1-İnönü Savaşı'nın Sonuçları -Düzenli orduların Batı Cephesi'ndeki ilk zaferidir. -Türk milletinin düzenli orduya olan güveni artmıştır.Savaş milli maneviyatı yükseltmiş ve milletin birlik ve beraberliğini artırmıştır. -İsmet Paşa'nın yıldızı parlamış ve generalliğe yükselmiştir. -Kazanılan zaferden sonra Çerkez Ethem isyanı da bastırılmıştır. -TBMM, bu zaferden sonra Londra Konferansı'na davet edilmiştir.Zaferden sonra Afganistan'la dostluk ve yardımlaşma anlaşması, Rusya ile Moskova Antlaşması imzalanmıştır. -Düşman oyalanarak zaman kazanılmıştır. -20 Ocak 1921 Anayasası ilan edilmiştir. -İstiklal Marşı'mız kabul edilmiştir (12 Mart 1921). -TBMM'nin istiklal Marşı'm kabul etmesi ulusalcı niteğine kanıt olarak gösterilebilir. Londra Konferansı (23 Şubat - 12 Mart 1921 ) I.İnönü Savaşı'nın kazanılması üzerine ingilizler deTBMM gerçeğini kabul etmek zorunda kaldılar. Bu sırada Moskova'da TBMM ve Rusya arasında yapılan görüşmeler ingilizleri rahatsız etmişti. Bu arada ingilizler işgal ettikleri Musul ve Kerkük'te direnişle karşılaştılar. Revandiz'de çıkan ayaklanma üzerine burayı terkettiler. Bir taraftan bu gelişmeler, diğer taraftan i. inönü Savaşı itilaf Devletleri arasındaki görüş ayrılıklarını artırdı. Güneydoğu Anadolu'da büyük bir direnişle karşılaşan Fransızlar ve işgal planlarından memnun olmayan italyanların ısrarlarıyla ingilizler ve Yunanlılar da ortaya ç.ı.kan yeni durumu görüşmeye razı oldular. Londra'd'a bir konferans toplanacak ve konferansa TBMM delegeleri de katılacaktı. itilaf Devletleri, istanbul Hükümeti'ni Londra Konferansı'na davet ettiler. İstanbul Hükümeti'nin göndereceği delegeler arasında M. Kemal'in ya da M. Kemal'in yetki verdiği birisinin de yer almasını istediler. Bu davranışlarıyla TBMM Hükümeti'ni tanımadıklarını göstermek istemişlerdir TBMM doğrudan çağrı olmadığı taktirde konferansa katılmamaya karar vermişti. Fakat konferansa katılmada geç kalmamak için TBMM Heyeti İtalya'ya gitti. Heyet, itaiya'da bulunduğu sırada itilaf Devletleri adına itaiya'dan davet almış ve konferansa katılmıştır. Londra Konferansı'na TBMM Hükümeti, is" tanbul Hükümeti, ingiltere, Fransa, italya ve Yunanistan kattımıştır. istanbul Hükümeti adına konferansa katılan Tevfik Paşa, görüşmeler sırasında söz hakkını TBMM te msilcisine bıraktı. Bekir Sami Bey de Misak-ı MiIIi'de yer alan kararları açıklamıştır. itilaf Devletleri konferansta bazı teklifler ileri sürdüler: 1. izmir ili geri verilecek, fakat şehirde Yunan kuvveti bulunacaktı. Vali Hristiyan olacak ve Milletler Cemiyeti tarafından tayin edilecekti. 2. Doğuda bir Ermeni Devleti kurulacaktı. Londra Konferansı'nın Sonuçları • - itilaf Devletleri, TBMM Hükümeti'ni konferansa çağırmakla onun varlığını hukuken tanımışlardır. - Sevr Barış Antlaşması'nın çeşitli hükümleri tartışma konusu yapılmaya başlamıştır - TBMM Hükümeti, bu konferanstan önemli sonuçlar beklemiyordu. Fakat konferansa katılmakla "Türkler barış görüşmelerine yanaşmıyorlar, savaşı uzatıyorlar" şeklindeki propagandanın önlenmesi sağlanmıştır. - Londra Konferansı'nın başarısızlıkla sonuçlanması üzerine Anadolu'da Yunan saldırısı yeniden başladı. Bu durum ii. inönü Savaşı'na neden olmuştur. - Londra Konferansı sonrasında TBMM temsilcisi Fransa, ingiltere ve italya ile ikili antlaşmalar yaptı. Fakat bu antlaşmalarda "devletlerin eşitliği" ilkesine uyulmamıştır. Fransa ve itaiya'ya ekonomik çıkarlar sağlanmış, ingilizlere savaş suçlusu sayılan tutsakları geri vermeme hakkı tanınmıştı. Yapılan antlaşmalar TBMM tarafından onaylanmadığından yürürlüğe girmemiştir. Ancak Malta'da sürgünde bulunan Türk esirlerinin kurtarılması sağlanmıştır. Moskova Antlaşması (16 Mart 1921) I.