Slayt 1 - BEÜ Hemşirelik Hizmetleri

advertisement
SIVI ELEKTROLİT
DENGESİ/DENGESİZLİĞİ
VE
SIVI TAKİBİ
TC
BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ
HEMŞİRELİK HİZMETLERİ MÜDÜRLÜĞÜ
HAZIRLAYAN: HİE. HEM. GÜLŞAH YAPICI
2
27.11.2013
SIVI ELEKTROLİT DENGESİ
Sıvı ve elektrolit dengesi fizyolojik homeostazise
bağlıdır. Homeostazis, dış etkenlere karşı hücrelerin
bulunduğu iç ortamdaki dengenin sürdürülmesidir.
Hem sağlığın sürdürülmesi hem de hastalıkların
tedavisinde sıvı ve elektrolit dengesinin sağlanması
önemlidir.
3
27.11.2013
VÜCUT SIVILARI
Vücut sıvılarının başında su gelmektedir. Sağlıklı,
yetişkin bir bireyde vücut ağırlığının ortalama %6070'ini toplam vücut suyu oluşturur. Toplam vücut
suyu oranındaki değişiklikler yaş, cinsiyet ve
vücuttaki yağ miktarına bağlıdır. Cinsiyetin toplam
vücut suyuna etkisi ise kadınlarda adölesan
döneminden itibaren, erkeklere göre yağ dokusunun
miktarının nisbeten daha fazla olmasından
kaynaklanmaktadır.
4
27.11.2013
5
27.11.2013
6
27.11.2013
VÜCUT İÇİNDE SUYUN GÖREVLERİ
•Hücre
metabolizması
için
uygun
ortam
hazırlar.
•Maddelerin hücre içine ve hücre dışına taşınmasını sağlar.
•Hücre fonksiyonları için gerekli katı maddelere çözücü görevi
yapar.
•Vücut ısısını düzenler.
•Vücut sıvılarının fiziksel ve kimyasal devamlılığını sağlar.
•Besinleri moleküllerine ayırır böylece sindirime yardım eder.
•Kan volümünü sağlar.
•Vücuttan artık maddelerin atılabilmesi için gerekli ortamı sağlar.
•Eklemlerin kayganlığını ve cildin esnekliğini sağlar.
•Besinlerin depolanması su ile gerçekleşir.
7
27.11.2013
Suyun vücuda
alınış yolu
Alınan su
miktarları
Suyun vücuttan
atılış yolu
Sıvı içecekler ile
alınan su
1200
İdrarla kaybedilen 1500
su
Alınan
Besinlerdeki gizli
su
1100
Solunumla
kaybedilen su
400
Metabolik süreçler 300
sonucu elde edilen
Terle kaybedilen
600
Toplam alınan
Toplam kaybedilen 2600
*NORMAL SIVI DENGESİ*
2600
Kaybedilen su
miktarları
Bedende normal sıvı hacminin korunması için günlük sıvı
alımının günlük sıvı kaybına yaklaşık eşit olması gerekir.
8
27.11.2013
9
27.11.2013
VÜCUT SIVILARININ DAĞILIMI
Organizmada vücut sıvıları, hücre içi (intraselüler) ve
hücre dışı (ekstraselüler) sıvı olmak üzere iki şekildedir.
İntraselüler Sıvı: Hücre içinde bulunur ve hücrenin
kimyasal işlevlerini sürdürebilmesi için gereken sıvı
ortamı sağlar. Metabolik olaylar hücre içi sıvıda oluşur,
hücreler bu sıvıdan O2 ve besin gereksinimlerini alırlar
ve hücre metabolizma atıklarını da bu sıvıya boşaltırlar.
İntraselüler sıvı, toplam vücut suyunun yaklaşık %70‘ini
oluşturur.
10
27.11.2013
VÜCUT SIVILARININ DAĞILIMI
Ekstraselüler Sıvı: Hücre dışında bulunur ve toplam
vücut suyunun yaklaşık %30'unu oluşturur.
Ekstraselüler sıvı, organizmada besin maddeleri,
oksijen ve metabolik atıklar gibi maddeleri taşır ve
hücrenin gerekli madde alışverişini yapabilmesi için
de sıvı ortamı sağlar.
11
27.11.2013
Ekstrasellüler sıvı organizmada başlıca 3
biçimde bulunur
İntravasküler Sıvı (Plazma): Plazma, kanın hücresiz
kısmıdır. Yetişkin bir bireyde plazma volümü yaklaşık 3
litredir.
İnterstisyel Sıvı: Hücreler arasındaki boşlukları doldurur.
"Doku sıvısı "da denir, tüm ekstraselüler sıvının 3/4'ünü
oluşturur.
Transsellüler Sıvı: Epitel zar aracılığı ile diğer vücut
kısımlarından ayrılmış olan sıvılardır. Beyin omurilik,
eklem içi, göz içi, plevra, periton ve perikart sıvıları ile
sindirim
bezlerinin
sıvıları
bu
gruba
girer.
12
27.11.2013
ELEKTROLİTLER
Vücut sıvılarının en büyük kısmını su oluşturur. Geri
kalan ise bu suda erimiş maddelerdir. Bu maddelerin çoğu
elektrolitlerdir.
