NAZIM HİKMET RAN Hayatı Ailesi Üslubu ve Başarıları Davaları ve Sürgün Ölümü ve Sonrası Yeniden vatandaşlığa alınması Bazı eserleri 1. Hakkında yapılan filmler 2. Şiir kitapları 3. Oyunlarından ve Romanları 4. Gözlerine bakarken şiiri HAYATI 20 Kasım 1901 yılında Selanik'te doğdu. İlk şiiri ‘Feryad-ı Vatan’'ı 1913'te yazmıştır. Aynı yıl Galatasaray Sultanisi'nde ortaokula başlar. 1917'de Heybeliada Bahriye Mektebi’ne girer. Sonrasında Kurtuluş savaşı dolayısıyla Anadoluya geçer. Sağlık sorunları nedeniyle bahriyeden ayrılmak zorunda kalır. HAYATI Bu arada hamidye Kruvazörü'nde güverte subayıdır. Bolu'ya öğretmen olarak atanır. Daha sonra Moskova'ya gider. Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi’nde siyasal bilimler ve iktisat okur. 1921'de gittiği Moskova’da devrimin ilk yıllarına tanık olur ve komünizm ile tanışır. 1924'te Moskova’da yayınlanan ilk şiir kitabı ’28 Kanunisani’ sahnelenir. HAYATI O yıl Türkiye’ye dönerek Aydınlık Dergisi’nde çalışmaya başlar. Şiir ve yazılarından dolayı on beş yıl hapsi istenince tekrar Sovyetler Birliğine döner. 1928’de af kanunundan yararlanır ve Türkiye'ye döner. Bu defa Resimli Ay dergisinde çalışmaya başlar. 1938’de yirmi sekiz yıl hapis cezasına çarptırılır. 12 sene süren tutukluluktan sonra 1950 yılında Sovyetler birliğine kaçar. HAYATI 25 Temmuz 1951 tarihinde Bakanlar Kurulunca Türkiye vatandaşlığından çıkarılır. Polonya'nın vatandaşlığına geçerek Borzecki soyadını alır. 3 Haziran 1963 Nazım Hikmet geçirdiği bir kalp krizi neticesinde hayata gözlerini yumar. AİLESİ Babası, Matbuat Umum müdürlüğü ve Hamburg konsolosluğu yapmış olan Hikmet Beydir. Annesi Ayşe Celile Hanım'dır. Annesi Celile Hanım, piyano çalan, ressam denilebilecek ölçüde iyi resim yapardı. Celile Hanım, bir dilci ve eğitimci de olan Hasan Enver Paşa'nın kızıdır. Babası Hikmet Bey, Selanik'te, Hariciye Nezareti'nde çalışan bir memurdur. Babası Diyarbakır, Halep, Konya ve Sivas valilikleri yapmış olan Nazım Paşa'nın oğludur. AİLESİ Mevlevi tarikatından olan Nazım Paşa aynı zamanda bir özgürlükçüdür. Kendisi Selanik'in son valisidir. Hikmet Bey henüz Nazım'ın çocukluğunda memuriyetten ayrılır ve ailece Halep'e yerleşir. Orada yeni bir iş ve kurmaya çalışırlar.Başarısız olunca İstanbul'a gelirler. Hikmet Bey'in İstanbul'daki iş kurma denemeleri de iflasla neticelenir. İstanbul’a geri döner.Fransızca bildiği için yeniden Hariciye'ye atanır. ÜSLUBU VE BAŞARILARI İlk şiirlerini hece ölçüsü ile yazmıştır. Buna rağmen içerik bakımından diğer hececilerden uzaktı. Şiirsel gelişimi arttıkça hece ölçüsü ile yetinmemeye ve şiiri için yeni formlar aramaya başladı. Sovyetler Birliğinde yaşadığı ilk yıllar olan 1922-1925 arası bu arama tepe noktasına ulaştı. O dönemdeki birçok şairden farklıydı. ÜSLUBU VE BAŞARILARI Hece ölçüsünden ayrılarak Türkçenin vokal özellikleri ile harmoni oluşturan serbest ölçüyü benimsedi. Mayakovski ve gelecekçilik taraftarı genç Sovyet şairlerinden esinlendi. Şiirlerinden bir çoğu Fuat Saka, Volkan Konak, Grup Yorum, Ezginin Günlüğü ve Zülfü Livaneli gibi sanatçılar tarafından bestelendi. Ünal Büyük gönenç tarafından özgün bir şekilde yorumlanmış olan küçük bir kısmı ise 1979'da "Güzel Günler Göreceğiz" ismiyle kaset olarak çıktı. Birkaç şiiri ise Yunanlı besteci Manos Loïzos tarafından bestelendi. Ayrıca bazı şiirleri Yeni Türkü'nün eski üyesi Selim Atakan ve Cem Karaca(çok yorgunum) tarafından bestelenmiştir. DAVALARI VE SÜRGÜN 1925 yılından başlamak üzere şiirleri ve yazıları yüzünden birçok kere yargılandı. 