İnönü Savaşı'nda Yunanlılara karşı kazanılan başarı ve TBMM temsilcisinin Londra Konferansı'na çağrılması üzerine Moskova Antlaşması imzalandı (16 Mart 1921). Moskova Antlaşması'nın önemli maddeleri şunlardır: 1. iki taraftan birinin tanımadığı devletler arası bir senedi diğeri de tanımayacaktır.- Sovyet Rusya, Sevr Antlaşması'nı tanımadığını ilan etmiştir. - Bu hüküm iki devletin dış politikada birlikte hareket etme kararı aldıklarını gösterir. 2. Sovyet Rusya, Misak-ı Milli'yi tanıyacaktır. - ilk defa büyük bir devlet TBMM'yi tanımıştır. - Sovyet Rusya, Misak-ı Milli'yi tanıyan ilk Avrupa devleti olmuştur. 3. Osmanlı Devleti ile Çarlık Rusya arasındaki antlaşmalar geçersiz sayılacaktır. - Her iki devlet de kendilerinden önceki döneme ait antlaşmaların geçersiz olduğunu bildirmiştir. - Bu madde her iki ülkede köklü rejim değişikliği olduğunu gösterir. 4. Sovyetler kapitülasyonların kaldırıldığın kabul edecektir. 5. Sovyet Rusya, TBMM ile Ermenistan ve Gürcistan arasında imzalanan antlaşmalara göre belirlenen sınırı Batum'un Gürcistan'a iade edilmesi şartıyla tanıyacaktır. 6. iki devlet arasındaki ilişkileri geliştirecek iktisadi, mali vb. anlaşmalar yapılacaktır. - Yeni Türk Devleti bu antlaşmayla asırlardan beri topraklarımızda emelleri olan büyük bir devletle bir dostluk kurmuş, maddi açıdan da yardım elde etme imkanına kavuşmuştur. Önemi - Moskova Antlaşması'nın başlangıç kısmında"Milletlerin kendi geleceğine serbestçe karar verebilmesi" ilkesi yer almıştır. Bu hükümle iki devlet birbirinin iç işlerine karışmama ve bağımsızlığına saygı duyma konusunda güvence vermişlerdir. Antlaşmada bu ilkenin yer almasında TBMM'nin Sovyet Rusya'nın kendi rejimini yayma politikasına önlem almak istemesi etkili olmuştur - Sovyetler Birliği ile yapılan bu antlaşma yeni Türk Devleti'nin diplomasi sahasında kazandığı bir zaferdir.Batum Gürcistan'a, dolayısıyla Sovyet Rusya'ya bırakıldı. Buna karşılık Sovyetler, Kars ve çevresinin yeni Türk Devleti'ne ait olduğunu kabul ettiler. Doğu Cephesi tam anlamıyla güvenlik altına alınmıştır. - Doğu sınırımız büyük ölçüde kesinlik kazanmıştır. - Moskova Antlaşması'nın imzalanmasından yedi ay sonra 13 Ekim 1921 'de TBMM ile Kafkas Cumhliriyetleri arasında Kars Antlaşması yapıldı. Moskova Antlaşması hükümlerinin tekrarıözelliğini taşıyan bu antlaşma ile Türkiye'nin doğu sınırı kesinlik kazanmıştır. NOT:Dönemin olağanüstü şartlaf/ndan dolayı Batum Gürcistan'a bırakılmıştır. Bu durum Misak-ıMilli smlrlarmdan verilmiş ilk tavizdir. 