"Elektrolit", herhangi bir çözücüde pozitif ve negatif
elektrik yüklü iyonlarına ayrışarak elektrik akımını ileten
maddedir. Elektrolitlerin en iyi bilinen örnekleri, asitler,
bazlar ve tuzlardır.
Pozitif yüklü iyonlara "katyon", negatif yüklü
iyonlara ise "anyon" denir. Elektrolitlerin ölçüm birimi
"miliekivalan" (mEq)'dır.
13
27.11.2013
Organizmada Bulunan Başlıca Elektrolitler
Katyonlar (mEq/L): Sodyum (Na+), Potasyum
(K+), Kalsiyum (Ca++), Magnezyum (Mg++), Total
katyonlar
Anyonlar (mEq/L): Klorür (CI-), Bikarbonat
(HCO3-), Fosfat ve Sülfat, Organik asitler, Proteinler,
Total anyonlar
14
27.11.2013
15
27.11.2013
16
27.11.2013
Elektrolitlerin Görevleri
•
•
•
•
•
•
•
•
Nöromüsküler irritabiliteyi sağlar.
Sıvıların ozmolaritesini sağlar.
H+ dengesini düzenlemede görev alır.
Organizmada su hacminin düzenlenmesinde görev alır.
Organizmada bölümler arası sıvı dağılımı sağlar.
Hücre membranının işlevinde etkilidir.
Biyolojik süreçlerde işlev görür.
Hücre işlevlerinde yer alır.
17
27.11.2013
SIVI VE ELEKTROLİTLERİN
HAREKETLERİ
• Osmolarite: 1 lt sıvıda çözünmüş 1 mol katı partiküle denir.
( 1 Osm/lt )
• Osmolalite : 1 kg sıvıda çözünmüş 1 mol katı partiküle denir.
( 1 Osm/kg )
• Vücut sıvıları gibi seyreltik sıvılarda 1 kg ile 1 lt arasındaki
fark küçük olduğundan bu iki terim hemen hemen eş anlamlı
kullanılır.
• Aktif Transport: İyonların hücre membranından kimyasal ve
elektriksel bir güce karşı geçmesidir ve enerji gerektiren bir
olaydır.
18
27.11.2013
SIVI ELEKTROLİT DENGESİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
•
•
•
•
•
•
•
•
Yaş
Vücut Yapısı
Çevre Isısı
Beslenme
Stres
Egzersiz
Hastalıklar
Vücut Sıvı Kaybı
19
27.11.2013
SIVI VE ELEKTROLİT DENGESİNİ DÜZENLEYEN
SİSTEMLER
• Nöro - Endokrin Sistem: Antidiüretik Hormon, Aldesteron, Tiroid
Hormon, Diüretik Hormon, Parathormon, Kalsitonin
• Gastrointestinal Sistem: Gastrointestinal sistem fonksiyonlarındaki
bozukluklar sıvı elektrolit dengesizliklerine neden olur.
• Renal Sistem: Herhangi bir renal hastalık böbrek fonksiyonunu bozarak
bedenin sıvı elektrolit dengesini bozabilir.
• Sinir Sistemi: Vücudun sıvı kaybetmesini
hipotalamustan salgılanır, arka hipofizde depolanır.
engelleyen
ADH,
• Solunum Sistemi: Solunum yolu ile günde yaklaşık 400 ml su kaybı da
olmaktadır.
20
27.11.2013
SIVI ELEKTROLİT DENGESİZLİKLERİNİN BAŞLICA NEDENLERİ
• Sıvı ve elektrolitlerin az olması; gereksinimden daha
az alınması ya da atımın artması,
• Sıvı ve elektrolitlerin fazla olması; normalde vücuttan
atılabilecek miktardan daha fazla alınması, böbrek ve
karaciğer hastalığı nedeniyle yeterli atımın olmaması,
yanık ve travmalarda doku ölümü nedeniyle vücutta
fazla miktarda elektrolit birikimi,
• Sıvı ve elektrolitlerin bedende tutulması (örneğin,
ödem),
• Sıvı-elektrolit dengesini düzenleyici mekanizmaların
bozulması.
21
27.11.2013
Sıvı elektrolit dengesizlikleri
•
•
•
•
•
1. Su-sodyum dengesizlikleri
2. Potasyum dengesizlikleri
3. Kalsiyum dengesizlikleri
4. Magnezyum dengesizlikleri
5. Hidrojen iyonu dengesi/dengesizlikleri olarak yer
almaktadır.
22
27.11.2013
Su-Sodyum Dengesizlikleri
1. Ozmolar dengesizlikler
- Hiperozmolar dengesizlikler
- Hipoozmolar dengesizlikler
2. Volüm dengesizlikleri (izotonik dngesizlikler)
23
27.11.2013
Hiperozmolar dengesizlikler
• Vücut sıvılarında su miktarının azalması ya da
sodyum miktarının artmasına bağlı olarak ortaya
çıkar.
• Hastada dehidratasyon belirtileri ortaya çıkar. Susama
hissi, deri turgorunda azalma, göz kürelerinde
yumuşama, ateş yüksekliği, tansiyonda düşme,kan
vizkotesinde artma görülür.
