ٰه بِسْمِ ّللا ِ الرَّحْمهنِ الرَّح۪ يمِ اِقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَ

advertisement
Eylül-1995
EĞİTİM VE ÖĞRETİMİN ÖNEMİ
Diyanet
ٰ ‫بِس ِْم ه‬
‫ّللاِ الرَّحْ مه ِن الر َّ۪ح ِيم‬
‫ق‬
َ َ‫ق َخل‬
َ َۚ َ‫ك الَّ ۪ذي َخل‬
َ ِّ‫اِ ْق َر ْأ بِاس ِْم َرب‬
‫ك‬
َ ُّ‫ان ِم ْن َعلَ َۚق اِ ْق َر ْأ َو َرب‬
َ ‫اْل ْن َس‬
ِْ
‫ْاْلَ ْك َر ُۙم اَلَّ ۪ذي َعلَّ َم بِ ْالقَلَ ُۙ ِم َعلَّ َم‬
‫ان َما لَ ْم يَ ْعلَ ْم‬
َ ‫اْل ْن َس‬
ِْ
Muhterem Müslümanlar,
Yüce Dinimiz İslam, eğitim ve
öğretim faaliyetleri üzerinde önemle duran
bir
dindir.
Fert
ve
toplumların
maddimanevi alanda yükselmeleri ve
ilerlemeleri ancak sağlam ve kaliteli bir
eğitim öğretimle mümkündür. Bunun için
ilmi, okumayı, öğrenmeyi teşvik eden; din
ve dünya için gerekli olan bilgileri
öğrenmeyi farz kılan dinimiz, bunu bize
sağlayacak olan eğitimöğretimin de
mükemmel olmasını ister.
Bu sebeble Kuranı Kerim'in ilk ayeti,
Yüce Allah'ın Peygamberine ilk hitabı
"Oku" emri olmuştur. Alak Suresi'nin
başında yer alan ayetlerde "Seni yaratan
Rabbinin adı ile oku. O insanı kan
pıhtısından yarattı. Oku. Rabbin, nihayetsiz
kerem sahibidir. O kalemle yazmayı
öğretendir. İnsana bilmediği şeyleri O
öğretti" (1) buyurmuştur. Ayrıca Kuranı
Kerim'de Allah Teala'nın Hz. Adem'e
bütün isimleri öğrettiği (2), Davut
Aleyhisselama zırh elbise sanatını öğrettiği
(3) zikredilmektedir. Esasen Yüce Allah'ın
bir sıfatı olan "Rab" kelimesi terbiyeci
eğitici anlamına gelir.
Tarih boyunca öğrenme, öğretme ve
eğitim müslümanların en önemli uğraşı
olmuştur. Sevgili Peygamberimiz "Allah
beni sizlere bir muallim (öğretici) olarak
gönderdi" (4) diyerek kendisinin insanları
eğiten bir öğretici olduğunu açıklamıştır.
Nitekim Peygamberimiz (S.A.S.) in
hayatına
baktığımızda
23
yıllık
Peygamberliğin insanları eğitmeköğretmek
ve doğru yola getirmek için geçtiğini
görürüz.
Hicret'ten önce Mekke devri eziyet ve
işkence devri olmasına rağmen Hz.
Peygamber (S.A.S.) eğitim ve öğretim
faaliyetlerine devam ediyordu. Hicret'le
Medine'ye varır varmaz burada bir mescidi
inşa ettirmiştir. Bu mescid'e namaz için bir
bölüm, eğitim ve öğretim faaliyetleri için
suffa denilen ayrı bir bölüm ve Hz.
Peygamberin (S.A.S.) ailesi için de üçüncü
bir kısım yapılmıştır. Eğitim ve öğretim
hizmetlerine ayrılan suffa bölümünde
bizzat Hz. Peygamber (S.A.S.) dersler
veriyordu. Okuma yazmayı ve diğer
ilimleri öğrencilere öğretmek için Ubade
Bin Sabit ve Sa'd Bin As gibi zevatı faal
öğretmenlik görevi ile görevlendirmiştir.