2-II. inönü Savaşı (23 - 31 Mart 1921) ı. inönü Savaşı'ndan kısa bir süre sonra Yunanlılar yeniden saldırıya geçtiler. Yunan saldırısının başlamasında: - Londra Konferansı'ndaki barış tekliflerinin TBMM Hükümeti tarafından kabul edilmemesi - ingilizlerin yeni bir saldırı konusunda Yunanlıları teşvik etmeleri - Yunanlıların Türk ordusunun teşkilatlanmasına fırsat vermeden Eskişehir ve Afyon'u almak, Ankara üzerine yürüyerek TBMM'yi dağıtmak istemeleri - Sevr Antlaşması'nın TBMM'ye kabul ettirilmek istenmesi etkili olmuştur. II. inönü Savaşı'nın kazanılmasıyla: - Halkın Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne olan güveni artmıştır. - Yunanlılar ve ingilizler Türk ordusunun gücünü kabul etmişlerdir. - italyanlar, Anadolu'da işgal ettikleri yerleri boşaltmaya başlamışlardır (5 Temmuz 1921). 3-ESKiŞEHiR - KÜTAHYA SAVAŞLARI (10 - 24 Temmuz 1921) Yunanlılar Yeni kurulan ordunun Kuvay-ı Milliye'den farklı olduğunu, ancak henüz taarrUz gücüne ulaşamadığını görmüşlerdi. Bu nedenle Türk ordusu güçlenme imkanı bulamadan bu kuvvetleri ortadan kaldırmayı amaçladılar. Yunan saldırısının amacı; TBMM 'Hükümeti'ni dağıtarak kesin sonucu elde etmekti. Bütün güçleriyle hazırlanan Yunan ordusu geniş bir cepheüzerinde saldırıya geçti. Bu cephe inönü'den Afyon'a kadar uzanıyordu. Türk ordusu henüz II. inönü Savaşı'nın yorgunluğunu üzerinden atamadığından Yunan kuvvetleri karşısında başarılı olamadı. Üstün kuvvetlerle yapılan Yunan saldırısı karşısında Türk kuvvetleri yenilgiye uğradı. Bu gelişmeler üzerine M. Kemal Paşa, ismet Paşa'ya "Sakarya'nın doğusu na çekilmesi" tavsiyesinde bulundu. Bunun üzerine Türk ordusu Sakarya nehrinin doğusuna çekildi. NOT:Türk ordusunun Sakarya'nm doğusuna çekilmesiyle Afyon, Eskişehir ve Kütahya Yunanlıların eline geçti Başkomutanlık Kanunu'nun Çıkarılması Eskişehir Kütahya muharebelerinin başarısızlıgı sonunda toplanan meclis Başkomutanlık kanunu çıkardı(5 Ağustos 1921). Başkomutanlık Kanunu'nun çıkarılmasıyla M. Kemal Paşa; - TBMM'ye ait olan "yasama ve yürütme" yetkilerini doğrudan kullanmaya başladı. - istiklal Mahkemelerinin de kendisine bağlanmasıyla "yargı" yetkisine de sahip oldu., - Erzurum Kongresi'nde askerlik mesleğinden ayrılan M. Kemal Paşa, milli irade ile başkomutan oldu. . TEKALiF - i MiLLiYE EMiRLERi (7 - 8 Ağustos 1921) • Ordu asker sayısı olarak yetersiz olduğu gibi silah ve teçhizat bakımından da çok zor durumda idi. Askerlerin üzerinde doğru dürüst elbise dahi yoktu. Yiyecek yönünden büyük sıkıntı çekiliyordu. Ordu birlikleri arasında irtibatı sağlayacak, yiyecek içecek taşıyacak, silah ve cephaneyi nakilde kullanılacak araç ve gereç yoktu. Bundan dolayı Mustafa Kemal Paşa, Tekalif-i Milliye Emirlerini yayınladı. Çıkartılan kanun ile Türk ordusunun ihtiyaçlarının karşılanması ve savaş gücünün artırılabilmesi için halktan zorunlu yardım isteniyordu. Tekalif-i Milliye Kanunu, Sakarya Savaşı'na hazırlık amacı ile çıkartılmıştır. Ancak kanunun yürürlüğe girmesinden 15 gün sonra Sakarya Savaşı başladığı için, Tekalif-i Milliye Kanunu Türk ordusunun Sakarya Savaşı'na hazırlanmasında ciddi bir katkıda bulunmamıştır. Zira on beş gün gibi kısa bir sürede komisyonların kurulması, Anadolu'nun dört bir yanından yiyecek ve diğer yardımların toplanması, bunların orduya aktarılması imkansızdı. İstiklal Mahkemeleri Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldığı sırada Anadolu'da iç ayaklanmalar büyük boyutlara