TEPKİMELERDE HIZ VE DENGE KONU ANLATIMI-7 1 Tesir Değeri, Eşdeğer Kütle ve Eşdeğer Sayısı Tesir değeri, maddelerin tepkimeye hangi oranda katıldıklarının bir ölçüsüdür. Tesir değeri "z" sembolü ile gösterilebilir. Asit-baz tepkimelerinde bir asidin suya verebildiği H+ sayısı, asidin tesir değerine; bazın suya verebildiği OH– sayısı ise bazın tesir değerine eşittir. Yani asit-baz tepkimelerinde asidin verdiği ya da bazın aldığı proton sayısı tesir değerine eşittir. H2SO4 + 2NaOH Na2SO4 + 2H2O tepkimesinde asit olan H2SO4, iki proton (H+) vermiştir. Bu nedenle H2SO4'ün tesir değerliği 2 dir. Baz olan NaOH ise bir proton almıştır. Bu nedenle NaOH'ın tesir değerliği 1'dir. 2HCl + Ca(OH)2 CaCl2 + 2H2O tepkimesinde bir HCl molekülü bir tane proton verdiği için tesir değerliği 1'dir. Bir Ca(OH)2 ise iki tane proton aldığı için tesir değerliği 2'dir. Redoks tepkimelerinde ise alınan ya da verilen elektron sayısı tesir değerliğini verir. CO'nun tesir değerliği 2'dir. O2'nin tesir değerliği 2'dir. Çözünme-çökelme tepkimeleri, iyonlar arasında gerçekleşen bir tepkime olduğundan iyon yükü önemlidir. Çökelme tepkimesi veren maddelerin tesir değerliği bir mol bileşiğin molekül formülünde bulunan katyonların yük büyüklüğüdür. Pb 2+ (suda) + 2I–(suda) PbI2(k) tepkimesinde katyonların yükü 2+ olduğundan tuzun tesir değeri 2 olarak belirlenir. Eşdeğer Kütle Bir maddenin atom veya molekül kütlesinin tesir değerliğine bölümü o maddenin eşdeğer kütlesidir. Eşdeğer kütle= MA / z Eşdeğer Sayısı Bir maddenin kütlesinin o maddenin eşdeğer kütlesine bölümüdür. m Eşdeğer sayısı= Kütle/Eşdeğer kütle =n.z MA/z Bir maddenin tesir değeri bulunduğu tepkime denklemine göre değişebilir. Örneğin; HNO3 + NaOH NaNO3 + 3H2O tepkimesinde HNO3'ün tesir değeri 1 iken; 3Cu + 8HNO3 3Cu(NO3)2 + 2NO + 4H2O tepkimesinde HNO3'ün tesir değeri 3 tür. Maddelerin eşdeğer kütleleri bulunurken maddenin girdiği tepkime esas alınır. Bir maddenin mol sayısı ile tesir değerinin çarpımıda o maddenin eşdeğer sayısını verir. Eşdeğer sayısı= n x z ÇÖZÜNME-ÇÖKELME DENGESİ Çözünürlük ve Çözünürlük Çarpımı (Kçç) Bu konuda çözünürlüğü az olan maddelerin doymuş sulu çözeltilerindeki dengelerini inceleyeceğiz. Belirli sıcaklık ve basınçta 100 gram veya 100 mililitre çözücüde çözünebilen maksimum madde miktarına çözünürlük denir. Maddelerin çözünürlükleri birbirinden farklıdır. Çözünen madde miktarı ölçülemeyecek kadar az ise o maddenin çözücüde çözünmediği kabul edilir. Bir maddenin bir litrelik doymuş çözeltisinde 0,1 mol'den daha az madde çözünürse böyle maddelere genellikle az çözünür denir. Az çözünen maddelerin çözünme tepkimeleri çift yönlü ok ile (m) gösterilir. Suda az çözünen iyonik bir katı olan PbCl2'nin çözünme dengesi yazılarak oluşan iyonların derişimlerinin zamanla değişimini gösteren grafik yandaki gibidir. Çözünme olayının başında ortamda katı PbCl2 fazla, Pb2+ ve Cl– iyonları az iken zamanla katı PbCl2 azalır, Pb2+ ve Cl– iyonları artar. Ortamda Pb2+ ve Cl– iyonları sayısı artıkça bunların birbiriyle çarpışıp katı PbCl2 oluşturma hızı da artar. Öyle bir an gelir ki çözünme hızı çökelme hızına eşit olur. Çözelti doygun hale gelir. PbCl 2 katısı, Pb2+ ve Cl– iyonları arasında bir dinamik denge kurulur. PbCl2(k) Pb2+ (suda) + 2Cl–(suda) Doymuş PbCl2 çözeltisi için denge bağıntısı yazılırsa elde edilir Katıların derişimleri değişmeyeceğinden ve Kc.