24
27.11.2013
Tedavi ve Hemşirelik Bakımı
• Kaybolan sıvının yerine konması: Sıvı takibi ve
kaydının yapılması, AÇT takibi, saatte 30, 24 saatte
500 ml’den az idrar çıkımı doktora bildirilmelidir.
• Vital bulgular 2 saatte bir alınmalı,
• Hastanın bilinç düzeyi takip edilir,
• Hasta her gün tartılır,
• Deri ve mukoz membran bütünlüğü izlenir,
25
27.11.2013
Hipoozmolar dengesizlikler
• Vücut sıvılarında su miktarının azalmasına bağlı
olarak ortaya çıkar.
• Su alınmasının arttığı durumlarda, su atılımının
azaldığı durumlarda, ADH salınımının fazla olduğu
durumlarda,
• Na+ kaybının fazla olduğu durumlarda ortaya çıkar.
26
27.11.2013
Tedavi ve Hemşirelik Bakımı
• Musluk suyu ile lavman yapılmamalıdır.
• ADH salınımı fazla olan hastalara, böbrek
hastalarına, nörolojik hastalara fazla mayi
verilmemelidir.
• Su ve Na+ kaybı olan hastalarda kayıp yalnızca su ile
karşılanmamalı, tuzlu içecekler, IV %09’luk NaCl ve
meyve
suları
da
kaybın
karşılanmasında
kullanılmalıdır.
• NG tüpü olan hastanın irrigasyonunda SF
kullanılmalıdır.
27
27.11.2013
Volüm Dengesizlikleri
• İzotonik veya volüm dengesizliklerinde Na+ ve su
birlikte azalır veya çoğalır. Bu birliktelik direkt
olarak ekstraselüler sıvının hacmini etkiler.
• Ekstraselüler sıvı volüm azalması ve ekstraselüler
sıvı volüm fazlalığı olarak iki şekilde görülür.
Kliniğine uygun tedavi planlanır.
28
27.11.2013
Potasyum (K+) Dengesizliği
• Hipokalemi: Serum potasyum düzeyinin normal
değerinin (3.5-5 mEq/lt) altında olmasıdır.
Diyare,
kusma,
nazogastrik
dekompresyon,
organizmadan potasyum kaybına neden olan bazı
ilaçların kullanımı gibi durumlarda hipokalemi ortaya
çıkar.
29
27.11.2013
Hipokalemi belirtileri
Kardiyak bulgular
EKG değişiklikleri (T dalgasının düzleşmesi, U
dalgasının çıkması), dijital intoksikasyonu, aritmiler
Nöromüsküler bulgular
Halsizlik, kas krampları, paralizi, rabdomiyoliz,
konstipasyon, ileus
Renal bulgular
Hipopotasemik nefropati (proksimal tubuluslarda
vakuolizasyon, tubulointerstisyel fibrozis), metabolik
alkaloz, amonyak sentezinde artma, nefrojenik diabetes
insipidus
Metabolik bulgular
İnsülin sekresyonunda azalma, renin salgılanmasında
artma, aldosteron salgılanmasında azalma
30
27.11.2013
Tedavide dikkat edilmesi gerekenler
Oral potasyum tedavisi
• Potasyum klorür veya potasyum sitrat
• Böbrek fonksiyonu normal olan hastalarda günde 80-120
mEq’a kadar verilebilir.
Parenteral potasyum tedavisi
• Parenteral potasyum tedavisi mutlaka infüzyon şeklinde
yapılmalıdır.
• 1 amp KCl (10 ml) 10 mEq K+ içerir (1000 mEq/L)!
• POTASYUMUN DİREKT İNTRAVENÖZ VERİLMESİ
ÖLÜME YOL AÇAR!
• İnfüzyon sıvısındaki K+ konsantrasyonu 30-40 mEq/L’yi
geçmemelidir.
• İnfüzyon hızı saatte 10-20 mEq’ı geçmemelidir!
31
27.11.2013
Tıbbi Tedavi Ve Hemşirelik Bakımı
• Hipokalemiye aday olan hastaların diyetine K+ içeren
yiyeceklerin konulması (muz, portakal, şeftali, domates,
patates…vs.)
• K+’ u yerine koymak için kullanılacak diğer bir yol hastaya
oral ilaçlar verilmesidir.
• K+ hastaya IV yollat verilebilir. K+’ un verilmesi sırasında
hastalarda aşırı ağrı olabilir, mayinin yavaş verilmesi
gerekmektedir.
• IV K+ alan hasta monitörize edilmelidir. Hasta yakından takip
edilmelidir.
• AÇT takibi yapılmalıdır ve kaydedilmelidir.
32
27.11.2013
Potasyum (K+) Dengesizliği
• Hiperkalemi: Serum potasyum düzeyinin normal
sınırların üzerinde olmasıdır. Böbrek yetmezliği,
yanık ve travma gibi hücre harabiyetine neden olan
durumlar, potasyum içeren intravenöz sıvıların hızlı
verilmesi gibi nedenlerle hiperkalemi gelişir.
Potasyumun aşırı artışı acil bir durumdur ve hastada
kardiyak arrest olabilir.
33
27.11.2013
Belirti Ve Bulgular;
Kardiyak bulgular: EKG değişiklikleri (T
dalgasının sivrileşmesi, P dalgasının düzleşmesi, PR
aralığının uzaması, QRS kompleksinin genişlemesi),
aritmiler.
Nöromüsküler bulgular: Halsizlik, parestezi,
paralizi.
Renal bulgular: Amonyak sentezinin azalması.
Metabolik bulgular: İnsülin sekresyonunda artma,
aldosteron salgılanmasında artma.
34
27.11.2013
Tıbbi Tedavi Ve Hemşirelik Bakımı
• Hiperkalemide hemşirelik bakımının amacı risk
altındaki hastalarda hiperkaleminin gelişmesini
önlemek ve serum K+ düzeyinin düşürülmesine
yardımcı olmaktır.
• Vücutta biriken K+’ un atılması idrar miktarının
artırılması ile olasıdır. İdrar atılımının iyi olmadığı,
böbrek fonksiyonlarının yetersiz olduğu durumlarda
hemodiyaliz veya peritoneal diyalize başvurulur.
35
27.11.2013
Tıbbi Tedavi Ve Hemşirelik Bakımı
• Kayexalate K+’ un bağırsaktan atılmasını sağladığı için
kullanılabilir. (Türkiye’de üretilmemektedir).
• İnfüzyon şeklinde verilecek glukoz ve insülinde K+’ un hücre
içine girmesini sağlayarak serum K+ değerinin düşmesine
yardımcı olur.
• Fazla K+ içeren yiyeceklerin diyetten kısıtlanması,
• Enfeksiyon varsa tedavi edilmesi (doku yıkımı K+’ un açığa çıkmasına
neden olur),
• Hastaya diyette yeterli karbonhidrat verilmesi tedavide
yardımcı birer yoldur.
36
27.11.2013
Kalsiyum (Ca) Dengesizliği
•
•
•
•
•
Hipokalsemi: Serum Ca++’ unun %9 mgr’ın altında olmasıyla
ortaya çıkan tablodur.
Yanlışlıkla paratiroid bezlerinin de çıkarıldığı
tiroidektomilerden sonra,
Diyette D vitamininin yetersiz alınması durumunda,
Fazla miktarda sitratlı kan verilmesi durumunda,
Ca++ gereksinimnin artmış olduğu gebelik ve laktasyon
dönemlerinde,
Diyare, pankreatit, hipoparatiroidizm, böbrek hastalıkları gibi
durumlarda gelişir.
37
27.11.2013
Tıbbi Tedavi Ve Hemşirelik Bakımı
• Hipokalsemi IV, IM veya oral kalsiyum tuzları
verilerek düzeltilmeye çalışılır.
• Oral veriliyorsa yemeklerden yarım önce veya uyku
zamanı verilmeli emilimin yüksek olması için
• IV verilirken doku harabiyetine neden olduğu için
infiltrasyon oluşumu önlenmelidir.
38
27.11.2013
Tıbbi Tedavi Ve Hemşirelik Bakımı
• Ca+ +, fosfat ve karbonat içeren sıvılara eklendiğinde
çökme olacağından bu mayilere (izolayt M,
hipotamine vb.) eklenmemelidir.
• Dijital alan hastaya Ca+ + verilmemelidir. Ca+ +
iyonları dijital etki yapacağından dijital alan
hastalarda dijital zehirlenmesine yol açabilir.
• Ca+ + tedavisi kardiyak arreste neden olacağından
hastanın EKG monitörüne bağlanması önerilir.
39
27.11.2013
Kalsiyum (Ca) Dengesizliği
Hiperkalsemi: Serum kalsiyum düzeyinin %11
mg’ın üstüne çıkmasına denir, vücuda fazla miktarda
kalsiyum ve D vitamini alınması, hiperparatiroidizm,
böbrek yetmezliği gibi nedenlerle ortaya çıkar.
40
27.11.2013
Tıbbi Tedavi Ve Hemşirelik Bakımı
• Ca+ + ve D vitamini alımı kısıtlanır.
• Hastaya izotonik solüsyonların infüzyonla verilmesi
Ca+ +’ un idrarla atılımını kolaylaştırır.
• Hiperkalsemili hastalar kas zayıflığı nedeniyle kaza
ve yaralanmalara yatkın olurlar. Bu nedenle hemşire
travmalar yönünden gerekli tedbirleri almalıdır.
41
27.11.2013
Magnezyum (Mg) Dengesizliği
Hipomagnesemi: Serum magnezyum düzeyinin 1.5
mEq/lt'nin altına düşmesiyle ortaya çıkan tablodur.
Diyetle yetersiz magnezyum alımı, kronik alkolizm,
diyare ve bazı ilaç tedavilerine bağlı olarak ortaya
çıkar.
42
27.11.2013
Tıbbi Tedavi Ve Hemşirelik Bakımı
• İlk iş eksik olan Mg++’ u yerine koymaktır. Bu
amaçla magnezyum sülfat kullanılmaktadır. IV ve IM
formu vardır. Eğer IM yapılacaksa gluteal kasa çok
derine yapılmalıdır, oldukça ağrılıdır.
• Magnezyum oligürik ve şiddetli volüm
hastalarda verilmemelidir.
açığı olan
43
27.11.2013
Tıbbi Tedavi Ve Hemşirelik Bakımı
• IV yapabilmek için BFT değerleri normal olmalıdır.