ulaştı. Böylece bir iç güvenlik sorunu ortaya çıktı. Ülkede asayişin olmaması, eşkıya baskınları ve ekonomik durumun kötülüğü Anadolu'da büyük sarsıntılara neden oldu. Bu sırada asker kaçaklarının sayısı sürekli artıyordu. Bütün bunların çözülmesi, Meclis iradesinin ve devlet otoritesinin bütün ülkede egemen olmasıyla mümkün olabilirdi. TBMM, 29 Nisan 1920'de "Hıyanet-i Vataniye Kanunu" nu kabul etti. 11 Eylül 1920'de yeni bir kanun kabul edilerek istiklal Mahkemeleri kuruldu. Olağanüstü mahkeme özelliği taşıyan bu mahkemenin kararlarında temyiz hakkı yoktu. Üyeleri de TBMM üyeleri arasından seçiliyordu. istiklal Mahkemelerinin kurulması önemli faydalar sağlamıştır: 1- Milli Mücadelenin kazanılmasında önemli bir faktör olan iç güvenlik konusu böylece çözümlenmiştir 2- TBMM'nin otoritesinin bütün ülkede kurulması sağlanmıştır. 3- Asker kaçakları orduya kazandırılmıştır. 4- Devlet organlarının işlemesi, vergi ve askere alma işlerinin düzenlenmesinde önemli faydalar sağlanmıştır. 4-SAKARYA MEYDAN SAVAŞI (23 Ağustos - 12 Eylül 1921) Yunan kuvvetleri 22 Ağustos 1921 'de Sakarya nehrini geçerek taarruza başladılar. Yunan ordusunun taarruzu üzerine Türk kuvvetleri başlangıçta geri çekildi. M. Kemal Paşa yayınladığı bir bildiri ile "Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Yurdun her karış toprağı kanla ıslanmadıkça düşmana bırakılamaz" dedi. çarpışmalar sırasında Yunan ordusu Ankara'ya 50 kilometreye kadar yaklaştı. Buna rağmen uygulanan taktik Türk ordusunun başarılı olmasını sağladı. Yunanlıların iyice güçsüz düşmesi üzerine Sakarya Savaşı'nın Sonuçları - 1683 Viyana bozgunu ile başlayan Türk geri leyişi Sakarya'da sona ermiştir. - Ankara'nın boşaıtılması ve Meclisin Kayseri'ye taşınması için yapılan çalışmalar durdurulmuştur. - Türk ordusu ilk defa savunma durumundan taarruz durumuna geçmiştir. - TBMM tarafından M. Kemal Paşa'ya Gazilik unvanı ve Mareşallik rütbesi verilmiştir (19 Eylül 1921). - TBMM ile Kafkas Cumhuriyetleri arasında Kars Antlaşması yapılmıştır (13 Ekim 1921). - Fransızlarla Ankara Antlaşması imzalanmıştır (20 Ekim 1921). - Yunanlılar taarruz gücünü kaybettikleri gibi, ingiltere desteğinden de mahrum kalmışlardır. - itilaf Devletleri TBMM'ye ateşkes ve barış teklifinde bulunmuşlardır. - Yunan kuwetlerine karşı kesin taarruz amacıyla hazırlıklara başlanmıştır. - Yunan kuwetleri, Doğu Trakya'dan istanbul'a SAVUNMA ZAFERLERiNiN DIŞ SiYASETE ETKiLERi ABD ile ilişkiler Amerika Birleşik Devletleri, TBMM'ye karşı siyasi durumunu 6eğiştiren ~Ik devlet oldu. ı. Dünya Savaşı sırasında ABD Başkanı Wilson, Türk çoğunluğunun bulunduğu topraklar üzerinde bağımsız bir Türk Devleti kurulması fikrini ortaya atmıştı. Sonradan itilaf Devletleri'nin kışkınmaları ile ABD Do"-'ğu Anadolu'da bir Ermeni Devleti kurulması düşüncesini kabul etti. Doğu Anadolu'da yapılan incelemeler bu davranışın haksızlığını ortaya çıkarınca Amerikan kamuoyunun meseleye karşı bakış açısı olumlu yönde değişmiştir.Amerikan Kongresi, Ermenistan üzerinde Amerikan mandası teklifini reddetti. Böylece Amerika Birleşik Devletleri'nin itilaf Devletleri'yle beraber yapması mümkün olabilecek baskılar da ortadan kalktı. Başkan Wilson seçimleri kaybedince ABD kendi