1938 yılında orduyu ayaklanmaya çalıştığı gerekçesiyle 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde 12 yılı aşkın kaldı. Bursa cezaevinde kaldığı yılları anlatan Mavi Gözlü Dev adlı film 2007 yılında vizyona girmiştir. 1950 yılında bir af yasasıyla salıverildi. DAVALARI VE SÜRGÜN 48 yaşında tekrar askere çağrılmıştır. Ancak aldığı duyumlara göre öldürüleceği korkusuyla yurtdışına kaçar. 25 Temmuz 1951 Bakanlar Kurulu tarafından Türkiye vatandaşlığından çıkarılmıştır. Sovyetler Birliği'nde Moskova yakınlarındaki yazarlar köyünde yaşamıştır. Daha sonra eşi Vera Tulyakova (Hikmet) ile Moskova’da yaşadı. DAVALARI VE SÜRGÜN Memleket dışında geçirdiği yıllarda Bulgaristan, Macaristan, Fransa, Küba, Mısır gibi dünya memleketlerini dolaştı. Buralarda konferanslar düzenledi Savaş ve emperyalizm karşıtı eylemlere katıldı Radyo programları yaptı. Budapeşte Radyosu ve Bizim Radyo bunlardan bazılarıdır. Bu konuşmaların bir kısmı bugüne ulaşmıştır. DAVALARI 1925 Ankara İstiklal Mahkemesi Davası 1927-1928 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası 1928 Rize Ağır Ceza Mahkemesi Davası 1928 Ankara Ağır Ceza Mahkemesi Davası 1931 İstanbul İkinci Asliye Ceza Mahkemesi Davası DAVALARI 1933 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası 1933 İstanbul Üçüncü Asliye Ceza Mahkemesi Davası 1933-1934 Bursa Ağır Ceza Mahkemesi Davası 1936-1937 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası 1938 Harp Okulu Komutanlığı Askeri Mahkemesi Davası 1938 Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi Davası ÖLÜMÜ VE SONRASI 3 Haziran 1963 sabahı saat 06:30'da geçirdiği kalp krizi sonucunda ölmüştür. Ölümü üzerine Sovyet Yazarlar Birliği salonunda yapılmıştır. Törene yerli yabancı yüzlerce sanatçı katılmıştır. Ünlü Novo-Deviçye Mezarlığı'nda gömülüdür. Mezar taşı siyah bir granitten yapılmıştır. Şiirlerinden biri olan rüzgâra karşı yürüyen adam figürü taş üzerinde ebedileştirilmiştir. ÖLÜMÜ VE SONRASI 2006’da Bakanlar Kurulunun Türkiye vatandaşlığından çıkarılmalar ile ilgili düzenleme yapması durumu belirdi. Tartışılmakta olan Nazım Hikmet'in Türkiye vatandaşlığına yeniden kabul edilmesi yolu açılmıştır. Böyle gözükmesine rağmen Bakanlar Kurulu bu maddenin sadece yaşamakta olanlar için düzenlendiğini söyledi. Ve Nazım Hikmet'i kapsamadığını öne sürerek bu öneriyi reddetti. YENİDEN VATANDAŞLIĞA ALINMASI Nazım'a yeniden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının iade edilmesine ilişkin; 2009 yılının 5 Ocak Günü tekrardan Bakanlar Kurulu'nda imzaya açıldı. Nazım Hikmet'in yeniden Türkiye vatandaşı olmasına ilişkin önerini onaylanmıştır. Bakanlar Kurulu'nun 05.01.2009 tarihinde aldığı bu karar; 10.01.2009 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlandı. Ve Nazım Hikmet, 58 yıl sonra yeniden Türkiye vatandaşı oldu. BAZI ESERLERİ Kuvayi Milliye Destanı Kız Çocuğu Tahir ile Zühre Şeyh Bedrettin Destanı Sevdalı Bulut, (Tiyatro oyunu) ŞİİRLERİ 835 Satır, (1929) Jokond ile Si-Ya-u, (1929) Varan 3, (1930) Sesini Kaybeden Şehir, (1931) Benerci Kendini Niçin Öldürdü, (1932) Taranta Babu'ya Mektuplar, (1935) HAKKINDA YAPILAN FİLMLER Mavi Gözlü Dev Bilinmeyen Yönleriyle Galina'nın Nazım'ı Nazım'ın Küba Seyahati OYUNLARI VE ROMANLARI Kafatası (1932) Bir Ölü Evi (veya Merhumun Hanesi) (1932) Unutulan Adam (1935) İvan İvanoviç var mıydı yok muydu? (1955) Ferhat ile Şirin (1965) Sabahat (1965) Erciyes Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği