İSLAMİYET’TEN ÖNCE TÜRK TARİHİ A-TÜRKLERİN TARİH SAHNESİNE ÇIKIŞLARI: 1-TÜRK ADININ ANLAMI Türk adı Göktürk kitabelerinde Türk ve Türük şeklinde geçmektedir.Türk kelimesine bir çok anlam yüklenmiştir.Genel olarak Türk demek Güçlü – Kuvvetli manasında kabul edilir. 1)Ziya GÖKALP 'e göre; Töre kelimesinden "Türeli=Nizamlı,geleneklerine bağlı" demektir. gelir. Buna göre Türk demek 2)- Danimarkalı Bilgin WAMBERY 'e göre Türemekten(Türük) gelir. Buna göre Türk demek TÜREMİŞ,ÇOĞALMIŞ demektir. 3)- Kaşgarlı Mahmut'un "Divan-ı Lügat- ı Türk" adlı eserinde Türk demek "OLGUNLUK ÇAĞI" demektir. 2-TÜRKLERİN İLK ANAYURDU: Türklerin anayurdu Orta Asya'dır. Orta Asya'nın sınırları; Doğuda Kingan Dağları,Batıda Hazar Denizi, Güneyde Himalaya Dağları, Kuzeyde Sibirya arasında kalan geniş alana denir. Türk tarihi başka milletler gibi bütün olarak incelenememesinin nedeni Türklerin göçebe bir yaşam sürmesi nedeniyle sabit kalmamalarıdır . *Karasal iklime sahip olan Orta Asya bozkırları tarımdan çok hayvancılığa elverişlidir.Bu nedenle Türklerin temel geçim kaynağı hayvancılık olmuştur. *Türk boyları sürülerine ot ve su bulabilmek için göçebe(Konar-Göçer)yaşam biçimini benimsemişlerdir. *Bozkırların zor koşulları Türklerde özgüven ,güçlü bir irade oluşmasına ve dayanıklılığın artmasına mücadeleci bir karaktere sahip olmasında etkili olmuştur. 3-ANAYURTDA KURULAN İLK UYGARLIKLAR: UYGARLIK:Bütün insanlık tarafından beğenilen ve benimsenen değerlerdir. KÜLTÜR:Sadece bir ulusa ait gelişim süreci içerisinde oluşturulan maddi ve manevi değerlerdir. Yapılan arkeolojik kazılar Türklere ait farklı bölgelerde birçok kültürün oluşturulduğunu ortaya koymaktadırlar bunlar Anav ,afanasyevo ,Andronova ,karasuk ve tagar .Bu kültürlerde Türklerin hayvancılık ile uğraştıkları ,bakırdan ,altından,tunçtan Eşyalar yaptıkları ortaya çıkmıştır.Bu eşyalar hayvan figürleri ile süslenmişlerdir.Ayrıca atı ilk defa evcilleştirmişlerdir.Türkler atı hem günlük işlemlerinde hem de savaşlarda kullanmışlardır. 4-ORTA ASYADAN YAPILAN GÖÇLER: Orta Asya’ da yaşayan Türkler farklı nedenlerden dolayı değişik zamanlarda yaşadıkları yerlerden göç etmişlerdir. GÖÇLERİN SEBEPLERİ: 1)- Nüfus artışı ve toprakların yetersiz kalışı, 2)- Olumsuz iklim şartları(Kuraklık, şiddetli kışlar) 3)- Kendi aralarında ve diğer kavimlerle olan mücadeleler 4)- Salgın hastalıklar 5)- Türklerin Cihan hakimiyeti düşüncesi(Güneşin doğduğu yerden, battığı yere kadar her yeri fethetme arzusu) ÖNEMLİ NOT: Türkler yaptıkları savaşları kaybedince bulundukları bölgeyi terk ederlerdi.Bu durum Türklerin bağımsız yaşamaya düşkün olduklarına kanıt olarak gösterilebilir.Türklerin atı kullanması doğa şartlarına dayanıklı olması bu göçlerin başarıya ulaşmasını sağlamıştır. GÖÇ YÖNLERİ: Kuzeye Gidenler; Sibirya'ya Doğuya Gidenler; Çin ve Uzakdoğu ülkelerine Güneye Gidenler; Hindistan, Afganistan ve Çin'e Batıya Gidenler; İki yol izlememişlerdir. Bir kısmı Hazar Denizinin kuzeyinden Karadeniz'in kuzeyine ve Avrupa'ya(buralarda Hunlar , Avarlar, Bulgarlar,Macarlar gibi devletler kurmuşlardır); Diğer kısmı ise Hazar Denizinin güneyinden İran, Irak, Suriye, Mısır ve Anadolu'ya göç ederek burayı Türk Yurdu haline 1 getirmişlerdir. GÖÇLERİN SONUÇLARI: Türkler yaptıkları göçler ile gittikleri yerlerde kavimleri kontrol altına almışlar,Asya ve Avrupa ‘nın siyasi yapısının değişmesinde kavimler göçü etkili olmuştur.Kavimler göçü Türklerin batıya doğru göçlerinin bir sonucudur. 1)- Orta Asya kültür ve Medeniyeti dünyanın değişik bölgelerine taşınmıştır. 2)- Göç etmeyip, Orta Asya'da kalan Türkler, ilk Türk Devleti olan "Asya Hun Devleti" ni kurmuşlardır. 3)- Göç eden Türk boyları gittikleri yerlerde yeni Türk Devletleri kurarlarken Türk kültürünün yayılmasını sağlamışlardır ve oralardaki bazı devletleri de yıkmışlardır. 4-Türkler göçler sonucunda Mezopotamya ,Anadolu,Çin,Hindistan.Orta Avrupa ,balkanlar ve Sibirya ya yerleşmişlerdir. 5-Değişik bölgelere göç eden Türk boyları yerleştikleri bölgelerde etkilenerek birbirinden farklı kültürel özellikler kazanmışlardır. 6-Türk toplulukları önlerine çıkan kavimleri de sürükleyerek büyük göç dalgalarına yol açmışlardır.Avrupa ve Asya’ nın siyasal ve kültürel yapısının değişmesine neden olmuşlardır. 7-Türk boylarından bazıları göç ettikleri bölgelerdeki kültürlerin etkisiyle milli benliklerini kaybederek yabancılaşmışlardır. ORTA ASYA’DA KURULAN İLK TÜRK DEVLETLERİ 1.Asya Hun (Büyük Hun) İmparatorluğu *Kutlu ülke Ötüken merkez olmak üzere Orhun ve Selenga nehirleri çevresinde kurulmuştur. *Hunlar'a ait ilk belge MÖ 318 yılına ait Hun prensleri ile Çin arasında yapılan bir antlaşmadır. *M.Ö. III. Yüzyılın ikinci yarısında Hunlar, Çinlilere karşı büyük bir güç haline gelmişlerdir. *Çinliler, Hun akınlarına engel olabilmek için kuzey sınırlarında bir duvar örmeye başlamışlardır.Bugün “Çin Seddi” diye bildiğimiz bu duvar M.Ö. 214 yılında tamamlanmıştır. *Mete,Tunguzları,Yüeçiler’i ve Vusonlar’ı yendi. *Çinlilerle mücadele eden Mete Han’ın asıl düşüncesi, Çin’i etkisiz hale getirmekti.Çin’i yıllık vergiye bağlayan Mete, gücünün sembolü olarak Çinli bir prensesle evlenmiştir. *Kalabalık Çin nüfusu içinde Türklerin asimile olmasından çekinen Mete, Çinlilerle antlaşma yapmış ve onlarla dost kalmayı tercih etmiştir.(Mete ulusçu bir politika takip etmiş, vatan millet sevgisini ortaya koymuştur.) *Mete Han’dan sonra Hunlar zayıflamıştır. Parçalanma Sebepleri: -İç mücadeleler ve Çin’in entrikaları -İpek Yolunun elden çıkması -Prensler arasındaki taht kavgaları *Çin’in egemenliğine girmek isteyen Hohanyeh ile Çiçi arasındaki mücadele sonunda Hun devleti doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrıldı.(MÖ l yy.) *Hohan-yeh yönetimindeki Doğu Hunları Çin’in egemenliğine girdi. Batı Hunları ise Çin tarafından ortadan kaldırıldı. *Çinin egemenliğinden kurtulan Doğu Hunları, MS 48 yılında Kuzey ve Güney Hunları olmak üzere ikiye ayrıldılar. *Güney Hunları inin egemenliğini kabul ederken,Kuzey Hunları batıya doğru göç ettiler.Batıya doğru göç eden bu Türkler kavimler göçünü başlattılar. Mete Han’ın Tarihteki Önemi -Türk soyundan olan bütün toplulukları kendi yönetimi altında toplamıştır. -Tung-huların ısrarlı toprak istekleri karşısında “Toprak milletindir, onu kimse veremez.” diyerek ilk defa vatan ve millet sevgisini ortaya koymuştur. 2 -Çin’i mağlup etmesine rağmen Türklerin Çin’e yerleşmesine karşı çıkmış; Çin’den yıllık vergi almakla yetinmiştir. -Günümüzde de pek çok devlet tarafından örnek alınan bir ordu sistemi kurmuştur (Onlu Sistem). *Bu dönemde, Çinlilerin propagandasıyla Hun beyleri birbirine düşmüştür.Mete’nin ölümünden sonra zayıflayan Hunlar, parçalanmışlardır. önce Doğu ve Batı olarak sonra da Güney ve Kuzey olarak Kavimler Göçü Aral Gölü çevresinde toplanan Hun boyları Orta Asya’daki Çin baskısı ve kuraklık nedeniyle IV. Yüzyılın ortalarından itibaren batıya doğru göç ederek barbar kavimleri(Gotlar,Gepitler,Vandallar) Roma İmparatorluğu üzerine saldırmaları sonucunda Kavimler Göçü olmuştur (375). Kavimler Göçü’nün Sonuçları -Roma İmparatorluğu ikiye ayrılmıştır (395). -Batı Roma İmparatorluğu yıkılmıştır (476). -Avrupa’da yeni milletler ortaya çıkmış ve yeni devletler kurulmuştur.Böylece Avrupa’nın günümüze kadar gelen etnik yapısı oluşmuştur. -İlk Çağ’ın sonu Orta Çağ’ın başlangıcı kabul edilmiştir. -Feodalite (Derebeylik) rejimi ortaya çıkmıştır. -Avrupa’da Hun Devleti kurulmuştur. -Hristiyanlık barbar kavimleri arasında yayılmıştır. Orta Çağ’da Avrupa Kilise ve Papalık *Orta Çağ’da Katolik Kilisesi siyasal, dinsel ve ekonomik alanlarda güçlenmiştir. Katolik Kilisesi’nin güçlenmesinde; -Papa’nın Avrupa krallarına taç giydirerek krallıklarını onaylaması -Siyasal yapının parçalanması -Skolastik düşüncenin