1.KONU: NÜFUSUMUZUN DAĞILIŞI Yükselti: Yükselti arttıkça iklim sertleşir. Yani kış mevsimi daha soğuk ve uzun, yaz mevsimi daha serin ve kısa olur. Bu yüzden yükselti arttıkça nüfus tenhalaşır. Yaz mevsiminin ise kısa ve serin geçtiği bu yerlerde pek çok tarım ürünü yetiştirilemez. Engebenin fazla olması kış mevsiminde çok kar yağışı olması nedeniyle ulaşım çok zordur. Eğim: Arazide eğim arttıkça tarımsal faaliyetler zorlaşır ve buna bağlı olarak nüfus azalır. Dağların uzanışı ve Güneş’e bakı: Ülkemizde dağlar genellikle doğu - batı yönünde uzanır. Kıyıya paralel uzanan Karadeniz ve Akdeniz dağları kıyı ile iç kesimler arasında – Ulaşımı zorlaştırır. – Denizin ılıman ve yağış etkisinin iç kesimlere ulaşmasını engeller. Belirtilen nedenlerden dolayı kıyı ovaları iç kesimlerdeki ovalara göre daha nüfuslanmıştır. Ülkemiz Kuzey Yarım Küre’dedir. Kuzey Yarım Küre’de dağların güney yamaçları güneş ışınlarını doğrudan aldığı için kuzey yamaçlara göre daha sıcaktır. Bu yüzden ülkemizdeki dağların güney taraflarında nüfus daha fazladır. b. İklim özellikleri: Dünya üzerinde iklimin ılıman ve yağışlı olduğu yöreler sık nüfuslu yerlerdir. Ülkemizde de iklimin ılıman olduğu Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz kıyı kesimleri çok nüfusludur. İç kesimlerde, yer şekilleri bakımından tarıma elverişli olmasına rağmen Konya ovasında olduğu gibi yağışların yetersiz olduğu yerler ile Doğu Anadolu’da olduğu gibi yükseltinin fazla deniz etkisine kapalı olduğu yerlerde iklim serttir. Buralarda nüfus tenhadır. c. Doğal bitki örtüsü: Ülkemizde nüfusun dağılışını etkileyen en önemli doğal faktörlerden biri de doğal bitki örtüsüdür. Ormanların yaygın olduğu yörelerde nüfus az ve seyrektir. Bunun en önemli nedeni orman alanlarında tarıma ve yerleşmeye elverişli alanların sınırlı olmasıdır. d. Su kaynakları: Dünyanın her tarafında olduğu gibi ülkemizde de nüfusun büyük bir kısmı su kaynaklarının çevresinde yada yakınında toplanmıştır. Gerek içme ve kullanma, gerekse tarımda ve sanayide suya ihtiyaç duyulduğu için ülkemizde akarsu boyları, yeraltı su kaynaklarının ve göllerin çevreleri yoğun nüfuslu yerlerdir. e. Toprak: Ülkemizde iklim şartlarının elverişli olduğu yerlerdeki verimli topraklar yoğun nüfuslu yerlerdir. Kıyılardaki delta ovaları, iç kesimlerdeki Elazığ, Erzincan, Malatya, Kayseri, Bolu, Adapazarı ovaları yoğun nüfuslu yerlerdir. Toprağın verimsiz olduğu Tuz Gölü çevresi, Akdeniz Bölgesi’nde Taşeli platosu gibi yerler ise tenha nüfuslu yerlerdir. Nüfus: Sınırları belli bir alanda, belli bir zamanda yaşayan insan sayısıdır. Nüfus Yoğunluğu: Bir Kilometre kareye düşen insan sayısına denir. Şu formülle hesaplanır. Nüfus Yoğunluğu=Yaşayan İnsan Sayısı Yüzölçümü Örnek: Ülkemizin 31 Aralık 2015 günü nüfusu 78.741.053 kişidir. Yüzölçümümüz ise; 814.578 km karedir. Ülkemizde kilometre kareye düşen insan sayısı bir başka deyişle ülkemizin nüfus yoğunluğu nedir? Çözüm: Nüfus Yoğunluğu :=75.627.384 814.578 Nüfus Yoğunluğu =96,664 (97)’dir. Bir