Uluslararası Yaşayan Filistin Sempozyumu Sonuç Bildirisi İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) 30-31 Mayıs 2009 tarihleri arasında İstanbul’da sivil toplum kuruluşları temsilcileri, alanında uzman akademisyenler, ilim adamları, gazeteciler ve yazarların katılımıyla Uluslararası Filistin Sempozyumu düzenlemiştir. Yaklaşık yüzyıllık tarihi, tarafları ve pek çok sorunun da mihrak noktası olması dolayısıyla günümüzün en önemli çatışma alanlarının başında gelen Filistin meselesi bu sempozyumla geniş kapsamlı olarak ele alınmıştır. Filistin topraklarının işgal edilmesiyle ortaya çıkan Ortadoğu sorununun, dünyanın en mühim meselesi hâline gelmesinin temelinde çatışan tarafların kimlikleri kadar, bölgenin jeopolitik, kültürel, ekonomik ve stratejik özellikleri de önemli rol oynamaktadır. İsrail işgali, askerî sonuçlarının ötesinde, kültürel ve ekonomik boyutlarıyla, uluslar arası bir sorunu doğurmuş ve Filistin sorunu, bölgenin kültürel kodlarla tarihi yakınlığı bulunan bütün ülke ve ulusların müdahil olduğu bir mesele olmuştur. Özellikle İsrail’in Gazze’ye son saldırısı ile birlikte gözler bir kere daha Filistin topraklarına çevrildi. Ciddi maddi ve beşeri kayıpların meydana geldiği saldırılardan sonra özellikle Türkiye gibi bölge ülkelerinde siyasi ve sosyal olarak gündemin merkezinde bulunan Filistin meselesinin, son gelişmeler de dikkate alınarak tahlil edilme zarureti doğmuştur. Bu itibarla, İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) Filistin’in siyasi tarihi, sosyal ve siyasi yapısı ve Filistin sorununa yaklaşımlar, son gelinen noktadaki hukuki durum, medyanın bu soruna yaklaşımları, Kudüs’ün statüsü ve tarihi mirasın korunması meselesi, mülteciler sorunu, uluslararası örgütlerin Filistin sorununa yaklaşımları ve sivil toplum kuruluşlarının çözüme katkıları gibi konuların tartışıldığı ‘Uluslararası Yaşayan Filistin Sempozyumu’ geniş bir katılımla gerçekleştirmiştir. Filistin meselesinin her yönüyle tahlil edilip, çözüm yollarının arandığı iki gün süren uluslararası sempozyuma Türkiye içinden ve dışından iki bini aşkın katılımcı iştirak etmiştir. Uluslararası Yaşayan Filistin Sempozyumu’nda aşağıdaki kararlar alınmıştır: 1. Uluslararası Yaşayan Filistin Sempozyumu Filistin meselesinin çözümünün Filistin davasına sahip çıkmakla olacağını, bu yönde sivil toplum kuruluşlarının ve temsil ettiği halk kitlelerinin ortaya koyduğu tavrın devletler tarafından da sahip çıkılarak devam ettirilmesi gerektiğini vurgular. 2. Dünyanın birçok yerinden Sivil Toplum Kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla icra edilen sempozyum, Filistin Davası’nda STK’ların çok aktif bir role sahip olduğunu bir kez daha göstermiştir. 3. Katılımcıların hepsinin ittifak ettiği üzere sempozyum; Filistin davasının hak ve adil bir dava olduğunu ve bunun savunulmasının insani bir zorunluluk olduğunu vurgular. 4. Sempozyum, kurulduğu ilk andan itibaren İsrail’in işgalci bir devlet olduğunu ve Filistin topraklarındaki mevcudiyetinin tarihi, sosyal, kültürel gerçeklere ve uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurgular. 