yaygınlaşması(Skolastik düşünce:Avrupa’da kilisenin etkisi altında gelişen, gerçeklere sadece kilisenin gösterdiği yolla ulaşılabileceğini savunan, deney ve gözleme karşı olan Orta Çağ görüşüdür.Bu düşünce deney ve gözleme karşı olduğu için bilimin gelişmesini engellemiştir.) -Kilisenin kişileri dinden çıkarma (aforoz), bir bölgede yaşayanları dinsel faaliyetlerden men etme (enterdi) ve para karşılığında satma (endülüjans) yetkilerinin bulunması etkili olmuştur. *Orta Çağ’da kurulan devletlerin günah birçoğunda çıkarma, hükümdarlar cennetten egemenliklerini yer dine dayandırmışlardır.Ortaya çıkan laik olmayan devlet anlayışında din adamları devlet yönetiminde etkili olmuşlardır. Feodalite (Derebeylik) *Feodalite, Kavimler Göçü’nden(376) ve Batı Roma’nın yıkılmasından(476) sonra merkezi otorite boşluğu nedeniyle doğmuştur. *Siyasal ve askeri gücü elinde bulunduran, toprağın mülkiyetine veya imtiyazına sahip olan bir senyörler (derebeyler) sınıfı ile bu sınıfa bağımlı köleler sınıfının oluşturduğu idari düzene feodalite denir. Feodalite Rejiminin Özellikleri -Feodalite rejiminin kurulmasından sonra Avrupa’da siyasal birlik bozulmuş, küçük yönetim birimleri ortaya çıkmıştır.Derebeylik yönetimi, IX. Yüzyılda Fransa’dan bütün Avrupa’ya yayılmış ve bütün Orta Çağ boyunca devam etmiştir. - Feodalitede himaye sistemi esastır.Himaye eden “Süzeren”, himaye edilen “Vasal” olarak adlandırılmıştır. 3 -Feodalite rejiminde, halk arasında eşitlik yoktu.Avrupa’da halk; soylular(senyörler), rahipler, burjuvalar ve köylüler(hür köylüler ve köleler-serfler) diye sınıflara ayrılmıştır.Bu nedenle Orta Çağ’da Avrupa’da sosyal adalet sağlanamamıştır. -Toprakların mülkiyeti soyluların elinde toplanmıştır.Orta Çağ’da kapalı bir ekonomik politika izlendiği için halk sermaye birikimine sahip olamamıştır. Feodalite Rejiminin Zayıflamasında; -Haçlı Seferleri sırasında derebeylerin ölmesi veya ordularını kaybetmesi -Barutun ateşli silahlarda kullanılmaya başlanması (top) -Avrupa’da sürekli orduların kurulması -Yeni Çağ başlarında Coğrafi Keşiflerin yapılmasından sonra ticaretin gelişmesi ve tarımsal faaliyetlerin gerilemesi -Papa ile krallar arasındaki mücadelenin krallar lehine sonuçlanması gibi gelişmeler etkili olmuştur. Avrupa Hun Devleti (376-469) *Batıya doğru yönelen Türklerin bir kolu Kafkaslardan Anadolu’ya, Erzurum ve Malatya civarlarına geldiler. *Balamır komutasında batıya doğru yönelenler ise Avrupa’ya geldiler.Avrupa’da kurulan ilk Türk devletidir. *Avrupa Hun Devleti’nin dış politikası Uldız döneminde belirlenmiştir.Bu politikaya göre Bizans İmparatorluğu baskı altında tutulacak ve Germen kavimlerine karşı Batı Roma İmparatorluğu ile işbirliği yapılacaktır. *Uldız döneminde Hunlar, Tuna Irmağı’nı geçerek Roma İmparatorluğu topraklarına akınlar düzenlerken Kafkaslar yoluyla da Anadolu’ya girmişlerdir.Antakya ve Urfa’yı kuşatan Hunlar, Anadolu’da kalmayıp Azerbaycan üzerinden Karadeniz’in kuzeyindeki topraklarına geri çekilmişlerdir (398).Böylece Türkler Anadolu’ya ilk kez ayak basmışlardır. *Avrupa Hunları, Uldız, Karaton ve Rua zamanında Bizans ile savaşarak Batı Roma ile iyi geçindiler. *Attila da Uldız’ın siyasetini uygulayarak Bizansı baskı altına aldı.Attila’nın amacı, büyük bir devlet kurmak, Doğu ve Batı Roma İmparatorluklarını egemenliği altına almaktı. *Avrupa Hunları en güçlü dönemlerini Attila döneminde yaşadılar. *Attila, 434 yılında Bizans’la Margos Antlaşması’nı yapmıştır.Antlaşmaya göre; -Bizans, Hunlara ödemekte olduğu vergiyi iki katına çıkaracak, -Bizans, Hunlara bağlı kavimlerle antlaşma yapmayacak, -Ticari ilişkiler sınır kasabalarında devam edecek, -Bizans, elindeki Hun esirleri iade edecek. I.Balkan Seferi (441-442):Bizans’ın Margos Antlaşması’nın hükümlerine uymaması üzerine gerçekleşti.Bizans’la yapılan antlaşma ile Attila Bizans’ın ödediği vergiyi artırdığı gibi bazı sınır kalelerini de ele geçirdi.Bu seferden sonra Avrupa Hunlarına Balkanların yolu açılmış oldu. II.Balkan Seferi (447):I.Balkan Seferi’nden sonra Bizans’ın antlaşmada öngörülen vergiyi ödemediği için gerçekleşti.Sefer sonunda yapılan Anatolios Antlaşması’na göre; -Bizans, ödediği yıllık vergiyi üç katına çıkaracak, -Bizans, yüklü bir savaş tazminatı ödeyecek -Tuna’nın güneyindeki yerler askerlerden arındırılacaktı. *Bundan sonra Batı Roma üzerine sefere çıktı.Bir yıl önce kendisine evlenme teklifinde bulunan Romalı Prensesi, Roma topraklarının yarısının çeyiz olarak verilmesi koşuluyla zevceliğe kabul ettiğini bildirdi. *Bu isteği reddedilen Attila l.Galya (Fransa) seferine çıktı.Meşhur Romalı komutan Aetius’la 451 yılında Paris yakınlarında yapılan savaşta her iki taraf da büyük kayıplar verdi. *452 Roma (İtalya) seferine çıkan Attila, Papanın isteği ve eski bir uygarlık merkezi olan Roma’ya zarar vermemek için geri döndü. *Attila’nın ölümünden sonra Avrupa Hunları yıkıldı. 4 Dağılma Sebepleri: -Attila’dan sonra başa geçenlerin Yetersizliği. -İç karışıklıklar ve Germen kavimlerinin isyanı. -Hun nüfusunun azlığı. *Avrupa Hunları, Karedeniz in batı kıyılarına yerleştiler ve Hıristiyanlaşarak yerli kavimler içerisinde eriyerek yok oldular. *Avrupa Hun’larının yerine Orta ve Güney Avrupa’da Macarlar ve Bulgarlar devlet kurdular. 2. I.Göktürk Devleti (552-630) *Göktürkler Türk adıyla kurulan ilk devlettir.Başkentleri Ötüken, ilk hükümdarları Bumin Kağan’dır. Avar Devletinde demircilikle uğraşan Göktürkler, Töles’lerin isyanını bastırdıktan sonra Avar’lara karşı isyan ederek bağımsızlıklarını elde ettiler. *Devlet geleneklere göre ikiye ayrıldı:Doğuyu yöneten Bumin Kağan ülkenin batı bölgesini kardeşi İstemi Yağbu’ya bıraktı. *İSTEMİ YABGU'NUN BATI SİYASETİ:İstemi Yabgu, İpek Yolunu elinde tutabilmek için Akhunlar’a karşı Sasanilerle anlaştı. Akhun toprakları Göktürk’lerle Sasaniler arasında paylaşıldı. *Sasaniler‘in İpek Yolunu ele geçirebilmek için Akhun topraklarının tümünü ele geçirmeye çalışması üzerine îstemi Yabgu, Bizans ile anlaşarak Sasanilerle savaştı. Not:Göktürk-Bizans ittifakı sonucu zayıflayan Sasani Devletine Hz. Ömer zamanında Müslümanlar son vermiştir. Göktürklerin İkiye Ayrılması: Çinlilerin Göktürk Devleti’nin içişlerine karışması sonucunda 582 tarihinde ülke ikiye ayrılmıştır., *Mukan Kağandan sonra başa Tapo geçti. *Çin seferinden dönerken beraberinde getirdiği rahiplerin etkisinde kalarak Budizm’e ilgi duydu. Ülkede Budist tapınakları ile Buda heykellerinin yapılması halkın tepkisine neden oldu. *İstemi Yabgu’nun yerine geçen Tardu, Çin entrikalarının da etkisiyle kendisini Kağan ilen etti. *Tapo’nun yanlış siyaseti, Tardu’nun ihtirası ve Çin’in entrikaları sonucu Göktürkler ikiye ayrıldı. *Doğu Göktürk Devletinin başına Tapo’dan sonra İşbara geçti. İşbara dan sonra Doğu Göktürkleri 630 yılında Çin’in egemenliği altına girdi. *Batı Göktürk Hükümdarı Tardu, Doğu ve Batı Göktürkleri birleştirmek için uğraştı. Çin üzerine seferler düzenledi. Su kaynaklarının Çin tarafından zehirlenmesi üzerine büyük kayıplar verdi. *Tardu, İran ile mücadele ederek topraklarını genişletti. *Güçlerini kaybeden Batı Göktürkleri de 659 yılında Çin egemenliğine girerek yıkılmışlardır. 3.II.Göktürk (Kutluk) Devleti (682-745) *Göktürkleri Çin esaretinden kurtaran Kutluk (İlteriş) Kağan, II.Göktürk Devleti’ni kurmuştur. Kutluk Kağan’ın Çin’e yaptığı seferlerin nedenleri: -Türklerin Orta Asya’daki en büyük rakipleri olan Çin’i baskı altında tutmak istemeleri -Yeni kurulmuş olan devletin yiyecek, giyecek ve at gibi gereksinimlerini karşılama düşüncesi. 