içişleriyle uğraşmaya başlayarak dünya politikasına müdahale etmekten vazgeçmiştir. Sovyet Rusya ile ilişkiler Ortak düşman karşısında bulunulması TBMM Hükümeti ile Sovyet Rusya'yı birbirine yakınlaştırdı. ı. inönü Savaşı sonrasında iki taraf arasında Moskova Antlaşması imzalandı (16 Mart 1921). TBMM Hükümeti böylece Sovyet Rusya'dan yardım alma imkanı elde etti.Sakarya Zaferi sonunda Sovyet Fransa ile ilişkiler Fransızlar, TBMM'nin askeri ve politik zaferlerine ve Moskova Antlaşması'na şahit olduktan sonra Franklin Bouillon'u Ankara'ya gönderdiler (9 Haziran 1921). Mustafa Kemal Paşa, Osmanlı Devleti yerine yeni bir Türk Devleti'nin kurulduğunu, Misak-ı MiIIi'nin kabul edilmesini, Sevr Antlaşması'nın reddini, kapitülasyonların kaldırılması gerektiğini bildirdi. Franklin Bouillon kısa bir süre tereddüt geçirdi. Bu sırada Yunanlılar büyük bir saldırıya hazırlanmaktaydılar. Eskişehir - Kütahya Savaşlarının kaybedilmesi Fransızların bir süre daha beklemesine neden oldu.Sakarya Zaferi, Fransa'nın bütün tereddütlerini yok etti . Fransızlar, TBMM Hükümeti ile Ankara Antlaşması'nı imzaladılar (20 Ekim 1921): 1. Antlaşmanın imzalanmasıyla taraflar arasındaki savaş sona erecektir. 2. Antlaşmanın imzalanmasından sonra iki ay içinde Türk kuwetleri belirlenen hattın kuzeyine, Fransız birlikleri ise güneyine çekilecektir. 3. Her iki taraf kendilerine kalan topraklardaki in sanlar için genel af ilan edecektir. 4. Fransa iskenderun ile Antakya için özel bir idare rejimi kuracaktır. Ankara Antlaşması'nın imzalanmasıyla: - ilk defa bir itilat Devleti, TBMM ile antlaşma yapmış ve yeni Türk Devleti'ni tanımıştır., Doğu Cephesi'nden sonra Güney Cephesi de tasfiye edilmiştir.. -Fransa, ıskenderun ve Hatay için özel hükümlerkabul etmekle bu yerlerin anavatanın bir parçası olduğunu kabul etmiştir. Bu hükmün bir gereği olarak burada yaşayan Türklerin ulusal kimlik ve kültürlerini koruyucu düzenlemeler yapılmıştır. İtalya ile ilişkiler İtalya Hükümeti, Paris Barış Konferansı'nda ingiltere, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri'ni karşısında buldu. Paris'teki görüşmelerde müttefikleri ile çatışan italya, görüşmeleri terk etti. 1919 Mayıs ayında da Kuşadası - Antalya arasına asker çıkardı. Yunanlıların izmir'e çıkışı italyanların müttefikleriyle arasını iyice açtı. Bu nedenle, Güneybatı Anadolu'yu işgal eden italyanlar hoşgörülü bir politika izlediler. 1919 -1921 yılları arasında italya'nın iç durumu da karışıktı. Adeta bir iç savaş yaşanmaktaydı. italya Anadolu'da yeterli sayıda asker bulunduramayacağını anladı. 5 Temmuz 1921 'de italyanlar işgal ettikleri yerleri bırakarak Anadolu'dan ayrıldılar. Bir takım ekonomik imtiyazlar istedilerse de istekleri TBMM tarafından kabul edilmedi Afganistan ile ilişkiler Milli Mücadele sırasında Afganistan ile iyi ilişkiler kuruldu. Bunun sonucunda TBMM Hükümeti ile Afganistan arasında 1 Mart 1921 'de bir dostluk antlaşması yapılmıştır ingiltere ile ilişkileringiltere, Kurtuluş Savaşı sonuna kadar yeni Türk Devleti'ne karşı düşmanca tutumunu devam ettirdi. Sürekli olarak Yunanlıları destekledi. ingiltere, Türklerin başarılı olmasının başta Müslümanlar olmak üzere bütün ingiliz sömürgelerinde etkili olacağını