• IV infüzyonda hasta yakından izlenmeli, aşağıda yer
alan durumlarda infüzyon hemen durdurulmalıdır:
Sıcaklık hissi, Susama
Kızarma ve terleme
Letarji
Motor fonksiyonlarda azalma
Kan basıncında düşme
Derin tendon reflekslerde azalma veya kaybolma.
44
27.11.2013
Magnezyum (Mg) Dengesizliği
•
•
•
•
Hipermagnesemi: Serum Mg++ düzeyinin 2,5
mEq/L’nin üstüne çıkmasıyla ortaya çıkan tablodur.
Mg++ içeren laksatiflerin fazla kullanılması
Böbrek yetmezliği,
Hipomagnesemisi olan hasataya fazla Mg++ verilmesi
gibi nedenlerle ortaya çıkar.
Sıcaklık hissinde artış, derin tendon reflekslerinde
artış,letarji, konfüzyon, koma, solunum depresyonu,
kardiyak arreste kadar varabilen belirtiler ile ortaya
çıkabilir.
45
27.11.2013
Tıbbi Tedavi Ve Hemşirelik Bakımı
• Tedavinin iki amacı vardır;
• 1. Amaç: Hipermagnesemiye yol açan durumun
düzeltilmesidir. Bu amaçla dehidratasyon varsa
düzeltilir, BFT bozukluğunda ise diyalize başlanır.
• 2. Amaç: Mg++ fazlalığının neden olduğu durumları
düzeltmektir. Magnezyum düzeyi 10 mg/dl’i
geçiyorsa acil tedavi gerekir. Birlikte bulunan asidoz
düzeltilir. Hücre dışı sıvı açığı düzeltilir, 5-10
mEq/kg kalsiyum klorür veya kalsiyum glukonat IV
verilir.
46
27.11.2013
İlaç Etkileşimleri Ve Dikkat Edilmesi
Gerekenler
• Parenteral kalsiyum ile parenteral potasyumun
birlikte verilmesi kardiyak aritmi riskini arttırır.
• Kalsiyum ile sefalotin, tetrasiklinler verilmemeli.
• Sodyum bikarbonat; Kalsiyum amp, vitamin amp,
Ringer Laktat, tetrasiklinler, NorAdrenalin amp ile
karıştırılmamalı.
• Furosemid
hiçbir
ilaçla
(elektrolit
dahil)
karıştırılmamalıdır.
• Mannitol ve protein çözeltilerine hiçbir madde
(elektrolit) ilave edilmemelidir.
47
27.11.2013
İlaç Etkileşimleri Ve Dikkat Edilmesi
Gerekenler
• İ.V. kalsiyum, magnezyumun etkisini antagonize
eder. Kalsiyum tuzları, magnezyum sülfat ile karışırsa
CaSO4 ( kalsiyum sülfat) çöker.
• Kalsiyum içeren ampuller tetrasiklin sınıfı
antibiyotiklerle birlikte alındığında bu antibiyotikleri
etkisiz duruma getirir.
• Dopamıne DBL, sodyum bikarbonat gibi herhangi bir
alkali intravenöz solüsyona eklenmemelidir.
• Açılmış ampullerde arta kalan içerik atılmalı ve daha
sonraki kullanım için saklanmamalıdır.
48
27.11.2013
ASİT-BAZ DENGESİ VE KAN GAZLARININ
DEĞERLENDİRİLMESİ
• Asit-baz dengesi, vücut sıvılarında hidrojen iyonu
(H+) konsantrasyonunun dengesidir.
•Asidemi: Arteriyel kanda pH < 7.35
•Alkalemi: Arteriyel kanda pH > 7.45 olarak
tanımlanmaktadır.
• Yasam sınırları ise = 6.8-7.8 değerleri arasında ya da
16-160 n mol/L iyon konsantrasyonunda idame
ettirilir.
49
27.11.2013
ASİT-BAZ DENGESİNİ DÜZENLEYEN
SİSTEMLER
• Asit baz dengesi çesitli sistemlerle fizyolojik sınırlar
içerisinde tutulmaya çalısılır.
1-Kimyasal tampon sistemleri
a-Bikarbonat-karbonik asit
b-Fosfat
c-Proteinler ve hemoglobin
2-Solunum sistemi kompanzasyonu
3-Böbreklerin kompanzasyonu
50
27.11.2013
KLİNİK BOZUKLUKLAR
• Düşük pH eğilimi olan herhangi bir bozukluk
asidoz, pH yükselmesine eğilimi olan ise
alkalozdur. Eğer öncelikle HCO3 etkilenirse
metabolik, PaCO2 etkilenirse bu respiratuar
bozukluk olarak tanımlanır.
51
27.11.2013
Bozukluk
Asıl Değişiklik
Kompanzasyon
Solunumsal Asidoz
PaCO2
HCO3
Solunumsal Alkaloz
PaCO2
HCO3
Metabolik Asidoz
HCO3
PaCO2
Metabolik Alkaloz
HCO3
PaCO2
52
27.11.2013
SOLUNUM ASİDOZU
• Karbonik asit artışı ile PaCO2 düzeyi 45 mmHg’nın üzerine
çıkmasıdır. Solunumsal asidozda en büyük problem
ventilasyondaki yetersizliktir.
• Baş ağrısı, dispne, vizing, hiperventilasyon, taşikardi, aritmiler
görülür.