yerin Yerleşim Yeri Olarak Seçilmesinin Nedenleri *Uygun iklim şartları *Verimli tarım alanlarına sahip olması *Endüstriyel gelişime uygun olması *Yer altı kaynakları açısından zengin olması *Turizmin gelişmiş olması *Eğitim imkanlarının fazla oluşu *Sahip olduğu sosyal, kültürel ve tarihi özellikler. Günümüzde bir yerin nüfus artışında o yerin sahip olduğu iş imkanları birinci derecede etkilidir. YERLEŞME Kırsal Yerleşme: Nüfusu 10 binden az olan yerlerdir. Kasaba, köy, köyaltı yerleşmeler (mezra, mahalle, bağ, yayla, divan) Kırsal Yerleşme özellikleri 1.Nüfusları azdır ve kapladıkları alanlar küçüktür. 2.İdari bakımdan muhtarlıktır. 3.Sınırları ve ortak malları vardır. 4.Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanır. 5.İşbirliği ve soysa dayanışma kuvvetlidir. Kentsel Yerleşme: Küçük Şehir: 10.000-25.000-Sivrihisar,Alpu,Günyüzü Orta Şehir : 25.000-100.000-Polatlı,Bozuyuk, Büyük Şehir :100.000-500.000 Çorum , Niğde, Muğla Metropol : 500.000 ‘den çok- İstanbul,İzmir, Ankara Kentsel Yerleşmelerin Özellikleri 1- Nüfusları fazladır. Yayıldıkları alanlar geniştir. 2-Geçiminde tarım dışı sektörler ağırlıktadır. 3-Meskenler yanında çarşı, Pazar, fabrika, spor ve sanat merkezleri vb. bulunur. 4-Ekonomisi; ticaret, sanayi, turizm, hizmet sektörlerinden oluşur. 2. Beşeri Faktörler a. Sanayileşme: Bütün Dünya'da olduğu gibi Türkiye'de de, sanayileşmenin arttığı yerlerde nüfus yoğunluğu artmıştır, İstanbul, İzmit, Adapazarı, Bursa, Adana ve İzmir buna örnektir. b. Tarım: Tarımın geliştiği yerler yoğun nüfusludur. Çukurova, Gediz, Bafra ve Çarşamba ovaları çevresi gibi. c. Yeraltı kaynakları: Madenlerin veya enerji kaynaklarının işletilmesinde yoğun nüfusa ihtiyaç olduğundan, bu alanlarda da nüfus fazladır. Zonguldak, Soma, Elbistan buna örnektir. d. Turizm: Ülkemizde, Ege ve Akdeniz kıyılarındaki merkezlerde turizmden dolayı nüfus yoğunlaşmıştır. e. Ulaşım: Ulaşım yolları kavşağında bulunan illerimizin nüfusu artmıştır. Eskişehir, Ankara, Kayseri, İstanbul gibi illerin gelişmesinde, ulaşım yolları üzerinde bulunmaları da etkili olmuştur. f. Tarihi faktörler: Anadolu’da geçmişte iklimi ve yüzey şekillerinin elverişli, çevresiyle ulaşımı kolay olan yerler dönemlerinde hep büyük merkezler olarak kalmıştır. NÜFUSUN DAĞILIŞINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER Türkiye'de nüfusun farklı dağılışında etkili olan faktörler şunlardır: 1. Fiziki Faktörler a. Yüzey Şekilleri: Ülkemiz oldukça yüksek ve engebelidir. Yükselti, arazinin eğimi, dağların uzanış doğrultusu ve güneşe bakı gibi etmenler yüzey şekilleriyle ilgilidir. 1 Türkiye Fiziki Haritası Ülkemizde Nüfus Sayımları ve Nüfus Artış Hızı 1927-2010 yılları arasında ülkemizdeki yapılan nüfus sayımı sonuçlarına göre: Nüfusumuz sürekli artmaktadır. Hatay’ın anavatana katılması ile 1939’dan sonra nüfusumuz artmıştır. 1939 yılında II. Dünya Savaşı’nın başlaması ile nüfus artış hızı azalmıştır. Çünkü genç nüfus askere alınmıştır. 1945 yılından sonra savaşın bitmesi üzerine nüfus artış hızı artmıştır. 1960 yıllardan sonra Avrupa’ya olan işçi göçleri nüfus artış hızımızı azaltmıştır. Balkanlarda yaşayan Türk vatandaşlarımızın Türkiye’ye göçleri Nüfusumuzu arttırmıştır. Ayrıca sağlık koşullarının düzelmesi, salgın hastalıkların önlenmesi nüfus artış hızını arttırmıştır. Türkiye Nüfus Yoğunluğu Haritası Genel olarak yağışlı yörelerimiz yoğun nüfusludur. Ancak Menteşe, Yıldız, Teke ve Taşeli yöreleri dağlık olduğu için seyrek nüfusludur. Ülkemizde nüfus sayımını Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) yapar. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 1926 yılında Atatürk’ün isteğiyle Devlet İstatistik Enstitüsü(DİE) adıyla kurulmuş 2005 yılında adı TÜİK olarak değiştirilmiştir. 2.KONU: NÜFUSUMUZUN ÖZELLİKLERİ Nüfus Sayımı: Sınırları belli bir alanda, belli aralıklarla o bölgede yaşayan insan sayısını tespit etmek amacıyla yapılan işlemdir. Nüfusun Eğitim Durumu: Eğitim sosyal göstergeler içinde, ekonominin ihtiyaç duyduğu kaliteli nüfusu yetiştiren temel kaynaktır Türkiye'de okuma yazma oranı, 1927'de yüzde 10.50 iken, Halk Eğitim Merkezleri, Belediyeler, Ordu, Valilik ve Kaymakamlık gibi kurumların çalışmaları sonucu bu rakam 2013 yılında ise yüzde 95.78'e yükseldi. ***Okuma-yazma bilmeyenlerin yaklaşık yüzde 80'ini ise kadınlar oluşturuyor **İlkokul, ortaokul ve lise, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır. Ülkemizde Nüfus Sayımları Niçin Yapılır? 1- En Önemli amacı: İnsanların beslenme sağlık eğitim vb ihtiyaçları ile yapılması gereken yatırım ve planlamalar için Toplam Nüfusu belirlemek. 1- Erkek-kadın nüfusu belirlemek 2- Kırsal-kentsel nüfusu belirlemek, 3- Nüfus yerleşim yerlerine göre dağılımını belirlemek, 4- Okuma-yazma(eğitim durumu) oranını belirlemek, 5- İç-Dış Göçleri belirlemek, 6- Nüfusun yaşlara göre dağılımını belirlemek 7- Üretici Tüketici nüfusu belirlemek. Nüfus Sayımının Geçmişi Osmanlı Devleti’nde ilk nüfus sayımı padişah II. Mahmut döneminde 1831 yılında yapıldı dönemdeki nüfus sayımının yapılma nedeni; askerlik çağındaki Müslüman asker sayısının ve vergi verecek insan sayısının tespit edilmesiydi. * Cumhuriyet sonrası 1927 yılında yurdumuzda ilk nüfus sayımı yapıldı ve toplam nüfusumuzun yaklaşık 13,5 milyon olduğu tespit edilmiştir. * 1935'te İkinci nüfus sayımı yapılmış olup, bu tarihten itibaren her 5 yılda bir tekrarlanmıştır. * 1990 yılından itibaren ise nüfus sayımlarının 10 yılda bir yapılmasına karar verilmiştir. * 1997 yılında seçmen sayısını tespit edebilme ihtiyacından dolayı bir nüfus sayımı yapılmıştır * 2000 yılında daki nüfus sayımında 67.803.927 dir. **İlk kez sokağa çıkma yasağı olmaksızın adrese dayalı nüfus sayımının 2007 yılında yapılması planlanmış ve çalışmalar başlatılmıştır. "Adrese dayalı nüfus sayımı" Haziran 2007 tarihinde tamamlanmış, kalite kontrol çalışmalarının ardından Ocak 2008'de açıklanmıştır. : 71.517.100 **31 Aralık 2015 sayımına göre Ülke Nüfusu: 78.741.053 2 Nüfusun Yaş Gruplarına Dağılımı: Yaş grupları nüfusun genel yapısı ve doğurganlık oranı hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlar. Ayrıca iş, eğitim, sağlık vb. ihtiyaçların belirlenmesinde ve geleceğe yönelik planlamanın yapılmasında önemli rol oynar. Kırsal nüfus oranı sürekli olarak azalmıştır. Bunun en önemli sebebi, köyden kente olan göçlerdir. İlk olarak 1980 yılında ülkemizde yapılan nüfus sayımında şehir nüfusu, kırsal nüfustan daha yüksek sayıya ulaşmıştır. Göç alan bölgelerimizde kentsel nüfus oranı fazladır. Kentsel nüfus oranı en fazla olan bölgemiz Marmara Bölgesi iken en az olan bölgemiz Karadeniz Bölgesi’dir. Çalışan Nüfusun Ekonomik Faaliyetlere Dağılımı: 14-65 yaş grubu nüfus çalışma çağındaki nüfus olarak kabul edilir. Bu nüfus dilimi içinde bir işle uğraşan nüfusa aktif (çalışan ) nüfus denir. Ekonomik faaliyetler üç büyük gruba ayrılır. Bunlar • Tarım (Tarım, hayvancılık, ormancılık, vs.) • Sanayi (Endüstri, madencilik, vs.) • Hizmet (İnşaat, ticaret, turizm, vs.) sektörleridir. Az gelişmiş ülkelerde, toplam çalışan nüfusun % 90'a yakını tarımsal nüfus özelliği taşır. Gelişmiş ülkelerde ise tarımsal nüfus % 10 civarındadır. Diğer nüfus, hizmet ve sanayi sektöründe çalışmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında tarımda çalışan nüfusun oranı (1927 yılında %89,6) çok fazla iken, günümüze doğru tarım dışı sektörlerin gelişmesiyle bu oran azalmıştır. 2007 verilerine göre Türkiye’de çalışan nüfusun; %27,1 ‘i tarım, %19,4 ‘ü sanayi ve %53,5 ‘i hizmet sektöründedir. -Ülkemiz de 15 yaş üstü nüfusun %52 si çalışmaktadır. Ülkemizde Aktif(çalışan) nüfusun yarısı çalışmamaktadır.(kadın-çocuk-yaşlı-işsiz) -Ülkemiz de işsiz nüfusun artması; hızlı nüfus artışı ve iş olanaklarının azlığındandır. *0–14 yaş -çocuk nüfus, %25 *15–64 arası- çalışabilir nüfus ( faal,)%68 *65 yaş ve üzeri- yaşlı nüfus %7 –(2012) olarak kabul edilir. **15 – 64 yaş arası nüfus üretime katkı sağladığından, üretken nüfus(genç-faal) olarak tanımlanır. **0–14 yaş arasındaki çocuk nüfus ve 65 üzeri nüfus yaşlı nüfus genel olarak ekonomik anlamda bağımlı nüfus (tüketici nüfus) olarak kabul edilmektedir. Nüfusun Cinsiyete Göre Dağıtımı: Nüfusun cinsiyet durumu bir ülkedeki kadın ve erkek nüfusu ifade eder. Bir şehirde kadın ve erkek nüfus arasındaki farkı; sanayi, askeri birlik, şehrin göç alıp vermesi gibi faktörler etkiler. **Sanayi, ulaşım ve ticaretin geliştiği göç alan şehirlerde (İstanbul, Ankara, İzmir, Adana) genel olarak erkek nüfus fazladır. Göç veren(Trabzon, Tokat, Yozgat, Hakkâri) kırsal yörelerde ise genel olarak kadın nüfus fazladır. Az Gelişmiş Ülkelerin Özellikleri Doğum oranı ve nüfus artış oranı yüksektir. Genç nüfus oranı fazla, yaşlı nüfus oranı azdır. Nüfus grafiği; geniş tabanlı üçgene benzer. Ortalama yaşam süresi azdır. Çalışan nüfusun yaş ortalaması düşük, bağımlı nüfus oranı çoktur. Tarım sektöründe çalışan nüfus fazla, hizmet ve sanayi sektöründe çalışan nüfus azdır. Nüfusun eğitim seviyesi düşüktür. Nüfusun yarıdan çoğu kırsal kesimde yaşar. Kırsal ve Kentsel Nüfus: Bir ülkenin kırsal alanlarında ve kentlerinde bulunan nüfus miktarları, o ülkenin ekonomik ve sosyal yapısını yansıtan önemli göstergelerden biridir. Gelişmiş ülkelerde kırsal nüfus oranı toplam nüfusun % 10'nunu geçmemektedir. 