682-687 yılları arasında 46 akın yapıldı.Bu akınlarda pek çok Çin şehri tahrip edildi.Büyük miktarlarda ganimet ele geçirildi. *Kutluk Kağan’dan sonra çocukları Bilge ve Kültigin küçük oldukları için kardeşi Kapgan Kağan geçti. Kapgan Kağan devletin dış politikasını üç ana temel üzerine kurdu: -Çin’i baskı altında tutmak -Çin’de dağınık halde yaşayan Türkleri bir devletin bünyesinde toplamak -Asya’daki bütün Türk boylarını Göktürk bayrağı altına toplamaktı. *Kapgan Kağan döneminde Çin, ülkesinde bulunan Türkleri serbest bırakarak, büyük miktarlarda tohumluk darı, tarım aletleri ve kumaş vermek zorunda kalmıştır.Kapgan Kağan, Moğol Kitanları, Kırgızları yendi. 5 *Kutluk Devleti’nin en güçlü olduğu dönemler Kutluk Kağan’ın oğulları Bilge Kağan ve kardeşi Kül Tigin dönemleri olmuştur. Bilge Kağan zamanında isyan eden Türk boyları itaat altına alındı.Çin yenilgiye uğratıldı. *Vezir Tonyukuk ise danışman olarak Kutluk Devleti’nin siyasetinde önemli rol oynamıştır. *Bilge Kağan öldükten sonra Kutluk Devleti’nde iç karışıklıklar başlamıştır.Basmil, Karluk ve Uygur Türkleri Kutluk Devleti’ne son vermişlerdir. Göktürklerin Türk Tarihindeki Yeri ve Önemi -Tarihte Türk adını taşıyan ilk devlettir. -İslamiyetten önce kurulan Türk devletleri içinde en geniş sınırlara sahip ve en güçlü olanıdır. -Göktürkler Batı Türkistan’ın Türkleşmesini sağlamışlardır. -Gelişmiş bir yazı ve takvim kullanmışlardır. -Orta Asya’da yaşayan Türklerin Bizans’la ilişkileri Göktürkler zamanında başlamıştır. -Göktürklere ait Orhun Kitabeleri, Türk tarihinin ve Türk edebiyatının ilk yazılı eserlerindendir. -Kendisinden sonra gelen Türk devletlerine her türlü imkansızlık içinde dahi bağımsızlıkları elde etme ve koruma bilincini vermiştir. 4.Uygur Devleti (744-840) *Bu devletin kurucusu Kutlug Bilge Kül Kağan’dır.Başkenti Orhun kıyısındaki Ordubalık (Karabalgasun) tır. *Doğu Türkistan’a yerleşen Uygurlar, diğer Türk boylarını egemenlikleri altına aldılar.Uygurların en önemli özelliği yerleşik hayatı benimseyen ilk Türk toplumu olmalarıdır.Bu nedenle tarım, sanat ve ticarette ilerlemişlerdir.Mani dinine ait tapınaklar yaparak mimaride gelişme göstermişlerdir. Bögü Kağan ın tibet seferi sırasında iki MANİ(MANİHEİZM) rahibini yanına alarak ülkesine geri döndü. Bu rahipler Uygur Türkleri arasında Mani dininin yayılmasına sebep oldular. Ayrıca Türkler arasında Budizm'de yayılmaya başladı.Devletin resmi dini kabul edildi. Mani Dininin Özelliği: Avlanmayı, et yemeyi ve savaşmayı yasaklayan bir dindir. Mani Dininin Uygurlar üzerindeki Etkileri: 1- Uygurlar Savaşçılıklarını kaybettiler. 2- Yerleşik hayata geçtiler. (Türklerde ilk defa yerleşik hayata Uygurlar geçmiştir.) 3- Yerleşik hayata geçmeleriyle Uygurlar ticaret,bilim, sanat ve edebiyat gibi bir çok alanda geliştiler.Mani dinine ait tapınaklar yaptılar.*Bögü Kağan zamanında kabul edilen Mani dininin Uygurlar üzerindeki etkileri: Olumsuz Etkisi:Hayvani gıdaları yemeyi yasakladığı için Uygurların savaşçılık özelliklerini kaybetmelerine neden olmuştur. Olumlu Etkisi:Uygurlar bu dinin etkisiyle yerleşik hayata geçmişler; bilim ve sanatta önemli eserler meydana getirmişlerdir. *Matbaayı ve kağıdı kullanan ilk Türk devletidir. *Uygurlar, XIII. Yüzyılda Cengiz Han’ın egemenliğini kabul etmişlerdir.Bundan sonra Moğollar Uygur Türklerini önemli görevlere getirmişlerdir.Uygur yazısı, Moğolların da yazısı olmuştur.Uygurlar, diğer Türk toplulukları ile birlikte Moğolların Türkleşmesinde önemli rol oynamışlardır.Çağatay ve Özbek Türkleri bu şekilde ortaya çıkmıştır. Diğer Türk Devletleri ve Toplulukları Avarlar *Göktürklere yenildikten sonra Romanya’ya göç ederek devlet kurdular.İki yüzyıldan fazla Avrupa’nın önemli bir kısmına egemen oldular. *Avarlar bugünkü Slav topluluklarının oluşmasında önemli rol oynadılar.Ayrıca Slav topluluklarının devlet ve askeri teşkilatlarında etkili oldular. *Üzengiyi ilk defa Avrupa’ya getirenler Avarlar oldular. *Tarihte İstanbul’u ilk defa kuşatan Türk devletidir.Avarlar Sasanilerle işbirliği yaparak İstanbul’u iki defa kuşattılar. 6 Bulgarlar *Hazarların baskıları sonucunda Tuna ve Kama(İtil,Volga) Bulgarları diye ikiye ayrıldılar. ilk Türk devletleri içerisinde yer alan Bulgarlar, Oğuzlardan ayrılarak Balkanlara yerleşmişlerdir. Hazarların işgalleri sonucu Tuna (Hristiyan olmuşlardır.) ve İtil Bulgarları (Müslüman olmuşlardır.) olmak üzere ikiye ayrılmışlardır. Hazarlar *Hazarlar, İtil ve Don ırmakları çevresine hakim oldular. *Yahudiliği benimseyen tek Türk devletidir.Din konusunda hoşgörülü olmuşlardır. *Müslüman Araplarla savaşan ilk Türk devletidir.Hz. Osman zamanında Müslüman Arap ordularını durdurdular. *Hazarlar, Rusları etkileyerek, devlet ve ordu teşkilatı yönüyle Rus knezliklerine örnek oldular. *Hazar Denizi’ne adlarını verdiler. *Peçeneklerin saldırılarıyla zayıflayan Hazarlar, Rus saldırılarıyla dağıldılar (958). Macarlar *Peçeneklerin baskısıyla Ural ve İtil bölgesinden bugünkü Macaristan’a göç ettiler. *Almanların doğuya yayılmalarını önleyerek Slavların birlik oluşturmasını engellediler. Balkan kavimlerinin Germenleşmesine engel olmuşlardır. *Hristiyanlığı kabul ederek Türklük özelliklerini kaybettiler. Peçenekler *Seyhun Nehri ile Aral Gölü kıyılarında yaşarken Oğuz baskıları ile Karadeniz’in kuzeyine geldiler. *Kumanlarla birlikte Rusların Karadeniz’e inmelerine engel oldular. *Oymaklar halinde yaşamış ve devlet kuramamışlardır. *Bizans’ın entrikalarıyla zayıflamışlar, Malazgirt Savaşı’nda Bizans ordusundan Büyük Selçuklu tarafına geçerek Selçuklulara yardımcı olmuşlardır. Kıpçaklar (Kumanlar) *Balkaş Gölü ile İrtiş Irmağı arasındaki bölgede yaşarken Moğol kabilelerinin baskısıyla batıya göç ettiler. *Peçeneklerle birlikte hareket ederek Rusların Karadeniz’e inmesini engellediler. *Macaristan’a göç eden Kıpçak toplulukları Hristiyanlığı kabul ederek Türklüklerini kaybettiler.Oğuzlarla yaptıkları mücadeleler “Dede Korkut Hikayeleri”ne , Ruslarla olan mücadelesi “İgor” destanlarına konu olmuştur. *Uzun boylu, mavi gözlü, sarışın olmalarıyla Türk soyunun en güzel görünümlü boyudur. Oğuzlar (Uzlar) *Türk milletinin en kalabalık ve tarihte hem siyaset hem de uygarlık alanında en büyük rolü oynayan koludur. *Topluca İslamiyeti kabul ettiler.Büyük Selçuklu Devleti,Türkiye Selçuklu Devleti, Osmanlı Devleti, Anadolu’da kurulmuş olan Türk beylikleri, Akkoyunlu Devleti, Karakoyunlu Devleti ve Safevi Devleti Oğuzlar tarafından kurulmuştur. *Romanya’nın Dobruca bölgesine yerleşen bir kısım Oğuzlar, bugünkü Gagavuzların atalarını oluşturdular. *Günümüzde Türkmenistan, İran, Irak, Suriye, Azerbaycan, Türkiye, Kıbrıs ve Balkanlarda yaşayan Türklerin ataları Oğuzlardır. Sabirler (Sibirler-Sabarlar) *V. Yüzyılda Avarların baskısı sonucunda Kafkasya’nın kuzeyine yerleştiler.Sibirya ismini bu kavimden almıştır. *Bizans’a karşı Sasanilerle birleşerek Anadolu’ya girdiler ve Kayseri, Ankara ve Konya’ya kadar ilerlediler. Türgişler *Göktürklerin yıkılmasından sonra Göktürklerin mirası üzerinde devlet kurarak bu bölgedeki dağınık Türk kabilelerini tek yönetim altında topladılar. 7 *Emevilerle mücadele ederek, Maveraünnehir bölgesindeki Türkleri ve yerli halkı Emevi saldırılarına karşı korudular.Böylece Orta Asya’nın Araplaşmasını önlediler. *Soğd alfabesinden faydalanarak bir Türk alfabesi yaptılar.