• Kan pH’ı düşmüştür (normal aralığı: 7.35-7.45).
• pCO2 yükselmiştir (normal aralığı: 35-50 mmHg).
53
27.11.2013
Tedavi Ve Hemşirelik Bakımı
Tedavide temel amaç solunum probleminin ortadan
kaldırılması olmalıdır. İkinci amaç sıvı elektrolit ve
asit baz dengesinin düzeltilmesidir.
Ağır solunum asidozu tablosunda ringer laktat
verilebilir, oral veya IV sodyum bikarbonat verilebilir
(sodyum bikarbonat kullanımına bağlı hipocalsemi ve
tetaniler olabilir dikkatli olunmalıdır).
54
27.11.2013
Solunum Alkalozu
PCO2 de bir primer düşüş, pH yüksekliği olarak
tanımlanır,
nedeni
genellikle
alveoler
hiperventilasyondur. PCO2 <35 mmHg (hipokapni)
değerinin altına iner. En sık görülen asit-baz
bozukluğudur.
• Reflekslerde artma,
• Chvostek bulgusunun (+) olması,
• Konvülsiyonlar görülebilir.
55
27.11.2013
Tedavi Ve Hemşirelik Bakımı
• Hiperventilasyona neden olan etkenin ortadan
kaldırılması çok önemlidir.
• Hastaya derin ve yavaş nefes alıp vermesinde
yardımcı olunur.
• Kese kağıdı içine nefes alıp vermesi önerilebilir.
Böylece kendi CO2’ini tekrar ciğerlerine çekerek
kandaki CO2 düzeyinin normale gelmesi sağlanabilir.
• Histeri ve anksiyete bozukluğu olanlarda psikoterapi
yardımcı olur.
56
27.11.2013
Metabolik Asidoz
• HCO3’ ın primer azalması hastalığı olarak tanımlanır.
Bikarbonat kan konsantrasyonu 22 mEq/L’nin altına
düşer.
• Kusmaul solunum, apati, delirium, koma vb. görülür.
• Kan pH’ı düşmüştür,
• p CO2 normal veya düşüktür.
• İdrar pH’ı 4.5’un altındadır.
• Metabolik asidozda K+, H+ yerine böbrek tüplerinden
geri emildiği için hiperpotasemiye bağlı aritmiler
hatta kardiyak arrest gelişebilir.
57
27.11.2013
Tedavi Ve Hemşirelik Bakımı-1
•
•
•
•
IV ringer laktat veya izotonik verilebilir.
AÇT yapılmalıdır.
Kilo takibi yapılmalıdır.
IV mayisine HCO3 veya molar sodyum bikarbonat
eklenir.
• K+ fazlalığı bulguları (kuvvetsizlik, paralizi, aritmi,
kardiyak arrest)yönünden hasta yakın takip edilmelidir.
Ayrıca bu hastalarda oryantasyon bozukluğu olacağından
düşme yönünden önlemler alınmalıdır (yatak
parmaklıkları kaldırılmalı), yalnız bırakılmamalıdır.
58
27.11.2013
Tedavi Ve Hemşirelik Bakımı-2
NaHCO3 verilmesine sekonder solunum alkalozu
gelişebileceği için solunum hızı ve derinliği yakından
takip edilmelidir. NaHCO3 verilmesi ile kalsiyum
iyonize hale geçemeyeceği için hasta tetaniler
yönünden de takip edilmelidir.
59
27.11.2013
Metabolik Alkaloz
• Kan bikarbonat konsantrasyonunun 26 mEq/L’ den
büyük olması olarak tanımlanır. Klinik olarak
solunum yavaş ve yüzeyel, hiperaktif refleksler
(tetani), elektrolit bozuklukları, atriyal tasikardi,
disritmiler görülebilir.
60
27.11.2013
Tedavi Ve Hemşirelik Bakımı
• Diğer asit baz bozuklukları gibi metabolik alkalozun
tedavisi de altta yatan bozukluk tedavi edilene kadar
asla tam olarak düzeltilmemelidir.
•Elektrolit replasmanı
•Altta yatan nedenin tedavisi
•Ciddi vakalarda IV HCl
•Alkaloz genellikle10 mEq/l Cl içeren ringer
solüsyonunun verilmesiyle düzelir. Ağır durumlarda
amonyum klorür (NH4Cl) IV olarak verilir.
61
27.11.2013
KAN GAZI PARAMETRELERİ
Normal değerleri:
•pH=7.35-7.45
•PaO2= 104-(0.27xyas)= 80-100mmHg
•PaCO2=35-45mmHg
•Total CO2=25-29 mmol/L
•HCO3act=24 (22-26)mmol/L
•HCO3std=24 (22-26)mmol/L
•BE baz fazlalığı= (-3)-(+3)
62
27.11.2013
pH
PaCO2
HCO3
Solunumsal Asidoz
Azalır
Artar
Normal
Solunumsal Alkaloz
Artar
Azalır
Normal
Metabolik Asidoz
Azalır
Normal
Azalır
Metabolik Alkaloz
Artar
Normal
Artar
• Oksijenasyonu değerlendirmek için PaO2
• Ventilasyonu değerlendirmek için PaCO2
• Gaz alışverişini değerlendirmek için P(A-a)O2
(parsiyel alveoler-arteriyel gradienti) incelenir.