düşünüyordu. Türk tarafının mutlaka yenilmesini ve halifenin de kendi kontrolleri altında bulunmasını istiyordu. Yunanistan ile ilişkilerKurtuluş Savaşı yıllarında Türk - Yunan ilişkileri tamamen savaş biçiminde oldu. Yunanlılar, Türkleri tarihten tamamen sileceklerini düşündüler. Düzenledikleri saldırıların bir Yunan felaketine iTiLAF DEVLETLERi'NiN BARIŞ TEKLiFLERi 22 Mart 1922 tarihinde itilat Devletleri Dışişleri Bakanları Türk ve Yunan taraflarına ateşkes teklifinde bulundular. Yapılan teklifte, "iki taraf arasında askersiz bölge bırakılması, her iki tarafın asker ve silah bakımından güçlenmemeleri, askeri açıdan Türk tarafının itilaf Devletleri'nin denetimi altında bulunması ve çarpışmaların üç ay süreyle durdurulması" yer alıyordu. Böylece Türk ordusunun taarruz hazırlıkları durdurulacaktı. Bu teklifler Yunanlılar tarafından hemen kabul edildi. Türk tarafı ise bağımsızlık anlayışına ters düşen askeri denetim teklifini kabul etmediğini bildirdi. Ateşkesin ancak memleketimizdeki yabancı kuvvetlerin çıkmasıyla yapılabileceği belirtildi. 26 Mart 1922'de Paris'te bulunan itilaf Devletleri Dışişleri Bakanları barış esaslarını bildirdiler. Buna göre: 1. 2. 3. 4. İzmir ve Tekirdağ Türklere bırakılacak; Edirne, Kırklareli ve Babaeski Yunanlılara kalacaktı. Doğu'da bir Ermeni Devleti kurulacaktı. Türkiye'de mecburi askerlik olmayacak, ordu mevcudu da ellibeşbinden seksenbeşbine çıkarılacaktı. Sevr Antlaşması'nın mali, iktisadi ve adli hükümlerinde Türkiye lehine değişiklikler yapılacaktı. Taarruz Hazırlıkları Sakarya Savaşı'nın kazanılmasından sonra Büyük Taarruz'a kadar uzun bir süre geçmiştir. Bu süre içinde Türk ordusu hazırlıklarını tamamlamaya çalıştı Sakarya Savaşı ile Yunan ordusunun taarruz gücü ortadan kalkmıştı. Ancak bu yeterli değildi. Amaç Yunan ordusunun tamamen Anadolu'dan atılması olduğuna göre hazırlıkların çok iyi bir şekilde yapılması gerekiyordu. TBMM Hükümeti, düşmana kesin darbeyi indirmek amacıyla bütün imkanları kullanmaya çalışıyordu. Doğu ve Güney Cephelerinin güvenlik altına alınması bütün güçlerin Batı Cephesi'nde toplanmasını sağladı. Ordunun ihtiyaçlarının karşılanması için çalışılırken, diğer taraftan taarruz eğitimine ağırlık verildi. 5-BÜYÜK TAARRUZ M. Kemal Paşa, 20 Ağustos'ta Akşehir'e giderek taarruz emrini verdi. Taarruz yapılabilmesi için düşmanın iki üç katı kuvvete ihtiyaç duyulduğu halde düşmana yakın bir sayıya ancak ulaşılabiliyordu. Taarruz yeri olarak Afyon belirlenmişti.Türk taarruz planının amacı, düşmana geride cephe oluşturma imkanı vermeden tek darbede yenmek ve düşman kuvvetlerini imha etmekti. 26 Ağustos 1922'de taarruz başladı. 27 Ağustos'tan itibaren Türk ordusunun üstünlüğü eline geçirmesi üzerine Yunan kuvvetleri geri çekilmeye başladı. Aslıhanlar bölgesinde yapılan bu savaşa Dumlupınar Meydan Savaşı denilmiştir. 30 Ağustos 1922 tarihinde de Yunan kuvvetlerinin tamamen yok edildiği ve Başkomutan Mustafa Kemal'in doğrudan yönettiği savaşa Başkomutanlık Savaşı denilmiştir. Yunan kuvvetlerinin yeni bir savaş hattı oluşturmalarına engel olmak amacıyla M. Kemal Paşa, "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" emrini verdi. Yunan kuvvetleri izmir'e doğru kaçarken Türk ordusu 6 Eylül'de Balıkesir, 8 Eylül'de Manisa, 9 Eylül'de izmir'e girdi. 