1927'de ülkemiz nüfusunun % 75,8'i kır, %24,2'si şehir yerleşmelerinde yaşıyordu. Gelişmiş Ülkelerin Özellikleri Doğum oranı ve nüfus artış oranı düşüktür. Ortalama yaşam süresi fazladır. Genç nüfus oranı az, orta ve yaşlı nüfus fazladır. Nüfus grafiği, tabanı dar, orta kesimi şişkin bir üçgene benzer. Çalışan nüfusun yaş ortalaması yüksek ve bağımlı nüfus oranı azdır. Hizmet ve sanayi sektöründe çalışan nüfus, tarım sektöründe çalışan nüfustan fazladır. Nüfusun eğitim seviyesi yüksektir. Nüfusun yarıdan fazlası Kentte yaşar. 3 3.KONU: EĞİTİM VE ÇALIŞMA HAKKI En Fazla Göç Veren iller: Kars, Tunceli, Bitlis, Giresun, Rize, Sivas, Yozgat, Afyon, Kırşehir, Ağrı, Muş, Bingöl ve Şırnak ençok göç veren illerdir.(Karadeniz-Doğu And. Böl) En Fazla Göç Alan İller: İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Şanlıurfa, Antalya, Mersin, Konya, İzmit, Manisa, Aydın, Gaziantep en çok göç alan illerdir. En Fazla Mevsimlik Göç Alan İller: Adana, Mersin, Aydın, Antalya, Muğla, İstanbul, İzmir, Bursa, Nevşehir, Eskişehir, Gaziantep en fazla mevsimlik göç alan illerdir. İç Göçleri Önlemek İçin: 1- Sulamalı tarıma geçilmeli 2- Ahır ve besi hayvancılığı geliştirilmeli 3- Gelişmemiş olan kırsal alanlardaki eğitim, öğretim ve sağlık hizmetlerinin kalitesi arttırılmalı 4- Küçük sanayi kolları geliştirilmeli. Eğitim Hakkı Eğitim ve öğrenim hakkı ve bu hakkın nasıl kullanılacağı yasalarla düzenlenmiştir. Ülkemizde eğitim bütün çocuklar için 12 yıl zorunlu olup, devlet okullarında parasızdır. Devlet yardıma muhtaç başarılı öğrencilerin eğitimini tamamlayabilmeleri için burs ve benzeri yardımlar yapar Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi MADDE 42- Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılâpları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. -Ülkemiz de göçler genelde; Doğudan-Batıya doğrudur. -Göç eden nüfusun büyük kısmı Üretici(aktif) nüfustur. Özel eğitime ihtiyacı olan çocukları topluma kazandırmak için gerekli önlemleri alır. Devletimiz, her seviyede eğitim kurumu açarken, hayırsever vatandaşlarımızda eğitim ve öğretim hizmetlerine katkı sağlamaktadır. 2-Dış Göç: Nüfusun bir ülkeden başka ülkelere yerleşmesine dış göç denir. Ülkenin nüfus miktarını azaltır yâda arttırır. ÖR: İşçi göçü Dış Göçlerin Nedenleri: 1- Ekonomik nedenler 2- Doğal afetler 3- Savaşlar 4- Etnik nedenler 5- Sınırların değişmesi ve antlaşmalarla yapılan nüfus değişimleri. *Balkan ülkelerinden ülkemize 1995 yılında göç yaşanmıştır.1950’den sonra Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerine ülkemizden işçi göçü yaşanmıştır. Günümüzde yurt dışında 4 milyon civarında Türk yaşamaktadır. Dış Göçlerin Sonuçları: 1- İşsizlik azalmıştır. 2- Dış ticaret gelişmiştir. 3- Turizm gelişmiştir. 