[PbCl2] çarpımı da sabit olduğundan bu sabite çözünürlük çarpımı sabiti denir ve Kçç sembolü ile gösterilir. Kçç= [Pb2+ ] [Cl–]2 Suda az çözünen tuzların çözünürlük çarpımı, çözünürlük dengesinde yer alan iyonların molar derişimlerinin katsayıları üstel olarak yazıldıktan sonraki çarpımıdır. Bazı çözünme dengeleri ve Kçç ifadelerinin nasıl yazıldığını inceleyelim. Bir çözünme olayında çözünme hızının, çökelme hızına eşitliğine çözünürlük dengesi denir. Dinamiktir ve ortamdaki iyonların derişimleri sabittir. Kçç değeri hesaplanırken iyonların molarite cinsinden derişimleri kullanılarak hesaplama yapılır. Kçç'nin birimi, tuzun çözeltide oluşturacağı iyon sayısına göre değişiklik gösterir. çözünen maddeye ve sıcaklığa bağlıdır. Kçç, sadece suda az çözünen tuzlar için kullanılır. Kçç değeri ÇÖKELME ŞARTLARI Farklı iyonlar içeren iki çözelti karıştırıldığında çözeltilerin birinden gelen katyon ile diğerinden gelen anyon arasında bir tuz oluşabilir. Yani kimyasal bir olay sonucunda çökme olabilir. Çökme olayı suda az çözünen tuzların oluşması temeline dayanır. Örneğin, renksiz BaS çözeltisi içine beyaz Na2SO4 çözeltisi katılırsa beyaz BaSO4 çökeleği oluşur. BaS(suda) + Na2SO4(suda) BaSO4(k) + Na2S(suda) (tepkime denklemi) (beyaz) Bu tepkimenin net iyon denklemi Ba2+ (suda) + SO42– (suda) BaSO4(k) şeklindedir. İki çözelti karıştırıldığında bir çökeltinin oluşup oluşmayacağı, karışımdaki iyon derişimlerinin çarpılması sonucunda elde edilen Qçç değeri ile Kçç değerinin karşılaştırılması sonucunda bulunur. Oçç= Kçç ise çözelti doygun ve dengededir. Çökelme sınırındadır. Qçç > Kçç ise çözelti aşırı doymuştur. Qçç= Kçç oluncaya kadar çökelme olur. Qçç < Kçç ise çökelme olmaz. Çünkü iyonların derişimleri yeterli değildir. Çözelti doymamıştır. Doygunluğa ulaşana kadar çözeltide tuz çözülebilir. Eğer karıştırılan iki çözeltiden bir çökelti oluşmamış ise çözeltilerin karıştırılması sonucunda tepkime gerçekleşmemiştir ya da yeni oluşan tuz doygunluk sınırına (doymamış çözelti) ulaşmamıştır. Bu nedenle herhangi bir çökmenin olmadığı düşünülür. Eğer karıştırılan iki çözeltiden bir çökelti oluşmuş ise çökelme sonrası iyon derişimlerinin çarpımı (Q çç) ile Kçç değeri birbirine eşittir. Son çözelti çöken katıya doygundur. https://hasanfirat.com TEPKİMELERDE HIZ VE DENGE KONU ANLATIMI-7 2 Sıcaklığın Çözünürlüğe Etkisi Katı, sıvı ve gaz halindeki bütün maddelerin çözünürlükleri sıcaklıkla değişir. Çözünme olayının endotermik veya ekzotermik oluşuna göre sıcaklık çözünürlüğe etki eder. Çözünürlük dengesine sıcaklığın etkisi Le Chatelier ilkesine göre açıklanır. Endotermik çözünmelerde sıcaklığın artması ile çözünürlük artarken, sıcaklığın azalması ile azalır. Le Chatelier ilkesine göre, endotermik çözünme olayında sıcaklığın artması ile denge ürünler yönünde ilerler ve zamanla iyon derişimleri artar. Buna bağlı olarak Kçç değeri de artar. Ekzotermik çözünmelerde, sıcaklığın artması ile çözünürlük azalırken, sıcaklığın azalması ile artar. Le Chatelier ilkesine göre, ekzotermik çözünme olayında sıcaklığın artması ile denge girenler yönünde ilerler ve zamanla iyon derişimleri azalır. Buna bağlı olarak Kçç değeri de azalır. Endotermik Çözünme Ekzotermik Çözünme