17 Eylül'de ise Bandırma'ya ulaştı. 18 Eylül 1922 tarihinden itibaren Anadolu'da artık hiçbir Yunan kuvveti kalmamıştır Büyük Taarruz'un Sonuçları - Milli mücadele başarıya ulaşmıştır. - Anadolu'da halyan ve Fransız işgalinden sonra Yunan işgali de sona ermiştir. - Kurtuluş Savaşı'nın askeri safhası başarıyla tamamlanmıştır. - Afyon, Eskişehir, Kütahya, Uşak, Manisa, Aydın, İzmir, Bursa, Balıkesir illeri düşman işgalinden kurtarılmıştır. - itilaf Devletleri ateşkes teklifinde bulunmuştur. - Türk ordusu Çanakkale ve izmit civarında İngiliz kuvvetleri ile karşı karşıya gelmiştir. - İçte milli birlik ve bütünlük sağlanmıştır. MUDANYA ATEŞKES ANLAŞMASı (11 Ekim 1922) Büyük Taarruz'un başarıya ulaşmasından sonra İngilizlerin hedefi, Boğazlar, istanbul ve Doğu Trakya'yı Türklere vermemekti. TBMM ise buraları almadan yapılacak bir barışı kesinlikle kabul edemezdi. Türk ordusunun şartlarının iyi olmadığı düşünülürse diplomatik yollarla buraların alınması en ıyı metottu.ingiliz kabinesi başlangıçta Türk ordusuna karşı kuvvet kullanılması kararı aldı. Ayrıca ingilizler, müttefiklerinden ve dominyonlarından da yardım istediler. Türklerin ne olursa olsun Avrupa'ya geçmesini engellemek isteyen İngilizlerin çağrısına ne müttefiklerinden, ne de dominyonlarından olumlu bir cevap gelmedi. Hiç kimse İngiliz politikası uğruna maceraya atı(rıak istemiyordu. İngiliz Hükümeti, Fransızların ve İtalyanların baskısı ile ateşkes görüşmelerine başlamayı kabul etti. Bütün bu gelişmeler olurken Türk birlikleri Çanakkale'de İngiliz kuvvetlerinin önüne gelmişlerdi. İngilizlerin görüşmelere razı olması üzerine Türk ordusunun ilerleyişi durduruldu. 3 Ekim günü Mudanya'da ateşkes görüşmeleri başladı.Başkomutan M. Kemal Paşa, ateşkes görüşmelerinde Türk temsilcisi olarak Batı Cephesi Komutanı ismet Paşa'yı görevlendirdi. ismet Paşa başkanlığıaltındaki konferansa ingiltere, Fransa ve halya delegeleri katılıyorlardı. Konferansın en önemli konuları, Doğu Trakya'nın Yunan kuwetleri tarafından boşaıtılıp Türklere teslim edilmesi, Boğazlar ve istanbul'un durumu idi. İngilizler bu konularda Türk tezinin karşısında olduklarından görüşmeler çok sert bir atmosferde geçti. Sonunda 11 Ekim 1922 tarihinde Mudanya Ateşkes Anlaşması imzalandı. Mudanya Ateşkes Anlaşması'na göre: 1. Türk - Yunan kuwetleri arasındaki savaş sona erecektir. 2. Yunan kuwetleri Meriç nehrine kadar olan Doğu Trakya'yı 15 gün içinde boşaltacaklardır. 3. Doğu Trakya TBMM'nin jandarma kuwetlerine bırakılacaktır. Ancak bu kuwetler 8.000'i geçmeyecektir. 4. istanbul, Boğazlar ve çevresinin yönetimi TBMM Hükümeti'ne bırakılacaktır. itilaf Devletleri barış yapılıncaya kadar istanbul'da kuwet bulunduracaklardır. 