4- Ülkeye döviz girdisi sağlanmıştır. Çalışma Hakkı Herkes çalışma ve işini özgürce seçme hakkına sahiptir. İş talepleri devlet ve özel sektör yatırımlarıyla karşılanmaya çalışılmaktadır. Ülkemizde çalışma hayatını düzenleme ve yürütme görevi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na verilmiştir. 4.KONU: NEDENLERİ VE SONUÇLARI İLE GÖÇ Göç: İnsanların, toplumsal, ekonomik veya siyasi nedenlerle bir ülkeden bir ülkeye, bir yerleşim yerinden başka bir yerleşim yerine gitmesine GÖÇ denir. Göç ikiye ayrılır: 1- İç göç 2 - Dış göç 1-İç Göç: Ülke içerisinde nüfusun yer değiştirmesi olayıdır. İç göçler Mevsimlik ve Sürekli olmak üzere ikiye ayrılır. a. Mevsimlik Göç: Genellikle yaz mevsiminde tarım alanlarında çalışmak, yaylacılık ve turizm amaçlı olarak yapılan göçlere mevsimlik göç denir. ÖR: Akdeniz Bölgesi, Ege Böl. b. Sürekli Göç: Yerleşmek amacıyla yapılan göçlere sürekli göç denir. İç Göçlerin Nedenleri: Kırsal alanlardaki hızlı nüfus artışı Miras yoluyla tarım alanlarının daralması ve ailelerin geçimini karşılamaması Tarım alanlarının yetersiz gelmesi ve erozyonun artmasıyla toprağın verimsiz hale gelmesi Tarımda makineleşmenin artması ve buna bağlı olarak tarımsal işgücünün azalması Kırsal kesimde iş imkânlarının sınırlı olması Ekonomik istikrarsızlık ve sosyal problemler Eğitim ve sağlık hizmetlerinin yetersizliği İklim ve yer şekillerinin olumsuz etkileri Kentlerde sanayinin gelişmiş olmasından dolayı iş imkânlarının fazlalığı Kentlerde eğitim ve sağlık hizmetlerinin yaygınlığı Beyin Göçü (Yetişmiş insan gücü hareketi) :Doktor, mühendis, bilim adamı gibi yetişmiş kişilerin başka ülkelerde çalışmasına beyin göçü denir. Beyin Göçünün sebebi: İlk ve Ortaçağlarda beyin göçü dini, siyasi, ilmi ve ideolojik sebeplere dayanırken, günümüzde daha çok ekonomik ve sosyal sebeplerle ayrıca siyasi baskılardan dolayı gerçekleşmektedir. Beyin göçü ülkenin gelişmesini yavaşlatır. Beyin göçünün sebepleri ülkede imkanların sınırlı olması, devletin ilgisizliği, ülkedeki kanuni düzenlemelerin yetersiz ya da karmaşık olmasıdır. Ülkemizde beyin göçü daha çok Avrupa ülkeleri ile ABD’ye gerçekleşmektedir. 5.KONU: YERLEŞME VE SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜ Anayasamızın 23. maddesi gereğince istediği yere yerleşebilir veya seyahat edebilir. Ancak bu hakları savaş, terör, salgın hastalık, tarihi eser bölgelerine zarar vermemek gibi nedenlerle bu hakları kanunlarla kısıtlanabilir. - İnsanlar salgın hastalık olan yerlere, tarihi eser kalıntıları olan yerlere (sit alanları), hazine ve ya özel arazilere yerleşemez. -Seyahat hakkı ise kişinin suç işlenmesi, sağlın hastalık bölgelerine gitme veya ayrılma gibi durumlarda kısıtlanabilir. İç Göçlerin Sonuçları: 1- Ülke içerisindeki nüfus dengesiz dağılır. 2- Ekonomik yatırımlar dengesiz dağılır. 3- Çarpık kentleşme görülür. 4- Konut sıkıntısı ortaya çıkar. 5- Sanayi tesisleri kent içinde kalır. 6- Çevre sorunları ortaya çıkar. 7- Alt yapı hizmetleri aksar(Su, yol, elektrik vb. ) 4