan veya aynı grubun daha farklı kimyasal yapıya sahip üyeleridir. Sonuçta yoksunluk krizinin kontrolü bir yerine koyma tedavisi gibidir. Bu durumda gerçek anlamda bir tedaviden söz etmek mümkün değildir. Ancak hastanın yasa dışı yollardan bağımlılık yapıcı maddeyi almayı sürdürmesi yerine hekim tarafından reçetelenen ve devlet kontrolünde olan ilaçları kullanması kuşkusuz çok daha doğru bir yaklaşımdır. SİGARA Alışkanlık yapan bütün maddelerde olduğu gibi sigara alışkanlığının tedavisinde de erken teşhis önemlidir. Diğer bir ifadeyle sigaraya tam alışmadan kişinin bırakması en başarılı yoldur. Diğer bağımlılık yapan maddelerde olduğu gibi sigara alışkanlığından kurtulmak için tedavi amacıyla hastanelerin psikiyatri bölümlerinden ve bu konuyla özel olarak ilgilenen sağlık kuruluşlarından yardım istenilebilir. Sigaranın kolay bırakılabilecek bir alışkanlık olduğu unutulmamalıdır. ALKOL Sigara alışkanlığında da olduğu gibi alkol bağımlılığından kurulmak için de erken teşhis ve tedavi önemlidir. Alkol bağımlılığından kurtulmak için öncelikle kişi bağımlılıktan kurtulmak için tedavide kararlı olmalıdır. Alkol bağımlılığından kurtulmak için uygulanan tedavi iki aşamada gerçekleşir. Bunlar; Tıbbi tedavi ve Rehabilitasyondur. UYUŞTURUCU Alkol bağımlılığının tedavisinde olduğu gibi uyuşturucu madde bağımlılığından kurtulmak için de iki aşamalı tedavi uygulanır. Ancak uyuşturucu madde bağımlılığının tedavisinde koruyucu önlemler de büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle uyuşturucu madde bağımlılığının tedavisi, koruyucu önlemler de dahil edildiğinde üç basamakta gerçekleşir. Bunlar; Koruyucu önlemler (birinci basamak), Erken teşhis ve tedavi (ikinci basamak), Tedavi sonrası iyileştirmedir (üçüncü basamak). MADDE BAĞIMLILIĞI TEDAVİSİNDE KULLANILAN GÜNCEL İLAÇLAR? Detoksifikasyon döneminde kullanılan ilaçlar arasında opioid bağımlılarında metadon ve buprenorfin en çok tercih edilen ilaçlardır.Buprenorfin metadona göre detoksifikasyonda daha etkili olmakla beraber metadon kadar tercih edilmemektedir. Bu ilaçlar morfin ve heroin gibi maddeler ile çapraz bağımlılık gösterirler; ancak daha uzun etki sürelidirler ve daha düşük şiddette fiziksel bağımlılık oluştururlar.Opioid bağımlılarında naltrekson gibi opioid antagonistleri de bu dönemde opioid özlemini gidermek için kullanılabilir. Ancak naltreksonun yoksunluk sendromunu hafifletici veya önleyici yardımcı ilaçlar ile birlikte verilmesi gereklidir.Tek başına verildiğinde yoksunluk sendromunu daha da şiddetlendirebilir. Alkol bağımlılarında da yine aralarındaki çapraz bağımlılıktan yararlanılarak benzodiazepinler ile detoksifikasyon yapılabilir. İlaçların dozları gelişen fiziksel bağımlılığın derecesine(bağımlılık yapıcı maddeyi kullanım süresi ile yakından ilişkilidir) ve kişiye göre ayarlanmalıdır. Alkol bağımlılarında disulfiram(antabus) gibi alkolün metabolizmasını inhibe ederek asetaldehidin tiksindirici ve istenmeyen etkilerinin presipite edilmesi, hekim kontrolü dışında kullanılması tehlikeli olabilecek bir yöntemdir. Naltrekson (hap, enjeksiyon ve pellet formları), İnsan beyninde herhangi bir maddenin etki edebilmesi için o maddenin belirli bir noktaya bağlanması gerekir, bu bağlantı noktasına ‘reseptör’ denir. Örneğin eroin, beynimizde opiyat reseptörü denilen bir tür bağlnatı bölgesine bağlanarak etkisini gösterir. Naltrekson, eroinin bu bağlandığı bölgeye bağlanarak, eroinin etki göstermesini tamamen engelleyen bir ilaçtır. Başka bir deyişle, eroini anahtara benzetirsek, anahtarın deliğine girmesini engeller, böylece kişi eroinin etkisini yaşayamaz. Naltrekson eroinin etkisini tamamen ortadan kaldırır, alkole karşı ise içme arzusunu belirgin derecede azaltarak etki eder. Dünyada