63
27.11.2013
HEMŞİRENİN SORUMLULUKLARI
1- Hemşirelerinin sıvı elektrolit durumuna yönelik
yapacağı değerlendirmeler, tedavi ve bakımı
yönlendirmede ve etkinliğini değerlendirmede
oldukça önemlidir. Bu nedenle hemşirelerin sıvı
elektrolit dengesine yönelik teorik bilgileri yeterli
olmalı ayrıca teorik bilgiyi pratik uygulamalarla
bütünleştirme yeteneği iyi olmalıdır.
64
27.11.2013
HEMŞİRENİN SORUMLULUKLARI
2-Sıvı elektrolit dengesi ve vücuttaki dağılımı başlıca
nöro-endokrin sistem, renal sistem, sinir sistemi,
gastrointestinal sistem, solunum sistemi ve lenfatik sistem
tarafından düzenlenir. Bu nedenle sıvı elektrolit
dengesindeki değişiklikler sistemleri etkileyip hem
fizyolojik hem de psikolojik değişikliklere neden
olabileceği gibi vücut sistemlerindeki değişikliklerde sıvı
elektrolit dengesinde değişikliklere neden olur. Hastayla
24 saat süreyle beraber olan hemşirelerin iyi bir gözlemci
olarak hastanın sıvı elektrolit dengesindeki değişimlere
verdiği tepkileri erken fark etmesi gerekir.
65
27.11.2013
HEMŞİRENİN SORUMLULUKLARI
3-Sıvı elektrolit dengesi yaş, gastrointestinal kayıplar,
çevre ısısı, cinsiyet, vücut yapısı aktivite düzeyi,
yaşam biçimi, beslenme bozuklukları ve kronik
hastalıklar gibi birçok faktörden de etkilenmektedir.
Hemşire verdiği bakım sırasında bu faktörleri de iyi
değerlendirmeli
ve
bakımı
bu
doğrultuda
planlamalıdır.
66
27.11.2013
HEMŞİRENİN SORUMLULUKLARI
4-Hastanın sıvı elektrolit dengesindeki değişimler
yaşam bulgularında hızlı bir şekilde değişikliğe neden
olmaktadır. Bu nedenle sıvı elektrolit dengesi
açısından riskli olan hastalar monitörize edilmeli, sık
aralıklarla
yaşam
bulguları
alınmalı
ve
değerlendirilmelidir. Yine hastaların kalp ritmi
değişikliği olabileceği bilinmeli ve monitörden ritim
takibi yapılmalıdır.
67
27.11.2013
HEMŞİRENİN SORUMLULUKLARI
5- Sıvı elektrolit dengesindeki değişiklikler vücut
ağırlığında değişikliğe neden olabilir. Yani vücut
ağırlığındaki ani değişimler sıvı elektrolit dengesinde
sorun olabileceğini düşündürmelidir. Sıvı volümü
artışına neden olan durumlar ödem yapacağı gibi sıvı
volümünün azalmasına nenden olan durumlar
dehidratasyona neden olabilir. Her vardiya hastanın
ödem ve dehidratasyon değerlendirilmesi, günlük kilo
izlemi yapılmalıdır. Kilo izlemi yaparken günün aynı
saatinde ve benzer kıyafetlerle olması önem taşır.
68
27.11.2013
HEMŞİRENİN SORUMLULUKLARI
6- Sıvı elektrolit dengesizliğine bağlı ödem ya da
dehidratasyon gelişen hastalarda deri ve müköz
membran bütünlüğünde bozulma riski olacağı için
hasta her vardiya değişiminde değerlendirilip gereken
bakımları planlanmalıdır. Ayrıca bu hastalar da
aktivite düzeyi değerlendirilerek mobilizasyon ve
pozisyon
değişimlerinin
planlanması
deri
bütünlüğünün
korunması
açısından
önem
taşımaktadır.
69
27.11.2013
HEMŞİRENİN SORUMLULUKLARI
7- Hastalarda vücut sıvı artışına neden olan
durumlarda pulmoner ödem ve kalp yetersizliği
gelişme riski olabileceğinden hemşirenin bu açıdan
da dikkatli olması gerekmektedir. Nefes darlığı,
öksürük, kanlı balgam gibi belirtiler açısından da
hasta sürekli değerlendirilmeli ve akciğer sesleri
dinlenmelidir.
70
27.11.2013
HEMŞİRENİN SORUMLULUKLARI
8- Sıvı elektrolit dengesindeki değişimler idrar
miktarı ve dansitesinde de önemli değişikliklere
neden olur. Hastaların saatlik idrar izlemi ve gereken
sıklıklarla idrar dansitesi ve böbrek fonksiyon
testlerinin değerlendirilmesi yapılmalıdır. Hastanın
aldığı çıkardığı izlemi yapılırken ağız yolu ile tüm
sıvılar, tedavi amaçlı verilen ilaç ve sıvılar, irigasyon
amaçlı kullanılan ve geri alınmayan sıvılar dahil
olmak üzere ayrıntılı ve dikkatli bir hesaplama
yapılmalıdır.