5. Sempozyum; yeni kurulan aşırı ırkçı Netanyahu Hükümeti’nin diğer İsrail hükümetleri gibi en önemli projesinin Filistinli Müslüman ve Hıristiyan vatandaşları tasfiye ederek bölgeyi Yahudileştirmek olduğunu ve buna şiddetle karşı çıkılması gerektiğini vurgular. 6. Sempozyum, Filistin topraklarındaki İsrail işgalinin bir an önce sonlandırılması gerektiğini ve Filistin halkının bu haksız işgale karşı sürdürdüğü direnişin meşru olduğunu vurgular. 7. Sempozyum, Filistinli mültecilerin geri dönüş hakkının esas olduğunu ve son mülteci vatanına dönene kadar baki olan bu hakkın desteklenmesi gerektiğini vurgular. 8. Sempozyum, işgal devleti İsrail’in Filistin topraklarında özellikle Gazze’de işlemiş olduğu savaş suçları ve etnik temizlik saldırılarının uluslararası hukuk çerçevesinde karşılıksız kalmaması gerektiğini vurgular. 9. Sempozyum, uluslararası teşkilatlara, kurum ve kuruluşlara, think tank oluşumlarına, lobi yapılanmalarına ve konuyla ilgili tüm uluslararası taraflara Filistin meselesinde adil, tarafsız ve kalıcı barışın sağlanması yönünde somut adımlar atmaları noktasında çağrıda bulunur. 10. Sempozyuma katılan sivil toplum kuruluşları temsilcileri Filistin’deki insani, sosyal, ekonomik, eğitim, yasal vb. konularda ciddi krizlerle karşı karşıya olan Filistin halkının desteklenmesi gerektiğini vurgular. 11. Sempozyum, uluslararası güçlerin Filistin konusunda daha duyarlı ve adil bir siyaset uygulamasını gerekli görür. 12. Sempozyum, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin Filistinli mültecilerle ve Filistin işgaliyle ilgili daha etkin bir rol üstlenmesini talep eder. 13. Sempozyum, BM Güvenlik Konseyi’nin İsrail’in işgalci tavrından vazgeçmesi ve saldırgan tavrını durdurması için aldığı kararların uygulanması amacıyla caydırıcı yaptırımların devreye sokulması gerektiğini vurgular. 14. Sempozyum Filistinli mağdurlar adına ulusal ve uluslararası mahkemeler nezdinde yasal sorumluluklar üstlenecek stratejik, bağımsız, profesyonel bir Filistin Yasal Destek Fonu’nun kurulması ve her anlamda desteklenmesi gerektiğini vurgular. 15. Sempozyum, İslam dünyasının liderlerini, İslam Konferansı Teşkilatı başta olmak üzere İslam dünyasının uluslararası mekanizmalarını Filistin davasında daha etkin olmaya çağırır. 16. Sempozyum, bu haksız işgale destek veren bütün kurum ve kuruluşların ürünlerini boykot etmeyi, alternatif ürünlerin tercih edilmesini tavsiye eder. 17. Sempozyum, İsrail’in Kudüs’teki yıkım faaliyetlerinin ve Mescid-i Aksa altındaki kazıları derhal durdurması ve bu şehirdeki tarihi mirasın korunması için uluslararası kuruluşlar tarafından harekete geçilmesini talep eder. 18. Sempozyum; küresel, bölgesel ve yerel aktörlerin Filistin halkının hür iradesine saygı göstermeleri ve Filistinli kardeşlerimizin birliklerine zarar veren ihtilaflarını bir an önce sona erdirmeleri gerektiğini vurgular. 19. Sempozyum, Filistin Davasına destek olan ve bu yönde çalışmalar yürüten gönüllü teşekkülleri ve yapılanmaları yaptıkları hizmetlerden dolayı tebrik eder. 20. Sempozyum tertip heyeti ve tebliğcileri Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’e, Başbakan Sayın Recep Tayyib Erdoğan ve hükümetine ve Türk halkına Filistin halkına göstermiş oldukları teveccühten ve vermiş oldukları destekten ötürü teşekkür eder. Saygılarımızla…