Sıcaklığı artırmak Sıcaklığı azaltma Sıcaklığı artırmak Sıcaklığı azaltma Denge Yönü Kçç Denge Yönü Kçç Denge Yönü Kçç Denge Yönü Kçç → ↑ ← ↓ ← ↓ → ↑ Tüm gazların suda çözünmesi ekzotermik olduğundan sıcaklık arttıkça gazların çözünürlüğü azalır. GAZLARIN ÇÖZÜNÜRLÜĞÜ VE BASINÇ Katıların ve sıvıların sudaki çözünürlüğüne basıncın etkisi ihmal edildiği halde, bir gazın sudaki çözünürlüğü gazın kısmi basıncı arttıkça artar. Örneğin, X2(g) X2(suda) dengesinde X2 gazının kısmi basıncı artırılırsa Le Chatelier ilkesine göre denge çözünme yönünde ilerler. Basınç değişiminin gazlar üzerine etkisinin en güzel örneği, dağcıların yükseklere çıkarken azalan atmosfer basıncıyla vücutlarının iç basıncını dengelemek için zaman zaman tırmanma esnasında kamp yapmalarıdır. Sabit sıcaklıkta gazların sıvılardaki çözünürlüklerinin basınçla nasıl değiştiğini inceleyen bilim insanı İngiliz kimyacı William Henry (Vilyım Henri) kendi adıyla anılan Henry Kanunu'nu ortaya koymuştur. Bu kanun bir gazın sıvıdaki çözünürlüğünün çözelti üzerindeki gaz basıncıyla orantılı olduğunu ifade eder. Henry kanunu ifadesi S= kH x P şeklindedir. Burada S çözünen gazın molar derişimi, P, basıncı ve kH ise her bir gaz için sıcaklığa bağlı Henry sabitini verir. pH Değişiminin Çözünürlüğe Etkisi Asidik ya da bazik yapılı maddelerin suda çözünmeleri sonucu oluşturduğu çözünmeçökme dengeleri ortamın pH değerinden veya pH değerinin değiştirilmesinden etkilenir. Ortamı asidik (H+) ya da bazik (OH–) yapan çözünmelerde dışarıdan eklenen H+ ya da OH– iyonları dengeyi Le Chatelier ilkesine göre etkileyerek yön değiştirmeye neden olur. Örneğin; Fe(OH)2 katısı ile hazırlanan doygun sulu çözeltide Fe(OH) 2(k) Fe2+(suda) + 2OH– (suda) dengesi vardır. a. Ortama KOH katısı eklendiğinde çözeltideki OH– derişimi artacağından Le Chatelier ilkesine göre denge girenler yönünde ilerler ve bir miktar Fe(OH)2 katısı oluşur. Bunun sonucunda Fe(OH)2'nin çözünürlüğü azaltılmış olur. b. Ortama HCl asidi eklendiğinde çözünme sonucu oluşan H3O+ iyonları, Fe(OH)2 den gelen OH– iyonlarının bir kısmını nötrleştirir. Le Chatelier ilkesine göre denge sistemi OH– derişimini artırmak için ürünler yönünde ilerler ve Fe(OH)2 katısı bir miktar çözünür. Bunun sonucunda Fe(OH)2 nin çözünürlüğü artırılmış olur. Deniz dibinde yüksek basınç nedeni ile kanda azot gazı daha fazla çözünür. Deniz yüzeyine aniden çıkıldığında kanda çözünmüş olan azot gazı açığa çıkar. Bu da vurgun olayının yaşanmasına neden olur. Bunun önüne geçmek için yüzeye çıkışlarda belli metrelerde beklemek gerekir. Pamukkale'yi oluşturan travertenler özellikle suda çözünmeyip birikim yapan CaCO 3 sayesinde meydana gelmiştir Ortak İyonun Çözünürlüğe Etkisi Az çözünen iyonik bir bileşik çözeltisine bu bileşik ile ortak iyona (anyon ve katyon) sahip başka bir tuz katılırsa, ortak iyon, çözünürlüğü azaltma yönünde etki eder. Bu azalma dengenin Le Chatelier ilkesine göre yön değiştirmesi ile açıklanır. Örneğin, CaSO4 katısı suda az çözünen bir tuzdur ve denge halinde çözünür. Bu çözeltiye Na2SO4 katısı eklenmesiyle ortamdaki SO42– iyonları derişimi artar ve denge sistemi bunu azaltmak için girenler yönünde ilerler. Böylece çökme gerçekleşir. Sonuç olarak; SO42– derişimi eklenmeden dolayı artar. Ca2+ iyon derişimi azalır. Çözeltide çözünmüş