Çin parasında benzer ilk (Türk parasını ) Türgiş parasını Baga Tarkan kendi adına bastırmıştır. Kırgızlar *Uygurları yıkan Kırgızlar Ötüken’e yerleşip devlet kurdular.1207’de Moğolların egemenliğine girdiler.Kırgızlar, Moğol hakimiyetine giren ilk Türk kavmi oldu. *Bugün aynı isimle varlıklarını devam ettirmekte olan bu medeniyetin 400.000 beyitlik Manas Destanı meşhurdur. *Sovyetler Birliği’nin 1991’de dağılması üzerine başkenti Bişkek olan Kırgızistan Cumhuriyeti’ni kurdular. Karluklar *Talas Savaşı’nda Müslüman Arapların(Abbasilerin) yanında yer alarak Orta Asya’nın Çinlileşmesini engellediler. *İslamiyeti topluca kabul eden ilk Türk boyudur. *İlk Türk-İslam devleti olan Karahanlıların kurulmasında etkili oldular. İlk Türk Devletlerinde Kültür ve Uygarlık Toplum Yapısı *İlk Türk Devletlerinde aile sosyal hayatın en küçük birimiydi. Oğuş (aile)-urug(aileler birliği,sülale)-boy- budun (millet) – il(devlet) *İl dağıldığında, onu oluşturan alt birlikler (aile, sülale, boy, budun) aynen özelliklerini korurlardı.Bu nedenle, yıkılan bir Türk devletinin yerine yenisinin kurulması kolaylaşırdı.Eski Türk devletlerindeki bu sosyal teşkilat, Türklerin tarih sahnesinden silinmemesinde önemli rol oynamıştır. İLK TÜRK DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE MEDENİYET A-KÜLTÜR VE UYGARLIK 1-Devlet Yönetimi: Türkler teşkilatçı bir yapıya sahip olduklarından yıkılan bir devletin yerine hemen yenisini kurabiliyorlardı.Türklerin bir çok devlet kurmalarında ve ayrı siyasal varlıklar altında yaşamalarında özgür yaşamaya düşkün olmaları etkili olmuştur. Türkler hükümdarlık yetkisinin Gök Tanrı tarafından verildiğine inanıyorlardı.Bu yetkiye “KUT” denirdi.Kutun kan yoluyla babadan oğula geçtiği kabul ediliyordu.Kanında kut olan herkes devlet yönetiminde hak sahibi idi.Bu nedenle Türklerde ülke hanedan üyelerinin ortak malı sayılmıştır.Bu inanış hükümdar öldüğünde hanedan üyeleri arasında taht kavgalarının yaşanmasına yol açıyordu. Önemli Not: Türk devlet yönetiminde en zayıf yönü veraset (Tahta Geçme)sistemine göre hanedanın Erkek fertlerinin tahta geçme hakkına sahip olması idi.Birçok kişinin yönetimde hak iddia etmesi Türk Devletlerinin kısa zamanda parçalanmasına ve yıkılmasına yol açmıştır. Türklerde hükümdarın belirlenmesinde en sık karşılaşılan durum hanedan üyeleri arasındaki mücadele sonunda üstün gelenin tahta çıkmasıyla.Zaman zaman hükümdarlar Kurultay ’da belirlenir,Bazen yaşça en büyük şehzadenin tahta geçmesi usulü uygulanırdı.Çinli prenseslerden doğan çocukların hükümdar olma hakları yoktu.Bu durum Türklerdeki “ULUSÇU DEVLET “anlayışına örnek olarak gösterilebilir. Şehzadeler devlet yönetiminde deneyim kazanmaları için ülkenin çeşitli yerlerine yönetici olarak gönderilirlerdi.Bu uygulama daha sonra kurulan bütün Türk devletlerinde de görülmüştür. kağan, han, yabgu, il-teber ve idi-kut gibi unvanlar kullanmışlardır. Bunlar içinde en çok kullanılan ve yaygın olanı han, hakan ve kağan'dır. İlk Türk devletlerinde devlet işleri “Kurultay”adı verilen bir mecliste görüşülürdü.Kurultay boy beyleri askeri ve sivil yöneticilerin katılmasıyla toplanırdı.Bu mecliste ülkenin siyasal ,ekonomik dinsel,sosyal ,askeri sorunlar tartışılırdı.Ancak kurultay ’da alınan kararlar hükümdar onaylarsa 8 yürürlüğe girebilirdi.Bu durum Kurultay ’ın bir danışma meclisi taşıdığını göstermektedir. Türk Meclislerine TOY, veya KENGEŞ denilirdi. Hatun (Katun): Hakanın eşine hatun denirdi. Türk devlet idaresinde hatun da söz sahibiydi.Savaşlarda hakanın yanında yer alan hatun, devlet adamı gibi eğitilir ve yetiştirilirdi. Böylece devlet idaresi ve komşu devletler hakkında bilgi sahibi olur,gerektiğinde devlet başkanlığı yapar, elçi kabul eder ve devlet meclisine katılabilirdi. Türk devletlerinin toprakları genişledikçe, yeni alınan ülkelerin yönetilme zorlukları ortaya çıkmıştır. Bu nedenle devlet arazisi iki kısma ayrılarak.; sağ-sol, doğu-batı, akkara, iç-dış gibi adlarla anılmıştır. Bu bölünmede daima batı tarafın üstünlüğü tanınır ve burayı veliaht yönetirdi. İkinci kısım ise, hanedandan diğer bir prensin idaresine verilirdi. Merkezde ise hakan bulunurdu. (İkili yönetim) ÖNEMLİ NOT:Bu durum Türk devletlerinde Feodal (feodalite değil) bir yönetim biçiminin oluşmasına zemin hazırlamıştır. 2-ORDU:Türk devletleri disiplinli ve güçlü ordular kurmaya özen göstermişlerdir.Türklerin coğrafi özellikleri bunu zorunlu hale getirmiştir. a-Türk ordusu ücretli değildi b-Türk orduları daimiydi. c-Her kadın ve erkek asker sayılırdı.Genellikle atlı birliklere dayanıyordu. d-Her an savaşa hazırlıklı olurlardı.hafif silahlar kullanıyorlardı. Türk düzenli ordu teşkilatını kuran büyük hun hükümdarı Mete Han'dır. 10'lu sistem denilen teşkilatlanma yapılmıştır.(10 kişinin başında Onbaşı,100 kişinin başında Yüzbaşı,1000 kişinin başında binbaşı. Türk ordusunun bu muhteşem sistemini örnek alan diğer uluslar teşkilatlanmışlardır. Savaş taktiğinin iki önemli özelliği "Sahte Ricat" ( sahte çekilme ), ve "Pusu" dur. Bu taktikle Malazgirt,Niğbolu,Mohaç savaşları gibi savaşları kazanmışlardır. Savaş stratejileri "keşif seferleri" ve "yıpratıcı savaşlar" a dayanır. Bu düzen Avrupa'ya Attila ile girmiştir. 3-Hukuk: Türk hukuku, töre ve geleneklere bağlı olarak oluşmuştur. Türe ( Töre ) : Türklerin adet ,gelenek ve göreneklerinden oluşturdukları yazısız hukuk. Devlet işleri ve toplum düzeni "Töre" ile sağlanırdı Siyasi suçlara, hükümdarın başkanlığındaki yüksek devlet mahkemesi ( Yargu ), adi suçlara ise Yarganlar'ın ( Hakimler ) oluşturduğu mahkemeler bakardı. Hunlar ve Göktürklerde, göçebe hukuku , Uygurlarda yerleşik hukuk anlayışı görülür. Törenin değişmeyen hükümleri yanı sıra koşullara göre değişen hükümleri de vardı.Türklerde töreye uymamak en büyük suç sayılırdı.Hükümdar bile töreye uymak zorundaydı. KANITTIR. BU DURUM TÜRKLERDE KANUN ÜSTÜNLÜĞÜ İLKESİNİN VARLIĞINA Örneğin ; işlenen adi suçlarda hapis cezası 10 gündür. Bunun temel nedeni ,göçebe yaşam koşullarıdır.Türklerde caza işleminin kesin hükme bağlanması ve devlet tarafından takip edilmesi toplumda kan gütme geleneğini engellemiştir. Uygurlarda ticari ilişkilerin gelişmesiyle kişiler arasındaki anlaşmazlıklar yazılı kurallar haline getirilmiştir. 4-DİN VE İNANIŞ:Din,insanların inanç ve ibadetlerinin bütünüdür.İslamiyet ’den önceki Türkler dini bir toplumdan ziyade siyasi bir toplum özelliği taşıyordu.Bundan dolayı ayrıcalıklı bir dini sınıf oluşmamıştır.Bu durumda yerleşik yaşam sürülmemesinin de etkisi vardır. Eski Türkler tabiatta bir takım gizli güçlerin varlığına da inanıyorlardı.Dağ,kaya ,ırmak,su,ağaç,orman,demir,güneş,ay,yıldız,gök gürültüsü gibi unsurları kutsal varlıklar olarak 9 kabul etmişlerdir.Kestikleri kurbanları bunlara sunmaları bunun göstergesi kabul edilebilir.Türkler bunların içlerindeki iyi ve kötü ruhlara inanmaktadırlar. İslamiyet’ den önceki Türklerde ölen kişilere ve atalarına ait hatıralar kutsal kabul edilirdi.Bu mezarlara yapılan saldırılar savaş nedeni kabul edilirdi. Türklerin etkilendiği en önemli inançlardan birisi Şamanizm’dir.Bir din olmayıp daha çok büyü ve gizli güçlere inanma şeklinde ortaya çıkmıştır. Şamanist din adamlarına “KAM” veya “ŞAMAN” denilmiştir. Bu kişiler kötü veya iyi ruhlarla temas sağladıklarını inanılarak, bunların büyücülük ve sihir özelliklerine başvururlardı. Şaman inançları Anadolu'da hala varlığını sürdürmektedir. Örneğin; Gelinlerin üzerine buğday veya para atmak, Eşikten atlamanın uğursuz kabul edilmesi, kurşun dökmek gibi... Türklerin asıl inancı Gök-tanrı inancıdır.Bu durum eski Çin kaynaklarında ve orhun yazıtlarında belirtilmiştir. Gök-tanrı Dini: Türklerin İslamiyet ‘ten önceki dini Gök-tanrı diniydi. Bu dine göre Türkler; * Tek bir Tanrının evreni yarattığına ve gökte oturduğuna inanıyorlardı. • Öldükten sonra dirileceklerine inandıklarından, ölülerini atı,eşyaları ve silahıyla birlikte gömüyorlardı. • Cennet 'e UÇMAĞ, cehenneme ise TAMU diyorlardı. • Kurgan : Türklerde mezarlara verilen isim. • Mezarlara ölünün,sağlığında öldürdüğü düşman sayısı kadar BALBAL adı verilen küçük heykeller dikerlerdi. İnanışa göre, yeniden dirilecek kişi atıyla cennete gidecek, ve öldürdüğü düşmanlar sonraki yaşamında ona hizmet edeceklerdir. • Ölüleri için YOĞ adı verilen cenaze törenleri yapar, ve ardından yas tutarlardı. Gök-tanrının tam bir hakimiyeti vardı.Devletlerin kurulmasında ve devletin başına kimin geçeceğine Gök-tanrı karar verir.Bu durum İslamiyet ’teki kader anlayışına benzer. İslam inancı ile gök-tanrı inancı arasındaki bir çok benzerlik Türklerin İslamiyet’e girmelerini kolaylaştırmıştır.Günümüze kadar milli benliğini koruyan Türkler İslamiyet’i benimseyenler olmuştur.Diğer dinleri kabul edenler milli kimliklerini kaybetmişlerdir.Bulundukları bölgelerde azınlık da kalmışlardır. Türkler arasında ayrıca Maniheizm (Mani dini), Budizm, Musevilik, Hristiyanlık gibi dinlerde yayılmıştı.Türkler din konusunda çok hoşgörülüydüler.Bu nedenle Türk devletlerinde bir çok dini inanç yayılmıştır.Türk devletleri farklı dinlere inananların ibadetlerini serbestçe yapmalarına izin vermişlerdir.