71
27.11.2013
HEMŞİRENİN SORUMLULUKLARI
Hastanın çıkardığı sıvıların hesaplanması yapılırken
de idrar miktarı, sulu gaita yapma durumu, kusması
olup olmadığı ve miktarı, drenaj ve fistüller de
dikkate alınmalı ve çok terleme, zorlu solunum
yapma durumu değerlendirilmelidir.
72
27.11.2013
HEMŞİRENİN SORUMLULUKLARI
9- Sıvı elektrolit dengesizliği gelişen hastalarda oral
alım yeterli ve dengesizlik hafif derecede ise
öncelikle oral yolla alınan sıvı miktarı ve besin
içeriğini düzenlemek ilk girişim seçeneği olmalıdır.
Hastanın diyet düzenlemesi yeniden yapılır ve
öğünleri tüketip tüketmediği değerlendirilir.
73
27.11.2013
HEMŞİRENİN SORUMLULUKLARI
10- Sıvı elektrolit dengesinin tedavisi sırasında eksik
olan bir elektrolitin yerine konması ya da sıvı
hacminin arttırılması istenirken tedavinin yan
etkilerine/komplikasyonlarına dikkat edilmelidir. Bu
nedenle tedavi sürecinde hastanın tedaviye yanıtı, kan
değerlerinin ve sıvı hacminin değerlendirmesi
yapılmalıdır.
74
27.11.2013
HEMŞİRENİN SORUMLULUKLARI
11- Elektrolit dengesizlikleri vücutta nöromüsküler
değişikliklere neden olabilir. Hemşire bu belirtileri
hem erken fark edip sıvı elektrolit dengesindeki
değişimi belirlemeli hem de tedavi sırasında
tedavinin etkisini değerlendirmelidir.
75
27.11.2013
HEMŞİRENİN SORUMLULUKLARI
12- Sıvı elektrolit dengesizlikleri sırasında IV yolla
verilen tedaviler genellikle yüksek riskli ilaçlardır. Bu
ilaçların ve serumların verilmesi sırasında da dikkatli
olunmalıdır. Hipertonik sıvılar verilirken sıvı
yüklenmesi, periferik damar hasarı gibi durumlar
değerlendirilmeli, potasyum, kalsiyum gibi ilaç
uygulamaları sırasında da ilacın verilme özelikleri iyi
bilinmeli ve bu kurallara uyulmalıdır.
76
27.11.2013
HEMŞİRENİN SORUMLULUKLARI
13- Sıvı elektrolit dengesizliği gelişen hastalarda
travma riski, hastanın güvenliğini sağlamaya yönelik
önlemler de alınmalıdır. Sıvı elektrolit dengesizliği
gelişen hastalarda yatak kenarları kaldırılmalı, hasta
düşme ve çarpmalardan korunmalıdır. Mobilizasyon
sırasında da hastalara eşlik edilmelidir.
77
27.11.2013
HEMŞİRENİN SORUMLULUKLARI
14- Sıvı elektrolit dengesizliği gelişme riski olan ya
da gelişen hastalarda doğru tanı koymak, doğru
tedavi
planlamak,
tedavinin
etkinliğini
değerlendirmek ve bakımı planlamak için laboratuar
bulgularının güvenilirliği önemlidir.
Laboratuar
bulgularının izlenmesi sırasında örneklerin uygun
alınması
ve
uygun
koşullarda
laboratuara
gönderilmesi gerekir.
78
27.11.2013
HEMŞİRENİN SORUMLULUKLARI
Yukarıda özetlenen hemşirelik uygulamalarının
bakım sürecinde yer alması, kritik hastalığı olan
bireylerde sıvı elektrolit dengesinin korunması, olası
ve mevcut sorunlara erken tanı konulması ve
tedavinin daha etkin olmasına yardımcı olacaktır.
Hemşireler bu uygulamaları sürece dahil ederek
iyileşme sürecine katkıda bulunabilir.
79
27.11.2013
KAYNAKLAR
• Tok Özen A. , Enç. N. Kritik Hastalıklarda Sıvı Elektrolit Dengesi
Değişikliklerinde Hemşirenin Rolü, Türk Kardiyoloji Derneği
Kardiyovasküler Hemşirelik Dergisi, 2013;4(5):9‐13
• Prof. Dr. Birol L. İç Hastalıkları Hemşireliği,1997 Ankara
• Dr. Özdilek A., Sıvı Elektrolit Dengesi
• Doç.Dr. Çetinkaya R., Olgularla Sıvı Elektrolit Bozukluklarına Yaklaşım
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği-2009
• Prof. Dr. Çoker A., Parenteral Sıvı Tedavisi
• Antibiyotikler ve diğer kemoterapötikler (II. Bölüm). Kayaalp SO (editör).
“Rasyonel Tedavi Yönünden Tıbbi Farmakoloji. Ankara: HacettepeTAŞ, 2005:145-307.
• Etkileşimler. Türkiye İlaç Kılavuzu (TİK-5) 2007 Formüleri. Kayaalp SO
(editör). İstanbul: Turgut Yayıncılık ve Ticaret A.Ş., 2007: 643-723.
80
TEŞEKKÜRLER
TEŞEKKÜRLER
TEŞEKKÜRLER
TEŞEKKÜRLER
TEŞEKKÜRLER
TEŞEKKÜRLER
TEŞEKKÜRLER
27.11.2013
Download