5. Barış antlaşması yapılıncaya kadar Türk silahlı kuwetleri Çanakkale ve izmit yarımadasında belirlenen çizgiyi geçemeyeceklerdir. Mudanya Ateşkes Anlaşması'yla; - Türk Kurtuluş Savaşı sona erdi. - Yeniden silahlı çatışmaya girilmeden diplomatik başarılarla Doğu Trakya ve istanbul kurtarıldı. - ingilizler Türk başarısını kabul ettiler. - ingiltere'de Lloyd George Hükümeti istifa etti. - Kurtuluş Savaşl'nın diplomatik safhası başladı. - Türk tarafına Lozan Barış Konferansı için tekIifte bulunuldu. ';, - istanbul, Boğazlar ve çevresinin TBMM Hükü meti'ne bırakılması ile Osmanlı Devleti hukuken sona erdi. - Yeni Türk Devleti Birinci Dünya Savaşı'nda ye nilmiş devlet yerine eşit devlet durumuna geldi. - Türk - Yunan savaşı kesin olarak sona erdi. - Mudanya Ateşkes Anlaşması'nın yapılmasından sonra Başkomutanlık olağanüstü temsilcisi tayin edilen Refet Paşa büyük gösterilerle istanbul'a girdi. Doğu Trakya'da kısa sürede Türk yönetimine kavuştu. Saltanatın Kaldırılması ve Lozan Antlaşması SALTANATIN KALDIRILMASI (1 KASIM 1922) Mudanya Ateşkes Anlaşması'ndan sonra barış konferansı için hazırlıklar başladı. Bu sırada istanbul Hükümeti, TBMM Hükümeti'nin yanında görüşmelere katılmak istediğini bildirdi. Mecliste yapılan oylama ile 1 Kasım 1922 tarihinde saltanatın kaldırılması kararlaştırıldı. Saltanatın kaldırılmasıyla; 1. Altı yüz yıllık Osmanlı saltanatı sona ermiştir. 2. Son Osmanlı Padişahı Vi. Mehmet (Vahdettin), 17 Kasım 1922'de ingiltere'ye sığınarak ülkeyi terk etmiştir. 3. TBMM, Abdülmecid Efendi'yi halife seçerek, halifeliğin devam ettirilmesini sağlamıştır. 4. Milli egemenliğin gerçekleşmesi yolunda önemli bir adım atılmıştır. 5. Saltanatın kaldırılmasıyla devletin laikliği konusunda ilk aşama gerçekleştirilmiştir. 6. İtilaf Devletleri'nin Lozan Konferansı'nda ikilik çıkarma planları sonuçsuz kalmıştır. 7. TBMM'nin açılışından sonra ikinci büyük inkılap hareketi gerçekleşmiştir. 20 Kasım 1922 tarihinde toplanan Lozan Konfransı'na İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan ve Romanya ile I.Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan Yugoslavya devletleri katıldılar. Boğazlarla ilgili görüşmelere Sovyetler Birliği ve Bulgaristan, gözlemci olarak da ABD katıldı. Bütün bu devletlerin karşısında sadece Türkiye vardı. Türkiye'yi destekleyen hiçbir devlet yoktu. Hazırlıkların tamamlanmasından sonra görüşmeler 20 Kasım 1922'de başladı. Tarafların görüşmelerden bekledikleri sonuçlar birbiri ile çatıştığı için daha ilk günlerden itibaren görüşmeler çıkmaza girdi. 4 Şubat 1923'e kadar devam eden görüşmelerde bazı sorunlar için çözüm yolları bulunmasın rağmen bazı konularda en ufak bir ilerleme sağı, namadı. Görüşmelerin kesilmesine neden olan anlaşmazlılar kapitülasyonlar, Osmanlı borçları, Musul - Kerkük ve Boğazlar sorunları olmuştur. Yukarıda belirtilen temel konularda tarafların tavize yanaşmaması ve ciddi görüş ayrılıkları üzeri n 4 Şubat 1923'de görüşmelerin kesilmesi savaş ihti malini yeniden gündeme getirdi. TBMM, her ne ka dar savaş için hazırlık yapmış ise de savaşı son ça re olarak görüyordu. İ İtilaf Devletleri'nin ise bu dönemde TBMM ile tekrar savaşa girme ihtimalleri ol dukça zayıf idi. Taraflar arasında karşılıklı verilen tavizler ile 4 Şu bat 'ta atılan köprüler yeniden kuruldu. 23 Nisar 1923'te taraflar tekrar bir araya geldiler. Görüşmelerin başlangıç tarihinin TBMM'nin kuruluş yıldönümüne denk getirilmesi kuşkusuz bir rastlantı değildir. Taraflar arasındaki yakınlaşma ve samimiyetin bir göstergesidir. 23 Nisan'da başlayan görüşmeler 24 Temmuz 1923'e kadar devam etmiş ve Lozan Barış Antlaşması'nın imzalanması ile sonuçIanmıştır