Örneğin Hazarlarda Musevilik,Hristiyanlık ve İslamiyet yayılmış,bu yüzden şehirlerde cami,kilise ve havralara rastlanmıştır. 5-SOSYAL HAYAT:Türk toplumunun temelini aile oluşturuyordu.Aile sosyal hayatın en küçük parçasıydı.Ailelerin birleşmesiyle SÜLALE ,bunların birleşmesiyle BOYLAR meydana geliyordu.Boy siyasi bir nitelik taşır ve başında bey bulunurdu.Boy beyi boy içindeki her türlü dayanışmayı sağlar ve boyun çıkarlarını korurdu. Boyların birleşmesiyle BUDUN (MİLLET) ,budunların birleşmesiyle de İL(DEVLET)meydana gelirdi.Budunun başında han bulunurdu.Sosyal yapının bu şekilde örgütlü olması çok sayıda Türk devletinin kurulmasına ortam hazırlamıştır. İlk Türk devletlerinde görülen göçebe yaşantı Türklerin mücadeleci insan olmalarını sağlamıştır.HALK ARASINDA SINIF FARKI YOKTUR.TOPLUMDA EŞİTLİK ESASTI.İnsanlar ekonomide ve dinde istedikleri özgürlüğe sahipti.KÖLELİK VE SOYLULUK YUKTU.Bulundukları coğrafyadan dolayı hayvancılıkla uğraşmışlardır.Atın Türklerin hayatında önemli bir yeri vardır.Atı ilk defa evcilleştiren Türkler olmuştur.At sayesinde uzak yerlere gidebilmişlerdir. Göçebe yaşam süren Türkler hayvanlarını otlatabilmek için yazın yaylada kışın ise vadilerde yaşarlardı.Ekonomide avcılığın önemli bir yeri vardır. TÜRKLERDE SOSYAL YAŞAM ,GÖÇEBELİKDEN YERLEŞİK HAYATA GEÇİNCE DEĞİŞİKLİĞE UĞRAMIŞLARDIR. Türkler yerleşik hayata yaygın olarak Uygurlar döneminde geçmiştir.Uygurlar 10 kurdukları şehirlere BALIK diyorlardı.Kurulan şehirler önemli ticari merkezler haline gelmiştir.Şehirlerde sulama kanalları ile tarım geliştirilmeye çalışılmıştır. Türklerin dini ve ulusal günleri milletçe kutlanır.Toy adı verilen şölenler düzenlenirdi.Bu şölenlerde çeşitli spor müsabakaları yapılır.Kurban kesilirdi. 6-EKONOMİK HAYAT: A-Hayvancılık: İslamiyet’ten önceki Türklerin bulunduğu iklim ve yeryüzü şekillerinden dolayı geçim kaynakları ağırlıklı olarak hayvancılık oluşturuyordu.At ile koyun yetiştirilen en önemli hayvanlardı.Ayrıca bu hayvanların ticareti de yapılıyordu. Başlıca gıda kaynakları ise et,süt,darı,peynir ve yoğurttu.Kısrak sütünden yapılan kımız milli bir içecek olarak kabul ediliyordu. B-Tarım:İslamiyet’ten önceki Türkler iklimin ve toprağın elverişli olduğu yerlerde tarım ile de uğraşmışlardır.Hunlar döneminden kalan; -Sulama kanalları -Saban demirleri ve oraklar Türklerin tarım yaptığına kanıt olarak gösterilebilir.Uygurlar yerleşik hayata geçtikten sonra tarıma daha fazla önem vermişlerdir. C-Ticaret:Türkler ticaretin önemini biliyorlardı.Bu amaçla Sasani,Bizans ve Çin gibi devletlerle bir çok antlaşma yapmışlardır.Türkler komşu devletlere et ve et ürünleri satarken karşılığında ipekli kumaşlar almışlardır.Orta Asya da İpek yolu ve kürk yolunu elinde bulunduran Türkler komşularına karşı avantajlı olmuşlar ve ticareti yönlendirmişlerdir. Çin de başlayıp Karadenize kadar ulaşan yola ipeğin kıymetinden dolayı İPEK YOLU denilmiştir.İpek yolunu elinde bulunduran Türk Devletleri kısa sürede gelişmiş ve büyümüşlerdir.Bu yolun denetimini kaybeden Türk devletleri ise zayıflamış ve yıkılışa doğru sürüklenmişlerdir.BU DURUM TİCARETİN SİYASETİ ÇOK CİDDİ ŞEKİLDE ETKİLEDİĞİNE KANIT OLARAK GÖSTERİLEBİLİR.BUNDAN DOLAYI TÜRKLER BU YOLU DENETİMDE TUTABİLMEK İÇİN BİR ÇOK SAVAŞ YAPMIŞLARDIR.Kürk yolu ise ipek yoluna paralel uzanan bu yolda kürkleri değerli hayvanların kürkleri batıya aktarılmıştır. 7-YAZI,DİL VE EDEBİYAT: Milletlerin bıraktığı eserlerin en değerlisi yazılı olanlarıdır.Bu eserler ile her milletin kültür varlığını ve gelişme seyrini takip etmek mümkündür. Türkler tarih boyunca Göktürk,Uygur,Arap ,Kiril ve Latin alfabelerini kullanmışlardır.Bunlardan Göktürk ve Uygur alfabeleri Türklerin Milli alfabeleridir. GÖKTÜRK ALFABESİ:Türklerin kullandıkları ilk alfabedir.Bu alfabeye Orhun alfabesi de denilmektedir.Göktürkler bu alfabe ile Türklere ait yazılı edebiyatın ilk örnekleri kabul edilen kitabeleri bırakmışlardır.Göktürk alfabesinde 38 harf bulunmaktadır.Bunlardan 4’ü sesli 34’ü ise sessizdir.Bu alfabe sağdan sola doğru yazılmaktadır. UYGUR ALFABESİ:Türklerin ikinci milli alfabesidir.18 harften oluşmuştur.3’ü sesli 15’i sessizdir.Sağdan sola doğru yazılmaktadır.Uygurlar kağıt yapımını da ,kitap basma tekniğini de biliyorlardı.Çağdaş matbaa ’nın temelini teşkil eden hareketli harf sistemini bulmuşlar ve bunlarla kitap basmışlardır.Uygurlara ait yazılı hukuk belgeleri de bu alfabe ile yazılmıştır.Uygurlar Moğol egemenliğine girmesi ile bu alfabe Moğolların resmi alfabesi olmuştur. SÖZLÜ VE YAZILI EDEBİYAT:Türkçe Ural-Altay dil ailesinin Altay gurubu içinde yer alır.Türkçe’nin ilk edebi ürünleri sözlüdür.BUNLAR; *Cenaze törenlerinde söylenen sagular. *Şölenlerde saz eşliğinde söylenen koşuklar. *Atasözleri *Bağımsızlık ,vatanın kutsallığı,kahramanlık konularını işleyen destanlar. Hunların--------------> Oğuz Kağan Destanı İskitlerin (Saka)-------> Alper Tunga Destanı Göktürklerin-----------> Ergenekon Destanı Uygurların------------> Göç ve Türeyiş Destanları Kırgızların-------------> Manas Destanı Dede Korkut Hikayeleri de yazıya geçmeden önce sözlü olarak anlatıla gelmiştir. 11 Orhun Yazıtları'nın Türk tarihi açısından önemi : Türk tarihi hakkında bilgi veren bu anıtlar, Türkler tarafından yazılmış ilk belgelerdir. Türk adının geçtiği ilk Türkçe metin özelliğini taşırlar. Yazıtlarda, Türk adı ilk olarak bir milleti ifade etmek üzere kullanılmıştır. Türk dili ve edebiyatının en eski örneğidir. Türk yazısının en eski alfabesiyle yazılmıştır. Orta Asya kültürünün en açık olarak ifade edildiği belge özelliğini taşırlar. Yazıtlarda, Türklerin tarihlerinin araştırılmasına imkan veren, ekonomik, sosyal ve kültürel hayatlarıyla ilgili bilgiler bulunmaktadır. Yazıtlar, sadece mezar taşları olmayıp, bütün Türk boylarına seslenen siyasî bir beyanname karakterini taşımaktadır.Bu kitabelerde Türklerdeki devlet anlayışı ,ülkeyi idare edenlerin ve vatandaşların karşılıklı sorumlulukları ile Çinlilerin Türk devletlerini yıkmak için neler yaptıklarını dile getirmiş,bağımsızlığın önemine vurgu yapılmıştır.TÜRKLERDEKİ SOSYAL DEVLET ANLAYIŞININ NE KADAR ÇOK GELİŞTİĞİ GÖSTERMEKTEDİR. Talas ve Yenisey Yazıtları Orhun Yazıtları'ndan başka, Talas ve Yenisey nehirleri civarında da Türk yazıtları bulunmaktadır. Yenisey Yazıtları, Orhun Yazıtları'ndan daha eskidir. Yazıtların birkaçı hariç, diğerleri mezar taşları halindedir. 8-BİLİM VE SANAT:Türkler bir yılı 365 gün beş saatten biraz fazla olarak hesaplayarak günümüzdeki hesaplamaya çok yaklaşmışlardır.Türkler Ay,Güneş, ve yıldızların hareketleri hakkında bilgiye sahiptiler.On iki hayvanlı Türk takvimini oluşturmuşlar,Bu takvim on iki yıllık devrelere ayrılmış ve her yıl bir hayvan ismiyle adlandırılmıştır. Uygurlar Avrupalılardan yüzyıllarca önce kağıdı ve baskı tekniğini biliyorlardı.İslamiyet’ten önceki Türkler göçebe yaşam sürdükleri için büyük saraylar ve tapınaklar yapmamışlardır.Genellikle taşınabilir aletlerdi.Uygurlarda ise sanat manastır ,saray yapımı ve bunların iç dizaynı biçimde gelişmiştir.Bu durumun oluşmasında yaşam şeklinin çok büyük etkisi Vardır.Türkler eşyalarına hayvan figürleri çizmişler ve dokumacılıkta ve minyatür sanatında çok gelişmişlerdir. İSLAM TARİHİ ÜNİTESİ İslamiyetten Önce Arap Yarımadası Siyasi Durum Güney Arabistan’da Main , Seba ve Himyeri devletleri, Kuzey Arabistan’da Nebatlılar, Tedmürlüler, Gassaniler, Amelikalılar ve Lahmiler bulunuyordu.