Bedir savaşında esir olarak karşı
taraftan ele geçen her kimse için 4000
Dirhem kurtuluş akçesi takdir edilmişken,
okuma yazma bilenlerden her biri,
Medineli 10 Müslümana bunu öğretmek
karşılığında hürriyetlerine kavuşmuşlardır.
Hz. Peygamber (S.A.S.) bir yandan
bilenlerin
bildiklerini
bilmeyenlere
öğretmelerini emrederken, diğer yandan da
ihtiyaç duyulan bölgelere öğretmenler
göndermiştir. Böylece eğitim ve öğretimle
bizzat kendisi bizlere örnek olmuştur. Dini
ilimlerin
farziyeti
yanında
müsbet
bilimlerin
de
farziyetini
şahsında
göstermiştir.
Müslümanlar, ilmin kendilerine farz
oluşu şuuru ve alimlerin Peygamberlerin
varisleri
olduğu
düşüncesi
ile
eğitimöğretim müesseseleri kurmuşlardır.
Camileri inşa ederken hemen yanıbaşında
medrese, kütüphane ve öğrencilerin
barınacağı yurtları inşa etmişlerdir. Bunları
yaşatmak için de Vakıflar kurmuşlardır.
Eğitimöğretime
ne
zaman
önem
vermişlerse keşiflerbuluşlar yapmışlar ve
dünyada bilimin önderi olmuşlardır. İlme,
eğitim öğretime önem vermedikleri zaman
da gerilemişler, çöküntüye uğramışlardır.
Mesela. Amerika'da bulunan Oxford
Üniversitesi, kuruluşunda Türk İslam
okulları örnek alınmıştır.
Değerli Müslümanlar,
İslam Dini'nde eğitimöğretim Sevgili
Peygamberimizin (S.A.S.) tabiri ile
beşikten mezara kadardır. Yani, maddi ve
manevi ilimleri kabiliyetimiz ölçüsünde
her
yaşta
öğrenme
durumundayız.
Toplumun refah ve mutluluğunu artırmak,
milli
birlik
ve
bütünlük
içinde
iktisadisosyal ve kültürel kalkınmayı
sağlamak ancak kaliteli çağdaş bir
eğitimöğretimle mümkün olur.
Aile en önemli eğitim yuvasıdır. Sevgi
ile yaklaşacağımız çocuklarımıza bir çok
bilgiyi öğretebileceğimiz gibi iyi örnek
olma
motifimizle
de
onlara
iyi
alışkanlıkları kazandırabiliriz. Yuva'da,
ilkorta ve yüksek öğretimde de onları
gerektiği
şekilde
eğitmeliyiz.
Yavrularımıza dini bilgileri vermemiz
yanında bir de meslek kazandırmalıyız.
Şunu da unutmamalıyız ki; meslek edinen
insan mesleğinde ölünceye kadar daima
uzmanlaşması dini bir görevdir.
Bilgi sahibi canlar öğretmekle, parası
olanlar da okul yaptırarak, eğitim araç ve
gereçlerini alarak veya yoksul öğrencileri
okutarak eğitime katkıda bulunabilirler.
Gelişen dünyada öğrencileri faydasız
bilgiden arındırarak, modern eğitim ve
öğretim metodlarını sistematik bir şekilde,
tatbik ederek, öğrenimi kabiliyetlere göre
yaparak eğitim öğretimde çok mesafe
alabiliriz. Eğitimöğretimde istenilen hedefe
ulaşıldığı takdirde problem gibi görünen
çok meselelerin de ayni paralelde
kendiliğinden çözümlendiği görülecektir.
Yeter ki bu konuda herkes kendisine düşen
görevi hakkıyla yapabilsin.
Hutbemizi Yüce Peygamberimizin
(S.A.S.) bir sözü ile tamamlayalım. "Ya
Alim (öğretici) ol, ya öğrenci ol veya
dinleyici ol. Dördüncüsü olma helak
olursun".
***
1- Alak, 1-5.
2- Bakara, 31.
3- Enbiya, 80.
4- İbn-i Mace, Sünen, Mukaddime, Nr. 299.
Related documents
Download