DOĞALLIK DURULUK SÜRÜKLEYİCİLİK AKICILIK YOĞUNLUK (ÖZLÜLÜK) TUTARLILIK AÇIKLIK ÖZGÜNLÜK Anlatım açık ve net olmalıdır. Dilin kurallarına uygun olmalıdır. Karmaşık ve anlaşılması güç cümlelerden kaçınılmalıdır. Dil sade, gösterişsiz ve süssüz olmalıdır. Her şeyin olduğu gibi anlatılmasıdır. Gerçeklerin çarpıtılmadan, en doğal hâliyle ifadesidir. Anlatılanların doğal olabilmesi için anlatıcının kendine güveninin tam olması gerekir. Kişi konuşmada ya da yazmada yapmacıklıktan uzak olmalıdır. Kişinin doğal konuşabilmesi için yaşama sevinciyle dolu olması, duygularını gizlememesi gerekir. Bunun için de kişi kendini sevmeli, dinleyicisini sevmeli, yaşamayı sevmelidir. Anlatacaklarını süslemeden, yalın bir dille fakat candan, yürekten anlatmalıdır. Anlatımda kullanılan üslup süslemeli, özentili olmamalıdır. Cümleler gereksiz yere uzatılmamalıdır. Cümlelerde en az sözcük ile eksiksiz anlatımı yakalamaya duruluk denir. Bir cümledeki fazla sözcük sayısı anlamı dağıtır. Söylenenler doğru bile olsa kavramak güçleşir. Cümledeki eksik sözcükler de anlamı yok eder. Anlatımda merak duygusunun uyanık tutulmasına sürükleyicilik denir. Sürükleyici anlatımla oluşmuş metinler, okuyucuda “Acaba olaylar nasıl gelişecek, kitabın sonunu çok merak ediyorum.” gibi düşüncelerin oluşmasını; heyecan, ilgi ve dikkatin metin üzerinde yoğunlaşmasını sağlar. Metnin anlatımı, okuyucuyu sürükleyip götürür. Bir anlatımın su gibi akıp gitmesidir. Karşıdaki kişi veya kişilerin kulağını veya zihnini tırmalamayan bir ses tonu ve kavram dünyası ile, dinleyiciler üzerinde akıcı bir etki bırakmaktır. Anlatım kesik kesik, tutuk olmamalıdır. Akıcı bir anlatım ile dile getirilen görüş ya da düşünceler dinleyicinin ya da okuyucunun belleğinde kolayca yer eder. Anlatılmak istenenlerin ayrıntılara fazla girilmeden anlatılmasıdır. Özlü anlatımda, az sözle çok şey anlatmak, esastır. Özlülük, kısa ve özlü ifadeler içermesidir. Az sözle çok şey anlatmak varken, sözcük israfı yapmak dinleyicileri yoracak ve sıkacaktır. Söz ya da yazı gereksiz yere uzatılmamalıdır. Anlatılacaklar eksiksiz olmalı, fakat fazladan sözcük bulunmamalıdır. Bir söylenenin, diğer söylenenlerle gerçeklik veya doğruluk açısından aynı niteliği taşıma durumudur. Kişinin anlattıkları önceki anlattıklarıyla çelişmemelidir; yaptıklarına ters düşmemelidir. “Ya konuştuğun gibi ol, ya olduğun gibi konuş.” sözü kişi tutarlılığının ölçüsü olmalıdır. Söz gelimi bir kişinin “Sosyal hayatımın çok canlı olmasını, sürekli arkadaşlarla birlikte vakit geçirmeyi isterim.” sözünün devamında, “Yalnızlığı çok sever, sadece kendimle baş başa kaldığımda mutlu olurum.” demesi, tutarsız iki düşünceyi ifade ettiğinden, dinleyiciye konuşmanızın doğru olmadığını düşündürecektir. Anlatımın herhangi bir kuşku ya da belirsizliğe yol açmayacak şekilde oluşturulmasıdır. Açıklığın temelinde söz veya yazıların kolay anlaşılması yatmaktadır. Bir yazının açık olması için sözcükler, söz öbekleri, deyimler anlamına uygun olarak kullanılmalı, noktalama işaretleri yerinde kullanılmalıdır. Nitelikleri bakımından benzerlerinden ayrı ve üstün olma durumuna özgünlük denir. Özgün anlatıma ulaşmanın, olmazsa olmaz iki koşulu vardır: 1. Anlatımın ilk aşaması olan “buluş” aşamasında, benzerlerinden farklı ve üstün hayaller, düşünceler üretmek. 2. Bu hayal ve düşünceleri , ifade tarzlarının (soyut-somut, nesne-öznel, doğrudan-dolaylı) sunduğu olanaklardan yararlanarak farklı söz dizimleriyle anlatmak.