(Arabistan’da siyasal birliğin olmadığının göstergesidir) Siyasal Birliğin Olmamasının Nedenleri: -Arapların kabile yaşantıları -Kabileler arası kan davaları -Arap Yarımadası’nda değişik dini inanışların bulunması -Bizans ve Sasanilerin baskıları Din ve İnanış *Puta tapıcılık yaygın olmakla beraber Musevilik, Hristiyanlık ve Hanif dinine inananlar da vardı. *Mekke’de bulunan Kâbe kutsal bir mekandı.Putlar burada bulunuyordu.(Mekke’nin dini merkez olduğunun göstergesidir.) Sosyal ve Ekonomik Yaşam *Araplar kabileler halinde göçebe bir yaşam sürüyorlardı. Kan davaları yaygındı.(Bu durum siyasal birliğin sağlanmasını engellemiştir.) *Mekke’deki putlar ziyaret edilip kurban kesilir, burada panayırlar kurulurdu.(Bu Mekke’nin ticaret merkezi olduğunun göstergesidir.) durum *Kölelik anlayışı vardı. Kadınların hiçbir hakkı yoktu.(Bu durum sosyal hayatta eşitliğin olmadığının ve kişilerin hak ve özgürlüklerinin engellendiğinin göstergesidir) 12 İslamiyet’in Doğuşu ve Hz. Muhammed Dönemi Hz. Muhammed, 610 yılında 40 yaşındayken peygamberlikle görevlendirilmiş ve İslam dinini yaymaya başlamıştır. İslamiyeti kabul eden ilk dört kişi:Hz. Hatice, Hz. Ali, Hz. Zeyd ve Hz. Ebubekir. Mekkelilerin İslam Dinine Karşı Çıkmalarının Nedenleri -İslamiyet’in insanları eşit olarak kabul etmesi(köle ve soylu ayrımı olmaksızın) -İslamiyet’in puta tapmayı kaldırması -İslamiyet’in ahiret inancını getirmesi -İslamiyet’in kabile üstünlüğünü ve kötü alışkanlıkları kabul etmemesi -Mekke’nin ileri gelenlerinin ekonomik durumlarının zedeleneceğinden endişe duymaları -Mekkelilerin geleneklerinden vazgeçmek istememeleri Mekkelilerin baskı ve işkencelerinin artması nedeniyle ilk hicret Habeşistan’a 615 yılında yapılmıştır. 621 ve 622 yıllarında gerçekleşen “Akabe Hz.Muhammed’i Medine’ye davet etmişlerdir. Biatları” ile Medineli Müslümanlar Mekke’den Medine’ye Hicret (622) Hicretin Nedenleri -Mekkelilerin Müslümanlara karşı baskılarını artırmaları ve İslamiyet’in Mekke’de yaşanamaz hale gelmesi -Hz. Peygamberin İslamiyet’i yaymak istemesi Hicretin Sonuçları -Medine’de İslam şehir devleti kurulmuştur. -Muhacirlerle Ensar kardeş ilan edilmiştir.Böylece Müslümanlar arasında sosyal dayanışma artmıştır. -Müslümanların Medine’ye yerleşmeleri Mekkelilerin kullandığı Şam ticaret yolunu tehlikeye sokmuştur. -Müslümanlarla Yahudiler ve Müslüman olmayan Araplar arasında savunma ittifakı kurulmuştur.Bu vatandaşlık antlaşması İslam tarihinin ilk anayasası kabul edilmiştir. Yapılan Vatandaşlık Antlaşması’na göre; a)Medineliler dışarıdan gelecek saldırılara karşı birlikte Medine’de birlik ve düzeni sağlamak istemiştir.) b)Yahudiler, Müslümanlarla aynı haklara sahip karşı olacaklar koyacaklar. (Hz.Muhammed, ve ibadetlerini serbestçe yapabilecekler. (Bu durum İslamiyet’in hoşgörülü bir din olduğunun göstergesidir.) c)Yahudiler ve Medine’deki Araplar arasında bir sorun çıkarsa Hz. Muhammed’e başvurulacak. (Yahudiler de Hz. Muhammed’i devlet başkanı, başkomutan ve yargıç olarak kabul etmişlerdir.) -Müslümanlar Mekkelilerin işkence ve baskılarından kurtulmuştur. -İslamiyet Medine’de daha hızlı bir yayılma göstermiş, kısa zamanda Müslümanlar büyük bir siyasal güç haline gelmişlerdir. Medineli yerli Müslümanlara Ensar, Mekke’den Medine’ye göç edenlere ise Muhacir denilmektedir. Hz. Muhammed Devri Siyasi Olayları Gazve:Hz. Peygamberin bizzat katıldığı savaşlardır. Seriyye: Hz. Peygamberin görevlendirdiği komutanın yaptığı savaşlardır. Bedir Savaşı (624) Nedenleri: -Medine’ye hicret eden Müslümanların Mekke’deki mallarının yağmalanıp Şam’da satılması üzerine Hz. Muhammed’in buna bir misilleme olarak Şam’dan dönen kervanın mallarına el koymak istemesi -Mekkelilerin Müslümanları ortadan kaldırmak istemeleri Bu gelişme üzerine Mekkelilerle Müslümanlar arasında Bedir Savaşı yapılmıştır. 13 Sonuçları: -Müslümanlar siyasi ve dini yönden daha güçlü hale gelmiştir. -Hz. Muhammed’e olan güven artmıştır. -Elde edilen ganimetler paylaştırılmıştır.Ganimetlerin 1/5’i hazineye aktarılırken, 4/5’i savaşa teşvik amacıyla savaşanlara dağıtılmıştır. (İslam savaş hukukunun temelleri atılmıştır.) -Şam ticaret yolu Müslümanların kontrolüne geçmiştir. -Esirlerden on Müslümana okuma-yazma öğretenler serbest bırakılmıştır.(İslamiyetin eğitim öğretime verdiği önem ve teşviki gösterir) -Uhud Savaşı’na neden olmuştur. Uhud Savaşı (625) Nedenleri: -Bedir Savaşı’nda mağlup olan Mekkelilerin, bu yenilginin acısını çıkarmak istemeleri -Mekkelilerin daha fazla kuvvetlenmeden Müslümanları yok etmek istemeleri -Medinedeki Yahudilerin Mekkelileri Müslümanlara karşı kışkırtması Sonuçları: -Uhud Dağı eteklerinde yapılan savaşı Müslümanlar kaybettiler. -Hz. Muhammed Uhud Savaşı sırasında önceden yapılan antlaşmaya uymayan Yahudileri şehir dışına sürgün etmiştir. Hendek Savaşı (627) Nedenleri: -Yahudilerin maddi destek vererek Mekkelileri kışkırtması -Mekkelilerin Müslümanların son bir darbe ile gelişmesini engellemek istemeleri Sonuçları: -Müslümanların kuvvetlerinin arttığı ve mağlup edilemeyeceği Kureyşliler tarafından anlaşılmıştır. -Kureyş’in mağlup olmasıyla etraftaki kabileler arasında İslamiyetin yayılması hızlanmıştır. -Yahudiler Medine’den çıkarılarak içeriden gelebilecek tehlikeler önlenmiş, böylece Medine tamamen Müslümanların denetimine geçmiştir. -Hendek Savaşı Müslümanların son savunma savaşı oldu.Bu savaştan sonra Mekkeliler savunmaya çekilmiştir. Hudeybiye Antlaşması (628) Medine’ye hicret eden Müslümanlar Mekke’ye gidip Kabe’yi ve akrabalarını ziyaret etmek istediler.Mekkeliler Hz. Muhammed’in önderlik yaptığı bu grubu Mekke’ye sokmadılar.İki taraf arasındaki görüşmeler sonucunda antlaşma imzalanmıştır. Maddeleri: -Her iki taraf on yıl süreyle birbiriyle savaşmayacak. -Müslümanlar, o yıl Mekke’ye girmeyecekler, ancak ertesi yıl üç gün süreyle Kâbe’yi ziyaret edebilecekler. -Mekkelilerden Medine’ye sığınanlar iade edilecek, Müslümanlardan Mekke’ye sığınanlar ise iade edilmeyecek. -Her iki taraf istediği kabilelerle ittifak yapabilecek ancak asker ve silah yardımı yapılmayacak. Hudeybiye Antlaşması’yla; -Müslümanların siyasi bir varlık olarak imzaladıkları ilk antlaşmadır.Böylece Mekkeliler Müslümanları hukuken tanımıştır. -Müslümanlarla Mekkeliler arasında kaynaşma olmuş, İslamiyet Mekkeliler ve etrafındaki kabileler arasında yayılmıştır. -Taraflar arasında sert davranışlar yumuşamış, buna paralel olarak ticaret faaliyetleri artmıştır. Hayber’in Fethi (629) Nedenleri: -Hayber Yahudilerinin Hendek Savaşı’nda Mekkelileri kışkırtmaları -Yahudilerin Müslümanların ticaret faaliyetlerini engellemeleri Sonuçları: 14 -Yahudilerin vergi ödemeleri şartıyla burada yaşamalarına izin verildi. -Şam ticaret yolunun güvenliği kesin olarak sağlanmıştır. Ekonomik yönü en ağır basan savaştır.Mekke’nin fethini kolaylaştırmıştır. Mute Savaşı (629) Nedeni:Bizans egemenliğindeki Gassanilerin, bir Müslüman keşif kolunu pusuya düşürmeleri Arap olmayan uluslarla Müslümanların ilk mücadelesi Mute Savaşı’yla başlamıştır. Sonuçları: -Müslümanlar bu savaşta Bizans ordusuna karşı kesin bir başarı sağlayamamıştır. -Bizans ile Müslümanlar arasında yapılan ilk savaş olması yönüyle önem taşır. Mekke’nin Fethi (630) Nedeni:Mekkeli müşriklerin Hudeybiye Antlaşması’na uymaması. Hz. Muhammed, Mekkeliler üzerine 10.000 kadar askerle sefere çıktı.Güçlenen ordu şehri kuşatmış, ciddi bir direnme görmeden Mekke’yi fethetmiştir. Sonuçları: -Kâbe Müslümanların eline geçmiş ve putlardan