CaSO4 miktarı azalır. CaSO4 katı miktarı artar. CaSO4 katısının çözünürlüğü azalır. Sıcaklık değişmediği için Kçç değişmez. Suda az çözünen bir tuzun çözünürlüğünün ortak iyon içeren başka Suda az çözünen bir katı, kendisinde bulunan bir iyonu içeren bir bir tuz yanında azalmasına ortak iyon etkisi denir. Sabit bir sıcaklıkta çözeltide saf sudakine göre daha az çözünür. ortak iyon etkisi sadece bir bileşiğin çözünürlüğünü azaltır. Çözünürlük çarpımını değiştirmez KOMPLEKS OLUŞMA-AYRIŞMA DENGELERİ KOORDİNASYON BAĞLARI VE OLUŞUMU İki atom arasında oluşan bir kovalent bağda ortak kullanılan elektronların her ikisinin de aynı atomdan geldiği kovalent bağa koordine kovalent bağ adı verilir. Bu şekilde oluşan bileşiğe de koordinasyon bileşiği ya da kompleks denir. Kovalent bağ yapabilen atomların bazıları, bağ yapımında kullandıkları elektronların dışında bağ yapımına katılmayan elektron çiftleri içerir. İşte bu elektron çiftlerine başka atomların bağlanmasıyla koordinasyon bağı (koordine kovalent bağ) oluşur. Yandaki tepkimede B ve N atomları arasında oluşan kovalent bağda bağı oluşturacak 2 elektron da azot tarafından aktarılmıştır. Böylece aralarında koordinasyon bağı oluşur. Koordinasyon bağına örnek olarak H+ – H2O, Cu2+ – NH3, Fe2+ – CN–, Al3+ – OH– arasındaki bağlar verilebilir. Lewis Asitleri ve Bazları Amerikalı kimyacı Gilbert Newton Lewis (Gilbırt Nivtın Lüvis)'in yaptığı tanıma göre, elektron çifti verebilen kimyasal türlere (atom, molekül, iyon) baz, elektron çifti alabilen kimyasal türlere ise asit denir. Lewis asit-baz tanımı ile daha önce gördüğümüz asitbaz tanımlarına göre çok daha fazla maddeyi asit ya da baz olarak tanımlayabiliriz. Lewis asit–baz tanımı koordinasyon bağlarının açıklanmasında önemli bir yer tutar. Yukarıda gösterilen BH3 ve NH3 arasındaki tepkimede BH3 molekülü elektron çifti almış ve NH3 molekülü ise elektron çifti vermiştir. Lewis asitlerinde oktet boşluğu bulunur ve elektron çifti eksikliği vardır. (Cu2+ , Fe3+ , BH3 , AlCl3 , Co2+ , Pb2+ .....) Lewis bazlarında ortaklanmamış elektron çifti bulunur. (NH3 , CN– , OH– , H2O , Cl–...) https://hasanfirat.com TEPKİMELERDE HIZ VE DENGE KONU ANLATIMI-7 3 Yukarıdaki tepkimede 2+ yükseltgenme basamağına sahip olan Zn2+ iyonu 4 tane NH3 molekülü ile tepkime vererek 4 tane koordinasyon bağı oluşturmuştur. [Zn(NH3)4]2+ katyonu ise bir kompleks iyondur. Benzer biçimde tepkimelerinde Ni2+ , Cu2+ , Fe3+ gibi elektron çifti alabilen bütün katyonlar Lewis asididir. Koordine kovalent bağın moleküldeki ya da iyondaki diğer kovalent bağlardan oluşum mekanizması dışında hiçbir fark yoktur. Brønsted-Lowry tanımının kabul ettiği bütün asitler ve bazlar, Lewis tanımına göre de asit ya da bazdır. Merkez Atomu veya Merkez İyonu: Kompleks yapıların merkezinde yer alan ve diğer yan gruplara koordinasyon bağı ile bağlı olan atom veya iyona denir. Merkez atom veya merkez iyon kompleks oluşumunda elektron çifti aldığı için Lewis asididir. Merkezde metal ya da katyon bulunur. [Cu(NH3)4]2+ , [Fe(CN)6]3– ve [Zn(OH)4]2– örneklerinde Cu2+ , Fe3+ ve Zn2+ katyonları merkez atomdur. Ligand: Koordinasyon bileşiğinde merkez atomuna bağlı nötr molekül veya anyonlara denir. Ligandlar kompleks oluşumunda elektron çifti verdiği için Lewis bazıdırlar. [Cu(NH3)4]2+ , [Fe(CN)6]3– ve [Zn(OH)4]2– örneklerinde NH3, CN– ve OH– liganddır. Komplekslerin Kararlılıkları ve Oluşum Sabitleri Kompleks [Cu(NH3)4]2+ iyonu, bir Cu2+ iyonunun dört NH3 molekülüne bağlanmasıyla; kompleks [Ag(CN)2]– iyonu, bir Ag+ iyonunun iki CN– iyonuna koordinasyon bağları ile bağlanmasıyla oluşur. Bunlar sulu çözeltilerinde kararlıdırlar ve sulu ortamda az iyonlaşırlar. Sulu çözeltilerde oluşan kompleks iyonların denge tepkimeleri için bir denge sabiti olan oluşum sabiti (K ol) kullanılır. Aşağıda bazı kompleks iyonların oluşumları ve Kol denge bağıntıları verilmiştir Kompleksin oluşum sabiti "Kol"ne kadar büyükse oluşan ürün o kadar kararlıdır. Yani [Al(OH) 4]– ve [Ag(NH3)2]+ komplekslerinden oluşum sabiti büyük olan [Al(OH)4]– daha kararlıdır. Oluşum denge sabitleri komplekslerin kararlılıklarının bir ölçüsüdür. Dolayısıyla Kol kararlılık sabitidir. Suda az çözünen tuzun suda oluşturduğu iyonların kompleks oluşturması çözünürlüğü artırır. Kompleks Oluşumunun Çözünürlüğe Etkisi Suda az çözünen bir tuzun sulu çözeltisine kendisiyle ortak iyon içeren bir tuz eklendiğinde çökelmenin olması beklenir. Ancak suda az çözünen bir tuzun oluşturduğu iyon ortamda bulunan veya ortama eklenen bir kimyasal türle kompleks oluşturuyorsa, iyon derişimi azalacağından tepkime çözünme yönünde ilerler. Böylece tuzun çözünürlüğü artar. Örneğin ZnSO4 tuzu suda iyi çözünen bir tuzdur. NH3 gazı ise suda iyi çözünen bir bazdır. tepkimelerinden oluşan Zn2+ ve OH– iyonları birleşerek Zn2+ (suda) + 2OH–(suda) Zn(OH)2(k) tepkimesi gerçekleşir ve Zn(OH)2 katısının çöktüğü gözlenir. NH3 katmaya devam edildiğinde Zn2+ iyonları ile birleşerek koordinasyon bağları oluşur ve [Zn(NH3)4]2+ kompleksini oluşturur. Çözeltide gerçekleşen kompleks oluşumuna ait net denklem Zn(OH)2(k) + 4NH3(suda) [Zn(NH3)4]2+ (suda) +2OH–(suda) şeklindedir. Yani bu dengede NH3 eklenmesi dengeyi ürünler yönünde ilerleterek çözünürlüğü artırır. Dolayısıyla katı miktarı azalır. İnsan Vücudu ve Kompleksler Koordinasyon bileşikleri insanların hayatında da oldukça büyük öneme sahiptir. İnsan vücudunda oluşan en önemli kompleks yapı kandaki hemoglobindir. Hemoglobin, hem ve globinden oluşan bir yapıdır. Hemoglobinin yapısındaki Fe2+ iyonu, dört azot atomuna koordinasyon bağı ile bağlanmıştır. Beşinci koordinasyon bağını globin proteini ile, altıncı koordinasyon bağını da solunum gazları ile yapar. Hemoglobin akciğerdeki alveollere geldiğinde, burada oksijen gazının basıncı yüksek olduğundan kolaylıkla oksijenle koordinasyon bağı oluşturur. Böylece oksihemoglobin oluşur. Hemoglobin + O2 Oksihemoglobin Kan dolaşımı ile kalbe ve kalpten tüm dokulara giden oksihemoglobin, basıncın dokularda düşük olmasından dolayı oksijenini burada bırakır. Serbest kalan oksijen gazı difüzyonla doku hücrelerine geçer ve böylece hücre O 2'yi almış olur. Oksihemoglobin Hemoglobin + O2 Hemoglobin yüzlerce atomdan oluşan oldukça büyük bir yapıdır. Solunan havada CO molekülü varsa, bu molekül oksijene göre, hemoglobin kompleksi ile yaklaşık 200 kat daha kararlı bir kompleks oluşturur. Bu nedenle CO, hemoglobinden kolaylıkla ayrılamaz. Vücut için gerekli oksijen sağlanamadığı için dokular oksijensiz kalır. Buna karbonmonoksit zehirlenmesi denir. Hemoglobin + karbondioksit Karboksihemoglobin https://hasanfirat.com