hem alkol hem de eroin bağımlılığının tedavisinde kullanılan yegane ilaçtır. Disülfiram ( hap, enjeksiyon ve pellet formları), Disülfiram daha önce de belirtildiği gibi alkol ile birlikte alındığında ya da vücutta alkol ile aynı anda bulunduğunda asrtaldehid adı verilen ve istenmeyen yan etkilere yol açan bir maddenin açığa çıkmasına neden olan bir ilaçtır. Türkiye ‘de antabus olarak da bilinmektedir. Ağır yan etkiler, bulantı kusma, aşırı terleme, bayılma hissi ve baş dönmesi ile tansiyon düşmesinden ibarettir. Bu nedenle kişiyi alkolden uzak kalmaya mecbur bırakır. Yine naltreksonda olduğu gibi disulfiram da da tedaviyi devam ettirme konusunda sıkıntılar ve tereddütler yaşanabilmektedir. Bu nedenle sadece ağızdan alınan oral hap formunun yanı sıra 4-6 hafta kadar etkili olan enjeksiyon formu da bulunmaktadır. Yine ufak bir operasyonla cilt altına yerleştirilen ve her gün ufak miktarda kana karışarak 2 ayda eriyen pellet formu da bulunmaktadır. Bu alternatifler kişi eğer ilaç kullanmaktan vazgeçse veya tedaviyi bırakmak istese bile 4-8 hafta arasında koruma sağlayarak yeni fırsatlar yaratmaktadır. Alkol ve madde bağımlılığı tanısı kişiden alınan öykü, yoksunluk belirtilerinin gözlenmesi, idrar ve kan testleri ve saç testi ile konmaktadır. Bağımlılık tedavisi olan, düzelebilen bir hastalıktır. Maddesiz yaşamın yeniden inşa edilmesi ile birlikte, madde kullanımı sonucu oluşan kayıpların giderilmesi mümkün olmaktadır. ADSIZ ALKOLİKLER(AA) AA alkol bağımlılığı olan kişilerin bir araya gelerek birbirine benzer problemlerini çözmek ve iyileşmek için birbirlerine yardım etmek amacıyla kurulmuş bir kendine yardım grubudur. "Bir alkoliğe ancak bir başka alkoliğin yardım edebileceği" prensibinden yola çıkmıştır. AA kendi kendine yönetilen bir gruptur. Amacı toplum tarafından etiketlenerek yaratılan izolasyonu ortadan kaldırmaktır. Kendi kendine yönetilen gruplar derinlemesine psikoterapi sağlamaz. Fakat inanma, güven, kendini kontrol etme ve günlük zaferler üstünde durarak yapılanmayı sağlayan tedavi hedeflerine ulaşır. Alkoliklerin rehabilitasyonunda etkin bir yeri vardır. ALKOL BAĞIMLILARINDA 12 BASAMAK TEDAVİSİ 1. Basamak: Kişinin problemini kabul ettiği, tanının konduğu basamak. Rahatsızlığın derecesi ortaya çıkarılır, eşlek eden psikiyatrik rahatsızlıklar belirlenir. 2. Basamak: Bağımlı kişi bu basamakta kendinden güç olarak yüksek birinin olduğuna ihtiyaç duyar ve inanır. Bu anne, baba, arkadaş, çocuğu ya da manevi anlamda bir güç olabilir. Ümidin aşılandığı basamak. Farkındalık üzerine çalışmalar yapılıyor. Amaç bağımlılığın pençesine düşen kişiye ümit vermek. 3. Basamak: Güçsüzlüğünü kabul edip kendinden güçlü olan birine teslim olduğu, tedaviyi kabul ettiği basamak. Burada tedavide takip edilecek yöntem de ortaya konuyor. 4. Basamak: Kişini geçmişe yönelik sorgulama yaptığı basamak. Madde kullanılan dönemde kendisi ve çevresine verdiği zararların listelendiği, pişmanlık ve utancın hakim olduğu basamak. Psikoloji burada taban yapabilir. Pişmanlık, suçluluk hissettiği gibi yaptıklarına da sahip çıkar kişi. 5-6-7-8-9 BASAMAKLAR: Bu basamaklarda hastanın davranışlarına yönelik çalışmalar yapılır. Kişi bugüne kadar zarar verdiği kurum ve kuruluşlardan özür dileme davranışı gösterir. 10. BASAMAK: Kişi gün boyu davranışlarını değerlendirir. İyi kötü değerlendirmesi yapar. Ona göre de hayatını programlar. Şükretmeyi öğrenir, yolunda gidenlere minnettarlık duyar. 11. BASAMAK: Kişi bu dönemde düzelmeler karşısında manevi haz duyar. Ve maneviyatı yükseltmeye yönelik davranışlar sergiler. 12. BASAMAK: Son basamakta artık rehberlik yapmaya başlar. Kişi düzelmiştir ve bir dönem bağımlı olan kendi gibi kişilere yardım eder bu dönemde.” TEŞEKKÜRLER