temizlenmiştir. -Arabitan’da Müslümanların karşısındaki en büyük engel ortadan kaldırılmıştır.Müslümanlar Arap Yarımadası’ndaki en büyük siyasi güç haline gelmiştir. Huneyn Savaşı(630) Nedeni:İslamiyeti kabul etmeyen Arapların(müşriklerin) ve Yahudilerin Müslümanları Mekke’den atmak için Huneyn’de toplanmaları. Sonucu:Huneyn Savaşı, Müslümanların zaferiyle sonuçlanmıştır. Taif Seferi(630) Nedeni:Müslümanların, Hicaz’da müşriklerin son kalesi olan Taif’i fethetmek istemeleri. Sonucu:Müslümanlar, Taif şehrini kuşatmışlar ancak alamamışlardır.Taif halkı bir yıl sonra kendi istekleriyle İslamiyeti kabul Tebük Seferi(631) Nedeni:Bizans İmparatoru Heraklius’un Arabistan üzerine bir sefer düzenleyeceğinin haber alınması. Sonucu: Bizans ordusuna karşı yapılan Tebük Seferi sırasında Gassani Arapları Müslümanlığı kabul ettiler.Tebük Seferi Arap Yarımadası’nda siyasal birliğin önemli ölçüde kurulduğunu göstermektedir.Tebük Seferi, Hz. Muhammed’in son seferi olmuştur. Hz. Muhammed, Tebük Seferi’nden Medine’ye döndükten bir yıl sonra hac yapmak amacıyla Mekke’ye gitmiştir.Veda Haccından sonra Hz. Muhammed rahatsızlanarak 8 Haziran 632’de 63 yaşındayken vefat etmiştir. Dört Halife Devri (632-661) Hz. Muhammed, vefatı sırasında fertlerin seçme haklarına saygılı davranmak amacıyla yerine kimseyi tayin etmemiştir.Müslümanlar Kureyş’in ileri gelenlerinden Hz. Ebubekir’i halife seçtiler.Dört Halife Devri’nde döneme “Cumhuriyet” denilmiştir. Halifeler seçimle belirlendiği için, bu 1.Hz. Ebubekir Dönemi (632-634) İç Olaylar *Hz. Muhammed’in vefatından sonra zekat vermeyen ve dinden dönenlerle mücadele edilerek düzen sağlanmıştır. *Yalancı peygamberler ortadan kaldırılmıştır. *İlk kez halifeye, valilere ve ordu komutanlarına maaş bağlanmıştır. *Kur’an-ı Kerim ayetleri toplanarak bir kitap haline getirilmiştir. Kur’an-ı Kerim’in kitap haline getirilmesinde; -Hz. Muhammed’in vefat etmesi -Yalancı peygamberlerin ortaya çıkması 15 -Hafızların savaşlarda şehit olmaları -Ayetlerle hadislerin birbirine karışmasının önlenmek istenmesi -Kuran ayetleri arasına rivayetlerin girmesinin önlenmek istenmesi -Kuran’ın yazılı olduğu malzemenin (deri, taş, ağaç gibi) korunmasındaki zorluklar etkili olmuştur. Dış Olaylar *Hz. Muhammed’in hazırladığı ordu Hz. Ebubekir tarafından Suriye’ye gönderilmiştir.Bu seferle Arap Yarımadası dışına ilk sefer yapıldı. *İslam ordularının Suriye topraklarına girmesi ve Filistin’e kadar ilerlemesi üzerine Bizans ordusu yola çıktı ve yapılan Yermük Savaşı (634) ile Bizanslılar yenilgiye uğratılarak Suriye’nin kapıları Müslümanlara açılmış oldu.Yermük Zaferi Bizans’a karşı kazanılan ilk zaferdir. *Ülke içi karışıklıkların giderilmesi, Hz. Ömer döneminde fetihlere ağırlık verilmesine zemin hazırlamıştır. 2.Hz. Ömer Dönemi (634-644) Hz.Ebubekir’in vasiyeti üzerine halife seçilmiştir. Siyasal Gelişmeler *Bizans’la yapılan Ecnadin Savaşı (636) ile Suriye’nin tamamı fethedildi.Böylece İslam sınırları ilk kez Anadolu’yla komşu oldu. *637’de Kudüs ve Filistin alındı. *İran’daki Sasani İmparatorluğu ile ilk savaşlar bu dönemde yapılmıştır.634’teki Köprü Savaşı kaybedilmesine rağmen 636 Kadisiye, 637 Celula ve nihayet 642 Nihavent Savaşı sonucunda Sasani İmparatorluğu ortadan kaldırılarak İran ve Irak toprakları Müslümanların eline geçmiştir. *Azerbaycan fethedilmiştir. *639’da Mısır ve Libya alınarak Müslümanlar ilk kez Afrika kıtasında fetihlere başlamışlardır. Dört Halife döneminde en çok fetihlerin yapıldığı dönem Hz. Ömer dönemidir. *İslam kültürü ilk kez bu dönemde farklı kültürlerle karşılaşmıştır.Bizans ve Sasani kültürleri İslam kültürünü olumlu yönde etkilemiştir. Teşkilatlanma Alanındaki Gelişmeler Hz. Ömer döneminde toprakların genişlemesiyle yeni düzenlemelere gidilmiştir. -Hicretin 20. yılında daha çok mali problemleri çözümlemek için ilk divan örgütü kurulmuştur. -Vilayetlere gönderilen valilerin yanına adalet işlerinden sorumlu kadılar gönderilmiştir.Böylece yargı ile yönetim ilk kez birbirinden ayrılmıştır. -Fethedilen yerler ilk defa yönetim birimlerine ayrıldı.Böylece ülke büyük illere bölünmüştür. -İlk defa Hz. Ömer döneminde stratejik önemi ordugahlar (cündler) kurulmuştur.Bu ordugahların kurulmasıyla; olan yerlere daimi *fetihlerin hızlanması, *zaman kazanılması, *bölgenin Müslümanlaşması *sınırların güvenliğini sağlamak amaçlanmıştır. -İkta sistemi ilk defa bu dönemde uygulanmıştır. -Vergilerde yeni düzenlemeler yapılmış, gayri Müslimlerden haraç vergisi alınmaya başlanmış, beyt’ül mal (devlet hazinesi) kurulmuştur. -İlk kez cizye alınmaya başlanmıştır. -Hicri takvim kullanılmaya başlandı (639). -İslam Devleti bir imparatorluk halini almıştır. 3.Hz.Osman Dönemi (644-656) *Hz. Ömer’in vefatı ile altı kişilik bir Şura tarafından seçilmiştir.En uzun hilafet dönemidir. *İran’ın fethi tamamlanmış, Trablusgarp ve Tunus fethedilmiştir.Kafkaslara giren İslam orduları Hazarlara yenilerek Kafkasların güneyine çekilmiştir. *Şam’da ilk kez donanma kurulmuş, Kıbrıs bu donanmanın seferleri sonucunda vergiye bağlanmış, Rodos fethedilmiştir. 16 Kur’an-ı Kerim’in Çoğaltılması Dört Halife Döneminde sınırların genişlemesine paralel olarak değişik uluslar İslamiyeti benimsemişti.Farklı dil ve şiveleri kullanan toplumlarda Kur’an-ı Kerim’in değişik okuma şekilleri ortaya çıktı.Bu durumu önlemek amacıyla Hz. Osman döneminde bir heyet kurularak Kur’an çoğaltılarak değişik yerlere gönderilmiştir. (651). İlk iç karışıklıklar bu dönemde ortaya çıkmıştır. İç Karışıklıkların Başlaması Hz. Osman döneminde; -Önemli görevlere Emevi ailesinden kişilerin getirilmesi -Yahudi asıllı Abdullah b. Sebe’nin ve İslamiyeti kabul etmiş gibi görünüp, gerçekte benimsemeyen (münafık) kişilerin çalışmaları -Ganimet gelirlerinin azalması ve orduda memnuniyetsizlikler isyanları başlatmıştır. Hz. Osman döneminde yaşanan bu olaylar sonucunda; -İslam dünyasında ilk defa anarşi faaliyetleri başlamıştır. -İslam dünyasında başlayan görüş ayrılıkları; karışıklıklara neden olmuştur. 4.Hz. Ali Dönemi (656-661) *Hz. Ali’nin halife seçilmesinden kısa bir süre sonra, Hz. Osman’ın katillerinin bulunmasında yavaş davranıldığını ileri süren Hz. Muaviye ve Hz. Aişe, Hz. Ali’nin halifeliğini tanımadılar. Bu nedenle Hz. Aişe’nin önderliğindeki Mekke grubu ile Hz. Ali grubu arasında Cemel Savaşı yapılmıştır (656).Müslümanlar arasında yapılan bu ilk savaşı Hz. Ali kazanmış ve İslam dünyasında herhangi sağlamak için) bir ayrılık olmamıştır.Merkez Kûfe’ye taşınmıştır.(merkezi otoriteyi *Hz. Muaviye’nin başını çektiği Şam grubu ile Hz. Ali arasında Sıffin Savaşı yapılmıştır (657).Hz. Ali galip gelmek üzereyken Hz. Muaviye taraftarlarının mızrakların ucuna Kur’an yaprakları takması savaşın durmasına ve Hakem Olayı’na neden olmuştur. -Hz. Muaviye-Amr bin As’ı -Hz. Ali-Ebu Musa el-Eşari’yi hakem seçmiştir. Hakem Olayı İslam dünyasındaki ilk siyasi ayrılıklara neden olmuştur.Müslümanlar 3 gruba bölünmüştür: -Hz. Ali taraftarları -Hz. Muaviye taraftarları -Hariciler Hariciler Hz. Ali, Hz. Muaviye ve Amr bin As’ı öldürmeye karar vermişler .Hariciler; sadece 661’de Hz. Ali’yi şehit etmişlerdir.Hz. Ali’nin şehit edilmesinden sonra Hz. Hasan halife seçilmiş, ancak Muaviye’nin halifelikteki ısrarı üzerine Hz. Hasan bazı şartlarla (yaşadığı sürece Muaviye halife olarak kalacak, ondan sonra Hz. Ali’nin küçük oğlu Hz. Hüseyin halife olacaktı) halifeliği Hz. Muaviye’ye bırakmıştır. Emeviler Devleti (661-750) Muaviye Dönemi (661-680) *Muaviye döneminde, iç düzen yeniden sağlamlaştırıldıktan sonra, fetihler yeniden başlatılmıştır.Doğu’da Maveraünnehir’e girilmiş, İstanbul iki kez Müslümanlar tarafından kuşatılmış, fakat başarı sağlanamamıştır. *Başkent Kûfe’den Şam’a taşınmıştır.(Muaviye karşı güvenliğini sağlamayı amaçlamıştır.) bununla Hz. *İlk posta teşkilatı kurulmuştur.