Çocuklarda ve Ergenlerde Psikotik Bozukluklar

advertisement
Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL
Hasan Kalyoncu Üniversitesi
Psikoloji
Şizofreni, çocuklarda ender görülen bir
bozukluktur.
• On sekiz yaşından önce başlayan şizofreni
‘erken başlangıçlı şizofreni’ (EBŞ),
• 13 yaşından önce başlayan ise, ‘çok erken
başlangıçlı şizofreni’ (ÇEBŞ)
Tarihçe:
• 1906; De Sanctis, “Demensia Prekoksima”
• 1952; Mahler, “Simbiotik Psikoz”
• DSM II’de otistik bozukluklar ve çocukluk çağı
şizofrenisi ayrı bozukluk olarak sınıflanmamış
• DSM-III’de otizm ayrı yerde sınıflandırılmış,
çocukluk çağı şizofrenisi şizofreni genel başlığı
altına alınmıştır.
• DSM-IV’de çocukluk çağı şizofrenisi ve şizofreni
kriterleri ortak olarak kabul edilmiş, ancak
çocuklar için ek düzenlemeler eklenmiştir.
Epidemiyoloji
EBŞ tüm şizofreni olgularının %10’nu
ÇEBŞ gelişmiş ülkelerde prevalansın 1/10,000
Ergenlikte ise sıklığın 50 kat artar; 1-2/1000
Görülme oranının yaşla birlikte artar; erişkin
dönemde 1/100
Literatürde en erken başlangıçlı olgunun 3
yaşında
Kız/erkek oranı 1/1.5-2
Etyoloji ve Patofizyoloji
• Hastalığın ortaya çıkmasında çevresel ve genetik
faktörlerin birlikte rol oynar.
• Şizofrenide genetik bir duyarlık vardır. Psikososyal
ve çevresel etkenlerin hastalığın ortaya çıkışını
etkiler.
• Geç başlangıçlı şizofreni ile kıyaslandığında erken
başlangıçlı şizofreninin artmış genetik yüklülük ve
çevresel faktörler nedeni ile erken dönemde
santral sinir sistemi hasarına bağlı ortaya
çıkabileceği kabul edilmektedir.
1. Genetik model: "poligenetik yatkınlık"
Dizigot ikizlerde kardeşlerden biri hasta ise %17,
Monozigot ikizlerde %48,
Anne ve babası şizofreni olan çocuklarda %46
Anne babasından herhangi birinde şizofreni olan
olgular ayrı büyütülseler de şizofreni olasılığı
yüksek oranda bulunmaktadır
Pittsburgh High-Risk Study’e göre;
Çocukluk çağı şizofrenisi olan çocukların birinci derece
yakınlarında şu bulgular bulunmuştur:
• Yüksek oranda aksis I psikopatoloji, özellikle dikkat eksikliği
hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ve davranım bozukluğu
• Artmış emosyonel dışavurum
• Artmış emosyonların dışavurumu olan akrabaların
çocuklarında artmış psikopatoloji
• Dikkat, çalışma hafızası ve yürütücü işlevlerde bozukluklar
• Artmış silik nörolojik belirtiler
• Amigdala, hippokampus, ve superior temporal girusta
volüm artışı
• Yavaş uyku dalgalarında azalma
İlişkili genler:
DAOA, NRG1, DTNBP1, GAD1
2. Nörogelişimsel ve nörobiyolojik
anormallikler:
• Gebelik ve doğum komplikasyonları: hipoksi
• Nörogelişimsel teori: genetik yüklülük üzerine
erken dönemde santral sinir sistemi hasarı
oluşmasının eklenmesi ile ortaya çıkabilir.
• Lateral ventriküllerde genişleme
• Frontal ve temporal gri madde volümlerinde
azalma
• Kortikal gri madde kaybının daha fazla
3. Esrar kullanımı
• Farklı ülkelerde yapılan 6 longitudinal
çalışmaya göre; esrar kullanımı olan kişilerde
hastalık riski fazla
• Genetik duyarlılığı olan vakalarda esrar
kullanımı hastalık riskini arttırıyor
4. Erken çocukluk travması
• Bir çok çalışmada travma hikayesi ile çocukluk
çağı şizofrenisi riski arasında ilişi
• Kötü muameleye maruz kalmanın ciddiyeti ve
süresinin uzun olması hastalık gelişimi için
daha büyük risk faktörü
5. Enfeksiyonlar
• Merkezi sinir sisteminin viral enfeksiyonu ve
şizofreni arasında ilişki bulunmuştur.
• Bakteriyel enfeksiyonlarda risk gözlenmemiştir.
• Virüslerden kabakulak ve sitomegalovirüs
virüsü ilişkisi gösterilmiştir.
6. Nörotransmitterler
• Dopamin seviyesi artar
• Postsinaptik D2 receptörlerini bloke eden
ilaçlar şizofreni tedavisinde kullnanılır
• Glutamat, serotonin ve gamma-aminobutirik
asit (GABA) ilişkili
Klinik:
• Çocuklara şizofreni tanısı konulurken erişkin
tanı ölçütleri kullanılmaktadır.
• Sanrı ve varsanılar çocuklarda daha az
• En sık olarak işitsel varsanılar görülmekte ve
genellikle suçlayıcı ya da emir verici sesler,
karşılıklı konuşma sesleri, çocukla ilgili yorumlar
içeren sesler şeklinde
• Somatik ve görsel varsanılar daha seyrek
• %50'sinde sanrılar var; perseküsyon, somatik
uğraşlar, referans fikirleri, grandiyosite ya da
dinsel nitelik
• Sanrılar genellikle altı yaşından, varsanılar ise
sekiz-dokuz yaşından sonra ortaya çıkar.
• Çocuklarda psikotik belirtiler çoğunlukla
benliğe yabancı değil.
• Varsanılar korkutucu olabilmekle birlikte,
gelişimin erken dönemlerinde ortaya
çıktıklarından, çocuklar tarafından normal
yaşantılardan ayırt edilemeyebilriler.
• Küçük çocuklarda basit, ayrıntısı olmayan sanrılar
görülmektedir.
• Canavar ve hayvan teması sık, cinsel tema seyrektir.
• İşitme varsanıları çoğu zaman hayvan ya da oyuncak
seslerinden oluşur.
• Katatonik belirtiler seyrek görülür.
• Genel olarak belirtiler çoğu zaman ayrışmamış tipe
uymaktadır.
• İşitsel varsanılar çocuklukta normal olarak görülen
hayali arkadaşlar ve hipnogojik yaşantılardan farklıdır.
• Dezorganize konuşma ve davranışlar ise çoğu çocukluk
çağı şizofrenilerinde dikkati çeken belirtilerdir.
• Erken başlangıçlı şizofreni ve özellikle de çok
erken başlangıçlı şizofrenide: %50-90 oranında
premorbid bozukluk
• Şizofreni tanısı alan çocukların çoğu tuhaf,
eksantrik, çekingen, anksiyeteli, yalnız
çocuklar ve dil, motor, duyusal, bilişsel ve
sosyal alanlarda olmak üzere çeşitli gelişimsel
gecikme ve bozukluğa rastlanabilir
EBŞ olgularının bir kısmında bozukluğun
başlangıcından önce;
• utangaçlık, içe dönüklük, akran ilişkilerinde
sorunlar, ilgi kaybı, intihar düşünceleri, tuhaf
davranışlar, çabuk sinirlenme ve ağlama,
şüphecilik, kompulsif davranışlar, ölüm
korkusu, korkulu rüyalar, hipokondriyak
belirtiler, çökkün duygudurum gibi davranışsal
örüntüler gözlenebilir.
Klinik belirtilerin öncesinde;
• okul başarısında düşme,
• sosyal geri çekilme,
• dezorganize davranış,
• kişisel hijyen gibi günlük işleri yapmada güçlük
gibi prodromal belirtiler görülebilmektedir.
Prognoz:
13 yaşından erken başlayan çocuklarda;
• geç başlangıçlı olgulara göre daha sık sinsi
başlangıç
• hastalık öncesi uyumlarının ve sonlanmasının
daha kötü
Erişkin yaşta başlayan hastalığa kıyasla çocukluk
ve ergenlikte başlayan hastalığın prognozunun
daha kötü olduğu gösterilmiştir.
Bu çocuklarda;
•
•
•
•
Daha az yakın ilişki geliştirme
Akademik başarı düşük
İşsizlik oranı düşük
Bağımsız yaşama kapasitesi düşük
Ergenlik öncesi başlayan ve sinsi başlangıcı olan hastalarda tedaviye
cevapta çok düşük
%50’sinden fazlasında sosyal, akademik ve iş yeteneklerinin ciddi
düzeyde bozuk
Paranoid fikirler nedeniyle saldırgan davranışlar, dürtüsel davranışlar
sonucu yaralanma, cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve madde kullanımı
sık
Tedavi:
•
•
•
•
farmakolojik,
eğitsel,
aileye yönelik yaklaşımlar ve
destekleyici psikoterapi bir arada uygulanır.
Psikofarmakolojik tedavide antipsikotikler
kullanılmaktadır.
Download