(İsyanların zamanında öğrenilmesi sağladığı için ülkede bütünlüğün korunmasını sağlamıştır) Ali ve taraftarlarına bastırılmasını *Muaviye döneminin en önemli olaylarından birisi de kendisi ölmeden oğlu Yezid’i veliaht ilan etmesidir.Böylece halifelik babadan oğula geçen saltanata dönüşmüştür. Yezid Dönemi (680-685) 17 Yezid döneminin en önemli gelişmesi Kerbela Olayı’dır.Hz. Peygamberin torunu Hz. Hüseyin, halifeliğin babadan oğula geçemeyeceğini ve seçim yapılması gerektiğini söyleyerek Kûfe’ye doğru yola çıktı.Fakat Yezid’in komutanı Ubeydullah, Hz. Hüseyin’i ve yanındakileri Kerbela’da durdurdu.Bir müddet sonra Hz. Hüseyin’i ve yanındakileri kılıçtan geçirdi (10 Muharrem 680). Bu olay Müslümanların; Şiiler ve Sünniler şeklinde kesin olarak gruplara ayrılmasına neden olmuştur.Kerbela’da Hz. Peygamberin torununun şehit edilmesi, İslam dünyasında Emevilere karşı isyanların çıkmasına ve düşmanlığın artmasına neden olmuştur. Abdülmelik Dönemi (685-705) Arapça’nnın resmi dil olarak kabul edilmesi ilk İslam parasının bastırılması (ekonomik bağımsızlık) Abdülmelik döneminde gerçekleştirilmiştir. Velid Dönemi (705-715) *Tarık b. Ziyad komutasındaki İslam orduları fethedilmiştir.Daha sonra buraya Endülüs ismi verilmiştir. 711’de Kadiks Savaşı’yla İspanya İslam tarihindeki ikinci büyük fetih hareketleri Halife Velid Döneminde görülür. *Müslümanlar 732’de Puvatya Savaşı’nda Franklara yenilinceye kadar ilerlediler.Puvatya Savaşı sonucunda Avrupa’daki son sınır Pirene Dağları olarak kalmıştır. Emevilerin yıkılmasında, -Arap milliyetçiliği yapmaları ve diğer milletlere değer vermemeleri(en önemlisi) -Fetih hareketlerinin durması -Emevilerin Hz. Muhammed’in soyundan gelenlere iyi davranmamaları -Arap kabileleri arasındaki rekabetin savaşlara dönüşmesi -Emeviler Devleti, Horasan valisi Ebu Müslim Horasani’nin isyanı ve Emevi halifesi Mervan’ın öldürülmesiyle sona ermesi gibi nedenler etkili olmuştur. *İlk İslam parasının basılması, Arapçanın resmi dil ilan edilmesi ve Arap olmayan Müslümanlara “Mevali” demeleri Emevilerin Arap milliyetçiliği yaptığının birer göstergesidir. *Emevilerin Arapları üstün görme politikası (Arap milliyetçiliği) Türkler arasında (Türgişler) İslamiyetin yayılmasını engellemiştir. *İlk kez İslam mimarisi Hristiyan mimarisiyle yarışabilecek seviyeye gelmiştir.(Şam’da Emeviye Camii, Kudüs’te Kubbetü’s Sahra) Endülüs Emevi Devleti (756-1031) *Emevi ailesinden Halife Hişam’ın torunu Abdurrahman tarafından İspanya’da kuruldu.(Avrupa’da kurulmuş ilk İslam devletidir.) *Başkenti Kurtuba’dır. *Daha çok bilim ve kültür alanında ilerlemişler ve Avrupa’nın kültürel yönden gelişmesini sağlamışlardır.Avrupa’da Rönesans hareketlerine etki etmişlerdir. *Kütüphane, medrese ve mimarisiyle ünlüdür. (Kurtuba, Gırnata’da) *Devlet Hristiyanların saldırıları sonucu 1031 yılında parçalandı.Bu parçalanmayla ortaya çıkan devletlerden Beni Ahmer Devleti(1232-1492)’nin başkenti Gırnata olup kültür ve uygarlık alanında ilerledi.Kastilya Kraliçesi İzabel ile Aragonya Kralı Ferdinand’ın evlenmesiyle İspanya birliği kurulmuş.Bu da Beni Ahmer Devleti’ni zor durumda bıraktı. *1492 yılında İspanya’da İslam egemenliği sona erdi.İspanya’daki Müslümanları ve Yahudileri Oruç Reis ve kardeşi Hızır Reis(Barbaros) gemilerle Kuzey Afrikaya taşıdılar.Osmanlılar da İspanya’dan çıkarılan Müslümanları ve Yahudileri ülkeye kabul ettiler. Abbasiler Devleti (750-1258) *Ebul Abbas Abdullah, Kufe’de Ebu Müslim tarafından halife ilan edilerek Abbasi Devleti kurulmuştur.Devlet merkezi Kufe’den Haşimiye’ye taşındı.751’de yapılan Talas Savaşı’nda Türkler 18 Karluk, Yağma ve Çiğil boyları Abbasilere yardım etmiş, savaştan sonra da İstamiyeti kabul etmişlerdir. *Halife Mansur döneminde ilk kez eski Yunan ve Helenistik medeniyete ait eserler tercüme edilmeye başlanmıştır(Batı kültürünün etkisi).Ayrıca Bağdat kenti kurularak başkent yapılmıştır. *Abbasilerin en parlak dönemi Harun Reşid’in halifeliği sırasında yaşanmıştır.Bu dönemde halkın yaşam standartı yükselmiş, kültür ve mimari alanda çalışmalar yapılmıştır. Harun Reşid döneminde Bizans sınırında “Avasım” eyaleti kuruldu.Anadolu’da Tarsus’tan doğu yönüne uzanan bir hat boyunca kurulan bu şehirlere Türkler yerleştirilmiştir.(Abbasilerin sınır güvenliği sağlanmıştır.) *Mutasım döneminde Türklere önem verilmiş, orduda, ordu komutanlıklarında ve valiliklerde görev verilmiş, Türklerin diğer uluslarla karışmasını ve savaşçı özelliklerinin kaybolmasını önlemek amacıyla Bağdat yakınlarında “Samarra” şehri kurularak onları buraya yerleştirmiştir. Abbasilerin Dağılması ve Yeni Devletlerin Kurulması IX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Abbasi halifelerinin otoritesinin zayıflaması nedeniyle eyaletlerdeki askeri valiler (Emir’ül Ümera) bağımsızlıklarını ilan etmeye başlamışlardır.Böylece Abbasi sınırları giderek daralmıştır.Tavaif-ül Mülük denilen devletler ortaya çıkmıştır.Abbasi toprakalarında kurulan bu devletler şunlardır: -Samanoğulları (İran-Horasan/Sünni) -Tolunoğulları, İhşitler (Mısır/Türk-İslam) -Fatimiler (Mısır/Arap-Şii) -Büveyhoğulları, Tahiriler (İran/Şii) -İdrisiler, Ağlebiler (Kuzey Afrika) *Abbasiler Şii tehlikesine karşı(Büveyhoğullarının Abbasi halifesine baskısı) 1055’te Büyük Selçukluların koruyuculuğu altına girmiştir. Abbasilerin Yıkılış Nedenleri: -Emir-ül Ümeraların keyfi tutumları -Hassa ordularını yabancılardan kurmaları -Mutezile mezhebini resmi mezhep kabul ederek, ehl-i sünnet alimlerine cezalar vermeleri -Fetih hareketlerinin durması -Moğolların Bağdat’ı işgal etmeleri *1258’de İlhanlı hükümdarı Hülagu, Bağdat’ı işgal ederek Abbasileri yıkmış ve son Abbasi Halifesinin amcası Mısır’a kaçarak Memlüklere sığınmıştır. Böylece Halifelik Memlüklerin koruyuculuğu altına girmiştir.Halifelik 1517’deki Yavuz’un Mısır Seferiyle Osmanlı Devleti’ne geçecektir. Abbasilerin Genel Özellikleri -Abbasiler döneminde Emevilere göre daha az fetih yapılmıştır. -Abbasiler Arap olmayan uluslara hoşgörüyle yaklaşmış ve İslamiyet’in daha fazla yayılmasını sağlamışlardır. -Bu dönemde Emevilere göre bilim ve kültür alanında daha çok gelişme gözlenmiştir. -Türkler ilk kez bu dönemde İslamiyet’i kitleler halinde benimsemişlerdir. -Abbasilerin denizciliğe önem vermemeleri ticari ve askeri alanda gelişmelerini engellemiştir. -İlk kez Abbasi Halifeliği sırasında dünyada halifeliğe bağlı yeni devletler kurulmuştur. *X. yüzyılda Abbasi, Fatimi ve Endülüs Emevi halifeliklerinin ortaya çıkması İslam dünyasında siyasal ve mezhep ayrılıklarının olduğunun göstergesidir. İspanya’da Hristiyan, Abbasilerde Moğol istilası oluşturulan medeniyetleri yok etmiştir. *İslam devletlerinde zekat, haraç, cizye vergileri, ganimetlerin 1/5’i, öşür, maden,orman, otlak, tuzla gelirleri, bağlı devletlerin vergileri, hediyeler, tüccarlardan 19 alınan vergiler devletin gelir kaynaklarını oluşturuyordu.Toplanan gelirler orduya, kale yapımlarına, bayındırlık işlerine, dul, yetim ve hastalara harcanırdı. *İslam devletlerinde resim, heykelcilik yasaklanmış, ancak minyatür, hat, tezhip, kakmacılık, oymacılık sanatları gelişme göstermiştir. İslam Uygarlığının Temelleri İslam uygarlığı, Arapların, Türklerin ve İslamiyeti kabul eden eseridir.Selçuklular ve Osmanlılar döneminde büyük gelişme gösterdi. diğer ulusların ortak İslam Uygarlığının Oluşumunda Diğer Uygarlıkların Etkisi İslam uygarlığı tıp alanında Yunan ve İran, matematik alanında Hint, sanat alanında Bizans, İran ve Türk sanatından etkilendi. İslam Uygarlığının Diğer Uygarlıklara Etkisi -Avrupa, İslam dünyasındaki aracılığıyla öğrendi. gelişmeleri Endülüs Emevileri ve Sicilya Müslümanları -Haçlı Seferleriyle Avrupalılar kâğıt, matbaa, barut ve pusulayı Müslümanlardan öğrendi. l 20